i
ill Pmii
\mWi
Hn is
h
m
ITARSiZMtlT
Imkansizi islemek!
TARIHI EEHBIi:
T 1
If
11/
ll 01 11
**kH««
a II
1
11
—
*
IMGE ibevi
|
Peter Marshall
Anar§izmin Tarihi tmkansizi htemek
C^eviren
Yavuz Alogan
I
IMGE kitabevi
Igindekiler
&
Te§ekkur
11
Giris
13
BOLUM 1
BIR: Teoride Anarjizm
Anar§i lrmagi
2Toplum
ve Devlet
3 0zgurlukve
BOLOM
iKI:
E§iilik
Anar$izmin Onculeri
4 Taoizm ve Buddhizm
....23
25 37 71
93 95
5Grekler 6 Hiristiyanhk
113
7 0rtacag
139
8
153
tngiliz
Devrimi
9 Fransiz Ronesansi ve Aydinlanma 10 tngiliz Aydinlanmasi
123
171
199
K
Anar$iz*nin Tarihi
ISOI
I
I
l-imihiz
A man
I
213
Ikiyuk Liberterler
IK,.:
215
iberterleri
l.iberterleri
229
3 Ingiliz l.iberterleri
243
12 I
DM
14
I
American
BOLUM DORT: 15 William
16
267
Liberterleri
Klasik Anarsist Dusuniirler
Godwin: Diizen Asigi
Max Stirner:
Bilincli Egoist..
...
279 281 319
17 Pierre-Joseph Proudhon: Yoksullugun Filozofu
339
18 Michael Bakunin: Ozgurluk Fanatigi
377 439
19 Peter Kropotkin: Evrimci Bir Devrimci
20 Elisee Rectus: Ozgurliigun Cogralyacisi 21 Errico Malatesta: Devrimin Etektrikcisi
22 Leo Tolstoy: Barisin Kontu
23 Amerikan 24
Emma
Bireycileri ve Komunistleri
Goldman: En Tehlikeli Kadin
479 487 509 537 553
25 Alman Komunistleri
571
26 Mohandas Gandi: Kibar Devrimci
587
BOLUM
597
BE§:EylemdeAnarsizm
34Asya
599 619 629 649 663 685 695 715
BOLUM ALTL Modern Anarsizm
737
35 Yerti Sol ve Kai si-Kiiltur 36 Yeni Sag ve Anarko-Kapitalizm.
739 765
27 Fransa 28
Italya
29 Ispanya 30 Rusya ve Ukrayna. 31
KuzeyAvrapa
32 Birlesik Devktler
..
33 Latin Amerika
tqindehiler
37 Modern Liberterler
775
38 Modern Anarsistler 39 Murray Bookchin ve Ozgurttigiin
803 823
B0LUM
YED1: Anarsizmin Mirasi
Ekolojisi
851
Araclar.....
853
41 Anarsizmin Gecerliligi
871
40 Amaclar ve
Secilmis.
Dizin
Kaynak^a
905 941
Te§ekkur
&
Bu
eserin ge^itli bolumlerine iliskin
yonimlanndan oturu, Hei-
ner Becker, John Clark, John Crump, Caroline Cahm, David Go-
od way, Carl Levy, merhum Geoffrey Ostergaard, Hans Ramaer ve Vernon Richards' a te$ekkur ediyorum. Tom Cahill ve Graham Kelsey, bana malzeme saglama inceligini gosterdiler. Yillar once anarsist fikirler tarihine duydugum ilgiyi John Burrow'a borgluyum. Vurgulanni ya da yorumlanni her zaman paylasmasam da, Paul Avrich, Daniel Guerin, James Joll, Jean Maitron, Max Nettlau ve George Woodcock 'un anarsizm tarihine iliskin oncu eserlerinden cok yararlandim. Kitabin yayima hazirlanisj sirasinda Philip
Gawyn
Jones'un yaptigi editoryal lavsiyeler her
zaman zekice ve
isabetli
olmugtur.
Gerek National Library of Wales'in, gerekse British Library'nin yoneticilerine ve Coleg Harlech, University College of North Wales ve University of London'vn kutuphane gdrevlilerine, arastvrmalanmi kolayla§tirdiklan icin tesekkur ediyorum.
"Anarsizm" denilen imkansiz bir sey uzerinde yaptigim galisma, cocuklarim
Dylan ve Emily'i sasirtmi$, ancak
lemde yapici anarsinin
ikisi
de ey-
esinleyici bir ornegini vermisjerdir.
Ada-
konusunda uyanmami saglayan ilk kisiye, annem Vera'ya minnettanm, Kardesim Michael bana her zaman destek let
ve
esitlik
Anarsizmin Tarihi
12
olmusitir Ozellikle, bu
uzun arastirma boyunca beni
siirekli ce-
saretlei!dirdi£i vc
etmeliyim.
Ona
yardimci oldugu icin jenny Zobel'e tesekkur neler borclu oldugumu sadece o bilir. Nihayet,
dostlarun Uichard Feesey, Jeremy Gane, vid Lea
bana
Graham Hancock, Da-
vcjohn Schlapobersky, bu gorevi tamamlayabilmem
farkli
icin
bicimlerde destek olmusfardir.
Peter Marshall,
Temmuz
1991
Giri§
Anarsi terordur; uygarligi yikmak isteyen ve bunun icin
bomba
umutsuzlann ogretisidir. Anarsi kaostur; kanunun ve diizenin cdkiiigu, insamn yikici tuikulan gemi aziya aldigi zaman ortaya sikar. Anarsi nihilizmdir; butun ahlaki degerlerin terk edilmesi ve akhn alacakaranhgidir, Bu, yargi? kursusuniin ve hukumetlerin kabusu olan anarsi hayaletidir. Halk arasinda ve gunluk dilde anarsi, yikim ve itaatsizlik, ama aym zamanda rahatlafirlatan
ma
ve ozgurliik olarak anlasilir. Anar^ist sozcugii genellikle,
vandal, ikonoklast {put kinci), vahsi, kaba, kabadayi, esekansi,
engerek, insan yiyen dev, gulyabani, yaban
ayisi, zebani, sirret ya
da biiyucU gibi sdzciiklerle anihr. 1 Anarsjst, Joseph Conrad' in
The Secret Agent (Gizli Ajan-1907) bashkh romaninda, gelecek kusaklar icin hukumetleri ve uygar toplumu yikmayi amaclayan bir fanatik olarak olumsuzlestirilmistir.
Anarsizmden kotu soz edilmesi ozgurliik idealinin, en
da
ise tehlikeli bir
bir
ler,
hk
yanda
iyi
sasirtici degildir.
saf
hayal olarak reddedilmesi olagandir. Anarsist-
gostermeyen asinyanda saf hayalciler Baskan Theodore Roose-
yikici cilginlar, hicbir esneklik
yanlilan, tehlikeli terorisUer olarak, die
ve incelikli azizler olarak reddedilirler. velt
l
Onun
durumda utopyacihk, en kotu durum-
ge^en Bkz
yiizyilin
sonunda
.soyle diyordu:
Roget'i Thesaurus, Penguin,
"Anarsizm insan
Ha rmonds worth, 1965,
s.
165.
tu-
Anar$izmin
14
rime
Tarifii
islenen bir suctur ve butiin insanhk anarsistlere karsi
kiir^i
birlesmclidir." 2
Ashnda, anarsistlerin sadece kucuk si rati:
j
i
tain bir
olarak terore basvurmus ve
bir aztnhgi
bunu da
unmtsuztuk doneminde, pek cok
ve siyasal
gerceklestirmistir.
ci traveller
le anilsa da, tarihsel
devrtmci bir
1890'larda ya^anan
bombalama
gosterisli
Cogu kez
siddetle birlik-
olarak anarsizm oteki siyasal ogretilerden
cok daha az siddet kullanmis, daha cok, fasistlerle otoriter komuiiisilerin yuruyus, kolundan cikanlan zayif bir genclik hareketi olarak gorulmustur. $iddet uzerinde hicbir tekeli
yoktur ve
ulusculara, halkcilara ve monarsistlere ktyasla daha bartsci ol-
mustur. Aynca Godwin, Proudhon, Kropotkin ve Tolstoy gibi dusiinceli ve barisci insanlan kapsayan bir gelenek, yapisi geregi terorist ve nihilist olarak
reddedilemez. Klasik anarsist dusunur-
arasinda sadece Bakunin yikmanin siirsetligini kutsamis ve
ler
digcr pek cok dustinur ve sanatci gibi, yeniyi yaratmak icin once eskiyi
yikmanin gerekli oidugunu dusunmustur, toplumun basat dili ve kulturu iktidardakilerin degerle-
Bir rini
ve fikirlerini yansitma egilimi gosterir. Anarsistler sabit du-
suncelerin kurdugu tiranhgin herkesten gok kurbani olmuslar ve
Thomas
Paine'in
sip kalmislardir.
"dunyanm
Bastille'i"
dedigi §eyin icinde siki-
Ancak, yoneiicilerin neden anarsiden korktuk-
lanni ve kendi yonetimlerinin temellerini sorguladiklan icin on-
gormek istediklerini anlamak kadim Grekce'de yer alan avapxta
lan neden yikici fanatikler olarak kolaydir. "Anarsi" sozcugii
(anarcho) sozcugiinden
gelir.
Sozciik anlami "lidersiz"dir,
genellikle "yoneticisiz" olarak cevrilir ve yorumlanir.
Bu
ama
sozciik,
bast ru] an itibaren yoneticilerin kendi uyruklanna, yonetimleri-
nin sotia ermesi halinde buyiik bir kansiklik ve kargasalik dogacagtni anlatmalan icin kullamlmistir. Yeats'in yazdigi gibi, "Her
scy dagihr; merkez tutunamaz; olur."'
Aym
durumun, ni
One
Dunyaya sadece
sekilde, yasalann savunuculari da
kansiklik,
siiriiyorlardi.
asm
anarsi
hakim
"hukuksuz"
bir
serbestlik ve siddet anlamina gelecegi-
Bu durumda yasalan
bilen hukiimetlerin
diizen ve siikunu saglamalari zorunluydu.
Ancak cesur ve bagimsiz 2
Alum, James D. Forman, Anarchism:
Wans, N*w York, 1975, 3
diisunurler, Devletlerin ve hiikii-
s.
Political Innocence or
5ocm! Violence,
4.
William Hutler Yeats, "The Second Coming", Collected Poems Macinillan, 1950,5.211.
of
W.
B. Yeats,
Girij
15
metlerin adaletsizligi teorik olarak korumayi amaclarken, aslinda
sadece baski ve
esitsizligi surdurmus olduklanni giderek anlamaya basladilar. Hukuk, mahkemeler, hapishaneler ve ordu gibi
baski araclan olan Devlet, toplumsal duzensizligin caresi degil
bashca nedeni olarak goruldu. Ortodoks olmayan bu diisunurler, daha da ileri giderek, yoneticileri olmayan bir toplumun kaotik bir kuralsizhk
sunun en
durumuna dusmeyecegi, tarn aksine, insan varoluformunu iiretebilecegi gibi yadirgatici bir
arzulanabilir
go rus olusturdular. "Dogal durum" ya da hukumetsiz toplum, Hobbes'un herkesin herkese karsi savastigi surekli bir savas kabusunu degil,
daha cok
barisci ve iiretici bir
yasam kosulunu
gerektirir.
da bu yaklasimin Locke'un dogal durumuna daha
Aslm-
yakm oldugu
Bu durumda insanlar, doga yasasmm sinirlan ve "yeryuzunde ortak bir gu?, aralarmi bulacak bir otorite olrnaksizin akla uygun" bir yasam icinde, "kendi eylemlerini gerceklestirebilegoriiliir.
cekleri
mukemmel
bir ozgurliik"
durumunda
bir arada yasaya-
caklardi. 4 Anarsistler sadece, Locke'un, boyle bir
ma
ve
edinme zevkinin
ister
durumda
yasa-
istemez belirsiz ya da uygunsuz
olacagi gorusiinu reddederler.
Kendi tarzinda ilk anarsist olan ve on dokuzuncu yuzyilda yazan Pierre-Joseph Proudhon su paradoksu ortaya atti: "Anarsi Duzendir," Bu paradoksun devrimci anlami, yoneticilerde giinun hirinde yonetimden uzaklastinlabilecekleri korkusu uyandirarak, miilksuzlere ve diisiinen insanlara ise gunim birinde kendi-
yonetecek kadar ozgiir olabilecekleri numiize kadar yankilanmistir. lerini
umudunu
vererek gu-
Tarihsel anarsist hareket yirminci yuzyihn iki buyiik devri-
mi, Rus ve tspanyol devrimleri sirasinda en yiiksek noktaya ulasti
Rus devrimi sirasinda anarsistler "Butiin Iktidar Sovyetlere"
slogamna gercek anlamint vermeye calistdar ve pek cok bolgede, ozellikle de Ukrayna'da komunler kurdular. Ancak Bolsevikler kendi iktidarlanni yogunlastirdikca zemtn kaybetmeye basladilar.
Kiztl
Ordu 'nun basmda olan
Trocki, Nestor
Makhno'nun 6n-
derliginde Ukrayna'da suren anarsist hareketi ezdi ve 1921'de denizcilerle iscilerin
4
Kron^tad Isyani olarak bilinen en buyuk
liber-
John Locke, "An Essay Concerning the True Original, Extent and End of Civil Government" (1690), Of Civi? Government, Two Treatises (Dem, 1936), II.
Kitap.bol. 4, 19,5. 118, 126.
Anarsizmin Tarihi
I<>
ayaklanmasmi
iit
bastirdt.
Bilincn en buyrik anarsist
deneyim 1930'larda Ispanya'da
gcKcklesii. Ispanyol lc Savagi'nm baslannda, ozelhkle Endiilus ve Valensiya'daki koyliiler binlerce koyde atesli bir kolektifter se-
bekesi kurdular.
Inciter,
tspanya'mn en sanayilesmis bolgesi olan
Katalonya'da ozyonetim ilkeleri temelinde kurulan
isci kolektif-
Homage To
aracthgiyla sanayi kurulustannt yonetiyorlardt.
leri
Catalonia (Katalonya'ya Selam, 1938) bashkh kitabiyla George
Orwell buradaki devrimci aimosfere [endirme birakmistir. Ancak ve
iligkin olaganiistu bir deger-
fasist Itaiya ve
Almanya'nin Franco
onun jsyancilanrun yamnda mudahale etmesi ve
Sovyetler
Birligi'nin Komiinistler aracihgiyla yapilan silah ikmalini giderek
azaltmasi,
bu deneymnin yenilgiye ugramasina
nistler ve anarsistler
yol acu.
Komu-
1937'de Barselona'da birbirleriyle savastilar
ve kisa sure sonra Franco galip geldi. Milyontarca Ispanyol anarsisti
yer altma cekildi ya da yolunu kaybettt. Ikinci
Dunya
Savasi uluslararasi anarsist hareketin dagilma-
sina yol acti ve en fedakar unsurlar kiicuk dergiler cikaran ve
gecmis zaferlerden sdz eden cevrelere indirgendi. Sadece Gandhi'nin sivil itaatsizlik stratejisi fngilizleri Hindistan'dan basardi.
Onun
lum vizyonu
kovmayi
ozerk koyier temelinde yerinden ydnetimli topliberter bir pirilu
Woodcock
tasiyordu. George
1960'lann basinda anarsizm tarihini yazdigmda, anarsist hareketin
amacint kaybettigi ve bundan boyle anarsist idealin esas ola-
rak "kendi
durumumuzu yargilamamiza
ve hedeflerimizi gorme-
mize" yardimct olabilecegi gibi uzucu bir sonuca vardi. 5 Tarihci
James
Joll
da kisa sure sonra agit niteliginde bir not dustu ve
anarsizmin "ciddi bir siyasal ve toplumsal guc" olarak basaristzhga ugradigim ilan
etti.
Bu arada sosyolog
sizmin "zaten basaristzhga Olaylar kisa
stire
koydu. Bir degerler ve degildi; bir
Irving Horowitz, anar-
mahkum otdugu"nu
icinde fikirler
one
siirdu. 6
bu yargilann yanhshgini ortaya volkani olarak anarsizm, tukenmis
sadece uykudaydt. Ahmislar, benzersiz ve daha daginik
formda olmakla
birlikte dikkat cekici bir
canlanmaya tamk
oldu, Yeni Sol'un pek cok temasi -yerinden yonetim, isci dene5
George Woodcock, Anarchism:
A
History of Libertarian Ideas and Movements
(1%2) Penguin, Ha rmonds worth, 1983, T
6
James
s.
450.
The Anarchists (1964), 2, baski Methuen, 1979, Horowitz, der., Tht Anarchists, s. 588, Dell, New York, 1964. Joll,
s.
ix;
Irving
L
Giri?
17
katihmci demokrasi- merkezi anarsist goru$lerdi.
timi,
E.
P.
Thomson gibi olgun Marksistler oncii partilerin otoriter taktiklerinden kopmak icin kendilerine "liberter" sosyalist demeye baslatopluluk ve haz temelinde bir karsi-kulturiin
dilar. Bireysellik,
"gelismesi, ozbilincli bir bilgiyi degilse de, derin bir anarsist duyarhligi ifade ediyordu. ImkSnsizi istemek bir kez
daha gercekci
hate geldi.
Monolitik kurumlann bireyi onemsememesinden, kariyerisi siyasetcilerin ici
bos hilekarligindan ve calismanm
monoton-
gri
bikan orta simf genclik, Londra, Paris, Amsterdam,
lu gun dan
Berlin, Chicago,
Mexico
Buenos Aires ve Tokyo'da
City,
anarsi-
nin kara bayragini yukseltti. 1968'de gerceklesen ogrenci isyanlan liberter bir esin tasiyordu. Paris'teki sokak afislerinde, "ger-
imkansizi
"yasaklamak yasaklanmistir" ve "hayal
cekci
ol,
gucu
iktidara" gibi paradoksal sloganlar yer aliyordu.
lar
iste,"
Durumcu-
gundelik hayattn butunuyle donugturulmesi icin gagn yapi-
daha sonra Kabouter hareketleri, Bu donemde gerceklesen kendiliginden ayaklanmalar ve catt§malar merkezi modern devyorlardi. Hollanda'da Provo,
yaratici catt§ma gelenegini surdiirduler.
letin
ne kadar kinlgan olabilecegini gosterdi, Tarihciler not dustiiler. Daniel Guerin'in canh L'Anarchisme;
De
la doctrine
a Vaction'u (Anarsizm, Bir Eylem Doktrini, 1965)
1960'larda dogan liberter duyarhligi
hem
yansitti
hem
de
gelis-
mesine yardimci oldu. Kitap, cok satanlar arasinda yer aldi ve pek cok dile cevrildi, Guerin, cagdas diinyanm ihtiyaclarma ayak uyduramayanin anargizm degil, Devlet komunizmi oldugu sonu-
cuna vanyor ve kehanetinin 1968'de Prag ve
Paris'te
gelen olaylarla dogrulandigini hissediyordu. 7
Joll,
meydana
anarsizmin
hala canh bir gelenek oldugunu, sadece psikolojik ya da tarihsel
konu olmadigini kabul etmek zorunda -kaldi. 8 Woodcock da anarsizmin can cekismektc oldugunu ilan etmekie biraz aceleci davrandigtm itiraf etmek zorunda kaldi. Ashnda anargizm, can gekismek soyle dursun, "kendi kullerinden dogan bir Anka ku-
bir
su" haline gelmisti. 9
7
Bki. Daniel Guerin, "Postscript: tice,
8
May
1965, Monthly Review Press,
Joll, age,
s.
1968", Anarchism from Theory to Prac-
New York,
1970,
s.
156.
262; ayrica Bki. "Anarchism a Living Tradition", Anarchism To-
Aper &JamesJoll, Macmillan, 1971, s, 212-25. Woodcock, The Anarchist Reader, Fontana, 1977. s. 55; ayrica Bki. day, der. David E.
9
Jitsm'in ikinci
basimina yazdigi onsoz,
s,
7-8.
Atiarc-
Ana r? \zm in
18
Tarihi
umudu
Yetmisli yillarda gundelik hayati donusttirme
ancak anarsist
yoktu,
Avrupa ve Kuzey Amerika'da yasanan pek 90k komiinal yasam deneyiminde kendini aciga vurdu, Bu dene-
Anonim
yimlerde
Devlet icinde ozgiir mintikalar yaratmaya cah-
denetimi ve ozyonetim hareketi erken anarko-sen-
Isci
Stldi.
etki
dikalizm ilkelerini yansitryordu. Bans ve kadin hareketleri anar-
hakimiyet ve hiyerarsi elestirisinden ctkilenmis, dogrudan eylem ve katihmci demokrasiye yapilan anarsist vurguyu cesilli sist
derecelerde benimsemistir. Yesiller hareketi, ekonomtde yerinden yd neti m uygulama, kisisel vc siyasal iktidan dagitma arzusunda anarsisttir. Anarsistler, egitim, semlikalar, topluluk planla-
masi ve kultur alanlannda
Dana
olmuslardir.
elkili
militarize,
merkezi ve dtsa kapah hukumetlere yonelik yeni egilim, otoriteye tneydan okuyan, kendini dusumnede israrci olan insanlann karsi- hareketi ni yaratmistir.
Mevcut
oloriter sosyalisi rejimlerde,
daha
fazla
ozyonetim
ve temel ozgurliikler konusunda yaygin bir talep vardir. Eski
Sovyeder bir kez
Birligi'nin
bagimsiz cumhuriyetlerinde devletin
daha giindeme giriyor
ve Kropotkin okuyortar.
w gene
radikaller ilk kez
May is JWJ'da Qn'de
rolii
Bakunin
ogrencilerin bas-
latukian gosteriler, tanklar devreye girmeden once, siddet icer-
meyen dogrudan eylemin
imkanlanni gosierdi ve ozerk
yaratici
sendikalarla anarsist cizgide ozyonelim cagnlanna yol Batida, sageta yer alan sist
pek to k
dusiinurlere yonelmistir,
bir harekei
"
ki$i
de esinlenmek
acti.
icin anar-
Anarko-kapitalizm" taraftan yeni
olusmustur Bu harekei ekonominin diizensiz bicim-
de islemesini ve ekonomiye devlei mudahalesinin kaldirdmasini istemektedir.ijam bir basan kazanamasalar da, Basbakan Margaret
Thatcher Britanya 'da "D evletin sinirlanni geri cekmeye " cah-
$trken,
ABD'de Balkan R onald Reagan esas olarak
kastnd an htaku met destegini ceken"
isuyorduj Bu
likirleri
daha da
ileri
kisi
"i
olarak
goturen
nsanlann ar -
haurlanmak
Liberter
Parii
1980'lerde Birlesik Devletler'in en buyiik ucuncii partisi oldu.
Bu kiiabm amaci, cok
nu
fikir
cagdas. sorunlar ve konularla
ilgili
pek
ve deger sunan derin bir anarsist gelenegin var oldugu-
gostermektir, Pek cok anarsizm arastirmasinda yaptldtgi gibi,
anarslzmin tarihsel onemini ve ge^erliligini kanitlamak
icin
Marksist ve liberal elestirmenlere saldtran, kihk degistirmis bir
propaganda formu olmak
gibi bir niyeti yoktur.
Ne de David
Girij
Miller'in
son caltsmasinda yapildigi
19 gibi, bir ideoloji
olarak yani_
toplumsal bir grubun ctkarlanni ifade eden kapsayici bir doktrin 10 olarak anarsizme iliskin bir degerlendirme sunmaktadir.
Anar$izmin
Tarihi,
oncelikle anar^ist fikir ve hareketlerin
kokenlerini ve gel isi mini tarihtir. Belirli
gunumuze kadar
izleyen
el est ire 1
bir
dusunurleri ele ahr, ancak onlarin eserlerini ken-
simrh metinler olarak gormez. Dusunurleri ve eserlerini* daha genis kapsamh gelenegin yam sira, ozgul tarihsel ve kisisel disiyle
baglamlarma veriest irmeye cahsir. Ku§kusuz, boyle bir cahsmaya nereden baslamak ve nelere yer vermek gerektigi tartisitabilir. Bir anarsizm cahsmasinm, kendi tarzinda
ilk anar^ist
olan Pierre-Joseph Proudhon
ile
bas-
lamasi ve kendisine anarsist diyen sonraki dusuniirlerle smirh
tutulmasi gerektigi one surulebilir. Boyle bir cahsma, genellikle ilk biiyiik anar^ist •SITa
yasadigt
dusu ntir olarak kabu l_ed ilen Godwin'i n yam siddeti cagnstirmast yuzunden demekte duraksayan Tolstoy'u muhtemelen
donemde sozcugun
kendisine anarsist
dislayacak ve onemli tekil diisunurlerin, sozgelisi, hayactnin so-
nuna dogru anarsizmden sapan Proudhon'un, ancak olgunbk donemlerinde anarsizm bayragini yiikselten Bakunin'in ve Kropotkin'in yasadiklan belirli donemlerle simrh olacaktir, Genelde, dissal yonetimin ve devletin butun formtanni reddeden, toplumun ve bireylerin bunlar olmadan da dureceklerine inanan
kisiyi anarsist olarak
yuksek bir deger olarak goren ve smirlamak iste-
yanda, bir
liberter, ozgiirlugu
yonetimin
yetkilerini asgari guvenlik ihtiyaciyla
yen
islevlerini sur-
lammhyorum, 6te
kisidir. Anarsist ile liberter arasindaki cizgi
oldukca incedir
ve bu iki terim gecmiste sik sik birbirinin yerine kullanilmi§ur,
Ancak butun ana r s is tier liberter ken, b iitun ltbe rterier anarsist degildir. Gene de, hepsi ayni klana baglidir, atalan aymctir ve birbirlerine benzerler,
Bazen de kendi aralannda
yaratici birlik-
ter olustururlar.
Bu cahsmada, Encyclopaedia
Britanniai'ya yazdigi (1910)
unlu anarsizm makalesinde, anarsist "egilim "i kadim dunyada yasayan Lao Tzu'ya kadar gerilere goturen Kropotkin'in verdigi ornegi izledim. 11 Anarsist gelenegin mesru taleplerini saptamak 10
Bkz. Duvid Miller, Anarchism, Dent, 1984,
11
Peur Kropotkin, "Anarchism" Encyclopaedia Brilannicu C1910>, Anarchism and Anarchisi Communism itinde yeniden basilmistir, der. Nicolas Walter, Frcedon Press, 1987, $. 10.
Anarsizmin Tarihi
20 istiy orum, ciin ku
anarsizm on dokuzuncu yiizyilda ansizin, sa-
dece btrilen kendilerine anarsist demeye karar verdiklerinde ortaya
Murray Bookchin'in
ci kmadi.
'dzgurliik mirasi" dedigi sey i
aciga cikarmak ve gecmisteki bas at otoriter kithur tara hndan ustii
ortulen ya da bagka kilik lara soku lan bir
kurmak
gismi yeni den
bertcr d usimce ciz-
li
istiyorum. 12 Oncelikle diisunurleri ete
atiyorum: Derin bir anarsist duyarlihgi ifade eden Shelley gibi
Franz Kafka,
sairler,
B.
Traven ve Ursula
K.
LeGuin
istemeyerek attanmis; anarsist sanatin zengin
ctlar
gibi
roman-
damanna
sa-
dece deginilmislir. 13 Bu secimi yaparkcu beni guduleyen, esas olarak anarsist
felsefenin genisligini
vt
derinligini gosterme,
anarsist gelenegin birinci smif dii$unurler yaratmadigina dair
yaygm
onyargiyt ortadan kaldirma isiegi oldu.
Demek tarihi
ki,
Anarsizmin Tarihi bir anarsist dusunce ve eylem fikirleri tarihset ve
olmayi amachyor. Kiiap, diisunurleri ve
loplumsal baglamlanna yerlestinneye cahsirken, zengin, derin ve' ozgun bir fikirler ve degerler yapisi olarak anarsizmin kaydettigi gelisim tizerinde duracak.
he in de
Bu yaklasim, konunun hem tarihsel Bu kitap propa-
olarak ele alinmasmi gerektiriyor.
felsefi
ganda amaciyla yazilmad\, am.uk anarsizme duydugum sempati, hi? kuskusuz kendi panltisini kiiaba kaiacaktir. tif
Bir anarsizm calismasi, ozgiirluk durtusiinun sadece kolekdeneyimimizin onemli bir parcasi nlmadigini, derinden hisse-
dilen insani bir ihtiyaca da yanit vcrdigini gosterecektir. Ozgiir
ozgun
luk,
dusunce
ve
yaialicilik
^
Ayni
zorunludur.
igin
za man da dogal bir arzudur, ciinkii lucbir hayvanin kafese gir-
rhekten hoslanmadigmt ve butiin biltncli varhklann kendi arzuLarmi ozgurce tatmin elmekten hoslandiklanni gorebiliriz Anar-
'
.
gi zm,
dogada gdrdiigunu toplumsal hayatin icinde
fumda d2y6netimin gerceklesme si
\end ini duzenie yisini
icin
arar;
top-
yapilan cagn, doganin
ve orgutleyistnt yansuir..
,
Anarsizm, muhalitleri tarahndan cocuksu ve sacma olmakla elestirilmistir. Otoriter Marksistfer
rruinizm"in oteki ardi cderler. 14 12
bir
Lcnm'i lekrarlayarak, "sol ko-
"coatkluk hastahgi" olarak goz
Bu konuda, uygarhgin amak
icgudiisel durtulerin
Bki. Murray Bookchin, The Ecology off reitlmn: the Emergence and Dissolution of Hierarchy,
13
formlanm
Cheshire Books, Palo Altn, I'WI,
Oteki anarsist yazarlar iem Bkz. Mithael tic ",BIacfe
14 Bki. V.
I
hoi. vii.
Si-iivriM-r.
"
Iric
Anarchist Aesthe
Rose, 1,1979, s 7-21.
Lenin, "Left-Wing" Communism. An In'mifilr Disorder (1920),
Girij
21
bigimde baskilanmasi temelinde var olabilecegine inanan ortodoks Freudcularla ayni goriistedirler. Anargisder, tam da one suruldugu gibi, ataerkil otoriteye duyduklan olanca nefreti devagir
Bu yuzden, ciddi bir ahlaki ve toplumsal (elsefe, kdtu bicimde ?6zulmu§ bir baba katli arzusuna indirgenmis ya da bebeklik nevrozunun bir tedavi formu olarak kucumsenmiglete yansitirlar.
lir, Bu yakta^im daha da ileri giderek anarsizmin felsefi ozden yoksun oldugunu ve yaptigi ^agrmin temetde duygusal oldugunu iddia eder. Bu elestiriler dogru olsaydi Bertrand Russell ve Noam Chomsky gibi bu ytizyihn en iyi beyinlerinin, vardigi sonu^lan acik^a onaylamasalar da anarsist felsefeyi neden bu kadar ciddiye aldtklanni a?iklamak zor ohirdu. Aynca, ozgul tarihsel kosullara akilci ve anlamh bir yanit vermese de, anarsizmin bu yiizyil-
da ozellikle Ispanya'da yarattigi biiyuk etkiyi a^iktamak da zor olurdu.(t)topyaci ve atavik otmaktan uzak olan anarsizm, tan-
min hakim oldugu toplumlann yam sira iteri derecede sanayilesmis toplumlarda da dogrudan dogruya bireylerin ve toplulukla-
nn yiiz
yiize geldikleri sorunlarla bogusmaktadir/) Anarsizmin hala suren cazibesini, ruhumuzun derinliklerin-
de yatan
hem
akilci
hem
de duygusal itilimlere kalici bigimde
uygun olusuna atfetmek miimkundur. Anarsizm, felsefe
olmanm yam
sira bir
kurumlara ve pra tiki ere
tutum, bir hayat
iliskin carpici bir
bir
toplumsal
tarzidir.
Mevcm
0zumlemeyi
temsil
eder ve ayni zamanda radikal bicimde doniisturulmus bir top-
lum umudu
butim dissal kisulamalardan ve daolumsuz varolus anlaminda^hem de uyum icinde varolusu kutsayan olumlu ozgur varolus saglar. Ozellikle,
yatilmis otoriteden ozgtir
tam
bir
anlammda
buyuleyici bir kisisel ve toplumsal ozgurliik ideatini
savunur. Tarihsel bir hareket olarak gelecekteki basarisi ne olursa olsun, anarsizm insan deneyiminin temel bir parcasi olarak kaiacaktir, ciinku ozgurluk durtiisu
en derin ihtiyaclannuzdan
ve ozgur bir toplum vizyonu en eski ruyalanmizdan biridir. Bu
ruyalann
ikisi
de asla tam olarak baski altina alinamaz; her
ikisi
de biitun yoneticilerden ve onlann Devletlerinden daha uzun yasayacaktir.
BOLUM
B1R
Teoride Artar§izm
<&
Yonetilmek, ne hakki ne kerameti ne de
iffeti
olan yaratiklar tara-
jindan izlenmek, soru$tuiiilmak, gozetlenmek, yimlcndirilmek, yasalara uydurulmak, diizene sohulmak, kapatdmak, teikinlere ve va-
azlara tnaruz kalmak, denetXenmeh, yorumlanmak,
degerhndirilmeh, sansure ugratilmak ve komuta edilmektir... Yonetilmek, fetjinm her hareketinde, her eyleminde ve yaptigi her ijlemde,
nii/us soyimma tabi tutulmasi, vergidamga lanmasi, fiyatlandirrimasi, degerlendirdmesi,
mimlenmesi, haydedilmesi,
lendirilmesi,
patentinin ahnmast, yetkilendirilmesi, (avs'tye edilmesi, ihtar edilmesi,
ve duzeltilmesi
men
musaadeye
edilmesi,
tabi kihnmasi,
dogruyola sohulmasi
ardamma geXir. Hukumet, haraca baglamak,
etmek,jidye ddemeye mecbur birakdmak, sotnurulntek,
terbiye
tekelle$tiril-
mek, gasp edilmek, baski altma ahnmak, gizenilile^tirilmek, soyul-
mak anlamina if in
gelir; butun bunlar kamu yarari ve halhm fifearlan Daha sonra, ilk direni$ beltrtisi ya da $ikayet sozciibash altma almir, para cezasma carpttnltr, horgoru-
yapdtr.
gitnde, kisi
lur, tedirg'm eddir, lur,
takip eddir, apar topar ahntp gotiirulur, dovu-
bogularak idam eddir, hapse
lammr, yargdamr, hukum
giyer,
atiltr,
vumlur, makineli tujekle
surgune gonderilir, kurban
(i
lay oiilir, ktzdirihr ve
onuru
Jtinlir.
adaleti de ahlaki
PIERRE-JOSEPH
edilir,
hucuk dujurulur,
MiiiNr, ihanete ugratdir ve ttstime ustluk bir de
Huhiimet
da budur}
PROVDHON
i$te
budur; onun
at
insan ancak kcndisi kadar ozgur insanlann arasinda getxehten
ozgur olur.
MICHAEL BAKUNIN
& Her Devlet
ya da birden foh ST1RNER
blr despot izmdir, bir
MAX
despottan olusur.
Anar§i Irmagi
&
Anarsi, genellikle hukumetsiz toplum, anarsizm ise a mac lay an
ceklesmesini
toplumsal
"Anarsi" sozcugu, kadim Grek
(anarkhos) sozcugiinden
felsefe
olarak
ger-
tammlamr.
doneminde kullamtan avctpX^Ot
gelir; C(V
(an) oneki "siz
sonekine denk duser, applet (arkhos) sozcugu "lider",
bunun
11
ise
daha sonra "hwkumdar/yonetici" antamina
ya da
"siz"
once askeri
gelir.
Ortacag
Latincesinde sozcuk anarchia haline geldi. Erken ortacagda ise "oncesiz" varltk olarak Tannyi betimlemek icin kullanildi; ancak
daha sonra, ba^langictaki Grek
siyasal tanimini
Gunumiizde anarsizm sozcugu, kurumsal kumet olmaksizin yasayan
bir insanin
yeniden kazandi.
bir otorite ya da
Basindan itibaren anarsi sozcugu,
icin kullanilir.
hu-
durumunu betimlemek
hem kansikhk
durumuna iliskin olumsuz bir yonetime gerek duymayan bir topluma ilis-
ve kaosa yol a^an yonetimsizlik
anlam,
hem
kin olumlu
de artik
bir
anlam
ta$ir.
Anarsizmin tarn bir tanimini yapmak
yaniltici olur, cunkii
dogasi geregi anarsizm antidogmatiktir. Belirli bir
nu temel alan
sabit bir doktrin yapisi
sunce akimi ve
stratejiyi
yansitan bir felsefedir.
dunya gorusu-
sunmaz. Pek cok
farkli
du-
kapsayan, karmasik ve ince bir zekayi
Ashnda anarsizm,
surekli degisen, yeni
kaynaklarla beslenen, pek cok akmti ve girdaptan olusan,
ama
Anarsizmin Tarihi
26
dahna genis ozgtirluk okyaniasuna dogru akan bir irmak gibidir. Anarsizmde pek cok farkh akim olsa da, anarsistler bazi temei varsayim ve merkezi temalan paytasirlar, Anarsist felsefenin derinliklerine daldigiruzda, genellikle insan dogasina iliskin belirli
mevcut diizene
bir gorits,
iliskin bir elestiri, ozgiir bir top-
lum vizyonu ve bu topluma ulasmak icin bir yontem bulursunuz. Bulun anarsistler di§sal hiikumetin ve Devlet'in mesrulu-
gunu reddederler ve dayatilmis
mahkum
hakimiyeti
siyasal otoriteyi, hiyerarsiyi ve
ederler. Bir anarsi
e5it bireylerin gotiullii birliklerinden
durumu, yani
ozgiir ve
olusan, merkezi olmayan ve
kendi kendisini yoneten bir federasyon kurtnaya cahstrlar, AnaTsizmin nihai hedefi, biitun insanlarm kendi potansiyellerini tam olarak gerceklestirmelerine izin veren ozgiir bir toplum yaratmaktir,
Anarsizm baski ve haksrzitga karsi ahlaki bir protestodan dogdu. Hk insan toplumlan bik yonetmek isteyenlerle yoneul-
meyi reddeden ya da bizzat kendisi yonetmek isteyenler arasinda
tamk oldvt. Ilk anarsist, otekinin baskisibuna baskatdiran iik kisiydi. Bu kisi, nasil bir bi-
surekli bir mucadeleye
ni hisseden ve
cim abrsa
alsin
otorheden bagimsiz dusunme hakkini savun-
makla kalmadi, aym zamanda otoriteye meydan okudu. lnsanlik tarihinde gerek diisiincede gerekse davranista saptanabilir bir egilim olarak
anarsizm binlerce yd oncesinden gu-
numtize kadar
Kropotkin
izlenebilir,
bulundu: "Uygarhk ven
iki
tarihi
boyunca,
bir keresinde su
iki
egilim arasinda catisma olmu§tur:
yal ve federalist; otoriter ve liberter."
1
gozlemde
gelenek, birbirine ters
Roma
dri-
ve Halk; etnper-
Anarsizm bu sonuncu ge-
lenegin parcasidir. Bu, hakimiyete karsi cikan, 6 zy one limit top-
lumu norm
olarak, otoriter ve hiyerarsik
kurumlar yaratma yo-
nelitnini sap ma olarak goren bir gelenektir.
Anarsizm,
ister buyucli, rahip, fatih, ister asker, sef
ya da
hiikumdar olsun, ikddar arayisindaki azinhklar karsismda insanlann kendi kendilerini yonetme talebinde bulundu klan yerlerde
bicimlenmeye kabile,
basladi. Anarsist
koy toplulugu, bagtmsiz
ruhun,
yazili tarih
boyunca, ktan,
sehir, lonca ve sendikalarda olus-
lugu gorulebilir. Anarsist
duyarhhk
iik
Peter Kropotkin, The Slate:
Freedom
Press, 1969,
s.
55.
kez kadim Qn'deki Taoisder arasinda Its
Historic Role (1897),
rjev.
Vernon Richards.
Anar$i Irmagt
27
goriiimus ve o zamandan beri bizlerle birlikte olmustur. Klasik
Grek dii§uncesinde belirgin bicimde temsil edilir. Hiristiyanhk doneminde anarsizmin mesaji, ortacagin biiyiik koylu isyanlarmda dogrudan siyasal bir ifade kazandi. Ingiliz Devrimi sirasmda ortaya cikan asin Sol hizipler, ozellikle Kazicilar ve Bagirganlar (Ranters)*
kiide
derin bir anarsizm ruhuyla doluydular. Aynt se-
New
on yedinci yuzyilda
England'da yapilan canh kasaba
mitinglerinde de anarsizm ruhu vardi.
Gene de bu disavurumlar, deyim yerindeyse anarsizm in rihoncesine
aitti.
Anarsizmin tutarh
derek gelisen bireyci anlanuni Aydmlanma'mn toplumsal
me
inanciyla
bir
birlestiren
ta-
bir ideoloji, Ronesans'in gi-
ideoloji
olarak
ilerle-
gelismesi
icin
Modem
formuyla anarsizm,
k is men merkezi Devletlerin ve ulusculugun
ytikselisine, k ism en
feodalizmin cokmesi gerekiyordu.
de sanayilesme ve kapitalizme bir tepkt olarak on sekizinci
yiiz-
sonunda ortaya cikti. Boylece anarsizm hem sermayeyi hem de Devlet'i yikmak gibi ikili bir meydan okuma ozelligi kazandi. Ancak kisa siire icinde, iki cephede, bir yanda mevcut Devlet duzenine ve kiliseye karst, ote yanda olusum halindeki sol hareket icindeki otoriter egilimlere karsi mticadele etmek zorunda kaldi. On dokuzuncu yuzyilda solun ugrastigi pek cok goriis ve mucadelenin parametrelerini Franstz Devrimi'nin olusturdugu ku§ku goturmez, Anarsist duygular ve orgutlenme Devrim sirasinda cesitlt bdlge ve belediyelerde gorulebilir, Ancak "anarsist" terimi, federalizmi ve hiikumetin onadan kaldinlmasim savunan yilin
asm
sans cwlottes'lara (baldin ciplaklar) ve enrage'lere (kudur-
muslar) said tra n Jakob enler ve jirondenler tarafindan bir sovgu olarak kuflanildi. Anarsizmin gercek babasi, finda bulunmaktadir.
Bu
kisi, siyasal
Kanalm
oteki tara-
hiikumetin "vahsi makine-
si"nin kaldinlmasim sabirsizltkla isteyen, anarsist ilkeleri ilk kez
acikca ifade eden William
On anarsist
Max
Godwin
idi. 1
dokuzuncu yuzyilda buyiik bir anarsist teori akimma ve bir hareketin gelisimine tamk olundu. Alman filozof
Stirner,
hem
hiikumeti
hem
de Devlet'i kati bicimde redde-
den uzlasmasiz bir bireycilik formu olarak anarsist diyen ilk kisi *
Dusmankrmin tafatli
2
ise,
gelistirdi.
Kendisine bilincli
bir Franstz, Pierre-Joseph Pro-
verdigi isim: Ranters (Bagivganlar). Rant,
ve heyecanh bicimde
konusmak anlamina
The Anarchist Writings of William Godwin, Peter Marshall, Freedom Press, 1986, s. 92.
yuksek
sesle, sa-
gelir ((.n,).
der. ve giri; b6](imutnti
ya2an
Anar$izmm
28
Tarihi
udhon oldu ve dogal duzeni ancak yapay hukumeti olmayan toplumun
let arayisi gibi,
hon su
"Insamn
gerceklestirebilecegini savundu.
toplum da anarside diizen
e$itlikte
bir
ada-
arar" diyordu. 3 Proud-
sloganlan olusturdu: "Anarsi Duzendir" ve "Mtilki-
tinlii
yet Hirsizhktir"
Rus devrimci Michael Bakunin, anarsizmi, "kabaca gelistiasm sonuclara vardirilmis. Proudhonizm" olarak beam4 led!. Bakunin, sozcugiin iki anlammi (yaygm ve karmasik dev-
rilmis ve
ayaklanma ve bunu izleyecek istikrarh bir toplumsal
rimci
ozgiirtuk ve
ka mal
etti.
dayam§ma duzeni) kullanarak Eylemde anar§inin karizmatik
"anarsi" terimini halbir ornegini veren Ba-
kunin modern anarsist hareketin kendi kimligini olusturmasma da yardimci oldu. Bakunin'in aristokrat yurttasi Peter Kropotkin, yuzyihn ikinci yarisinda, bilimsel ilkeler temelinde sistemlt bir toplumsal felsefe halinde geli§tirdigi
meye
anarsizmi daha ikna edici hale getir-
cahsti. Bakunin'in, yapilan i§e
gore servet dagilimim ongo-
ren kolektivizmine, daha komunist bir goriinus vererek incelik kazandirdi. Kropoikin'in mekanik yaklasimma tepki gosteren Italyan Errico Malatesta toplumsal
mucadelede iradenin onemini
vurgulayarak anarsizm e buyuk bir degisiklik getirdi. Bu donemde Amerika'da ya^ayan Benjamin R. Tucker de Proudhon'un iktisat teorilerini benimsedi,
ancak asm bireyci bir tutum
aldi.
Tolstoy siddeti cagn§tiran bir terim oldugu icin kendisine acikca anarsist demediyse de, Devtet ve mtilkiyete karsi Isa'nin
temelinde anar§ist bir
ogretileri
elestiri
gelis^irdi,
Boylelikle
anarsjst hareket icinde etkin bir bans.gi gelenegin getisimine yar-
dimci oldu. Yirminci yiizyilda yut katarken, daha
sizm
ile
Emma Goldman
yakm
bir
onemli bir feminist bo-
donemde Murray Bookchin
anar-
toplumsal ekoloji arasinda carpici bir baglanti kurdu.
daha yakin donemlerin anarsist dusunurleri daha cok anarsist fikir ve degerlerin uygulanmasiyla ilgilenmiskrdir. Ikinci Dunya Savasi'ndan once Rus Devrimi ve Ispanyol Cumhuriye-
Ne
ti
var
ki,
anarsizmin sinandigi biiyuk birer sahne oldu. Daha sonra ama tamamen yok olmadi; sadece hareketin
anar§i akimi dindi, 3
Selected Writings of Pierrt-Jostph Proudhon, der. Steward Edwards, Macniil-
4
Michael Bakunin, Oeuvres,
lan, 1970,
s.
252.
s.
89. der. J.
Guillaume,
P, V.
Stock, Paris, 1910, IV.
Anar$i Irmagi
29
demografik bilesimi daha orta sinif hale geldi ve altmislardan baren Veni Sol, karsi
kiiltur,
iti-
bans, feminist ve Yesil hareketleri
bash anarsist temalann cogunu benimsedi. Ancak anarsizm genis bir irmak olsa da, icindeki pek cok farkh akimi ayirt etmek mumkundur. Anarsistler ailesini bolen,
belli
esas olarak, insan dogasi, strateji ve gelecekteki orgutlenmeyle
ancak
sur,
Ana aktm toplumsal
farkh gorti^lerdir.
ilgili
akimm onemli
anarsistlerden olu-
bir parcasini bireyciler olusturur. Esas
olarak iktbadi orgutlenme lektivistler,
konusunda aynlan, karsilikcilar, kokomunistler ve sendikalistler, toplumsal anarsistler
arasinda yer ahrlar. Bazilan, ornegin manevi ve
kendi fikirlerine gore, digerleri, sozgelisi
ler,
felsefi anarsist-
pasifist anarsistler
stratejilerine gore grupla^urilabilirler.
Toplumsal anarsistler ve bireyciler genelhkle birlikte cahsirancak vurgulan farkhdir. Bireyciler zorunlu ortak cahsmayi
lar,
toptumun grup tiranhgtna Ole yanda, toplumsal anarsistler, bireycilerden olusan bir toplumun atomist olacagmi ve rekabet ruhunun karsihkh yardimlasma ve genel dayani^mayi lahrip tehlikeli bulurlar ve kolektivist bir
yol
acacagmdan endise
ederler.
Bu tiirden aynhklar, her iki kanadin, toplulugu tahrip etmeksizin azami olcude ozgurluk saglamaya
edebilecegini diisunurler.
cahsan komunal bireycilik anlayisinda birlesmesini engellemez. Farkh anarsizm aktmlan arastndaki sintrlar belirgin degildir;
ashnda bu akimlar genellikle birbirine kansir. Karsi hkcilik,
kolektivizm, Ierini
komuntzm
ve taleplerini en
dernekler ve bolgeler
ve sendikalizm, tipki kendi ozgul istekiyi
sekilde karsilamayi amaclayan farkh
gibi,
ayni toplum icinde pekala yan yana
var olabilirler, Hicbir anarsist gelecek kusaklar icin karsi cikila-
maz
bir reeete
Manevi
olusturmaya kalkismaz,
anarsistler, insanlan esas olarak di^sal
hiikumet enolmaksizin kendilerini yonetecek yetenekte manevi varhklar olarak gdrurler. C°gu, insan elinden ctkmi§ yasalan, oncelikle geli
doga yasalan ve Tannnin yasalan karsisinda yukumlulOk lehine reddeder; baztlan daha da ileri giderek, insani ya da ilahi hicbir
yasanm
oriamda yasamak ister, Genelhkle oldugunu dusunurler. Manevi anarsizm belirli bir ogreti ya da mezheple baglantih degildir, ancak bu gorusun savunuculan orgutlu dini ve hiyerarsik kiliseyi gecerli olmadigi bir
insani durtiilerin iyi ve yararh
tamamen redded erler. Tolstoy ve Gandhi
gibi
pek cok manevi
anarsist bansci
Anar$izmin Tarihi
30
man^lara baghdtr. Bari§gi anarsistler siddede karsilassalar
bile
fi-
hukumeti 6rgoriir ve olarak Randolph Boifadeleri gutlu siddelin en yuksek saghgidir" goriisunu benimserler. On"savas Devlet'in ume'nin ziksei siddet kullanmayi reddederler: Devlei'i ve
larin sozlugiinde Devlet, yasallastinlmis saldirganhgi; savas, kitlesel katliami; askere
alma, koleligt; ve asker, kirahk
katili ifade
eder. §iddet yoluyla banjci ve ozgur bir toplum kurmanin
imkansiz oldugunu one surerler, cunku araclar amaclann dogasini ister istemez etkileyecektir. gibi,
Bu yiizden, Bart de
Ligt'in dedigi
5 "siddet buyiiduk^e devrim kiiculur." Bansci anarsistlerin
sectikleri taktikler, §iddet
nis ve
icermeyen dogrudan eylem, pasif direboykol, gosteri ve isgal gibi eytem-
sivil itaatsizliktir; grev,
lere girisirler,
Dusiinmeden yapilan her eylem
keyfi gorulse de,
felsefi
anarsizm, militanlar tarafmdan genellikle kiicumsenir. Butiin anarsistler genel
anlamda
felsefidirler;
ancak
felsefi anarsisi
deni-
len kisUer genellikle evrensel ilkelerin arayisi i^inde herhangi bir pratik eyleme girismeksizin anarsist sonuclara varan dusuniirler-
Godwin gibi felsefi ana rustler, dogrudan eylemden uzak durma egiltmindeydiler. Ancak on dokuzuncu yuzyilm buyiik dir.
anarsist
-Proudhon,
dusuniirleri
di
Kropotkin-
Bakunin,
kendi
uygulamaya cahstilar. Anarsizmde, orgutlenme yontemi olarak federalizmi, iktisailke olarak karsilikfihgi ve hedc! olarak anarsiyi savunan sap-
farkh anar§izm cizgilerini
lanabilir bir
fiilen
toplumsal harekei olarak ortaya cikan (Avrupa'da
1840'lardan itibaren)
ilk
akim Proud honizm'dir, Karsi like ill gin
vazgecilmez onculii, toplurmm Devlet mudahalesi olmaksizin birbiriyle serbest sozlesmeler yapabilen bireyler
tarafmdan orgut-
lenmesiydi. Karsilikcilar, mevcut Devlet ve sermayenin yerine,
yasamak
icin gerekli olan ihtiyac maddelerini
linde degis tokus. eden ve bir halk
bankasmdan
emek deger temeserbest kredi sag-
layan bireylerden olusan bir kooperatil toplum onerdiler ve boyle bir
toplumu yaratmaya
calistilar.
Bireyler ve kiicuk gruplar
gene de kendi cahsma araclarma sahip olacaklar ve bu araclarla gercekle§tirdikleri uriinii alabileceklerdi. Mutuality (karsihkh ol-
ma) temelinde kurulan demekler,
bir itrunu
uietmek
icjn gerekli
olan ortalama calisma siiresine gore degerlendirilen bir temiyle, 5
uygun
Bare de Ligt, The <;ev.
Honor
emek
sis-
bir ahsveris tarzinm gerceklestirilmesini saglayaConquest of Violence: An Essay on
Tracey, giris Aldous Huxley, Routledge, 19
War and J7, s. 75.
Revolution,
Anar$i Irmagi
31
caklardi,
Daha
genis, bir oleekte, karsilikcilar yerel
deralist bir sisiem
icinde birbirlerine
topluluklann
baglanmasim
fe-
onerdiler.
Boylece toplum yerel, bolgeset, ulusal ve uluslararasi diizeyde, e§giidumu konseyler tarafmdan saglanan isci dernekleri ve ko-
munlerden olusan genis
Bu kon-
bir federasyon haline gelecekti.
seylerin uyeleri, parlamentolarm aksine,
temsilcilerden degil,
herhangi bir yuriitme gucu olmayan ve aninda geri cagnlabilecek delegelerden olusacakti. Herhangi bir merkezi otoriteye bagli
olmayan konseyler, aralartndaki esgudiimu
lik
asgari bir sekreter-
hizmetiyle saglayan yaptlardan ibaret olacakti.
Karsihkcihk sadece uyeleri tarafmdan
ilk
Uluslararasi
Isci
Birligi'nin
benimsenmekle kalmadi; 1871
Paris
(UtB)
Komiinu
sirasinda pek cok devrimci kendisini karsthkci olarak tanimladi.
dogrudan saldirmadigi
Sinif sistemine
bagimsizhktarma sanayi
is?i
icin karsihkcihk,
smifindan daha
fazla
kendi
deger veren
zanaatkarlar, sanatkarlar, ^arsi esnafi ve kiicuk fiftcileri tezbedi-
yordu
Cok gecmeden UIB'nin federalist kanadmdaki delegeler Proudhon'un karsihkci iktisadi doktrinini kolektivizm ydnunde gelistirdiler. Bu terimi ilk kez Bakunin, Bans ve Ozgiirluk Ligasi'nin 1868'de Bern'de toplanan tkinci Kongresinde kullandi. Kolektivistler, Devlet'in ortadan kaldinlmasi ve ekonominin ortak mulkiyet altinda ve ureiici derneklerinin denetiminde orgutlenmesi gerektigine inaniyorlardi,
Ozel mulkiyeti sadece
ki^isel
emegin iirunuyle simrlamak istiyorlar, ancak topragin ve butiin diger tireum araclarmm ortak mulkiyet altinda olmasi gerektigini one surijyorlardt. Genelde kolektivistler ozgiir bir uretici
tiretimi ve dagitimi orgutlemek i^in ve tuketici dernekleri federasyonu isterler. 5u
sosyalist ilkeyi savunurlar: "herkescen yetenegine gore, herkese
yaptigi
is
kadar." Bu anarsist kolektivizm formu,
emek
hareketi
icindeki, herhangi bir devrimci gecis
olmaksizm ozgur
bir
hukumeti ya da diktaiorluk toplum yaratmak isteyen i§cilerin yam sira
koylulere de hitap ediyordu. Bakunin'den cok sonra neredeyse
butun Ispanyol
anarsistleri kolektivist oldu.
Birinci Enternasyonal'in 1870'lerde
yok olu§undan sonra,
Avrupa'daki anar§ist hareket komunist bir ycine
sapti. Komiianarsizm arasmdaki farkhhk onceleri pek belirgin degilhatta "kolektif sosyalizm" cogu kez "otoriter olmayan komti-
nizm di,
ile
Anctr$izmin Tahiti
32
nizm"
ile
ayni anlamda kullamliyordu. Bununla birlikte anarsist
komunistler, tipki Kropotkin gibi, uretim araclarmin
yam
sira
emegin urunlerinin de oriak olmasi gerektigine inaniyorlardi. Her birinin yaptigi is herkesin yaptigi 15k sannalandigi icin herhangi bir kisinin harcadigi emegin tain degerini hesaplamak fiilen imkansizdi. Bu nedenle anarsist ko munis tier, liyat ve (icret sistemi ortadan kaldirihrken, ekonomiyi butun toplumun yonetmesini
istediler.
Kolektivistlerin isci kolektifini
toplumun temel birimi
ola-
rak gordtikleri yerde, komunistler, biitun nufusun -ureticilerin
yam
sira tuketiciler- olusturdugu komiinu temel ahrlar. §u ilkeyi ekonomide adaletin tanimi olarak benimserler: "Herkesten yetenegine gore, herkese ihtiyaci kadar." Ozgur bir komunist toplumda angaryamn anlamh cahsmaya donustiirulebilecegine ve
herkes icin goreli bir bolluk olabilecegine guvenirler. Iktisadi iiiskiler,
sonunda dayani§ma ve
kar^ihkli yardimla§maya
duyu-
lan dogal insani sempauleri ifade edecek ve ozgecilik kendiligin-
den ortaya cikacaktir. Anarsist komunistler, insanin, butun potansiyelini ancak toplum icinde gerceklestirebilen bir toplumsal varhk oldugunu vurgulayarak, insan dogasi konusunda bireycilerinkinden farkli bir gorusii savunurlar. Bireyctlerin, bireyin ve kisisel ozerkligin
egemenliginden soz
ettikleri yerde,
isbirtigi ihtiyacini vurgularlar.
komunistler,
Insanlar arasi
dayamsma
uygun
iliskinin,
ve
ne
kadar aydmfartmis olursa olsun bir ozcikar
iliskisi degil, bir semoldugunu one surerler. Anarko-sendikalizm onlann karsihkh yardimlasnia konusundaki goriislerini paylasir, Bu yaklasimm kokleri, iscilerin ozgurlesmesinin bizzat iscilerin gorevi olmasi gerektigini savunan Birinci Enternasyonal'e kadar izlenebilir. Ancak saptanabilir bir trend olarak bu hareket, yuzyihn sonunda, ozellikle Fransa'daki 010 rite r sosyalizmin kullandigi yon te ml ere tepki duyan, parlamenter siyasetleri ve Devlet'i atiarsisi tarzda reddeden iscilerin baslattigi devrimci sendika hareketinden cikip gelisti. Genelde sendikalizm "eylem yoluyla propaganda"yi savunanlann dtirtule-
paii iliskisi
rini
yeniden yonlendirdi; hukiimetin ve Devlet'in olmadigi
esit
ve ozgtir bir topluma iliskin en pozitif anarsizm fikirlerinin co-
gunu benimsedi. Anarko-sendtkalizmi savunantar, sendikalann ya da liklerinin, etkinliklerinin
i$?i bir-
onemli bir parcasim olustursa da sade-
33
Anar$i Irtnagi
ce kendi uyelerinin kosullarmin ve ucretlerinin iyilestirilmesiyle
yetinmemelerini li
ve toplumsal
cekteki
isterler.
Bu
orgtitler
olmanm yam
daha pozitif bir
rol
edinme-
sira egitsel bir islev gormeli, "gele-
toplumun en verimli tohumlarmi, genelde sosyalizmin
ilkogretim okulunu" olusturaiahdrrlar, 6 Eski toplumun kabugu icinde geli§en isci birlikleri, bir genel grev araciligiyla devrim gerceklestiginde, iscilerin gerekli toplumsal
meye
doniisumu
tistlen-
hazir olmalanni saglayacak ozyonetim birlikleri gelistirme-
lidirler.
Bu
birlikler, gelecekteki
toplumun
bir
modeli olmanin
yam sira,
devrimin araclan olarak da dusunulmelidir. Sendikalizmin en yapici evresi, ozellikle Fransa ve ttalya'da
1894'ten 1914'e kadar yasandi; anarko-sendikalistler Rus Devri-
mi'nde de onemli
bir rot oynadilar.
Ne
var ki Birinci Dtirtya Sa-
vasi'ndan sonra anarko-sendikalizm, ozellikle Ispanya'da ve kis-
men
Latin Amerika'da yolunu kaybetmeye basladi. Isci hareke-
tinin yeterince orguilu olmadigi ve
siddetli
oldugu
rarasi hareket,
btr
stmf miicadelesinin
sert ve
Ancak
ulusla-
yerlerde gel ism e egilimi gosterdi.
1922'de Almanya'nm
kongrede yeniden bir araya
geldi.
Berlin kentinde toplanan
Kendisine Ulnslararasi
lsci
Birligi adim verdi ve ilkeler bildirgesinde su gorusleri savundu:
Devrimci Sendikalizm her
turlfi iktisadi
ve toplumsal tekelin ka-
tarh dusmamdir. Tantn ve fabrika isciterinin herhangi bir huku-
mete ya da siyasal partiye bagimhhktan tamamen kunutmus ozgur bir konseyler sistemi temelinde olujturduklari iktisadi
komunler
ve yonetim organlart araciligiyla bu tekeli ortadan kaldirmayi amaclar. Devlet ve parti siyasetterine karsi emegin iktisadi orgtit-
lenmesini savunur; insanlann yonetilmesine karsi, nesnelerin yonetilmesini saglar.
Sonug olarak,
siyasal iktidann fethini degil
Devlet'in toplumsal hayattaki het tiirtu islevine son verilmesini he-
def olarak benimser.
Bu
hedefler, anarko-sendikalizm in elde kalan
son kalesinde,
ls-
panyol Devrimi sirasinda Ispanya'da sinanacakti. Burada sendikalistler Katalonya'daki sanayi kuruluslanni devraldilar ve onlan etktn ve uretken bi?tmde yonetecek yetenekte olduklanni kanitladilar,
Pek cok
anarsist, tarihsel
onemine ragmen anarko-sendika-
Rudotf Rocker, Anarcho-Syndkalism, Seeker
& Warburg, 1938,
s.
89.
34
Anar$izmin Tarihi
lizmin, sinif miicadelesini vurgulamakla birlikte cok dar bir oz-
toplum vizyonuna sahip oldugumj one surmuskrdir. Anarko-sendikalizm, bir yanda, if sorunlan iizerinde yogunla^ir ve herhangi bir sendika gibi daha iyi ucretkr ve kosullar icin verigiir
ten gunluk
miicadekkre kotayca hapsolabilir. Ote yanda, toplumsal devrimin baslangici olarak genel greve utopyaci bir guven duyar. Her seyden once, butiin toplumun degil, ilkesel olarak sadece ureticikrin kurtulusuyla ilgiknir. Bireyci anarsizm, anarsizmin en uzla§masiz formudur. Toplumsal bakimdan, bireycikr, toplumu organik bir butun olarak degil, ayri ve egemen bireylerden olusan bir topluluk olarak gortirler. Ahlaki bakimdan, bireyciligi yuksek deger olarak kutsar ve bireyin topiuluk icinde eriyip gideceginden korkarlar. tktisadi bakimdan, her bireyin kendi emeginin urunlerini serbestce tasar-
ruf edebilmesint isterler, Bireyci anarsizm klasik liberalizme cok yakindir; onun ozel mulkiyet ve iktisadi degifim aniayisinm yam sira, kisitlamanin
yoklugu olarak ozgiirluk, faziktin odiilu olarak adakt tanimlanda payla^ir, Asltnda bireyci, hicbir hukumet ya da Devkt for-
m
muyla bagdasmayacak olcude liberal bir birey egemenligi anlayigeliftirir. Her kisinin kendi bedenini ve mulkunu kapsayan ihlal edikmez bir alana sahip oldugu dusuniilur. Bu ozel alana
51
yapilacak herhangi bir mudahale, saldin kabul edilir: Vergikndirme, asker alma ve hukuk gibi baski aygitlanna sahip olan Devlet en buytik saldirgandir. Bireylerin, kendi bolgelerindeki
egemenler olarak karsi karsiya gelecekleri, kendi aralarmdaki iliskileri gonullu sozlesmekrk duzenkyecekkri soyknebilir. Anarko-kapitalizm bireyci anarsizmden cikip gelisen yeni bir akimdir. Ozel mulkiyet varhgini
surdururken hukiimeti ortadan kaldirmak ve ekonomide tam bir laissez-faire uygulamak ister. Bu gorusu savunanlar, bireyin egemenligini vurgular ve giin-
hukumet mudahalesini reddederier. Hukiunet hizmetlerinin ozel girisimcikre devredilmesini oneririer. Belediye binalan, caddekr ve parklar gibi sembolik kamusal delik hayata her turlu
mekanlar bile ozel mulke donusturulecektir. Anarko-kapitalizm, son zamanlarda ABD'de moda olmustur. Bu ulkedeki Liberter Parti
pek cok anarko-kapitalisi gorusu savunmaktadir. Buytik
Britanya'da da Muhafazakar Partinin sag kanadi
aym
dilk konus-
maktadir. Butiin anarsistler baskalan tarafmdan yonetihnek isteme-
Anarsi Irmafci
35
kolektivistler ve kodikkri icm bir olcude bireycidirkr. Ancak piyatoplumsal sorunlann bireysel bir temelde ya da
miinistler
Mevcut goriinmez eliyk coziilemeyecegmi savunurlar. icin, otekurmak toplum bir adil yerine ve toplumu degistirmek birksmenin ve birlikte cah§mamn zorunlu oldugu-
sanin
ki insanlarla
nu one
siirerler.
biraz dachilli anarsizm akimlan birbirine ortak hedek ya da olanlar ban^ci bicimde Kati ha yakmlasmistir olanlar arasinulasmak igin asgari diizeyde siddete tzin verecek felsefi yaklasimlara daha Militanlar vardtr. farkhtiklar da sahici
Son zamanlarda
kan.1
eksUreldirler ve
komunistler bireycilere
dayamsmanm
Ancak farkh akimlar ayri kollara aynlmaonemini "Sifatsiz mislar ya da mezhepkr halinde katilasmarmslardir. okuyusu karsisinda anarsizm" anlayisi ucuncii bin yilin meydan hatirlatirlar.
genis. bir
cephe olusturma baglaminda yeniden tartisdmaktadir.
cesitli Az sayida inatci fanatik disinda anarsistlerin cogu, degil gibi kanyon akimlan, kopruknemeyecek kadar derin birer
Ashnda bazilan, farkh vurgularm birer ifadesi olarak gorurler. ozyonetim istergundelik hayatta kendilerine bireyci, if yerinde bir toplum ken sendikalist ve mallarm ortaklasa payla^ildigi edeceklerdir. Farkh felsefi yi 5 icinde komunist demeyi kabul ragmen, anar^istler, varsayim, strateji ve toplumsal tavsiyelere ara-
i
birksirler. Devktsiz ve hukumetsiz, ozgiir bir toplum arayisinda
ozgurliik denizine Genis anarsi irmagi icinde hep birlikte buytik
dogru akarlar.
2
Toplum
ve Devlet
Anarsistler toplum lar,
ile
Devlet arasinda belirgin bir ay rim yapau-
Bir gonullu birlikler toplami olarak gordukleri topluma de-
ger verirken, baskici bir yasal diizen tasanmini siirdurmeyi amac;layan
yapi olarak Devlet'i reddederler. 1 Anar§ist-
bolirli bir
toplumun uzerinde yer alan ve bir kenara atibir yuk olarak resmetse. de, daha yakin zamanlarda Gustav Landauer gibi bazilan, Devlet 'in insanlar arasinda kurulan belirli bir ihski oldugunu ve toplumla ortustiigunu vurguUmislardir. lerin
cogu
labilecek
Dev'et'i
muazzam
Topium Anarsist ifin toplum,
manlar
Thomas
Paine'in yazdigi gibi, butiin za-
icin "bir nimet" ve insanhgin ta?idigi iyi olan her seyin,
yardimlasma, sempati, dayamsma,
isbirligi, karsilikh
inisiyatif
ve
kendiligindenligin toplandigi bir depodur. 2
Guerin
gibi, anarsist "bir
Bu yuzden, Daniel butun olarak toplumu reddeder" 3 de-
Bki. Ernest Barker, Principles oj Social and Pohlical Theory, Oxford University Press, 1967,
Thomas
Paine,
sworth, 1976,
s.
s,
3,
Common Semt, 65.
Guerin, Anarchism,
s. 13.
der. Isaac
Kramnick, Penguin, Harmond-
Anar$izmin Tarihi
38
mek cok
yanhsnr. Sadece
asm
bireyci Stirner, Devlet'in
yam
sira
topluma da saldinr, hatta insanlann hedeflerine birlikte ulasabilecekleri bir dernek ya da "benciller birtigi" kurulmasini ister.
Godwin, toplumu sadece
bir "bireyler toplami" olarak gorebili-
yordu, ancak "lnsan turiintin en arzulanabiftr durumu, bir top-
Ium
halidir" 4
derken anarsistlerin buyiik
bir
bolumu adina ko-
nusuyordu.
insamn toplumsal ve siyasal orgutlenoldugunu ve tarihin buyiik bir bolumiinde insanlann huktimeti ve yasalan olmayan bir toplumda bansci ve uretken bir tarzda orgutlendiklerini one siirerler. Aslinda pek cok topfumda, toplumsal dlizen Devlet'in geli§mesiyle Anarsistler, Devlet'in
mesinde yeni
bir gelisrne
ters orantili olarak var olur.
Htcbir baski gucti ve hicbir toplumsal denetimin olmadigi bir
toplum anlaminda saf
muhtemelen
anarsi,
hicbir
zaman var
olmamistir, Devletsiz toplumlar ve koylii to pi u ml an bile toplumsal
denetim araglan olarak onaylama ve onaylamama, her seyin
kar§ihkh otmasi ve dislama tehdidi gibi yaptmmlara basvururlar.
Ancak modern
antropoloji, organik ya da "ilkel" toplumlarda si-
nirh bir giic yogunla$masi oldugunu dogrular. Eger otorite varsa,
devredilmis ya da nadiren dayatdmisttr ve pek <;ok toplumda
komuta ve itaat iliskisi olmamistir. homo sapiens olarak ortaya cikistndan bu yana,
zorla kurulan hicbir Insan, bir
kabaca uc gruba aynlan Devletsiz topluluklar halinde yasamisttr: Siyasal
uzmanlasmanm nadiren
gdriildtigu ve hicbir resmi lider-
ligin (prestijli bazi bireyler aracthgiyla) lar;
sefin yogunlasmis
olmadigi bassiz toplum-
gucu denetlemedigi ve kahtsal
prestfjinin
genelbkle comertlige bagli oldugit sefhkler; ve karizmatik buyiik
adamm
kendine dusen paylan toplum yaranna kullanmak
topladigi buyiik a dam sistemleri. Antropologlar yerel
anarsi
tiplerini
betimlemislerdir. Bunlar bahgivanlardan
kirsallara, marginal bolgelerde
kucuk grupbrdan
iizere
pek cok farkh ve
yasayan Pigmeler ve Inuitler gibi
Niierya'daki Tiv ya da
Dogu Hindistan'daki
Santallar gibi buyiik kabiletere kadar degisik ozellikler gosterir. 5 4
Godwin, Anarchic!
5
Bkz. Taylor, Community, Anarchy and Liberty,
Writings,
s.
89, 50
through Complexity", Anarchy
hism and
in Action,
Stateless Societies", Anarchy, 58,
ve Societies and Social Mythes",
Ward, Freedom
Press, 1987,
s.
A
s.
s.
6-10;
Ward, "Harmony
44-52; John Pilgrim, "Anarc-
Arahk 1965,
s.
353-68; "Primiti-
Decaite of Anarchy, 1961-70, der. Colin
59-71; Harold Barclay, People Without Go-
Toplum
v<*
Dt
39
viel
Ancak insanlar bu topluluklarda kirk ya da elli bin ytl yasarms bu toplumlann neredeyse hepsi son iki ytizytl icinde Devletler tarafindan ozumlenmis ya da yikilmistir. Bu organik toplumlann pek cogu kuskusuz modem liber-
olsalar da,
Bunlar genellikle yaslilara gosterilen
terlere kisith gorunecektir.
muamele ve
farkh
cinsiyetc inkle nitelendirilirler. Insanlann uy-
duklan guclu kolektif ahlaki ve dini sistemleri ve toplumsal baskilann
laki
yam
vardir.
Guclu ah-
dogaustu yaptmmlar her
sira
toplum karsiti davranisi baski alttna ahr. Ancak bunlar, biitun simrlamalarma ragmen bir "dogal durum"da kacimlmaz olarak ortaya cikan Hobbescu evrensel savas karabasamnin sadece bit efsane oldugunu ortaya koyarlar. Yonetici ve onderler biciminde hiyerarsisi
olmayan
bir
toplum, utopyaci bir ruya degil insanh-
gin kolektif deneyiminin butunleyici
bir par^asidir. Anarsistler,
bu organik toplumlann kadim isbirligi ve karsihkh yardimlasma druntiilerini modern anlamda bireysellik ve kisisel ozerklikle birlestirmek isterler.
A$in bireyciler disinda iyisini
saglayan dogal
anarsistler,
durum
toplumu insanlar
olarak gortirler
lum, en az duzeyde mudahale edildigi zaman en le^liren ve tin
kendi
kendisini dtizenleyen bir
icin
en
Onlara gore topiyisini gercek-
olusumdur. Htikume-
yerine neyin gecirilecegi soruldugu zaman, anarsistler genel-
likle
su yaniti verirler: "Kanserin yerine neyi gecirirsiniz?" Pro-
udhon daha
kesin bir yamt veriyordu: "Hicbir seyi":
Toplum sonsu2 harekettir;
orsu
kurmak ya da ona
kazandtrmak gerekmez. Kendi sahnimmi
belirli bir
kendisi yaratir ve
kendi kendisini kurar. Orgutlu bir toplum yasa koyuculara
tempo daima tie
ka-
dar az ihtiyag duyarsa yasalara da o kadar ar ihtiyag duyar. Bir an
kovani igin drilmcek agi neyse, yasalar da toplum icin odur; sadece
an tan yakalamaya
yarar. fi
Boylece anarsistler mevcut dinscl ve siyasal le akildisi
engelledigine inamrlar. vemmcrtt:
An Anthropology
& David Tail, der. 6
kurumlann
Kendi aygitlanndan vazge^en toplum
.i/Anrtrchism,Jahn £r Averill, 1982 vejohn Middleton
Tribe Without
Rufm, Routledge
& Kegan Paul,
Proudhon, ahnu. Rocker, Nationalism and Culture, Freedom 231.
genellik-
ve dogadisi olduguna ve duzenli bir toplumsal hayati
1958, Press, 1947,
s.
Anar$izmin Tarihi
40
kendi yararli ve yaratici cizgisini bulacaktir. Toplumsal duzen
melde ancak
kisilerin ve
mulkun
te-
guvenligini saglamak icin hu-
kum siirebilir. Toplum ve Devlet arasindaki by temel aynm anar$ist dusuyam sira liberal diisunurler tarahndan da savunulmustur. Locke, insanlan dogal durumda ozgiir ve esit olarak resmetti. Doga! durumda ya$ayan insanlann hayati, dogal haklann nurlerin
doga yasalannca dUzenleniyordu. Locke'un Devletten bagimsiz olarak var olan dogal duzen nosyonu, klasik liberal laturedigi
issez-faire
savunusuna teorik zemin
lerden sadece, dogal
durumda
saglar.
Bu nosyon,
anarsist-
insanin canim, ozgurlugunii ve
malini koruyacak yasalarm ve sinirh bir hukumeiin olmadigi kosullarda insan hayatmin belirsiz ve zor olabilecegi
konusunda daima toplum halinde yasadtklan ayni gorustedirler, ancak hukumetin po-
ayrdir. Anarsistler insanhgin
konusunda Locke
ile
tansiyel toplumsal catismaya care olacak yerde dirdigini
O
one
bu catismayi
az-
surerler.
halde anarsistler, insanlann bans, ozgurluk ve guven
icinde bir arada yasayabileceklerine inamrlar. Toplumsal anarsistler
gonullu
isbirligini giiclendirecek
dogal dayanismaya
onem
verirlerken, bireyciler akilci ozcikar temelinde gonullu sozlesmeler
yoluyla
Hatta,
isleri
dogal
duzenlemenin.
durumda
bir
mumkun
hayatta
olduguna inamrlar. kalma mticadelesi goren
Sebastien Faure gibi az sayida anarsisc, yasalann, efendilerin ve
baskmin olmadigi kosutlarda, "yasamak icin verilen korkung mucadele"nin yerini "verimli bir anlasma"mn alabilecegine inanir. 7
Bu durumda komunistlerin
ve Easistlerin as Ian gibi kukre-
yen Leviathan'i bir yana, liberal gece bekcisi Devlet'e yoktur. Dogal diizen kendtliginden hukum sUrebilir.
bile ihtiyac
Dogal Diizen Anarsizmin temel varsayimlanndan birine gore, doga en iyi gelisimi kendi haline birakildigi zaman gosterir. Bir Taoist alegorr soyle der:
Atlar kuru yerde yasar, ot yer ve su icerler. Sevindiklerinde boyun-
lanm
birbirine surterler. Otkelendiklerinde arkalarim
Sebasu'en Faure, La rts,
1895,
s.
217.
Doukur
doner ve
bir-
universtlU, la philosop flit- libertaire, Savine, Pa-
Toplum ve Devlet birine gifte atarlar. 5imdiye kadar onlara
mizaclan otmustur. Ancak
gem
41
yon veren sadece kendi
ve dizgin vuruldugunda, ahnlarma
metal plaka konuldugunda, kotu kotu bakmayi, isirmak icin basla-
nni cevirmeyi, geme ve dizgin ere direnmeyi ogrenirler. Ve boyle1
ce atlann dogalan
bozulmu§
olur.
8
hukmeden yoAncak onlar dogaya
Aynisi insanlar icin de gecerlidir. Miidahaleci ve
uyumu
neticiler dogal
ve dengeyi bozarlar.
ters dustukleri, dogal enerji
akismi engellemeye calistiklan za-
man, toplum icinde sorunlar ortaya
ctkar. Artarsistin, ozgurlu-
gun, tek basina olmantn yararlanna olan giiveninin temelinde bir tiir kozmik iyimserlik vardir. Dogal yasalar, insanlann mudahatesine gerek olmaksizin, kendiliginden duzeni saglayacaktir.
Doga anlayi§lan bakimindan
anarsistler,
toplumun dogal
zeminini, tarihsel olarak "simdiki halde ya da oldugu gibi" (natura rtafurata) degil, felsefi olarak "olabilecegi halde" (natura na-
turans)
gorme
egilimindedirler. Tipki
dogayi sabit bir
durum
Hera k kit os
gibi, onlar
da
olarak degil, daha dtnamik bir slirec ola-
rak gdrurler: Ayaklanmzi ayni irmaga asla iki kez sokamazsimz. Tutucu du§unurlerin doganm en iyi "var oldugu haliyle", yani tarihin simdiye kadar ortaya koydugu §eylerle ifade edildigine
inandiklan yerde,
ilerici
dusuniirler dogaya kendi potansiyelini
gerceklestirmesi acisindan bakarlar. Anarsistlerin cogu da,
ilerle-
meyi gercekle^tirmek icin en iyi yolun dogayi kendi yararh gidisattna terk etmek olduguna inanir. Dogamn yaranna duyulan bu giiven ilk olarak kadim Cin'de, Taoistler arastnda ortaya cikar. Erken Grek dusunurleri, ozellikle Stoik'ler de insanlann dogayla uyum icinde yasamalan halinde her seyin miikemmel olacagini dusuniirler, Orta^agda doga, en alt formdan en yuksek forma -Mutlak Varhk ya da Tanrt- kadar uzanan hiyerarsik bir duzen icinde birbirine bagh sonsuz sayida halkadan olusan bir Buyiik Varhk Zinciri olarak kavramyordu. Woodcock, anarsistlerin, insanin dunyadaki yerine ili§kin goru§leri bakimindan Buyuk Varhk Zinciri'nin degisik bir yorumuna inandiklanni one surmustiir. 9 Aslmda, bir Varhk Zinciri
olarak evren anlayigi ve
ler -bolluk, sureklilik, layisti.
bu anlayi§in temelini olusturan
ilke-
derecelenme- derin bicimde tutucu bir an-
Aynca, Varhk Zinciri'nin hiyerarsik kozmogonisi, ortada
S
Omang
9
Anarclust Reader,
Tzu,
<;ev.
Herbert A, Giles (1889), Allen s.
16.
& Unwin,
1980,
s.
98-9.
42
Anar$izmin Tarihi
insanm yer akhgi, canavardan meleklere kadar dereeelenisiyte don em in toplumsal hiyerarsisini yansitryordu. Bu yaklasim on sekizinci yuzyilda,
toplumun orgutlenmesinde
hicbir iyilesme-
nin olamayacagi ve Papa'nm aldtgi kararlann "her
zaman dogru"
oldugu inancina vardi. 10
Aslmda ilerici dusiinurler, ancak on sekizinci yuzyihn sonuna dogru, duragan Varhk Zinciri nosyonu yerini daha evrimci bir doga anlayistna biraktigi zaman, modern uygarhgm eksikliklerini
canlandirmak
basladilar,
icin
dogaya
Ilkelci (prtmitivist)
bir denektasi olarak
basvurmaya
Rousseau, daha dogal bir hayat
tarzi gelistirmemiz gerektigini one surerek, Avrupa uygarhginin yapayhgina tepki gosterdi. Insamn dogal iyiligi hukumet ve siyasal kurumiar taraftndan bozulmustu. O halde dogal insanm gelismesini saglamak icin hukutneti ve siyasal kurumlan yeniden yaratmak gerekiyordu.
Anarsist dusuncede guglu bir ilkelci
damar oldugu kusku
hem tarihin en iyi doneminin Devlet'in kurulusundan onceki donem olduguna duyulan inane bakimindan kronolojik bir form, hem de modern uygarhgm kazanimlangoturmez. Bu yaklasim,
nm
kotu oldugu
ftkri
bakimindan
kiilturel bir
form kazanir. Bu
inanctar, ilkel hayat olarak tahayyul edilen seyin basitlik ve inceliginin kutsanmasmda birlestirilebilir. Ne var ki cogu anarsist ka-
donemt aramaz; bunun yerine yeni bir ozbiBu yiizden anarsistler ge?miste kalan daha muelu bir hayat tarzmdan esinlenerek ve gelecekte yeni ve daha iyi bir hayat tarzi umarak hem ilkelci hem de ilerici bir tutum ahriar. Bu nokta, Godwin'in her seyden once on sekizinci yiizyihn yip aitm cag denilen lincli
ozgurltik gagi araytsi icindedir.
sonundaki anarsist
fikirlere acikhk kazandiran eserinde belirginDogayi natura naturans, olabilecegi halde goriir. Ahlaki ve toplumsal ilerleme imkanma duydugu giiveni asla kaybetmez. dir,
Bir ateist olarak, gercegin hei seye giicu yettigine ve evrensel ol-
duguna inamyordu. Yashhk doneminde, butun evreni ayakta tutan ve ona uyum kazandiran gizemli ve yararh bir giicten soz etmeye basladi. Proudhon da evrensel dogal yasaya inamyor ve derin bir adalet duygusunun insana ickin oldugunu dusunuyordu: "o [insan], bireyi asan ahlaki bLr 10
kodun
ilkelerini
kendi icin-
Bki. Arthur O. Lovejoy, Hie Great Chain of Being (1936;, Harvard University Press,
Cambridge Mass., 1971,
s.
196-7.
Toplum
de
tasir...
43
ve Drvlfi
Bunlar onun ozunu ve bizaiihi toplumun oziinu olus-
ruhunun
turur. Bunlar insan
toplumsal lestirilir..."
iliskiler
karakteristik
kahbmi olusturur ve
sayesinde her gun arindirihr ve
mukemmel-
11
Bakunin dogaya ve topluma daha diyaleklik
bir tarzda baki-
yor ve degisimin zitlann uzlasmasiyla gerceklesecegini dusuniiyordu: "dogal guglerin uyumu, ancak hayatm ve hareketin gercek kosulunu olusturan surekli bir mucadelenin sonucu olarak
Dogada oldugu gibi toplumda da, mucadelenin olmadigi duzen, olumdur." Ancak doga, dogal yasalara uygun biCimde, bilincsiz bit tarzda davramr. Bununla birlikte, evrensel diizen dogada ve toplumda var olur, Akil yurutme gucune sahip olan insan bile "dogal giiclerin birlik ve eyleminin maddi uruortaya cikar,
nu"dtir. lz
Kropotkin, sadece Proudhon gibi ahlak duygusunun i?sel olduguna degil, doganin esas olarak karsihkh yardimlasmayla daha yuksek ve daha karmasik formlara evrilecegine de inamyordu. Malatesta
ise
Kropotkin'in
asm
iyimsertigini sorguladi ve
anarsinin "Doganin uyumsuzluklanna karsi insan toplumu icinde verilen mucadele" oldugunu one surdu. Ancak "dogal insan hemcinsleriyle surekli bir catisma durumundadir" dese de, toplumsal dayanigmanm ve uyumun miimkun olduguna inamyordu. 13 Murray Bookchin ve John Clark gibi modern teorisyenler, ortaya gesitlilik icinde birligin, karmasikhga ragmen uyumun uygulanabilecetopluma ozgur bir ilkelerin koydugu ekolojik gini gostermeye, anarsizm
maya
ile
ekoloji arasinda bir baglanu kur-
gahsarak Kropotkin'i izlediler.
Boylece butun anarsistler, Devlet ve htikumetin yapay kisitlamalan ve dayatilmis otoritenin baskisi olmadigi taktirde insanlar
arasinda bir cikarlar
uyumunun
olusacagina inamrlar.
En
acikca kendi cikarlanni kollamalan halinde en aza indirecek birlikler kurabileceklerine gatismayi insanlann ne olursa olsun anarsistler kendiliginden Kanaatleri giivenirler.
atesli bireyciler bile,
diizene inamrlar. Ortak ihuyaclar konusunda, insanlann kendi-
ve otoritenin herhangi bir dayatma-
lerini orgiitleyebileceklerine
stndan gok daha etkin ve yararh oldugunu kamtlayacak 1
Proudhon, Selected Writings,
12
Bakunin on Anarchy,
13
Errico Malatesta.
1977.
s.
267, 277.
Hb
s.
s.
bir top-
249.
271.
Life
and
Ideas, der.
Vernon Richards, Freedom
Press,
Ana rjtzm in
44
TariJii
lumsal diizen yaratabileceklerine guvenirler. H I'niudhon'un gozlemledigi gibi,'ozguriiik duzenin krzi degil anasidir.
Ancak
butitn anarsistler Devlet'in
kaldtnimasmi
top lumsal duzenin nihai olarak galip geleceginc
i
ister
ve
nam darken, bu
giivenlerini farkh onciillere ve modellere dayandinrlar. 15 Stirner
ve Tucker gibi bireyciler,
Adam
Smith'tn, gizli hir
el,
ozel cikan
genel yarara dontisturecek ve cikarlann birbirine denk dusmesini saglayacaktir seklindeki iktisadi goriisiinu geli$tirdiler, Iktisadi faaliyet sayisiz
karan ve islemi gerektirdigi
icin,
tek bir birey
ya da bireyler grubu tarafmdan basanh bicimde diizenlenemez ya da yonlendirilemez. Bu yuzden ekonomiyi kendi haline birak-
mak
gerekir. Sonuc, kendi kendini duzcnleyen bir iktisadi
uyum
sistemi olacaktir. Saint-Simon'un unlu deyisiyle, "nesnelerin yo-
netimi" eninde sonunda "insanlann yonetimi"nin yerini alacaktir.
Godwin, kendi uyumtu ozgur to plum modelfcni, evrensel uyum icinde olan akhn hakimiyetine dayandirEgitim ve aydinlanma yoluyla insanlar, daha akilci olacaklar,
ahlak yasalanyla di.
evrensel gercekligi ve ortak ctkarlanni taniyacaklar ve buna uygun bicimde davranacaklardi. Herkes gercegin sesini dinleyecekti, Proudhon insanlann ister istemez birbirine bagimh olduklanm, e§giidumlu iradeleriyle ekonomik cikarlanm gerceklestireceklerini dusunuyordu. Bakunin, insanhgi yonetmek icin vicdan ve akhn yeterli olduguna inaniyordu, Bununla birlikte kendisi, insan bilincinin ve toplumun tarihsel olarak diyalektik bir tarzda gelisimini
resmedecek kadar Hegelci
idi.
Giderek farkhlasan
ihti-
yac ve cikarlan ancak kendiliginden halk orgutlenmeleri karsilayabilirdi.
Hem
Kropotkin
hem
de Tolstoy, kendi toplumsal
uyum
modellerini, kabile orgutlenmeleri ve koylere iliskin gozlemleri-
ne dayandirdilar. Bu tiirden topluluklann, gelenek ve gonulluluge gore, yasalar ve
leme tarzlanndan
hukumet olmaksizm kendi hayatlanm diizenetkilendiler. Bu arada Kropotkin, anar§izmi
topluma ve dogal tarihe
iliskin bilimsel arastirmalara
maya ve bunun, dogal ve toplumsal yasalarla 14
Bkz.
uyum
dayandir-
icinde yasa-
benim makalem, "The Natural Order of Anarchy", The New InternatiJubat 1979, s. 20-1; ve Ward, "The Theory ol Spontaneous Order",
onalist,
Anarchy 15
in Action,
s.
28-38.
Bki. April Carter. The Political Theory of Anarchism, Routledge Paul, 1971,
s,
78-9.
&
Kegan
Toplum ve
ma ti.
arayismda akilci bir
felsefe
45
Devh'i
olusturdugunu kamtlamaya gah§-
Insanlar diyordu, otoriter ve kapitalist Devletler tarafmdan
baskilanmis ve carpittlmts dogal bir anlayis ve gelistirmi§lerdir.
Ozgur
bir
isbirligi
icgudusu
toplumun kendiliginden duzeni
icin-
de, bunlar yeniden olusacak ve guclendirilecekti,
Devlet ve
Devlet,
5500
yil
Hukumet
once Mistt'da ortaya
ve
ctkti. Cinlilerin
Romah-
lannki gibi buyiik imparatorluklar, beltrgin dissal sintrlan ol-
maksizm
yiikseldiler ve coktuler,
Dunya niifusunun buyiik
bir
boliimu klanlar ya da kabileler icinde yasamayi surdiirdu. Hayatlan, adetler ve tabularla diizenlendi; duzeni siirduren ve onlan bir arada tutan yasalan, siyasal yonetimleri,
ma h kerne leri
ya da
polisleri yoktu.
Devletle birlikte iktisadi esitsizlik de ortaya cikti. Ozel mul-
toplum az sayida
kiyet ve simf iliskileri, ancak
edinilen bir fazla uretebildigi
zaman
gelisti.
da savascimn destegini kazandigi zaman,
ki§i
Zengin,
belirli
tarafmdan
samamn
ya
bir bolgede yuk-
kurum olarak Devlet de olusmakorumak icin yasalar cikanldi ve si-
sek otorite olma iddiasmda bir
ya ba§ladi. Ozel mulkiyeti
lahh adamlardan olusan ozel bir grupla takviye edildi, Boylece Devlet, Locke'un tahayyul ettigi gibi, hayati
hat kilmak icin bir
sozlesme yapan
daha
gtivenli ve ra-
hukumet olusturma amaciyla toplumsal
iyi niyetli
ve akilci insanlar tarafmdan
bir
degil, top-
lumsal ^atisma temelinde kuruldu,
Kropotkin, Devlet'in kokenleri uzerine yaptigi incelemede,
Roma Imparatorlugu'nun
bir Devlet
hirlerinin ve ortacag sehir
oldugunu, ancak Grek
se-
cumhuriyetlermin Devlet olmadigini
one surer. Kropotkin'e gore, Avrupa uluslartnda Devlet ancak on yuzytldan sonra, ozgur kasabalar ve bu kasabalar arasinda
alttnci
kurulan federasyonlar biciminde ortaya ctkmi§ur, Bu surec, top-
luma hakim olan
lortlar,
avukatlar ve rahiplerden olusan bir
"Uclii Ittifak"la sonuclandi. 16
Daha sonra
bunlara, Devlet'i guc-
lendirmeye ve merkezilestirmeye devam eden ve serbest inisiyatifi
ezen kapitalistler
kattldi.
Bu sure
icinde halk isbirligi
yapma*
ya ikna edildi ve gonullu kolelige giderek ahsttnldi. Anar^istlertn cogu
16
Kropotkin, The
State,
s.
bu 31.
tarih anlayisini genel hatlanyla kabul
Anar$izmin
46
Toplum daima kutsamrken,
eder.
pay
bir iisiyapi
Tarifii
toplumdan ayn,
Devlet'in
oldugunu hepsi kabul
O bir baski
eder.
toplumsal kotiilugun bashca nedenlerinden
biridir.
ya-
araci ve
Bu nedenle
Rousseau'nun one surdugu, Devlet halkin Genel traifade edebilir seklindeki idealist gorusii reddederler. Dev-
anarsistler, desi'ni let'i
ulusun ruhunun i fade si olarak gormeye caiman Hegelct Devlet'in kendi parcalannin
bir
mistisizmin zerresini tasimazlar.
toplammdan daha buyiik
bir ahlaki
Onun
turduguna inanmazlar.
varhk ya da
siyasal yapi olus-
crplak giicunii gozlerden gizleyen
gizemlilestirici seremonileri ve rituelleri incelerler.
timini
hakh cikarmak
icin yurtseverlige ve
Azmlik yone-
demokrasiye hitap
edisini sorgularlar. Devlet'i belirli alanlarda bir sempati ve isbirligi
merkezi olarak gorebilen
liberal iddiayi
Ote yandan, anarsistler
mesru
fiziksel gtic
Max
da kabul etmezler,
Weber'in
belirli bir
bolgede
kullanimi tekeline sahip oltna iddiasinda bu-
lunan bir yapi olarak Devlet tanimini kabul etmekte higbir sakinca gormezler. Devlet dis, isgalciye ve ic muhaliflere karsi kendisini
savunmak
icin,
sahip oldugu zor kullanma tekelini ordu ve
polis aracihgiyla kullanir, Belirli bir bolgenin yiiksek otoritesi
komuta etmek ve onlann itaat tamamen mesru bir hakka sahip oldu-
olarak Devlet, kendi yurttaslanna etmelerini saglamak icin
gunu
iddia eder.
zaman zenginler ve zaman hakim elitin ^lkarlarma uygun du^ecek sekilde yapddigi komisunda sosyalistlerle aym gorustedirler. Godwin, tipki Marx gibi, zenAnar§istler
aym zamanda
Devlet'in her
gucluler tarahndan denetlendigi ve yas alarm her
daima "dolayh ya da dolaysiz olarak Devlet'in yasa koyucusu" olduklannt ve hukumetin toplumdaki iktisadi esitsizliginlerin
gin surmesini sagladigini gormiistur. Kropotkin, Devlet'in
kadim hem de modern tekeller
tarihte,
hem
daima "hakim azinhklar lehine
olusturma araci" oldugunu one
surdii. 17
Anarsistler,
Devlet'in kaldinlmasiyla birlikte daha buyiik bir esitligin nihayet
kazamlacagmi dusuniirler, ancak ozel mulkiyeti temel a Ian laissez-jaire'dtn gonullu komunizme kadar degisen cok farkh iktisadi sistemler onerirler.
Kuskusuz Devlet ile hukumet arasinda bir farkhlik vardir, Belirli bir bolgede, hukumetler gelip giderken, Devlet oldugu gi17
Godwin, Anarchist Communism, s. 9.
Writings,
s.
89; Kropotkin, Anarchism and Anarchist
Toplum ve Devlet kahr.
bi
47
Hukumet, Devlet'in icinde yer alan ve yasalan cikarmak mesru otoriteye sahip oldugunu iddia eden bir oraym zamanda Devlet aygillanni yonetir ve denetler. Hu-
icin gerekli
gandtr;
kumet, Iktidan uygular ve kullamrken, anayasa ya da adetlere belirli prosediirleri izler. Tucker, Devlet'i, belirJi bir bolgede kurulan "yonetim tekeli" ve hukumeti "bireyin ozel ala-
dayanan
nina bir saldin" olarak tan lmt amis tir. 18
Ancak anarsisderin cogu Devlet ve hukumet
terimlerini,
sanki bunlar toplumdaki siyasal otoritenin toplandigi tek bir yeri
anlatvyormus
ler
gevsek bicimde kullanirlar. Butun anarsist-
gibi,
Devlet'e karsi cikarlarken, bir ktsmi, gegis
donemi
form olarak hukiimetin varhgma
yifiaulmis bir
icinde za-
izin
vermeye
Avrupa'daki utus-devletler modern formlannt kazanmaya basladiklan bir sirada, Godwin esas olarak hukumetin kohazirdir.
hakkinda yaziyordu. Insanlann onceleri karsihkh yardimlasma amaciyla bir araya geldiklerini, ama "az sayida kisinin hatalarmin ve sapkinhgt"mn bir hukumet formu icinde kisitlantulukleri
ma
ihtiyacma yol actigini one
siirdii. Ancak hiikumetin adaletortadan kaldirmayi amaclarken yarattigi sonu?, toplulugun baski gucunti yogunlastirarak ve miilkiyette esitsizligi arti-
sizligi
rarak adaleisizligi siirdurmek olmustu. Hukumetler bir kez kurutduklannda halkin dinamik yarattcthgini ve kendiligindenligini engellerler:
Onlar "toplumda var olan canlihga
el atarlar
ve
onun
hareketini
durdururlar." Egilimleri yolsuzlugu surdurmektir. Bir zamanlar
hakh ve
yararli
gorulen her seyi, gelecek kusaklar icin gercekles-
tirmeyi vaat ederier. lnsanin genel egilimlerini tersine gevirirler ve
cektigimiz acilan surdurijrler ve bize
dogru bakmayi
ogretirler. Bizi,
mukemmellik
icin geriye
degisim ve iyiiesmeye degil kamu-
sal refah araytsina yoneltirler,
ancak burnt atalanmizin kararlanna cok az saygi duyarak yaparlar, sanki insan zihninin dogasi daima yozlasmak ve
asla
ilerlememekmis
gibi davramrlar. 19
Oie yanda, bireyci
Stirner, kotulugun nedeni olarak Devlet iizerinde odaktandi. "Her Devlet bir despotizmdir, bir ya da birden
V»>k l« 1 I
'
.'>
despottan olusur," 20 lucker, instead of a Book,
Amaclarmdan s.
dodwin, Anarchist Writings,
Max
Stirner,
The Ego
Keadtr icinde,
s.
240.
biri
de bireyi smirlamak,
21-3, s.
90.
& Us Own, ^ev. Steven T. Byington
(1907), Anarchist
Anar$izmin Tarihi
48
denetlemek ve ona boyun egdirmektir. Biitun anarsistler ler.
Godwin ve
Proudhon insanin
Stirmer kadar tutarlt degildir-
oldugunu "hukumet for-
insani yonetmesinin kolelik
dogruladi, ancak paradoksal bi^imde anarsiyi,
mu"nda
hukiimdann ya da
bir
mmladi. Hatta federalizm
mun
bir
egemenin yoklugu olarak
icindeki "bashca harekete gecirici ve kapsayici
oldugu
ta-
iizerine yazdigi gee bir eserde, toplu-
yonetmen"
De vie tie olumlu bir yon buldu. 21 Bununla birlikte, hukumet" in cehskili bir terim oldugunu kabul etti ve
icin
"anar§ik
hukumet
ile
biirokrasiye ili§kin en lanetleyici betimlemelerden
birini yapti:
Yonetilmek,
tie
hakki ne kerameti ne de
iffeti
olan yaratiklar tara-
findan iztenmek, sorusturulmak, gozetlenmek, yonlendirilmek, yasalara
uydurulmak, dtuene sokulmak, kapanlmak, telkinkre ve
vaazlara
maruz kalmak, denetletimek, yorumlanmak, degerlendikomuta edilmektir.,, Yonetilniek,
rilmek, sansure ugraulmak ve
kisinin her harekeiinde, her eyleminde ve yapugi her i$krnde,
mimlenmesi, kaydedilmesi, nufus sayimina lendirilmesi,
cabi tutulmasi, Vergi-
damgalanmasi, fiyatlandmlmasi, degerlendirilmesi,
patentinin almmasi, yetkilendirilmesi, miisaadeye tabi kilinmasi, tavsiye edilmesi, ikaz edilmesi,
masi ve diizeltilmesi anlarmna terbtye edilmek, fidye
men
gelir.
edilmesi, dogru yola sokul-
Hukumet, haraca baglanmak,
odemeye mecbur birakilmak, somuridmek, akma ahnmak, gizemlilesti-
tekellestirilmek, gasp edilmek, baski
rilmek, soyulmak anlamina gelir; butun bunlar
halkin cikarlan icin yapihr,
Daha
kamu yaran
ve
sonra, ilk direnis betirtisi ya da
sikayet sozctigunde kisi baski altina almir, para cezasina ^arptinlir,
hor goriilur, tedirgin
rulttr,
edilir, takip edilir, a par
dovulur, bogularak idam
neli tQfekle taranir, yargilamr,
kurban
cuk
edilir, satilir,
diisfiriilur,
budur; onun
Bakunin, en
edilir,
hapse
hukum
topar almip gotu-
atihr, vurulur, tnaki-
gtyer,
surgune gonderilir,
ihanete ugratilir ve ustune iistluk bir de ku-
alay edilir, kizdinhr ve orturu ktnlir.
adateti de ahlaki
mukemmel
retoriklerinden birinde,
21
Proudhon, Selected Writings,
22
Proudhon, General Idea of the Revolution alma, Gueriri, Anarchism, s. 15-16.
s.
Hukumet
iste
da budur! 22
toplumun ken-
89 110. ,
in the Nineteenth
Century (1851),
Top lum ve Devlet diliginden hayatim ezdigi icin Devkt'i
zaman
her
49
mahkOm
etti.
Ama
o da
tutarh degildi. Birinci Entemasyonal'de Bakunin ve
taraftarlan
"sosyalist
esanlamhsi olarak, "yeniden
kolektif'in
olusturulan Devlet", "yeni ve devrimci Devlet" hatta "sosyalist
Ancak buradaki
Devlet" terimlerini kullandilar. riter sosyalistler ni fark
belirsizligin oto-
ve Marksistler larafmdan istismar edilebilecegi-
edenler, mevcut Devlet'in yerine gecirmek istedikleri se-
tammi olarak federasyon ya da komiinler dayantfmasim onerdiier. Bakunin, I869'da toplanan Basel Kongyin daha dogru bir
konusmada loplumsal servetin kolektiflestirilmeetti. Bu sozlerle, "mulkiyetin
resi'nde yaptigi
sinden yana oldugunu acikca ifade
onay mercii ve yegane garantoru olan adli ve siyasal Devlet'in orlaclan kaldmlmasiyla, su anda mulk sahibi olan herkesin muik-
Daha sonraki orgutlenme forBakunin komiinler dayani$masmdan yanaydi, ciinku bu tiirden dayant$ma, "toplumun tepeden tirnaga orgtitstizlestirilmesi"ni kastediyordu.
muna
gelince,
lenmesi"ni gerektirecekti. 13 Bazi anarsisclerin
hukumet
ile
Devlet'i birbirine kart^urma-
lan,
en acik bicimde Malatesta'da gorulur. Anarchy (1891) bas-
bld
brosiirunde Devlet'i soyle tanimladi:
i
kurumlann toplami [Bu
Siyasal, yasa koyan, adli, askeri ve mali
kurum
sayesindel icislerinin yonetimini, kisisel davrantsin deneti-
ntini, kisisel
guvenlik sorumlulugunu halktan alarak, gasp ya da
yoikilendirme yoluyb baskalanna ^;l
yapma ve gerektiginde
lura
verir;
herkes ve her sey igin ya-
kolektif zor kullanarak insanlan
uymaya mecbur etme
bu
yasa-
yetkisi edinir.
Ancak Malatesta, bu anlamda Devlet sozcugumin hukumet anlamina geldigini ya da ba§ka sekilde belirtmek gerekirse, "hukuinciiii cisimlestirdigi
durumun
ki?i disi,
da ekledi. Devlet sozctigu genellikle bclirli bir
soyut ifadesi" oldugunu
belirli bir
bolgede toplanan
insan toplulugunu betimlemek ve bir ulkenin yiiksek
yonetimini kastetmek amaciyla kullamldigt icin, "Devlet'in ortad.ui kiiklinlmasi" ifadesini iMi'iiti
Krojioikin .'
l
,'
I
"daha acik ve daha somut olan, huhii-
oriadan kaldtrilmast terimi"yle degistirmeyi tercih
Kiikiinin,
hem
iijir. s.
hiikumetin
hem
Irccdom
I'rc:."*,
24
de Devlet'in ortadan kaldi-
fil
MiiLiTsia, Anitrcltv,
etti.
1474. s
1.1-14.
Anar$izmit\ inula
50
rilmasiyla ilgileniyordu. Anarsizmi "hukimnKi/ Sosyalizm sistemi" olarak, "toplumun hukumetsiz tasawut idildigi btr hayat ve
davranis ilkesiya da teorisi" olarak tamrnlndi leri
''
IVvlet'tn
\Wh
uzerine yaptigi calismada {The State.
koken-
Kropotkin, Dev-
let ile hiikumet arasinda aynm yapti. Onav-ig yliirlerini ve onlann hiikumet kurumlanni meclisleri, scviliui-j y;ugiv1an ve sivil
otoriteye
bagh askeri
metlerin
aym
giicleriyle birlikle
kotu oldugunu
olciide
iwdugu
bittun hukuAruak Devlet
ii,in
dii^uniiu'z.
ortaya cikuginda, sadece hiikumet gibi toplumun uzerinde yer
varhguu degil, "bdlgesct bir yogunla$mit ve toplumun pek $ok ya da butun i}levlerinin birkat; ki$inin elinde yogunla$ma$i"m da gerektiriyordu. Devlet, toplumun uyeleri arasinda a Ian bir iktidarm
Devlet'in
olusumundan once var ohnayan
kurulmasi anlamina
hazi yeni iliskilerin
misyonu, "insanlarm
gelir. Devlet'in tarihsel
dolaysiz bicimde bir araya gelmelerini onlemek, yerel ve bireysel
engellemek, var olan ozgiirlukteri ezmek,
inisiyatifin gelismesini
onlann yeniden yesermesini onlemek ve boylece lann iradesine tabi kilmak"
Bu yuzyilda
kitleleri
azmhk-
idi. 26
anarsist Devlet elestirisi
daha da karmasiklas-
misur, Gustav Landauer, "Devlet, bir durum, insanlar arasinda
davranis kahbidir; onu baska iliskiler kura bicimde davranarak yikanz" demektedir. "Yasal Devdiizeni, ancak insanlar kendi aralarmdaki mevcut baglantiyi
belirli bir iliski, bir
rak, farkli let
organik bir topluluk icinde kurulan bir baglanuya donusturdukleri zaman gecmiste kalabilir," 27
Daha yakm zamanlarda Murray Eookchin, Devlet'in sadece kurumlar takimi degil, aym zamanda zihin durumu, "gercekligi diizenlemek icin telkin edilmis bir
bir burokratik ve baskict bir
zihniyet" oldugunu, ikna edici bicimde one siirmustur.
Bu
yiizyil
icinde liberal demokrasilerde Vahsi guc kullanma kapasitesi
st-
nirtandirtlmissa da, Devlet saygi uyandirarak ve tebaasina gucsuzliik
vam
duygusu vererek
giiclu bir psikolojik etki
zorlasmis ve Devlet
toplum arasindaki
ile
lasrmstir ki, artik "Devlet, siyasal 25
ysratmaya de~
etmekiedir. Aslmda, onurt sinirlanm belirlemek giderek ?izgi oylesine bulanik-
kurumlann toplumsal kurum-
Kropothin's Revolutionary Pamphlets, der. Roger N. Baldwin (1927), yeni bsk.
Benjamin Blom,
New
York, 1968,
s.
46, 284,
26
Kropotkin, The State,
27
Gustav Landauer, alum, Martin Buber, Paths ton, 1958,
s,
46,
s.
10, 52. in
Utopia, Beacon Press, Bos-
51
Toplum ve Devlet larla,
baskici islevlerin
bolusumcu
islevlerle,
vuksek duzeyde ce-
idari ihtizai islemlerin duzenleyici islemlerle ve nihayet smifin 23 gelmistir. haline yaclarla melezlef tirilmesi"nin bir urunu
Liberal
Demokrasi
konusunda aynlirlar. Liberaller, zorlayici bir yasal diizen olarak Devengellenmemis bir let'in, yuntas ve insan haklanm korumak, ekonomisi olan toplumdaki anlasmazhk ve catismalan cozumleAnarsistler, liberal ve sosyalist muttefiklerinden Devlet
mek
ichi gerekli
oldugunu savunurtar. Liberal diisunur
Hobhouse'un yazdigi
L. T.
gibi:
Devlet'in zorlama iskvi bireysel zorlamayi asmaktadir ve kusku-
suz, zorlama Devlet'in icinde yer alan bir bireyler gerceklestirilir. Ifade
grubu tarafindan
ozgurlugu, kisinin ve mulkiyetin guvenli|i,
gercek bir sozlesme ozgiirlugu, toplanma ve drgutlenme haklan ve nihayet Devlet'in tekil iiyelerin inatcihgi ylizunden bozguna ugratilmamasi gereken ortak hedefleri gerceklestirme gucii bu aracla saglamr. 2 ^
Ote yanda, anarsistler, modern liberterlerin savunduklan en askisigari duzeyde "gece bekcisi" Devlet'in bile zengin ve kudretli ayricahklave cikarlarmi ler tarafindan deneilenecegini, onlann rim korumak icin kullamlacagmi savunurlar, Bireysel haklan
korudugu ne kadar iddia edilirse edilsin, hiikumet daima "hakim simflann elinde halk uzerindeki iktidan surdurmenin 30 Devlet, saghkli bir istikrar saglabir araci" haline gelecektir. maktan cok, olumlu degisimi engeller; diizeni saglayacak yerde
catisma yaratir;
ticari girisimi
yatifi lalirip eder.
giiclendirmeye cahstigi yerde
inisi^
Guvenlik sagladigim iddia eder, ama sadece
endiseyi artmr. Anarsistler, temsili demokrasinin, monarsi, aristokrasi ya
da despotizme tercih edilebilir oldugunu hissetseler de, ozunde baskict oldugunu dusumirler. Demokratik Devlet teorisinin ikiz dayanagim -temsil ve cogunluk yonetimi- curuturler. Her sey28 29
30
Bookchin, Ecology of Freedom, s. 94, 124. Norgate, tarihsii, s. 146-7. L. T. Hobhouse, Liberalism, Williams Kropotkin, Paroles d'un revolt;, Marponet Flammarion, Paris, 1885,
&
s.
34.
Anar^izmin Tarihi
52
den once, hie kimse bir baskasini gercekten temsil edemez ve bir baskasimn yetkilerini devralmak hnkansizdir. Ikinci olarak, co-
gunlugun azinhgi -bu azinhk tek kisiden ibaret olsa biie- yonetme hakki, azinhgin ?ogunlugu yonetme hakkindan daha fazla degildir. Godwin'e gore, oy vererek dogru olam bulmak, "akil ve adalete yapilan agir bir hakaret"tir. 31
Hukumeun
bireyi ve
omm
mulkunu, cogunlugun iradesini yansittigi icin koiuyabilecegi dusuncesi bu nedenle agikca adaletsiz bir diisuncedir. Anarsistler Hobbes, Locke ve Rousseau tarafmdan neredeyse kutsal sayilan liberal toplumsal sozlesme teorisini de reddederler.
Onlara gore, hichir hukumet kendisine nza gostermeyen
olamaz ve
bir birey uzerinde yetki sahibi lara bireysel olarak
nza gosterecegini
kah bireyci Lysander Spooner,
ABD
bir kisinin
ummak
butun yasa-
sacmadir. Ameri-
Anayasasi'ni cozUmleyerek
Devlet'in sozlesme teorisinin yanltshgim ortaya cikardi, Herhan-
hukumet kurmak icin bir sozlesme yaptigina dair hicbutamadi ve oy verme ya da vergi odeme uygulamalan-
gi birinin
bir kanit
m sozle ifade edilmemis bir rizanm sacma oldugunu one surdu. $u sonuca akhn genel
ve
me
ilkeleri
dikkate ahndiginda
degildir; hie kimseyi
gormenin
kaniti olarak
vardi: "Ac^ktir ki, ...
hukuk
Anayasa, bir sozles-
baglamaz ve gecmisie de baglamamisur;
ve Anayasa uyannca davraniyormus gibi yapan herkes dir ve onlara hirer gaspci olarak
gaspci-
...
davranmak, herkesin sadece
hakki degil, ayni zamanda ahlaki gorevidir". 31
Butim
anarsistler bireyler arasi sozlesmeler
konusunda ayni
Godwin butun sozlesme
bicimlerini red-
gorUsti paylasmazlar. detti,
ciinku bunlar genellikle gecmisteki budalahgtn gelecekteki
bilge lige
hakim
kitinmasiyla sonuglamyordu. Bir eylem hakhysa,
gerceklestirilmelidir; degilse,
ondan sakinilmahdir. Aynca
sozlesme yukumlulugune ihtiyac yoktur, Ote yanda,
hem
bir
Proud-
hon hem de Kropr^tkin, sozlesmeleri Devletsiz bir anarsist toplumda insanlar arasmdaki sorunlan duzenlemek icin yapilan gonul'u anlasmalar olarak goruyorlardi. Ancak bu turden sozlesmeler yasal olarak zorunlu tutulamayacagi ve yapunmtara
baglanamayacagi
den cok,
icin,
goreneksel anlamda baglayici sozlesmeler-
birer niyet deklarasyonu gibidirler. Insanlar
bu
sozles-
melere sadece pragmatik nedenlerle uyarlar. Bir birey yaptigi 31
Godwin, Anarchist
Writings,
32
Lysande: Spooner,
No
s,
114.
Treason (1870), aimti, Miller, Ana: chism,
5.
37-8.
53
T opium ve Devlet
sozlesmeleri surekli ihlal ederse, kisa sure icinde anlasabilecegi
insan bulamayacaktir. Anarsistler liberal demokrasinin ve temsili hukiimetin do-
gasina iliskin hayatlere kapilmadilar. Proudhon, 1848 Devrimi sirasinda bir sure Ulusal Meclis'te yer aldigmda, uzun suredir
kuskulandigi sey dogrulanrms. oldu: "Parlamenter Sina'ya ayak bastigim anda kitlelerden koptum, Insan korkusu otoriteye mensup olan herkesin hastahgidir; iktidarda olanlar icin halk, dusmandir." 33 Bu yiizden Ptroudhon "Genel Oy Hakki Karsidevrimdir" diyor ve mucadelenin siyasal arenada degil iktisadi arenada verilmesi gerektigini israrla belirtiyordu. Bakunin asla temsilci olarak bir parlamentoya girmedi ve bir siyasal partiye katilmadi.
Basindan beri sunun farkindaydi: "Her kim siyasal iktidardan soz ederse, hukmetmekten soz etmis olur," Ve "Her turlu siyasal orgutlenme,
ozgurlugun
mahkumdur."
34
Ispanyol
inkan I?
oldugu
i<;in
sona
ermeye
Savasi sirasinda anarsistler, Fran-
co'nun isyancilanna karsi savasmak icin bir sure cumhuriyetci htikumete katildilarsa da tarihsel anarsist hareket goreneksel siyasetin ortadan kaldinlmasini lutarh bigimde savunmu§tur. Populer sloganlan suydu: "Kime oy verirseniz verin daima huku-
mete gider" ya da "Degismesi
igin
oy verdiginiz bir seyi yasadisi
halegetirirler."
Modern
liberal Devlet'in,
son
yuzyihn toplumsal muca-
iki
sonucu olarak, kendi yumaslan icin refah ve egikaldigi kusku gotiirmez. Nicolas Walter zorunda saglamak tim gibi bazi anarsistler, bunim Devlet kummlarinin kotii otmadigini cunku o tori ten in baska kurumlar tarafmdan kullanilmasina delelerinin bir
meydan okuduklan ve arzulanabilir gerceklestirdikleri zaman yararh bir
bazi toplumsal etkinlikleri ifleve sahip olabildiklerini
one surmuslerdir, "Boylece kurtanci Devlet'e ve refah Devlet'ine, ozgurluk icin calisan Devlet'e ve esitlik i
Bununla sinirlamak ve
ba§hca gorevi daima ozgurlugu surdurmek olmustur. Yardimsever .bir
birlikte, Devlet'in esitsizligi
yuze sahip olabilmesine ragmen, Refah Devlet'i, kayit, dUzenleme ve gozetim aracihgiyla kendi tebaasinin hayati (izerindeki denetimini sikilastirarak kisitlayici olabilir, Bu Devlet nobran ve Ana rckist Reader icinde,
111.
33
Proudhon,
34
Bakunin, age,
35
Nicolas Walter, About Anarchism, Freedom Press, 1969,
all tin, s,
s.
109. s.
10,
Anar$izmin Tarihi
54
George Woodcock'un one surdugu bu Devlet, "daha acik bicimde totaliter herhangi bir sistem
abartili bir biirokrasi yaratir. gibi,
kadar usta bir baski ve lir.
36
siki bir
diizenleme araci" haline gelebi-
Tek basina insanlan mudu etmeyi basaramaz ve sahte
guvenlik saglayarak karsiiikh yardimtasina pratigini
bir
zayiflatir,
Kaynaklart en fazla ihtiyac duyanlara yonlendirmeyerek israf eder. Anarsistler,
kimin ihtiyac duyduguna karar veren Devlet'
vergi odeyecek yerde, toplutuk orgutlenmelerine gontillu bagista
butunarak ya da katilarak muhtaclara dogrudan yardim etmeyi tercih ederler.
Liberal Devlet'e kar§i iet'e
one surulen argtimanlar
sosyalist
Dev-
de uygulamr, hatta fazlasiyla, Anarsistler, demokratik sosya-
servet boltisumunu ve refahi saglamamn en olduguna dair iddialanm reddederler. Sosyalist Devlet, uygulamada, topluluk hayatini bogan genis bir burokrasi uretme egilimindedir. Hizmel etme iddiasinda olduklan insanlann gikarlistlerin, Devlet'in, iyi araci
lanndan cok kendi cikarlanna gore yoneten yeni bir burokratlar eliti yaratir.
Yaptigt yardimi
kesme
tehdidiyle ya da kendi yan-
daslanni odullendirerek bagimlihgi ve niillu dernekleri ve
da toplumu, toplumsa! surtiye doniisturur.
uyumu
tesvik eder.
Go-
karsthkh yardimlasmayi zayiflatarak, sonun,is?i
Ancak
ve polisle desteklenen yalniz bir
sosyal demokrailann liberter ve mer-
kezi olmayan bir sosyalizm
formunu benimsemeleri halinde
federasyon ve dernek ilkelerini benimset-
anarsistler, gontillu
mek, bu yonde cesaret ve
giic
kazandirmak
icin onlara katilabi-
lirler.
Marksist Devlet Anarsistler dir.
ile
Mevcut
rumakla
Marksistlerin ilk bakista pek cok ortak yanlan var-
Devlet'i ayncalikli ve zengin
olanlarm cikarlarmi ko-
esit bir toplum Marks is t-Leninis tier arasmdaki en buyuk anlasmazhk, Devlet'in toplum icindeki rolune iliskindtr. Konu, on dokuzurtcu yuzydda Marx ile Bakunin arasmda biiyuk bir anlasmazbga ve sonunda Birinci Enternasyo-
Nihai hedef olarak ozgiir ve
elestirirler.
vizyonunu
paylasirlar.
Ancak
anarsistler
ile
nal Isci Birligi'nin dagilmastna yol acti.
Engeis, 36
Ailenin,
Ozel Mulkiyetin
ve
Devlet'in
Woodcock, "Tradition and Revolution", The Raven,
II,
1988,
Kokeni'ndz s.
104,
Toplum
(1884) tipki Kropotkin
ve Devlet
55
gibi, Devlet'in
insanhk tarihinin yakin
zamanlannda ve toplumdan ayn bir yonetim aygiti olarak dogdugunu one siirdu: "o halde devlet, sonsuz bir gecmisten bu yana var olmamisur. Devlet ve devlet iktidan hakkmda hicbir fikri olmayan devletsiz toplumlar olmustur." Devlet ancak toplumun simflara bolunmesiyle gelismi? ve bir siniftn digeri uzerindeki
hakimiyetini muhalaza eden bir baski mekanizmasi haline gel-
ozgurluk
misti. Kapitalist Devlet sadece rntilk sahiplerine
yor,
toplumun
yordu.
Ne
boyun
geri kalanina, iscilere ve koylulere
var ki Engeis kendi
kusagmm
sagli-
egdiri-
uretimin gelisimiyle
kacmilmaz bicimde yok olacagt bir evreye yaklasmakta olduguna guveniyordu. O gun geldiginde, simflarin ve Devlet'in
urettmi ozgur ve ejit uretictler birligi temelinde yeniden orgiitk-
yecek olan toplum, butun Devlet mekanizmastni, amikalar muzesine, ciknk ve bronz baltamn
Marx ve
ait
oldugu yere,
koyacak".-* 7
yanma
Engeis, hasimlanni baski alttna almak ve uretimi yeni-
den orgiitlemek igin proletaryanin Devlet'i ele gecirmesinin zorunlu oldugunu dusunurterken, proletaryanin bir sintf olarak kendi iistunlugunu ortadan kaldiracagt ve toplumun "her bir
ki-
sinin ozgiir gelisiminin herkesin ozgur gelisiminin kosulu haline geldigi bir birlik" olusturacagt bir lardi, 38
donemin
gelecegini
umuyor-
Engels'in Antt-Dufmng'teki iddiasi, Devlet'in cesitli alan-
mudahalesinin gereksiz hale gelecegi ve boylece kisilerin yonetim inin yerini nesnelerin yonetimine birakacagiydt. Surec lara
9 itinde "Devlet 'ortadan kaldtrdmayacak', s.dnumlmecekti."^
toplumun kurulmasindoneminde Devlet'in gerekli oldugunu one siiriiyordu. Bakunin ve anarsistler Paris Komiinu'nun verdigi dogrudan demokrasi orneginin ozgiir bir toplum Engeis, bununla birlikte, komunist
dan once gecisset
bir sosyalizm
modeli sagladigtm iddia ederlerken, Engeis soyle diyordu: Anarsistler
konuyu tepetaklak
yasal devlet
57
ediyorlar. Proletary a devriminin, si-
orgutunun yok olujuyla baslamasi gerektigtni
Engeis, "The Origin of the Family, Private Property and the State",
& Engeis, $ehtte& Works, Lawrence & Wishart, 38
Marx
&t Engeis,
The Communist Manije slo,
sworth. Penguin, 1967,
39
ilan edi-
Alinit, Lenin,
s.
1968,
5.
Marx
589,
Harmond-
der. A. J. P. Taylor,
105.
The State and Revolution (1917), Pekin, 1965,
s.
19.
Anar$izmin
56 yorlar
...
Ancak boyle
bir
anda
Tar'thi
devleti
yok etmek, muzaffer prok-
taryantn hentt2 fethettigi iktidan, sayesinde savunacagi, kapitalist
hasimlannin iistesinden gelecegi ve iktisadi tophi msal devrimi gerceklestirebilecegi
Lenin,
Marx ve
yegane organizmayi yikmak
olacaktir.., 40
Engels'in Devlet konusundaki goruslerini gelistir-
di.
Genel bir
ilke olarak, "biz Marksistler, Devlet'in
ve
tamamen
karsiyiz" diyordn. 41 Agustos 1917'de, Botseviklerin
iktidan ele gecirmelerinden
her turtusune
hemen once yazdigi Devlet ve Devrtm hemen ardindan Devlet'in nasit
baslikh brosurde Lenin, zaferin
sonumlenmeye baslayacagint betimleyerek, proletarya devrimine li§ kin "en stirsel ve yan anarsist degerlendirme"yi yapti. 42 Ashnda Lenin, Devlet sorununun yaklasan devrimin en onemli sorunu oldugunu dustinuyordu. Plekhanov'un Anar$izm ve Sosyalizm i
(1894) baslikh brosurimU yorumlarken, onu "anarsizme karsi acil, en yakici ve siyasal bakimdan en onemli so-
mucadelede en
runu, yani devrimin devletle
nu"nu tamamen goz
iliskisini ve
genelde devlet soru-
ardi etmekle elestirdi.*3
Daha da ileri gidetoplumunun zorlamaya ya da dar anlamda uzmanlasmaya ihtiyac duymaksrzm i^lemesinin komiinizmde rek,
modem
mumkun
sanayi
olacagim iddia ederek, bir fabrikamn orgutlenme
bakimmdan
ister
tar2t
istemez otoriter olduguna inanan Engels'ten ay-
nldi.
Ancak Marksistler ve
anarsistler
bu istenen durumun gerkonusunda derin bir an-
cektestirilmesi icin kullanilacak araclar
lasmazhga dustuler. Marx, geci§ niteligindeki bir sosyalist do"proletarya diktatorlugU"ne ihtiyac oldugunu one surdii
nemde
ve bu yaklasvm, o
onemli
zamandan ben Marksist- Leninist ortodoksinin Ancak anarsistler ile Marksistler
bir parcasi haline geldi.
arasindaki farkhhk basit bir taktik sorun
onemli teorik farkhhklar onemli bir
tarihsel
boyut
olmanm
Marx'in Bakunin
i^erir.
tasiyor,
Engels,
"On
International Publishers,
New
Socialist Tradition,
s.
York, 1972. in
our Revolution, ahntt, Alexander Gray,
469.
42
Robert Conquest, Lenin, Fontana, 1972,
43
Lenin, State and Revolution,
s.
and Anarcha-
by Marx, Engels, Lenin, der. N. Y. Kolpinsky,
Lenin, The Tasks of (he Proletariat
The
tartismasi
Stirner'e, Feise-
the Occasion of Karl Marx's Death", Anarchism
syndicalism.' Selected Writings
41
ile
ancak onemli teorik kaygilarta
da korukleniyordu, Marx, Alman Weolojisi'nde 40
otesindedir ve
124.
s.
85.
57
Topiitm ve Devlet
fenin 5e/aleti'nde Proudhon'a saldirdi. ligi
Onlan
diyalektik maddeci-
anlamamakla sucluyordu. Marx'in, HegeVin
cevirmeye ve kapitalist
vermeye cahstigi
celik
konumunu
ters
ekonomiye burjuva Devlet karsismda onyerde, anarsistler, Devlet'i ekonomi uze-
rinde belirleyici bir gii? olarak gormekte israr
etliler.
Devlet oria-
olgunlasmasmi
kosullarin
dan kakhrilmadan once iktisadi beklemek gerektigini kabul edecek yerde, devrimci iradenin yaratici guciine giiveniyorlardi. Marx ayni zamanda anarsistlerin dayatilmis otoriteyi reddetmelerine de karsi cikti; otorite formunun komunist toplumda degisecegini dusuniiyor, ancak nin tamamen
otorite ilkesi-
ortadan kaldinlmasina karsi cikiyordu. Devlet
gecirmenin sadece devrimi savunmak
iktt-
icin degil, uretici
danni
ele
giicter
uzerinde yeni toplumsal denetim turlerini geliscirmek igin
de gerekli oldugunu dusunuyordu. Marx'in gozunde anarsistler tutarh bir smif cozumlemesi gelistirmeyi basaramadilar; ya Stirner gibi bireyci bir
tutum ah-
yor, koylulugu savunurken Proudhon'un yaptigi gibi "kuctik burjuva" bir yaklasimi benimsiyor ya da Bakunin gibi tanimlan-
mamis sine
bir
"halk"m ya da "lumpen proletarya "nin
"oportunist" ve
yaratici enerji-
"voluntarist" bir inane besliyorlardi,
Bu
elestiride kuskusuz bir dogruluk payt vardi. Marksistlerin aksine
Zengin ile oldugunu farkhhklar bakimindan yoksul arasmda guc ve servet ancak begoruyor, ile ayni safta kabul ediyor, kendilerini "halk" Proudhon, vermiyorlardi. lirli bir sinifa benzersiz bir tarihsel rol anarsistler ozgul bir sinifsal tabana sahip degildiler.
kariyerine esas olarak koylulukle ilgilenerek basladi; isci stmfinin siyasal yetenegine iligkin dtisuncelere son vermek isdyordu.
Bakunin zaman zaman "isci sinifi" ve "proletarya" soylemini kullandi, ancak kimtn devrimci isci oldugunu belirtmek zorunda kaldigi zaman, egitimsiz kent proletaryasmdan ve koyltilerden soz etti. Tipki Marx gibi proleterlerin devrime goturecegini
dusunmesine ragmen, koyluliigiin devrimci potansiyelini vurgulamaya devam etti. Aynca, mulksuzlerin ve varis olmayanlann, zincirlerinden baska kaybedecekleri bir seyteri otmadigi icin
ayakUnacaklanni dusundu.
Marx
anarsisderi ozellikle iktisadi ve kulturel duzeyde mii-
cadeleyle yetindikleri,
i^ci sinifinin siyasal
gerekliligini
kavrayamadiklan icin
formda
Marx
mak
bile
iktidan fethetmesinin
elestirdi. Siyaset,
parlamenter
icin ilerletici olabilirdi; goreneksel siyaseti a?-
icin siyasal araclar
kullanmamn mumkun oldugu gorusunti
Anar$izmin Tarihi
58
goz onunde
bile
tuttu.
Enternasyonal'in Cenevre Kongresi'ne
gonderdigi "Talimadar"da, Proudhoncutara karsi
cikti: isci sinifi
"devlet iktidannin uyguladigt genel yasalar" aracihgtyla reformla ri
kazanabilir ve "i§ci sinifmin bu yasalara uymasi devlet iktida-
nm
giiclendirmez. Tarn aksine, onlar simdilik kendilerine karsi
kullantlan riir.'"
bu
iktidan, kendileri icin bir arac haline donustu-
H Bakunin'den soz ederken
asagilayici bir tutumla soyle di-
yordu: "bu dangalak, ashnda her sinif hareketinin ve her
zaman
bir siyasal hareket
oldugunu
bile
ister
istemez
anlayamiyor." 45
Ozellikle Bakunin'i, "Tophimsal devrimin temeli iktisadi kosullar degil, iradedir,"
Marx, Stirner, alttan almiyor ve
du. 47
yuzunden kmiyordu. 46 Proudhon ve Bakunin ite tliskilerinde
inanci
"asla
en asagilayici ve hiikmedici" tavrini takimyor-
Bunu yaparken, sadece kendi toplumsat ve
siyasal
dusun-
cesindeki otoriter egilimi degil, kendi kisiliginin otoriter yanini
da aciga vuruyordu. Ostelik Birinci Enternasyonal'in olilmune yol acan antianarsist manevralan, Marksistlerin deneiimindeki
gelecek Enternasyonallerin de kati ve monolitik olmasini sagladi
ve bizzat Marksizm'in hicbir muhalife tahammul edemeyen dog-
matik
bir ogreti halinde katilasmasina neden oldu. Bu siirece en cok katkida bulunan Lenin oldu. Anarsistlere en cok devrimde Devlet'in rolu konusunda itiraz etti. Onlartn sa-
dece Devlet'i ortadan kaldirmak istedikleri icin degil, bunu bir
gecede yapabileceklerine inandiktan icin de hatah olduklanni
one surdu. Lenin devralman burokratik askeri Devlet mekanizmasini "ezmek" gerektigini dusumiyordu. Ancak bu, Devlet ikti-
dannin
t
a
mamen
ortadan kalkmasi anlamina gelmiyordu, ctinku
donemi icinde kendi diktatorlugunu uygutarken, proletaryanin bu mekanizmayi kullanmasi zorunluydu. Tipki Marx gibi
gecis
Lenin de, "demokratik merkeziyet£ilik"e inaniyordu; bu yuzden, kar$idevrimci gUcleri onlemek ve "burjuvazinin direnigini ez-
mek" 44
icin Devlet iktidanni
Marx, "Instructions", The
guflendirinek ve merkezile$tirmek
First International
Harmondsworth, Penguin, 1974, 45
After, der.
s.
David Fernbach
&
Lenin, Anarc-
46.
Bkz. Marx, "Conspectus of Bakunin's Sialism and Anarchy", The First ternational
47
and
89.
Marx'tan, Paul Lafargue'a, 19 Nisan 1870, Marx, Engels
hism and Anarcho-syndicalism,
46
s.
and After
Paul Thomas, Karl 1980,
s.
351.
ifinde,
s,
In-
334.
Marx and
the
Anarch ists, Routledge
&
Kegan
Paul,
Toplum ve
59
Devlet
zorunluydu. 48 Lenin, Rusya'da iktidan ele gecirmesinden Devlet'in tir.
sonumlenmesini
49 Bolseviklerin
s on ra
Ekim 1917'de
Lenin, Sovyetlerin
hemen once
istedigi icin ikiyuzlulukle
gucunu
Partisi eliyle hiyerarsik ve
suclamms-
iktidan ele gecirmelerinden
zaytflatmaya, "oncu" Komiinist
merkezi bir komuta yapisi kurmaya
basladi. Sol
Komunizm, Bir Cocukluk Hastahgi (1920) bashklt
hsmasmda,
anar§istleri ve sosyalist devrimcileri,
devrimin
ca-
ertesi
gunii Devlet'i kaldirmak isteyerek sergiledikleri cocukca "opor-
tunizm" yuzunden azarladi. Bolsevizmin, "anargizm kokan ya da ondan odiinc bir seyler alan ku$uk burjuva devrimc iltgi"ne karsi mUcadele icinde nasil "celiklestigi"ni anlatti. Bu kiicwk burjuva devrimciligi devrimci asinhga kolayca sapabiliyor, ancak "sebat,
orgutlenme, disiplin ve kararkhk yetenegi" tasimiyordu. Asltnda Lenin, anarsizmin "isci sinifi hareketinin oportunist gimahlarinin sik rastlanan bir cezasi" oldugunu ilan cileri'nin
etti.
Dunya Sanayi
I?-
ve Rusya'daki anarko-sendikalist egilimlerin, Sovyet
Komunizm hatalan"m
sisleminin yonetimi konusunda "Sol
sur-
durmeleri kargisinda dehgete kapiliyordu. 50
Ancak merkezi lestirilmis ve guclendirilmis Devtet'ine ve ragmen Lenin, gene de Deviet'in sonumlenmesinin komiinizmin nihai hedefi olduguna kesinlikle inaniyordu. 1920'de DevJet konusunda yaptigi bir komismada, Devlet mekanizmastm (ya da "sopa"sini) sermayenin iktidanni yikmakta olan siniftn eline vermenin zorunlu oldugunu israrla belirtirken, "bu mekanizmayi hurdaya cikaracaklan" ]>ii zamanm gelecegini de belirtiyor, "o zaman geldiginde, ne Vvlei ne de somuru olacakur" diyordu. 51 anarsist muhalefeti tasfiye etmesine
1
Lenin'in nihai ideali ne olursa olsun, "Proletaryanm Dikta-
Komunist Partiye duydugu gUsonunda sadece Partinin diktatorlugiine degil, tek bir ada-
inrlugti"nu yonetecek oncii bir vcii,
Sovyetler
ititn,
Birligi'nde
Stalin'in
diktatdrlugiine
yol
a<;ti.
Aynca bu yuzyilda Cin, Kuzey Kore, Vietnam ve Kuba gibi diger lu'lli ba^h Marksist- Leninist devrimlerde uygulanan "demokratik lurrkeziyetciuk"
de pradkte
elitist
bir partinin
denetiminde,
yiikwk duzeyde hiyerarsik ve otoriter Devletlerle sonuclanmigin
I
etiin.
Itkz.
mi
M
I
I
The State and Revolution,
Conquest, Lenin,
I'nin, "Left- Wing"
s.
s.
63, 71,
63, 71.
Communism. An
Infantile Disorder,
cnin. The State (1929), Peking, 1965,
s,
24-5.
s.
16-17, 94.
Anar$izmin Tarihi
60 tvr.
Boylece Bakunin'in bir
"lsci
Devleu"nin yeni
bir "kizil burju-
konusunda yapugi muthi? uyanlar trajik bicimde dogrulanmis oldu. Bu yuzyilda ortaya cikan Komiinist vazi"ye yol agacagi
Devleiler, anarsbtlerin bir "Halk Devleti" ya da bir "Devrimci
Hukumet"in, sadece mevcut tiranhgi siirdurmekle kalmayacagi, ayni zamanda geni$letecegi konusunda duyduklan korkuyu yeterince kanitlamistir.
Yasalar
Liberaller gibi anar§istler de Devlet'i aslinda yasal bir
salan da bu
kurumun eylem
tarzi olarak gorurler. 52
kurum, ya-
Devlet yasal
diizeni zorlayict bir dlciide surdijrmek igin tasarlanmistir. Ba§hca
organlari -yasama, yargi ve yiirutme- yasalan olu$turmak,
rumlamak ve uygulamaktan sorumludur. Kesin
mak
bir
yo
tarum yap-
gerekirse, yasa, hiikurnet tarafmdan yapilan ve Devlet tara-
fmdan uygulanan
bir
yonetim kurahdir.
Tolstoy, yasalan, canli bir bicimde, "yoneten insantarm, 6r-
gutlu siddet araclanyla itaat etrneyenleri carpmak, ozgurluklerini
almak, hatta katletmek icin olusturduklan kurallar" olarak beamier. 53 Yasalar, arzulanmrza bakilmaksizm
ranmamizi ya da saglamak
icin
belirli bir
bicimde dav-
belirli
dav rams, biciminden kacinmamizi
ozgurliigumuzu
dogru yolda
kisitlar; yasalar, bizi
uygulamak icin kullandtgi yontemler baski yontemleridir: Yasamn nihai giicu Devlet'in baski guctidur. Hobbes'un tanimladigi gibi, Leviathan'in otoritesi nihai olarak kibca dayamr; ya da modern e$iti olan, polis copuna ya da askerin silahina. Aslinda Tolstoy'un gozlemledigi gibi, hukumetin karaktertstik ozelligi, "hziksel ceza vermek ve kendi karariyla cinayeti uygun bir eylem haline getirecek bir hak tutan yuksek citler gibidir, Devlet'in yasalan
iddiasmda
onun,
bulunmak"tir. 54
tfadesini
reddeden
Devlet'i
hukuk kuratlannda bulan en
anarsistlerin,
baskici yanini da
reddetmeleri kacinilmazdir, Jean Grave'm s62leriyk, "anarsi ne iyi
yasalann ne de
iyi
hvikumetlerin olabilecegini, ne de yasalann
tarn olarak uygulanabilecegini kanttlar
...
insan yapisi olan yasal
52
Bki. Barker, Principles of Social and Political Theory,
53
Tolstoy, "The Slavery of
54
Tolstoy, "Patriotism
s,
227,
Our Times", Anarchist Reader,
and Government", The Works
mer Maude, Henry Frowde, 1904, XL VI,
I, s.
250,
s.
118.
of Leo Tohtoy,
<;ev.
Ayl-
Toplum ve Devlet kurallar
tamamen
61
keyfidir." 55
Biitun anarsistler icinde yasalan en erken ve en
sen bicim-
de elestiren Godwin oldu. Ilk olarak, insan yapisi yasalann gereksiz oldugunu, ciinku
gu"nu one
surdti.
"degi§mez aklin gercek yargic olduevrensel adalet kurallanni aklin
Insanlar,
algiladigi sekitde bildirmekten ve
yorumlamaktan daha
fazlasini
yapamazlar. Ikincisi, yasalann ba§hca zayifhgi, genet kural olarak ta§idiklan staiudur. Birbirinin ayni olan iki eylem yoktur ve yasalar, anlamsiz bicimde, insan eylemlerinin
bir olciiye indirgemeye causer ve tipki
Grek
pek cogunu ortak
efsanesindeki, uzeri-
ne yatanlann kesilip kisaltilarak ya da cekilip uzatilarak uyduruldugu Procrustes yatagi gibi bir Lslev gortirler. Ocuncusu, yasal kurallar
kacintlmaz bicimde bu kurallari koyanlann cikar-
lanna uyacak §ekilde diizenlenir ve aslmda "ustun tiranlarin
olanlann nzasim ve
ta
ittifakini
vet anla§masi"ni ifade ederler. 56
kumet
gibi insan zihnini
sayesinde satin aldiklan bir
En
alt-
rtis-
onemlisi, yasalar da,tipki hii-
duragan bir durumda sabitler ve onun
dogal egilimi olan sureksiz flerlemeyi engeller,
Godwin, yasalann tehdit olarak kullandigi ya da zorla uycezamn -kotu olana isteyerek kottiluk yapilmasi- insan davramsini diizeltmek icin uygun bir yol olmadigindan emindir,
guladigi
Insan icinde yasadigi ortamvn iininu oldugu icin, yapugi seyden sorumlu oldugu kesin olarak soytenemez. Bir katil isledigi sucl.m otiiru elindeki
han^erden daha
fazla
suclanamaz. Onlar,
icin-
yasad\ktan kosullann tutsagi olduklan icin ozgiir iradeye sa-
ili-
Bu nedenle, ister i§lenen sucun karsiligi olarak, ornek ya da reform niyetine verilsin cezamn hicbir ahlaki HiTrkvt'si olamaz. Her lurlu ceza, "ustii kapali bir budalalik itira1
1
1
tlcgildirler.
>
3
isici"
aslinda, islenen
Ir'ibi, .tktli ii. i
sucun kendisinden daha kotudiir, £unku
iknanin yeterli oldngu yerde zor kullanir, Zor, ktmseyi ik-
i
itkunez ya da kimsede saygt uyandiramaz; sadece zihni bozar
onu kullanana yabancilastinr, Godwin, tipki hiikurnet gibi yasalann da sadece zararh oliii:tkla kalmadigmi ayni zamanda gereksiz oldugunu dusuniir. hiplmn karsui eylemier icin buldugu care, sucun hiikumetteki vi-
ki^jyi
vi-
liuikniis miilkiyetteki nedenlerini
'i'i
Jr. in di.ivi', I
>i
i
AimiJinm. 'rii
i
i
Anarchic, son but.
Liit i^i n it icin
.iiilwin,
ses rtioytns, Stock, Paris, 1899,
Hkz Thorn Holterman
Molllit':ll; Bliitk
Anai ihht
Wri(inj,'j.
Rose, 1984 s.
yok ederek ve egitim
94, 98.
6t
Hcnevan Maarsweeh,
s. I
araci3.
Yeni
aw and
Anar$izmin Tarihi
62
hgiyla insanlann ozel ctkarlanndan cok
tophimun yaranm du-
siinmeye yonelmelerini tesvik ederek suclan azaltmaku. Kotu ahskanliklar ilkesel olarak yanhs oldugu icin, aydinlanma, insan-
lan
faziletli
kitmaya yetecektir.
Godwin,
ozgiir bir
toplumda
bile siddet
kullanan insanlan
gecici olarak kisitlamak gerekebilecegini kabul edecek kadar ger-
ancak bu insanlara daima kibar davranilmali ve itiiimkun oldugu kadar topluluk icinde tumlmalan saglanmahydi. Angek^iydi,
lasmazliklar, mahkemeler ya da profesyonel avukatlarla degil, her vakanin ozgul kosullanni goz onunde tutan halk jurileriyle
cozumlenebilirdi. "§undan daha acik bir dustur yoktur: 'Her da-
Hedef daima sucluyu bulmak cozmek olmahdir. Son olarak Godwin, jurilerin karar almaktan cok tavsiyede bulunmalan gerektigine inanir. Yasalarm yerine kamuoyu gucuniin gecirilmesi toplumdisi eylemleri denedemek icin yeterli olacaktir. Ve toplum bir kez "adalet va kendisi icin bir kural
getirir.'" 57
degil cattsmayi
kurallan"m cam olarak anladiginda, yasalar gereksiz olacaktir. Godwin'den sonra yasalann en ikna edici anarsist elestirisiKropotkin yapti. Devlet'in icindeki buttin yasalar, diyordu, daima ayncalikh smiflarin cikarlan dikkate ahnarak yapilmistir. Yasalann koklerini once ilkel bosinanclara, daha sonra fatihlerin ni
cikardiklan kararnamelere kadar gerilerden izledi. tnsan ri
iliskile-
ozgiin olarak adet ve goreneklerle duzenleniyordu, ancak ba-
sat
azmhk bu
yasalan
adetleri
kullandi.
kendi cikarlanna gore degistirebilmek icin
Boylece yasalar "rahibin yaptinmina gore"
onun hizmeiine verildi." 58 Kropotkin insanhgi duzene sokmak icin var olan milyonlar-
olustu ve "savascmin sopasi
ca yasayi
tic
temel kategoriye ayirdi: mulkiyetin korunmasi, hu-
kumetlerin korunmasi, kisilerin korunmasi.
Birincisi
iscinin
emeginin uruniinu edinmeyi ya da tekelciler arasindaki anlasmazliklan cozmeyi amaghyordu; aslmda bu yasalar insan emeginin haksiz bicimde edinilmesini gtivence altma almaktan baska
amac tasinuyordu. Ikinci kategoriyi olusturan anayasal hukuk, neredeyse tamamen mulk sahibi siniflann cikarlarim korumaya hizmet eden yonetim mekanizmasini surdurmeyi amach-
bir
yordu. Ucuncii kategori, kisilerin korunmasi, en onemlisiydi, ciinku bu tiirden yasalar Avrupa tophamlannda giivenligin sur57
Ag*,
58
Kropotkin, "Law and Authority", Revolutionary Pamphlets,
5.
74, 95, s.
205.
Toplum
ve Devlet
63
durulmesi bakimmdan vazgecilmez gomnuyordu. Bu yasalar, insan topluluklan icin yararh olan adetlerin cekirdeklerinden hareketle gelistirildi, ancak htikumdarlar tarafindan kendi hakimiyetlerini
hukuk
kutsallasttrmak amaciyla benimsendikleri icin, oteki
kategorileri kadar yararsiz ve asagilayici hale geldiler.
Kropotkin, sucun bashca destekcilerinin aylakhk, yasalar ve otorite
oldugunu one
te ikisi
miiikiyete karsi islenen suclar oldugu icin,
Ancak mevcul suclann yaklasik tic"gunumuzde
surdii.
az sayida ayncaliklt kisinin elinde olan mulkiyet, gercek kaynagina yani topluma dondugti zaman bu suclar ortadan kalkacak ya da ciizi miktarlarla sinirlanacak" idi.^ Kropotkin, hala toplum karsiti olan ve siddete basvuran bu insanlan cezalandirma-
nin uygun olmadiginda israr eder, ciinku cezanin agirltgi sucun miktarmi azaltmaz. Rus ve Fransiz hapishanelerinde yasadigi dencyimlerden soz ederken, hapishaneleri fiziksel enerjiyi oldiir-
mckle, bireysel iradeyi tahrip etmekle ve toplumu serbest birakimahkuma "vebah" gibi davranmaya tesvik etmekle sucluyor-
l;m
dli.<">
Hapishaneleri iyilestirmek mumkun degildir. Hapishaneler trlormdan gecirildikce igrenclesir: Modern cezaevleri ortacag /ijidanlarindan cok daha kotiidur. Toplum karsiti egiiimleri ted;»vi eimenin en iyi yolu insana anlayisla yaklasmaktir. Kropotkin si sonuca vanr: i
Siy^tsa)
orgutu olmayan ve bu nedenle bizler gibi kolayca ayartila-
mayan
insanlar gayet
iltic talihsizdir; care
veya
p,.u
bir
iyi
anlamislardir
onu dovmek,
hapishanede
ki,
"suflu" dentten insan sa-
zincire
vurmak ya da
oldurmek
degil,
en
bir dara-
kardesce
yaklasimla, esitlik temelinde davranarak ona yardimci olmak, ha-
y;Uim durust insanlar arasinda gecirmesini saglamaktir. 61
An.irsisiler,
hukiimetin, yasalann ve iniilkiyet esitsizliginin ol-
madij*i bir
toplumda yasayan bireyler arasinda daha buyiik bir
vikar
uyumu
vj
Ancak herkesin derhal sodavranmaya baslayacagim, bir daha hicbir anlas-
olacagiru dusunurler.
ruriilii liiciinde
Kti.j.i)ikiii, In
Russian and French Prisons (1887), Anarchist Reader i^inde,
s.
1M 124.
f.i>
Aj;<.
(I
Kin|>iPtkiii. "| ilw l>k.-
•.
(
i .iilim,
and
Atitliorily", Anarchist Re
"Ktt piiiluii
and
I
iiw".
Anuk Jiiwi and aw, I
s
s.
116.
119-40,
Aynca
Anar$izmin Inula
64
mazhk
ya da
catismamn olmayacagmi du^unmezler. Godwin ve
Kropotkin, yasalann giicu yerine,
hkh kmamayi
kamnoyunun
ctkisini ve kar§i-
tavsiye ederler. Kuskusuz, kiirmwyu tiranhgvnin
yasalardan kaynaklanan baskimn yermi .ilmasi gibi bir olasilik vardir.
mu
Ancak Godwin
ve Kropotkin
olarak kirtamaya izin verirlerken,
Mr topMmsal denetim iiis;ini;irm nasi]
for-
davranma-
lan gerektigine bizzat kendilerinin karar vmnclcri gerektiginde israr ederler.
Gene, toplum
karsiti bireylerin iyilcsiirilmcleri
talar olarak goriildukleri bir
gereken has-
toplumda, psikolojik maniplasyon,
hapsedilmekten daha baskici ve tiraiua
nlabilir,
Psikiyatrinin,
muhalifleri yeniden bicimlendirmek icin kullanilmast otoriter
toplumlarda kotu bir sohret kazanmistir. Slirner sorunu
bicimde koyar:
"lyilestirki aratlar
landirmamn oteki yuziidur,
ozlii bir
ya da iyilestirme sadece ceza-
iyile$tirmc tcorisi cezalandirma teori-
eylemdc dogruya karsi bir giinah goruyorsa, birincisi onu kisinin ketuihine karsi isledigi bir giinah, sine paralel gider; ikincisi bir
kendi saghgindan bir sapma olarak alir."" Kisisel ozerklige ve bireysel ozgurliige onem veren anarsistlopluluk igindeki toplum karsiti uyenin gerek fizikse) olarak cezalandirilmasimn gerekse maniputatif bicimde iy i lectin lmesinin tasidigi insanlikdisi niteligin oteki sosyalistlere kiyasla daha ier,
cok farkindadirlar. Suclulara tigini dusuniir,
akilci ve dostca davranilmasi gerek-
onlarm insanhgina ve
bireyselligine saygi goste-
rilmesini isterler.
Ulus-Devlei Ulus- Devlet,
modern
siyasal
orgudenmenin normu ve yurttas
dakatinin bashca hedefi haline getmistir. Devlet bir ulusun digi kimligin bekcisi olarak gorulur ve
kazarian
somurge
Devletlerini
insanlan
kurmak
icin
degismez
mucadele
sa-
tasi-
kendi bagimsizhklanni
bicimde
ederler.
kendi
UIus-
Ancak kendi Devleti
olmayan pek cok ulus da vardir ve pek cok Devlet birbirinden
Bu nedenle Ulus ve Devlet sozciikleri Bunun arzulanmasi da gerekmez, Basmdan
farkh uluslardan olusur.
esanlamh
degildir.
itibaren anarsistler, Ulus-Devletler'in
62
Stirner,
The Ego and
Its
Own,
s.
91.
mesrulugunu sorgu la miliar
Toplum ve Devlet
65
ve bunlann olusmasina guclu bicimde direnmislerdir. 63
Ne
var
ki ulusculugun ve yurtseverligin guclu duygusal cazibesini goz
ardi etmemisler ve bazilan, ozellikle
Proudhon ve Bakunin bun-
lara kargi koyamamislardir.
Anar§istler, tipki
kadim
Stoikler gibi her
zaman kozmopolit
ve enternasyonalist bir bakis acisina sahip olmusJar ve kendilerini "dtinya yurttasi" olarak gormuslerdir. lu§ miicadelelerini si
daha gen is
Genelde ulusal kurtu-
bir ozgiirluk mucadelesinin parca-
olarak desteklemisler, ancak Devletci ozlemlere ve ulusculara
ozgii sadakat leri
duygularma
karsi cikmislardir. Ozellikle yonetilen-
yonetenlerle ozdesleyen ve onlara
elegtirmislerdir.
itaat asilayan yurtseverligi
Ulus-Devletler arasmdaki du^manligin savasla-
nn bashca nedenlerinden
biri
oldugunu dusunurler.
Godwin, insanlan kendi ulkelerini sevmeye ve "bireylerin kendi
kisisel
varhklanni toplulugun varhgt icinde var etme"ye,
sanki bireysel varolus soyut bir varlikmis gibi tesvik eden Rous-
seau ve benzerlerine karsi cok elestireldi. Kislnin kendi ulkesini sevmesi, "yiginlan, kendi sahtekar tasarimlannin kor araclan haline getirmek amaciyla
den seyi
biridir" diyordu.
sahtekarlann kullandigi o sahte hayaller-
Bu yaklasim,
"sevgili benliklerimiz"
iilke icin
kazamm
icin kazanilmis gibi
olan her
dUsunmemizi
aynca, "cevremizdeki ulkelere yonelik bir
saglar. Yurtseverlik
nefret ve acimasizlik
ruhu"na yol
acar.
Godwin, dar yurtseverliEn cok muhtag olan-
gin yerine evrensel yardimseverligi ogretd:
ve hak edenlere, kendi kisisel baglanulanmiza bakmaksizin yardim etmeliyiz. Tarafsiz gozlemciler gibi davranmah ve aile, kabile, ulke ya da irk baglariyla yonlendirilmemeliyiz. Buyuk lara
imparatorluk ve yasama gucu olan birlik
manhk
Eikirleri "askeri
kahra-
gunlerinin barbarca kahntilan" oldugu icin, Godwin,
Ulus- Devlet 'in yerine federe bolgelerden olusan ve merkezi ol-
mayan bir toplum istiyordu. 64 Godwin gibi Tolstoy da yurtseverligi kararli bicimde kinadi. Yurtseverligi, hukumetle aynlmaz bigimde baglantih goriiyordu. Hukumeti destekleyen ve savasi besleyen yurtseverligin "ham, zararh, utanc verici ve kotu bir duygu ve dahasi ahlakdisi" oldugunu ilan etti. Cimku yurtseverlik, insanin kendisini "vatanin 63
Bkz. Geoffrey Ostergaard, "Resisting the Nation-State:
The
Pacifist
Anarchist Traditions", 71ie Nation -State Tfif Formation of Modern der.
64
Leonard Tivey, Martin Robertson, Oxford, 1981,
Godwin, Anarchist
Writings,
s.
104, 164.
s.
171-95.
and
Politics,
66
Anar$izmin Tarihi
oglu ve kendi hukumetinirt kolesi" olarak gormesini sagliyor ve
onu "kendi aklma ve vicdanina
ters diisen
du.*° Insanlann, ne herhangi bir
sadece
eylemier"e yoneltiyor-
vatanm ne de Hukimietin
degil,
Tanrmm
ogullan olduklanni anlayabilmeleri halinde, birbirinin ne kolesi ne de diismani olacaklanm dusiinuyordu. gibi
Ne var ki butun anarsistler yurtseverligi Godwin ve Tolstoy saktnmadan mahkum etmediler. Proudhon hie kuskusuz bir
Fransiz uluscusuydu. Yaslandikca, sadece Fransiz devrimci gelenegini degil, Fransiz halkim ve Belirgin bicimde antisemitik
bu halkin mirasim da
kutsadi.
Bununla birlikte, federalizmin uluslat arasindaki dusmanhgt sona erdirecek ve imparatorluklan cozecek tek yanit oldugunu one siirdu. Tipki Rousseau gibi o da, bir ulusun topragi ve mifusu ne kadar cok olursa, tiranlik tehliidi.
kesinin o kadar biiyuk olacagmi hissediyordu.
Bu nedenle Birleaynlmasi gibi bir so-
sik Devletler ve Kanada'nin Ingiltere'den
murgesizlestirme
siireci icin cahsti. Cezayir'in kendisini bir "Afrikah Fransa" olarak yapilandiracagi giinun gelecegini umuyordu. 66
Bakunin anarsist olmadan once uluscuydu. Uluscu onyargilar besliyor, ozgiirltik askini
ve icten Slavlan kutsuyor ve militaCermenleri lanetliyordu. Marx'in otoriter olmasini, bir Alman ve bir Yahudi olmasina baghyordu. Ne var ki Bakunin'in Polonya ulusculuguna ve Panslavizm'e verdigi erken destek, Rus rist
imparatorlugunun dagilmasi ve onun somurgelestirdigi halklann ozgur kalmasi icin duydugu arzuyla guduleniyordu. "Her turlu baskiya karst her ulusal ayaklanmayi guclii bir sempati"yle karsthyor ve her halkin "kendisi olma hakki"na sahip oldugunu ilan ediyordu. Bakunin'e gore "hie kimse, kendi kilik kiyafetini, kendi adetlerini, dilini, fikirlerini ya da yasalanni
dayatma hakkina
sahip degildir."* 7
Bakunin, ulusun "dogal bir olgu" olduguna ve her ulusun ozgur gelisme hakkina tartismasiz bicimde sahip olduguna inaniyor, ancak ulusculugu, dislayici bir egilime sahip oldugu ve "evrenselligin
gucu"nden yoksun oldugu
icin
mesru
bir siyasal ilke
olarak kabul edilebilir bulmuyordu. 68 Ince bir zekayi yansitan 65
Tolstoy, "Patriotism
66
Proudhon,
67
Bakunin, age
68
Bakunin, alinti, Socialism and Nationalism, Spokesman, Nottingham, 1978, s. 42.
alinti,
and Government"
Gutrin, Anarchism
op. at,
icinde,
s.
s.
252.
68.
der. E,
Cahm
&
V. C. Fisera,
67
Toplum ve Devlet
uc Lip yurtseverlik arasinda ayrim Bu tipteki yurtseverlik "toplumsal olarak kabul edilmis mirasa ya da hayatin geleneksel oruntusune, icgudusel, mekanik, elestirel olmayan bir baghlik"tir. Ancak
yurtseverlik cozumlemesinde, yapar. Birincisi, "dogal "dir.
bu
tip yurtseverlik
toplumsal
dayamsmamn
bir ifadesi
olmakla
birlikte, insanhgin evrimiyle ters orantthdir. lkincisi "burjuva" yurtseverligidir; amaci, Ulus- Devlet 'in gucunii, yani "ulusun
butun ayncahklarinin dayanagi"ni ko-
icindeki somuruculerin
rumaktir. Ucuncusu "proleter"dir. Bu, yurtseverligin gercekten kabul edilebilir olan yegane bicimini olu§turur; ulusal farkhhklari
ve Devlet simrlarmi onemsemez ve butun dunyayi kucak-
lar."»
Bu nedenle Bakunin,
"genis, kardesce bir insanhk birligi"
istiyor ve federalizm ilkestni bir
butun olarak dunyayi kapsaya-
cak sekilde genisletiyordu. Butun uluslar federasyonuna gecis olarak bir Birlesik Avrupa Devletleri oneriyordu, "Avrupa ailesi" icindeki farkh halklar arasinda bir
yolu buydu,
Ne
ic
savasi
onlemenin yegane
var ki, diisundugu "Birlesik Devletler" merkezi-
lesmis, burokratik ve askeri bir federasyon degil, ayrtlma hakki-
na sahip uye uluslann icinde orgutlendikleri bir federasyondu. Bakunin, gercek enternasyonalizmin kendi kaderini tayin hakkina dayandigini savunuyordu: "her birey, her dernek, konrun ya da eyalet, her bolge ve ulus, sozde tarihsel iddialara ya da kom-
§usunun uygunluguna bakilmaksizin, kendi kaderini
tayin etme,
da birlesrneme, kimi istiyorsa onunla ittifak kurma ya da herhangi bir ittifaktan ayrtlma hakkina mutlak
otekilerle birle§me ya
anlamda sahiptir." 70 Fetihlerin, tarihsel ve cografi bozulmamn urunu olan uluslann varligma ancak bu sekilde son verilebilirdi. Ne var ki Bakunin, uzun vadede, ulusal sorunun toplumsal devrim karsisinda
ikincil
olduguna, toplumsal devrimin bir diinya
devrimi olmasi gerektigine inaniyordu.
Hir,
Rudolf Rocker, Nationalism and Culture (Ulusculuk ve Kul1937) bashkli kapsamh cahsmasinda Ulus-Devlet'i en kes-
kin bicimde
mahkum
etmistir. Rocker'e
gore ulus, Devlet'in ko-
keni degil, iirunudur: "Devlet'i yaratan ulus degil, ulusu yaratan Devlettir." Bu nedenle ulus, Devlet olmadan var olamaz. Ancak 69
The
Political Philosophy of
moff. Fret Pressi,
70
Bakunin,
New
Bakunin: Scientific Anarchism, der. G.
York, 1953,
alinti, GwSriri,
Anarchism,
Bolum s.
6-7.
lki,
kisim x-xi.
P.
Maxi-
68
Anar$izmin Tarihi
Rocker bir kutture ve topraga yerel baghhk duygulanni inkar etbirligin, karsdikh bir iliskinm dogal sonucu" olarak, ortak bir dil ve belirli hayat ko§ullan tarafindan bir araya mez. "Toplumsal
getirilen bir halk ile
"yapay bir siyasal iktidar mil cadet esi"nin
urumi olan ulus arasinda aynm yapar. 71
Bir halk daima dar sinirlan olan bir topluluktan ibaretken, bir ulus genellikle ortak bir Devlet'in cercevesine az ya da cok siddet iceren araclarla si-
kistmlmis butun bir ker, ulusculugu,
gun organik
farkli halklar dizisini kapsar.
Boylece Roc-
yapay engeller yaratmaya cahstigi ve toplulu-
birligini
Proudhon'dan
bozdugu
giiclu
icin
mahkum
eder.
bicimde etkilenen Gustav Landauer
ulusculuk
ile anarsizmi birlestirmek gibi ilginc bir girigimde buIundu. Rocker gibi o da "Tophiruk"u "Devlet "in karsisma koydu; Devletci bir toplumda halk kendisini gercek bir topluluk organizmasi icinde bir arada bulmaz. Topluluk, Devlet'in yam stra ve disinda var olur, ama hemiz tarn olarak gercekles^irilmernistir.
Bu nedenle ozgur "her zaman temsil
bir topluluk yeni bir seyin
edilmis,
kurucusu
degil,
gomulmus
ve tahrip edilmis olsa da Devlet'in yam sira var olan bir seyin gercek lestirilmesi ve yeniden yapilandinlmasrdir. 72 Bu toplulugu, kisiler ve aileler birliginden,
ge§itli
toplufuklar, birlikler icindeki topluluklar haline
gelecek sekilde getistirmek zorunludur. Landauer'e gore, "Devlet" olmasa da halkm "uluslugu" devam eder. Ulus olmak, halkm kendi hayat tarzmda, dilinde, geleneginde, ortak bir ge?mise iliskin anitannda ve gercek bir komunal hayat olusturma cabasinda birlesmesinden ibarettir. Ardin-
dan su gorus gelir: "butun halklann bolgesel topluluk ruhundan yeniden dogu^u disinda hicbir gey kurtutusu saglayamaz." 73 Ancak Landauer, eski komunal gelenekleri canlandirmak ve Devlei'i dagitmak isterken, dar bir anlayisa sahip degildi. Rocker'm "halk"
kavrammin
baslica ozelliklerinin Landauer'in "ulus" kav-
raminda bulundugu gorulur. Landauer'e gore ulus yapay bir butun degil, topluluklardan olusan bir topluluktur. Aynca bireysadece kendi ulusuyla ozdeglenmemeti, onu genisleyen insani cemberin bir halkasi olarak gormelidir.
Boylece anarsistler,
ister
liberal,
sosyal
demokrat,
ister
Marksist formda olsun, en tutarlt ve ozenli Devlet elestirisini ge71
72
Rudolf Roc ke r, Nat \ona\ism and Cultu re, s 200- 1 Gustav Landauer, ahnti. Ward, Anarchy in Action,
73
Landauer, ahtm, Buber, Paths
.
in
Utopia,
s.
49.
s.
11.
Toplum ve Devlet listirmiglerdir.
dan kaldirmak
69
Onlara gore, Devlet adaletsizligi ve zulmii ortaistese bile, yapabilecegi tek sey bunlan daha da
agirlagtirmaktir.
SavasUra ve ulusal du^manhklara yol acar; yara-
ve bagimsizligi ezer. Hukumeiler ve hukumetlerin kendi iradeleri sayesinde dayattiklan yasalar da ayni derecede gereksiz ticiltgi
ve zararhdir. Ayni zamanda dogal duzene duyduklan giiven, anarsistlerin, toplumun dayatilmis otorite ve dissal zorlama olmaksizin gelisecegine inanmalanna yol acar. Insanlar mudahalenin en az oldugu kosullarda en iyi gehgimi gosterirler; Devlet ol-
madan,
inisiyatif gelistirebilecek,
gonullu anlasmalar yapabile-
cek ve karsihkli yardimlasma saglayabileceklerdir. Kadim isbirligi oriVntulerini modern bireysellik duygusuyla birlestirerek tam olarak gerceklesmi$ bireyler haline gelebileceklerdir. Anarsist Devlet elegtirisi, sadece siyasal felsefenin pek cok temel varsayi-
mini sorgulamakla kalmaz, ayni zamanda Ball uygarhginin otoriter oncullerine
de meydan okur.
3 Ozgurluk ve
E§itlik
&
Anar§izm kendi basina rak
asm
bireycilikten
Toplumsal bir hareket
bir felsefedir.
komunizme kadar cok
ola-
genis bir yelpaze
butun anar§istler bazi ortak gorusleri Mevcut duzene ili$kin bir ele§tiri, bir ozgiir toplum bir toplumdan digerine ge?is ydmemi sunarlar. En
iginde gelismis. olsa da, payla§rrlar.
anlayi§i ve
onemlisi, daha genis bir ozgurluk ve
esitligi
gerceklestirmek i?in
butun baskici bicimlerini reddederler. Siirec i?inde temel ahlaki ve siyasal felsefenin pek ?ok temel ilkesini aydinlatirlar. Her zairtan tutarli olmasalar da, Fransiz Devridissal otoritenin
mi'nin baslamgi
buyuk ozgurluk ve
esitlik ideallerine' ill skin naif
ya da basUle§tirilmis. bir gortise sahip olmakla suglanamazlar.
Mutlak ozgurlugu, anarsistlerin yiiksek dukiari merkezi gorus olarak
gormek
ideali
ve bagli
ol-
olagandir. Sebastian Faure
yimiili yillarda s6yle yaziyordu: "Anarsist doktrin tek bir soz-
cukle ozetlenebilir: ozgurluk." 1 Herbert Read'e g&re ozgurluk,
"butun
degerlerirt degeri"dir. 2 Anarsbtler
ozgurtugu insanligin
hayatinda ve ilerleyisinde surekli ve zorunlu bir faktor, insanlaS^baslian Faure, "Anarchie", Encylopldir Anarchhle, Paris, larihsiz. Bkz.
Anthony
Arblaster,
"The Relevance of Anarchism",
Tlit Soda?is( Register,
1971,5.198. Herbert Read, Chains of fireedom". Anarchy '
& Order,
s.
1M.
72
Anar$izmin Tarihi
nn onsuz gercek boyutlanna ulasmalan imkanstz olan esas dogruluk olarak gorurler. Amerikali bireyci Josiah Warren, su sozleri yazarken anarsistlerin cogu adina konusmaktadir: "tnsan miknatisin kutbu ya da t
suyun seviye arayisi gibi ozgurlugu arar ve opium, her uyesi gercekten ozgiir olana kadar sukun bulamaz." 3 Filozoflann da gayet iyi fark ettikleri gibi, ozgurluk nosyo-
nu kavramsal
bir labirent olabilir ve onun farkh anlamlanni dikkate almak gerekir. Anarsistler insan ozgurlugunii, kisitlanma-
dan ozgurluk bicimindeki olumsuz anlamda lerin gogu, ozgurlugu, kisinin diledigini
gorurler. Anarsist-
yapmak ve
butiin potan-
siyelini gerceklestirmek icin
ozgur olmasi bicimindeki olumlu anlamda da gorurler. 4 Ancak ozgurluk daima uclu bir ihskidir ve sadece bir sey yapmak icin bir seyden ozgurlugu degil, ayni zamanda belirli aracilardan ozgurlugu gerektirir. 5 Kendi orneklerinde anarsistler belirli bir siniftn ya da elitin degil, butiin insan-
hgm
ozgurluguyle
kisinin
ilgilenirler. Herkesin ozgiirliigunu her bir ozgurliigunun zorunlu kosulu olarak gorurler. Baku-
nin'in dedigi gibi, "lnsan
ancak
esit
derecede ozgur insanlar ara-
sinda gercekten ozgiirdur." 6
Herbert Read, toplumsal orgutlenmede ifadesini bulan siyaolarak "ozgurluk" ile insanm kendiliginden ve yara-
sal bir ideal tici
nm
bicimde kazandigi "ozgurluk" arasmda aynm yapar. 7 Bu aytarn tamina Ingilizlere ozguyken, anarsistlerin ?ogu, libertas
sozciigune
Romahlann
re bicimlenmis halk
verdikleri cumhuriyetci bir anayasaya go-
hukumeti anlamim reddeder. Onlarm bash-
ca kaygisi, dissal siyasal otoriteden ozgurhiktur. Locke'un yaptigibi, Devlet'in bireysel ozgurlugu korumak icin gerekli
gi
oldugunu kabul etmezler. Rousseau'nun, kisinin kendisi icin yaptigi yasalara mesru olarak itaat edebilecegini one suren insan 3
Alimi, Kenneth Rexroth, Century, Seabury Press,
4
Communal ism: From
New York,
1974,
Olumlu ve olumsuz ozgurluk aynmt
s.
its
Origins to the Twentieth
236,
icin Bkz. Isaiah Berlin,
of Liberty, Clarendon Press, Oxford, 1958. Paul
Thomas,
Two Concepts
anarsistlerin esas
olarak ozgurliigun olumsuz anlatmyia ilgilendiklerini one surer. Bkz, Paul Thomas, Karl Marx and the Anarchists, s. 8. 5
Bkz, Gerald C.
porary
MacCalham, Jr., "Negative and Positive Freedom", ContemAnthony de Crespigny Alan Wertheimer,
&
Political Theory, der.
Nelson, 1971,
s.
107-26.
6
Bakunin, "Revoutionary Catechism" {1866), Bafeunin on Anarchy, der. Sam Dolgoff (Allen Unwin, 1973), s. 76, 261
7
Read, Anarchy
&
& Order, age,
s,
23.
Ozgiirluk vc
73
Jijiilib
haklan nosyonunu da ayni sekilde reddederler. Anar§iselerin, bireyin Devlet hukukuna itaat ederek kendi "yiiksek benligi"ni gerceklestirebilecegini dustmen Hegel'in "zorunlu yucelim" kavramiyla yaptigi idealist ozgurluk tanimiyla da
Tarn aksine
iliskileri
anarsistler, sahici ozgurliigun
yoktur.
ancak Devletsiz
toplumda kazanilabilecegine inanirlar, Bu nedenle geleneksel yokluk ve giivensizlikten ozgurluk, yam sira liberal ifade, diisunce, orgutlenme ve hareket ozgurlugu olarak benimserler. Ikiisadi ozgurlukten soz ettikleri zaman, hem bir
sosyalist ozgurlukleri,
Devlet'in iktisadi denetiminden liberal
anlamda ozgurlugu, hem
de iktisadi zorluklardan sosyalist anlamda ozgurlugu kastederler.
Ote yanda birkac kisinin somiirmek ve komuta etmek
icin
sahip oldugu sozde "ozgurluk" baskiya yol actigi icin arzulanabilir bir ozgurluk formu degildir. Onlar ozgurliigun en tutarh ve
mantikh savunuculandirlar. Bazi anarsistler Rabelais'in dusturunu benimserler: "Ne
yorsan onu yap!" Faure, "istedigini degil ni ve kendisine
uygun
isti-
de sadece hosuna gide-
yapan insan, ozgiir degildir" der. 8 sonuclan ne olursa olsun kisinin ne is-
olani
Ancak az sayida anarsist, tiyorsa onu yapmasi gerektigine
inanir. Elisee Reclus, anarsizm-
de "kisinin kendi anlayisma gore eyleme hakki", "kisinin kendi istedigini" yapma hakkrgdrur, ama hemen ekler: "butun kolektif
9 islerde kendi iradesini baskalannin iradesiyle birlestirerek."
Godwin de benzer bicimde, ozgurluk ile yetki arasinda aynm yapar. Genelin mutluluguna katktda bulunmak gibi surekli bir gorevimiz oldugu icin hosumuza gideni yapma konusunda olumlu bir hak sahibi oldugumuz gorusiinu reddeder. Simrlanmadan ozgurluk
(anlagilabilir
nedenler di$mda) en onemlisidir, ancak
"ahlaki bagimsizlik" daima zarar verir. 10
Bu nedenle ahlaki kisitolmamiz gerekir. Godwin'in konumu, Spinoza'nm ozgur insani sadece aklm emirlerine uyarak yasayan insan olarak tanimlamasmi andirir. Bakulamalardan
nin daha
degil, siyasal kisitlamalardan ozgiir
ileri
giderek, dogal yasadan mutlak bagimsizlik fikrinin
"cilginca bir 5a?mahk," metafizikcilerin kafasindan cikan bir dusiince oldugunu one surer: "mutlak anlamda kendine yeterli 6z-
8
Sebastian Faure, Authority
et
liberie,
Aux Bureaux de
la
Revolte, Paris,
1891, sayfa numarasi yok.
9
Elisee Reclus, Involution, la revolution, el Vidial anrtrchiste. Stock, Paris,
10
Godwin, Anarchist
1896,
s.
143. Writings,
s.
158.
74
Anar$izmin Tarihi
gurluk, kisiyi var icin
oldugu
gibi
ohnamaya mahkum
Bakunin
eder." 11
Marx
ve Engels
de ozgurluk, kendi benliklerimiz dogal yasa bilgisini temel alan dene-
icin
ve dissal doga tizerinde, bir timi gerektirir.
O halde anarsistler sadece kendileri icin mutlak ozgurluk isteyen ahlakdist kisiler degildirler. Onlar, Dostoyevski'nin Yeralti Adann
gibi, bedeli ne olursa olsun ve nereye goiururse gotursun bagimsiz oima hakkina inanmazlar ya da en buyuk iyiligin, "kisinin kendi ozgiir ve dizginsiz iradesi, ne kadar vahsi olursa olsun
kendi kaprisi, zaman zaman cilginhk raddesine varan kendi fantezisi..." 12 oldugunu da savunmazlar, Ozgurlugu bu sekilde ta-
mamen
kisisel olarak
gormek, baskalarmi somurmeye ve ezmeye
yol acan bencillik turunun
hakh cikartlmasi olarak gorulur. Ornegin Malatesta, kisinin akhna eseni yapacak kadar ozgiir olma arzusunun anarsist olmaya yetmedigini one surdu: "Sinirsrz ozgurluk ozlemi, insanhk sevgisi ve herkesin esit ozgurlukten yararlantnasim gerektiren bir arzusuyla dengelenmezse, ne kadar olursa olsun, asla anarsist olmayan, kisa sure icinde ancak
gticlti
tirana doniisen isyancilar yaratabilir." B Malatesta, insanlarm dogustan uyumlu olmadtklarma ve loplum icinde bir arada yasamalarmin ozgurlugun simrlanmasmi gerektirdigine,
somurucu ve
cunku baskalanmnkiyle bagdasmayan arzularimizdan fedakarhk etmek zorunda oldugumuza inamyordu. Kisinin istedigini yap-
ma
gucti olarak ozgurluk istiyordu;
ancak bunun "baskalanmn
ozgurluguyle smirli olan, herkes icin ve her seyde ozgurluk" olmasi sartiyla. 14 esit
En asm
bireyci anarsist olan
men reddetmez ve rekli
olduguna
Max
Stirner bile ahlaki tama-
oteki akilct bencillerle gonullu isbirliginin ge-
inanir. Anarsistler,
disandan dayatilan baglayici
ahlaki kurallan reddederlerken, belirli bir ahlaki
formun
siyasal
otoritenin yerini almasini isterler. Kropotkin icsel ahlak duygu-
muzu ozgur
bir toplumun sinin olarak gordu ve ahlaki ilkelerin insanhga rehber olmasi icin insan yapisi yasalann yerini almasi gerektigini one surdu. Kararh bireyci Benjamin Tucker bile, ahlaki yasayi
"Kendi
isine
bak"a indirgediyse de, ahlaki
1
Bakunin on Anarchy,
12
Fyodor Dostoyevsky, Notes From Underground,
s.
13
Malatesta, Life and Ideas,
14
Age,
53,
kodun
257.
raondsworth. Penguin, 1977,
s.
bir
s.
s.
24.
33-4.
cev. Jessie
Coulson, Har-
75
Ozg&rluk ve E$itUk gerekliligi uzerinde israr etti. 15
Bu durumda kisinin kendisi icin belirledigi ahlaki kurallan benimsemesi anarsizmle tutarsiz degildir. Hukiimet kendi yasalariyla, zor kullanma tehdidiyle ozgurlugumuzu krsitlar, ama kisi kendisine kural dayatirsa, zorlanmis degil, gonullu davranmis olur. Akhn yonetimi anlaminda ozgurluk kabul edilebilir. Tucker'in yazdigi gibi, "Birey kendini yonetme hakkina sahipse, butun dissal hukumetler tiranhktir." 16 Kisinin baskalan tarafindan degil de kendisi tarafindan yonetilmesi fikri anarsistlerin ozyo-
netim savunusunda dolayh olarak anlatilmistir, Anarsist argiimanm toplumsal ozgurlugu one ^lkarmasinin temelinde, yasala-
nn yoklugunun ahlaki bir kaos ya da kartsiklik durumuna yol acmayacagi gorusii yatar, cunku insanlann kendilerini yonetme yetenegi vardir.
Bununla
birlikte, kisinin
kendisine getirdigi kisitlamalarla
kendisini yonetmesi anlaminda akilci ozgurlugun herhangi bir
bicimde dayatilmasmi kabul etmezler. Toplulugun iradeye itaate zorlamasi soz
konusu
kisiyi
genel
degildir; anarsistler, Rousse-
au 'nun "ozgurluge zorlama"mn mumkun oldugunu one suren zararli paradoksuna katilmazlar. 17 Ote yanda Kant'in, kisinin kendisi icin serbestce secmis, oldugu kurallan kendisine dayatmasi olarak ozerklik anlayisini kabul edeceklerdir. Anarsistin kisisel ahlaki vurgulamasi, kuskusuz gecmis degerlere baghlik
anlamma gelmez. Kropotkin, gecmisteki
isbirligi
ve karsihkh yardimlasma oruntulerinin degerini goriir, ancak
bunlan modern anlamda
bireycilikle birtestirmek ister. Anarsist-
cogu, tipkr Nietzsche ve
lerin
topluma yeni
bir ahlak
Emma Goldman
getirmek
icin, iyi
gibi, ozgiir bir
ve kotunun mevcut
ta-
nimlannin otesine gecen askin bir deger isterler. 18 Stirner dismda butun klasik anarsistler, insan yapisi yasalan reddederlerken, dogal yasanin gucunu, hukiimeiin ve insan yapisi
1
5
yasalann yoklugunda toplumsal Benjamin
R.
birligi
Tucker, imtead of a Book By a
saglamamn
Man Too Busy
to
bir yolu
Write One.
A
fragmentary Exposition of Philosophical Anarchism called from the Writings of Benjamin R. Tucker, editor of Liberty, 1. bsk, Benj. R. Tucker, New York, 1897, I(>
1' I
/
s.
15.
rt#\s. 13. 1
hi i
Jacques Rousseau, Social Contract and Discourses, der. G. D. H. Cole,
IViu. 1973,s. 177. in
Hk i ilia.
Hmma
Goidman, Anarchism and Other Essays, 5. 194; R* d Shutman, Wildwood House, 1979, s. 354.
der. Aiix Kates
Emma Spe-
Anar%izm\n Tarihi
76
olarak kabul ederler. Godwin, evrenin evrensel yasalarla yonetildigine ve dogrunun daima yanhsa
iisttin geldigine inamyordu. Ahlakin pozitif kurumlardan bagimsiz oldugu kanisindaydi. Bir mutluluk ve haz dengesi elde etmek icin yaratacagi etki ne olur-
sa olsun, bir "degtstirilemez dogru" arayisi vardir. 19
Proudhon
da butun anarsi davasint, dogadaki varolusa ve kendi ahlaki duygusuyla aciga vurdugu dolaysiz adaletin insani dogasi iizerinde temellendirdi.
Bakunin kendisine "bilimsel" anar$ist dedi ve dogal yasamn ozgurtugumuzun temeli oldugunu one siirdu. Potansiyelimizin tam gelismesinden ibaret olan ozgurlugu, "kendi dogamiztn yasalan tarafmdan bize dayaulaniar dismda hicbir kisulama tammayan ozgurlugu" kutsadi. Ancak Bakunin'e gore, bunlar gercek
kisulamalar degildir, ctinku "bu yasalar, disimizda, yanimizda ya da iistumtizde yer alan bir yasama gucii tarafmdan bize dayatdmaz; bize ickindirler, dogustan edinilmislerdir, varhgimizin temelini olustururlar, entelektuel ve ahlaki didirler; o halde, bir
olmanm yam
sira
mad-
simr getirecek yerde, onlan ozgurlugumu-
ztin gercek kosullan ve gercek nedeni olarak dusunmeliyiz." 20
Kropotkin de anarsizmin modern bilim yontemini temel alistedi. Dogayi ve toplumu ayni yasalarm, ozellikle de hayvanlara hem de insanlara toplumsal bir i<;gudu veren ve
masini
hem
onlann var olma miicadelesini surdurmelerini ve ahlaki bir duygu gelistirmelerini saglayan toplumsallasma yasalannin yonettigine inamyordu. Malatesta, anarsizmi "bilimsel" kilma girisimlerini, ozgur iradeyi inkar ettigi icin elestirse de, "dogaya oldugu kadar topluma da hakim olan biiyiik dayanisma yasasi"ni tammaktaydi. 21 Anarsistlerin leri
mutlak ozgurlugu
ideal olarak
benimsemedik-
anlastlmis olmah. Mutlak ozgurliik fikri yasadigimiz butun
toplumsal ve fiziksel smirlamalar dikkate almdiginda, kesin bir kullanmak gerekirse, sacmadir. Tanimlanabilir simriar ol-
ifade
madan
yapilacak bir ozgiirluk tammi, bo? ve anlamsizdir. Boyle
bir "ozgurluk" var olsa bile, Kafka'nin Jafo'sundaki
Bay K'nin
in-
onu yalniz biraktiklan zaman anlamsiz ve umutsuz "dokunulmazhga" benzeyecek-
sanlar kendisiyle iliskilerini kesip yasadigi 19
Godwin, Anarchist
20
Bakunin, Marxism, Freedom and Press, 1984,
21
s.
Writings,
s.
17.
Malatesta, Life and Ideas,
s.
23.
65. (h< State, der.
K.
J.
Kenafkk, Freedom
77
Ozg&rliik ve Ejidifc tir 22
Ozgurlugun
anarsistler icin yiiksek bir ideal olup olmadigi
da sorgulanrm§tir. Malatesta'nm yazdigi
mak ister istetnez bazt arzulanmizi lamda ozgurluk mutlu ve zemeyebilir." 21
Ek
gibi, bir
toplumda yasa-
frenleyecegi icki, "mutlak an-
gtivenli bir ortak varolus
olarak,
ozgurlugu
ilkesel
sorununu co-
olarak olumsuz
bi^imde, kisitlamadan ozgurluk olarak tammlayanlar
icin,
onun
yiiksek bir deger olabilecegini diisiinmek zordur. Ozgelisimin
zorunlu bir kosulu olarak
bile ozgiirluk, bir amac. olarak degil,
bir arag olarak degerlidir.
Ornegin Godwin, yurttas haklanmn eden bir arac olarak istenebilir ol-
belirli bir kisilik tipini tesvik
dugunu one
siirdu: "Bir
ozgurluk durumunda deger verilen he-
men
her seyi olusturan comertlik, enerji ve sebat otmaksizin insani bir dissal ozgurluk durumunda farz etmemiz halinde, ozgur 24 fazla degeri olmayan bir durumdur," Gene, anarsistlerin yonetimi yeniden bicimlendirmek icm yasa ve cezalandirmanm yerine, kamuoyunu, kinamayi ve toplumsal baskiyi kullanmaya hazir olmalari, ozgurluge her seyin
olmak
iizerinde deger vermediklerini gdsterebilir,
Makul
bir argtiman
toplumda herkese azami diibirilerinin ozgurlugu nu ktsttlar.
biciminde bile kinama, anar§ist bir zeyde ozgurluk saglamak
icin
En yiiksek duzeyde bireysel gelisimi en buyiik komunal birlikle birlesiirmek isteyen Alan Ritter, en yiiksek hedeflerinin "komunal bireysellik" oldugunu ve bu nedenle gercek anlamda "liberi
or lor" den
soz edilemeyecegini one siirmustur; on 1 arm
"dogrudan dogruya amacta
rizin"i
tcrizmdir. 25
Mk
diilia
Hu isiiu't
)\it
O halde ozgurluk
degil,
liber te-
amac olarak
liber-
degil bir arac ola-
degerlidir.
gorii§ anar^ist
etse
ozgurluk anlayisindaki onemli bir unsuru
de yeterince kapsayici degildir. Stirner, Tucker ve
fiziksel
Ancak bu
bize anarsistlerin ozgurlii-
ve toplumsal simrlanni kabul ettiklerini ve kisisel
ozgurlugun kacinilmaz olarak baskalarmm ozgurlugunu bir .'
l'i;inz
Kafka, The Castk (1926), ?ev. Willa
swnrih. Penguin, 1966,
s.
M:iLilcMii, life and Ideas, s. 48. (ndwin, Anarchist Writings, s.
!'•
Alan Kiuer, Anarchism:
l
I9H0.S. 3,24,38.
A
&
bi-
Edwin Muir, Harmond-
105.
'I
1
di-
bireyci anar^istler, ornegin, toplulugu bireyselligin destek-
lrnincsi olarak gormezler. l>tin
bir
"
dolayh etkide"
159.
Theoretical Analysis,
Cambridge University
Press,
Andr$izntin Tarihi
78
cimde engelledigini anlamis olduklanni ci if in
baskasmm,
ister istem'ez
haurlatir. Kati bir birey-
kendi ozgiirlugiine yonelik su-
bir tehdit olusturmasi gerekir,
refeli
Kendi "ozel alan"im istila edecek ve onu bir saaiin dislisine indirgeyecek kisderden korkan Godwin su sonucun zorunlu ol-
dugunu
dusiinur: "l$birtigi teriminin anlatiigi her sey, belirli bir
,26 Proudhon, Bakunin ve Kropotkin gibi daha kolektivist anarsist dusunurler, toplumsal varliklar oldugumuz icin, kendimizi ancak baskalanmn arasmda gerceklestirecek
olcude
'
kotuliikttir.
kadar ozgiir olabilecegimize inaniyorlardi, Onlara gore bireysellik,
Proudhon'un belirttigi gibi, baskalanmn benliginde tanir." 27 Bu ne-
karsihkli farkmdaliga dayanir.
birey "kendi benligini
denle insanlar tehdide degil yardima ihtiyac duyarlar. Anarsistler ozgurltigu potansiyel bicimde keyif olarak ya§arlar,
Malatesia, "isbirligi yapan herkesin ozgurliigu
arasindaki sevgi"yi bagdajtiran bir anarsist oldu.
Onun
t
insanlar
lie
opium oztemi nedeniyle
ozgurluk soyut bir hak degil, eyleme
icin
imkanidir. Tecrit edilmis birey giicsuzdiir; "insanin kendi etkinligini
ve inisiyatif gucunu ifade edecek bir arac bulmasi kendi
benzerleriyle isbirligi" sayesinde gerceklesir. 28 Anarsistler, kisisel ve toplumsal ozgurltigu
yuksek
degilse de merkezi bir ideal olarak kutsarlarken,
bir ideal
bunun kolayca
gerceklesemeyecegini kuwetle fark ederler. Ozgur bir topluma
giden yolu tikayan giiclu toplumsal,
kultiirel
ve psikolojik engel-
Randolph Bourne, sadece savasin Devlet'in gidasi oldugunu kaydetmekle kalmaz, bir suru iggudusuniin bireyi itaat ve uyuma yonelttigini de kaydeder; cunkti "Uyum sagladiginizda giiclti oldugunuzu hissedersiniz, suriinun dismdaylerin farkindadirlar.
saniz kendinizi terk edilmis ve caresiz
hissedersiniz."
Devlet
-"butun suriinun orgutlenmesi"- bu durtulere dayanir ve onlann dikkatle kullamlmasini saglar," 29 Anarsistler, Erich
Fromm'un
pek cok insamn ozgiirlukten korktugunun da farCiinku ozgurluk sorumluluk gerektirir; bu yuzden-
belirttigi gibi,
kindadirlar.
dir ki insanlar
ekonomik guvensizlik ve toplumsal huzursuztuk
zamanlannda, ne dusunmelerint ve ne yapmalanm kendilerine soyleyecek giiclu bir lider ararlar. Modern toplum icinde tecrit 26
Godwin, Anarchist Writings,
27
Alinti, Ritter,
Anarchism,
s.
27.
28
Malatesia, Life and Ideas,
s.
25, 87.
29
Randolph Bourns, "The
s.
77, 171.
Stale" (1919), alma, Anarchist Reader,
s.
101.
Ozgiirluk ve
79
Ej/tlife
edilmis koksuz birey ler o tor iter orgutlere ya da Devlet' e adanirlar ve boyun egerler. Tipki Tannnm otoritesine isyan ettigi icin Cennet Bahcesi'nden kovulan Adem gibi, modern insan da henuz kazandigi ozgurlugii bir beddua gibi anlar; "o artik cennetin
tath koleliginden ozgtirdur, a ma kendini yonetecek, kendi bireyselligini gerceklestirecek
Gene
anarsistler,
kadar ozgiir degildir," 30
boyun egmis
kisinin kendisine
boyun
eg-
direne nasil kolayca katildigim gosteren Wilhelm Reich'in icgo-
de degerlendirirler. Modern yurttasm mutlak gucsuzlu-
rtilerini gti,
icse lies tiril mis itaatkarhk
acar
ki, kisi
mazosizmine cogu kez oylesine yol kendi yasam enerjisini cticelestiren ajanla kendisini
ozdesjestirmeye baslar. Etienne de
gomillu bir kole haline
la
getir, Ustelik,
Boetie'nin isaret ettigi gibi,
modern insanm kadim
ata-
toplum ve kulturumuze ili^kin deneyimi, "kendi benliginde dogaya karsi ve kendi benliginin dtsmda toplumsal sefaerkil ve otoriter
lete karsi
zirhlanmastm" tesvik eder; bu da "caresizlige, siddetli
bir otorite Ozlemine,
sorumluluk korkusuna, mistik tutkulara ve
chisel sefalete" yol acar. 31
Gene de itaat ve bagimhhk psikolojisine, uyumlu yurttaslann bicimlenmesinde Devlet'in ve kultiirun yarattigi guclu etkiye yaptiklan butiin degerlendirmelere karsin anarsistler, buinsanlann nihai olarak Kristal Saray'i yikma, kendilerini fiziksel kelepcelerden ve yanilsamamn zihinsel zincirlerinden iliskin
liin
kurtarma yetenegine sahip olduklanna inamrlar. Herkesi dayatilmis otoritenin butiin formlanndan ozgurlesmeye caginr ve bin'yin kendisini aktif bicimde gerceklestirmesini saglayacak kaihir
o^gur olmasmi
isterler,
ham bir ozgurluk anlayisma sahip Aynca, ozgiir bir toplum yaraima ozlemleritiiit gecmisteki gibi utopyaci bir dus olarak goriilmesi artik geri-kinez. Malatesta, yuzyihn donumUnde soyle diyordu; "Ozgul Anarsistlerin naif ya da
(ilm:id)klari aciktir.
butun insan hayati dis dogaya karsi bir mucadeledir ve adim uyum saglamak, dogal bir yasamn tistesinden gel-
ohirj»k
Iut
ileri
rnckiir."^ Kithk sonrasi goreli bolluk
toplumumuzdaki nesnel
ko^ullar bize, iktisadi zorunlulugun tarihsel alanindan ozgurluk iihininii
gecme imkani (en azmdan -nun m,
Ml
I
II
Williclm Re
rit
I
i
flte tli.
Ftar of freedom. Rout ledge The Funtfi™
l«H2.(iiii> I.'
Muliitrvlj.
I
\\t
Batida) saglamak tadir, Insan-
tmd
Ideas, ^ 47.
of the
& Kegan Paul, i960,
Orgasm, Noonday Press,
s.
New
28.
York,
Anar$ izm in
80 lik tarihinde ilk
artik akilla
Tnrilii
kez ihtiyaclanmizi sececek kadar ozguruz. Arzu
denetlenmesi gereken bir kolelik bicimi olarak goru-
ciinku arzunun serbestt;e kars,ilanmast buyuk olcude mumkundur. Aslinda Bookchin, gunumtizde insanlann kendilelemez,
"ozgiir bir doga"yt yeniden yaratacak,
rini ozgurlestirirlerken,
onun
bilinc
ve 6 zn el lik yonunde evrilme egihminin gerceklesme-
sine yardimct olacak
konumda olduklanni one
siirmektedir. 33
Insanin ozgurluk ihtiyacimn, yarattciligin ve gi
ic
huzurun ozunu olusturdugunu butun
bunun
getirdi-
siyasal doktrinler
icinde en derin bicimde hisseden yalnizca anarsizmdir. Anar-
sizm, kisisel ozgurluk idealini, baskalannin ozgurltigunu smrrla-
mayan giir
bir ozerklik
yapilarim
formu olarak savunur ve insanlann kendi oz-
insa
edecekleri
huktimetsiz bir ozgur top him
insanlann sadece birbirlerinden ozgiir olmakkalmayacaktan, btrbirlerine yardimci olabilecekleri ve butun
onerir, Anarsistler, la
hayat formlart icinde butun potansiyellerini gergeklestirebilecekleri bir
zamanin gelecegine
inanirlar.
Otorite
Anarsizmin ozgtirlugu nihai hedef olarak benimsedigini soyle-
menin
bir diger yolu,
onun
otoriteye karsi
oldugunu savunmak-
George Woodcock, "Butun anarsistler otoriteyi reddederler" demektedir. 34 Pek 90k anarsistin bunu bir dava olarak benimsen digi kesindir. Kendisine ant io tori ter" diyen Bakunin "her otoriur.
tenin mutlak reddi"ni savunurken, teyi
butun yonleriyle yikmak"
Kropotkin anarsizmin "otoriicin
cahstigini
one
stirdu. 35
Malatesta da anarsiyi "otoritesiz orgutlenmis toplum" olarak
mmlar. Oioriteden
kasti, "iradesini kisiye
kin zamanlarda, Colin
Ward
anarsist bir
dayatan
guc/'ttir. 36
toplumun
ta-
Ya-
"otorite ol-
maksizin kendisini orgutleyen bir toplum" oldugunu soylemistir 37
Anarsizmin otorite 33
karsiti olarak
Murray Bookchin. "Thinking Ecologically: Generation, 18, 2,
Man
1987,
5.
tantmlanmasi, Devlet'in
A
Dialectical
Approach", Our
36.
34
Woodcock, Anarchism (1. bsk.), s. 7. Aynca Bkz. Gerald Runkle, Anarchism Old and New, Delta, New York, 1972, s. 3.
35
Bafeunin on Anarchy, al",
s.
77; Kropotkin, "Anarchism: Its Philosophy
Revolutionary Pamphlets,
s.
36
Malatesta, Li/( and Ideas,
s.
24.
37
Ward, Anarchy
s.
1 1
in Action,
137.
and
Ide-
Ozgiirliih
belirli bir
veEfHlik
81
bolgede yiiksek otorite olarak tammlanmasindan kay-
naklanir ve butun anarsistler Devlet'e karsi olduklan icin otori-
Ne
teye de karstdtrlar.
var ki otorite daha temeldir ve varolusu
Devlet'in kurulusundan oncedir. Aynca, anarsiyi bir otorite yok-
lugu olarak tantmlamak yaniltict
mak
gerekirse, belirli bir otorite
olabilir, ciinkxi
formu icermeyen
kesin konusbir
toplumun
neredeyse anlasilamaz oldugu gorulecektir. 38
Bununla
herhangi birinin emir vermek ve itaat istehakka sahip oldugunu reddetmeleri anlamin-
birlikte,
mek gibi mesru
bir
da butiin anarsistlerin siyasal otoriteye karsi olduklanni soyle-
mek
dogrudur. Robert Paul Wolffun dedigi
yonetme hakki oldugu
rite dir,
icin," Devlet' i
gibi,
"Devlet oto-
reddeden anarsizm,
bireyin tek basina kendi ahlaki kisit lama Ian mn yargici oldugu ozerklikle tutarh olan yegane siyasal doktrindir. 39 Anarsistler ay-
m
zamanda,
Max
Weber'in "gecerli kurallarm 'hukuksalhgina
inane ve bu turden kurallar geregince otorite tilenlerin
konumuna
yuksel-
emir verme hakki" 40 olarak tannnladigi yasal otoriteyi
de reddederler. Komunisc anarsistler daha
ileri
giderek, "iktisadi
otorite" dedikleri seyi de reddederler; Faure'nin belirttigi gibi,
"Otorite iki ilkesel forma burunur: siyasal form, yani Devlet; ve iktisadi form, yani ozel mulkiyet." 41
Ne
var ki anarsistler,
kadim geleneklere ve gelenegi savu-
nanlann mesruluguna inanci temel alan geleneksel otorite konusunda bu kadar net degildirler. Ornegin Kropotkin, adetlerin insani sorunlan duzenlemek icin olusturulan insan yapist yasalardan once geldigini tekrar tekrar vurguladi ve bu adetlerin gelecekte soz konusu yasalann yerini alacagiru diisundu. Proudhon bile toplum icinde karsi ciktigi ataerkil otoritenin ailede gerekli oldugunu kabul etti. Anarsistler aym zamanda, karizmatik otoriteden yani olaganustii bir kisinin ornek karakterinden etkilenme egilimindedirter. Godwin, Shelley' e zeki bir yol gosterici olarak gorundti ve bu rolu reddetmedi. Bakunin, kuskusuz
mu-
bunu yoldaslanni etkilemek
i?in
azzam 38
bir karizmaya sahipti ve
Bki, Michael Taylor, Community, Anarchy and sity Press, 1982,
39
s.
Robert Paul Wolf, Jn York, 1976,
s.
De/c-rtcc-
0/ Anarchism,
Max Weber, Economy and Society, Press, New York, 1968, 1, s. 215.
4
Faure, Autoritf"
ciHt mourantc-
Cambridge Univer-
Harper Colophon Books,
New
18.
+0
1
Lifcerty,
24.
et
libera, sayfa
et I'anarchie,
der. G.
Roth
&[ C.
Wiuick, Bedminster
numarasi yok; aynca Bki, Jean Grave, La So-
Stock, Paris, 1893,
s.
8,
Anar$izmin Tarihi
82
kullandi. Kropotkin'in cevresine yaydigi aziz aurasindan etkile-
nen pek cok
ki?i vardi
ve bu ktsder onu izlemeye hazirdi. Baku-
nin bir yana, hepsi bir lidere
dusunmeden
itaat
etme ya da onu
kolece taklit etme tehlikesini goruyordu.
Anarsizmin her anarsistlerin sadece
tip otoritenin
mesrulugunu dislamadigi ve
"dayatilan otoriie ya da otoriieryanizm"e
one surulmiistur. 42 Gene, liberterierin baskici kurumlardaki "komuta-otorite"yi reddettikleri, ancak bir kisinin baskasimn kendisi uzerinde yaratabilecegi etkiyi isteyerek meskarsi ciktiklan
rulastirdigi "inanr;-otorite"yi kabul
etmeye
istekli
olduklan one
surulmustur. 43
Bu gorusQ destekleyen
bazi bulgular vardir. Bazi anarsistler
zayiilatdmis otorite formlarint kabul etmislerdir. Bakunin,
bili-
min yonetimini reddederken, ustun ya da teknik bilginin otoritesini kabul eder. Ne var ki teknik uzmanhgm otoritesini kabul ederken, bir uzmanin tavsiyesinin ancak gonullu nza temelinde kabul edilmesi gerektigini
oldugunda
bir
tavsiyesine gore testa
da
israria belirtir:
ayakkabicmin
Ayakkabi soz konusu
otoritesini kabul ediyorsam,
davranma karanm ona
degil,
bana
aittir.
onun Mala-
getirme konusunda daha buyiik
belirli bir gorevi yerine
bir antayis. ve yetenege sahip olan kisinin kendi gortisunu
daha
kolay kabul ettirmeyi basarmasimn ve kendi uzmanhk alaninda kendisi kadar yetenekli olmayanlara yol gosterme hakkma sahip
olmasinin kacimlmaz olduguna inanir. Pek cok anarsist, pozitif hukukun yoklugunda, baskalanmn davramstm etkileme araci olarak kamuoyu baskisi ya da toplumsal
baskt biciminde bir tur
kinamanm
dir.
Bu turden kinama, insanlan
tigi
icin
son derece otoriter
etkili
olacagi gorusunde-
bir tehditle kar?i karsiya birak-
Ashnda Godwin, kamu
olabilir.
otoritesinin olmadigt bir toplumda, "gene! denetim"in, "kamci
ve zinciiden daha az dayamlabilir olmavan" bir guc saglayabilecegini yazdi. 44 Bakunin de "saygi duvabilecegimiz... yegane buyflk ve kudretli otorite(nin) kolektii ve
kamusal ruh" oldugunu
one surmu§tur. 45 41
William MtK^fcher, Libertarian Though! land Press, 1987,
in :he
Nineteenth Century, Gar-
s. vi-vii.
43
Richard De George "Anarchism and Authority", Anarchism, (Nomas, XIX),
44
Godwin, An Fnquiry Concerning
New York liniveisity
Press, 1978,
565.
45
Bakunin Oeuvres,
III,
69n.
s.
101.
Political Justice,
G, G. Robinson. 1793,
11,
83
Ozgiirluk ve E$ithk
Daha yakin zamanlarda, Giovanni yeti"nin,
nzanm yam
Baldelti "otorite
hakimi-
sira uzmanltgi da temel almasi halinde ka-
46 bul edilebilir oldugunu one siirerek Bakunin'i izlemistir. David uygulamaiktidar Wieck, daha da ileri giderek, kisder uzerinde 47 masi halinde yetkilendirilmis otoriteyi savunmusiur. Alan Rit-
ter de, herkesle payla§ilmasi, "icten, ozel ve icsel [olmasi] ve ya-
verememesi" halinde mesra oldugunu iddia 48 ederek otoriteyi anarsist bir tarzda hakh gikarmaya cahsmistir, baskici olmamasi, ve "zorlayici Ve Miller, anarko-komunistlerin
sal turde emirler
islevsel
bakimdan
ozgiil
olmasi ve
belirli bir
yerelde kolektif ola-
rak gerceklestirilmesi ya da Ozel bir ilgi alanmi paylasmasi" ha49 linde bir otorite formunu kabul edeceklerini One surer.
Ancak butun bunlardan hareketle, sSzde aksini iddia etmelerine ragmen butun anarsistlerin ashnda belirli bir otorite formunu kabul ettikleri sonucunu cikarmak yanlis olacaktir. Ornegin, Bakunin' in yiiksek bilginin otoritesini savunmasim, Godwin, ozel yargi hakkinin
ihlali
olarak aforoz ederdi. Usttin bilgi-
ye sahip olan birine guven duymak, Godwin'e gore otoritenin en zararh bicimidir, cunku bagimsiz diisunceyi engeller ve bir bagimhlik ruhunu tesvik eder. Gene Godwin, kamuoyu etkisinin hukukun tiranligma tercih edilebilir oldugunu kabul ederken,
"baskimn aksine
kisiyi
ikna edemeyecegini, uzlastiramayacagmi, tarn
zihnini kendisini istihdam edenlere kar§i yabanci-
onun
lastiracagini"
hakh olarak ve
israria belirtir. 50 Insanlar bir bireye
tavsiye ve ihtarda bulunabilir,
ancak o bireyin baskalanmn niye-
kendi niyetine gore davranmasi gt-rekir. Genelde anarsistler fiziksel guc. kullanimim ya da bilincsizce degisen inane ve eylemlerle maniple etmeyi reddederler. Herhangi birinin emir verme ve ba§kalarma itaai ettirme hakkint tine gore degil
reddederler. Siyasal ve burokratik otoriteye karsi gyyet ele$tireldirler
ve kiicuk, kuralsiz gmplarda bile hukmedici ^derler hali-
ne gelmek istemezler. Bunun yerine, kendi anarsist inane ve uygulamalan icin akilci argumanlar olusturarak ikna yoluyla baskalarmi etkilemeyi tercih ederler. Baziian
de gecici bir
liderlik
formunu kabul
edebilir,
uzmanhk temelinama cogu lidersiz
48
Baldelli. Si>cial Ana.chism, Penguin, Hatmondsworth, 19~l,s. 93. David Wieck, "The Negativity of Pauxchism", Reinventing Anarchy. $ 140. Ritter, "The Anarchist Justification ot Authority", Nomas, XIX, s. 13ti
49
Miller, Anarchism,
50
Godwin,
46 47
Giovanni
s.
5V
Political Justice
(1793)
II,
70S.
Anar$izmin Tarihi
84
gruplara inamr ve patronlara ya da ustalara ayiracak zamanlan yoktur, Anarsistler pratikte gonullu olarak karizmatik liderleri izlemis olsalar da,
bu turden
bir tiderlik
fonnunun
tastdigi tehli-
ke lertn farkindadirlar.
Michael Taylor, bir kisiye ikna edki nedenlerle seyi yaptiramiyorsak otorite kullaninz, der. 51
belirli bir
Ancak bu sozlerde
ikna ile otoritenin kan§tinldigi goriilur. Otoriteyi iknadan ya da etkilemekten ayiran sey, otoritenin mesruluk iddiasidir. Butun
mesruluk iddiasini reddederler. Otorite daima acikca tanimlanmi? bir hiyerarsi icinde uygulamr. Bu hiyeanarsistler otoritenin
verme ve itaate zorlama hakkina sahip olduklanni du§unurler. Klasik anarsist dusiiniirler arasinda, "gorarside iistte olanlar emir
runmez diktatorluk" ve
topluluklar araciligiyla maniplasyo-
gizli
na basvurmaya haztr olan tek
Butun
ki§i
anarsistler, otoritenin
Bakunin
idi,
butun formlanm reddetmese-
yukandan dayatihyorsa, kuskuyla karonun topliim icindeki etkisini en aza indirmeye cahBunun kar$isrna, herkesin katihrm saglanarak da olsa, bir
ler de, otoriteyi, ozellikle
Silarlar Sirlar.
ve
"anarsist otorite"yle
cikmak
yalistlerden ayiran,
tam olarak
istemezler. 52 Anar^istleri oteki sos"antiotpriter"
gels'in aksine, uretimi ve dagitimi otorite
nin
mumkun
olduguna
inanirlar.
olmalandir,
Anarsistler
olmaksizin, ozgurce anlasma ve gonullu
En-
olmaksizin orgutlemeicin,
zorlama
temelinde ger-
isbirligi
ceklestirilen orgutlenme, otoritenin yegSne ilacidir. anarsistler, otoritenin belirli bir
nunda azami
Bu amacla merkeze bagh olmamasmt ve so-
olcjude dagittlmasini isterler.
Iktidar
Otorite iktidann bir disavurumudur,
Iktidann en dir. Iktidar
ve
itaat
cisi,
iyi tanimi,
ama onunla ozdes
degildir.
kismin kendi iradesini dayatma yetenegi-
otoriteden farkhdir; ctinku ikincisinin
komuta etme
ettirme hakkina sahip oldugunu iddia ettigi yerde, birin-
zor kullanarak ya da zor kullanma tehdidiyle itaate zorlama
yetenegidir. Siyasal otoriteye sahip
olmayan
bir
toplum baskici
iktidar iliskilerine sahip olabilir.
Anarsistler, genelde sadece iktidann yozlastrrdigina ve 51
Taylor, Community, Anarchy, and Liberty,
52
Ritter,
s.
23.
"The Anarchist Justification of Authority",
s.
138.
mut-
Ozgurluk ve
85
Efitlth
lak iktidann mutlak bicimde yozlastirdigina degil, iktidann
uygulayiciyi
hem de
hem
kurbani tahrip ettigine inanirlar. Anarsistler
iktidann curutucu yapismin farkindadirlar. Yogunlasmis iktidaya da yoneticilere iktidar vermekte duraksamalarmin temelinde bu farkindahk yatar. Devlet, toplumun geri kalan kismtndan, iktidara sahip kiicuk bir ra yonelttikleri elestirinin, liderlere
elitten ibarettir.
nemde
Bu yiizden
anarsistler, siyasal iktidann ktsa do-
merkezsizlestirilmesini ve
gu kadar dagitilmasini
Ancak
uzun donemde
mumkun oldu-
isterler.
iktidar sadece siyasal degildir. Bertrand Russel
"istenen sonuclann uretilmesi" olarak tanimlar. 53
lumda, bu anlamdaki hr ve genellikle
iktidar,
aym anda
Mevcut
onu top-
her yerde bulunur, yayi-
gizlenir. Insanlar tizerindeki iktidar, bireyleri et-
kileme anlaminda ya da bu etkilemenin gerektirdigi orgutlenme tipi olarak sintflandinlabilir. Bir birey, kendi bedeni iizerinde
kurulan dogrudan icin
fiziksel iktidarla
(ordu ve polis); ikna edilmek
ku 11 am Ian odullendirme ve cezalandirmayla
lenmeler);
fikir
(iktisadi orgut-
ya da propaganda yoluyla (okutlar,
kiliseler, si-
yasal partiler) etkilenebilir. Aslinda orgutler arasmdaki aynmlar,
bunlann her biri aym anda farkh iktidar formlanni kullandiklan icin, her zaman belirgin degildir, Toplumun icinde, aym zamanda, geleneksel iktidar (adetleri temel alan kadim bir form); yakin zamanda kazanilmis iktidar (Devlet'in baskici iktidanni ya da "ciplak" askeri iktidan
mel alan hukuk
gibi); ve
te-
devrimci iktidar (bir parti ya da gnibun
bunlann her ucunu mahkum etseler Kropotkin gibi bazilan, birincisini en az kotii olarak, Bakunin gibi digerleri ise sonuncusunu bir kitlesel ayaklanma formu olarak benimserler. Ancak butun anarsistler, Alex Comfort'un iktidan) vardir. Anarsistler de,
dedigi gibi, psikopat liderlige yol acan her iktidara karsidirlar.
Comfort soyle
liirlu
merkezilesmis
der: "Iktidann derecesi biiyu-
diikce ve yonetenlerle yonetilenler arasmdaki ucurura genisle.
onu kotuye kullanmak isteyecek kilnezdinde daha da artar ve kisiden beklenebilecek tepki
dikce, yapilan i$in cazibesi ler
azahr." 54
Murray Rothbard gibi "anarko-kapitalistler" bile, piyasa temelli bir toplumda bireylerin esit pazarlik yapmalarmi saglayacak olcude iktidara sahip olacaklanni farz eder.
A N^w5otia!
Analysts, Basic Books, 1940,
53
Bertrind Kusset Power:
54
Alex Comfort, Authority and Delinquency
,
Kegan
Paul, 1950,
s.
75,
in the
Modem
State,
s.
35,
Routledge &r
Anar$iztnin Tarihi
86
Anarsistler baskalan uzerindeki iktidara karsi cikarlarken,
kendilerine uyguladiklan ozdisiplin, ozydnetim ya da qzbelirle-
nim bicimindeki
iktidara her
zaman
karsi cikmazlar, Yonetenler
ve yonetilenler arasinda esitsiz iktidar dagihmini vert alan Bookchin, kurtuhis hareketlerinin dilini 6 dune almis ve toplumun
daha zayif
iiyelerinin
"yetkilendirilmesi ni savunmu§tur. 55 ,,
anarsistler sadece Devlet ve la degil,
da
toplumdaki
hukumet bicimindeki
Ve
siyasal iktidar-
iktisadi iktidar ve ailedeki ataerkil iktidarla
ilgilenirler.
Anarsistler, baskici ve karsiliksiz olan her turlu iktidara, ozellikle zor
kullanmayi ve
iki taraf
arasinda cati$mayi gerekti-
ren hakimiyet anlamindaki iktidara karsi cikarlar.
Ancak baska-
Ianni etkilemeye cahsirken bazen bir iktidar formuna basvurur-
Godwin ve Kropotkin, yanlis yapanlan duzelttnek hukukun yerine kamusal kmamaya basvurulmasim isterler.
Aslinda,
lar,
icin
Tucker,
etigi,
"kendi isine bak" seklinde ifade edilen salt ahlaki
hukuka pekala indirgeyebilir, ancak "akhn gucunu, ikna gucunii; ornegm gucunu; kamuoyunun gucunu; toplumsal dislamanin gucunu; basktlanmamis iktisadi guclerin gucunu; daha
umutlann gucunu..." kutlanmaya gorunur ve
ikincisi, hie
hazirdir. 56
Bu
iyi
iki ilke celiskili
ku?kusuz, baskici bir guc formunu ge-
rektirir,
Kisinin kendisi uzerinde iktidar
kurma arzusu
tumla tarn olarak bagdas/inlabilir, Ancak Paul lirctigi gibi,
anargist tu-
Goodman'm
be-
insanlar disandan yoneltilen ya da zorlanan "iktidar"
olmaksizin gayet mutlu bicimde yasarlar, Aynca insan etkinliklerinin
cogu odullendirme ya da cezalandirma biciminde
dissal gu-
dulemeieri gerektirmez. 57 Anarsisder, otoriter yetistirme tarzi ve egiiimin ya itaatkar
ya da buyurgan tipte insanlar urettiginm farkindadirlar. Alfred Adler'in gozlemledigi gibi, "kolelesmis birey,
lanna gore yasar ve bu bir
konum
tip
ba§kalanmn kural-
neredeyse zorlamah bicimde kolece
arar." 5B Anarsistler,
baskalan uzerinde iktidar kurma
arzusunun insanlann ortak egilimi oldugunu, Hobbes ve Adler 55
Bkz. Bookchin, "The Power to Create, The Power to Destroy", Toward an Ecological Society, Black Rose Books, Montreal
56
57
System,
58
& Buffalo,
1980,
Bl,
1
Tucker, Instead of a Booh, s. 59. Bkz. Paul Goodman, People or Personnel; Decent raiding and (he Mixed
Random House, New York, Human
Alfred Adler, Understand! ng
1965,
s.
175-89.
Nature, alinti, Russell, Power,
s.
17.
Ozgitrluk ve
ile
birltkte
87
£'•.(( til;
kabul ederler. Firsat dustugunde, sadece eski kolele-
rin efendi hatine
gelmeye cahsmakla kalmayacaklarinm, ezilen
insanlann da kendilerinden zayif olanlar uzerinde hakimiyet
kurmaya cali§acaklarmm
Ancak
farkindadirlar,
bu
anarsistler,
egiiimin insan dogasinda dogustan var oldugunu degil, daha cok otoriter ve hiyerarsik nurler.
toplumumuzun
Miimkiim olan yegane insan
bir
urunu oldugunu dusuemir ver-
iliskisinin, birinin
digi otekinin itaat ettigi, birinin baskin ciktigi otekinin yaltak-
landigi
dagilimi ler,
oldugu goriisunu reddederler. Iktidann esusiz
iliski
hem
yoneteni
hem
de yonetileni
kolelestirir, Anarsist-
efendilerin, hizmeikarlarm, liderlerin ve taraftarlann, yone-
tenlerin ve yonetilenlerin olmayacagi bir
gagm
gelecegini umar-
lar.
Bu nedenle, anarsisder
esas olarak, orgutlerin ve bireylerin
halkin hayati uzerinde iktidar
kurma
tarziyla itgilenmislerdir.
Gecmi$te anarsistler birbiri iizerinde iktidar kurmayi reddettiler, ama gene de doga uzerindeki iktidar ve dene ti mi artirmanin gerekli
oldugunu diisunduler. Kropotkin sadece kitaplanndan
ne Ekmegin Fethi ismini vermekle kalmadi, tipki
Marx
dustriyel ilerlemenin "doganin fethi"ni gerekli kildigini da
surdu, 55
Buna
karsi n
Mai a testa, dogal uyum
anlayisi
biri-
en-
gibi,
one
yuzunden
Kropotkin'i elestirmekten geri durmadi ve insanlann "Doganin d its man gucleri"ni dizginlemek icin birlesmeleri gerektigini
Hatta daha da
rarla belimi.
uyumsuzluklanna
karsi insan
ileri
is-
giderek, anarsiyi, "Doganin
toplumu icinde verilen mucadele"
olarak tammladi, 60
Ne (.c
var
daha yakin zamanlarda, anarsistler giderek sade-
ki,
insanlar arasinda iktidann esitsiz dagilimiyla degil, insanin
doga uzerindeki iktidanyla da ilgilenmeye baslamislardir, Aslinda Murray Bookchin, insanin doga uzerindeki ytktci hakimiyctmin kokenini, insanin insan ve erkegin
kadm
uzerindeki
hakimiyetine kadar izler ve hiyerarsinin kaldinlmasini
ister.
61
liookchin, Batidaki tarihsel anar^ist gelenekten koparak, insani
doganin biltunleyici bir parcasi olarak goren organik bir anlayis Benzer bir toplumsal ekoloji cercevesi icinde cah-
^clistirmistir.
vau John Clark da, butun anarsist elestirinin, "evrensel 02gercekKropotkin,
Mmual
Aid:
A
Factor of Evolution, Penguin, Harmondsworth,
1919, s 233. M:tlau'sla,
I ife
and
\deas,
s.
35, 267.
Hkz. Rook^hin. Ihe Eeo]ogy oj Yrcedom.
Anar$izmin Tarihi
88
lestirim" hedefine ulasmayi engelleyen
"butun hakimiyet formla-
oldugunu one sUrmustur. S2 Bir felsefe olarak anarsizm, butUn otorite ve iktidar fbrmlarmi cdzmeyi arzular ve mtimkunse bunlarm tamamen ortadan kaldinlmasma cahsir. Butun anarsistler Devlet ve hukumet bigimindeki siyasal otoriteyi reddederler ve cogu da olaganUstu binnin
bir elestirisi"
reylerin ahlaki otoritesini reddeder. Bazilan
uzmanhgm
otoritesi-
ne izin verirken, bunun sorumluluk ve rizayi temel almasi
butun insantann kenalmalan ve diledikleri gibi davranmalan ve uzmanlara bagh olmamalandir. Iktidarm simdiki esitsiz dagihmi veri alindiginda, anarsist-
gerektigini vurgularlar. Ideal olan gene de di kararlanni bizzat
dagihmmi tercih ederler. Bireyin kendisi olma hakkmi tanirlar, ama nihai olarak hie kimsenin kendi iradesini baskalanna dayatmasmm mumkun olmadigi ya da bumin arzulanmadigi bir durumu tercih Ier,
iktidarm daha
esit
iizerinde bir iktidara sahip
ederler. Anarsistler,
min
daha yakin zamanlarda geleneksel humaniz-
otesine gee miller ve doga iizerindeki iktidara da son veril-
mesini istemislerdir. Bir anarsi durumunda, ne Devlet ne de zor ve siyasal uzmanlasma yogunlugu olacaktir. 63 Insanlar hakimiyetin olmadigi, hiyerar$ik
Ve
olacaklardir.
olmayan
bir
toplumda
e§il ortaklar
pratikte gerceklestirmek imkflnsiz olabilse de,
nihai hedef, dayatilmis otorite ve baskict iktidarm tam yoklugu-
nu kazanmak
olacaktir,
Esitlik
Demokratik e§illigi
ideali oteki siyasal idea lie rden ayiran,
ozgurluk
ile
anlamda demokracesitlilik gibi amaclan
birlestirme cabasidir. Anarsistler genis
tiktirler. Demokrasinin, ozgurluk, e§itlik, oldugu konusunda Etlatun'la ayni goriistedirler ve sogu buna,
tipki Fransiz devrimcileri gibi kardesligi ekleyecektir.
gurliik
ile esitligin
birbiriyle
bagdasmazhgi,
Ancak
nin beylik gorusudur. Anarsistler, cogunlugun tiranligmin ve
radanltgm zaferinin ville
vej.
S.
oz-
liberal siyasal teori-
tasidigi potansiyel tehlikelerin
si-
De Tocque-
Mill kadar farkindadirlar, Bireyi topluluga
gommek
ya da butun toplumu ortak bir gri birorneklik standardinda duz62
John Clark, The Anarchist Moment, Black Rose Books, Montreal, 1984, 15.
63
Bkz. Taylor, Liberty, Anarchy and Community,
s.
80-1.
s.
89
Ozgurliik ve Esitlik
lemek butun
istemezler, Ister tek kisi ya da bir grup, ister "halk"
okun,
Abraham Lincoln'un yonetimi" tammina uygun ol-
yoneticileri reddederler. Huktimet,
"halkm, halk tarafmdan, halk icin
sa bile kabul edilemez. Bununla birlikte, sosyalistlerin ve liberal-
ozgurluk ve
lerin aksine, sahici bir
esitlik
cozUnvune utasmaya
olduguna inamrlar,
cahsirtar ve herkesin egit bir ozgurluk hakki
kanun oniinde esitlik olarak kavraminin otesine gecerler. Kanun onunde
Anarsistler liberallerin
lan egitlik
adaletsizligin
anladikesitligin
sonu anlamina gelmedigini, ciinku haksiz yasalar
butun insanlara esit bir adaletsizlikle muamele edilecegiAynca toplumda eger yapisal esitsizlikler varsa, yasalann uygulanmast da esitsiz olacaktir: Bir yasa zenginler icin, bir digeri yoksullar icin. Irtsan yapimi yasalan kisisel bzgUrluge altinda
ni sbylerler,
mUdahale olarak gordiiklerine gore, her minin yetersiz kalacagi aciktir.
tUrlU yasal esitlik kavra-
Kisinin becerilerini gelistirmesi icin hrsat esuligi doktrinine gelince, anarsistler, herkesin esit ozgelisim hakkina sahip olmasi
gerektigini inkar etmezler. Ancak, hrsat esitligi ilkesinin temelde
tutucu oldugunu, cunku kendi degerler hiyerarsisine sahip olan mevcut toplumun ancak gelistirmeye deger buldugu beceri ve yeieneklerin geli^imine
ftrsat
uygulanmasi meritokrasi esitsizlikleri artiracaktir.
yonetilen bir
Bu
ilkenin
toplum yaratarak da
onemlisi, boyle bir toplum, antago-
rekabetci toplum modelini temel ahr. Boyle bir toplumda
nist,
yansmda kaybedenler kazananlardan daha
zenginlik ve statu
gok
ile
En
verdigini kabul ederler.
olacaktir,
O halde,
genelde anarsistler kanun oniinde
sat esitligi gibi liberal listler gibi, iktisadi
esitlik
ya da
fir-
kavramlarin otesine gecerler. Tipki sosya-
ve toplumsal esitlige baghdirlar, Ancak farkh
anarsist du?imurler, esitligi ozgurlukle
cok
farkli tarzlarda bir-
lestirmeye cahsirlar.
Ornegin Godwin, insanligm ortak bir dogaya sahip olduguna inaniyor, cinsel ve irksal esitligi savunuyor, ancak biitun insanlara esit davranilmasi gerektigini dtisunmuyordu. Adaleti fayda olarak tanimtadigi ve adaletin tarafsizhgi ilkesini benimsedigi insan mutlulugunu artirmasi muhtemel olanlara tercihti davranilmasini savundu: Sadece tek bir kisiyi kurtarabilecegim ivin,
yangmda, binlerce kisinin mutluluguna katkida bulunabileck bir profesoru hizmet?isinden once kurtarmam gerekir ve bu
bir t
hizmetci
annem
bile olsa
durum degismez.
90
Anar$iz>nin Tarihi
Ote yanda Proudhon, erkeklerin ve kadinlann esit hak ve gorevlere sahip olduklanni kabul ediyor, ancak cinsiyet cinsiyetle
kiyaslandigmda, kadmlann daha asagi olduguna inaniyordu. 64 adalet nosyonu, esit saygi fikrtni kapsiyordu, ancak emek
Onun stiresi
temelinde
esit
paylann mubadelesinde
tsrari, iktisadi esit-
hosgoruyle karsiladigtnt gosteriyordu. Otoriter komunizyonelik bashca elestirilerinden bin, bu yaklasimm kolelikte
sizligi
me
esitlige yol acmasiydt. Bireyci
Tucker, kas ve beyin ustunltigun-
den kaynaklanan iktisadi esitsizlikleri onaylamaya daha da istekIiydi. Mutlak esitligin saglandtgi o "giizel diinya"ya gelince, "orada kim yasayacak?" diye soruyor ve su karsihgi veriyordu: "Elbette ozgur insan degil." 65
Bakunin'in yaklasimi fiziksel
tamamen
ve toplumsal bakimdan
farkhydi. Butiin insaniarm
oldugunu dusuniiyor ve insamn ancak e$it derecede ozgur insanlar arasmda ozgiir olabilecegini soyliiyordu: "Her kisinin ozgurlugii ancak herkesin esit olesit
masi halinde gerce k lectin ebilir. ilkesel ve olgusal olarak, esitlik aracdigiyla gerceklestirilen ozgurluk, adalettir." 66 Ancak o da, yapdan ise gore kolektivist bir botusum ststemini savunarak, I
Proudhon
gibi iktisadi esitsizligi
onayhyordu.
Kropotkin, Bakunin'den bir adim daha ileri gitti. Onun insaniann esitligine olan inancmi paylasiyor, ancak komunist bir adalet tammini benimsiyordu: Herkesten yetenegine gore, herke-
Bunun esitsiz bir ilke oldugu komunizm sisteminde zorluklann ve
se ihtiyaci kadar.
gonullu
mu
acikttr, ctinku bir
odullerin bolusu-
farkh yetenek ve ihtiyaclara bagh olacaktir. Ihtiyaca gore adil
bolusumu ongoren komunist
fikir pratikte esit
paylardan cok
adil paylarla ilgilidir,
Malaiesta Kropotkin gibi, bir komiinistti, ancak kendi toplumsal ozgurluk tamminda esitlik ve ozgurlugu bir araya getir-
meye caltsti. Toplumsal ozgurlugu, "herkes icin esit ozgurluk, herkesin diledigini yapmasina izin veren, yegane kisitlamanm kacimlmaz dogal zorunluluktardan ve baskalarinm esit ozgtirlugunden
geldigi bir kosullar esitligi" olarak tanimladi. 67 Yakin zamanlarda Bookchin, herkesin temel ihtiyaglanm karsiladigi orga64
Alinti,
George Woodcock, Pierre-Joseph Proudhon: a Kegan Paul, 1956, s. 34.
A
Biographical Study,
Routledge
65
Tucker, Instead of a Book,
66
Bakunm, "Revolutionary Catechism", Bakunin on Anarchy,
67
Malatesta, Life and Ideas,
347,
s.
s.
49.
s.
76,
91
Ozg&rliik ve Esit hit
nik toplumlann uyguladigi "indirgenemeyen asgari duzey" kav-
rammdan esinlenmis, "eshsizlerin esitligi" icin cagnda bulunmustur. Bu yaklasim tam bir toplumsal esitlik ve iktisadi komunizm cercevesinde
insanlar arasinda olabilecek farkltliklan kabul
eder.
Genelde anarsistler ozgurluk ki
ile esitlik
arasinda hicbir celis-
gormez, bunlarm birbirini gticlendirdigme inamrlar. Son
iki
yuzyildtr, esitlik ilke sin i butiin insanltgi kapsayacak sekilde genisletmislerdir.
Ayni zamanda, bireysellige duyduklan
lak iktisadi esitlik cagrist
ilgi, mutyapmalanna engel olmustur. Herkesin
deger ve ihtiyaclanmn fark gdzetmeksizin dikkate alinmasim
vunurken,
esit
muamele ve
esit
sa-
paylar uzerinde israr etmezler.
John Rawls'in adaleti durustluk olarak tanimlama ilkesini benimserler. Buna gore, her bir kisi "herkesin dzgiirlugtiyle bagdasabilen en kapsamh esit ozgurluk hakki"na sahiptir. Bununla birlikte anarsistler,
ozgur
bir
toplumdaki her turlu
esitsizligin
gonullu anlasmamn sonucu olmasim bir kosul olarak eklerler. 68
Ancak, bir tilkenin yurttaslannin farkh hukiimet gorevlerinin itiraz etmediklerine inanan Rawls'i asarlar. Herkesin
varhgina cjif
bir
azami ozgurluk hakkina sahip olmasim ongoren bir ada-
let ilkesini
benimsedikleri i^m, butiin siyasal otoriteyt ozgurliige
yonelik mesru otmayan bir mudahale olarak reddederler. Tucker' in dedigi gibi,
kapsamda
"
ozgurluk te
esitlikle
bagdasabilen en genis
ozgiirlugii" ararlar, 69
(pH
John Rawls, "Justice as Fairness" Contemporary Pol
M
Tucker, Instead of a Book,
,
s.
132.
i
I
teal
Theory,
s.
193,
BOLUM
IKl
Anar§izmin Onculeri
& Sev ve diUdigini yap. ST.
AUGUSTINE
Butun insanlar ozgurlukten yanadir. Ozgurluh ugruna dunyamn
al-
tmi uitune getirecek olan, insandir.
GERRARD W1NSTANLEY
Yapay hiihumetin ashnda
mar
edilmesiyle
ilgili
iyi
oldugunu, benim kavgamin onun htis-
oldugunu bo$ yert soyleme bana. y'\n
$ey}
O je-
kendisidir htismar!
EDMl/ND BURKE
Toplum, ihtiyailantmzdan, huktimet rinrisi, sevgilerimizi birle$tirerek
lerimizi kistilayarah
ise
hotultigumuzden turer;
olumlu bicimde,
olumsuz bi$ imde mutlulugumuzu
risi ilisfciyi fejvife
geli$tirir. Bi-
eder, dteki jarkliliklan olusturur. Birincisi
komyucudur, Her Devlette toplum
bi-
ikincisi kdtuluk-
ikincisi
bir nimettir,
cezalandina.
ancak en
iyi
Devlette bile hukti-
met, zorunlu bir kotulukten bafka $ey degildir; en hotii halinde ise
katlamlmaz'bir $eydir.
THOMAS PAINE
Taoizm ve Buddhizm
&
bir fenomen oldugu du§iiancak kokleri Dogunun kadim uygarliklannin derinlikle-
Anarsizmin genel olarak yeni ve BatiU nitlur,
rine kadar uzanir, Anarsist duyarlihgin ilk a?ik ifadesi yakla§ik
MO 6. lir.
yiizyilda
kadim Cin'de yasayan Taoistlere kadar
Aslmda, bashca Taoist eser Tao
te
izlenebi-
ching en buyiik anar§ist
klasiklerden biri olarak gorulebilir. 1
O
sirada Taoistler,
hukukun
yasalajtinlmakta oldugu ve
hiikumetin giderek merkezi ve hiyerar^ik bir yapi kazandigi feodat bir
leyen
toplumda yajiyorlardi. Konfucyus bu geli§meleri destek-
hukuk okulunun
bas.
yfrini bildigi hiyerar§ik bir tneti
sozciisuydu ve her yurttasin kendi
toplum istiyordu. Taoistler
ise hiiku-
reddediyor ve herkesin dogal ve kendiliginden bir
uyum
Mudahale etmek isteyenler ile en iyisinin her seyi kendi ha line birakmak olduguna inananlar arasindaki catisma o zamandan beri surmu§tur, Taoistler ve Konfucyusculer kadim C*n kuttOrtiyle yogrulnmslardi Benzer bir doga anlayi§ini savunuyor, ancak ahlaki ve iginde yasayabilecegine inaniyorlardi.
I
Bki.John Clark, 'Mastei Lao and the Anarchist Prince", The Anaidiht Moment,
s.
165.
narak Journal
TaMzm ot
ve anar$iim konusund;> yapdan
sempozyumdan
all-
Chinese Philosophy 10'da (1933) yeniden basildi. Katkida
bulunaniaim tiimO. Taozim'in uygutanabil'r dugu konusu ida niutabiktir.
bii
anarjiim foimu olustur-
Anar$izmm
96
Tarihi
bicimde ayrihyorlardt. Her iki kesim de insan dogasina saygi duyuyor ve guveniyordu; Hiristiyan ilk gunah nosy onu, dusuncelerinde hicbir sekilde yer almiyordu. Insiyasal goruslerinde kesin
sanlann dogustan
iyi olduklarma inaniyorlardi, Bir cocugun kuyuya diistugunu goren herhangi birinin icgudusel tepkisi bu iyi-
acikca ortaya koyuyordu. Her iki kesim de Tao'yu ya da kadim insanlann tarzmi savundugunu iddia ediyor ve gontillu duzeni kurmaya cah§ryordu, Ancak Taoistler ilkesel olarak dogayla ilgilenir ve onunla ligi
ozdeslesirlerken, Konfucyusculer daha dtinyasal bir zihniyete sa-
hip tiler ve toplumda reform yap may 1 diisunuyorlardi. Konfucyusculer, go rev, disiplin ve itaat gibi "erkek" faziletlerini gele-
neksel olarak kutsarlarken, Taoistler yeni dusuncelere aciklik ve banscilik gibi "disil" degerleri benimsiyorlardi.
Cin kulturiinun bicimlenmesine Buddhizm ve Konfucyuskadar yardimci olmasina ragmen Taoizm, dogasi geregi as-
culiik
Cm
dusuncesinin su-
rekli bir ozelligi olarak var olmustur. Kokleri
Cin uygarligimn
la
resmi bir
kiilt
olmadi. Bununla birlikte
safagtnda olusan populer kulturde yatar, ancak felsefe, din, ilk el
MO
6. yiizyilda
bilim ve sihrin dikkat cekici bir bilesimi olarak
ortaya cikmis^tir.
Ismi "Buyuk Filozof" anlamina gelen Lao Tzu, Taoizmin
bashca savunucusu olarak kabul tinde soylu bir ailenin icinde
edindigi kahtsal
nesinin
muduru
konumu
edilir.
MO
dunyaya
604' te
Hunan
geldi. Bir
eyale-
soylu olarak
reddetti ve Loh'taki kraliyet kutupha-
oldu. Hayati
"Anlatilabilen Tao, sonsuz
Tao
boyunca sukunet yolunu
izledi.
degildir" diyordu. 2 Efsaneye go-
olmek icin c6lun iclerine dogru at stirerken, kuzeybati Cin'deki bir bekci tarafindan, gelecek kusaklara aktanlmasi icin re,
ogretisini
Ne Gucu)
kaleme almaya ikna
MO
3.
zel eserdir." 3
te
ching (Yol ve Yolun
yuzyila kadar yazilmadi. Cin bilgini Joseph Need-
ham'in deyisiyle bu
lumden
edilmi§ti.
var ki Lao Tzu'ya atfedilen Tao
Metin
eser, giir
"Qn dilinde yazilmis
en derin ve en
formunda yazilmis seksen
gii-
bir kisa bo-
olusur. Genellikle belirsiz ve paradoksal olmakla birlik-
&
u diing, (ev. Gia-Fu Feng Jane English, Vintage, New York, 1972, bol. 1 (bundan sonra metindeki her ahntidan sonra boliimler
2
Lao Tiu, Tao
3
Joseph Needham, Science and Civilization
parante2 ifinde belirtUecek).
Press, 1956,11,35.
in
China, Cambridge University
97
Taoizm ve Buddhizni te, li
anarsist ilkelerin sadece en erkcn degii, ayni
zamanda en
etki-
ifadesini sunar.
Taoizmin etik ve poliiigini, onun doga felsefesini anlamadan degerlendirmek imkansizdir, Tao te, ching, doganin Taosunu ya da yolunu kutsar ve bilge kisinin bu yolu nasil izlemesi gerektigini anlattr. Taoisi doga anlayisi, yln ve yang olarak ifade edilen kadim Cin ilkelerine dayantr. Bu ilkeler, kozmostaki biitun varhklan ve fenomenleri bicimlendiren ch'i'yi (madde-enerji) olu$turan, zit ancak birbirini lamamlayan iki gucii ifade eder. Yin, karanhk, soguk ve ahcihkla nitelendirilen yUksek disil giictur ve ay la ifade edilir; yang
oiusan
eril
onun parlakhk, sicakhk
ise,
ve etkinlikten
tamamlayicisidir ve gune^le dzdeslenir. Her iki gtig
bulun nesnelerin icinde oldugu
gibi erkeklerin ve
kadmlann da
icinde faaliyet halindedir.
Ne
var ki Tao'nun kendisi tanimlanamaz. O, isimsiz ve
formsuzdur. Lao Tzu, tanimlanamaz olani tammlamaya cahsirken,
onu bos
bir tekneye,
kaynaktan denize dogru akan
bir lrma-
ga, yontulmamis bir tasa benzetir. Tao'nun dogal olani izledigini soyler. O, ev renin isleyis tarzi, her seye kendi varhgini kazandi-
ran ve ontari surduren doga duzenidir.
Buyuk Tao her yere
akar,
On bin sey ona baglidir; Amacina
hem
saga
hem
sola.
hicbir seyi geride birakmaz.
sessizce ulasir ve hicbir sey istemez. (34)
Needham onu
bir
guc olarak
degil,
dogal bukulme" olarak betimler,
Sonraki ananjistlerin cogu
"zaman ve uzay icinde
bir
ttir
4
gibi, Taoistler
de evreni surekli
durumudur; her sey Taoistler, ayni zamanda zit
aki§ halinde gorurler. Gerceklik surecin bir degisir, hicbir sey sUrekli degildir.
guclerin dinamik etkilesimi olarak diyalektik bir degisim kavraituna sahiptirler, Enerji yin ve
olarak akar. Taoistler ayni
yang kutuplan arasmda surekli
zamanda doganin
birligini ve
uyumu-
Doga kendine yeterlidir ve yaraiilmamistir; bilincli bir yaratici varsaymak gerekmez. Bu sadece Grek filozofu Herakleitos'u hatirlatan bir goru? degildir; modern fizikcilerin t-vrcn tammiyla da cakistr. Farkhhk icinde birligi, organik buyuincyj ve dogal duzeni vurgulayan modern toplumsal ekoloji Taotiu vurgularlar.
•t
/\gf. 11,37.
98 ist
Anar$izmin Tarihi
dunya gorusunii yansiur. Lao Tzu ve Taoistlerin tavsiye
kavramayi
mak
ettikleri doga yaklasimi onu Konfucyuscu, dogayi fethetmek ve kulEan-
gerektirir.
onu anlamaya ve tamamlamaya cahsir. Taodogaya gelenekset olarak "digil" yaklasimi, dusunce tarzlailk kez anaerkil bir toplumda gelismis olabtlecegini ortaya
isterken, Taoist
ist'in
rmm
koyar. Ilk bakista dint bir
tutum
gibi goriinse de,
ashnda bu
tarz,
Taoistler arasinda bilimsel ve demokratik bir bakisi tesvik edi-
yordu. Kendi onyargilanni dayatmadan dogayi gozlemleyebiliyor, anlayabiliyor ve boylece
onun
enerjisini yararh
bicimde yon-
lendirebiliyorlardi.
Taoistler esas olarak dogayla ilgilendiler, ancak evren anla-
toplum konusunda onemli sonuclara varmalanna yol acti. Bu sonuclar belirli bir etik ve siyasal sistem oiusturur. Mutlak yislan
Taoist degerler yoktur;
iyi ve kotu, tipki yin ve yang gibi birbiriyOnlann karsihkh iliskileri gelisme icin zorunludur kazanmak icin onun ziddiyla baslamak genellikle en
le iliskilidir.
ve bir seyi iyisidir.
Bununla
birlikte,
ten, dogal davranish,
Taoist ogreti icinde, alcakgonullu,
comert ve yansiz
Taoistler icin yasatna sanati, sadelikte, iddiaci ratici
ic-
bir bilge ki^i ideali olusur.
olmamakta ve
ya-
oyunda bulunmaktadir.
Taoist ogre tin in merkezinde wu-wei kavrami yer ahr. Bu sozcuk genellikle "hareket etmeme" olarak cevrilir. Ashnda
"anarsizm" vardir.
ile
"wu-wei" arasinda carpici
avapxTO
filolojtk benzerlikler
(anarkhos) sozcugiiniin Grekcede bir
dann yoklugu anlamina gelmesi
gibi,
hukum-
wu-wei de wei'den, yani
"dogal ve kendiliginden gelisime mudahale eden, yapay, uydurulmus harekef'ten yoksunluk anlamina gelir, 5 Siyasal bakis aci-
sindan wei otoritenin zorla kabul ettirilmesini
uygun
bir sey
anlatir.
yapmak, bu nedenle dogal kabul
Wu-wei'ye
dogal ve kendiliginden du2etie gottirur. Dayattlmis otoritenin formlanyla hicbir sey
yapmamak
edilir;
gerekir.
Tao te-ching zorun dogasi konusunda gayet actktir. Kendimizi ya da diinyayi iyilestirmek icin, ister fiziksel ister manevi olsun, zor kullanirsak sadece enerjimizi Uiketmis ve kendimizi za-
gue kaybi izler." (30) Savas agan, bunun sonucuna katlanacaktir: "siddet kullanan bir insan, kendisine yiflatmis oluruz; "zoru
Roger T. Ames, sophy,
s,
34.
"Is Political
Taoism Anarchism?", Journal
of Chinese Philo-
Taoism
99
ve liuddhizm
karsi kullanilan siddetle olecektir." (42)
Tam
tersine, teslimiyet
herhangi bir seyin ustesinden gelmenin cogu kez en iyi yoludur: "Gok kubbenin altmda hicbir sey sudan daha yumusak ve kendini teslim etmis degildir. Ama gene de saglam ve giiclu olana saldinda ondan daha
iyisi
onun esiti yoktur. Zayif olan yumusak ve esnek olan sen ve
yoktur;
giiclu olanin ustesinden gelebilir;
kati olanin ustesinden gelebilir." (78) Taoistlerin tavsiye ettikleri
nazik banscihk, savunmaci bir
boyun egme
tarzi degil, enerji-
nin yaratici ve etkin kullanimi icin yapilan bir cagndir.
Lao Tzu, "Eyleme gecmeden uygula. Bir sey yapmadan cabs" (63) der. Taoistler, wu-wei kavramiyla, tam ve stirekli hareketsizlik anlaminda eyleme gecmemeyi zorunlu gormekten cok, dogaya ters dusen etkinligi kinamayi amaclarlar. Ovdukleri sey aylaklik degil, caba, endise, kansiklik olmaksizin cahsma, esyatabiatma ters diismeyen, onunla uyum saglayan calismadir.
mn
Insanlann wu-wei'yi igtenlikle uygulamalan halinde, yapilan is zorlayici ozeltigini kaybedecektir. Bu durumda insanlar sadece
sonuclanm almakla kalmayacaklar, onun ozundeki degeri de edineceklerdir. Is, ondan veba gibi kacilacak yerde, kendiliginden ve anlamli bir oyuna donusturulecektir. "Eylemter gerceklestiritdiginde / Gereksiz konusmalar yapmayapilan isin yararh
dan/ "Yaptik!" diyecektir insanlar," (17) Taoistler, insanlann bu tavsiyelere uymalan halinde, uzun bir hayat yasayacaklanni, Fiziksel ve zihinsel saghk kazanacakla-
En temel inanclarindan biri sudur: "Tao'ya ters diisen her ne olursa olsun, uzun siireli olmayacaktir" (55); ote yanda, faziletle dolan kisi tipki yeni dogmus bir cocuk gibidir. rini
one
surerler.
Taoistler hayatlarmi
uzatmak
icin,
yoga benzeri tekniklere, hatta
simyacihga basyurdular.
Ne
var ki ogretilerinin merkezinde yer alan en onemli ilke,
"Diinya her seyi kendi haline birakarak yonetilir; mudahale ede-
inancma dayanir (48). Taoist wu-wei gortisunun en derin kokleri muhtemelen kadim C in'deki erken anaerkil toplumda yatar. Taoist ideal, insanlann yapay ve hiyerarsik rek yonetilemez"
bir ktiltur getistirirken kaybettikleri dogayla icgudiisel birligi ye-
kazanmaya calistiklart bir tanmsal kolektivizm formuydu. Koyluler pek cok bakimdan dogal bir bilgelik tasirlar. Zorlu cali>inalan, dogaya ters dusen bir etkinlikte bulunmalanm onler ve biikileri yetistirmek icin dogal surecleri anlamalarmi ve bu
nitlen
MiiTclerte
uyum
iginde olmalanni gerektirir. Bitkilerin en.iyi se-
100
Anar^iztnin Tarihi
dogalanm gerceklestirmelerine
kilde kendi
buyumeleri
zaman
izin verildigi
zaman
da kendilerine en az mudahale edildigi Taoistleri dayaulmis otoritenin biitun formtan-
gibi, insanlar
gelis;irler.
6
ni, hiikumet ve Devlet'i reddetmeye goturen iste bu icgudti idi. Bu aym zamanda onlan modern anarsizmin ve toplumsal ekolo-
jinin habercileri haline getirdi.
Taoizm'in, Devlet'i yapay bir yapi olarak reddetmedigi, onu aile tc
benzeri dogal bir
kurum
gibi gordugii
one surulmu§tur. 7 Tao
ching hig kugkusuz otoriter yonetimi reddederken,
man, daha
zaman
za-
yonetmeleri icin hukumdarlara tavsiyelerde bulunuyormus gibi de okunabilir: iyi
Bilge, insanlara yol gosterecekse, tevazuuyla
hizmet ecmeli.
Onlara onderlik edecekse, arkalanndan gitmeli. Boylece, bilge yonettiginde, insanlar
Bookchin, Taoi2tn'in bir
eltt
bunu
hissetme2ler.
tarafmdan koyliilerin
pasifligini bes-
lemek ve on Ian n secmelerini ve umut elmelerini engellemek
icin
kullanildigini iddia edecek kadar ileri gider. 8
Tao Tzu, onderlik sorununa deginir ve ger?ek bilgenin insanlann lizerinde degil onlarla birlikte eylemesini isier. En iyi hukumdar kendi halkini bansci ve uretken etkinliklerde kendi haline birakir. Onlarin rince
iyi
niyetine guvenmelidir,
guvenmeyene guvenilmez." (17)
kendi tarzlanm surdurmelerine izin
cunku
"Yete-
hukumdar insanlann verecek yerde onlara mudaBir
hale ederse, kanjikhklar cikacaktir: "Ulke kansikhklara ve kaosa
gomuldugunde/Yoresel yonetidler cikar ortaya." (18) Duzenli bir toplumda,
lnsan topragi
Toprak
izler,
gogti izler,
Gdk Tao'yu Tao dogal
izler.
olant
izler.
(25)
Ne
var ki, dikkatli bir okuma, Tao tc cfiing'in hukumdarlara Makyavelce tavsiyelerde bulunmakla ya da "yonetme sanati"yla itgilenmedigini gosterir. Tao'yu gercekten anlayan ve onu huku-
7
Needham, Science and Civilization in China, Ames, "Es Political Taoism Anarchism?", s. 35.
8
Bookchin, "Thinking Ecologically",
6
Bkz.
op.
cit, s.
II,
8-9.
70,
Taoizm ve Buddhizm
mete uygulayan
met ka
asla
ki§i
101
su kacmilmaz sonuca vanr
ki,
en
iyi
9
hiiku-
hukumet etmez. Lao Tzu, hukumetien kotulukten
bir seyin
gelmeyecegini diisuniir. Ashnda,
ilk
bas-
anarsist mani-
festo olarak betimlenebilecek goru^ler sunar:
Ne kadar cok yasa ve kisulama
okirsa,
O kadar yoksulla$ir insanlar. Ne kadar keskinse
O kadar sorunlu Ne kadar zeki
O
silahlar,
olur ulke,
ve hunerli olursa insanlar,
kadar yeni seyler cikar ortaya,
Ne kadar coksa hukumdarlar ve
kurallar,
O kadar cok olur hirsizlar ve haydutlar. Bu yuzden
bilge soyle der:
Hie eylemezsem duzeltirler insanlar kendi terini
Bans verirsem onlara,
dUriist olur insanlar.
Ben higbir sey yapmazsam, insanlar Hicbtr arzu beslemezsem
iyi
zenginlesirler.
ve sade bir hayata kavusur insanlar,
(57)
Tao
te
lumsal
ching'de yer alan bu olaganustu siirde, cok gercek bir topiliski vardir.
Bu, feodal duzenin, burokratik, savas halin-
de yasayan ve ticari nileligine yoneltilmis keskin bir elestiridir. Lao Tzu ozgul olarak mulkiyeti bir hirsizhk bicimi olarak gorur: "Avlu gorkemli bir duzen icindeyse, Tarlalan yaban'i otlar /Ve
tahil
lusumde
ambarlan bosahr." (53) Savasm nedenlerini arar: "Servetler
ler gelir." (9)
ve unvanlar
verilir,
biiriir,
esitsiz
bo-
arkasindan felaket-
Smiflan ve ozel mulkiyetiyle saldiran feodalizmin
kar§isina, insanlann dogayla
uyum
icinde sade ve icten hayatlar
yasadiklari, hukumetsi2, patriyarksiz ve smifsiz bir
toplumun
toplumsal idealini cikanr, Bu, mallann uygun teknolojinin yardimiyla uretildigi ve bolusuldugu, merkezi olmayan bir toplum olacaktir. Insanlar guclii olacaklar,
an cak guclerini gosterme
tiyaci hissetmeyeceklerdir; bilge olacaklar,
yacaklar; uretken olacaklar,
ama
ama
ih-
bilgiclik taslama-
kendilerini tuketircesine cahs-
mayacaklardir, Defier tutmaktansa halata dugiim atarak hesap
tutmayi tercih edeceklerdir; 9
Bkz. Clark, "Master Lao and the Anarchist Prince",
op. cit,
s.
186; Brian
Morris, "Lao Tzu and Anarchism", Freedom Anarchist Review, 42, 17, 22
Agustos 1981.
s,
14.
102
Anar$izmin Tarihi
Kucuk
liir
ulkede az insan ya§ar.
lnsandan on ya da yuz kere daha hizh caiman makineler olsa da,
bun Lira
ihtiyag duymazlar.
Insanlar
olumO
ctddiye alirlar ve cok uzaga sevahat ecmezler.
Tekneleri ve arabalan olsa da, kullanmazlar.
Zirhtan ve silahlan olsa da, gostermezler. Insanlar yazacak yerde, halata
dugum
Yiyecekleri bol ve iyidir, giysilert
atarlar.
uygun ama
sadedir, evleri guven-
lidir;
Kendi hallerinde mmludurtar.
Komsulanmn gozu onunde Ve horozlarm otu^u
yasasalar da,
ve kopeklerin havlayi^t her yerde duyulsa da,
Yaslamrken ve olurken, huzur
verirler birbirine. (80)
Taoistlerin anarsist egilimleri, yaklasik olarak
MO
369-286'da yasamts olan filozof Chuang Tzu'nun yazitannda daha da guclii bicimde gorulur. Eserleri, Tao'nun dogasini, insamn bir parcasi-
olusturdugu biiyuk organik
iil
siireci
acimlayan oyku ve mesel-
terden otusur. Belirli bir hukiimdardan soz etmez. Tipki Tao
U
formlanm reddedcr ve kendi kaderini bireyin ozgur varolusunu kutsar. Eserine hakim olan tlgiii kucuk bir oykude bulunur:
ch'mg gibi, butiin hukiimet belirleyen
ton atlarla
Atlar kuru yerde yasar, ot yer ve su icerler, Sevindiklerinde boyun-
larmi birbirine surterler. Oikelendiklerinde arkalarmi doner ve te atarlar.
cif-
§imdiye kadar onlara yon veren sadece kendi mizaclan
olmustur. Aneak
gem
ve dizgin vurulduguuda, alvnlanna metai
komddugunda, kolu kotu bakmayi, isirmak igin baslanni cevirmeyi, geme ve dizginlere direnmeyi ogrenirler, Ve boylece atlann dogalan bozulmu? olur. 10 plaka
Ailar icin gegerli olan insanlar icin de gecerlidir. Kendilerini bi-
raktiklannda, dogal bir
uyum
ve kendiliginden bir diize.n icinde
Ancak zorlandiklannda ve yonetildiklerinde dogalan bozulur. Sonus olarak prensler ve hukumdarlar, kendi halklanni yasarlar.
yapay yasalara
iiaai etmeye zorlamamah, onlan kendi dogal mizaclanna birakmahdirlar, tnsanlan insan yapirm yasa ve kurallarla
yonetmeye cahsmak, "kuyuyu denizle doldurmaya, bir irmayolunu kesmeye ya da bir sinegi dagla birlikte ucurmaya
gm 10
Chuang Tzu,
s.
98-9.
103
Taoizm ve Buddhizm
11 kalkismak kadar" sacma ve imkansizdir. Aslinda, varolusumuzun dogal kosullan, yapay yardimlan gerektirmez. Insanlar ken-
dilerini riyle
bansci ve uretici etkinliklere birakacaklar ve
hem
de dogayla
uyum
hem
birbi-
icinde yasayacaktardir.
Kalma Uzerine" bashkli denemesinde Chuang Tzu, yuz yil once, anarsist diisuncenin o zamandan beri ya-
"Yalniz lsa'dan
u
sanan tarih boyunca yankilanan temel onermesini ortaya koyuyordu: Insanligin kendi hatine birakilmasi gibi bir
sanhgi yonetmek gibi bir
durum
asla
durum olmustur;
in-
olmamisnr.
Dogat mizaci engetlenmedikce ve dogal erdemi terk edilmedikce insan, bir irmak gibi serbestce akar. Ama insanm dogal mizaci engellenmez ve dogal erdemi terk edilmezse, hukumete yer kahr
mi? 12
Bu nedenle Taoistler, bireylerin kendi hallerine birakiJacaklan hukumetsiz bir ozgur toplumu savundular. Ancak kendi cikarlannin geregini yerine getirirlerken, baskalarmin cikarlanni urtuimazlar. Tavsiye ettikleri, sessiz bir bencillik degildir. Kisisel lik
pesinde kosmak,
bir genel refah kaygisini gerektirir;
iyi-
kisi
ne kadar cok sey yaparsa o kadar cok seye sahip olur; baskalanna ne kadar cok ?ey verirse, kendi bollugu o kadar biiyuk olur. Taoist metin Huai Nan Tzu' da belirtildigi gibi, "lmparatorluga sahip olma"nm anlami "6zgerceklestirim"dir. "Ben
bagkalan
icin
kendimi gerceklestirirsem, imparatoriuk da beni gerceklestirir. Eger imparatoriuk ve ben birbirimizi gercekle§tirirsek, bifbirimi-
daima sahip oluruz." u
ze
Insanlar tiihai olarak bireydirler,
ama
ayni
zamanda
top-
lumsal varhklar, butuniin parcalandirlar. Taoistler, modern eki>lojinin bulgularim andinr bicimde, ne kadar bireysellik ve farkh
hk
varsa,
uyumun o kadar
buyiik olacagma inanddar. Kendili-
ginden toplum duzeni catismayi dvslamaz, ancak
namik
etkiksimini gerektirir. Boylece
beiimler:
le
11
rtgf,
s.87.
12
Agf,
s.
I
zit
)
guclerin di-
Chuang Tzu toplumu
106.
Almti, Amei, "Is Political Taoism Anarchism",
c>p
cil,
s
'id.
soy-
Anar$izmin Tarihi
104 Belirli
sayida aile ve bireyin belirli adetleri yerine getirmek icin uy-
Uyumsuz
duklan
bir anlasma.
turmak
i<;in birlesirier.
dag
lige sahiptir... Bir
tekil
tekil
damlalan sayesinde
dan goren
unsurlar
bir
butunu olus-
geni§tir,
Ve butun parcalan butun
a^isin-
14
Boylece Taoizm anarsist diisuncenin
Onun
bir bireysel-
pargalan sayesinde yuksektir. Bir irmak
kisi tarn bir insandir.
rinden birtni sundu.
uyumlu
Bu birligm distnda herkes ayn
ilk
ve en ikna edici ifadete-
ahlaki ve siyasal fikirleri kesinlikle
gorusunu teinel aliyordu. Taoist felsele (Tao misdk ogeler icerse de, dogaya yonelik erken Taocu yaklasim bilimsel bir tutumu ve demokratik duygulan gu?iendirdi. Dogadakt farkhhk i^inde birligi ve dontisumun evrenbilimsel bir diinya chia) ruhsal ve
tanidilar.
selligini
Etik
yakla^imlanyla,
bagtammda kenditiginden da v ran 151 ve
doganin daha genis
ozgelisimi gticlendtrdiler:
Ureterek sahip olma, kendini dayatmadan eyleme ve hukmetmeden gelisme. Siyasederinde, sadece hukumdarlari tebaalarmi kendi haline birakmaya zorlamakla ve Konfu$yuscu biirokratik ve hukuksal ogretiye karsi cikmakla kalmadilar, dogayla
uyum
icinde ozgiir ve isbirligi halinde bir toplum idealini savundular.
Taoizm koyluleri daha uysal ve
itaatkar hale getirecek sec-
kin bir zumre olusturmayi hedeflemedi. Taotstlertn toplumsal kokleri, genetlikle kiiguk orta sin iftan, feodal lortlar
cihci kitlesi arastnda yer alan bir
boyun egerek, dusuk
kesimden
gelir.
ile
koylti
Onlar gucliiye
profil vererek ve sadece kendi isiyle ugrasa-
rak zor zamanlarda nasil hayatta kahnacagina dair tavsiyeler sun-
makla da yetinmediler. Tarn aksine Taoizm, gegici iktidann, servei ve statuniin gercek niteligini biitun bunlan iffetsiz bulaca'k olctide kavramis olanlann felsefesiydi. Bir basartsizhk ya da din-
ginlik felsefesi olmaktan uzak olan Taoizm, kendi varhklanyla
tam
bir
uyum
icinde gelismek isteyenlere derin ve uygulanabilir
bir bilgelik sunar.
Buddhizm Taoistler
anarsizmin
onctileri
olarak
taninirlarken,
Budd-
hizm'deki liberter egilim o kadar belirgin degildir. Ornegin,
14
Ctnmtig Tzu,
s.
255-6.
Taoizm ve Buddhizm
Buddha'mn
ogretilerini Sinhala
105
ulus^ulugunun Buddhist ruhban
modern
tarafindan en ate§li bicimde desteklendigi
Sri
Lanka'ntn
muzaffer Devletiyle bagdasttrmak zordur, Ancak cagdas Taoizm' de (Tao chiao) ve orgutlu Hiristiyanhkta oldugu gibi, ku-
rumsallasmis. dinin carp it ma Ian ozgiin mesajt geezers izlestirmez, Sair
Gary Snyder "Buddhist anarsizm"de "ulusu sarsan" cevrim-
lere sahip
olumlu bir guc bulan tek
Buddhizm
kisi
olmamistir.
5
ozgiin bir Hint dini olarak, Lao Tzu'dan yaklasik
Buddha (aydinlanmis. kisi) olarak biGautama tarafindan MO on besinci yuzyilda kuBuddha bu diinyadaki kotuliiklerin nedenini kisinin ken-
bir yiizyil sonra yasayan ve
linen Sidharta ruldu. di
arzulanni
tatmin
etme cabasini cesaretlendiren cehalette
gordu. Ister sahip olma, ister servet ve guc bigiminde statu edin-
me
biciminde olsun, her
ve actlar
getirir.
Ancak
turlti
tutku kacimlmaz bictmde dertler
bir cikis yolu vardir,
Buddha'mn
ogrettigi
dort "Soylu Dogru" su sekilde ozetlertebilir: "(a) aci her yerde ve
her zatnan vardir; (b) acmin nedeni yanlis bicimde yonlendiril-
mis arzndur;
(c) iyilestirilmesi
mumkundiir;
(c) acilann
nedentn ortadan kaldirilmasiyla
sona ermesini saglayan, Sekiz Asamah
Soylu Yol olarak ifade edilen ozgelisim yoludur." 16
Bu durumda acilardan kaginmak
kendi benligi-
icin kisinin
ne hakim olmasi ve butun arzulan yok etmesi gerekir. Hayal dunyasi ya da maya icinde yeniden dogu^un bu acih gevrimin-
den kaginmak
icin ki^i,
aym zamanda, aydinlanma
cabasi goster-
meli ve aydinlanmah, kendisinin evrensel butiinun bir parcasi, Benligin icindeki benlik oldugunu anlamahdir.
Ancak
sansara'yi,
yani hayatin garkim terk eden ve nirvana'ya, yani hiclige ulasan ki^i
tam
bir kurtulu§u gercekle§tirmi§ olacaktir.
Baslangi^ta
Buddhizm
ilkesel olarak etik
yuz
zersizleriyle smirhydi. lsa'dan bes
yilmaya basladi ve kutsal yazdan,
yil
ve meditasyon eg-
once Hindistan'da ya-
rituelleri
reddederek Hinduizmden aynldi, Nihayet,
ve toplumsal sistemi biri
daha
akilci, for-
mellesmis ve skolastik (Theravada), oteki daha mistik (Mahayana) olan 15
iki
ayn kola boliindu. 1200'de Buddhizm, Hindistan'da
Gar>' Snyder, "Buddhist All Beings, der.
tion"
Lawrence
Anarchism", Ferlitighetti,
ilk bsk.
Journal for the Protection of
"Buddhism and the Coming Revolu-
bashkh makalesinin duzeltilmis versiyonunda. Earth House Hold
de yeniden yayun!anmi;tir'
New Directions, New York,
icin-
1969, Synder anar-
jizme yaptigi gondermeleri cikarmistir. id
Chrisimas Humphreys, Buddhism, Penguin, Har mo nds worth, 1971,
s.
75.
Anar$izmm
106
Tarihi
ortadan kalkmis, ancak Sri Lanka, Tibet ve Tayland'da yer-
fiilen
lesmisti.
Kurumsal Buddhism
esitsizliklerj
ve tiranhklan destekleme-
baglanmama, gonullu yoksufluk ve geleneksel zararsizhk uygu lam atari, giiglu bir liber ter duyarlihgi ifade eder. Snyder, Mahayana'nin geli§lirdigi prank meditasyon ye hazirken, Buddhistlerin
sistemlerinde bireyleri kendi "psikolojik saplantilan ve kultiirel
kosullanmalan"ndan ozgUrlestiren
giiglu bir arac
bulmustur. Ay-
zamanda Buddhist Tantrizm ya da Vajrayana'nm muhtemelen en mUkemmel ve en modem kadim gdrusti simduguna inamr. Bu go ruse gore, "tnsanm hayatt ve kaderi, ozdisiplinli ozgurfuk tginde gelismek ve aydvnlanmakur." 17 Ne var ki Buddhizm li.berteryantni en tarn bicimiyle Zen formu icinde gelistirmistir. 18 Zen Buddhizm, altinci yuzytlda Hindistan'dan gelerek Cin'de geli$u. Bunu izleyen bes yiiz yil boyunca Cinliler bu okula Ch'an dediler. Japonya'ya on ikinci yiizyilda uiasti ve burada Zen oarak bilindi, Burada bashca iki mezhep gelisti: Birincisi, kurucusunun "ani/sok" teknigine dayanan Rinzai ve ikincisi, daha yumusak bir teknigi temel alan Soto, ni
Zen'e dogru olarak "Buddhizm'in ilahlastinlmasi" denilmistir.
19
Kavramlara, kutsal metinlere ve rituele basvurmadan dog-
ru y a ve aydinlanmaya dogru dan ulasmaya cahsan, benzersiz bi-
gimde ikonoklastik (puikmci)
On
mi'nin,
Iki
Neden
sistemle^tirildigi yerde, rurler:
bir inanctir.
Zinciri'yle net bir
"Buddha sadece
Theravada Buddhiz-
bigimde duzenlendigi ve
Zen ustalan Buddha'da
On
Iki
Neden
ilk isyanciyi
go-
Zinciri'nin kasifi degildi"
demektedir Suzuki, "zindri eline akh ve bir daha asla onu kolelige bag la ma mas icin paramparca eiti," M Dini anduan dayanaktar da boylece yikilmis oldu. Zen'tn dort onetnli bildirgesi sunlardir: i
Kutsal metinlerin dijmda ozel bir iletim;
Sozcuklere ya da harfkic bagimlt olmamak;
Dogrudan insamn ruliuna hitap elmek; Kisinin
dogasim ve Buddha hgin kazamlisim gormek. 21
19
Snyder, "Passage to More than India" Earth House John Clark, yazartn yaptigi gorusnie. Humphreys, Buddhism, s. 179.
20
D.
21
Zm
17
18
"['.
Suzuki, Essays
in
Zen Buddhism,
Buddhism- Selected Writings of hor, NewYork, 1986, s. 39.
D
Hold,
First Series. 1949, T.
s.
105.
s.
111.
Suzuki, del. William Barrett, Anc-
Taoizm ve Buddhizm
107
Zen ogrencileri geleneksel olarak bir ogre men den ders almislarOgretmene genellikle usta denir, ancak bu sozcuk efendiden t
dir.
cok okul ogretmeni anlamma gelir. Gorevi, ogrencilerin giinluk algtlartn ve entelektuel ahskanhklarm di§ina cikmalanna yardimct olmaktir. Bu nedenle Buddhist kesi§ler, Hiristiyan rahipleri
gibi kisi ile
lerdir, lar,
Tann
arasinda arabuktcuhik yapmayan ornek
Yanlannda sopa
tasiyabiln-ler ve
ancak darbeler insanlan
al 15 tiki
kisi-
kullanmaktan kacinmaz-
an dusunme tarztndan uzak-
lastirmaya yarar. Terbiyenin ozellikle zorlu oldugu Rinzai oku-
lunda, disiplin oncelikle cocugun kisifigini ruhsal olarak gelistir-
mek
ve ahlaki giicunu artirmak icin kullamhr.
Boylece Zen
atesli bir vaftiz
sunar.
Ne
var ki ister kati ister
yumusak olsun bununla ogrencinin cehalet yuzunden kaybetmis oldugu baslangictaki ozgurluk durumuna dtindurUlmesi amaclanir. Basanh Zen uygulayicisi, ses, renk ve sekli denetler ve sonuna kadar
bildigi gibi yasar. Izledigi yolda
hayatmm
lumsal hayatin ve manastir
Resist erin giydikleri cuppeler ve
ona yardimci olan top-
kurallanni geride birakir.
onlan meditasyona gagiran can-
lar bile so nun da lskartaya gikanlacak merdivenlerdir.
Bir
ogretmen gidiiecek yolu
kendi segimini yapmah melidir.
Aydinlanma
i$aret etse de, birey nihai olarak
ve kendi yolculugunu tek
basma
bir baskasinin guciiyle degil,
siirdUr-
ancak kisinin
kendi cabasiyla kazamlabilir. Buddha soyle der; "Kendi selametiniz icin sebatla calistmz." 22 Boylece
sunu saglayacak herhangi kendisidir.
Bu
Buddhizm, birey in kurtulu-
bir otorite
tanimaz; o to rite birey in
gayet esitlikgi bir yaklasimdir: Herkes dolaysiz de-
neyim yohtyla ogrenerek tek ba^ina aydmlanabilir. Daiju, ^in'de ogretmen Baso'yu ziyaret ettigi ve ona aydinlanmak istedigini soyledigi zaman, Baso goyte dedi: "Sen kendi hazinene sahipsin.
Onu neden disanda
artyorsun?" 23
Cin'deki Ch'an Zen ustalan Buddha'yi izlemediler, ancak
onun arkadagtan olmak ve istediler.
Zen
bir
ne gelmemistir. liiri
evrenle ayni duyarh iliskiyi
deneyimdir ve
Onda
asla bir
bir kurallar ve talimatlar seti yoktur; bu-
zamanlarda amar; araclarm segimini
yuk
taraftarlardan biri
22
Humphreys, Buddhism,
23
Zen Flesh, Zen 39.
Sor.es,
kurmak
mezhebin doktrini ha li-
olan s.
belirler,
Cin'deki en
Wei Lang (Hui-neng
bii-
olarak da
76.
der.
Paul Reps, Penguin,
Harmonds worth, 1986,
s.
Attar $izmin Tarihi
108
"Baskalanna iletecegim bir hukuk sistemine sahip oldugumu sana soylersem, seni aldatmts olurum. Muritbilinir) soyle cliyordu:
lerim icin yaptigim tek sey, la
durumun
gerektirdigi
uygun
aractar-
onlan kendi baglanndan ozgurlestirmektir." 24
Amac, kisinin kendi dogasmi dogrudan gordugii ve onun dogadan ayri degil, organik bir butunun parkas oldugunu anladigi bir aydinlanma durumu yaratmaktir. Zitlar asihr. Kisi acik 1
ve sakin butunii hisseder. Ki§i goreneksel
iyi ve kotii tammlannm, ahlak kurallannm ve yasalartn otesine gecer. Zen'e sahipseniz, ne korku, ne kusku ne de siddetli bir istek duyarsimz. Basil,'
ozerk ve ozbelirlenimli bir hayat yasarsiniz: Ideal insan
sogukkanh ve sakindir,
aynlmaz;
faziletten
Nefsine hakim ve tarafsizdir, gunah islemez;
SukOnet ve sessizhk onun gozunu ve kulagini
agar;
Zihni yatay ve dikey olarak hicbir yere cekilmez. 25
Bu, bireyin nihai egemenligine inanan pek ?ok anarsistin paylastigi bir idealdir.
Do gal
d tiny a da hiyerarsi ve hakimiyete yer yoktur; hepimiz
ozgur ve esit doganz,
Buddhizm
icin
bu
esitlik
de toplumsaldir. Insanlar aydmtanma yetenegine hip olma anlaminda ruhsal olarak
esittirler.
hem esit
Zen
ruhsal
hem
diizeyde sa-
kesisleri top-
lumsal hayat lannda komiinal olarak yasar ve cahsirlar. Ogretmenler ve ogrenciler arasmda bile esit yukumlulukler ve esit
muamele olmahdir;
bazi
Zen mesellerinde denildigi
gibi,
"ne
is
ne de yiyecek vardir" her sey "herkesce" paylasihr. 26 Buddha, daha genis toplumdaki kast sistemini reddeder ve ozellikte Zen
Buddhizm
kisUere ozel saygi gostermez. Kyoto Valisi'nin bir Zen
ustasini ziyaret ettigi ve uzerinde
unvanimn yazih oldugu bir tur Zen ustasi Vali'yi kabul et-
ziyaretci pusulasi gonderdigi anlatihr.
mez.
Onu
ancak unvanimn yazdi olmadigi bir pusula gonderdi-
ginde kabul eder, 27
Zen Buddhist
ozgiirluk kavrami ayni
zamanda ruhsal ve
toplumsaldir. Ruhsal anlamda, ozgur doganz. Bizi kusatan citler
ve engeller varolusumuzun gercek kosullan 24
degil, cehaletimizin
The Sutra of Wei Lang (Hui-neng), almti, Humphreys, Buddhism 183.
25
Age,
26 27
Zen Flesh. Zen Bones,
s.
186.
Bki. age,
s.
40-1.
s.
75, 54.
ic.imie, s.
Taoizm ve Buddhizm eseridir.
109
Tensel tutku ve yanhs kullandan akildan yapilmis ceha-
let zincirleri islak etbiseler gibi
ustiimuze yapisir. Ancak Zen og-
re tmenlerin in hedefi baslangictaki ozgiirluk
memize yardimci olmakur. Zen zihnimizin ya ve sonsuz
meye
cahsir.
server ve statu diinyasindan bizi ozgiirlestir-
giic,
Ancak bunu
maz. Cinli Btiyiik usta vardir;
durumumuza don-
engellerini kaldirma-
sabit bir
Ummon'a
oruntu icinde yapmaya
calis-
gore, "Zen'de mutlak ozgiirluk
bazen inkar eder, bazen onaylar; her
ikisini
de zevkle ya-
par." 28
Zen gelenegindeki aittir.
belki de en antiotoriter ifade I-Hsuan'a
Metaforik bicimde konusurken soyle der:
Rastladigin herhangi bir seyi oldur. Eger rasclarean Buddha'yi da oldur. RastlaTsan eger, bir patriyarki ya
da
bir arhat'i (aziz) oldur.
Egei rasigeltisen ana babani ve akrabalarmt oldur. Ancak o zaman
dzgur
olabilir,
maddi
seylerin bagindan kurtulur,
mutlak ozgiirlu-
ge vehuzura ikavu$ursunj...
I-Hsuan sunu da ekliyordu: "Insanlara gosterebilecegim hicbir
numara
yok. Sadece hastahgi iyilestiriyor ve insanlan ozgurlesti-
riyorum,.," 29
Kendi selametimizi saglamaya cali^irken de ozguriizdur.
Zen
ozgiir irade
celiski
ile
belirlenimcilik (determinizm) arasinda hicbir
gonnez. Evrensel belirlenimctligin varligini ve butun so-
nuclann nedenleri oldugunu kabul eder. Bir insanm karakteri onun onceki dusunce ve eylemlerinin toplamidir. Hayatlanmiz ve butun varolusumuz karma tarafindan yonetilir, yani her eylemin bir karsihgt vardir. Ancak bugun gecmis tarafindan belirlenirken, gelecek ozgur olmaya devam eder. Yaptigimrz her eylem o sirada basimiza gelen seye ve herhangi bir anda basimiza gelen sey irademize baghdir. Boytece herkes kendi yaratisi olan karmamn sinirlan icinde ozgurdiir, Dogru dusunce ve eylem sayesinde kendimi de gist ire bilir ve kaderimi bi^imlendirebilirim.
Buddhizm kisisel aydinlanma ararken, bu diinyaya sirnni donmez, Bull'un unlti oykusunde, kendisini diinyasal benliginden kurtaran arayici sonunda hayat agacim bulmak icin tozlu giysileriyle
28 29
Pazar yerine doner. Gene, Zen'de kisisel ozerklik
Alinu, Suzuki, Zen Buddhism,
A 5our« Booh ton, NJ,
in
Chinese
l%3,s. 447.
s.
118.
Philosophy, Princeton University Press, Prince
Anar$iztnin Tarihi
110
vurgulamrken oteki ozerklikler ihmal edilmez. Mumon, Taoistler gibi su
tipki
yorumda bulunur;
Baskasmm oku
ve yayi
tie
savasma,
Ba^kasinm atina binme. Baskasmin kusurunu Baskasinin
tartisma.
kansma. 30
isitie
Ki§i ancak kendi selametini saglayabilir, ama baskalanni da du§unmesi gerekir. Zen Buddhizm kisinin kendi manevi cikartan igin
benimsedigi oteki dunyasal bir mistisizm degildir, simdi ve
buradaki butun varhklarla leriyle
konusurken dedigi
ilgilenir,
tildurmeye kar§i cikan ve butun
mak
isteyen
korumak
man
kiji,
Ogretmen Gasan'in ogrenci-
gibi:
bilincli
varhklann hayatim koru-
dogru yoldadir. Hayvanlan, hatta boeekleri
gerekir. Peki
zamani katledenlere,
serveti har
savurantara ve siyasal iktisadi tahrip edenlere ne demeli?
lara goz
bile
vurup har-
On-
yum mam ally 12. 31
Zen goreneksel
iyi
ve kotii tanimlannin otesine gegerken ve ce-
zorlanan higbir emir vermezken,
zalandirma tehdidiyle
ko-
an'larda ve oykulerde bazi ahlaki degerler olusur.
kendisi doganin degil insamn eseri olarak goruliir:
tuluk yoktur; kotiilukler insan yapisidir." 32
Kotulugun "Dogada ko-
Buddha'mn
ogrettigi
butun sezgili varhklara sevgiyle yakla§maktir. Hayat tek ve bolunmez oldugu icin, hayaun uyumunu her kim bozarsa, temel
ilke,
karsihginda aci ?ekecek ve kendi gelisimini engellemis. olacaktir, Bir baska varhgi incitirsem,
Zen Buddhizm
kendimi incitmis olurum.
ozel nuilkiyeti reddeder ve sahip
mini ruhsal geli§imi onleyen bir
bas. ka zincir
olma
ozle-
olarak goriir. Verir-
ken ve ahrken, alan minnettarhk duymamah; alan degil veren kendisine bu hrsat saglandigi icin miitesekkir olmalidir. Zen, ahsverisi ya da takasi degil, tisadi
ortamda yasamak
armagan
ister.
Ne
iliskilerini
temel alan bir
ik-
var ki en degerli olan, kimsenin
alamayacagi ya da calamayacagi do gal guzelliktir. Ozellikle
Zen formundaki Buddhizm,
30
Zen
31
Agf,
32
Suzuki, Zen Buddhism.
Flesh, s.
Zen Bones,
s.
128.
63. $..
258.
tipkt
Taoizm
gibi,
Taoizm giiclii bir liberter
Hem
ruh
tasir.
ve
Buddhizm
Hem
111
hiyerarsiyi
hem
de hakimiyeti
hem
de
herkesin kendi aydmlanmasini saglayabilecek yetenege sahip
ol-
reddeder.
ozdisiplinli
dugu nu savunur.
Hem
fahla ilgilidir. Batidaki
mun
degil, ayni
ozgurluk icinde gelisimi arar
kisisel ozerklikle
pek cok anar§ist
hem
de toplumsal re-
gibi, ki§iyi
zamanda organ ik doganin
sadece toplu-
bir pargasi olarak
gorur. Gomillu yoksulluk, merhametli zararsizhk,
Taoizm ve
Buddhizm'in biiyuk uygulayicilarmin hayatim ve guzelligini sevmek, ozgtir bir toplumun saglam ahlaki temelini saglar. En onemlisi, toplumsal ozgurluk anlayisi onlart, tarn olarak anlasil-
masi halinde mevcut Devlet'e ve Kiliseye yonelik derin bir tehdit olu^turan anar^ist duyarhhgm onemli bir kaynagi haline getirir.
5 Grekler
Anarsi sozcugii Greklerden gelmekle kalmadi, ba§indan itibaren,
durumunda hukumya§amanm hem ohimsuz hem de o him hi an la mini da or»lardan aldi, Ne var ki Grek siyasal felsefesinin ana akimi, adalet kcndiliginden ya da bas edilmez bir kaos
darsiz
ve uygar hayat arayisimn ancak Devlet'in sinirlan i^inde kazanilabilecegi fikrinden
kaynaklamyordu. Nitekim Platon'a gore de-
mukrasi daima "anarsik" olan adaletsiz bir hukumet formuydu,
Onun
ogrencisi olan Aristoteles de Devlet'in di^inda kalan her
scyden "kanunsuz
tehlikeli canavarlar" olarak soz ediyordu.
Ona
gore demokrasinin temel sorunu, "anar§i"ye kaymanin nasil on-
Ancak hem Piaton hem de Aristoteles, toplumsal korumak icin guclu yasalan olan hiyerarsik bir Devlet'e oldugunu du§unseler de, butun Grek dusiinurler bu ka-
Icnecegiydi. diizeni ihiiyaf
dar otoriter degildiler.
Pek cok Grek, insan yapisi yasalarla lar
ilahi
ya da dogal yasa-
arasinda ayrim yapti. Sofokles, buyiik isyan dramasi Antigo-
itc'clt:
(MO
441)
ikisi
arasindaki catismayi anlatti. Kreon, Tebai
lahuna
(rikvp
ycftcni
Antigone bu emre uymaz ve erkek kardesini simgesel bir
hain Polinikes'in defnedilmesini yasakladigi zaman,
lon-nle gomer.
$u sozterle Kreon'n asan doga yasasma basvurur:
Anai fizmin Tarihi
114
Bana bu fermam veren Zeus adalet
de insanlara boyle
Tannlann
degildi,
bir yasa yuklememisti.
altinda yer alan
Senin emirlerinde
de insan sozlerini tannlann yazilmami$, degismez yasalanndan us-
tun kilacak bir kudret bulundugunu sanmiyorum. Qvinku bu yasasadece dune ve bugune
lar
dirler ve
MO
tie
ait degiller;
onlar sonsuza kadar geeerli-
beri var olduklanni bilen yoktur. 1
zamandan
500 civannda ya§ayan
Efesli Herakleitos' un goru^leri, belir-
gin bicimde Cin'deki Taoistlerin goriislerini andinyordu. Dusiincesindeki mistik belirsi2lik nedeniyle "bilmececi" olarak tantnan
Doga
Herakleitos, Sokrates oncesi dusuruirlerin en onemlisiydi.
Ozerine adh eserinin giinumuze kalan bdliimierinden anlasildigt
kadanyla, aklin sagduyudan tistun olmasi gerektigini ve duyula-
nmizta algtladigimtz
istikrar
ve
gorunumunun
slireklilik
sahte
oldugunu one surer. Butun nesneler, "degi$meyen" tepeler bile surekh bir akrs halindedir. Herakleitos'un izleyicisi Cratilus
onun
ogretisini yayginlastirdt: "Ayni irmakta iki kez
yikanamaz-
sin."
Tipki Taoistler gibi Herakleitos da degisimi zitlann karsihkti
etkilesiminin yarattigi bir dinamik olarak gordli, "soguk olan
Butun zitlann kutupsal olduklan icin sonucuna vardi: "Cikis? ve inis, bir ve aymdir." 2 Degisim zitlann dinamik birligi sayesinde diyalekttk olarak gercektstmr, sicak olan sogur." birlestikleri
lesir.
Ancak her sey degisirken dogal
siirekli bir ate§" olarak resmetti. 3
de tutan, olaylann duzenli "akil" ya
bir
duzen de
vardir.
Dunya-
olcutere gore tutusan ve belirli olciilere gore sonen
yi, "belirli
Her
§eyi belirli bir diizen icin-
bicimde birbirini izlemesini saglayan
da "kader"dir. Herakleitos insanhk durumuna
iliskin,
unvanmin verilmesine yol acan kosahip olsa da, Ban geleneginde "siirekli
kendisine "aglayan filozof"
tumser
bir bakis acisina
degistm dogal Bir duzen icinde gerceklesir" sozleriyle ifade edi~ len anarsist inanci haber veren ilk filozoftur. degildi ve cagdaslanni 1
Sophocles, Antigone
Oates
&
kucumseyen
(MO
E. O'Neil, Jr.,
biriydi.
Ancak demokrat
Ona
gore, insanlan
441), Seven Famous Greek Plays icinde, der.
Modem
Library,
New York,
1950,
s.
202.
W.
J.
Anarsist
2
kahraman olarak Antigone ic_in Bkz. Henry Nevinson, "An AnarcFreedom, Duckworth, 1911, s. 209-14. Heradilus: The Cosmic Fragments, der. G. S. Kirk, Cambridge University
3
Age,
bir kadin
hist Play', Essays in
Press, 1970, s.
307.
s.
105.
115
Grekler
kendi
iyilikleri icin
hayvan
harekete gecirebilecek tek sey guctiir: "Her
otlaga sopayla suriilur." Qati^mantn dogruluk
olduguna
in amy or ve sava$i kutsuyordu. "Savas, her seyin habast ve her
seyin krahdir; bazilanni tann, baztlarini insan yapar; bazilanni 4 baglar, baztlanni cozer."
Bir liberter olarak Sokrates orneginin temelinde, kisinin otoriteyi sorgulamasi ve kendini
dusunmesi yer
ahr. Sokrates,
bireysel vicdanin yanilmaz bicimde hakh oldugunda, elestiri ve tartismamn toplumsal oneminde tsrar eder ve boylece dustince
ozgiirliigunun en erken savunusunu yapar. Bir birlikte
MO
elitist
yargilandigt sirada Atina Devletine cesaretle karsi
399'da
olmakla
403'te Atina'da zafer kazanan demokrasiye karsiydi-
ateisi
oldugu ve gencligi yoldan cikardigi
MO
cikti,
tcin baski altina
ahndi ve oltim cezasina carptmldi, "Sucu", otoritenin ya da cogunluk goriislerinin dayatmalarina aldirmadan, her §eye acik fiyak la? ma k ve halka mal olmus inane Ian aklin isiginda incelemek gerektigini soylemis olmasiydi. Sokrates, yasalarla ya§ayip yasalarla olmek gerektigini soylerken, yasalann yasa olkirlilikle
duklan
icin gerekli
oldugunu kastetmiyordu. Karakteristik
iro-
nisini surdtirerek, Atina Devletinin kendisine karsi yaptigi sucla-
mayi aciga cikarmak ve gercek niteligini ortaya koymak istedi. Platon'un Sav urt ma 'si nda a^ikliga kavus;turdugu gibi, Sokrates bireysel vicdanin UstUnliigu konusunda israrciydi. Hie kimse herhangi bir insani otorite tarafmdan yanlis oldugunu dusundugu bir §eyi yapmaya mecbur edilemezdi. Dogruya ulasmak icin zit fikirlerin
gatismast gerektiginden, ozgiirce tarti^manm
kamu-
sal degerini vurguladi. Sokrates sadece ozgiirce tartismayi ogre-
tim yontemi olarak secmekle kalmadi. $oyle dedi; "Benden giniz sorunlan her iyi
yoldur.
gun
karsi gortisler
Bu turden tanismalarla
one
test
isitti-
siirerek tarti^maniz
en
edilmeyen hayat yasan-
maya degmez." 5 Sokrates'in en parlak ogrencisi olan Platon, hocasimn tavsi-
yesine
uymayi basaramadi. Cumhuriyet
adli eserinde
mallann ve
kadinlann ortaklasilmasina yapilan ovgu daha sonraki bazi sosyalistleri esinlese de, Platon'un ideal Devlet'i, muhahzlardan ve askerlerden olusan kUcuk bir 4
toplumsal
Ahnti, Bertrand Russell, History of Western Philosophy, George Allen
win, 1962, 5
elitin yonettigi kati bir
s.
Alinti, j, B, Bury,
1920,
s.
34,
& Un-
60.
A
History "/ Freedom of Thought, Williams £x Notgate,
Anar$izmin Tarihi
116 hiyerarsiye sahiptir.
olmadigi la
tamamen
Aynca bu, dusiince ve eylem ozgurlugunun
totaliter bir Devlettir: Din, faydaci bir anlayis-
secilmiseir ve insanlara ceza ya da
olum korkusuyla
itaat etti-
rilmesi gerekir. Sokrates buyiik liberterlerden biri olarak goriiliirken, Platon, buyiik otoriter irmagin,
sine
gomulen kaynagmda Kiyaslamah
sonra pek cok
daha sonra Bati diisunce-
yer ahr,
tartisma
ozgiirlugu,
Sokrates' in
otumimden
okuiunun gelismesine yol acti. Bu oku Harm en onemlileri, hepsi bir kansikhk doneminde kisisel ruh huzurunu saglamayi amaclayan, Epikurciiler, Kinikler ve Stoacdar idi. Hepsi de Devlet'i pek hesaba katmayan asiri bireycilerdi; felsefe
Devlet otoritesinin uzerinde olan dogal bireysel otoriteyi kutsadilar. Sivil
toplumun otesinde,
nitelik
bakimindan evrensel
bir
diinya istiyorlardi. Plato n'un ve Aristoteles'in teorilerinin birkac iyilesme sagladigi yerde, onlar ogretilerini butun insanlara yaydilar ve
onlan kardes olarak kabul
Dorduncti ytizyilda
ettiler.
gosteren Aristippos
faaliyet
(d.
MO
430) hazzi en yuksek deger kabul eden Kyrenik ya da Epikurcu (Hedonist olarak da bihnir) felsefe okuiunun kurucusuydu. Sok-
karsihgmda ders veren ilk ogrencisiydi, ancak Sokyonetime ya da yonetici sinifa girmek istemedigini soyle-
rates'in para rates'e,
misti. Atina ve Aegina'da felsefe dersleri verdi,
Hayatinin biiyuk
bolumunu Sirakuza Tiram Dionisos'un sarayinda gecirdi ve burada sefih bir kisi olarak sohret kazandi. Bu deneyim sayesinbir
de, bilge k is in in Devlet ugruna kendi ozgurlugiinden as la vaz-
gecmemesini ogreimeye yoneldigi kusku goturmez. Kizt Arete onun ogretilerini benimsedi ve onlan kendi oglu Aristippos'a aktardi.
Ugiincu yuzyilin Kinikleri anarsizme daha yakindilar. Epikurciiler ya da Stoacilar gibi bir okul kurmadilar,
ancak iki temel Grek kavrarmm, Physis ve Nomos'u radikal bir tarzda yorumladilar, Bu sozcukler genellikle Doga ve Adet olarak cevritir. Physis, bir nesnenin dogal formunu, bir kisinin dogasint ya da seylerin dogal duzenini anlatir; Nomos
ise
gorenek, sozlesme ya da yasayi
anlatir.
Grek dUsunurlerin cogu bu
cahstt;
Srnegin Aristoteles seylerin dogal olusumunu yasalara
baglamak
istiyordu,
Ancak sadece
iki
kavrami bagdastirmaya
Kinikler,
Nomos'u Physis
lehi-
ne reddettiler; saf anlamda "Dogaya uygun" bicimde yasamak tiyorlardi.
Grek
polisi
gelenek ya da sozlesmeyi temel aldigi
is-
icin,
Kinikler yerlesik otoritenin kendi eylemlerinin sinirlannt dnce-
Grekkr
117
den belirleme hakkini reddettiler, 6 Yasalar insanlar tarafindan yapildtgi ve adetler ulkeden iilkeye degistigi icin, bunlann gegerli olmadigini savundular. Mahkemelerin yargtlama yetkisini reddettiler ve butun toplumsal yasalann, hiyerarsi ve standanlarm ahlaki temelden yoksun oldugunu one surdiiler. Kiniklerin esas kurucusu Antistenes idi
nah
bir
baba
(MO
Trakyah bir annenin ogluydu.
ile
444-370). Ati-
MO
426'da Ta-
nagra'da savasti ve Atina'da oldu. Sokrates'in arkadasiydi, ancak
emekci insanlar "Dogaya donme" arzusuyla
eski aristokrat cevresine strtini donerek,
onun
arasinda basit bir hayati tercih
etti.
duzenledigi a^ik hava loplantilannda, hukumetin, dzel nuilkiyetin, evliligin ve kurumsallasmis dinin kaldirilmasim vaaz etti,
"Keyiflenmektense delirmeyi tercih ederim" diyerek, duyulardan 7 gelen yapay hazlan kucumsedi.
Antistenes'in dgrencisi Sinoplu Diogenes, ogretileri ve
ginc hayat
tarzi
il-
sayesinde hocasmdan daha cok tanmdi. Dioge-
nes, upki Taoistler gibi, uygarligm yapay yiiklerini
mahkum etti,
yasamaya karar verdi ve kendisine "kopeksi" anlamina gelen "kinik" ismi taktldi, Butun adetleri terk ederek Bir "kopek" gibi
ve ihtiyaglarmi en aza indirgeyerek bir ficinin ya da "legen"in
(muhtemelen
gomulmesinde kullanilan buyuk
dlulerin
bir tek-
ne) iginde yasadigi soylenir. Biiyiik Iskender onu ziyarete gelip ne isterse verebilecegini soylediginde, "golge etme baska ihsan
istemem" diye karsdik beklemiyordu. Kolelik lar
verdi.
Bu
basit dilencl
kurumunu reddetmekle
kimseden saygi
kalmadi, hayvan-
dahil butiin canhlan karde? gibi gordiigunU ilan
etti.
Kendisi-
ni bir "diinya yurttasi" sayiyordu.
Diogenes modern anlamda bir "kinik" degildi, cunku arzudan ve korkudan kurtulusta ahlaki bir dzgurluk buluyordu ve erdemin niteligi konusunda derin endiseleri vardi. Kisi ancak tin ve servete kayitsiz kalarak gercek ozgurlugu bulabilirdi. Ancak
onu
basit ve zor bir hayata yonelten ogretisi sadece bireyi hedef-
lemedi; onemli toplumsal icerimleri de vardi.
lanndan fin
biri,
En
iinlu paradoks-
"paranin yuzeyini kaztmak" dedigi seydi. Bir sarra-
oglu olarak babastnm faaliyetini evrensel dl^ege aktarmak Grekce "para" sozcugti (nomisma) Nomos (adet) sozcu-
istedi.
gunden
turemisti.
Diogenes toplum standardmm yanhs oldugu-
6
Bki. D. Ferraro, "Anarch ism in Greek Philosophy", Anarchy, 45, Kasim
7
Ahnli, Russel, age,
1964,
s.
322-3. s.
241.
Anar$izmin Tarihi
118
nu
paranin yuzeyini kazima cagnsi, butun gecerJi
hissetligi icin,
adet, kura) ve yasalara karsi bir
lasim, tarn bir
saldmyi temsil ediyordu. Bu yak-
konusma ve eyleme
ozgurlugti talebiyle birlesiyor-
du. Kendi hayatinda, din, toreler, giysiler, haita yiyeceklerle
butun gorenekleri
reddetti.
buyuk onculerinden
biri
ilgili
Sonuc olarak Diogenes'in anarsizmin
oldugu dusunulebilir.
Stoacilar, Kiniklerin ogretisini benimsediler,
ancak uygarh-
gin yararlanni reddetmediler. Sokrates yasalann haksiz olabilecegini ve
smda
kamuoyunun
hi?bir
yanilabilecegini g6stermi§> ancak
alternatif yol
gosterici
sunmamisti,
ilke
akd
di-
Ancak
doga yasasinda butun insan adetlerinden ve yazili hukuktan once gelen ve ustun olan bir rehber buldular, Sivil tophi-
Stoacilar
mun
otesine, dogadaki
evrensellikler
dunyasma
bakiyorlardi.
Boylece, bireycilik, akdcihk, esitlik, enternasyonalizm ve
kozmo-
politizm ideallerini gelistirerek anarsist sonuclara vardilar. 8 Stoacdik,
Grek diinyasimn uzak bolumlerinde,
ozellikle Greklerin
ve
Oryamallerin kaynastigi Kticuk Asya'da taraftar buldu. Ikinci
yuzyikn egitim gormus Romalilanni cezbetti ve ozellikle evrensel
hukuk ve
yurttaslik fikirleri
bakimmdan Roma hukukunu
et-
kiledi.
Kropotkin, Stoacibgin kurucusu Kitiumlu Zenon'un
336-264) "kadim Yunan'da Anarsist felsefenin en su" oldugunu soyledi. 9 Zenon, Kibns'in Kitium
iyi
(MO
savunucu-
keminde
bir Fe-
dunyaya geldi ve Atina'da egitim gordti. Kiniklere baglanan Zenon esas olarak erdemle ilgilendi ve maddeci bir sagnikeli olarak
duyu felsefesini benimsedi. Doga yasalannin insan yapisi yasalardan ustun oldugunu ilan eiti. Daha sonra kendi hukumetsiz 6zgur toplum ideahni olusturarak, Platon'un Devlet komunizmine karsi cikti,
ym
Zenon'un baslangic ve van? noktasi dogadir. Tannyi, her
se-
en mukemmeli olan dogayla ozdesledi. Erdeme yol acan,
bi-
reyin iradesinin dogayla
uyum
icinde olmasidir. Bilge
kisi, tipki
Taoist gibi, olaylann nasil geli$ecegini goriir ve kendi iradesiyle olaylar
arasmda uyum
yat tavsiye eder.
saglar.
Ama bu
Zenon dogayla uyum
icinde bir ha-
hay at akla da uygun olmahdir. Soyle
der:
8
Bkz. D. Novak, "The Place of Anarchism in the History of Poiitkal Thought", The Review of Politics, 20, 3,
The Socialist 9
Tradition,
Kropotkin, Anarchism,
Temmuz
Longmans, 1963, s,
10.
s.
1958, 308; Alexander Gray,
28-9.
Grekler
Ama?, dogayla uyum
yam
119
tginde ya da baska deyisle, evrentn
kendi insani dogatruzla da
stra
uyum
dogasimn
icinde bir hayat olarak
tammlanabilir; her ?ey icin gecerli olan ortak yasalann, yani her
sarmalayan gercek aklm yasakladigi heT eylemden sakinan,
seyi
her seyin efendisi ve hakimi olan Zeus
ile
6zde§ bir hayat. 10
Dogal insan bireysel ve toplumsal bir varliktir. Stoaci doktrin kendine yeterli olma egilimi tasisa da, onlar insanm "dogal olarak toptum ve eylem icin yaratildigi"na inantyorlardi. 11 Zenon,
ozsavunma icgudtisunun yam sira, bizi bastoplumun yaran icin isbirligi yapmamizi saglayan bir de toplumsal icgudunun var olduguna inaniyordu. Haz ya da acidan ozgurluk bir avantaj olabilse de, bu bir iyilik bencillige yol acan
kalarryla birle§tiren ve
degildi; ctinku
gunu one
Zenon, erdemin arzulanabilir yegane
silren resmi Stoaci ogretiyi
iyilik
oldu-
benimsiyordu.
Insaniar kendi dogal icgtidulerini izlemeleri ve
aklm reh-
berligini benimsemeleri halinde, baskici
maksizin bans ve
kurumlara ihtiyag duyicinde yasayabileceklerdir. Zenon'un
uyum
CtttnJiunyennde, Diogenes Laerttus'tan bize kalan parcalara gore,
mahkeme, polis, ordu, tapinak, okul, para, hatta evlilik bile yoktur. En onemtisi, baskiya ihtiyac duyulmaz. tnsanlar butun yerkureye yayilan Devletsiz bir tarn ozgiirluk ve esitlik toplumunda kendi dogalarma uygun bicimde yasarlar. Devlet'e yoneltk lutumlari Stoacilarm siyasal felsefeye yap-
tiklan en
ozgun katkidir ve onlann
cikmalanni
anarsist onciiler olarak one
saglar. Bilge kisinin, "kendisini
engellememesi kosu-
luyla siyasal hayata katdacagi"m ogretiyorlardi, 12
mek
dogasmda
Devlet'in
vardir. Bir Devlet
Ancak
engelle-
adami kacmilmaz
bi-
cimde ya tannlan ya da halki kizdirmak durumundadir. Bu yiizden butun Devletler esit derecede kotudur. Bundan, insana akil bahsedildigi icin,
her
turlii
kar. Stoacilar
ve insan toplumsal icgudiilere sahip oldugu
Devlet'in gereksiz bir kotuluk oldugu
bu mantigi koleci Grek
sadece "barbarlar"i degil, insanligin
polisi ile
sonucu
ci-
smirh tutmadilar;
tamamim kapsayacak
sekil-
de genislettiler. Platon'un yabanciyi Devletten dislamak istedigi yerde, Stoacilar kendilerini 10
dunya
yurtta^i olarak goruyorlardi.
Diogenes Laertius, Lives oj Eminent Philosophers, cev. Classical Library, 1925,
11
Age.
12
Age
II, s.
225-9,
11,
195.
R,
D. Hicks, Loeb
Anar$izmin Tarihi
120
Godwin
ve Kropotkin gibi daha sonraki anarsistlere esin
kaynagi olan sadece Grek nirt
bugune kadar
den
birini olusturdu.
bildigi
felsefesi degildi.
Grek toplumu, dunya-
en dikkat cekici demokrasi ornekierin-
Makedonyah Philippos'un
fetihlerinden on-
ce Grekler, birbirleriyle baglantih pohslerdt yasayan kent sakin-
Genellikle "sehir-devlet'i" denilse de polls,
leriydi.
lamda
bir Devlet degildi. Polis belki
de en
iyi
modern
an-
sekilde "siyasal top-
ium" olarak tanimlanabilir. Siyasal olarak ozerk ve iktisaden kendine yeterli bir toplumsal varhk olusturuyordu.
Grek demokrasisi be$inci yiizydda Atina 'da zirveye ulasti. Bu demokrasinin biiyuk yasa yapicilanndan olan Solon, en iyi yonetilen kentin, "butiin yurttaslann, haksizhga ugramis olsalar
da olmasalar da, esit olarak izlendikleri ve adaletsizligin cezalandinldigi kent" les'in
oldugunu one surmtistu. Grek demokrasisi Perik-
rehberliginde dikkate deger bir dogrudan demokrasi for-
muna dogru rikles,
Peleponnessos
gelisti.
ihusamimn
erdigirtde, Atirta'nm
Savast'mn
ilk
yd)
sona
zirvesine ulastigi bir sirada, Pe-
Cenaze Toreni Hitabi'nda soyle diyordu:
tktidar bir
azmhgin
degil,
butun halkin elinde oldugu
i<;in
anaya-
samiza demokrasi deniyor, Ozel anlasmazhklan <;oziimletnek soz
konusu oldugunda, herkes yasalann oniinde li
gunda, o kijinin
oldugu
hip
bulundugu
e^iusr; bir kisiyi belir-
sorumluluk makamina getirmek soz konusu oldu-
bir kamtisal
belirii bir
yetenege siitece,
smifin uyesi olup olmadigina degil, sa-
bakilir.
Hie
kimse,
devlet
hizmetinde
yoksulluk nedeniyle siyasal belirsizlik icinde
tutulmaz. Siyasal hayatitmz ne kadar ozgur ve actksa, baskalanyla iiiski ...
icinde yajadigimiz gunluk hay at da o kadar ozgur ve agiktir.
Ilan
ediyorum
ki,
yurtta$lantmzin her
dogruluk yolwnu izlemekte, kendi
nu
biri,
hayatm her alaninda
kisiligine sahip
gikmakta ve bu-
olaganiistu bir incelikle ve olaganustu bir gayretle yapmakta-
dir."
Periktes'in halkm zamanda onu denetim al-
Thukydides zekasi ve durustlugii sayesinde, ozgiirlugune saygi gosterdigini ve ayru
ttnda tutabildigini gozlemledi: "Halk ona degil, o halka yol gosteriyordu." 13
Bununla
Thucydides, History
birlikte meclis (ecdesia) uyelerini of ihe
Ha rmonds worth, 1954,
s.
her za-
PeUponnesian War, cev. Rex Warner, Penguin,
117-19.
Grekler
man
121
hesaba katiyor ve kestnlikle onlartn onayiyla hareket edi-
yordu. Halki, kabul ettirmek istedigi her onleme oy vermesi icin ikna etmek zorundaydi. Besinci yuzyilm son ceyreginde, nufusu yaklasik otuz bin olan bir yurttaslar toplulugunda, tek bir gun
icinde
alti
bin kisinin mecliste hazir bulunabildigi saptanmistir.
Boylece Atina siyaseti "halkin herkesin tavsiyesine kulak verebildigi" kitlesel yurttas mitingleriyle belirleniyordu. 14 lanart meclisleri, le riyle
Duzenli top-
ddnusumlii Bes Yuzler Meclisi ve se cilm is
sistem, surekli bir burokrasinin
jit ri-
olusumunu engelleyecek
ve yurttaslann aktif katilimtnt tesvik edecek sekilde, bilincli olarak orgutlenmisti. Bu dogrudan demokrasi sureci pratikte yuri-
dogrudan eylem formu olarak gdruyordu. Atina demokrasisi Grekce autarkia (otarsi), tekil ozyeterlilik kavrammi temel ahyor, ancak bu kavram topluluk ya da yurttashk gorevj duygusunu gticlendirmeyi saghyordu. Cenaze Tore1:>
tasligt bir
ni Hitabi'nda Periktes soyle diyordu:
lAtinahnin] kimsenin bir digerinin hayatina hasetle bakmadigi
Igunluk hayaunda],
bizler, diledigini
yapan komsumuza ofkelen-
meyiz, saldirgan oimadikga eezalandinlmayanlarm asagdayici bakislarma da akhrmayvz. Ancak dzel ilisktlerimizdeki bu rahathk, biz led yasasiz yurttajlar haline getirmez. 16
Atina demokrasinin kuskusuz sinirlan da vardt. Nufusun gogun-
lugunu olusturan kadmlart, koleleri ve ulke icindeki yabanctlan kapsamtyordu. Ancak bu demokrasinin kolecilige "dayandigi"ni ve bu ytizden ge^ersiz oldugunu soylemek de yamlttcidir. Yurtlaslann
buyuk cogunlugu
elleriyle
cahsarak hayatlanni kazani-
yorlardi ve sadece ucte biri koleye sahipti. 17
Bununla
birlikte,
bu
olcwdeki kolecilik bile Atinahlann demokrasiyi tarn olarak anla-
madsklarmi
gosterir. Bir diger belirti, savasa
girmeye hazir olus-
lanydt. Atina demokrasisinin emperyal litrslan, nihayet
ucuncu
yuzyiltn sonuna dogru yikilmasmi saglayan Peleponnessos Savasj'na yol acti.
Grek
felsefesinin
ve Atina demokrasisinin liberter mirasi.
14
A. H. M.Jones, Athenian Democracy, Blackwell, Oxford, 1957,
15 16
Bkz Bookchin, Ecology of Freedom, s. 132. Thucydides, History of ihe Pehponnesian War;
17
Ekz. Martin Small, "Athenian Democracy", Artarcfiy, 45, 343.
s,
132.
alinn, Bookchin, op.
fit, s.
130.
Kasim 1964,
s.
Anar$iztnin Tarihi
122
butun eksikliklerine .ragmen etkisini siirdurmektedir ve Plalon'un ile Aristoteles'in agir basan varhgiyla golgelenmemelidir, Ki$isel kanaate sahip olma hakki ile dijsiince ve eylem ozgurlugu, ilk kez Grekler tarafindan savunuldu. Sadece doga
nek arasmda temet
bir
aynm yapmakla
ile
gele-
kalmadilar, insanligin er-
demli bir hayat surmesi icin gu?lu bir ortak kader duygusu da Butun bunlar anar^ist dusimceye gumus. bir tplik
gelisiirdiler.
gibi islenmistir. Adaletin evrensel bir ilke ler.
oldugunu kabul
Gulmeyi, dostlugu ve insani otan her seyi
sevdiler.
etti-
En
onemlisi, egitimin, insanhgt tek ba§ina ki§isel ve toplumsal 6z-
gurluge goturebilecek anlayi§i uyandiran bir arac oldugunu anladilar.
Hiristiyanlik
Hiristiyanhkla anar§izm arasmda baglanti
On dokuzuncu
haf gorunebilir.
kurmak
ilk bakista tu-
yuzyilm bilimsel mhuyla dolan
klasik diisunurlerin ?ogu ya ateisi ya da agnostikti. ler, tipki
cagin bos
Aydinlanma
man?
limindeydiler.
filozoflan gibi, orgutlu
ve cehaleiinin bir parcasi olarak Kiliseyi
Devletle
aym
Bu diisunur-
H iris try anhgi
?izgide
orta-
ku^umseme goriiyor,
egi-
rahibi
sava§ci ve kralla bir tutuyorlardi. Genellikle Hiristiyanhgin, teva-
dindarhk ve boyun egmeyi san kosart kolece bir ahlak ogrettigini dusundiiler. Otoriter bir baba figurii olarak geleneksel Tanri imgesinden nefret ediyor ve dunyasal otoriteyi beslemek zu,
i<;m
dogaustu bir otoriteye ihtiya? olmadigim dusunuyorlardi.
Kuskusuz bu
goriislerin Hiristiyanlik teori ve pratiginde bir
icmeli vardir. Tekvin insanin topraktan yaratildigim ve diger yaratiklar karsisinda kendisine bir otorite verildigini clu.
dogruluyor-
"tnsani kendi imgemizde, kendi suretimizden yaratahm; ve
onu, denizdeki bahklar, havadaki kuslar uzerinde ve sigirlar flzerinde ve yeryuziindeki butun canhlar uzerinde hakim kilalim... lk-reketli olsun, ?ogalsin
sim." (Tekvin
1:
ve yeryiizune dagilsm ve ona
hakim
ol-
26-8)
Cennet Bah^esi'nde benim senin yoktu; her sey herkes icin Ancak Tekvin'e gore itaatsizlik ilk gunah okm.
ortaklasaydi.
124
Anarsizmin Tarihi
Tanrinm
otoritesine isyan eden, iyi ve kotu bilgisinin
yiyen insan Bahce'den kovuldu,
mahkum edildi. Butun
aci,
agacmdan
mesakkat ve olumtiituge
doga bozuldu.
Insan dlismiis ve yoksun kalmis bir yaratik haline geldigi icin, ast davramslarim dizginleyecek guctii hukumdarlara ihtiyac
duydu. Boytece
Gunah, muspet hukukun simrlamasma
Ilk
ihti-
yac duyan hilekar ve zayif tnsan icin yasalan zorunlu hale getirdi. "O halde yaratici yasalara neden ihtiyac duydu?" diye sorar St. Paul, tumturakli bir tavirla. "Yasalar, insanoglu haddini astigt icin ilave edildi" (Galatyahlara
Mektup
3: 19).
Hiristtyanhk gelis-
gunahkar insanin hicligini ve Tanrmin her seye gucu yeterligini gittikce daha fazla vurgulamaya basjadilar, Bu trend, en kotu tiranm bile iktidann yoklugundan ya da anarsiden daha iyi oldugunu one siiren Calvin'de zirveye ulasti. Avrupah anarsistlerin cogu, Proudhon, Stirner ve Bakunin'i tikce bazi teologtar
izteyerek
Hiristiyanhgi reddetti.
Dayatilmis otoritenin siyasal
formlanna oldugu kadar dinsel formlarma da karsi
ciktilar ve KiDevlet arasindaki yaktn tarihsel baglantidan derin bir rabatsizlik duydular. Ancak bu, hepsinin ateist oldugu anlamina lise ile
gelmez, Anarsizmin sosyalizmden daha fazla ateist olmasi gerek-
mez. Ashnda, anarsizm ile din arasindaki iliski karmasikur ve anarsizmin cazibesi dinsel coskuyla felsefi ozeni pek cok bakim-
dan birlestirmeye cahsmasinda yatar. Aynca Hiristiyanhgin mirasi sadece baskici degildir. Bir yanda Roma'daki St. Paul Kilisesi'nden kaynaklanan tutucu, dinginci ve otoriter egilim; ote yanda, Kudiis'teki
Yakub
kilisesin-
den dogan, radikal, komunal ve liber ter egilim vardir. Pek cok anarsist bu ikinciye mensuptur. En tanmmisi Tolstoy'dur; ancak 1
Hiristiyanhgin radikal yorumunu temel alan sadece onun anarsizmi degildir. Ashnda, Jacques Ellul yakmlarda su gorusu one siirmustur: "Incildeki dusunce dogrudan anarsizme goturur ve
bu t
Hiristiyan dusjancesiyle
is iy asal
ko nu m 'du r
.
uyum
icinde olan yegane 'siyasal, an-
2
Eski Ahit'in siyasal iktidarla
ilgili
ogretisi, siyasal iktidar
kullamminin her zaman zararh oldugudur. Kutsal Metinler'in 1srail ve Judaea 'dak {Roma Imparatorlugu doneminde guney Filisi
tin -en.) krallarla ilgili degerlendirmeleri,
1
2
Bkz. Bookchin, Ecology of Freedom,
Jacques 24.
Ellul,
s.
yonetimlerinin
siste-
195.
"Anarchism and Christianity", Katallagetc,
7, 3,
19S0,
s.
14-
123
Htristiywihlt
matik bicimde kotti oldugunu gostcrir. Ornegin krala boyun egmeyi reddeden Daniel aslart cukuruua atihr. Eski Ahit'te siyasal iktidann fazla gecerli olmadigi gorutecektir,
Yeni Ahit'te
ise
Paul'un ozdeyisini buluruz:
"Tannmn
disin-
da otorite yoktur." (Romalilara Mektup 13: 1) Constantine'den itibaren Kilise Devlet teolojisini hakh cikarmaya cahsirken, Incil ve vahiy otoriteye tuiarh bicimde karsi cikar. lsa'nin
tutumu
ra-
dikal bicimde olumsuzdur. Muritlerine, ulusun krallanni taklit
etmemelerini tavsiye eder: "krallar ve valuer insanlar uzerinde hakimiyet kurmuslardtr; kendi aramzda boyle bir seye izin vermeyin." Ashnda tsa stirekti okrak siyasal otoriteyle inceden irtceye alay eder. Ornegin, "Sezar'a hizmet edin," dedigi zaman, genellikle anlasildigi gibi tebaanm kendi hukumdanna itaat etmesi gerekligini soylemez.
yaratan
kisi,
Bu
tavsiye vergilerle itgiliydi. Sezar parayi
dolayisiyla paranin efendisi oldugu icin, tsa
melen, bir Hiristiyamn ayni ilahi)
anda hem Mammon'a
hem de Tannya hizmet
muhte-
(servet ve hirs
edemeyecegini soylemek istiyordu.
Hiristiyanhktaki liberter trend
komunal olmustur.
lsa'nin
gonullu yoksullugu, zenginlere saldirmast (zenginin cennete gitmesi, "igne deligi"nden gecmesinden daha zordur) ve mallan paylagmasi (ozellikle ekmek ve bahklan) pek cok erken Hiristi-
yam
bir
komunizm formu uygulamaya
tiyan Kilisest'nin
komunal
esinlemistir. Erke'n Hiris-
hayati Paul'un papazhgi
boyunca var-
hgini surdiirdu. 3
Bu erken
Hiristiyan komunistler,
muhtemelen, mallan
or-
laklasan ve kendi aralannda kardesce bir sevgi yasayan bir Yahuili
mezhebiyle, Essenlerle baglantihydi. Ruhu bedenin hapisha-
nesinden kurtarmak diinyadan
ellerini
isteyert
bu
kisiler, cileci
olmakla
birlikte,
cekmediler. Evlilige ve kadinlarin "sehvet dus-
kunlugu"ne aldirmiyor, baskalarmin cocuklanna bakiyorlardi. Ancak dinsel torenleri kati bicimde uyguladiklan ve kendilerini bir ahlaki elit olarak gordukleri icin inazlar.
anarsizmin onculeri sayila-
4
Ilk Hiristiyan
muminlerin
bir
komunizm formu uyguladik-
larma ya da ortak kullamm hakkim benimsediklerine inanmak
Kin saglam gerekceler
vardir. Result erin Isleri'ndeki degerlendir-
Hlt
Kc iiiicth Rexroih, Communaihm: From
lurv.
s.
25.
(I ray. 'Mir.SixiuIisf
Tradition,
s.
35-8
in
Origin
to tht
Twentieth
Cm-
Anar$izmin Tarihi
126
me cok
aciktir: "ve
mallarmi mulklerini
sattilar ve
onlan butun
insanlara, her birinin ihtiyacina gore pay last irdilar. " (Resullerin
44-5) Gene Resullerin Isleri'nde su kayit yer ahr: "Ve oncogu tek ruh ve tek yurek olduklanna inandilar; iclerinden hichiri sahip olduklannin sadece kendine ait oldugunu soylemezIgleri 2:
larin
her seyde ortaktilar." (Resullerin Isleri 4: 32) Erken Hiristiyan pederler bu konuda cok aciktilar. Dorduncu yiizyilda Ambdi:
rose net bir ifadeyle soyle diyordu: "Doga, her geyi
butun
in-
sanlarm ortak kullanimi icin bahsetmistir... Bu nedente doga, herkes icin ortak bir hak iiretmistir, ancak lamahkarlik bunu pek az kisi icin bir te
hak haline
ve doganin birligiyle
yiz," sozteri
getirmistir."
uyum
Onun, "Tannnin
icinde, birbirimize
iradesiy-
yardim etmeli-
Kropotkin'i hatirlatir. 5
On ucuncu yuzyilda Thomas Aquinas, Hiristiyan ve Grek dusunce geleneklerini yeni bir tarzda birlestirmeye cahsarak Hiristiyan pederterin esas ogretisini ozetledi.
"kullamm" hakkini taniyor, ancak
Miilkiyetin kisisel
ihtiyac fazlasinin muhtaclara
payla§unlmasi gerektigine inaniyordu. Boylece, miilkiyet hakki-
nm
yonetimin ya da gorevlilerin hakki oldugu belirtilmis oluyor-
du. Servetin sahibi, insanhgin re
iyiligi icin
onu kendi
yargisina go-
paylastirmasi gereken bir yoneticidir. Sahip olunan seyler
sadece
kisisel zevk icin kullamlan ozel mulk degildir: "Quantum ad hoc non debet homo habere res exterior es ut propias, sed ut com-
munes." Bu nedenle served elinde tutan kisinin, kendi kisisel vic-
danina gore sadaka vermek gibi surekli bir gorevi vardir. Serve
kamu yaranna kullanihr. Mulkiyet feshedilemeyen bir hak degildir: Olum tehdidinin oldugu ya da ba$ka bir gecim kaynagmin bulunmadigi yerde, gerekli olanin ahnmasma izin verilir. Boyle eylem soygun ya da hirsizlik sayilmaz. Bu, daha sonra anar-
bir
sizmin babasi William Godwin'in benimsedigi bir gorustur.
Erken Hiristiyan Kilisesi'nin tutumu, genetde, komunizmi onaylamak degil, servetin kotuye kultanimini kinamaktir. Ancak erken Hiristiyanliktaki komunist gelenek bir efsane gibiydi ve anarsizmle sosyalizmin sonraki gelisimi uzerinde onemli bir etki yaratti,
Isa'nin ogretisindeki siyaset
ma dunyasinm surdurduler. 5
St.
karsm trend
gelisirken, gee Ro-
Kilise pederleri Hiristiyanligi Devtetten ayirmayt
Ancak Hiristiyanhk giderek toplumsal ve
Ambrose, The Duties of (he Clergy, Kitap
1, bol.
28.
siyasal te-
127
HmsUyanlik
rimlerle yorumlanir hale geldi. Besinci yuzyilda Augustus, City
of
God (Tannnin
Kenti) bashkh eserinde (413-26) tarihin Hiris-
tiyan esinli ilk siyasal utopyasim sundu. likte insan
Insanm diisusuyle
bir-
dogasinin yozlasmasini vurgulasa da, Augustus, kur-
tulusu gecmi§te var olan bir "altm cag"in a nisi olarak degil, gelecekte gerceklesecek tarihsel bir olay olarak tanimladi. Biitun siyasal iktidar bir baski
Connu oldugu
icin, siyaseti bir
kotuluk
olarak lanetledi ve baskmin ancak Tannnin kralliginin. kurulusuyla sona erecegini diisundu. 6
En baskin
ogretisi suydu: "Sevi-
niz ve dilediginizi yapiniz."
Augustus'un etkisi bazilanni siyasetten tamamen cekilerek manastir hayauna kapanmaya yoneltti; bazilanndaysa, bin yillik umuttan atesledi. Kiyamet ve Yeniden Dogus artik ruhsal metaforlar olarak degil, tarihin icinde, lar
yakmda meydana
gelecek olay-
olarak goruluyordu. Ozellikle haksizhga ugramis. ve yoksul-
Tannnin yeryiizundeki bin
la$mis insanlar,
yillik
kralliginin
gerceklesmek iizere olduguna giderek inanmaya basladilar.
Bu geli§im icinde one cikan etkin bir kisi Fioreli Joachim (y. idi. Cistersia'da kesi§lik yapan ve Calabria'da mun-
1145-1202)
zevi olarak yasayan Joachim, yillarca kutsal metinler uzerinde
cahstiktan sonra oldukca etkili bir kehanet sistemi gelistirdi. Ta-
bulduguna inaniyorumdusen uc Ucleme'nm uc koluna denk da, insanhk tarihini, Kutsal korku ve Eski Ahit'in Musevi Yasalan'na, caga ayirdi. Birincisi, Peder cagi; ikincisi duzenlenen yasalara gore koleligi temel alan ise lncil donemindeki Ogul cagi, inane ve evlada yarasir itaat cagiydi, Ucuncu cagin, Kutsal Ruh caginin gelisiyle birlikte, butun yasalar sona erecek, cunku butun insanlar Tannnin iradestne gore hareket edeceklerdi. Hem ruhsal hem de dunyasal butun usta-
rihin gidisatim
anlamasmi saglayan
bir anahtar
yordu. Apokaliptik lncil kitaplan iizerine yaptigi bir dizi
lar
ortadan kalkacak ve Sonsuz lncil -yeni bir anlayis-
vecekti.
Bu, Tannnin cocuklan
cagi, bir nese ve
dar surecekti.
esrime cagi olacakti. Bu
Bu
hukum
su-
icin bir sevgi ve ruhsal kurtulu§
durum Son
Yargi'ya ka-
yaklasan ozgurluk cagi vizyonu Ingiliz devrimi
sirasinda Bagirganlar tarafindan benimsendi. Monarsinin kaldi-
toplumu butunuyle donu§turecek kapsamh degisimin sadece ilk edimiydi. Fransiz devrimi sirasinda Britanya'da William rilmasi
Blake benzer bir mesaji vaaz ediyordu. 6
Eki. Frani
Neumann, The Democratic and
Press of Glencoe,
New York,
1957,
s.
6.
.
Authoritarian Stale,
The Free
Anar$iz*nin Tarihi
128
On
uguncti yuzydin baslarmda, Assisili Francis'in tarihsel
Isa'mn hayatina donus girisimi de devrimci i^erimlere sahipti. Bilindigi gibi, kendisi kusjlara vaaz verdi, giinese ilahi yazdi ve e§e-
giyle kardes
oldugunu
soyledi. Hiristiyan
ban$cihgmin sembolii
haline geldi. Vejetaryen olmasa da, hayvanlara
duydugu
sevgi,
varhgin birligine iliskin ana Musevi-Hiristiyan gelenegine genelde yabartci olan mistik bir farkindahgi yansitir. Cagda§lari onu $6yle tammlamislardir: "He men her yaratikta
sevinc bulur ve onlara baktigi ya da
i
ve drssal bir
dokundugu zaman, ruhu
yeryiizunde degil sanki cennette gibidir." 7 Su, kayalar, cicekler ve agaclardan da
aym
zevki ahrdi ve denildigine gore, esrik ne-
seyle dolu bir hayat yasadi. Francis'e gore
Tann dunyaya
ickindir
ve Testis, Isa aracihgryla insana yoldas olmustur, Francis ku^iik bir grupla birlikte (on birlerin kardesligi) tipki Isa gibi gonullu yoksulluk icinde
yasamaya
^alisti. Kisisel
kul-
lanim icin gerekli olan esyalafi da kapsayacak sekilde mulkiyete her turlu nosyortu reddetti. Sevgi baglanyla olusan ozgun
iliskin
mukemmel
grup
bir paylasim iliskisi i^indeydi,
ancak taraftarlan
Katolik Kilisesi'ne kabul edildiklerinde Fransiskenler de diger
gruplar gibi, yoksullugu, safhgi ve
itaati
temel alan hiyerarsik bir
manastir diizenine gectiler Bununla birlikte, Francis'in mistik
yoksulluk mesaji derin bir yikici etkiye sahipci: Kilise ve Dev-
ve servete boguldugunu a^iga cikardi ve yoksulun ancak topluluk sayesinde kurtulabilecegini gosterdi. Francis'in let'in gosteris
kisisel ornegini
izlemek isteyenlere Spiritualistler (Maneviyatci-
sonunda heretik (sapktn) olarak reddedildiler. vtcuncu yuzyihn sonunda Joachim' in ruhsal kurtulus cagimn lar)
denildi ve
On ge-
lecegine dair kehanederini yayiyorlardi. Spiritueller, ortacagda
Ozgur Ruh
Kardesligi, Taboritler ve
Hussiteler ve Reformasyon'un Anabaptistleri yillik
ile
gelisen bir bin
hareketin sadece bir koluydu. tngiliz Devrimi sirasinda
cumhuriyetci hareketin radikal kanadi icinde, ozellikle Kazicilar.
Bu gruplar Augustine'in "Seruhu neredeyse, kurtulus oradadir" (Korintoslulara Ikinci Mektup 2: 17) gibi melt nlerinden esinlendiler. Kiliseyi, Devlet'i ve butun dunyasal yasalari reddettiler, cunku Tannntn inayetine sahip olduklanni ve bu durumda gunah islemelerinin soz konusu olamayacagini hisve Bagirganlar arastnda ortaya
cikti,
viniz ve dilediginizi yaptmz" ve Paul'un "Rabbin
7
St.
Francis o/Assisst. His Life and Writing! as Recorded by His Contemporari-
es,
cev. L.
She rley- Price, A,
R.
Mowbray, 1959,
s.
145.
129
Hirisiiyaniik
Tannntn
sediyorlardt.
bahsettigi
aklm kendi eylemlerine
ce rehberlik ettigine inandtklart i^in her reddettiler. Isa'nm tkinci Gelisj'ni ve
luk ve tam bir
esitlik icinde
turlii
yeterin-
dunyasal yonetimi
insanlann kusursuz ozgur-
yasayacaklan yeryiizu cennetinin
ger^eklesmesini beklediler. Hiristiyanhk icindekt bu yeraltt kurtulus hareketi, on sekizinci yiizyilin
ye
cikti.
mevcut
sonunda William
Blake' in yazilannda tekrar yiize-
Blake de toplumsal ozlemlerini Incil diliyle ifade
tun insanlann Sonsuz
Incil'e
gore bagislama ve sevgiyle yasaya-
caklan ozgur bir Kudus toplumunu gecirmek
Tzu
etti;
Kilise'nin ve Devlet'in olusturdugu Babil'in yerine, bu-
gibi gercektigi zttlarm
istedi.
Tipkt Lao
karsihkh dinamik etkilegimi olarak
olmadan ilerleme olmaz." Ancak, daha Cennet ve Cehennemin Evlihgi'ni gerceklestirmeyi umut etti. Bu sentez, zihin ve beden, imgelem ve akil, vicdan ve arzu, zengin ve yoksul, insanhk ve doga arasinda bir goriiyordu.
yuksek bir
"
Karsitliklar
sentezi,
uzla^ma saglayacakti. Blake dini siyasetten ayirmadi: Ashnda soyle soruyordu
"Din ve Siyaset
Aym
§ey Degil midir?"; ve
israrla soyle diyordu:
"Kardeslik Dindir." Efsanevi toplumsal cennetten, Cennet Bahcesi'nden esinlendi. Orada erkek ve kadtn, ozel mulkiyet, sinifsal farkltlik
ya da insani otorite olmakstztn bir masumiyet ve butun-
luk icinde ya§iyordu. Kovulma'dan sonra insanhk act ve zorluklara
mahkum
edildi, Kilise ve
Devlet taraftndan ezildi, Lortun ve
zulmune ugradi, Doga ve Insan, Devlet ve T opium, Sermaye ve Emek, Kilise ve Hiristiyanhk arasmdaki celiskilerle parcalanmi? bir dunyaya ahsmak zorunda kaldi. Blake, iyimser bir tuKralin
runda, bu turden celigkilerin artik olmayacagi, yeni bir bin yilin baslayacagi bir dunyanin gelecegine inamyordu.
Sonraki anarsistler gibi Blake de otoriteyi adaletsizligin ba?lica
kaynagi olarak gordu: "Bir Tiran butun
en kotusudur." Insanm igindeki
ilahi
illetlerin
nedeni ve
potansiyeli engelleyen,
Devlet'in basktci yapilandir. Blake sadece "Herkes bir kraldan
demekle kalmiyor, aym zamanda soyle yaziyordu: Lortlar Kamarasi bana aptalca geliyor; bana insan hayatmtn disindaymis. gibi gorunuyorlar." Hicbir yasa her
nefret eder"
"Avam Kamarasi ve
durumu kapsayacak kadar
yeterli
olamayacagina gore, Devlet'in
yasa gikarma hakki olamazdi; "Asian ve oktiz icin tek bir yasa
<;i-
kanlmasi zulumdur." Ustelik, tipki Devlet'in toplum tcmde kan^iklik yaratmasi gibi, yasalar da sucu ve smirlarm agilmasim te$-
Anar$izmin Tarihi
130 \
I;
eder: "hapishaneler yasalann taslanyla, genelevler dinin bri-
Vet'eri
'le
insa edilir,"
Ashnda, bit sucu tek basma tammlayan,
in^anlan sue iskmeye kisktrtan ve onlara korkunc cezajar vaat eaen, yasalardir, der Blake. "Butun ceza yasalan smirlarm
asil-
masim ve boylece
acimasizligi ve cinayeti davet eder." Biiyuk bir
[better olarak, su
sonuca vanr: "Hukumetin saygin olmaktansa,
I
saygmhgini kaybetmesi daha Kiliseye gelince, Blake sergiler.
Modern
Kilise,
iyidir." 8
bu konuda da putkmct
ona gore,
"Isa'yi
bir
yaklagim
bas asagi carmiha ger-
lamamen reddeder,
mektedir." Siyasal ve dinsel otoriteyi
ctinkii
insanlar ttahi Imge'den yaratilmislardir ve kendilerini yonetebilirler.
Isyanci Isa'yi Eski Ahit'leki tiran
na koyar:
"Isa
Yehova Tannsinin
karsisi-
erdemliydi ve kurallara gore degil, kendi diirtule-
rine gore davrandi." Blake'e gore, insan
masum
ve dogal arzulari
yararh oldugu icin, karsisina cikanlan her engel zararli ve gereksizdir.
Ashnda onun anarsizm vizyonunun ozunde, "tncU
giinah-
lann bagislanmasidir ve hicbir ahlaki emir icermez" inanci yatmaktadir. Her bireyin, ozdenetimi tam olan bir toplumda, "kendi evinin krah ve rahibi" olacagi bir zamanin gelecegine inanir.
"Evrensel hosgoru olmadikca, ozgurlugiin ne anlami var?" 9 Hiristiyanhk, Blake'in cagda§i William Godwin'i de dolayli
bicimde etkiledi ve onun anarsizmin babasi olmasina yardimci oldu.
Godwin, gencliginde asm
teokratik bir Devlet'in "siyasal
ve gene de "bir tiran
Muhalif
bir Kalvinist idi ve bir
vaiz olarak egitildi. Gencliginde, Eski Ahit'teki
kanun koyucusu"
Tanrmin,
tipki
gibi davrandigi
olma hakki"na sahip olmadigi sonucuna
vardi. 10 Enquiry Concerning Political Justice'i (Siyasal Adalet
Uze-
rine Genel Bir Arastirma, 1793) yazdigi zaman, Fransiz filozof-
lannin etkisiyle
ateist
olmussa da, ahlaki ve
iktisadi
i
nan flan
genellikle erken Kalvinizm tarafindan bicimlendirilmi§ti, n
Aquhizmetkan olma nosyonunu komunist bir yonelimle gelistirdi: Kisi servet fazlasim en cok ihtiyac duyanlara dagitmahdir. Godwin'in anarsizmi ayrica, muhahfleinas'in yeryuziindeki iyiligin
8
William Blake, Complete Writings, Press, 1974,
s.
tier.
Geoffrey Keynes, Oxford University
689, 402, 400, 600, 158, 151, 393, 401; ayrica Bk2. Peter
Marshall, William Blade: Visionary Anarchist,
Freedom
Press, 1988,
s.
34-
42.
9
Blake, Complete Writings,
10
Godwin,
I I
Bkz. Peter Marshall, William Godwin, Yale University Press,
s.
615, 158, 395, 879, 413.
SfceltJifs of History, Six:
Londra, 1984,
s,
26-8.
Sermons
i<;inde, T.
Cadel, 1784,
s.
5, 20.
New Haven
&
131
Hiristiyanltk
rin
dinden
gel en kisisel kanaat
hakkini siyasal alana kati bicim-
de uygulamalanndan kaynaklandi.
On dokuzuncu
yuzyihn biiyuk anar$ist dusuniirleri, Proud-
hon, Stirner ve Bakunin, Aydmlanma'nin bilimsel ruhuyla doluydular ve Hiristiyanhgi mevcut otoriter kilise
ile
ozdeslediler,
Proudhon, Katolisizmin hiyerar?ik sekuler hiikumet sisteminin bir parcasi oldugunu gostermek istiyordu. Katolik Tanri butun diger otoritelerin temelini olusturan bir otorite olarak goniildugu icin,
hukumetler,
"Tannnm dunyayi duzene sokmak
icin kullan-
digi kirbaclar"dan ba§ka bir sey otmazdi. Ahlaki bakis bile
Proudhon, "Tann
tur" kanaatindeydi. revi
yata
Tann
fikrini
acismdan
tiranlik ve yoksulluktur; Tanri kotuluk-
Bu durumda, ozgur dusunen insamn
ilk
go-
zihninden kovmaktir. Bilgiye ve toplumsal ha-
Tannya ragmen ulastigimiza
gore, "Ileriye dogru attigimiz
her advm, Tannyi biraz daha yok eimemizi saglayan bir zaferdir." 12
Ancak Proudhon, militan bicimde
ragmen
antikatolik olmasina
giinaha iliskin Hiristiyan ogretisini insamn kotiiye
ilk
yonelik vazgecilmez egiliminm bir simgesi olarak yorumtadi ve
insamn
kotti egilimlerini kisulayacak bir toplumsal diizen kur-
maya cah§U. mis. gibi
soz
forrmmda
Ayrica, dogaya ickin adalet fikrinden ilahi bir ilkeyetti.
Bu
fikir,
onun
ahlaki goruslerine dogal
hukuk
noktasi sagladi ve bir tur kihk degis-
nitiai bir referans
tirmis Ilahi Takdir gorevi gordu.
Ote yanda
Stirner, Devlet ve ahlakin
yam
sira
Jannnin da
insanhgi korkutmak igin kullanilan bir hayalet oldugunu diisu-
nuyordu. Devlet'in
tipki Kilise gibi kutsal
lann sanki Tann buyruguymus
gibi
goruldugunii ve yasa-
sunuldugunu
israrla
one
surdu:
Kilisede oluniail gunahlar varsa, Devlette de buyuk suclar vardir;
birinde heretikter varsa, otekinde de kainkr vardir; birinde eklesiastik cezalar varsa, otekinde adli cezalar vard
sutlar;
orada engizisyon burada sorgulama vardir. tJevlet'in kut-
salhgi da Kiliseninki gibi
cokmeyecek midir?" B
Bakunin'e gelince, o da gencliginde ugra^u.
iy
orada gunahlar, burada
Ama
Tannmn
varligi
sorunuyla
sonunda "Ne Tanri ne Patron" sloganini benimse-
12
Proudhon, Selected Writings,
s.
156, 223, 221.
13
Stirner,
Own,
s.
239.
The Ego and
Its
Anarjizmm
132
yerek militan bir
ateist oldu.
Ona
Tarihi
gore, her eylemi yargilayan ve
sonsuz cezalandirmayla tehdit eden Hiristiyan Tann, otoritenin nihai semboluydii. Tipki Stirner gibi o da Tanrimn var olmadigini,
insanlann tapintnak icin lasarladiklan bir soyutlama oldugu-
nu onestirdu. Bakunin Hiristiyan Tann her
ogretisi
$eydir, ger^ek
hakkinda soyle dusimiiyordu:
dunya ve insan
luk, adalet, iyitik, guzellik, guc ve
higbir sey.
hay at, insan
lik,
kotiiluk, girkinlik, giicsilzluk ve olfimdur.
san
k6le,..
Tann, dogru-
ise yalan, adaletsiz-
Tann
efendidir, in-
H
Hiristiyanhk bunu butun diger dinlerden daha iyi anlamisti. Sonuc olarak o mutlak bir dindi ve yegane tutarh ve nianttksal kilise
Roma
Kilisesi idi,
Nietzsche gibi Bakunin de Tanrimn oldiigiinu ilan Hiristiyan degerleri asarak kendi degerlerimizi rektigini
one
cunku
tiydi,
surdii.
teorlde
hem
ve
Dinin yikilmasi ozgtir bir toptumun on§ar-
"Tanrifikri aktl ve adaletin terhi
san hurtulusunun en kararli ink&ndir ve
hem
etti
yaratmamiz ge-
anlamma gelir;
ister
o, in-
istemez insanhgin
de pratikte hdlele$tirilmesiyle sonuctamr.
"
Baku-
nin Hiristiyanhgi biiyuk bir coskuyla reddeder ve Tanrimn olu-
mumi
kiyas yoluyla aciklar:
"Tann
varsa, insan koledir; insan
Tann yoktur. Bu dongiiden kurtulabilecegini soyleyen herkese meydan okuyorum." Insan ozgurlugune tutkuyla bagli olan ve bunu insanhga duydugu saygimn mutlak kogulu olarak goren Bakunin, Voltaire'in Tannnin ozgur
olabilir ve olmahdir; o halde
varhgini onaylayan sozlerini tersine ^evirir: "Tann ger^ekten varsa,
onu yok etmek gerekir." ls Boylece
ilk isyanci
ve "alemlerin
kurtancisi" olarak gordiigu seytana ovguler duzer.
Bakunin'e gore, tipki Devlet'in burjuvazinin cikarlanni temsil
etmesi gibi, Kilise de ruhbanin cikarlanni temsil eder. Abartih
bir uslupla sorar:
"Canhyi cesete donusturmuyor mu, ozgurlugu
bir yana ftrlatip atarak tiranlar
ve somuruculer ad ma
sonsuz koleligini vaaz etmiyor
mu?
kitlelerin
Karanhgin, cehaleiin, yok-
sullugun ve sucun saltanatim surdiirmek isteyen, o amansiz
Kili-
se degil mi?" Boylece, Kilise ve Devlet'in ortadan kaldmlmasini, 14
Bakunin, God and the Slate hall S. Shatz,
15
New
Agt.s. 136, 138.
York,
in
The Essential Works of Ana nh ism, der. Mars1971, s. 135.
Eemam,
133
Hiristiyanhk
"toplumun ger^ek kurtulu§unun rak gordu. 16
Bu duygular,
ilk
ve vazgecilmez kosulu" ola-
ozellikle Katolik Kilisesi'nin tarn bir
hakimiyet kurdugu Latin ulkelerinde buyiik bir etki
panyol Devrimi'nin
ilk
donemlerinde pek cok
yaratti. 1s-
kiliseyi atese ve-
ren tspanyoi anarsistlerinin militan ateizminden kismen Bakunin'in
sorumlu oldugu kusku gouirmez.
On dokuzuncu
yiizyit anarsistlerinin hepsi ateist degildi;
dogrudan kendi Hiristiyan inan^lannAmerikah Adin Ballou, Practical Christian SociaItsm'inde (Pratik Hiristiyan Sosyalizmi, 1854) daha akilci bir yol izleyerek anarsist sonuclara vardi. Insan Tannya ve onun itahi hukumetine itaat etmekle yukumlu olduguna gore, ulkenin ve insanlardan olusan hukumetin yasalanna itaat etmekle yukumlii
bazilan
dan
felsefi
goruslerini
turetti.
degildir. Insanlardan olusan hukiimet, "insanin iizerinde seytani
ve fiziksel bir gii^le mutlak otorite" kuran insan iradesini yansi-
Oysa Tann kendi otoritesini hicbir yaratikla boliismez; o, mutlak egemendir. O halde insanin iradesi yaratilistan hicbir tir.
otoriteye sahip degildir ve "insana sadakat dogru degildir." Ballou, hukiimet "solda sifirdan baska nedir?" diye sorar.
Ballou kendisine anar§ist demediyse de, oy vermeye, bir
gorev yerini
siirekli isgal
belirli
etmeye, yasa cikanlmasma ya da
in-
sanlarin cezalandmlmasina karsi vaaz verdi. "Cogtmluklar ge nellikle budalaca ve tutarsiz kararlar alirlar," diyordu. "tktidar gucsiize yararh olacak yerde, kendisine sahip olani yoztastmr."
Gercek Hiristiyanin savasa direnmesini ve kendi ahlaki guciinti gelistirmesini istiyordu. yiik ligi
Ve "direnmeyenler"in toplulugun bu-
cogunlugunu olusturmalan halinde, savunanlann bogusmaksi2in hukum
meclisler aracihgiyla
kamu
"sevgi yasasim ve bilges\irecekleri"ni, gonullu
islerini yuriitebileceklerini
dusunii-
yordu. 17
En tamnmis onu
Hiristiyan anarsist, kuskusuz, Tolstoy'dur ve
yorumu olmusbutun insanlarla bans icinde ya-
anarsist sonuclara gotiiren, Incil'in radikal
tur. Tolstoy'a
gore
Incil, kisinin
§amasmi ogretiyordu. Buna gore insan ne
bir vaatte
bulunmah
ne de kotuluge direnmelidir. Tolstoy, biitun hukumetterin, yasalann, ordularm, hayati ya da mulkiyeti 16
Bakunin, Oeuvies (1910), IV,
17
Adin
Ballou,
der.
Leonard
New I,
HI, 143,148-9.
alinti,
korumak
Anarchist Reader,
s.
icin gosterilen 88.
Resistance and Government (1839), Pallrrns of Anarchy,
Krimerman
&
Lewis Perry, Anchor,
New
York, 1966,
s.
Anar$izmin Tarihi
134
biUiin cabalartn ahlakdisi oldugu
ve mulklerini siddet yoluyla
lari
kumet
sonucuna vanr: "Amaci insan-
savunmak olan herhangi
etkinligine katilamam; ne yargic olabilirim
Hu-
bir
ne de mahke-
melerde yer alabilirim; ne de insanlara mahkemelere basvurmalari ya da Devlet dairelerine girmeleri icin yardimda bulunabilirim,"
18
Tanrmm
Kralhgt Sizin l$inizdedir ve size ancak akhn
hi tsigi rehberlik edebilir.
hem
ila-
Bu nedenle hukumetler hem gereksiz
de zararhdir. Eger insanlar "Tannnin ogullan" olduklanni anlayabilseler-
diye yaziyordu Tolstoy, "ve boylece birbiri karsistnda ne kole
di,
ne de diisman olabilselerdi, Hukumetler denilen o hastalikh, gereksiz,
yipranmis ve zararh orgutlenmeler ve neden olduklan bu-
tun acdar,
ve isledikleri suclar sona
ihlaller, verdikleri zararlar
ererdi." 19 Tolstoy
uzun bir anarsist barisci gelenege esin kaynagi olurken, en buyuk muridi Gandhi, kendi sivil itaatsizlik ogretisini, siddet icermeyen dogrudan eylemin oldukca etkin bir formu olarak geli§tirdi.
hem
Tolstoy
Kiliseyi
hem de
Devlet'i reddetti ve gorusleri
yiizunden Rus Ortodoks Kilisesi'nden aforoz
Hennacy ve Dorothy Day ise, bu olma imkanini kesfettiler. 1933'te
edildi.
Ammon
yuzyil icinde Katolik anarsist
Katolik
l$$i'yi
kuran Dorothy
Day, Hiristiyan banscihgi ve anarsizminin en kararh savunucula-
nndan
btri oldu.
Tanrinm
otoritesi sayesinde
daha
iyi
bir isyanci
oldugu nu hissediyordu. Bu his onu, otorite kavramint, dogaustu alandan
olmadigi toplumsal alana yanks bicimde tastmaya ca-
ait
hsanlara karsi ctkmaya yoneltti.
Tannnin
otoritesine itaat etmeyi
ve Devlet'in otoritesini reddetmeyi secmenin celiskin ya da etik
oldugunu dusunmuyordu, cunku
disi riz
"bir Devlet'in ifinde dog
ve elimizden bir sey gelmez, oysa Tannyi kendi ozgtir irade-
mizle kabul ederiz." 20 Tolstoy ve Proudhon'dan etkilenen Doroty Day, toplumu merkezsizlestirmek, ozel ve
komunal mulkiyetin
gercekle§tiren ve ailelerden olusan bir topluluk anarsist Peter
Maurin ve Katolik
Pek cok insan Katolik is
Tolstoy,
A
Jjf i'ye
tti
Brief,
Press, 1974,
s.
icin
and What
1
Believe, cev.
Aylmer
531-2.
19
Tolstoy, Patriotism and Government, Works, XLV1,
20
Ammon Books,
kurmak
Grubu'yla birlikte cahsti.
tsci
gonullu yoksullukla ve mallanm or-
Confession. The Gospel
Maude, Oxford University
bir bilesimini
s,
261.
Hennacy, Autobiography of a Catholic Anarchist, Catholic Worker
New York,
1954,
s.
128.
135
Hirisliyanhk
taklasarak katihrken, kendisi sevginin her sey den daha cok ge-
oldugunu vurguladi: "Uzun yalnizhgi hepimiz tanidik ve
rekli
tek
cozumun
sevgi oldugunu, sevginin de toplulukla geldigini
ogrendik." 21
Onun Tann
Hennacy, "gercek isyanci Isa"dan esinlendi. layisi,
"bir
monark
an-
gibi itaat ettigim bir otorite degil, Isa'nm
Dagda Vaaz'inda olusturdugu leriyle celismesi halinde
bir iyilik ilkesi"
idi.
22
Devlet guc-
kendi ideallerini savunmayi surdurecek
ve Devlet'e itaat etmeyecekti. Hennacy, gonullu yoksulluk ve bariscthk temelinde, "kisinin kendi yureginde gercekle§tirecegi tek kisilik
devrim"i ovdu.
"Isa'nin,
Biraktigi
mirasi su
sozlerle
acikladi:
Aziz Francis'in, Tolstoy'un ve Gandhi'nin yolu, bizlere
dujmanimizi sevmeyi, adateti saglamayt, somiiruyu sona erdirmeyi ve siyasetcilerle hukumetlerden cok Tanriya guvenmeyi ogretir." 23
Hennacy, ozyasamoykusime yazdigi onsozde kendi ni ye Hiristiyan hk'ta
ilkeleri-
buldugu kaynagi en acik ve en dokunakh
sozlerle ortaya koydu:
Hiristiyan-anarsizm, tsa'nin Firavtmlara verdigi yaniti, ilk tasi gu-
nahsiz o!an atsin, sozlerini; Dagda Vaaz sirasinda yaptigi kdttiltige
verme ve
iyilikle karsilik
me
bir yanagina
tavsiyesini temel ahr.
gorevlileri igtn
vurana oteki yanagim
Bu nedenle, yasama,
gevir-
yargi ve yuriitme
oy vererek yOnetime kauldigimiz zaman, bu insan-
lan tas atan kendi
kolumuz
tialine getirir
ve Dagda Vaaz'i inkar
et-
mi§ oluruz. Hiristiyan'in sozltik anlami sudur: lsa'yi izleyen, kibar, iyi huylu, Isa benzeri dil
kis,i.
Anarjizm
olma hakkina
sahiptir.
iyilik
yolunda gonullu
ijbirtigidir
ve ar-
O halde bir Hiristiyan-anar^ist, oteki ya-
nagini geviren, tefecilerin masasini deviren ve nasil davranmasi ge-
duymayan
ki^idir.
Bir Hiristiyan -anarsist, kendi idealini gerceklestirmek icin
mermi-
rektigini soyleyecek bir polisin varligina ihtiyag
ye ya da oy pusulasina bagimh degildir; idealini, ^okmus, sa^km ve olflm halindeki dunya tim'le,
gunluk olarak
ile
yuz yuze
gergeklestirir.
geldigi
Dorothy Day, The Long Loneliness, Harper
22 23
Hennacy, Autobiography of a Catholic Anarchist, Age,
24
Age. Onsoi.
365, 368.
Kisilik
& Row, New York,
21
s.
Tek
Dev-
24
s.
130.
1952,
s.
286.
Anar$izmin Tarihi
136
Day ve Hennacy'nin
esas olarak eylemci olduklan yerde,
Rus
fi-
lozof Nicholas Berdyaev, tipki Tolstoy gibi, kurumsal ve kurtanci
olmayan
bir devrimci Hiristiyanhk
formu
gelistirdi.
Her
ikisi
de Tannnin Kralhgi'm toplumsal bir rejimden cok varolussal bir
durum
olarak goriiyor, ancak
yenbir sevgiden cok,
bu yak las ltn Berdyaev'de direnmeformu kazamyordu,
yaratici bir ozerklik
Berdyaev, ozgurlugu, "insanin bir kisilik olma, kisiligin karakter giicunu sergileme gorevi" olarak tanimladi. Ozgiir insan,
hem tir,
Devlet'i
hem
de toplumu asarak kendini yoneten bir varhk-
ciinku "toplumun ve bir halkin ozyonetimi, gene de kolele-
rin yonetimidir."
Ancak
ozgiir kisilik
kavrami Berdyaev
icin yal-
ntzca dinsel baglamda anlasilabilir: tsa sadece sevgiyle bagli olan
en ozgur insandi. "Tann, Sezar'in Kralhgi'nm ve nesnel diinyanin kolelestirici guciinden, kisiligin, doganin ve toplumun 6z-
gurlesmesinin teminatidir." i5 Berdyaev'in anarsizmi Incil'in ve Devlet'in bagdasmazltgint alir. Buradaki bagdasmazhk. The Realm of the Spirit and the Realm of Caesar (1946), yani ruhun alani ile Sezar'm alani arasindadtr. Incil etiginin, Devlet'in dayattigi etige daima karsi oldugu-
temel
nu
israrta belirtir. Devlet'in refahi
ma masumlann
Devlet'in kurtanlmasi icin tek bir insanin
munden daha
toplulugu temsil etmez ve dai-
olmesini gerektirir. Berdyaev, "Devlet'in yasalan,
olumu
masumun
feda edilmesini gerektirir,
bir Devlet'in ya da bir Imparatorlugun olu-
ortemli ve
daha
trajik bir olaydir" diye yazar. Ayri-
ca Kilise Devlet'in oylesine yakin bir ortagi olmustur bir
baska Kiliseye donusturmustur,
Kilise, Devlet'i
ki, Devlet'i
tamyarak bu
gucu benimsemisiir. Bu yuzden, "Egemenlik ve iktidarm Bu durumun caresi Devve siyasal otorite iddiasinda bulunan herhangi birinin ege-
isgalci
ilahi karakteri esitlik icinde var olur!" 2 * let'in
menligini reddetmektir. Direnisci
olmayan anarsisder Tolstoy ve Ballou
gibi,
Berdya-
ev de, Yeniden Dogus ve Isa'mn Tannsalhgi gibi Htristiyan kav-
ramlanni devrimci yonde
gelistirir,
Herhangi bir
araci olarak gormez: Efendi ve kole,
ruhsat hastahgin kurbanlandirlar. dir.
Kendi
fetsefi
cercevesine,
Onun
manevi insan
Nicholas Berdyaev, Slavery and freedom, cev. 1943), Patterns oj Anarchy icinde,
26
Berdyaev, alitm,
EIlul,
s.
degisimin
aym
ilgilendigi essiz birey"kisiligi"
temel ozelligimiz olarak ekler: Insan, izledigi 25
stntfi
yoneten ve yonetilen
E.
kavrammi
cizgi, dissal davra-
M. French, (Geoffrey
155, 159, 153.
"Anarchism and Christianity",
op.
cit, s.
22.
Bles,
137
H\ristiyanlik
nisi
ya da sahip oldugu gucler tarafmdan degil, niyet ve inancla-
nna gore
aciklanabilecek bir kisidir.
O
halde, Berdyaev'e gore
varolussal merkezi, gercek icsel kralhgi olusturan, direnmeyen
sevgiden cok yaratici ozerkliktir: "tnsandaki
grubun
toplumsal
kisilik,
belirlenimciligi vjzerinde kazantlan zafer...
dogaya ba-
gtmhhktan, topluma ve Devlet'e bagimhliktan ozgiirlesmedir." 27 tnsandaki kolelik, onun gunahi, onun kovulusudur. Insan
ozgOrlugun yam
sira koleligi
de
arar.
Ancak
ozgiir insan, "ken-
dinde var olmak", sadece sevgiyle bagh olan en ozgiir insan gibi
olmak
nelir.
icin,
lsa
efendi ve kolenin karsihkh iliskisini asmaya yo-
Gercekten ozgiir olan insan, kendini yonetmek icin psiko-
lojik ve fiziksel siddetten, Devletten ve
mamen
ozgur olan insandir. O, tarn
dismdaki "anin esrimesi" icinde gerceklesurir." 28
man"m
olmak
yaraticidir.
yaratici kisiligi, [ancak] ozgurtiigu,
getirerek
toplumsal baskilardan
bir kisi
"Kisiligi,
02gur ve
dogruyu ve sevgiyi
Nihayet Berdyaev,
ta-
zamamn
icin,
bir araya
"varolussal
za-
zamana karsi kazandigi zaferle belirlenen tarihirt sonunu, insanhgm tarn kurtulusu olarak tasarlar, Ktasik anarsist dusiinurlerin pek cogunun on dokuzuncu ytizyilda Hrristiyanliga karsi olmalanna ve Kilise ile Devlet aratarihsel
sindaki yakin tarihsel baglara ragmen, anarsizmin dine ve Hiristiyanliga yapisal olarak karsi olmadigi acikur.
min
onciiteri, ozellikle
Aslmda
anarsiz-
ortacagda ve Reformasyon doneminde
Hiristiyanhkta goriilen kiiciik liberter ve
komunal trendden
esinlendiler, Tolstoy gecmiste seckin bir Hiristiyan anarsist du-
sunurdu, ancak bu
ytizyil,
farkh geleneklerden gelen Hiristiyan
anarsizmin dikkat cekici bir gel is me kaydettigine tanik olmustur.
Aslmda
Hiristiyan anarsizmin, iki diisunce sistemini sentez-
lestirme girisimi degil, Incil'in
mesajim gerceklestirme
girisimi
oldugu one surulebilir, Ciaron O'Reilly yakin zamanlarda, tipki ortacagin mistik anarsistleri gibi, ozgur toplumun embriyo halinde daima var
rim yeniden
oldugunu one surmiistur: "Hiristiyan igin devbiciminde gerceklesmistir. Bu, gunahkar dun-
dirilis
degil sadece bu vaade uygun bicimde yasama meselesidir. Tannnin Kralhgi toplumsal organizma iginde var olur, bi2im rolumiiz bunu evrenset olarak ifade etmek-
yanin standartlarina
27
Berdyaev, Slavery and Freedom, Patterns of Anarchy itintk,
28
Age.
s.
160
5.
152.
Anar$izmin Tarihi
138 tir."
M Devlet'in ve Kilisenin otoritesini
Tannnm
otoritesini
tipki
lari,
karsi
doga yasalan
cikmak
reddetmek zorunlu olarak
reddetmek anlamtna gelmez. Tartnnm yasa-
yasamak ve insan
gibi,
yapisi yasalara
icin gerekli standardi saglayabilir. Ikincisini
etmek zonmda kalinz, ancak
kabul
birincisini gonullu bir segimle ka-
bul ya da reddedebiliriz. Isa'nin,
Romah
hukiimdarlarla
i$birligi
yapmayi ve Saddukilerden parasal cikar saglamayi reddederek ve insanlan ozgurlesmeye, gonullu birlik ve ortak mulkiyet temelinde topluluklar
olusturmaya tesvik ederek,
ornek verdigi kusku goturmez. ciku, sonra onlari bagisladi.
Isa, yanlis
Kendimize
kalici bir liberter
yapanlara once karsi
nastl
davramlmasini
isti-
yorsak baskalanna da oyle davranmamizi isteyerek, yasalarm
yaptinmini gerektirmeyen evrensel bir ahlaki ilke olusturdu, K6tiiluge
direnmeyerek, dieki yanagini gevirerek, ?iddete katilma-
ogretti. Hukumet en gelismis orgutlii siddet oldugu icin, Dagda Vaaz'in dogru okunusu, her turlii diinyasal huk time tin manuksal reddine yol acar. Oteki buyuk diinya dinleri gibi Hi-
mayi
ristiyanlik
da karma bir miras birakmistir, ancak sosyalizm icin
oldugu kadar anarsizm
icin
de biiyuk bir esin kaynagi olmustur
ve bu ozelligi hie kuskusuz gelecekte de stirecektir.
29
Ciaron O'Reilly, "The Anarchist Implication of Christian Social Alternatives,
II,
3,
1982,
s.
11.
Discipleship",
Ortagag
Mistik ve Binyilci Anarsistler Liberter du§unurler ve egilimler ureten yegane dinsel hareketter,
Taoizm, Buddhizm ve Hiristiyanhk med'in dogumundan hemen once,
degildi. Ortacagda,
MS
Muham-
487 dolaymda Iran'da
peygamber ortaya cikti. Zerdiist'un 151k ve karanhk kavramlarmi alan Mazdak, sosyalist ilkeleri olan dualist bir din vaaz etti, Butun insanlann esit
Mazdak denilen
bir
dogduklanna, ancak servetin ve kadinlann esiisiz dagihmi yiiztinden act cektiklerine inaniyordu. Savaslarm coguna bu e§itsizlikler
neden oldugu
sanlar mallanni ve
icin ozel mulkiyeti
ve
evliligi yasakladi. In-
kadinlan, tipki su, ates ve otlaklar gibi
paylasmahydilar. A>tii zamanda hayvanlara saygi gostermeli ve
onlan bogazlamaktan vazgecmeliydiler. Mazdak'in ideal! stoaci ve basit bir hayatti. Diinya zevklerinden uzak ve insanin kendisinden hosnut olacagi bir hayaii savundu. Mazdak'i izleyenler genetlikle zengin
kisilerdi. Ihtiyac
duy-
madiklanni yoksullara verdiler. Krahn devrilmesi i^in de cagn yaptilar, Kendi aralannda ozel mulkiyet soz konusu degildi ve 1
Bki. gas
Ahmad Amin,
Hatem
The
Dawn
tarafindan yapildi.
of Islam, Beyrut, 1969, Cev.
benim
ifin Bar-
Anarfizmin Tarihi
140
cocuklan babalanm tanimiyordu. 1 Binlerce kisi harekete katildi, ancak MS 523'te Krai Kubat bir katliam gerceklestirdi. Mazdak tutuklandi ve
MS
528 ya da 529'da idam
edildi. Taraftarlan fiilen
ortadan kaldinldi, ancak doku2uncu yuzydda Babik, hareketi
canlandirmak
icin
basanh
bir girisimde
bulundu. Mazdak'in bazi
ogreuleri daha sonra Ismailiye Hareketi'nde ve ozellikle Ihvan elSafa (Safhgtn Kardesleri) olarak bi linen etkin kulturel orgutlen-
mede
ifadesini buldu.
Bu
ogretiler
guney Irak ve Bahreyn'de
ilk
tslami sosyalist toplunru kuran El-Kuramit'i de etkilemis olabilir.
"Mazdak" sozcugu bugunun Ortadogusunda isyanci ve yob kisiferi anlatmak icin hala kullanilmaktadir.
gel-
meyen
Ortacag Avrupasinda, yerlesik tarla
hukiimdar-
Kitise, diinyasat
iktidan paylasmaya ve kendi dogmalanni dayatmaya baslar-
ken, Hiristiyanhk icinde genellikle huzursuztuk ve kithk zaman-
lannda devrimci hareket
hem
bir
form kazanan bir
Devlet'e
hem
yeralti hareketi gelisti.
Bu
de Kiliseye meydan okudu ve havari-
toplulugunu temel alan bir toplum kurmaya
cahsti. En radisapkmhk, Ozgur Ruh Heresisi olarak biliniyordu. Ozgur Ruh Heresisi, Catharist ve Albigensia sapkinhklanndan daha az bilinmesine ragmen, Ban Avrupa toplumsal tarihinde muhtemelen daha onemli bir yere sahipti. 2 Ozgur Ruh Heresisi, ortacagda varhgini surduren pek cok ler
kal
Hiristiyan binydci gruptan biriydi. Yeni Ahit'in Vahiy bolumiin-
den (20:4-6) esinlenen bu gruplar, Isa'nin yeryuziinde mesiyanik bir kralltk kurmak ve Son Yargi'dan once bin yd hukum surmek uzere dirilmesini, yani "ikinci gelisini" bekliyorlardi.
Ozgun og-
Son Yargi sirasmda Hiristiyan sehitlerin diger olulerden once dirileceklerini one siiruyordu. Ancak bu dgreti zamanla, aci ceken muminlerin kendi hayat sureleri icinde yeniden dirilecekleri seklinde yorumlanmaya baslandi. Kutsal dilencilerin yaydigi bu binyilci doktrin, bu dunyada, kolektif ve tarn bir selameiin mumkun olduguna inanmak isteyen koksuz Ban Avrupah yoksullari onemli olcude cezbetmistir. Harekete katilanlar, ozellikle toplumsal rolleri belli olmayan evlenmemis kadinlar ve dullardi. reti,
Saptanabilir bir sapkinhk olarak Ozgiir ikinci
Ruh
Heresisi on
yuzyilm sonuna dogru Islam lspanyasinda, ozellikle
la'daki mistik Sufi kardesligi arasinda onaya.cikti. iiyeleri, bir 2
Bki.
Sevil-
Mezhebin
efendiye koru korune itaatten vazgectikleri bir bas-
Norman Cohn, The
Pursuit of the Millennium: Revolutionary Milknari-
ans and Mystical Anarchists of Middle Ages, Paladin, 1984,
$.
148.
141
Orttfcdf;
langic
doneminin ardindan, her diinunun
ilahi bir
emir olarak
goruldugii tam bir ozgurlukten yararlamrlardi. Bu sapkmhk, on
uctincu yuzyihn sonuna dogru hizla biltun Hiristiyan Avrupaya
on dordvtncu yuzydda olgun
yayildi ve
bir gorus olarak ortaya
cikti.
Surec icinde Yeni-Platoncu metafizik cercevede uc ilkesel
doktrin
gelistirildi.
Bu
goriise
bagh
olanlar, ilk olarak,
"Tann
bir
ve butundur" ve "Yaratilmis her varhk kutsaldir" gibi inanclan
Zamanin sonunda her sey, tipki denize dusmus Tannnin varhginda ozumlenecekti. Ikinci olarak, odiillendirme ya da cezalandirma gibi bir olum sonrasi hayatin olmadigini dusunduler; cennet ve cehennem sadece ruhun bu dunyadaki hallerinden ibaretti. Ucuncu olarak, ki bu ahlaki ve siyasal sonuclan bakunindan en onemlisiydi, Tannyt bir kez taniyan kisinin zaten cennette oldugunu ve artik gunah isle-
benimsediler.
bir sarap damlasi gibi
yemeyecegini savundular: "Her yarattk kendi dogast icinde kutsanmistir."
Tannyla butunlesen
kisi,
biitun yasalarm, kiliselerin
ve ayinlerin tizerinde yer ahr ve her neyi istiyorsa Bazi gruplar,
bu
gOriisle
Adem
onu
yapabilir.
kultu arasinda baglanti kurdular
ve kendi uyelerini (Ademciler olarak bilinir) Ilk
Gunah
oncesi
masumiyet durumunda gorduler. On dorduncu yuzydda Alman mistik Meister Eckhart'in muridi ve eski cileci Heinrich Suso, yaklasik 1330 yilmda Koln'de bir Ozgur
Ruh
hayaletiyle
karsdasmasmi su sozlerle
kaydetti:
Nereden geliyorsun?, dive sordu Suso. "Hiclikten geliyorum." Soyle
bana,
bir
nesm sen?
Ne
istiyorsun? "Istemiyorum."
Bu
nereye gottiruyor? "Stnirsiz ozgtirluge." S6yle bana, simr-
rin seni siz
"Higbir sey."
mucize! Adin ne senin? "Bana lsimsiz Vahsi derler." Icgud0le-
ozgurluk nedir sence? "Bir adamin, kendi kaprislerine gore,
Tann
ile
kendisi arasinda
aynm yapmadan,
oncesiz ve sonrasiz ya-
Samasidir." 3
Onacag
mistisizminin bu
sapkm formu, huzursuz
bir entelijan-
siya olusturan kutsal dilenciler tarafindan yayildi. Taraftarlanna
mistik anarsistler denilmistir. Ashnda, Ozgur Ruh'un ustalan, lopyekun ahlakdisthklanyla butuu diger ortacag mezheplerinAge,
s. 1
77.
Anar$izmin Tarihi
142
den aynhyorlardi: "Ozgur insan ona zevk veren her seyi yapma hakkina gti'ne
sahiptir." Bir
baska
bagltyim ve kendi
goriisleri
dogamm
suydu:
butiin
"Doganm
Ozgurlii-
arzulanm tatmin ede-
Hi^bir vicdani sorun ya da vie dan azabi yagamamak setametin bir kanitiydi. Yerlesik ablak kurallanna kargi cikan bu rim.'"*
insanlar, kendilerini artik dinsel emirlerle, ahlaki kurallarla ya
da ler
sivil yasalarla
bagh hissetmiyorlardi. Ozel miilkiyeti reddetti-
ve servetlerini paylastilar. Rasgele cinsel iligkide bulundular
ve evlilik bagini reddettiler.
Ancak, kiginin kendisini tannlaslirmasina ve bireysel 6zyapuklan vurguya ragmen, onlan modern anlamda
giirluge
saymak zordur, ciinku
anar$ist
bir elit olusturuyorlar ve
mezhe-
bin dismdaki insanlan somiiruyor ve eziyorlardi. Kendilerini
baska Ian pahasma one cikaran ve goreneksel
kmnm disinda yasayan On
ve kotu tanim-
iyi
Nietzsche taraftarlanna daha yakmdirlar.
dorduncii yiizyilda yasamig bir kadin ustamn,
seyi "Tannyla bir" olan kisiye
gunu savundugu one
hizmet etmek
surulmiigtur.
Bu kadma
icin
Tannnm
her
yaratmis oldu-
gore, "Kutsal olan
her sey bir kisiye hizmet eder, biitiin insanlar ve biitun yaratiklar
dm
ashnda ona hizmet ve
yukiimludurler,
itaatle
"5
Bir bagka ka-
murit sunu ogretiyordu: "Tannyi hosnut etmek
yaratilmis. varhklara
icin, biitun
kendi iradene gore sana hizmet etnielerini
emredeceksin. " Simrsiz bir ustunluk tagidiklartni dusunuyor,
her seym ve butiin varliklarm kendi amaclanna hizmet etmek icin yaratildigma inamyorlardi. Pratikte,
hgm ve
siddet kullanarak soy gun
do land trie di gin,
yapmanm
dugunduler; "Goz neyi gorur ve gozune
hirsiz-
haksizhk oimadigini
kestirirse, el
onu almak-
taserbesttir." 6
13U'de
Paris' te
yargilanan ve yaktlan Marguerite Porete, ar-
dinda bir ortacag ustastnin hayatina
iliskin tek butunliiklii eser
olan Mirouer des sipmlcs dmes'i birakti. Porete, aydinlartmantn yedinci evresinde ruhun Tannyla biriestigini ve
gunahlardan arindigint
ogretti.
onun
inayetiyle
Kiliseye, rahiplere ve kutsal is-
lemlere hie gerek yoktu. Tannyla bir olan bu ruhlann, "hoglan-
diklan geylerden baska bir gey yapmamalan" gerek tigini
soylti-
yordu. "Eger yaparlarsa, kendilerini bans, ozgiirluk ve soyluluktan
yoksun
birakirtar.
4
Age.s. 178.
5
Ages.
179.
6
Age,
183.
5.
Ruh, hoglandigt
seyleri
yapana kadar mii-
143
Ortacag
kemmel
ona sitem editmez." Bu kenbaskalannm zaranna davranmayi
degitdir ve zevk aldigi icin
dini ahlakdisi kilma doktrini
da ogretir: "Bu ruhlar, yapilan ve yaratilan ve doganm gerektirdigi her seyi kullamrlar; uzerinde yurudukleri topragi kullandikca
huzura kavugur." 7 Bu, ahlaksizhgt haklt cikarmak ve ortacag koylii isyanlan sirasmda aciga cikan huzursuzluk turunu zihinleri
giiclendirmek icin kolayca kullanilabilen bir ogretidir.
Ozgur Ruh Heresisi, sadece ortacagm buyuk koylii isyanlannda ve tngiliz Devrimi sirasmda asm solda ortaya cikmakla kalmayan, aynt zamanda William Biake'tn yazilannda da goriilen gizli bir gelenek olusturdu. Ozgur ruh kulUinun, bireyin topyekun ozgiirlegmesini vurgulayan, evrensel bang ve sevgiye cagiran modern bir versiyonu 1960'larm karsi-kulturiinde de go rule bilir.
Bu turden Hberter inanclarm ortacag toplumu icerimler tasidigi aciktir.
nan derin
iktisadi ve
On
icin
devrimci
dorduncii yuzyihn ortalannda yaga-
toplumsal degisiklikler ciddi gerilimler ya-
ratiyordu. Koyluler arasindaki huzursuziuk, refah icinde ve go-
rece 5zgur olduklan yerlerde degil, daha cok, kuctik sivil ve eklesiastik lortlann kendi yargilama
haklarmi koylulerin zaran-
na genigletmeye ve resmilestirmeye cahstiklan yerlerde patlak veriyordu. 8 Higbir ^eyi olmayan koksiiz yoksullar arasinda Cen-
net Bahtesi'nin dogal adaletine doniis oziemi de vardi. giliz
Hussite Devrimi, 1525'te
man lesel
Ancak
tn-
koylulerin in 1381 tsyam, 1419-21'de Tabor-Bohemya'daki
Thomas
Koylii Isyam ve 1534'iin
Mitnzer'in otiderlik ettigi Al-
Munster Komunti
gibi
buyuk
kit-
ayaklanmalar genellikle celiskindi. Bu ayaklanmalardaki
anarsist kokleri aciga
cikarmak her zaman kolay
degildir. Binyi!-
umutlan guclendirdikleri kesin olsa da, genellikle gercekci ve smirk toplumsal bede fieri vardi. Yapuklan ozgiirliik cagnsi hie kuskusuz liberterdi, ama genellikle otoriter yonetimle ci
ve liberter
sonuclandi.
1381'de Ingiltere'de ger^eklesen Koylu
lsyani,
Essex ve
Kent'teki yeomanlartn gittikce agirlasan vergilere, ozellikle o
si-
rada yururliige konulan Kelle Vergisi'ne kargi kitleset protestosu olarak basladi. Soylulann, ya ve
onu Age,
$.
bir serfe
yeomanm
feodal statusiinii kaldirma-
donttsturmeye cahstiklarmdan korkuyorlardi.
184, 185.
Bkz. George H, Williams, The Radical Reformation, Wtidenfeld son, 1962,
s.
61.
&
Nicol-
Anar$izmin Tarihi
144
Papaz John Ball eski
esitlik ve
ozgurluk cagina olan inancim su
linlu misralarla dile getirdi:
Adem
ekti
Hawa bigti
O sirada soylu
beyler neredeydi?
Ayaklanmadan oncejohn
Ball,
Fransiz kronikci jean Froissart'm
kaydettigi devrimci bir vaaz verdi;
Her seyde ortakhk kurulana kadar
mez ve da, rte
gitmeyecektir.
O gun
lngiltere'de isler
yolunda gide-
geldiginde ne hainler kalacaktir orta-
de soylu beyler. Hepimiz bir araya gelip birle§eeegiz ve
pemizde
artik lortlar olmayacak. Boylesine kdlece yasamayi
edecek ne yaptik? Hepimiz
aym ana
te-
hak
ve babadan geliyoruz. Bizi
zorluklar icinde sahstmyor ve kazanci kendileri harciyorlar. Biz-
den den
lis tun
olduklanm gosterebtlmeleri
olabilir
Ozel miilkiyete ve olarak
icin
bundan ba$ka
bir ne-
mi? 9
hukumete
esitsizlige
saldirmasina ragmen John Ball ozel
saldirmadi. Insanlann Krala bajvurmalan ve
kendi koleliklerinden sikayetci olmalan gerektigini de soyler.
Ama aym zamanda soyle der: lecegitnizi ya
"ona, baska
tiirlu
de hareket edebi-
da kendi basimtzin caresine bakacagimizi soyle-
yin.
Kentteki isyancilar Maidstone'lu sectiler siyle
n
Wat
Tyler'i
yuzbasihga
ve Jack Straw'u da ustegmen olarak ataddar. Yuz bin
ki-
Londra'ya yuruduler, Essex ve kentteki kasabalan ve satola-
ele gecirdikten
sonra baskente yoneldiler. Oraya vardiklannda
Londra halki kent kapilannin kapattlmasini onledi ve onlarla birlestirdi, Essexliler, Krai inlert serbest
II.
giiclerini
Richard'tn Mile End'de, ha-
birakacagina ve nakit kira karsdiginda kisisel hiz-
met sistemine donulecegine soz vermesi tizerine geri donmeyi kabul ettiler. Ancak kentliler savasa devam ederek Savoy Sarayi'ni (kraliyet
basdanismani Gauntlu John'un evi)
Tapinagi'm atese verdiler, hapishaneleri acttlar
yiktilar,
Qohn
Bar
Ball'unki
dahit) ve Canterbury Piskoposu'nu oldurerek sarayini atese verdiler. Atinu,
A Radical Reader:
The struggle for change
Christopher Hampton, Penguin, 1984,
s.
51.
in
England, 1181-1914, der.
Ortaqag
Asm serbest
Sadece
talepleri yoktu.
ahm
145
emek, vergi indirimi,
Cicreili
satim, feodal hak ve yukumlulukiere son verilmesi-
ni istiyorlardi.
Gene
Krai Richard, Tyler ve Straw
araya geldi ve taleplerin cogurtu kabul
etti.
ile iki
kez bir
Smith fie ld'de yaptik-
lan ikinci toplantida Tyler, Kral'a soyle dedi: "Ingiltere'de artik
ne hainler, ne
serflik
ne de beylik olmahdir; butim insanlar 6z-
gtir olmahdirlar." 10 Richard'in
rin
ardmda, ozgurluk ve
online konulan bu sinirh taleple-
esiiligin altin
cagtmn tek
bir hamleyle
geri getirilmesine iliskin binydci bir anlayis yatiyordu.
rayi'mn
mal
yagmalanmaksmn
edilen,
Savoy Sa-
atese verilmesinde ve Jack Siraw'a
sonunda zengin ve ruhbamn (aman dileyenler dism-
da) kilictan gecirilecegine dair deklarasyonda ortaya cikan hep
bu
anlayistir,
Isyancdarm umutlan asla gerceklesmeyecekti, Smithfietd'de yapdan gorusmeler sirasmda, Londra Belediye Baskani William Walworth, Tyler'i yaraladi. Tyler'in St. Bartholomew Hastanesi'ne goturuldugunu ogrenen Belediye Baskani, onu surukleyerek disan cikardi ve basini kesti. Boylece Kral'in vaatleri gecersiz kaldt.
John
Ball ve
Jack Straw pek cok kisiyle birlikte idam edildi
ve isyan bastinldi.
Ancak bu, isyamn sonu
degildi.
John
Ball'un mesaji unutul-
madi: Ba$langicta butun insanlar ozgur ve e?it yaratildilar, Kotii insanlar yersiz bir
zulumle Tanrinin iradesine
getirdiler, ijimdi
dir tastdiklan
ma
Tannnin
ilk
kez kar$i gelerek
verdigi sure doldu. Insanlar
boyundurugu eger
isterlerse
kaldinp atabilir ve dai-
ozlemini cektikleri ozgurlugfl kazanabilirler.
metinlerdeki, bugdayi zararli otlan
ambannda
toplayan,
koktlnden sdkup yakan bilge
ailelerini cekip cevirmeli ve
vakti geldi. Zararh otlar,
Hepsi ve onlarla
iyi yfirekli
buyuk
serfligi
bunca sure-
O
halde, kutsal
mahsulu mahveden
aile reisleri gibi,
kendi
olmahdirlar; cunku hasat
lortlar, yargiglar
ve avukatlardir.
birlikte gelecegin toplulugu ifin zararh olabilecek
herkes yok edilmelidir.
zaman, buyukler
bir kez kesilip anldi-
ginda, butun insanlar ejit ozgurlukten, e§it mertebe ve iktidardan
yararlanacaklar ve her sey ortak olacaktir. 11
10
Age,
1
Alinti,
s.
62,
Rexroth, Commiitialism,
s.
69.
Anar$izmin Tarihi
146
WilUam Morris
sonra John Ball'un dujiinil
bes. yiiz yil
A Dream
of John Ball (John Ball'un Dusii, 1881) yeniden canlandirdi. lngiliz
Koytulerinin Isyani bir Altin Qag efcanesini temel ahyordu,
ancak 2a mania Isyanm kendisi bir efsane
niteligine
burundu.
Sozgeli^i 1990'da Londra'da Kelle Vergisi'ne kar^i patlak veren isyanlara katilan anarsistlerin bazilan, haksiz vergtlendirmeye karsi gercekle^tirilen II.
bu erken isyanin
bilincindeydiler.
Richard'in artci eylemine ragmen, Avrupa'daki krallar fe-
odalizmin gokusunii onleyemiyorlar, Kilise de yukselen Refor-
masyon
dalgasini durduramiyordu,
Ingiltere'deki Koylii
Isya-
ni'nin ardindan en biiyiik anarsist ayaklanma, bir sonraki yiizyil icinde, I419'da kilise nin
Bohemya'da
gercekle$ti.
Ayaklanmaya yol acan,
yolsuzluklanna karsi saldinya gecen lhmh bir reform-
cunun, Jan Hus'un idam edilmesiydi. Hus, papa ve piskoposlar olmadan Kilisenin daha iyi hizmet edecegini soyleyen Ingiltz Protestan John Wycliffe'i de savunmu§tu. Wycliffe dillere destan olan su sozleri soylemisti: Once, Tanrinin butun ntmetleri ortak olmahdir. Butuin kaniti $6yledir.
Her insanin Tannnin
iiitfuna
mazhar olmasi
san Tannnin Iiitfuna mazhar oiuyor
ise,
gerekir; eger in-
dtinyanin ve dunyadaki
her seyin efendisidir; o halde her insan, butun dunyanin efendisi olmahdir. Ancak insanlar kalabahk olduklan tcin ve her seye sahip
olmadiklan
silrece
bu
gerceklejtneyecektir; o halde her jey ortak
olmahdir.
Bohemya isyamni
izleyen kansikhklar sirasinda isyancilar, Prag
yakinlarmdaki bir tepenin lizerindeki §ehre Incil'de gecen Tabor adini verdiler ve kendilerine Taboritler (Taborlular) ladilar. Bir
anarko-komunist duzen kurmaya
demeye basBu duzen-
cali^tilar.
ne de insandan kaynaklanan bir inanflannm ve eylemterinin yegane kaynagi
de, ne ozel mulkiyet, ne vergiler otorite vardi. Incil'i
olarak gorduler. "Herkes bir arada, kardesce yasayacak, se bir digerine tabi olmayacak," dediler.
hie:
Halk demokrasisi
ken, Tanrimn yuksek otoritesini de kabul
ettiler;
kimister-
"Tann hiikum
surecek ve Kralhk yeryuzundeki insanlara teslim edilecek." 12 Onlar, Isa'nin tkinci Gelisi'nin (e§kiya kihginda) yak in olduguna
inanan 12
a§m
binyilcilardt.
Alum, Cohn, The
Butun yasalar kaldinlacak, secihni$
Pursuit ojthe Millenium,
s.
215.
Orta^ag
147
olan asla ofmeyecek ve kadinlar agnsiz cocuk doguracaklardi. Hatta bazilan binyil gelmis. gibi davranmaya basladi. Ormanlarda ciplak dolasiyor, §arki soyliiyor ve dans ediyorlar, Kovulus'tan
onceki
Adem
ve
Hawa
gibi
tam
bir
masumiyet durumunda
ol-
duklan ni dusunuyorlardi.
komunal sandiklar olu§turdular ve
Taboritler
kendi aralannda
esit
servetlerini
olarak paylastilar. Uyguladiklan ekonomiye
tuketim komiinizmi denilmesine kar§in, iiretimi toplumsallastirdiklarina dair bazt bulgular da vardir. 13
Ancak
iiretimi
buyuk
ol-
cekte orgutlemeyi basaramaditar ya da kent ve koy komunleri
arasinda etkin mal miibadelesini gercekle§tiremediler. Servetleri
komsu halklardan almaya baskdilar. Birkac yil tamamen cokmesine ragmen bu deneyim, ozgiirliigun,
tukendiginde, icinde
kizi degil anasi oldugu ilkesini temel alan bir icin yapilan ilk girisim olarak anilmi§tir. 14
duzenin
kurmak
toplum
Taboritler savasmaya hazirdi. Babil'deki Isa kar§itlanna sa-
vas acan savasci bir Isa'ntn ozlemini cek tiler ve soyle dediler:
"Butun
lortlar, soylular
ve govalyeler kesilecek, tipki haydutfar
ormanlarda yok edileceklerdir." 15 Ne var ki bu liirden $iddete itiraz eden bazilan, bir ban^ilar komiinii kurmak igin Peter Cheliicky'nin rehberliginde kirsal Bohemya'ya fekildtler, gibi
Chebiicky, Tanrimn hizmetkarlan denilen ki§ilerin kihg ta§imalanni ve "her
tiirlu adaleisizlik,
?iddet,
soygun ve cahsanlara
baskt" yapmalanni esefle karsihyordu. §oyle diyordu: "Boylece
butun kardegce sevgi kanla kirlendi ve bu gerilim kolayca melere yol ti
acti
cekis-
ve caniyane sonucjar yaratti." ^eytan onlari ayart-
ve kendilerini, rezaletler dunyasint arttmak ve dunyayi yargila-
mak icm lar:
Isa'nin gorevlendirdigi melekler gibi
gormeye
basladi-
sonuc, "pek c.ok cinayet ve pek gok insanin yoksullasmasi"
oldu. 16 Peter Chekicky, bashca eseri The Net of Faith' it (Inane Agi,
yaklafik 1450) Kilise ve Devi et ten olu§an "iki heyula"ya karsi ciku. Devlet'in ve siyasal iktidann ilk
gunahm sonucu
ve yeni-
surdurmek i^in zorunlu kotulukler olduguna inamyordu. Ancak gercek Hiristiyanlann den kurulmamis.
bir diinyada diizeni
CommMnalUm,
86.
13
Bkz. Rexrolh,
14
Age,
15
Almti, Cohn, The Punuil ojthe Millennium,
16
Peter ChelSicky, The Net 0/
s,
1925),
$.
91.
alinti.
Faifli,
s.
215.
Almanca'ya qtv, Carl Vogl (Munih,
Rudolf Rocker, Nationalism and Cutlure,
s.
109.
Anar$izmin Tarihi
148
kurdugu her toplumda bunlar gereksizdi;
sevgi ve
bans
yeterli
olacaku. ChelSicky'nin kurdugu topluluk dissal bir orgutlenme-
ye sahip degildi ve sadece sevgiyle, lsa ve havarilerinin omegini izleyerek varligim siirdurdti.
adim
de§ler
aldi.
Cok
Sonunda mezhep Moravyah Kar-
sonra Rudolf Rocker, Chelskky'nin Tols-
toy'un bir onciisu, Kropotkin'in ise anarsizmin habercisi olarak
ona tesekkur borclu oidugunu
soyledi. 17
Luther, Zwingli ve Calvin gibi buyiik reformculann ba$lattigi
Reformasyon, Kilise ve Devlet'in denetlemekte zorluk cektigi
gucleri serbest birakti. Reformasyon, hiyerar§ik feodal duzenin
haklar ve yukumlulukler §ebekesiyle birlikte parcalanmasryla cave ekonomiyi rekabete ve tefecilige
ki§ti
die basvurmalan, inane
acti.
Reformculann
In-
cikma konusundaki israrlan mua2zam sonuclar yaratti. Luther'in 1520'de uc biiyvik reformasyon metnini cikarmasmi izleyen uc yd icinde, Hiristiyanligm merkezinde radikat reformasyon denilen muaz-
zam
ve itahi takdirle selamete
Bu hareket, "Hiristiyan Hiristiyanhgini kurmak ve anndirmak igin mevcut kurum ve teolojik ogretilerden, farkh ama birbiriyle ili^lcili yonlerde radikal bir kopus" olarak nitelendirildi. 18 Bu yonler, gevsek bir hareket basladi.
restore etmek, yeniden
bir hareket olan Anabaptistler (yetiskin vaftizine inananlar), Spiritualistler (tanrisal
yakinhgi vurgulayanlar) ve Evangelik Akilci-
lar'dan olusuyordu. Kilisenin Devletten aynlmasini bir ilke ola-
rak benimsediler; Hiristiyan hayatina iliskin kendi versiyonlanni, misyonlar, sahadet ve hayirseverlikle
yasak disinda her
ttirlu
yaymaya
cahstilar ve
baski bicimini reddettiler. Yerlesik ahlak
kuraltanna ters dusen bir ozellik tasiyorlardi. Bu ozellik, en lhm-
h formunda merhametin yasalardan ustiin oidugunu vurguluyor, en belirgin formunda
ise kilise
hayatindaki butun orgiit ve du-
zenlemeleri reddediyordu.
On
altinci yuzyilda Anabaptistler,
pek cok bakimdan
kar-
Ruh
Kar-
des^e sevgiyi ve mallann paylasilmasim isteyen Ozgur desligi'nin ardillan olmuslardir. Devlet'i
onun
kuskuyla
karsiladilar,
kendileri gibi gercek Hiristiyanlan ilgilendirmedigini dii-
sundtiler, Devlette resmi gorev atmayi ya da Devlet
sarilmayi reddettiler. Binyilci olsalar da
lemeye
Tannnin
hazirdilar, Genellikle bansciydilar,
17
Rocker, age; Kropotkin, Anarchism,
s.
11.
18
Williams, The Radical Reformation,
s.
846.
ugruna silaha
Kralhgi'ni bek-
149
Ortaqag
Almanya'daki Koylu Isyam sirasinda Luther'e karsi cikan
Thomas Munzer'in tutumu
farkhydi. Koyliiler bagimsiz kuciik
toplum ve toprakHuzursuzlugun ki$-
ciftcilerden ve ozgur emekcilerden olusan bir
oriakhk haklannm
taki
iadesini istiyorlardi,
kirtilmasina dolayh olarak yardimci olan Luther, yeni serfligi ge-
hukumdarlan savunmaya basladi. "Sokaktaki adama yapmasi gerekeni yapnrmanin tek yolu," diyordu, "tipki haylirmekte olan
vanlarm
zincirler ve kafeslerle zaptedilmesi gibi, onlari yasalarla
ve kihcla dindarhga zorlamaktir." 19 1523'te ci
bir
Thomas Munzer,
orduyu
gizlice
Secilmisler Ligasi denilen devrim-
orgutlemeye basladi. Goruslerini apokalip-
Daniel Kitabi'na dayandirarak, §eytanin gucleri
lik
ler Ligasi
Bu sava?
ile
Secilmis-
arasmdaki savasin baslamak uzere oidugunu ilan binyili baslatacakti. Thuringia'daki
etti.
Mtihlhausen ?ehrini
alarak us haline getirdi ve koylulerden destek gordu. Engels'in,
Almanya'da Kdy\ik Savaslan'nda (1850) ovdugii Munzer Marksist devrimci bir aziz haline gelmrstir,
ama
usen'deki son giinlerinde mallann iein
cagn
gercekte sadece Muhlha-
esit paylasridigi bir
yapti ve 1525'te Frakenhausen'de koylu
nilgiye ugradigi
son savastan
topluluk
ordusunun
ye-
kacti.
Yenilginin ardindan gezgin vaizler siddet yanhsi binyilcila-
Asagi Ulkeler'de ve Giiney Almanya'da yaydilar.
rin metinlerini
Mtihlhausen'deki savastan kurtulan kitapci ve matbaaci Hans Hut,
hem John
Ball'un
hem
de Taboritlerin goruslerini yansitan
toplumsal devrim cagnsi yapti:
bir
"lsa,
butun giinahlan ceza-
landirmalan, butun hukumetleri tepelemeleri, butun mulkiyeti
komunlestirmeleri ve yeniden vaftiz edilmelerine izin vermeyenleri
oldurmeleri idn onlara, Anabaptistlere, kihc ve intikam duy-
j^usu verecek."
w Hut
tutuklandi ve idam edildi, ancak mesaji
Giiney Almanya'da hizla yayildi. Binyilci gruplar cogaldi. Cogu, biiiiin ayinleri
ve kutsamalan reddederek Icsel
[jik'a
gore yasa-
inaya ve mallanni ortaklasa kullanmaya basladi.
Ne
var
ki,
kuzeybati Almanya'da kiicuk bir eklesiastik kent-
dcvleti olan Munster'de yasayan radikal Anabaptistler, Jan Boc-
kclson'dan (Leydenli John) esinlenerek 1534'te bir Yeni
Kudus
Erkek ve kiz kardeslerini gvinahsiz ve
birbiri-
kurmaya iii
cahstilar.
severek, topluluk halinde yasamaya cagirdilar. Besin maddele-
1K
Alitui,
Rexroth,
.'.0
Alinti,
Cohn,
Communal ism,
T1i
s.
846.
Pursuit of the Millennium,
s.
255.
Anar$izmin Tarihi
150
dahil butun mallanni bir havuzda topladilar ve paradan vaz-
ri
gectiler. cil
Ancak ogre til erindeki
dismda butun kitaplan
otoriter egilimler
baskm
cikti: In-
yaktilar. Miinster seciimis bir
konsey
Ancak Bockelson itibar sahibi on iki kihukumet kurdu. Bu hukumet adma yeni
Larafindan yonetiliyordu,
siden olusan yeni bir
Bu
bir yasa cikardi.
yasa ihanetten ana babaya karsi gelmeye ka-
dar her kusur ya da hatayi buyiik bir sue kabul ediyordu. Kadin bollugu on Ian poligamiye yon el tons ti (Tekvin'deki su sozlere
dayanarak; "bereketli olun ve cogahn",
1:
22),
ama Bockelson
nayi olumle cezalandiran kati bir ahlaki zorla kabul
zi-
ettirdi.
Son Gunlerin Mesihi oldugunu iddia eden Bock ebon sonunda kendisini Tann Halkmin Krah ve Yeni Sion'un Hukumdan ilan etti. Insanlan gosteri ve festivallerle manipule etmede ustaydi ve uyguladigi programlar
pek az
direnisie karsila^tt. Hayat
giderek siirekli bir sevinc gosterisini andirmaya bastadi. Taboritlerin aksine Bockelson, sadece tuketimde degil iiretimde de ko-
munizm uygulamayi Bu basanda en
di.
uzun
sureli bir
ba§ardi ve lonca uyelerini ucretsiz cahstir-
belirleyici
olan topluluk duygusuydu, Ancak
ku$atma ve kithgin
zayiflattigi
Munster nihayet
1535'te diisiu.
Bu deneyim Anabaptistleri kararh banscilar haline getirdi. Dogu Avrupa'da topluluklar kurmayi surdiirduler, Ast-
Ozellikle
n
komuncti ve bansci olan Jacob Hutter, Moravsonunda sehuligine yol acan buyuk bir giic kazandi. HuiteChronicles' dn, Hutter grubunun 1528'de Austerlitz yakinla-
bir binyilci,
ya'da rite
nnda
bir
koye
nasil gittigi, "halkin online bir pelerin serdigi ve
herkesin, peygamberlerin ve havarilerin ogretisine (Isaya 23, 18; Resullerin Isleri 2, 4-5) uygun bicimde degerli esyalanni, muh-
taclann yasamasi icin gonullii olarak ve hicbir baski olmaksizin o pelerinin uzerine biraktigi" anlatihr. 21 Yorenin hukumdan on-
lann sigtndiklan yeri Viyana'ya karsi savunacagmi soylediginde, fu karsihgi verdiler: "Bizi korumak icin olsa bile kihca basvurmaktan soz ettigine gore, amk burada kalamayiz." Hutterci koloniler cok basanh oldular ve yoksulluga inanmalanna karsm, komunist ekonomilerinin etkinligi sayesinde zenginle? tiler. ltderler
Koloni uyeleri birbirini dindarca bir yaklasimla denetliyor ve evlilikler yashlann yardimiyla duzenleniyordu. 1622'de Kilise ve Imparatorluk, Moravyah soylulan, onlari mtilklerinden 21
Almti, Rexroth,
Communal ism,
s.
1
25.
kovmaya
151
Orlaqag zorladilar. Dagildilar ve
sonunda
Birlesik Devletler ve
Kana-
da'nm yolu'iu tuttular, Ortacagm koylu isyanlarmm tamamen liberter oldugu soylenemez. Feodal bagtardan kurtulmak istediler ve soylulann agir vergiler biciminde dayauiklan yeni serfligi reddettiler. "Genel
hukuk" uyannca sahip olduklan geleneksel haklan istediler, ama ayni lamanda ozgur emekciler olmayi istediler. Kendiliginden olusan
binyilci mezhepler, hosnutsuzluklartni ve ozlemleri-
insan yapisi yasalann yerine ilahi yasalan gecirme arayisina yonelttiler- Siyasal iktidar sahip lerinin iddialannin yam sira, can ni,
cekisen Kilisenin kurallanni da reddettiler. Ozgiir Ruh Kardeslibirlesildiginde, isgi gibi dalia ajin mezhepler, Tannyla bir kez olmayacagigecerli hicbir yasanin ter kutsat ister dunyasal olsun
Ozgurluna, kisinin ditedigi her seyi yapabilecegine inandilar. Spritualistlerin andirsa da, anarsizmi kutsanmasi gun bu sekilde
cogu pratikte kendileri gibi "inayete mazhar" olmamis kisileri kiicumseyen ve somuren sefihferdi. Yeryuzu cennetini gerceklestirmeye cahsan cesitli binyilci girisimlerde de ayni belirsizlik gorulur. Anarko-komiinist bir duzen kurmaya en cok yaklasanlar Taboritler oldu, ancak onlann
komunizmi de tuketimin Otesine gecmedi ve sonunda komsulanndan almaya basjadilar. Munster'deki Anabaptistler, kendi komunizmlerinde daha ileri gittiler, ancak sonunda bir teror rejimi kurdular.
luklannda
Ve sonraki Anabaptistler ban§ci cesitli
oldularsa da, toplu-
bicimlerde ho$gorusuzliik vardt.
Ortacagin
devrimci binyilcilan ve mistik anarsistlerinin mirasi, upki Hiris-
tiyanhgm kendisi
gibi karmasiktir.
Ingiliz
Buyuk
Devrimi
ortacag isyanlan belirgin bicimde liberter ve e§itlik?i 6z-
lemler ta?irken, bireye fazla icinde ger^eklesti. Herkes,
onem vermeyen
bir
dunya
Tanndan ba^layan biiyuk
goru§ii
Varhk
bir
toplumda kendine ait bir Tannnin yeryuzundeki temsilcisi olarak goriiluyor ve kutsal bir hakla hukmediyordu. Koylu toplulugu, kar^ihkli yardimlajmaya day amy or ve adederle bicirnleniyor, uyumsuzluga ve ozerklige pek az yer kahyordu. Kropotkin'in loncaZinciri halinde var olan hiyerar§ik bir
yere sahipti. Krai,
krini ovdugti ortacag kentlerinin bile kati kurallan ve yonetim
kodlan
vardi. Bireyin ozel
kanaat hakkina sahip ozerk bir
dugu, ancak Avrupa'daki Reformasyon ve Ronesans kabul
ile
kisi ol-
birlikte
edildi.
Bireysel
haklann bu yeni anlami on yedinci yuzydda
tere'de patlak
gurlejmek ve
veren
I?
iktisadi giivenlik icin ortaya
eklendi. Anar$ist
Ingil-
Sava§ ve Devrim srrasmda tiranhktan 6z-
duyarhhk
ilk
atdan eski taleplere
kez bu donemde belirgin bicimde
ayirt edilmi$tir.
Ortacagin toplumsal huzursuzluklar doneminde oldugu
gi-
bi,
Ingiliz Devrimi'nin karrgikliklan sirasinda da binydci mezhep-
ler
one ciku. Cumhuriyet^i hareketin asm
sol kanadini olu§tu-
ran, Kazicilar (Diggers) ve Bagirganlar (Runoffs) olarak bilinen
Anar$izmm
154
gruplar arasinda "Ozgur
canh
bir
donem
canlandigi, kisa sureli
ama
heye-
yasandi. Ozel mulkiyetin kutsalhgini benimseyen
ve parlamemoya
bu
Ruh"un
Tarihi
man?
besleyen anayasalct Duzleyicilerin aksine
gruplar, kendilerinin gercek Duzleyiciler (Levellers) olduklan-
m iddia ettiler ve siyasal esitfigin yam sira iktisadi esitlik talep etDaha
1
tiler.
once, de
komunist
teoriler
olmu§tu, ancak "evrensel
toptuluk kurulana kadar evrensel ozguriuk olamaz" gorii^unii ilk kez acikca ifade eden ki§i Kazicilann sozcusU Gerrard Winstanley oldu. 2 Onlara gore en onemli nokta, Devlet iktidannm mulkiyet sistemiyle olan nihai baglantisiydi. lngitiz
Devrimi, sadece mevcut Devlet ve Kiliseyi
degil, calismayi, cileciligi
ni de
yikmamn
ve disiplini vurgulayan Proiestan etiki-
sona erdirecek sekilde butun dunyayi
kun goruldiigu
bir zamandi.
altiist etmenin miimWinstanley ve Kaztcilar, "eski dtin-
yamn
simdiki durumu atese atilmis. bir kagit gibi yaniyor ve yok olup gidiyor" gortisundeydi. 3 Yeni bir hareketlilik ve ozguriuk
O zamana kadar akla gelmeyen bu kavram, butun efendilerin ortadan kaldinlmasi cagnsi icin gerekli kosullan hazirladi; kocasiz kadinlar bile opecekleri kisiyi vardi: "efendisiz insanlar."
secme hakkini
Gunah'tan once Cermet Bahtoplum efsanesi Norman Boyundurugu'ndan onceki Anglosakson ozguriuk efsanesiyle mudu bir beraberlik icintalep ediyorlardi. Ilk
cesi'ndeki e$it
deydi. Christopher Hill'in belirttigi gibi, Ingiliz Devrimi sirasin-
da dikkat cekici bir ozgiirluk enerjisi vardi: "Insanlar kendiierini ozgur hissediyorlardi: cehennemden, rahiplerden, dunyasal otoritelerin yaydigi
korkudan, doganin kor guglerinden ve bUyucu-
ltikten ozgur," 4
O man
sirada Ingiltere'nin gortinusteki istikrannm ardinda, or-
i§galctlerinden, gezgin emekcilerden ve serserilerden olusan
ofkeli bir yeralti dtinyasi vardi,
Pek cok gezgin kentten kente
diyor ve sonunda Londra'da toplaniyordu.
Bu
gi-
efendisiz erkek ve
kadinlar, gtivenhkten cok bagimsizhga, rahatliktan cok ozgilrlu1
Bkz. Christopher Hill, Hie World Turned Upside Doivn. Radical Ideas During the Revolution, Penguin, 1978, Ranters: Religious Radicalism
in
123; A. L. Morton, The World of the
s.
the English Revolution,
Lawrence
&
Wis-
hart, 1979, s 70-1.
2
The Works of Gerrard Winstanley, der. G. H. Sabine, Cornell University NY, 1941, (bundan sonra Works olarak gececek), s. 199.
Press, Ithaca,
IV
3
Gerrard Winstanley,
4
Cohn, The Pursuit o/(heMillenmiuin, Hill, The World Turned Upside Down,
True Levellers' Standard Advanced (1649), ahnti, s,
288.
s.
154.
Ittgiliz
155
Devrimi
ge deger veriyorlardi. Onlar, Richard Brome'un AJoviall Crew'de
(§en Kalabahk, 1641) romantik bir iislupla anlatttgt dilencileri
Brome'un onlardan soz edi$inde otantik anarsist
andinrlar.
bir
uni vardir: Ulkenin yegane ozgur insanlan;
Cezalandinlmaz yapttklan hi^bir
Ne
sey;
ne yasa
tanirlar,
ttaat ederler valiye, ne de ibadet ederler.
Kendi kadim gorenekleriyle ya^arlar Ya da olustururlar kendiierini yeni bastan. 5 Kazicilann ve Bagirganlartn taraftarlari bu saflardan
cikti.
Gerrard Winstanley'den esinlenen Kazicilar, Nisan 1649'da Surrey'de, Walton-on-Thames yakmlanndaki St. George Tepesi'nin issiz bir bolgesinde bir koloni
kurmaya
caltstilar.
Gerceh
Duzleyicilerin Yuksek Ahlaki ba^ligint tasiyan manifestolannda
soyle diyorlardi: "Dogrulukla cahsabilir ve yeryuzunu herkes
cevirmek
igin ortak bir hazineye riz."
6
icin gerekli temeli olusturabili-
Bastangicta yakla§ik kirk kisiydiler.
ekip bic tiler;
Huzur icinde topragi
bugday, cavdar ve havue
fasulye,
yetistirdiler.
Winstanley kisa sure icinde sayilannin binleri bulacagini dustiniiyordu. Baris^i
tutumlanna ve uretkenliklerine ragmen, sadece ruh-
ban, toprak sahipleri ve hukiimel gorevlilerinin degil,
mUlk
komsu
sahiplerinin de tacizine ugradilar. Fideleri ayaklar alunda
eigne ndi, aletleri ellerinden ahndi, derme catma kulubeleri yikildi.
Gene de
bir yil kadar dayandilar.
icin General Fairfax'in icin uzerlerine bir
huzuruna
Yaptiklanm aciklamalart
cikanldtlar.
Gozdagt vermek
boluk asker gonderildi, Cromwell onlann de-
neyimini derin bicimde yikici gormekte bir bakima hakkydi, ctinku Kazicilardan olusan karmakan^ik grup, kendi totaliter
yonetiminin temellerini tehdit ediyordu. Bununla birhkte Winstanley,
A Watch-Word
to the
City of London 'da (Londra Kentinin
uyanda bulunmustu: "Butun insanlar ozgurlugu savunmaktadirlar... Ozgur insan dtlnyayi altUst edecegi Parolasi, 1649) ?u
5
Age,
6
Bki. D.
s.
48.
W.
Petegorsky, Le/(-Wtng Democracy
jn ihc IJi^lish Civil
War;
A
Study of the Social Philosophy of Gerrard Winmanhy, Victor Gollanez, 1940, s. 161.
Anar$izmin Torihi
13b icin, hit;
kuskusuz dtismanlan da
Kazicilar
sonunda
olacaktu*." 7
surekli tacizden bikarak
St.
George Tepe-
si'nden (ya da radikal Protestan gelenek azizleri reddettigi icin,
kendi deyisleriyle, George Tepesi) indiler. Onlarm Gercek Dtizbuzdaginin sadece gorunen ucu oldugu soylenebitir,
leyicilik
Guneydogu
Ingiltere'nin cesitli yerlerinde benzer deneyler ya-
sandtysa da, hicbiri 1650'den sonra ayakta kalamadi.
8
Winstanley, Kazicilarm ozlemlerine teorik form kazandiran
en onemli
butun dUnyanin
kisiydi. Kazicilar ise "Ingiltere'nin ve
ezilen yoksul insanlan
ic;in
ve onlar adina" konusuyorlardi. 9 Wi-
ganh
bir kumas tuccarmin oglu olan Winstanley, Londra'da yapkumas ticaretinde basansizhga u gram is ve uc recti isci olarak cahsmak zorunda kalmisti. Mistik dinsel brostirler yazmaya basladi, ama hizla mistisizmden ilerici ve demokratik bir akilcilik tigi
Cagmm
sistemine gecti.
diger radikalleri gibi, o da toplumsal 6z-
lemlerini dinsel terimlerle ve guclu bir
konusma
diliyle ifade etti.
Ona
gore Isa bir ozgurhik semboluydU: "Gercek ozgiirliik," diyordu, "toplulugun ruhunda ve yeryuzu hazinesinde yatar ve her seyi kendi icinde yeniden olusturarak cevresine yayan gercek Isa
istebudur." 10
Kendisinden onceki Ozgur Ruh ustalan ve kendisinden sonraki Tolstoy gibi, Winstanley de,
Tannmn
kisisel bir ilah
ya da
Ustun Varhk degil, "biitUn insanlann icindeki ruh" olduguna mandi. Tannyi Akil ile ve Akh evrenin yasasiyla ozdesledi: "Butun yaratiklan yoneten Akil"dir ve "insanhgi anndtracak olan
ruh saf olur.
olan her kisi Tannmn Oglu disandan degil iceriden, kendi vicdanlanyla,
Aklm buyrugunda
11
akildir."
Onlar
artik
sevgi ya da akilla ydnetitirler. Winstanley'in Gercek Diizleyicilerin
AMarti'nda yazdigi
gibi,
"onu yaratan, onu kendi kendisinin
ogretmeni ve htiktimdan kilan akhn buyrugunda olan insanin. 7
Winstanley, The
Law
of Freedom and Other Writings, der. Christopher Hiil,
Cambridge University
Press, 1983,
s,
128 (bundan sonra Writings olarak
gececek).
8
Bki. Hill, "Introduction" nes, The Digger
9
Winstanley,
A
Winstanley,
Winstanley, Writings,
s.
30, Bkx, Leslie tarihsiz,
s.
S.
A. Jo-
7-8.
Declaration from the Poor Oppressed People of England, Haii-
ran 1649, Writings, 10
,
Movement 1649, Hyde Park Pamphlet,
s.
108.
A Watch-Word
to the City of
London, Agustos 1649, Writings,
s.
128. 11
Winstanley, The Saint's Paradke or the Fathers Teaching the only
on
to
Waiting Souls, 1648,
s.
78.
Satisfacti-
Ingtli2
bir ogre tm en in ya
dismdaki
artik kendi
157
Devrimi
hukumdarm
da
pesin-
den gitmeye ihtiyaci yoktur," 12 "Bunun dismdaki yoneten ve ogreten giic, once yuregin icinde, onu baskalarmdan duyulan kolece korkularla doldurarak, daha sonra bir baskasimn dissal gucuyle kisiyi hapsederek, cezalandirarak ve ezerek, bans ve ozgiirluk
ruhunu
budur; Eger insan tirse, dissal
13
Wins tan ley' in anarsizminin anahtan
Tannnm
verdigi akilla kendi kendisini yone-
zayiflatir.
yonetime
artik
gerek yoktur.
Butun insanlann birbirine bagimhhgindan etkilenen Winstoplumun icinde, .insanhgin
tanley su sonuca vanyordu: Akil,
ortak bekasi icin gerekli olan diizenin bir ilkesi olarak
bu nedenledir
ki akilci
ve
isler
varhklann yonetilmesi gerekme2,. Top-
lumsal catismanin bashca kaynagi, ele avuca sigmaz insan dogasi degil, ozel mulkiyettir,
Bu oncullerden hareket eden Winstanley,
erken brosurlerinde toplumsal ve siyasal duzene siz,
saldirdi, Devlet-
ordusuz ve yasasiz anarsist bir komunist toplum formunu
savundu. 14
George Tepesi' ndeki koloniyi kurmadan The
mulkiyet bul
iki
ay once basil an
New Law of Righteousness' ta (Dogrulugun Yeni Yasasi, etti:
bunu
ile
hiikumet arasinda yakin
"Topragin bir elden digerine satilmasi
v,e
1649)
oldugunu ka-
bir baglanti
satin alinmasi,
yonetim yasast haline getirme, oteki yaratiklann kendi analan olan toprakian beslenmelerini kisttlamaktadir." 15 Bir kez bir
giic sahibi olan ni
insanlann somuru ve baskiyi siddetlendirdikleri-
de anladi: otorite sahibi olan herkes baskalari karsisinda tiran kesihr; r;ok koca,
pek
ana baba, efendi ve yargig, kendi kanlari, ^ocuklan, hiz-
metkarlan ve tebaasi karsisinda, onlarin da kendisi gibi yaratiklar
oldugunu ve ozgurlugun hepsine
gunu
Mulk
esit dagitilmis bir
ayncahk oldu-
bilmeden, zalim hirer lort kesilirler. 16
sahipleri bir kez ortaya ciktiklannda, hiikumet ve yasalar
aracihgiyla kendi hakimiyeilerini kurarlar: 1
1
I
)
14
Winstanley, True Levellers' Standard, Writings, Age,
s.
s,
Bki. Hill, "Introduction", Winstanley, Writings,
Upside Down.
s.
15
Winstanley, The
16
Age,
s.
77.
78.
5.
s.
41; The
135.
New
Laiv of Righteousness, 1649,
s.
6.
World Turned
Anarsizmin Tarihi
158
Hiikumdariar topragin kendikrine
mulke
bir
Bertim ya da
att
oldugunu soyledikge,
Onun dedikce, ne siradan
belirli
insanlar ozgur
olacak, ne de Olke sorunlardan, zulumlerden ve sikayetkrden kurtulacak; her seyi Yaratan'in
akhna
siirekli eziyet edilecek. 17
onun yasal kurumlannm alt smiflan yerinde tutmak olduklan Winstanley icin aciku. Bu evrede Winstanley,
Devlet'in ve icin var
yegane cozumun ozel mulkiyeti kaldirmak olacagini, boylece hukiimeie ve kiliseye gerek olmayacagini one siirdii. Satmak ve satin
ahnak otmayinca, yargtglar ve avukatlar da gereksiz olacakHerkesin vaaz vermesine tzin verildigi takdirde, profesyo-
tardi.
nel ruhbana da ihtiyac kalmayacakti. Devlet, yasalardan ve ha-
pishanelerden olu§an baski aygulanyla birlikte kolayca sonumlenecekti: "Insani insana kole etmeye, hapsetmeye, kam^itamaya ya da asmaya neden ihtiyac duvalim?" 18 Hirsizligi gunah haline
oldugunu one surdu. Idam cezasmi Hayan ancak Tann verebilir ve alabilirdi; ciidam edilmesi cinayetti. Gunim birinde, "butun
getiren tek §eyin acgozliiluk kesinlikle reddetti:
nayet isleyenin
yeryiizunun ortak bir hazine haline gelecegi"ne inaniyordu.
gun
geldiginde insanlar birbirine yardim edecek ve zorunlu
O
isleri
zevkle yapacaklardt. "Kimse kimsenin iizerinde lort olmayacak,
herkes kendi kendisinin lordu olacak, kendi icinde var otan ve
onu yoneten, ashnda Tannnin ta kendisi e§idik yasasina uygun yasayacak." 19 Winstanley
kitlesel
olan, dogruluk, akil ve
ayaklanma ya da zenginlerin topraklan-
nin zapi edilmesi icin cagrida bulunmadi. Tarn bir barisci olma-
masma ve dogrudan men daima §iddete
eylemin a§in bir formunu savunmasina ragkar§i cikti.
Dlkenin yansinin ya da ucte
ikisinin yoksullarm bir arada cahsabilecekleri
bos topraklardan olustugunu hesapladi, Kendi ekmegini aim teriyte kazanmaya haztrdi ve George Tepesi'nde bir toplu yerlesim yerinin orgiitlen-
mesine yardimci oldu. Bu deneyimden hareketle, The Law of Fre-
edom
in
a Platform or True Magistracy Restored'da (Bir Platformda
Ozgiirluk Yasasi ya da Yeniden Diizenlenmis Dogru Yargiclik,
1652)
Ingiliz
toptumunun
bir ortak mulkiyet sistemi temelinde
yeniden orgutlenmesini saglayacak bir plan sundu. Christopher 1
Winstanley, Works,
18
Age,
19
Ahntt,
s.
bu cahsmaya "komunist bir toplulugun
Hill, s.
1
59.
283.
Woodcock, Anarchism,
s_
44.
Ingiliz
"
ariayasa taslagi
Devrimi
159
demist ir, ancak bunun daha cok komunist bir
Devlet taslagi oldugu gorulmektedir. 20 Ashnda Winstanley' in duiki evresi vardir, Erken cahsmalannda, anarsbt bir toplumu anlaiti, ancak George Tepesi'ndeki Kaztcilar kolonisi deneyiminden sonra, ozgur bir toplumun hemen mumkurt olabilecegine dair goru$lerini gozden gecirmeye bastad 11 Bir Platformda Ozgiirliik Yasasi'nda komunist toplumun yeni ve otoriter bir formunu ortaya koydu, Temel onculleri ayniydi. Dogada hareket ve karsriikh bagimhhk ilkesi olarak T army a,
suncesinin
i.
akhn ve adaletin guciine olan inanci hukuka uygun davrandiklanna dair icsel aydinlanma doktrinine bagh kalmaya devam etti. tnsanhgin dogal durumunu bir isbirligi hali ve ortak korunumla bir arada tutulan birlesjk bir toplum olarak goriiyordu. En insani meselelerde sevginin,
tamdi. Insanlann akilci ve dogal
onemlisi, ozgiirlugu hala her bireyin ozgur geli§imi olarak kutsu-
yor ve bunu iktisadi guvenligi saglayan yegane imkan olarak goriiyordu: "Gercek ozgiirluk, digt
insamn beslenme ve korunum
yerde olu§ur ve bu da,
topragin kullanilmasiyla
sagla-
mum-
kiindur." 12
Ancak George Tepesi'ndeki
Kaztcilar kolonisinin, ozellikle
dismda ise dusman miilk sahiplerikoyduklan deneyim onu insan dogasina iliskin yeni ortaya nin dusuncelere goturdii, Insan doga sayesinde toplumsal ve akilci kihnabilirdi, ancak mevcut toplumda insanm genellikle ele avuca sigmaz ve kafasi karisik oldugu gorultiyordu. Kazici acgozlulugu Winstanley'e dissal bir toplumsal denetim formuna ihtiyac koloni icinde Bagrrganlar'in,
oldugunu gosterdi. "Ihlaller olur ve bunlar cehaletten ve insandaki kaba hayal gucunden kaynaklanabilir," diyordu. Boylece bir insan toplulugunu duzene sokmak icin yasalara ve hukumete ihtiyac oldugunu hissetti. B George Tepesi'ndeki koloniyi bir arada tutma mucadelesi sirasinda Winstanley, Kazicilann "dogru hiikumefe degil, "yeryuzu hazinelerini yoksuldan" saklayan hukumete kar^i olduklarmi one surmeye ba^lami^ti. 2 ^ Daha da ilert giderek soyle dedi: "Hu20
Hill,
The World Turned Upside Down,
21
Bkz.
Edmund
Del!,
arlt rlv, IV, 138-9 ve Hill,
22
Winstanley, The
23
Age,
24
Winstanley, 5.
s.
170.
s,
134.
"Gerrard Winstanley and the Diggers", The
Law
The
WorU Turned
of Freedom, Writings,
s.
Upside Down.
s.
Modem Qu-
134-5.
295.
302.
A New-year's
Gift for the i'oilinntfiil
and Aimic, 1650, Wrilmgs,
Anar$izmin Tarihi
160
kumet yeryuziinun belirli
bilgece ve ozgtirce duzenlenmesi,
insanhgm
yasa ve kuratlann gozetimi altinda yasamasidir. Boylece o
ulkenin sakinleri dogduklan ve yeustikleri topraklarda bolluk ve
ozgur luk icmde bansci bi^imde yasayabilirler." 25 Da ha sonra ya-
barium korunmasi icin insanlann ve
salara olan ihtiyaci, "ortak
oteki yaratiklarm kendi eylemleriyle yonetildikleri bir kural" ola-
rak savundu. Halk mitisi biciminde bir ordu, yasalan uygula-
mak, "halkin kabahgi"na karsi toplumu korumak ve kralligin yol korumayi ya da geri getirmeyi isteyen herkese di-
actigi koleligi
renmek ve onlan yok etmek icin gerekli olacakti." 26 Winstanley bu kez ulkenin yiiksek yonetici kurulu olarak gosterecek yilhk bir parlamento onerdi ve yapay yasalardan olusan bir kanun metni hazirladi. Ozgurliik Yasasi'mn altbasligi, "Yeniden Diizenlenmis Dogru Yargicltk" idi ve en buyuk faaliyet
CromweU'e adandi. Winstanley,
Devletci olan general Olivier
Cromwetl'e,
nn lara
"
u Ike n n gucu i
si zi n
27
ellerinizde" diy ordu
yilhk olarak secilmesi gerektigini one surdii.
Yargi c la-
Her yurtias yasa-
gore cahsmak zorundaydi ve ancak ortak stoka katkida bulu-
nanlar on dan yararlanabilirlerdi. Yasatar 6c alma ilkesine -"goze goz"- gore duzenleniyor, ancak cezalandinci olmaktan cok duzeltici
bir
ozellik ta^iyordu.
emek ve kamu haklanmn
YapUnmlar, kamcilama, zorunlu
kaybedilmesiydi. Cinayet,
ahm
sat\m,
tecavuz ve daha sonra avukat ya da rahibin ticaret yapmasi gibi
durumlara uygulanmak kondu. Winstanley,
iizere,
olum
cezasi yeniden yururluge
babanin otoritesini gerekli gordu, "denetci"lerin (plancilar) ekonomiyi yonetmelerini ve yasalan aile icinde
uygulamalanni, "amirler"in suclulan dogru yola yoneltmelerini savundu. Dinsel inane ve
fikirlerin
tam ozgurlugune
izin verir-
ken, zorunlu ve genel egitimi savundu. Winstanley, insanlann
ozgurluge hazir olmadiklanna ve kendilerini yonetmeye basla-
madan once uzun rektigine
bir egttim ve hazirhk surecinden gecmeleri ge-
inanmaya
bast amis ti.
G&rii§lerinin en alt noktasmda, ozgurlugu
bu kez kendi
emeginin urunlerinden yararlanan, secme ya da temsilci olma yetenegine sahip,
aile icinde
kendisine hiztnet edecek gene erkek
ve kadin hizmetkarlan olan bir "ozgur insan"m dar anlamda 25 26
Age,
s.
374, 357.
27
Age,
s.
276.
Winstanley, The
Law
of Freedom, Writings,
s.
305.
ikti-
161
Jngilis Dtrvrimi
Ozgur luk
sadi ozgurlugii olarak tanimladi.
artik evrensel degildi.
Aciktir ki Winstanley 'in liberter dehasi o tuketici pratik komii-
nizm deneyiminden sonra onu terk etmisti. Yeni Dogruluk Yasasi ilk buy ilk anarsist metinlerden biriyse, hasin bir dille yazdmis olan Ozgiirluk Yasast da
ilk
Marksist sistem olarak okunabilir.
bunun, onerileri yerine getirecegi umuduyla Cromwell'e adanmis "mumkun olabileni savunan" bir dokiiman oldugunu one surmustur. Ancak CromwelPin gercek Duzleyicilerin davasint benimseyecegine Winstanley'in cidden inanmis oldugu soyleHill,
nemez 28 Komunist
iitopyasi dagildiktan sonra
Winstanley hicbir sey
yazmadi ve karanhklar icinde kayboldu; zengin bir ciftci, belki de bir Quaker olmustur, Bagirganlardan Lawrence Clarkson, daha sonra onu, Akhni baskalarmi yonlendirmek ve kisisel un pesinde kosmak icin kullanmakla sucladt: "yureginde kendine duydugu sevgi ve bos bir gurur vardi." Clarkson da Winstanley'in,
"sozde evrensel bir ruha sahip olan George Tepesi'nden
utanc verici cekili^i ve siradan bir servet avcisi haline gelisi"ni uziintuyle anar. 29
sist si
Winstanley ve Kazicilann liberter komunizmi erken anarfelsefi anarsizm sema-
ve sosyaiist hareketi etkilemedi. Akilci
Winstanley'inkine cok benzeyen William Godwin, History of
the
Common wealth
oj England (Ingiliz
De vie tier Toplulugu'nun onun ve Kazicilann
Tarihi, 1824-1828) bashkli devasa eserinde,
almaya degmez" diyerek goz ardi etti. 30 Sosyalistler onu ancak on dokuzuncu yuzyilm sonuna dogru kesfettiler ve Kazicilar ancak bu yuzyilda "bilinen en erken anarsist ogretilerini "dikkate
hareket" olarak kabul edildi. 31
Winstanley'in kuctimsedigi Bagirganlann
ise,
en
tutarli
li-
Ozgur Ruh Heresisi'nin gercek mirascilan oldugu
berterler ve
kanitlandi. Ingiliz Devrimi icinde ortaya cikan en anarsist bireyler onlardir.
Yerlesik ahlak kurallanna karsi cikarak
lardan ve kurallardan
tam
bir
ozgurlesme
butun yasa-
icin ugrastilar ve ser-
best aski savundular. Ozel mulkiyete saldirdilar ve
dinlmasmi 28 29
istediler, ister eklesiastik ister sivil
onun
kal-
otsun butun hu-
ThfWorld Twrncd Upside Down, s. 134. Lawrence Clarkson, A Single Eye All Light No Darkness One, 1650, Hill,
Morton, Die World
tif
30
Godwin. History
CummonweaUh
31
Woodcot'k, Anarchism,
t>(
the Ranters,
s.
41
s.
alinti,
134.
of fingland. H.
Cnlburn, 1824-8,
111,
82.
Anar$ izmin Tarihi
162
kiimet formlanni reddettiler, tnsanhgm, ozel mulkiyetin, simf
ayrimlannin ve insan i otoritenin olmadigi ozgun haline do nee egini
umdular.
Butim taraflardan zutiim gordukleri ozel bir dil gelistirdi ve gizli
icin,
propaganda
Bagirganlann cogu Ingiliz Devri-
yapti.
mi'nin "delilik simn"nda yer aldilar ve Cromwell doneminin agir
bash karanhgi iginde radikal cdginhklanyla mutlu oldular, Duzugramalarindan, Crom-
leyicilerin 1649'da Burford'da yenilgiye
well yonetimine so Ida n gelen en ciddi tehdidin boylece sona er-
mesinden sonra ortaya ciktilar. Bagirganlann en tamnmisjan, Abiezer Coppe ve Lawrence Clarkson idi. Bununla birlikte, Joseph Salmon ve Jacob Bauthumely ya da Bottomley de geride ba~ zi
yazilar birakmislardir.
Bagirganlar genellikle Quakerlar
gruptan digerine gecmis sal
otabilir.
Her
ile
iki
kanstinhr ve cogu bir
grup da tapinmanin
dts-
formlanna 6nem vermedi ve gercek dinin bireytn icindeki
aydmhk"ta buhmduguna
"derinlere yerlesmi§ ruh"ta ya da "icsel
ve yeni bir bans, ve ozgurluk cagini ba^latmak i?in sevgi gucil-
nun
yeterli olacagina inandi, Bir
9agdas olan
Thomas
Collier, Ba-
girganlann ve Quakerlann ogre tiler in in ozde§ oldugunu one dii:
"ne ruhun dismda
emirler;
siir-
ne bir kural olarak Kutsal Metin; ne
Isa;
ne arzulardan baska yasa; su
anm
disinda ne cennet ne
san, ne de insanin hayal ettigi §eyin dismda bir
OzgUr Ruh'un ustalan
gibi Bagirganlar
gunah
vardir." 31
da bir uir maddeci
panteizmi benimsediler: Tanri oziinde her yaratigin icindedir;
butim
yaratilan seyler birlesir; insan yureginin disinda ne cennet
ne de cehennem vardir. Bu nedenle Tannsi olan
pamaz. Eski
bir
ki§i
kotuluk ya-
bir
vecd done-
subay olan Joseph Salmon kisa
minde sun Ian kaydeder: Oniimde cennet kapiiannin a^ildigim ve yeni Kudus'iin (o parlakliga ve katle
muhte$em
Ruhumu
ilahi
guzellige burunmils olarak) tevazu ve sef-
kucakladigini
gordum
...
Sonsuzluk ucurumuna go-
muldugtimu, varliklann varhgina kavu$tugumu hissettim,
Ruhum
bolundii ve ilahi biitunlugun <;e$mesine ve uniTnanina bosaldi; saf hayattn arzulan, o
A
ummanin
32
Thomas
33
Joseph Salmon, Heights
Collier,
of the Ranters,
s.
icinde yok otup
33
gitti.
Loohing-Glasse for the Quakers, 1657,
94-5.
in
Depths (1651),
s.
15, almti,
s,
73.
Morton, The World
Ingiliz
Devrimi
163
Ne var ki, cogu Quaker ve Kazici onlann cok asm ve kavgaci olduklanni dusundfi. Winstanley'i kendi ideal toplulugundaki tembel ve "bencil nihlar"la basa cikmak icin bazi yasalann ve kurallann gerekli olduguna inanmaya yonelten, muhtemelen
George Tepesi'ndeki kolonide Bagirganlar ile yasadigt deneyimdi. 34 Quaker lideri George Fox, iclerinden bazilanyla hapishanede karstla§tiktan sonra, kendilerini Tanri gibi gordiiklerinden, "bagira cagira ve bo§ konu§iuklanndan, ucucu fikirlere kapildiklanndan ve kii fret tiki erinden" yakindi. Bir keresinde onlann, cok kaba olduklanni, sarki soylediklerini, ishk caldiktanni ve
dans ettiklerini gordu. 35 William Penn, daha da ileri gttli: Quakerlann arasindaki Bagirganlar, "her insanin bagimsiz olmasini ve baskalannin degil bizzat kendisinin belirledigi bir ilkeye gore istiyorlardi. 36
yasamasi"m
En onde giden Quakerlar boylesine
soka ugradiklanna gore, Muhalif papaz Richard Baxter'in, onla-
nn "Kufur
niteligindeki sefahat doktrini"ni lanetlemesi hie de
gore bu doktrin, onlan "Masum olan masumdur" (yasaklanmis olsa bile) g6ru§unu be-
sasirlici degildir, Baxter'a
igin her sey
nimsemeye
yoneltmisti. 37
Cagdasjarmi en fazla $a§irtan, onlann tamamen ahlakdisi
Lawrence Clarkson, Bagtrgan doneminde, butun geldigine gore, Tannnin onunde hicbir gunah
oluslanydi,
edimler
Tanndan
ediminin olamayacagma inandi. §6yle diyordu: "Basjangtcta gu-
nah yoktu. Ancak insan gunahin var oldugunu du§undukr;e, hie
yokmus
kimse, gunah
gibi
davranip armana kadar giinahtan
kurtulamaz; benim icin gunah olmayan, karanhk anlayis ictn gunahtir ve giinahsiz
olmak
icin
butun gunahlan, aynca butun
ya-
salan ortadan kaldtrmak gerekir." 38 $u inancini tekrarladi: "Tanri
her seyi
yaratmisti, oyle ki kotuluk sadece insanin dii-
iyi
^tincesinde vardi; hirsizhk, hitekarhk ve yalancihk gibi seyler
yokiu, bunlar hep daha sonra ortaya ciku; o halde yaratilan, bu
dunyada Benim ve 5enin lik,
gibi bir tore
geiirmemis olsaydi,
hirsiz-
hilekarlik ya da yalancihk gibi bir §ey de otmazdi; o halde
t-voard ve Gerrard Winstanley'in getirdikleri engel, toplumdan
H
Winsianley, Works,
r>
Alinti, (Lohn,
Id
s.
539.
The Pursuit of the Millennium, s. 289. William Perm, Preface to rov's Journal, 1, xix, ahnti, I
.',isidr
Poivn,
s.
(7
Almti, Cohn, The Pursuit i>f(he
(H
(
brkson,
ters, s
t
A
')+.
Hill,
The World Turned
253.
Single lye All
I
Millcriiiiiiin, s
ij^lit.
ugt,
.ilinci.
2^)
Mninin.
f li^-
Woild
of the
Ran-
Anar$izmin Tariki
164 silinip atilmahdir." 39
Clarkson sovgu, sarhosluk, zina ve
hkta hicbir kotuluk olmadigini one surdu: "Gunah
muhayyel
bir kavramdtr." 40 Kisinin
hirsiz-
tamamen
kendi benligini yuceltmesini
savundu; 5u ihu>amh Kralhga bak
Ne Tann kahyor ortahkta ne
Seytan;
Her
tkisi
de yalmz Benim hizmetkarim
lfte
boyledir o Ha^medl'nin hayati ve kurailan... 41
Clarkson "My one flesh" denilen bir Bagirgan grubuna
katildi.
Serbest aski uygulayan, icki ve solen alemlerinde kendini kaybe-
den bu grup en uzlasmaz ahlak
karsiti
mezhepti.
Ozgur Ruh'ta gorulen aym anarko-komunist tutumlar Bagirganlar arasinda da devam eder. Yeryiiziinun herkesin yararlanacagi bir hazine oldugunu ve herkesin tek bir para kesesine sahip olmasi gerekugini dusundtiler. Abiezer Coppe soyle dedi: "Tannnin yaraitigi her sey ortaktir! " 42 Bu sadece mtilkiyeti degil kadmlan da kapsiyordu. Samuel Sheppard'in, The Joviall Crew'or, Kalabahk ya da 5eytan Bagirgana Donusecek, 1651) kendi komiinizmlerini betimlerken sergiledigi Devil! turn'd Ranrer'inda ($en
bilincli hi civ
ozgun
bir ses verir:
...Hep ortaktir kadinlanmiz. Birlikte i^eriz, soveriz
hep
birlikte,
A^ihverse bir adamin pelerini, Par^alarlar ustlerindeki giysileri
Ve kendi komunizmlerinin Ne cehennem
39
isyanci
iceriz
Hem
mat. 43
Clarkson,
um,
5.
A
311.
40
Age,
5.
313.
41
Age,
s.
312.
42
Age,
s.
183.
43
Age,
s.
302.
der:
vardir olunce ne de dehset
Ne Ye cue ne de Me cue Ve yasarken bizler, hem yargica
ruhunu anlattrken soyle
hem juriye
Singh Eye, A]
hem
Light, a] inn,
...
Cohn, The Pursuit oj the Millenni-
Ingiliz
Dcviimi
165
monogam
Bagirganlar aslinda, miilkiyet evliliginin yerine
bir or-
takhgi gecirmeye calisan Puriten dinsel devrimin otesine gectiler.
Coppe, "o pis
ailevi
yukumluluklerinden vazgec" diye
sesle-
zinanm gunah olmadigini one suruyor ve kadinlann ortaklasilmasini savunuyordu. 44 Bagirganlar dogal davranmanin dogal insan icin bir hak oldugunu one surduler. niyor,
Do gum kontrolu olmadigi
bu ozgurluk
icin,
cagrisi
sadece
Ruh
Heresi-
erkekler igin gecerliydi. Bununla birlikte, Ozgur si'nin
onemli
bir parcasini olusturan
aynmi tanimaz
gorusiinii
pek cok kadin, ruh cinsiyet
hemen benimsedi. Quaker George Fox
soruyordu: "Isa'nrn ruhu erkek oldugu kadar
nusamaz mi?" 45 Winstanley
israrla
disi olarak
da ko-
su goriisu savunmustu: "Her
erkek ve her kadin sevdikleri kisiyle evlenecek kadar ozgur caklardir." 46
Ne
ola-
var ki Bagirganlar serbest askt savundular ve uy-
guladilar, kadin erkek iliskilerinde sahip olmayi reddetiiler, Sa-
raph, kadinli ve sarkih eglenceleri dillere
ler
dtistii.
Coppe, cin-
kudret oldugunu diisunuyordu: "sehvetli dpii$-
selligin ilahi bir
opulent kendinden
gecirir;
ve kucuk opucukler, beni tipki
ates arabalan gibi o ilahi asktn gogsune dogru yukselrir [o buyiik ihtisam, cennetin kralhgi]. 47
Bagirganlar, tensel haz
alma hakkina sahip, bagimsiz ve
ira-
di varhklar haline gelmeleri icin kadinlara essiz bir firsat sagladilar.
Hayati ve ozgtirtugu boylesine canh ve neseli bicimde olum-
layan Bagirgan ogretisinin pek gok kadini cezbetmesi sasirtici degildir. Bir
kadin Bagirgani diismanca betimleyen The Routing
oj the Ranters (Bagirgantann Yolu, 1650) onlann Diortizyan can-
bicimde
lihgint harika bir
anlatir:
Kanlarma ozgiirluk veren ve onun bizzat sececegi herhangi
bir er-
kekle birle^mesine serbest<;e nza gosterecek kocalan yuksek sesle over; Charterhouse -Lane'de Org, Viola, ilahi
muzik
Cembalo ve Ma$a calarak
yapar[;l bardaklari firlaup atar ve yerytizllnde tattigi
hazbrdan baska
bir
cennet olmadigini sdyler. Karsilajtigi insanla-
ra teklifstzce yaklajir, klarnet esliginde raks eder. 48
A
44
Abiezer Coppe,
4
46
George Fox, Gospel-Truth, 1656, s, 81, Winsianley, The Law oj Freedom, Writings,
47
Coppe, A Second Fiery Flying Roule,
48
The Routing oj um,
s.
297.
the
Second Fiery Filing Route
Ranlm
(1650),
s.
,
s.
1649,
s.
12.
388,
13.
alinti.
Colrn, The Pursuit of the Millenni-
Anar$izmin Tarihi
166
En unlu Ic
Coppe idi, Warwick bolgesinde
Bagirgan, 1619'da Warwick'te dogan Abiezer
Savas baslayinca iiniversiteden aynldi ve
Anabaptist vaiz olarak olarak cahsti. Biitun insanlarla, ozellikle yoksul ve sefil olanlarla bir oldugunu hissediyordu. Bir keresin-
de yolda yabanci ve perisan kihkh bir adatnla ve
vicdanmm
sesini din 1 eye re k sahip
nasil
karsdasugmi
oldugu her seyi ona nasd
tam yedi kez sapkasim ctkarip o dilencinin Sniinde naanlatir. Coppe elitist degildi ve en buyuk ayncahgin, verebilmek ve paylasabilmek oldugunu dusunuyordu. Ilk onemli eseri Some Sweet Sips of Some Spirituall Wine'da (Ruhsal $araptan Tath Yudumlar, 1649) resmi Hiristiyanhgi agir btcimde elestirdi. Ancak ona kotu bir sohret kazandtran kitap, 1649' da yazilmasina karsin, kralin idam edildigi 1650 ydinda basdan A Fiery Flying Roll (Ucan Ates Topu) idi. Bu kitap A Second Fiery Flying Roule (I kind Ucan Ates, Rulosu) ile birlikte ciltlenmisti. Kitabin ah bashgi soyleydi: "Tanndan Yeryiizunun Biitun Ululanna Bir Soz". Burada Coppe, sadece orgutlii dine saldirmakla kalmiyor, mulkiyetin ortak olacagi annmis bir toplum vizverdigini,
sd egildigini
yonunu da
ortaya koyuyordu. Duzleyicilerin hizmetkarlan ve di-
gerlerini kendi esitlik
onu
nosyonlanndan disladiklan yerde Coppe,
biitun erkekleri ve kadmlari kapsayacak sekilde genisklti.
da Kazicdar
gibi,
O
erken Apostolik Kiliseyi ve John Ball'un anlayi-
smi yansitan gonullu bir konuinizm formunu savundu:
"verin,
verin, verin, evlerinizi, atlarmizi, maltannizi, altimnizi, toprakla-
rmizi verin; kendinize hicbir sey ayirmadan verin
ki,
HER §EY
ortak olsun."^ 9
Bagirganlarm ^ogu gibi, Coppe de bir bansciydi ve "kihcla duzlemeyi ya da kazarak duzlemeyi" reddediyordu. 50 Eline kihc
almamakta ve
bir
damla kan dokmemekte kararhydi:
"bizler bir
sey ugruna savasmayi kuciimseriz; olene kadar haftanin her gu-
nu
icer
ve pazar yerinde fahi§elerle yatanz ve butun bunlari,
ezi-
len yoksuhin, kendisini kolelestirenin paras mi calmasi kadar
olumlu buluruz." 51 Zenginteri ve gucluleri uyarmaktan da
geri
kalmiyordu: "Krallar, Prensler, Lortlar, buyukler, en yoksul Koyliilerin
dnunde
yoksulu dolandirmakpisman olacaklardir." 52 "Igrenc
egilmelidirler; zenginler,
tan vazge^melidirler, aksi halde 49
Coppt, A Second Fiery Flying Roule,
50
A
51
Age,
52
A
Fiery Flying Roll, 1649, s.
s. 2.
5.
Second Fiery Flying
Roll,
s.
15,
s.
3-4.
167
tngihz Devi imi
yagmacmin, katilin, kotunun, tiranin vb. boynunu" bir vurusta ucurmak konusunda kararhdir. Ancak bu yapildigi takdirde, "uyuralu ve
esit
insan toplulugu" yeryiiziane gelebilecek, "evren-
sel sevgi, evrensel
bans ve kusursuz ozgurluk" gerceklesebilecek-
Coppe, biitun insanligin bir olduguna, erkek ve kiz kardeslerimizi tanimamiz gerektigine inanan bir Bagirganlar grubuna katildi. Gunahin oldugunu sevincle ilan ettiler, iyinin ve koititir.
53
nQn
oiesinde bir hayat icin cagn yaptdar: "Artik korkunc, berbat, kotuluk pesinde kosma, neyin gu-
tedbirsiz ve kibirli bir halde
nah oldugunu dusunme, giinahlar ve ihlaller sona erdi artik, mece ^ozuldu," 5 * Coppe vaaz vermekle yetinmedi, kendisini gercekustu
bil-
bir
sanat eserine doniistiirdu. londra'da, dislerini giardatarak ve
hesap gununun geldigini ilan ederek, guclu ve zengin kisilerin arabalanna saldirdi. Kendisini dinleyenlerin kulaklanni "<;inlat-
mak" liler
istiyordu.
Ancak bunun daima
yikici bir
amaci
vardi: "De-
gibi hoplayip, ziplayip dans ederek, Davutlarm kisir Basme-
yavasca ona iskence ediyorum; hizmetcilerinin onunalcaklan, utanmaz o 55 Kendine olan giiveni, verdigi mesajlarm, de rezil ediyorum." "evrensel sevgiyi tasiyan ve kusursuz ozgurliige hizmet eden [icindeki] en Yuce Tann"dan geldigine dair bir kanaate dayamlegi'ni sasirtiyor, rahatsiz ediyor,
asagdik, adi herifleri,
yordu. 56
Hukumet
ve Protestanhk
Kurumu
Coppe'yi zararsrz bir deli saymak
i?in
bu kadari fazlaydi. o ve beraberin-
yeterli degildi;
deki Bagirganlar, Cromwell yonetimi icin gercek bir tehdit olusturuyorlardi. Fiery Flying Roll'un yayimlanmasi ist,
Tannya soven ve melun
hukumetin "Ate-
fikirler"e karsi bir Parlamento Yasasi
Vikarmasina neden oldu. Parlamento tarafindan halkin gozii onunde yakilmaya mahkum edildiler. Coppe tutuklandi ve New-
onune cikardKendi kendine konu^uyor ve "sa-
gate hapishanesine konuldu. Sorgu Komitesi'nin
diginda deli numarasi yapti.
57 londa etrafa hndik kabuklan ve baska nesneler firlatiyor'du. Sozlerini geri almak zorunda birakildiginda, A Remonstrance of
the Sincere
and Zealous Protestation'u (Samimi ve Kararh Bir Pro-
iI
A Fiery Flying
H
Age,
55
A Second Fiery Flying
56
OnsGz,
57
Cohn, The Pursuit of the
s,
Roll,
s,
4.
7,
A
Roll,
Fiery Flying Roll,
s. s,
8. 3,
Mill oin turn,
s.
317.
Anar$izmin Tarihi
168
Copps Return to the Wayes ofTrutku (Coppe'un Dogru Yola Donusu, 1651) yazdi. Bagirganlann uslubumi en iyi sekilde kullanan Coppe, toplumsal mesajina sadik kahrken, ketidisine ydnettilert suclamalan yamtladi. 58 Ucan Ategten Top'un testo $ikayeti) ve
kanatlan tain olarak kinlraadi. inancini inkar ederken,
Gunah
diye bir seyin olmadigi
Tanrmin goziinde
biitun insanlann e$it
derecede giinahkar olduklanni ilan eder. Kendisi icin hicbir sey istemedigini soyler. "Topluluga gelince, Kutsal Metinler'de sozu
Apostolik kutsal Topluluk'tan baska Kigbir sey tani-
edilen,
mam... Tannnin Ogullan'nin muhtesem ozgurlugiinden baska
tanimam, ba$ka bir §eyin ozlemini cekmem. Tann her zamaninda yapar." 59 Coskulanna ve dzgunliiklerine ragmen Bagirganlar asla tu-
hicbir sey seyi
tarh ve orgutlu bir hareket geli$tirmediler. Genellikle bir duzine
ya da yirmi kisiden olusan gevsek birlikler ya da sempati grupla-
n alt
olugturdular. Esas olarak,
John
Ball'un ozlemlerini paylasan
tabakadan kent yoksullanndan destek gorduler. Bagirganlann
sayilan zamanla, ozellikle Londra'da
artti
ve en yiiksek noktada,
buttin tngiltere'de etkilerinin hissedilmedigi tek bir yer bile kal-
madi. Ancak onderleri, 1650'de ve 1651'de teker teker yok editdi;
bes yd sonra ciddi bir cokiis icindeydiler. Ancak etkileri ko-
kalkmadi, Bu etki 1676'da
lay kolay ortadan
Quaker Robert
bile,
saygideger
Anarchy of the Ranters and other Libertines (Bagirganlann ve Diger Sefihlerin Anarsizmi) bashkh bir saldin yayimlamasina yetecek kadar gu^luydii. Fox da Bagirganlann 1668'de
Barclay'in The
New
England'da faaliyet gosterdiklerini
Bagirganlann gercek
niteligi
maktadir. "Bagirgan" terimi, tipki anarsist teriminin
kullamhsi
gibi,
asm
bildirdi.
ve yarattiklan etki ha 13 tartisd-
gunumuzde
ve tehlikeli fikirleri betimlemek icin asagila-
yici bir tarzda kullanihyordu.
Zamanla Bagirganlar
"igten aydin-
lanmanin antitoplumsal her turlu disavurumu"nu temsil etmeye ballad dar. 60 Bir Bagirgan 'in ahlakdrsi bir haylaz olarak imgesi,
buyuk olcude, onu
"delitik
sinin"nda tutmak isteyen yerlesik
Protestanlik adtna faaliyet gosteren duygusal brosiir yazarlan ta-
rafindan 58
gelistirildi.
Marksist tarihci A.
Bki. "Girij", Coppe, Selected Writings, dtr.
1987,
Morton da Bagirganla-
Andrew Hopton, Aporia
Press,
s. 7.
59
Copps Return
60
J.
91.
L.
to the
C. Davis, Fear,
Wayes of Truth, 1651 s. 14. Myth and History, Cambridge University ,
Press, 1986,
s.
iugili^
169
Devrimi
benzer bicimde, Cromwell'in DUzleyicileri ezmesinden sonra "yenilmis ve simf disi" kalmt? gruplardan destek goren, "kafasi 61 kangik mistik anarsistler" dedi. Ancak Coppe ve Clarkson gibi
ra,
adamlar umutsuz degildiler ve kralin idamindan sonra
bir sure
esit biicin tngiltere'de gercek duzleyiciligin sahici bir ozgiir ve
reyler topluluguna yol acabitecegi goruliiyordu.
pek cok devrimde oldugu
Cromwell
gibi,
bu olayda da
iktidara gelmesine yardimct olan
Kullandiklan mistik
dil
askeri diktator
solu ezdi.
nedeniyle Bagirganlar,
ve coskulu bir saygtsizhk ve dunyasal bir
nu
asm
Daha sonraki
muhtesem
uyumsuzluk duygusu-
Joachim ile William Blake'i degil, modern anarko-komunizmi de birlestiren
ifade eitiler. Sadece Fioreli
koylu komunizmi
ile
zincirin bir halkasi oldular. Gecmisleri ortacagin Ozgiir
Kardesjigi'ne kadar uzaniyordu ve
bu
haber veriyorlardi.
61
Morton, The World of the Ranters,
s.
112.
yiizyilin
Ruh
kar§i4aiUurUnu
Fransiz Ronesansi ve
Aydmlanma
W
Antik?aga
ilgi
duyan Ronesansm ve ozel kanaat hakkini vurgula-
yan Reformasyotum sonuc^anndan bin, sekiiler meselelerde antiotoriter egilimlerin canlanmasiydi.
yarisinda, biitun
On
altinci yiizyilin ikinci
Avrupa ulkeleri iginde en
nurleri tireten iilke Fransa oldu.
Bunun
gu^lii liberter dusu-
Fransiz monarsisinin
merkezilestirici egilimlerine ve gu?lu bir Ulus-Devlet karsi bir tepki
olusumuna
oldugu kusku goturmez. Francois Rabelais
Fn
renkli ve kavgaci Fransiz liberteri benzersiz Francois Rabela-
is idi.
Tip ogrenimi ve
pratigi
yapan eski bir Fransisken ve Bene-
dikijn kesjsi olan Rabelais kesislerden ve skolastisizmden nefret t-ni.
Baseseri Garganlua ve Pantagruel'dt (1532-1564)
ytizyil liin
Fransasinin
dirtsel, siyasal,
on
altinci
hukuksal ve toplumsal kurum-
ve uygulamalanyla biiyuk bir keyifle ve inceden inceye dalga
Ki'Vii.
Eser,
mustehcen humor, keskin hiciv ve hayatin verdigi
hazlann harikulade bir kansirmni
igerir.
Rabelais'nin ciddi bir yarn da vardir. Anarsfet sonuclara
varmasmi saglayan
bir tur dogalci iyimserlige sahipti, tnsan do-
gasinin lemelde
olduguna, ancak egitim ve ortamla bozuldu-
iyi
172
Anar$iztnin Tarihi
guna
Yeteneklerimtzin tarn olarak gelismesini istiyordu,
inantli.
"cunkii, dogustan iyi olan, iyi egitim gormus, iyi bir
is tutmus onlan daima erdemli edimlere yonelten ve kotii ahskanhklardan uzak tutan dogal bir icgudii ve durtiiye sahip-
ozgiir insanlar,
tir,"
1
O
halde insanlann kendilerini sahip olduklan "onur" ya da
ahlaki duygulara birakmalan, herhangi bir dissal kural ya da yasaya ihtiyac duymaksizm davramslarim yonlendirmeleri igin yeterlidir.
Rabelais, Gargantua ve Pantagruel'in
kurulusunu
anlattigi
I.
Theleme Manastmnin ilkeleri ete kemige
kitabmda, bu soyut
burundiirdu. Gargantua, manastin, cdgin despot Picrochole'ye (Grekce "terslik eden" anlamina gelir) karsi savasta kendisine
yardim eden Peder John'a (Frere Jean des Entommeures: Istahh Pederjohn) verir. Peder John, kesislerin, hicbiri kendi kotuluklerinden kaynaklanmayan biitun kusurlarmi tasimaktadir. Cahil, ama ayni zamanda cesur, dUriist ve gucliidur. Ma-
pis ve obur,
nastin, bir kadinlar
luks
manastirimn tam karsisina, muhtesem ve
ama surlan olmayan
bir sayfiye evi gibi insa eder.
sozcUgu Grekce "istenc" ve "zevk" anlamina iyi
yetismis tiyeler istedikleri
tlfet,
yoksulluk ve
olabilir ra re ni,
ve
itaat
mukemmel
gelir.
zaman manastirdan
Theleme
Yetenekli ve aynlabilirler.
soz konusu degildir: Evlenebilir, zengin
bir ozgurluk icinde yasayabilirler. Yasala-
ve avukadara, siyasetcilere, krallara ve prenslere, dine, vaizleve kesislere, paraya ve tefecilere ihtiyaclan yoktur. Hayatlan"yasalara, yonetmeliklere ya da kuraltara gore degil, kendi
ozgiir isten? ve zevklerine gore," yasarlar. "Jais
Tek
bir kural vardir:
ceque voudras!" (Ne istiyorsan onu yap!). Rabelais'nin ideal toplulugu, Fourier'nin biitun arzulan
min etmenin olumlu ve
tat-
saghkli goruldiigu falankslarmi andinr.
Esas olarak bu, gtic ve servetten cok zeka ve bilgiyi temel alan bir
toplum isteyen Rabelais
gibi yeni
Ronesans aristokradarmin
iitopyasidir. Rabelais'nin isyani
daima bireysel ve dussel olmustur. Toplumun yapisina karsi bir eyleme doniismez. Tiranhgin butun formlanna karsi cikan Rabelais, gergek dunyada baris^i ve comert bir monarsiden baska bir sey beklemiyordu. $ovalyeligi andiran utopyasinda soylu erkekleri ve kadinlan ozgUrluge caI
Frangois Rabelais, Gargantua and Pantagntel, I (1534). Ceviri bana ait. Bkz. Matie Louise Bemeri, Journey through Utopia, Freedom Press, Londra 1982,5.141.
Franaz Rdnesansi
vr
Aydmlanma
173
girmis olabilir, ancak filozoflar butun' ozgiir erkek ve kadinlann dogustan soylu olduklanni on dokuzuncu yuzyila kadar kabul etmemislerdir. Bununla birlikte Rabelais, ozgurlugu gok canh ve neseli bir bicimde kutsadigi icin, liberier dusunce tarihinde
onurlu bir yeri hak eder. Etienne de
la*
Boetie
O sirada Fransa'da, ozgiir dogan insanlar koleligi neden bu kadar kolay kabul ediyorlar, diye soran ve Rabelais ile tanismayan bir yazar daha vardi. tsmi Etienne de ta Boetie idi ve 1530'da Kilise ve Devlet gelmisti.
ile
guglii
baglan olan bir yargicin oglu olarak dunyaya parlamentosunda {avukatlar
Hukuk okudu; Bordeaux
danisman oldu ve burada, zulme maruz kalan Protestan icin dinsel hosgoru cagnsinda bulundu. Bir sair ve klasikler uzmani, ayni zamanda btiyiik humanist Montaigne'in
meclisi)
Huguenotlar
arkadasiydi, Kisa hayatinda
la
Boetie, Katolik Kilisesi'nin sadik
kralm sadik bir tebaasi olarak goruldu, ancak gencliginde, 1571 ile 1573 arasinda buyuk liberter klasiklerden bin olan Discowrs de la Servitude Volontaire'i (Gonullii Kulluk Uzeri-
bir Uyesi ve
ne Soylev) kaleme
vunan
aldi.
Antik Yunan ve Roma'da ozgurlugu sa-
klasik yazarlara hayati
boyunca hayranhk duydugu kusku
goturmez, 1563'te olumiinden sonra, hayattayken yaymcihgini yapan Montaigne, "tiranlara karsi ozgurluk serefine" yazildigini kabul
ettigi
elyazmalannm yaytmlanmasi konusunda cok
ve iirkek davrandi.
Onu
olarak goz ardi
ancak
etti,
bir genglik cilginhgi, edebi bir la
tedbirli
deneme
Boetie'nln her sozcUgu inancla yaz-
etmekten de geri kalmadi. Ona gore la Boetie, Fransa'da dogacak yerde Venedik'in ozgur ortammda dogmayi tercih digini kabul
ederdi.
kez 1576'da Hollanda'da ortaya cikti ve Huguenotlar tarafindan Katolik rejime karsi propaganda malzemesi olarak kullanitdi. On sekizinci yuzyila, Rousse-
Denemenin tam versiyonu,
ilk
au tarafindan okunup Fransiz Devrimi'nin baslannda yeniden basilana kadar fazla dikkati cekmedi. O zamandan beri siyasal temel soruyu sordugu igin siyaset teorisinin kuciik bir klasigi olarak kabul edilmistir. Soru sudur: Insanlar si-
yukumluluge
iliskin
yasal otoriteye ya da
hukumete neden boyun egmelidirler?
La Boeue'nin yaniti sadece guclu bir ozgurluk savunusu icermekle kalmaz, ayni zamanda cesur manligi onu, hukumete
Anarfizmin Tarihi
174
hicbir sekilde ihtiyac olmadigi
sonucuna
gottirur.
Insanhk
icin
isienmesi gereken, butun insanlann btr kez daha ozgiir ve mutlu
olmalan icin hukiimetin ortadan kalkmasiydi. Ne var ki insanlar gonullu koleligi secmektedirler: "Insanlann ozgurlugu istememelerinin, istemeleri halinde ona sahip olmalan disinda baska
Bu mukemmel kazanimi, elde edilmesi 90k kolay oldugu igin reddediyor gibiler." 2 bir nedeninin olmadigi gorutur.
Uslup abartih ve tekrarlamah olsa da,
nmdaki
evreyi ayirt
tic
argumabolumde, huku-
la Boetie'nin
etmek mumkundur.
Ilk
metin var oldugunu, cunkii insanlann kendilerini yoriettirdiklerini ve itaat sona erdigi zaman dagildiklanni one surer. Sonraki bolumde, ozgurlugun dogal btr icgudu ve hedef oldugunu, kole-
doganm bir yasasi degil sadece bir aliskanhk oldugunu one surer. Nihayet, hukiimetin yonetimde cikan olanlar tarafindan muhafaza edildigt gosterilir. ligin ise
La Boetie goriislerini dogal hak teorisine dayandinr. "Eger doganin bize verdigi haklarla ve bize ogrettigi derslerle yasasaydik, dogal olarak ana babami2a itaat eder, akla bagh kahr ve kimsenin serfi olmazdik." 3 Ozgurlugun dogal olup olmadigim tartismaya gerek yoktur, curiku bu apacik ortadadir: Kisi ba$kalanni, onlara zarar
venneden kendi hizmetinde tutamaz. Bu,
ter at olsun,
hayvanlar icin de gecerlidir.
ister
fil is-
Hukumetle toplumsal sozlesme teorisini kabul etmemekle kendi hukumdarlanna itaat etmelerini gerektiren bir "sozlesme" varmis gibi davranmakta olduklanm one surer. Ancak bu itaat gonullu oldugu icin, boyle bir sozlesme yokmus gibi davranmalan ve kendi hukumdarlanna itaat etmemebirlikte, insanlann,
de esit derecede mumkiindur. Onemli nokia, insanlann butun siyasal iktidann kaynagini olusturmalandir. Bu durumda inleri
sanlann ikiidan hukumdarlara verebilmeleri ya da dilerlerse geri alabilmeleri gerekir.
Ashnda
la
Boetie siyasal
yukumlulugun donosyonunu ge-
gasini acikhga kavusturmakta ve halk egemenligi listirmektedir.
Denemesinde, tuluklerin
sokun
"bir
ettigi,
dan kalkmastyla butun 2
Etienne de Librairie
3
Age,
s.
la
daima hos ve buyuk bir iyiliklertn
yok olup
iyilik olan, orta-
giuigi,
butun tadmi
Boetie, Distours de la servitude volontaire, der.
Armand
55.
kez kaybedildiginde ardindan butun ko-
Colin, Paris, 1963,
s.
55. Ceviri
bana
ait.
Maurice Rat,
Framiz Rdnesansi
ve
Avdmlanma
175
ve cesnisini kolelik yuzunden k ay be dip yozlasan 6zgurluk"u kutsar.
4
Daha soma
tiranlan ve kotu prensleri, klasik anistirma-
larla dolu bos soylemleri
vardir:
Halkm
yuzunden
kinar.
kazananlar; ve kahtsal olarak edinenler. birinci tip tiran
ayni sonucu
rumunda di
Ona
secimiyle kralliga sahip olanlar;
oldugunu dusunmekle
En
gore uc
onu
katlamlabilir olanvn
Ve
her uc tipin de
birlikte,
verdigine inarur; Halki aldatirlar ve
tutarlar.
tip tiran
silah zoruyla
onu
kolelik du-
insanlar bir kez kolelestirildiklerinde, ken-
ozgurluklerini o kadar cabuk ve derinden unuturlar ki,
"uyanmalannin ve onu yeniden elde etmelerinin imkansiz oldugoruliir; oylesine serbestce ve hosnutlukta hizmel ederler ki,
gu
onlarin bu halini goren bin, ozgurluklerini kaybetmediklerini kat koleliklerini kazandiktanni rahathkla soyteyebitir.
1'
fa-
5
La Boetie'ye gore bu gonullu koletigin bashca nedeni ahskanhklardir: "Insanlann gonullu kultuk etmelerinin birinci nedeni, serf olarak
dunyaya gelmeleri ve
serf olarak yeti^tirilmele-
ridir." 6
Aynca, tiranligin destegi ve temeli silahlann gticii degil, hakimiyelin karh oldugunu goren bir grup insanin oz cikandir: "mal sahibi olmak icin hizmet etmek
isterler." 7
Sonuc sudur:
"Bu zavalhlar ttranin panldayan hazineterini gorurler ve onun ihtisamiyla gozleri kamasir; ve bu isigin cazibesine kapilarak ona her defasinda biraz daha yaklasirlar ve sonunda onlan yakacak 8 olan atesin icine atildiklanm gormezler." Ancak bir cikis yolu vardir,
gore,
Insanlar kendi
onu
geri almalari
la Boetie'nin
hukumdarlanna
iktidar verebildiklerine
da mumkundur. Fazla
dile
denemesinin butun yonelimi siyasal
getirmese de,
itaatsizligin ge-
rekliligini gostermektedir. 9
Makyavelli'nin acimasiz Devlet yonetme sanatini anlattigi Prens'inin (1532) uzerinden
di.
cok gecmeden,
iktisadi ve psikolojik
kullugun
Insanlar ozgiir dogarlar,
la Boetie,
gonullu
zeminini parlak btcimde kanitla-
ama hem
kendilerini
hem
de cocuk-
bu zincirlerden kurtulabilirler, gonullu koleler dunyadaki tiranla-
lanni zincire vururlar, tsteseler
ama
istemezler,
4
Age,
s.
57.
5
Age,
s,
63.
6
Ag
7
Age,
s.
87.
8
Age,
s.
92.
9
Bkz,
Nicolas
Sonuc
Walter,
olarak,
"Introduction", Discourse of Voluntary Servitude,
Anarchy 63, Mayis 1966,
s.
135.
Anar$izmin Tanhi
176 n,
koleleri
tiranlarin
cogaltmalarmdan daha gok
cogalttrlar,
Montaigne, la Boetie nin denemesindeki yikici mesaji dogru an1
onu gizlemeye cahsarak hata yapmistir. Bu ozgun eser herhangi bir siyasal dusiince gelenegine kolayca uydurulamaz. Yapttgi siyasal iktidar cozumlemesi sivil itaatsizlik kavraminm zeminini olusturur ve barisci gelenek icindeki onurlu yerini hak eder. Emerson bu eseri biliyordu ve yazan i^in bir sjir yazdi. Tolstoy denemenin onemini kavrayan ilk onemli anar§ist oldu ve onu Rus^a'ya <;evirdi. Max Nettlau yasalann ve hukiimetin olmadigi bir toplum tasawur eden erken duSiinurler listesine la Boetie'yi katmakta hakhdir. 10 O zamandan lamis, ancak
beri,
Gustav Landauer, Rudolf Rocker, Bart de Light ve Nicholas
Walter gibi anarsistler bu esere anar§ist dusjiince tarihi icinde onurlu bir yer vermislerdir. Deneme, daha yakm zamanlarda, ondaki
kisisel
inisiyatif
ve ilerleme vurgusunu degerlendiren
Murray N. Rothbard gibi Hak Discottrs de
\a
liberterlerini
de cezbetmistir. 11
Servitude'un derin bir anarslst duyarhlik ve yoneli-
mi a?tga vurdugu kusku goturmez, Gabriel de Foigny
On
yedinci yiizyilda Fransa'da
cesitli
bolgesel topluluklardan bir
ulus yaratma siireci hiz kazandi. Ozellikle XIV. Louis iilkeyi
monarkin
ktsiliginde
simgelenen guclti bir merkezi Devlel yone-
timinde birles.iirmek icm mucadele "L'etat, c'est
etti.
Gururla soyle diyordu:
moi" (Devlet benim). Ancak onun tarimin ihmaline,
koylulerin sefaletine ve cehatetine yol ac;an luks ve sava§ tutku-
su herkesi etkilemedi.
Radikal gorusleri dogrudan ifade etmek cok tehlikeli oldu-
gu
i^in liberter diisunurler, dussel bir
utopya yolculugundan ya-
rarlanarak mevcui toplumu elestirdiler, alternatif kurumlar ve
uygulamalar onerdiler. Gabriel de Foigny radikal
manin ve bagimsiz davranmamn ne kadar yet
iyi
bilen biriydi, 1630'da Ardennes'de
fikirlerle
tehlikeli
ugras-
oldugunu
ga-
dogdu ve Cordelie Ta-
rikaimin (Fransisken) manastirlanndan birine girerek Katolik vaiz oldu. 10
Max
Ne
var ki
uyumsuz davranislan papazhk rutbesinden
Nettiau, Bibliogmphie de I'anarchie, Stock, Paris, 1897,
Bkz. E. V. Zenker, Anarchism, Merhueri, 1898, 11
s.
$.
2; ayrica
15-16.
Bkz. Murray N. Rothbard, "Introduction". The Politics of Obedience. The Discourse of Voluntary Servitude. Free Life,
New
York, 1975.
Fran$}z Ronesorisi vr Avdtnltinma
yoksun kalmasina yol
acti.
tasmdi. Kiztara ve saraba
derde
lilerle basi
Din degislirerek Kalvinist Cenevre'ye
duskun oldugu
girdi. Bir
177
icin bir
kez daha yetki-
keresinde taptnakta hizmet verirken
kusmgu soylenir. Itibarli bir Fransiz ya da lsvicolma sansi azahrusken, L676'da Les Adventures dc Jacques Sadeur dans la dfcouverte de la Terrc Australe bashkh imzasiz bir metin yayimladi. Metnin kisaltilmis bir versiyonu, 1693'te sunagin uzerine re yurttas;i
A New
Discovery of Terra Incognita Australia (Bilinmeyen Avust-
ralya Kitasimn Kesfi) adiyta cevrildi. Eser hapse girmesine yol actiysa da, kefaletle serbest birakildi.
Cenevre'deki yetkililerin neden bu kadar bozulduklanni an-
lamak zor nin
te
degildir. Avustralya'da
me lie line
gecen utopyasinda Foigny
saldinr. Kitanin sakinleri
Tannya inamyor
di-
olsa-
onun adim anmazlar ve zamanlanni ibadetten cok memakul ve iyi insanlar olarak dunyaya gelirler. Hukumete olan ihtiyaclan dine olan ihtiyaclan kadar lar da,
ditasyonla gecirirler. Ozgiir,
azdir.
Ne
yazih yasalan vardir ne de kurallan. Ozel mulkiyet
yoktur. "Hermafrodit" Avustralyahlar arasmda cinsiyet bile artik gerekli degildir ve ailenin hicbir rolu yoktur. Kendisi de bir her-
mafrodit olan dussel gezgin Jacques Sadeur lerini bilmez.
onann
nasil uredik-
Soyle der:
Sadece onlarin birbirini igten duygularla sevdiklerini ve asla herhangi birini bir digerinden daha cok sevmediklerini gozlemtedim. Aralarmda ne bir kavga ne de bir dii^manlik gdrdugumu soy ley ebilirim,
Benim senin ayrimt yapmayt bilmezler ve
rupa'daki erkek ve kadtnlara ktyasla c;ok daha
iliskilerinde
mukemmel
bir
Avic;-
tenlik ve tarafsizlik vardir. 12
Egitim
ya^tndan otuz bes ya§ina kadar manastir benzeri ko-
iki
munal evlerde
yapihr.
Gunun
sel arastirmalarla, ikinci
munii kamusal ir;in
bahcecilik
ilk bolumunu okulda ya da bilimbolumunu bahcecilikle ve ucuncu bolu-
faaliyetlerle gecirirler.
dismda tanma
Sadece meyve yedikleri
ihtiyac duymazlar; giysileri olma-
digi ve
pek az esya kullandiklan
yoktur,
Toplum butunuyle
i^in endustriye
esitlik^idir. Bir Yasli
Sadeur' a soyle der: "Bizim icin her varhk ayni tarzda 12
yasamak ve
Gabriel de Foigny,
esitlik
A New
Age,
s.
196.
ayni kaygilan
bizim onurumuzdur." 13
Discovery of Terra (tKogniiu /tuslralis (1693),
ahrHi, Bemeri, Journey through Utopia,
i(
esittir;
de ihtiyaclan
Adam, Jacques
s.
I9"V
Anar$iztnin Tarihi
178
Ancak Foigny'nin en
ilginc ozelligi hukiimetsiz bir
tasarlayan ilk utopyaci olmasidir, Yash
Adam, anarsizm
toplum felsefesi
denebilecek bir yaklasimi su sozlerle aciklar:
Insamn Dogasi dogmak ve ozgur ya§amakti. Bu nedenle insana,
onun dogasim bozmadan boyun egdirilemezdi rine
...
Bir
insamn
dige-
boyun egmesi, insan Dogasmin boyun egmesi, insarun kendi
gozunde
bir tur kole haline gelmesiydi.
ve siddete yol acardi
ki,
bunu du$unmek
Bu kolelik oyle bir bile imkansizdi.
geli^ki
Ozgurlu-
gun insamn ozunu otu$turdugunu, insani tahrip etmeksizin 6zgurlugiin
ondan ahnamayacagini
ekledi... Bu,
insamn ba$kasinin arzu-
lanni yerine getirmedigi antamina gelmez, sadece baskalan zorladigi ya da emir verdigi icin gini gosterir.
Komuta onun
rettigini yapar;
akh onun
onun arzularim
icin igrenc bir sozcuktur;
yasasi, kurali
onu
yerine ge tinned i-
o aklmin em-
yegane rehberidir. 14
Ozgiirluk a^igi bu insanlann merkezi bir hukumeti yoktur ve
butun kararlar her bolgenin ya da mahallenin yerel meclisinde ahmr. Her sabah, o bolgenin uyeleri tarakendi hayatlanyla
ilgili
insanlann sabah konferanst igin toplandiklan oriak
findan,
mekana yiyecek
getirilir.
leriyle cati§mazlar,
vunmaya da
Onlar bansci insanlardir ve asla birbir-
ancak yabanci
hazirdirlar.
Ancak
isgalcilere karji ulkelerini sa-
savasta bile onderleri ya da ko-
muianlart yoktur ve kendi aralannda tartisma
Onlann toplumunda hukum
lenirler.
yapmadan mevzi-
siiren diizen ve
olarak akillannin "Dogal I§igi"ndan kaynaklanir. adil kilan, akla olan baghhklandtr.
Onlan
uyum
Onlan
birlestiren
esas
iyi
ve
bag bu-
dur." 15
Foigny'nin Avustralyalilan, akla olan bagliliklan, evrensel iyilikleri
ri'nin
ve kusursuz ictenlikleriyle Swift'in Gullivcr'm Seyahatle-
dorduncii bolumundeki Hoyunimleri andinr. Ashnda ara-
da oylesine btiyuk bir benzerlik vardir
ki,
Tory Dean'in Jacques
Sadeur'un dussel yolcutugundan esinlenip esinlenmedigi merak
konusudur. Foigny, kitabinm sonunda, Avustralyahlann erdem ve akh
ile
"sayesinde ancak hayvanlar gibi yasadigimiz"
Azman
bilgimiz arasinda bir de ktyaslama yapar. 16 Eger eseri kesfetmis-
14
Age,
s.
198-200.
15
Age,
s.
201.
16
Age.
Fransiz Rdnesansi ve Ayclmlanma
se,
Godwin de
yasal adalet
179
Avustralyaltlann hukumetsiz toplumlanndaki
uygulamasindan
si-
etkilenmis. olmahdir.
Fenelon Fransa'da kendi ahlaki ve siyasal goruslerini ifade etmek icin dussel yolculuk yontemini kullanan daha da unlii bir rahip vardi.
Bu
kisi,
Baspiskopos Francois de Salignac de La Motbe
Fenelon (1651-1715)
idi.
Didaktik romani Telemaque'i (1699)
XIV. Louis'nin torunu, gelecegin krali ve kendi ogrencisi olan
Burgonya Dukii
icin yazdi. Goruniisie Ulysses'in oglu Telemechus'un maceralanni anlatan roman, klasik mitotojinin dussel an-
latismi kutlanarak, siyaseti, ahlak, egitim ve dini tartisir.
Eserde, birincisi La Betique iitkesinde, ikincisi ise Salente
kentinde gecen
iki
iitopya vardir.
Hos ve sakin
bir yer olan La
Betique iilkesinde gunes daima parlar ve dogal bir bolluk vardir. Yurttaslar mallanni ortaklasa kullamrlar ve basit bir hay at yasarlar. Rabelais'nin Theleme Manastin'na kiyasla puriten bir yaktasim soz konusudur; yerliler bos zenginlige ve aldatici hazlara kargidirlar, Ayni zamanda, liberter ve bansci bir komunizm ortamtnda yasarlar ve hakimiyet alanlanni genisletmek istemezler.
En ufak
bir gurur, kibir ya da kottiluk belirtisi tasimazlar.
Salente kentinde, Telemachus'un arkadasi Mentor'dan yo-
netimi duzeltmesi istenir. Mentor sett onlemler ahr: Altin, yabanci mallar, hatta kadinsi muzik yasaklamr. Bu puriten egilim,
Fenelon'da da one cikar ve refahtn ancak arzularm tatmini
kisit-
lanarak gerceklesecegini one surer: "Insanlan aldatan zenginler
onlan yoksulla§tirdilar ve onlar olmadan yapmaya cesaret edemeyecekleri
i?ler
sayesinde buyuk bir servet edindiler.
!7
XIV. Louis'nin butun bunlan fazla eglenceli bulmadigi kusku goturmez; Fenelon sarayda gozden duser ve kendi piskoposluk bolgesine surUliir. Ancak Tilcmaque sonraki yuzyilda, filozollann roman kiligina buriinmus pek cok dinset ve siyasal tezlerine model olmu§iur. Aynca Gen? Godwin'i derinden etkilemistir. Godwin, An Enquiry Concerning Political Jwstice'inde (Siyasal Adalet Uzerine Bir Arastirma, 1793) ;oyle der: Insan
yangindan kendi dz anasim degil de Fenelon 17
gibi iyi yurekli bir
FrancoisdeSalignacdeLaMotheF£ne]on,TeU maqut'(16<>y),3timi.Gray, 1
The
Socialist Tradition,
s.
72,
Anar$izmin Tarihi
180 filozofu
kurtarmayi tercih edebitir, ciinku
o,
insan mutluluguna
katkida bulunan iistun bir yetenege sahiptir.
Aydinlanma Foigny ve Fenelon'un ortaya koyduklan eserde on sekizinci yuzyilm Fransiz Aydwlanmasina esin kaynagi olan curedi bir du-
sunce
kusku ve
turii bulabiliriz. Descartes'in sistematik
akilci
arastirma yontemini otusturmasindan sonra filozoflar, yerlesik kirlere
fi-
ve onyargilara meydan okumaya ve toplumu akhn isigm-
da coziiimlemeye basladiiar. Dogayi olcu, akh
ise
rehber olarak
benimsediler.
Insanin mukemmelligine duyulan inane,
Aydmlanmamn
bentmsedigi diinya gorusuniin merkezinde yer ahyordu. Filozoflar,
insan dogustan gtinahkar degildir, o icinde bulundugu ko-
sullann bir urunudur diyordu. Eger bu kosullan degistirirseniz,
onun tutumunu da en
iyi
degistirebilirsiniz.
O
yolu aydinlanma ve egitimdir.
Bunu gerceklestirmenin halde insan
mukemmel
ya da en azindan surekli iyilesmeye duyarh kthnabilir. Ayrica rih
ta-
gecmi§te de iierleme oldugumi ve gelecekte olmamasi icin
neden bulunmadigini gosterir. Ancak butun filozoflar insanin ilerici dogasina
higbir
hepsi anarsist sonuclara varmadi.
Locke'un
On
inanirlarken,
sekizinci yiizyilda Voltaire,
liberal fikirlerini Fransa'ya tasidi
ve tipki
onun
gibi,
hukumetin insan hayatmi ve mulkiyeti korumak icin zorunlu oldugunu dusundu. Kisisel yolsu2luklan ve monarsik despotizmi elestirmenin otesine gecmedi. Diderot, kamuoyu onunde Voltaire ile birlikte, kralm halkla loplumsal sozlesme yaptigi anayasal monarsiyi savundu. Hukumetin ve Devlei'in olmadigi bir toplu-
ma
iliskin goruslerini
kendine sakladi.
Aydmlanmamn
bir urunii
olmasina ragmen Rousseau, toplumsal ve ahlaki ilerlemenin gerceklesmesi icin akla ve bitime duyulan giiveni sorguladi. gore halk dogal olarak
iyi
Ona
olmasina karsm, mevcut kurumlar yu-
zunden bozulmustu. Ancak Rousseau, daha sonraki anarsistler gibi, buttm bu kurumlann ortadan kaldirilmasini degil, yeni bir toplumsal sozlesmenin yapilmasmi istiyordu. Jean Meslier ve
Morelly gibi pek taninmayan dusuniirler, filozoflar in mevcut
re-
jime yonelttikleri
Ne
elestiriyi
anarsizmin sinirlarma
tasiditar.
var ki ortaya koyduklan eserler az sayida kisiye ulasti ve yasa-
diklan
donemde
fazla etki yaratmadi.
Jean Meslier
Champagne' da ki £trepigny'nin
tasra
papazi olmasinin disinda
Jean Meslier hakkinda pek az sey bilinir. Yasadigi donemde ateist ve devrimci inanclarini yayimlamaya cesaret edemediyse de, goruslerini 1720'lerde bir Testament (vasiyetname) olarak yazdi.
Olumunden sonra (1729) dmlatmak
isiedi.
cevresindeki dindarlan bu sekilde ayYuzyilm ortalannda elyazmalannin cesitli ver-
siyonlan Paris'te elden ele dolasti. Ancak papazlik
kurumuna
duygulannin yer aldigi kisaltilmis bir versiyonu ilk kez Voltaire ve Holbach yayimladi. Metnin tamami 1864'e kadar kar§i olan
ortaya cikmadi. Meslier'nin, ofkeli, cilasiz ve
lafi
dolandirmayan
yazdigi Testament'i bir dizi "kanit"tan otusuyordu.
bir uslupla
Ancak bashk
mesajin dziinii vermektedir: "Jean Meslier'nin, insanligin hatalan, yanhs
yonde
gidi§ati
ve yonetimiyle
ilgili,
kutsal olan her se-
yin ve butun dinlerin beyhudeliginin ve sahteliginin acik ve bariz
kanitlanyla
gorulebilecegi
diisunce
ve
duygulanna dair
yazilar..."
Metinde, butun dinlerin sadece sahte olmakla kalmadiklan, uygulama ve kurumlannin da insanligin refahi icin bariz bicimde zararh oldugu gibi sarsici bir sonuca vanliyordu. Meslier, akil ve doga adina Hiristiyanhgm ve teizmin iddialarim reddetti. Tann yoktw ve olumden sonra ruhun yasamasi soz konusu degildi, Meslier'ye gore, elma yemek gibi basit bir itaatsizlik yuzunden hayatin butun olumsuzluklanna yol acan Ilk Gunah dusuncesini an lama k mumkun degildi, Meslier'nin "ateist olmaktan cok anarsist" oldugu soylenmistir. 18 Insanm dogal olarak, "bans, nezaket, esitlik, dogruluk ve adalet"e yoneldigini, "sorunlar ve anlasmazhklardan, diizen-
bazhk, adaletsizlik, sahtekarhk ve tiranliktan" nefret
ettigini
du-
Suniiyordn. 19 Peki neden, diye soruyordu, her insanin yuregin-
deki mutluluk arzusu husranla sonu?laniyor? Sadece bazi in-
komuta etme hirsi, bazilan da kutsallik iddiasi lasidiklan Sonuc olarak, biri siyasal, oteki dinsel olmak uzere iki guc
sanlar igin,
ortaya cikiyordu. Bunlar kendi aralannda bir anlasma yapukla\H
Claude Harmel, Histoire dt Vanarchie, Editions
Champ
Libre, Paris, 1984,
s .26.
14
Le Testament de Jean MesHer, der. Rudolf Charles,
1864,
1, s,
4,
R
('..
Mtijer.
Amsterdam,
Anar$iztnin Tarihi
182
nnda, siradan insanin kaderi belirlenmis oluyordu.
O halde mev-
cut hastahklann kaynagt Ilk Giinah'ta degil, Kilise ve Devlet'in "igrenc siyasal dokirini"nde yatiyordu.
Bazdari kendi adamlanna haksiz bicimde
hukmecmek
ister
ister;
layea
her
iki taraf
utasmak
tfirlu hile
da insanlan bastan cikararak kendi amacina ko-
igin sadece
zor ve siddet degil, ayni zamanda her
ve oyuna basvurur
...
ve bu araclarla bir taraf kendisini
onurlu ve saygideger ya da tanrisal hayranhk uyandiran line [getirmis] retli
...
kisiler ha-
ve oceki tarafin uyeleri kendilerini, zengin, kud-
ve ulasilmaz kisiler kilmislardir ve her
korkulacak ya da
ve bazi-
kazanmak
lan bos bir kutsallikla, hatta bazen tannsallikla sohret
itaat
iki taraf da,
kendilerini
edilecek kadar zengin, guclu, saygin ve ula-
jilmaz hale getirdikten sonra, kendi adainlarmi kendi yasalanna
alenen ve zorbaca bagimh kilmislardir. 20
Bu durumun sona ermesi icin Meslier, yoksullan ve ezilenleri, yeniden bans icinde ve erdemli bir hayat surebilmeleri igin, hem eklesiastik hem de siyasal pariileri toplumdan dislamaya cagirdi. Siradan insanlann kurtulusunun kendi ellerinde otdugunu soylemektedir. Yeryiiziindeki kotiilukleri ancak siddetli bir toplumsal
devrim kokunden sokijp rini
atabilirdi:
"yeryuzitnun butun buyukle-
ve butun soylulan rahiplerin bagtrsaklanna dolayip asarak
bogalim; o buyiikler ve soy hilar
ona eziyet etmekte ve onu
ki,
yoksul halki dolandirmakta,
sefalete suruklemektedirler." 21
Morelly Meslier bu turden ongortilu dusiinceler gelistiren tek kisi degildi.
Khnligi hala tam olarak bilinmeyen Morelly, 1753'te yazdigi
aile kurmadan once herhangi yapmayacak kadar basiretli davranan Adem ve Havva'nin orgutledigi ideal bir toplum tasarladi. Morelly'nin 1755'te isimsiz olarak ortaya cikan Code de la nature'ix (Doga Yasasi) ilk eserinde ustii kapah bicimde ortaya konulan toplumsal teoriyi karmasik ve tumturakh bir uslupla *isler. Ilk uc boltim, esitsiz mulkiyei iliskileri ve simfsal farkhliklar tasiyan mevcut ahlaki ve
BasiUade adli alegorik §iirde, bir bir hata
20
Age,
21
Alinti.Joll,
s.
6-7.
The Anarchists,
s.
14.
Fransiz Rdnesanst ve
siyasal sisteme saldinr ve
Avdwlanma
183
dorduncu bolum, Morelly'nin yasalara
kendi ideal modelini ortaya koyar.
ili§kin
Morelly'nin
noktasi sonsuz yasalarla yonetilen,
bas. Ian gig
siirekli bir ahlaki
duzen olusturan dogadir, Ne yazik
ki insanlar
doganin buyruklanni yerine getirmeye
razi olmamistardir; oyle
mukemmel
derslerinin gtindelik ah-
"doganin en basil ve en
ki,
lak ve siyasetle surekli olarak gelistigini gayet acik bir bicimde gorebilirsiniz." 22 Ozellikle, ozel miilkiyet sisiemi,
hiklerin temeli ve araci olan, dogadisi "sahip
butim kotuolma arzusu"nu ar-
tirrmstir.
Ancak bunun sonsuza kadar surmesi gerekmez. lnsan dogustan kotu ve kusurlu degildir, Dogal olarak sosyal ve reklidir,
Tann idi)
iyi yii-
ancak kendisini kusatan kurumlar tarafindan bozulur.
ya da Yuce Bilgelik (Morelly, Meslier gibi atesit degil, deist
insanda kendi varligini korumasi ifin bir 6z fikar duygusu
(amour propre) yaratmis, ancak mevcut kurumlar bu duyguyu
Ne var ki insan, ahlaki zaman sadece kendi ihtiyaclanni
ahlakdisi bir bencillige dontisiurmustur.
cazibeye sahiptir, ctinku her
tatmin edemez, kendtsine yardim edenlere karsi besler,
iyi
duygular
Mutlu olma arzusu temeldir ve eger "mutlu olmak
isti-
yorsaniz" iyilik yaparsimz. 23
Morelly, insanlann sadece doganin yasalanna itaat etmeleri,
kendi ozgiin biitunluk ve degerterine donmeleri halinde, hicbir
yapay yasanin zorunlu olmayacagi sonucuna vanr. Ve eger
in-
mevcut ozel miilkiyet sisieminin yerine komunal mulkigecirecek olurlarsa, kotuliik yapmak if in pek az neden kala-
sanlar yeti
caktir, cunkii
"Mulkiyetin olmadigi yerde, onun yol actigi zararh
hicbiri olmaz." 2*
sonuclann
Onerdigi yasalarda, ki§inin kendi kullanimi icin olanlar sinda, ister ihtiyac, ister zevk ya da gtinluk i?le bir §eyin ki^isel tigi
ve
sonucuna
kamu
ilgili
di-
olsun, hic-
mulk olarak herhangi birine ait olmamasi gerekHer yurttajin kendi yetenekleriyle edindigi
vardi.
pahasina muhafaza
ettigi
payi lopluma katmasini bekli-
yordu. Sonraki anarsistler gibi Morelly de insanlann dogustan
tembel olmadiklari, toplumsal kurumlar tarafindan tembellesti22
Morelly, Code de la nature, ou
uard Dolldans, 23
Agf,
24
Cade de
s.
Paris, 1910,
71. la nature, s. 30.
le
vtritabk esprit de ses
Onsoz,
lois
(1755), der. Edo-
Anar$izmin
184 rildikleri
sonucuna
TVirifii
vardi.
Kotulugtin ba§hca nedeninin
hukumet
degil ozel mulkiyet
oldugunu dusiinen Morelly komunizmin onciilerinden biriydi. Code de la nature'unun dorduncti boliimunde, "doganin amaclanna uygun bir Yasama Modeli" yani doganin yasalarma denk dii§ecek toplum yasalan olusturmaya cali^n, Onerdigi komiinist toplum, egitim, zorunlu emek ve
evlilikle ilgili kati
kurallan
olan, sert ve otoriter bir toplumdu. Aile, kentlerde ve eyaletlerde
orgutlenmis. kabilelerden olusan toplumsal bir hiyerar§inin
te-
meli olacakti. Ekonominin yonetimi sadece bir
muhasebe meselesi olacak, uyeleri periyodik olarak degisen asgari bir hukumet bulunacakti. Kapsamh bir planlama yapilacak ve yasalar felsefi ogretiyle desteklenecekti. Sonuc,
"mukemmel
bir
duzen" olacak-
Bu diizene kar§i cikanlar cezalandtnlacak ve en kotii suclan i?leyenler, sonunda kendilerine mezar olacak magaralara kapattlacaklardi. Komunizme ulasmak icin "ha$in" bir gecis. toplumu ti.
dusuntiyordu. Morelly, Franstz Devrirm'nin esitlikci ve komiinist kanadinin esin kaynagi oldu. "Esitlerin Komplosu"na onderlik eden
Grachius Babeuf, Code de la nature'un yazannin komplonun gercek lideri oldugunu iddia etti; her ikisi de, otoriteyi guvenlikle kanstirtyordu. Morelly'nin, kurumlar doganin amaclarma uydurulmabdir, gorusu bu konuda otantik liberter bir ozeltik ta§ir. Iyiligi te$vik edecek ve insanlan mutlu kilacak kojullarm yaratilmasina duydugu ilgi, Charles Fourier'yi andinr. Proudhon'un ondaki "hukumetin inkan" yaklajtmini ovmesi de nedensiz degildi. 25
Kropotkin gibi sonraki ana rko-ko munis tier, doganin yorumladiklan icin daha liberter so-
derslerini farkh bir tarzda
nuclara vardilar.
Denis Diderot Denis Diderot'nun oykusu de oldukca
itginctir.
diclionnaire raisonne des sciences, des arts ler,
et
Encyclopedic ou
des metiers'de (Bilim-
Sanatlar ve Zanaatlar Ansiklopedisi ve Aciklamah Sozlugu)
filozoflann pratik ve teorik bilginin yayilmasiyla
meye duyduklan guveni
asamah
ilerle-
payla$ti. Bilgiyi tutarli bir butiin olarak
yansitan Encyclopedic bir radikal ve yikici dusunce pinan oldu.
25
Almtijoll, The Anarchism,
s.
13.
Fmnsiz Rdneianw
ve Avtlinltmma
185
Diderot siyasal hayatinda monarsjyi, ancak daha aydmlan-
mis
bir
form i^inde benimsedi, Autonte
politique (Siyasal Otorite,
1751} ba§hkh eserinde kralin halkla sozlegme yapmasini, ona siirekli danigmasini ve onun cikanna uygun bicimde yonetmesini
savundu. Rus lmpara to rices t
fide, kilise
II.
Katerina icin yazdigi biyogra-
mallannin ulusallastmlmasini, ozgiir genel egitimi ve
dinsel konularda tam bir ho$g6riiyu tavsiye
rak mutlulugun biitun
iyi
etli.
Bir faydaci ola-
yasalann yegane temeli oldugunu one
surdu. Rousseau'rum genel irade nosyonunu benimseyerek, bireyin bir butiin olarak insanltgin cikanna
uygun davranmasini
sa-
vundu. Diderot ayni zamanda degisken bir diistinurdu ve zihnini her zatnan en onemli
Bu
felsefi
yiizden, kendisini en cok
sorunlar uzerinde toplayamiyordu.
dogma tik dusunceyi yikmasini
acik tartismayi tesvik etmesini saglayan diyalektik diyalog
zinda rahat
hissetti. Kati bir
deci olarak konusuyor,
belirlenimci (determinist) ve
ama Jacques
le
ve
tar-
mad-
fataliste (Kaderci Jacques,
1796) basjikh diyalogunda ahlaki belirtenimcilikle sorumlulu-
gun reddini bagdastirmakta zorlaniyordu. Jacques kadere inantr ancak ozgurmiis gibi davramr. Gene Diderot zaman zatnan insandaki hayvan icgudulerinin zapt edilmesi gerektigini hissediyor,
bazen de tutkularm
"bizi
her zaman dogru bicimde esinledi-
gi"ne ve bizi yoldan cikaranin zihin olduguna inanmaktan geri
kalmiyordu. 26
Cagdas toplum ve goreneksel ahlak uzerine diyalektik bir Nevcu de Rameau'da (Rameau'nun Yegeni, 1762'de
hiciv olan Le yazildi,
ancak 1823'e kadar yaytmlanmadi) ayni temayi
isjer.
Ra-
meau'nun yegeni bir muzisyen ve mutlulugun kijinin kendi dogasina uygun ya$amakla saglanacagina inanan ahlakdisi bir bireycidir. Esas olarak tensel hazlarla ilgilenir ve "erdemin buyusu"ne kayitsizdir. "Yasasin Suleyman'in bilgeligi" der. "En iyi §araplari ic,
en
lezzetli
yemekleri ye, guzel kadmlarla du§tip kalk,
yumu$ak yataklarda yat. Gerisine bo§ ver." 27 Bu hedonizme ragmen, Diderot erdemin kendi oduliinu de beraberinde getirdigine inanmaya devam eder. Tipki Morelly gibi, insan yapisi yasalann doga yasalanni yansitacagini umuyor2ft
Denis Diderot, "Passions", EncydoprAiti.
ulinri,
Charles Vereker,
fitch-Ccnfury Optimism, [.iverpiwl UiiivciMiv IVe^, 1
27
Didertu, "l.fgiilalioii",cp.
I'M
s.
I6H
EigJitf-
Anar$izmin Tarihi
186 du.
En
iyi
yasalar dogaya en
uygun
kamusal hem de ozel
bu onu hem
otanlardir, diyordu, ve
"insanin tutkularma karsi cikdarak degil, tam aksine
cikarlara uygulayarak ve tesvik ederek" ka-
zantlacaktir. 23
Diderot'nun kamusal tutumu buydu. Ozel hayat icin cok
daha radikal
fikirler gelistirdi. "Doga insana ba§kalarma hukmethakki vermedi" diyordu. Bir saka da olsa, kendisine bir monark ve yasa koyucu olma firsati verildiginde bunu reddetti. Ge-
me
leneksel On Ikinci Gece pastasindaki fasulye tanesi tic yd boyunca tesadufen ona rasdadi. Franstz adetlerine gore bu sans ona bir yasa sunma imkant veriyordu. Ilk tepkisi, insanlan bolme degil birlestirme istegini bir siirle dile getirmek oldu, Ozgurluk askini ifade ediyor ve insanlan kendilerini baskalanyla esit hisset-
meye cagmyordu:
Kadim dusturdur, bol ve yonet, Benim degil, bir tiranin i§i. Ben ozgurlugu severim, birlestirmek isterim
Ve
sizleri
arzum varsa eger Herkesin olmah o arzu. M bir
kazanmasi iizerine Diderot oyuvazgecmeye karar verdi. Boylece odiil ilk
Birbirini izleyen tic yil fasulyeyi
nun
gerektirdigi rolden
ve son kez reddedilmis oldu. Hatta Rabelais'nin dik bash kesisi gibi,
"herkes ne istiyorsa onu yapmahdir" gibi bir yasa cikarma
hakkindan
bile
feragat
etti.
Kusursuz anarsist duygularla, ne
kendisi ne de baskalan icin herhangi bir yasaya itaat isiedigini ilan etti.
Kamuoyu ugruna
insan
Asia kendi haklarmdan vazgecmek istemez!
Dogada ne efendi
Ne "Bir
yasalara
vardir ne de hizmetkar;
uymak
isterim ne de
uyulmasmi! 30
Babanm Cocuklanyla Konusmast" bashkh
ktsa bir
dykude
Diderot, aile reisine, "hie kimsenin yasalan ihlaline izin verile28
Diderot, Rameau's Ntphftv, D'Ldmfcfrt's Dream, cev. Leonard Tamcock,
Harmonds worth. Penguin, 1966, 29
Harmondswonh, Penguin, 1966, 30
s.
65.
Diderot, Rameau's Nephew, D'Alembert's Dream, cev. Leonard Tancock, s.
65.
Diderot, "Les Eleuth£romanes ou abdication d'un roi de
la feve," s.
202.
187
Franstz Rdnesanst ve AyilutUinma
mez"
suza kadar surecek
de
Ne
sozlerini soyletir. iyi
var ki anlatici olan ogul, "doga son-
yasalar yapmistir" diyerek kendi gorusun-
israr eder ve kisinin insan yapisi yasalara degil
lanna uymasi gerektigini one surer.
doganm
yasa-
Zor ahlaki sorunlarda
"dogal esitlik" anlayisinm rehberligine basvurur.
Daha sonra
ogul, baba otoritesine isyan eder ve baba toplantiya son verdi31 Diderot, ortaya ginde, "bilge kisi icin hicbir yasa yoktur" der.
iki goriisu de kabul ederken, ogula belirgin bir semAynca, ahlaki ve toplumsal ozgurlugu kendi cevre-
konulan her pati duyar,
sindeki entelektuel elitin disma yaymaya hazirdir.
Uzerinde daha rot, tipki
dusunulmiis bir baska metinde Dide-
fazla
Foigny ve Swift
gibi,
mevcut Avrupa uygarbgini, tropik
bolgede olusmus dussel bir toplumla kiyaslayarak eles^irdi. Louis- Antoine de Bouganville'in 1771'de diinyanin cevresinde yaptigi
seyahate iliskin anlatisinin
yayimlanmasmdan sonra Diderot,
Bougainville'in Tabiti'ye yaptigt ziyareti anlattigi. Supplement au
voyage de Bougainville (Bougainville'in Seyahatine Ek) bashkh
kurgusal bir deneme yazdi. Cesur mantigi onu anarsist fikirler gelistirmeye yoneltti, ancak ihtiyath davranarak metni yayimla-
maktan
mn
vazgecti. Tipki Voltaire'in hizmetcilerin
varligini tartismak
istememesi
gibi,
onunde Tann-
Diderot da kizinin kendi
yasamasmt istemedi. Supplement^, ancak Fransiz Devrimi'nden sonra, 1796'da gun isiahlaksal spekulasyonlannin etkisi altinda
gma cikabildi, Diderot, Pasifik'teki "ilkel" cenneti, sadece baskici dini ve savasci Devletleri olan Bati uygarhgina saldirmak icin degil, hu-
kumetin ve yasalann olmadigi
mak
icin
de kullandi.
Onun
bir anarsist
toplumu canlandir-
Tahitilileri vah?i degildirler; Hiristi-
yan uygarhgin ikiyuzliitugunu ve anlamsizltgini, kiyas yoluyla ve etkin bicimde mahkum ederler. Onlar "doganin saf icguduleri"ni izlerler, "benim" ile "senin" arasmda hicbir ayrim yapmazlar ler.
ve ne toprak ne de kadmlar uzerinde ozel miilkiyete sahiptirSerbest ask yasarlar ve terk etmek, ensest ve zina gibi
gunah ya da kiskanchk hakkinda hicYoksul sayisi cok azdir ve topraklar verimli-
sozciikleri bilmezler. Sue,
bir fikirteri yoktur.
Buna ragmen toplam emeklerini en aza indirgemi§lerdir, ciinku huzur icinde yasamaktan baska bir tercihleri yoktur. Budir.
31
Diderot, "Entretiens d'un pare avec ses enfants", les id^lles, Paris,
1773.
Conus morales
el
Nouvel-
IH8
Anarsizmin Tarihi
tun ada tek bir
aile,
her bir kulube buyuk bir binanin katlan
gi-
bidir.
Tahitililerin istekleri basiitir,
ancak bu basidik zorunlulu-
gun dayatmasindan degil, akilci bir tutumdan kaynaktamr. Tahitili Orou adayi ztyaret eden papazla yaptigt konusma sirasinda, doga ve akitdan soz eder ve tek ahlaki kurahn "genel iyilik" ve "ozel fayda" oldugunu one surer. 32 Ozgurluk aski onlann en derin duygusudur. Ancak bu, cinsel serbesti anlamina gehnez; is-
tenmeyen bebeklerden kacinmak icin, olgunla?madan once bulunma konusunda kati bir tabu vardir.
cin-
sel iliskide
Bougainville
ile Tahitili bir yash arasinda gecen diyalogda, yeni gelen Avrupahlarm onlann mutlulugunu bozduklarmi, kadinlar arasinda anlasmazlik ve utanc duygusu yarat-
Yash
Adam
tiklanni, beraberlerinde hastahk, sue, "yapay ihtiyaclar" ve "hayali
erdemler" getirdiklerini esefle kaydeder. 33 Batihlarm hirslan
ve savascihklan,
ama en cok baskici cinsel kuralfan onda ofke uyandinr. Ada tophimuyla bir tartisma strasinda Diderot araya girerek soyle der; "insanlar arasinda ahlak temelinde kurulacak sonsuz bir iliski sayesinde, din yasalan belki de gereksizlesir ve medeni hukuk belki de sadece doga yasalarmin ben im sen me sinden ibaret olur." §unu ekler: "Doganin yasalartna titizlikle uyan Tahitili, ideal
yasamaya herhangi
dir," 34 Butiin diyalog, si
yasalara ve
sar.
dogal
uygarhgm
Diderot'nun
bir
duzeni, insan yapi-
bozulmaya
tercih ederek kut-
getirdigi
sozciisti,
uygar hatktan daha yakin-
hukuku ve dogal
insani uygarlastirmak
mi yoksa onu kendi icgudulerine terk etmek mi gerektigi sorusunu soyle yanitlar:
Butiin siyasal, kamusal ve dinsel
kurumlan ele aim ve onfon bastan sona inceleyin. Eger yanilmiyorsam, insan turunutt bir yuzyildan digerine
bir
avue hitekarm ona
kilicla dayattigi
altinda ezildigini goreceksiniz. Isleri duiene
kan kisiden sakinin.
Isleri
rini sasirtarak kendisini
32
boyundurugun
sokmak
icin ortaya gi-
duzene sokmak, daima kisinin baskala-
onlann
efendisi haline getirmesidir ve Ca-
Diderot, "Supplement au voyage de Bougainville", Diderot: Selected Philosophical Writings, der. John Lough, Cambridge University Press, 1953 s
190.
33
Age,
s.
168, 169.
34
Age.
s.
197.
Fran&z Rjonesann labria halki dayatilmis
tek halkur.
ve
189
Ay(\m\anma
kanun koyuculara dalkavukluk etmeyen
35
Ve, "Calabria anarsisi"nin kabul edilebilir olup olmadigt soruldugunda, "onlann barbarltginin bizim kentliligimiz kadar kotu"
olmadigi konusunda bahse girmeye hazirdir.
Jean-Jacques Rousseau Diderot'nun en radikal goruslerini halka yayma konusunda
ihti-
oldugu yerde, Rousseau boyle bir kaygt tasimaz. Ustelik kendisi on yedinci ytizyilm en paradoksal yazarlarmdan biriydi.
yatli
Aydinlanmanin
bir urunii
ve onun
filozoflar
gntbunun
bir uyesi
otan Rousseau yalniz bir ki?i olarak yasadt ve Aydinlanmanin en temel bazi oncullerine saldtrdi. Kendi mantigini buyuk bir etki yaratacak §ekilde kullamrken, §6yle dedi: "dusiineh insan ahlaki bozulmus. bir hayvandir." Ve Romantizm ile birlikte anilan du-
yarhk kuttiinu tesvik
etti.
Bireyselligi kutsadi ve
kendi
kisisel ba-
gimsizhgim dogruladi, ancak otorite ozlemi de gekti. Erken yazilarmda buyuk bir liberter olarak gorulur, ancak son yazilarmda demokrasi temelinde anonim bir Devlet icin cagn yapar. degil. Vicdanin "ilahi bir icgiidu" olduguna inanan durust bir ahlakci olmasina karsm, cocuklanni yetimhaneye gonderdi, Dogal dinin siirsel bir savunucusu olmasma karsin, sitotaliter
Bu kadar
yasal kanaatleri
ugruna
tarn iki
kez dini inanclanni degistirdi.
Hayal giicu genis. bir yazar ve guclu bir
sm, Voltaire'in canatUe'sinin ya da Rousseau
ilk
dusunur olmasma kar-
ayaktakimimn
sesi oldu.
kez 1750'de, Bilim ve Sanatin Ahlaki Ethileri
Ozerine Sdykv'\z Dijon akademisinin oduliinu alarak onem kazandi. Bu eser cagdas ktilturun kapsamh ve sarsici bir elestirisi olarak kabul edildi.
Ancak butun sanat ve bilim datlanna
lik bir saldin degildir;
daha cok
yr3ne-
faydasiz bilgiye karsi bir erdein
savunusudur, Rousseau, iktidardakilerin ahlaki ve begeniyi yozlastirmak, ikiyuzlulugu tesvik etmek ve insanlan aldatmak icin sanat ve bilim dallannt kotiiye kullanma tarzlarmi elegtirir: Iktidar tek ba$ina bir yanda, bilgi ve anlayis tek ba$ina ote kisi her ikisine de yeterince itiraz etmeyecek, htikumdarlar nadiren buyuk eylemlerde bulunacaklar
yanda oldugu surece, bilge
35
Agf,
s,
203.
190
Anar$iztnin Tarihi
ve halk, simdiki kadar siradan, yozlasmis ve edecektir. M
Luks icinde yasayan, avare ve tutkulu
sefil
olmaya devam
entelektiieller ister is-
temez halki yozlastiracaklardir. Dijon akademisi icin hazirladigi, Esitsi^tgin Kokeni Ozerine Bir Soylev ni
( 1 754) baslikh. cali$mada Rousseau, goruslerinin esasiolusturan temayi, insanin kendi dogasmin ozunden trajik ko-
pusu temasmi
gelistirdi. "Insanin gercek dogasinda ozgun olan yapay olan arasinda tarn bir ayrim yapma"yt amachyordu; ancak tarihsel olgular sunmadigini, sadece "hipoteuk bir akil yurutile
me" ve "varsayimlar"
gelistirdigini acikca belimi. 37 Meslier ve
Morelly
gibi, insanin dogustan iyi oldugunu, ancak mevcut kurumlar tarafindan bozuldugunu one surer. Rousseau'ya gore, dogal durumda insan, dayani§ma icinde, bagimsiz ve kendine yeterIt
bir hayat surer.
Dogustan nazik ve
ahlaki ozelliklerden yoksun,
tamamen
sefkatli, entelektuel
ve
icgiidusel bir yaratikltr.
Ancak insanm akildan once iki ilkesi vardir: Biri, kendisini korumastnt, digeri ise bir baska duyarh varhgin cektigi acilar karsisinda tepki gostermesini saglar. Dogustan gelen bu sefkat duygusu, dogal durumda "yasalar, ahlaki kurallar ve erdem"in yerini tutar, 38
lir,
En onemlisi, insan serbest bir varhktir ve mukemmellesebiyani kendini geli§tirme yetenegine sahiptir. Daha sonra insa-
durumun disina nasil ciktigini anlatir. Bu durum onda hem de faziletler iiretir ve sonunda onu "hem hem de doga iizerinde bir tiran" haline getirir. Insan
nin dogal
hem
kotulukler
kendisi
kendi isteklerini karsilamak icin baskatanyla birlesmeye basladikca dogasi da degisir, cunkii "kolelik baglari ancak insanlarm karsihkli bagimhhgiyla olusur." 39 Isbirligi insanin cokiis
tohumkoruma arzusu 6z cikar duygusuna donusur. Bu sahte duygu her bireyi baskalanm degil sadece kendini du§unmeye yoneltir; gurur, hirs ve rekabet istegini guclendirir. Dulanni eker. Kendini
siinmek sorunlan daha da zorlastmr, cunkii "6z cikar duygusu36
Jean-Jacques Rousseau, "A Discourse on the Arts and Sciences" (1750), Th< Social Contract and Discourses, cev, ve giri| G. D. H. Cole, der. J. H. Brumfitt Hall, J. M. Dent, 1973, s. 26. John
37
Rousseau, "A Discourse on the Origin of Inequality" (1754), The Social
&
C
Contract and Discourse,
38
Age,
s.
68.
39
Age.
s.
55, 74.
s.
39, 45. 74,
Fransiz Ronesansi ve
na ve bu duyguyu dogrulayan
Aydmianma
fikirlerin
191
olusmasma neden
otur." 40
Rousseau'ya gore, insanhk tarihinde yasanan en onemli olay ve toplumsal esitsizligin baslica nedeni, ozel mulkiyeiin olusmasidir. Soykv'inin ikinci
bdlumu her zaman yankilanan su
sozlerle bas.lar: Bir parca topragi citle ceviren, "Burasi benimdir" diyen ve insanlarm buna inanacak kadar saf olduklanni dustmen ilk insan, sivil toplumun gercek kurucusuydu. Birinin cikip o kazikla-
sokecegi ve hendekleri doldurarak, insanlara, "bu sahtekaYi dinlemeyin; yeryuzu nimetlerinin hepimizin oldugunu ve topra-
n
gin hie kimseye ait olmadigini bir kez unutacak olursaniz
mah-
volursunuz" diyecegi ana kadar, nice suclar, savaslar ve cinayetler olacak, nice vahsetler
ve fetaketler yasanacak."* 1
Insanlar endiistriyi gelistirdikce, basit istekleri yeni ihtiyaclarla cogatdi.
Tanm
lastiran ve insan hgi
ve endustri insanlan ezdi: "insanlan uygarmahveden demtr ve tahildi," Mulkiyet, bir
kez kabul edildiginde, esitsizligin artis^na ve
ilk adalet kuralla-
bakimindan da feci psikolojik etkiler yaratti: "kendisini oldugundan farkli gostermek artik insanin cikarmaydi" Sonunda zengin kendi mulkiinden huzur rina yol acti. Gercegin gizlenmesi
icinde yararlanmak icin, yasalara gore yonetecek ustun bir guce, ihtiyac oldugunu one surdu. Boylece insanlar al"Herkes ozgurliigunun guvence altinda olacagi umuduyla kendi zincirlerine ko§tu; siyasal kurumlann sadece avantajlarmi algilamaya yetecek kadar akillan yardi, ancak tehlikeleri
bir
hukumete
datildilar:
M2
onceden gorebilmelerini saglayacak kadar deneyimleri yoktu. Yoksula yeni prangalar vuran ve zengine yeni bir guc kazandiran hukumetin ve yasalarm kokeni buydu, Bu kez uluslar kendi aralarinda bir dogal
durum
olus^urdular.
Rousseau, ozgurlugu "insanin en soylu ozelligi" olarak gor43 Insanlarm dogal bir du; o, "doganin insana bir armagani" idi.
one surerek koleligi mazur gosterenlere Rousseau tamamen icten bir ofkeyle §6yle
kolelik egilimi ta$idigmi kesinlikle karji gikti.
diyordu:
40
Age,
41
Age, s.76.
+2
Age,
s.
83, 86, 89.
43
Age,
s.
94-95.
s.
68,
Anar$izmin Tarihi
1**2
tutsakhgin yol
ac,ttgi
o iggudusel sabirsizltkla kafalartni icine kapa-
nUliklan kafesin parmakliklanna vuran ozgiir dogmus, hayvanlan
gordugum zaman; sadece kendi bagimsizliklarmi korumak i^in, a<;liga, atese, kitica ve olume gogiis gererek Avrupalinm zevklerini kiigiimseyen o ciplak vahsilere
bakugim zaman, ozgurluk
tarns ma-
sinin koleler icin olmadigini hissediyorum. 44
Boylece Rousseau, hukumetin, ozgtir insan tarafindan hayati da-
ha kolay kilma umuduyla olusturulmus yapay bir kurum oldugunu savunuyordu. Ancak hukiimet baslangicta keyfi bir giic ol-
madiysa da, sonunda, "en gucluniin, baslangicta sartanan yasasi" haline geldi. 45
olarak ta-
Daha sonra Rousseau, farkh hu-
kiimet formlannin, kendi kokenlerint, kurulduklan sirada bireyler
arasinda var olan farkh esitsizlik derecelerine borclu oldukla-
nni one surdu. Yasalann ve mulkiyet hakiannin olusturulmasi ilk evre, yargiclik kurumu ikinci evre, mesru iktidann keyfi iktidara dontisturulmesi iicuncu ve son evre
Rousseau 'nun toplumsal ne ile
i
esitsizlik
idi.
ve hukumetin kokenleri-
cozumlemesi parlaktir ve pek cok
lis kin
mulkiyet
anarsist,
hukiimet arasindaki yakin baglantt konusunda onu
izlemistir.
Ashnda Rousseau, le
fit rafla r'inda, "her sey radikal bicimde siyasebaghdir ve higbir halk kendi hukumetinin dogasimn gerektir-
diginden baska bir sey olamaz" diyordu. 46 Ancak insanm do gal
durumunu
yuceltmesine, "vahsi"
ile
"uygar" arasinda, ozellikle
birincisinin tek bastna nasil ya§ayacagini bilmesi, ikincisinin ise
"baskalarmm fikrine gore" nasil yasayacagini bilmesi bakmundan yaptigi olumlu karsilastirmaya ragmen, Rousseau genelde santldigi gibi, ilkel bir
doga durumuna donulmesini istemiyor-
du. 47 tkinci Soylev'inde, butun caglarin en mutlu ve en istikrarhsi
olan ideal insanlik
minde yasanmasi
durumunun ancak toplumun
gerektigini
one
siirdii,
insan yeteneklerinin kaydettigi gelisim, gi ile
6z ^lkar duygumuzun hircin
genclik done-
cunku bu donemde
"ilkel
faaliyeti
durumun
tembelli-
arasinda tam bir ara
dortem" olusturuyordu, 48 44
Age,
s.
93.
45
Age,
s.
96.
46
Rousseau, Confessions (1781-8). Oetwes completes, der, B. Gagnebin
Raymond,
Paris,
1959-70,
1,
404.
47
"A Discourse on the Origin oflnequality",
48
Age,
s,
82.
op. at,
s.
104.
& M.
Fransiz Ronesatisi vr A\iUnlanma
193
Godwin, Rousseau'nun icgoriilcriiun onemini anladi ve su onu ovdii; "nasil oiusmus. olursa olsun huktimetin insanliga tam bir yarar saglama yetenegi pek azdir." Ne yazik ki Rousseau, "cok kiicuk bir hata"yla, "hukumetin feshedilmesini muhtemelen izleyebilecek donem yerine, hiikumeii ve yasalan onceleyen done mi ovgu konusu" yapmisti. 49 Hukumetin ortadan katdinlmasini istemekten uzak olan Rousseau, halkm gercegi gordugii igin
iradesini ifade edecek ve halk egemenligini giivence altina alacak bir htikiimetin kurulmasi icin yeni bir toplumsal sozlesmeye ih-
oldugunu savundu. Mesru Devlet'm
tiyac
ye ve yurtta§m ona neden
olusturmaya
ler
cahsti.
itaat
ozelliklerini belirleme-
etmesi gerektigine dair gerekce-
Yeni bir ahlaki toplum icin yeni bir
ahlaki insan yaratmak istedi.
Rousseau
hie.
kuskusuz ozgurluge toplumsal hayatm temeli
olarak oncelik verdi ve pek cok eserde bireyselligi ovdii. 50 Egi-
tim konusundaki tezinin, Emiie'in (1762) daha basinda su unlii sozler yer ahr: "Doganin yaraticisinin elinden cikan her sey
insanin elinden cikan her sey yozdur." 51 rak,
cocugu yozlasmis toplum dan
tecrit
Bu duruma
iyi,
bir
ederek yetistirmek
if in
"diizenlenmisj ozgurluk" sistemi istiyordu. Rousseau 'ya gore egi-
timin amaci, merak uyandirmak ve akil yurutmek olmahdir ve
ogrenimi tesvik etmenin en
iyi
yolu yaparak ogrenmeyi sagla-
Godwin Ancak egitimdeki liberter hedeflerine ve ozerk birey yaratma arzusuna ragmen Rousseau otoriter araclara geri doner, Onun ideal ogretmeni tam yetkili bir kukla ustasidir; bilmesine imkan vermeden cocugu yonlendirir ve ona belirli bir diisiince tarzini dayatmaya cahsir. Sonunda Emile, ustasina psikolojik olarak baglanir ve ondan kurtulamaz. Ogretmen sonunda otoritesinden vazgecer ve sorumlulugu onun yeni e§ine -"^imdiden sonraki gozetmenin"- devreder, ama uysal gene cift ondan "tavsiyede bulunmasim" ve onlan "ydnetme"ye devam etmesini isve Kropotkin'i etkileyen mesaj buydu.
maktir.
ter.
49
52
Godwin,
Political Justice
sworth, 1976,
50
s.
(1798), der. Isaac Kramnick, Penguin,
Bk2. Ronald Grimsley, The Philosophy of Rousseau,
1973,
s.
Harmond-
496-7.
91, 115; Peter Gay,
Oxford University
Th« Enlightenment: An
Interpretation,
Press,
Wildwo-
od House, 1973,11,534, 51
Rousseau, Emile on de Vidutation (1762), Gamier- Flam marion, s.
52
35.
Age,
s.
628, 629,
Paris,
1966,
Anarsizmin Tarihi
194
Rousseau ahlak
siyaset arasinda
ile
yakm
bir baglanti goru-
yor ve toplumu bireyler araciligiyla, bireyleri de toplum aracihgiyla
incelemek gerektigine inaniyordu. Emile
ile
aynt
yil
yayim-
lanan Toplumsal Soz les tne 'sin de, insanlann birbirinin iradesine tabi
o I mad an ortak bir lopluluk icinde yasama nin avantajmdan
yararlanabilecekleri ve "her bir kisinin, kendisini herkesle birlestirirken, sadece kendisine itaat edebilecegi ve
kalabilecegt" bir yol
calisti, 53
bulmaya
onceki kadar ozgur
Bu paradoksa,
siyasal
mes-
ruhigu saglayacak bir anayasa temelinde hazirlanacak yeni bir toplumsal sozlesmeyle cozum buldu.
Rousseau'nun dusiincesindeki demokratik yon, halk egemenligini
savunmasmdan
yasama gucii onunla var
kaynaklanir. Halk
olur.
ilk
ve son mercidir;
Bu yon, Rousseau'nun halkin ken-
di siyasetlerini formullendirmesi ve kararlastirmasi
konusundaki
isrannda da goruliir. Egementik, devredilemez oldugu igin temsil edilemez; ozunde halkin iradesinde yatar ve bu irade temsile baglanamaz. Ya vardir ya
da yoktur; i kisinin arasi le,
bir
durum soz konusu
degildir.
Bu neden-
halkin vekilleri onun temsilcileri degildirler ve olamazlar: onlar
sadece gorevlidirler ve hicbir kesin edtmde bulunamazlar. Halkin
onaylamadigi her yasa gecersiz ve hukumsuzdtir -ashnda yasa degildir. Ingiltere halki
kendisini ozgur kabul eder; ancak
bir hatadir; onlar sadece
ozgur tir.
olurlar.
Secim
bu buyUk
parlamento uyelerinin segimi sirasinda
bittigi
anda kolelik
baslat,
Halk
artik bir hic-
Yararlandiktan ozgurluk aninin bu kadar kisa olmasi, ashnda o
ozgurltigu kaybetmeye mustahak olduklarmi goscerir, 54
Toplumsal sozlesme yapihnca birey butiin haklanni toplulugun butunune devretmekle yukumlu olur ve toplumun ortak ctkarlanni ifade edecek ve genel faydayi gercekle^tirecek "genel irade" nin yiiksek yonetimi altinda ortakhga katdir. Genel iradenin
kesin niteligi belirsizligini korur; bu herkesin iradesinden ya da ozel cikarlann
toplammdan daha fazla bir seydir ve insanlar orzaman olusur. Bu nosyondan ha-
tak ctkarlanni dikkate aldtklan
reketle Rousseau, halk egemenliginin Ii
53 54
hukum
surmesi icin gerek-
olan yolu kesfettigine inandi. Ancak Rousseau'ya gore, ortakltk Rousseau, The Social Contract, Age,
s.
240.
s.
174.
F rati
\z
Rones ansr ve Ay thnlanma
195
yasasi
anonim ve
musal
bir kisi" yaratiyordu. Pratikte bu, bireyin topluluga butti-
kolektif bir yapi, "ahlaki bir kisi"den cok "ka-
nuyle katilmasi anlamina geliyordu: her yurttas, butun dogal
haklanni (yasama ve mulkiyet hakki da dahil) "toplum"a devret-
mekle yukumlu
olacakti.
Rousseau, huktimeti, yurutmeyi saglayan ve geri cagrilabilir
komisyon
"bir
...
yurtta$lar
Egemen
ile
teliginde bir yapi" olarak tammlar.
sinden sorumludur.
Belirli bir
Bu
yapi,
hukumet
nusu nda do kt riner bir tutumu yoktu, formlann uygun oldugunu one surdu.
arasinda olusan araci ni-
yasalann yurutulme-
tipinin
uygufanmasi ko-
farkli ulkeler icin
Pratikte,
kucuk
farkh
Devletleri
tercih etti ve Polonya icin federal bir Devlet ve secilmis bir
mo-
nar§i onerdi.
Ne yi
var
ki,
Rousseau'nun Devletinin kisa sure icinde her
se-
kapsayacagi ortaya cikar. Bu Devlet, genel iradeyi yorumlayan
ve upki Emile 'in ogretmeni gibi, halkt kendisi icin
iyi
olana dog-
ru yonlendiren olaganiistu bir insan ya da bir grup insandan
olusan bir "kanun koyucu" taraftndan kurulacaktir. Aynca Rousseau, "Devlet buyiidukce ozgurluk kuculur" gorusunu one su-
cunkti bu
rer,
durumda hukiimetin daha
kati olmasi gerekir.
Ahlaki korumak icin sansiir uygulanacak ve Devlet'in uygarlik dininin maddelerine inanmadiklartni eylemleriyle ortaya koyanlara olum cezasi.verilecektir. "Despotluk sicak iklimlere, barbarhk soguk ulkeiere ve iyi yonetim lhmh bolgelere uygun duser" 55 dediginde Rousseau, Avrupa merkezli yaklasimini da ortaya koy-
mus
oiur. Esitlik
ve halk egemenligine iliskin butun kaygilarma rag-
men Rousseau'nun sanlar
onerdigi toplumsal sozlesme bir "ozgur in-
toplumu"na varmaktan
uzakttr, 56
Tarn aksine, acikca
kurma
tarifidir. Anonim Devlet iginde hicbir kismi topluma izin vermez ve azinhklar i^in hicbir guvence yoktur. Cogunluktan farkh olan bireyi uyum
mutlak ve her seye
giicii
yeten bir Devlet
saglamadigi icin utanc ve sucduluk duyacagi lam bir li'c
ittifak
bek-
Aynca, "Insan ozgur dogmustur; ve her yerde zincire vurul-
niiijuir"
ve "Ozgurlukten vazgecmek, insan olmaktan vazgec-
nickiir" gibi goriisleri cesaretle
savunan adam,
itaatsiz yurttasin
kendi cikanni anlamasim ve genel iradeye tabi kthnmasini saglaAp,
s.
20H-4, 210, 228
<.uy. Mir
; l
.n\ijihtitieni. II, s
Hi).
1
Anar$izmin Tarihi
06
ituk icin "ozgurluge zorlanacagi"ni one siirerek, balar kusagina gerekce saglar. 37
her $eyi tuketen ahlaki bir zoruntuluk, "herkesin kesin soz hakki" haline elegit,
bit tun bir zor-
Genet irade Rousseau'nun elinde her-
iyiligi icin
Bu, ozgur erkeklere ve kadinlara
gelir.
sadece Emile'e uygun bir loplum olacaktir.
Godwin'in gozlemledigi al'inde
gibi, "iistun dehast" Contrat soci-
(Toplumsal Sozlesme, 1762) ve Consideration sur
h
go-
vernment de Pologne'sinde (Polonya Hukumeti Uzerine Dusunceler,
1771) Rousseau'yu lerk etmigtir, 58 Buyuk liberter bireyci,
sonunda
demokrasinin bir savunucusu; Ba-
otoriter ve totaliter
kunin'in sozleriyle, "modern gericiligin gergek yaraticisi" haline geldi. 59
Rousseau'nun genel irade nosyonu, gercek lesmesi im-
kansiz btr soyutlamadir ve goriilmemis bir
gerektirir.
ittifaki
Devlet yonetiminin siirmesi icin siyasal sahtekarligi savunmakla
kalmaz, yazilan da hukuk kurallanna dair ovgulerle doludur. 60
Rousseau ozgurlugun kendisi icin her seyden daha degerli oldugunu tekrar tekrar belirtir. Ancak ozgurlukten ne anladigi pek belli degildir. En azindan tic, tur ozgurlukten soz eder -dogal, bireysel ve ahlaki ozgiirluk. 61
Dogal durumda insantar dogal
ozgurluge sahiptirler, yani birbirlerine bagimh degildirler.
Ama
heniiz ahlaki varhklar da degildirler ve gercek bir ozgurluk anlayisina sahip olamazlar. Rousseau sivil loplumda, ki§inin ozgiir
kalarak baskalanyla birlikte olabilecegi bir topfuluk formu kesfe-
umdu
debilecegini
ve
cozumun insamn
bizzat yaptigi yasalara
eimesinde olduguna inandi. Bu durumda bireysel ozgurluk
itaat
yapma hakki
yasalarca yasaklanmayan §eyi
haline gelir. Ahlaki
toplumda var olan ahlaki ozgiirluk de kendiliginden dayatdan yasalara itaattir- "kendimiz icin olusturdugumuz bir yasaya itaat
"62
Rousseau'nun ozgurliigu
ele
alts,
tarzi hie
57
Rousseau, The Social Contract,
58
Godwin,
59
Bakunin, alimi. Rocker, Nationalism and Culture, Bkz.
J.
Political Justice, op.
L.
s.
165, 170,
tit, s.
1
kuskusuz ince
bir
77.
497n. op.
til,
s.
162-3.
Aynca
Talmon, The Origins of Totalitarian Democracy (1952), Sphere,
1970,s. 3&-9.
60
Bkz. Judith N. Shklar, "Rousseau's Images of Authority" seau:
A Col Ice
Anchor,
I
ion of Critical Essays, der.
New York,
1972,
s.
341.
61
Bkz. John Plamenatz, "On
62
Rousseau, The Social Contract,
le
,
forvera d'etre libre' s.
178.
Hobbes and Rous-
Maurice Cranston 1 ,
s.
323-4.
&
R. S. Peters,
197
Franstz Ronesansi ve AvtiinUttima
zekayi yansmr, ancak otoriter
sofisi Itrin
ozgurluk
olarak kvhk degi§tirmelerine yol agar. Rousseau,
de bagimh
olmamn
asigt liberaller
hem
ozgur
hem
mantiksal bakimdan sacma, pratikte ise
imkanstz oldugunu anlayamadi. Nihai olarak anarsistlerden kopar,
cunku ona gore yasa
kolele^ttrici degil, ozgurle$tiricidir. Ba-
zi anar§istler ozgurlugii, kisinin
tutkulardan ve icgiidulerden oz-
gur olmasi ya da kendi kendisinin efendisi olmasi anlaminda bir 6z disiplin formu olarak tanimlayabilirler, ancak hicbiri onu, Devlet'in zorla kabul ettirdigi
yuksek
bir yasaya itaat olarak ka-
bul etmeyecektir.
Rousseau'nun ozgurluk aski
ile
kendi toplumuna ki^isel
is-
yani baglaminda gelistirdigi o to rite arzusunun olusturdugu para-
doksu anlamak mumkundur.
Isvicreli bir saatcinin
oglu olan Ro-
usseau, usak, sekreter ve yazar olarak gecirdigi ilginc hayati
boyunca,
ci grin dan
cikmis, gibi
gorunen
bir diinyada yalniz bir
modern anksiyeteyi ya$adi. Daima kisjsel bagimsizhgmi savunma egiliminde oldu, ama de net ley id bir baba figurune de ozlem duydu, Kendi toplumunun disma surulbirey olmantn yol actigi
mus, ve ona yabancda^mis.
toptum aradi, Rousseau miz cagdan. soz eder,
biri
gticlu
olarak gercek ten butunliiklu bir
ve zayif yanlanyla icinde yasadigi-
Ancak bu, kisjliginde ve dusuncesinde yer alan otoriter yonu mazur gostermez. Goriislerinde ve sozgeli§i kadinlan ele alis tarzinda guclu bir patriyarkal ve sovenist egilim ta§idigi aciktir.
Metres-hamilerinin hakimiyetine icerlemekle kalmamis, kendi hizmetci-metresine de cok kotu davranmis, kendi cocuklanyla birlikte
onun cocuklanni da yetimhaneye
n daima nusunu
"itaat
ele aldtgi
ken, sadece
biri,
bes kitabin dordii Emile'in egitimine aynlir-
daha sonra kendi uysal
yeti^tirilmesiyle ilgilidir. icin yaratildi"
"Kadin
hos,a
kizm kihnmak
hizmetcis'i olan
gitmek ve
tabi
ve "kendisini erkek idn kabul edilebilir hale getir-
melidir" diyor,
Ona
gondermi^tir. Kadinla-
etmesi gereken cins" olarak gordu. 63 Egitim ko-
bunun
bir
doga yasasi oldugunu dtisunuyordu. 64
gore, erkegin faal ve guclu oldugu yerde, kadin zayif ve
giicsuzdur.
Godwin sonraki Rousseau'dan riini'nin
6
)
M
yiiz cevirirken, Fransiz
Dev-
en kanli doneminde diktator Robespierre'in onu azizlik
Rousseau, "Discourse on the Origin Rousseau,
f'rnilf, s.
466.
i>l
[nn|iiiiliiy", s
70
I
OH
Anar$izmin Tarihi
mertebesine yukseltmesi sasiruci degildir. Bununla birlikte Rousseau, mulkiyet ile hukumet arasindaki yakm baglantiyi vurgu-
toplumsal esitsizlige saldirdigi, elitist kulturu elestirdigi, halk demokrasisi ve egemenlikle ilgilendigi, insankrin doguscan ladigi,
olduguna inandigi ve dogaya yakin basit bir hayaii ovdugu icmde onemli bir yeri hak eder. Bati uygarhginin yol actigi psikolojik bozukluklann, Ozellikle insanlan endiseli, huzursuz ve ikiyuzlu kilma tarzlannin tamamen farkmiyi
icin anarsist gelenek
daydi.
Insanhgin butun
potansiyelini
modern insanin hem kendi ksmasina dair
benligine
gerceklestirememesine,
hem
tarihin kaydettigi tizucti
de topluma yabancisonuclan ortaya koydu.
doganm
insanlan ozgur kildigini,
Rousseau, yazilan ve hayaiiyla,
fakat insantann birbirlerini kolelestirmeye hazir ladi.
Demokrasiye
oldugunu
kanit-
liberter ve otoriter yaklasimlar arasindaki, ni-
hayet on dokuzuncu ytizyilda sosyalist hareketin anarsist ve Devletci kanattara bolunmesine yol acan gerilimleri, Aydmlan-
manin
oteki yazarlanndan cok
daha
fazla aciga
vurdu.
Ingiliz
Ingiliz Devrimi'nin
nundan
Aydinlanmasi
1660'ta cokusu ve monarsinin restorasyo-
sonra, Britanya'da liberter teorinin geltsimi icin gerekli
iktidaolan toplumsal ve enielektuel zemin iyice daraldi. Krahn parlamenter nni sorgulayan 1688'in "§anh Devrimi"nden sonra
demokrasi kuruldu ve o zamandan beri varhgmi siirdurdu. Sagduyu ve ilimlihgm [ilozofu John Locke bu olayi temize gikardi ve liberal hukumet savunusunun temehni atti. Locke'a gore "dogal
bu yuzden,
bir
"mukemmel ozgurluk" du-
arasindaki kaba rekabet hayati bemulkiyet iliskilerini ise istikrarsizlastinr. Insanlar
rumudur, ancak lirsizlestirir,
durum"
esit insanlar
hayati, ozgurlugu ve mulkiyeti
rtiikumete ve yasalara ihtiyac
koruyabilmek
icin
duymuslardir. Bunlann icinde en
onemlisi mulkiyetti, ciinku Locke'a gore, hayat ve ozgurluk kisiBu yuzden mulsel mulkiyetin bir formu olarak da gorulebiiirdi. yapacak yasalan kiyetten guvenlik icinde yararlanmayi saglayan
kendi aralarmda bir toplumsal sozlesme yapmalarmi tavsiye etti. "Siyasal iktidan, mulhafif cekiyeti duzenlemek ve korumak icm 6lum cezasi ve daha icin uygulanmasi zalar ongoren yasalar crkarma ve bu yasalann 1 Locke, anbyorum." toplulugun gucunu kullanma hakki olarak
bir
1
hukumet kurmalan
Locke,
Two
icin insanlara
Treatises of Civil Government, 5
1
18
Anar$izmin Tarihi
200 scrvclin sadece
emekle
ancak mulk
yaratildigini kabul ediyor,
sa-
hiplerinin kendi hizmetkar ve kolelerinin emegiyle yaratilan ser-
koymalanni da mesru goruyordu. kutsal hakkmi savunan teoride bir ilerlemeyi temsil ediyordu. Ancak Locke, one surdugu goruslerle, ikvete
el
Bu gorus krallann
tidan toprak sahibi aristokrasiden almak isteyen olusum halindeki orta sinifin ideolojisini ozetlemis oluyordu.
mulk
sahipligini kutsal goren bir "sahip
olma
Ashnda bu,
ozel
bireyciligi" teori-
siydi. 2 Ideoloji, nihai ifadesini,
Avrupalilann) ozgiir ve
insanlann (daha dogrusu erkek dogduklanni, "hayati, ozguriiigu ve
esit
mutlulugu gozetme" hakkma sahip olduklarmi kabul eden 1776
Amerikan Anayasasi'nda
bulacakti.
Jonathan Swifi Locke, akil yurutme yoluyla klasik gelistirirken,
on
yazilannda anarsist
Tory ve
liberal
hukiimet savunusunu
sekizinci yuzyihn basin da Jonathan Swift, diissel fikirlerle
ugrasiyordu.
Anglo-lrlandah bir
bir Katedral Basrahibi olan Swift'i libercer bir diisuniir
olarak ele almak
bakrsta tuhaf kacabilir. Swift "ozgurIuk"le
ilk
esas olarak pariamenter bir monarside yasayan yurttaslarm duru-
munu
3
kastediyordu. Bu goriisu Locke ile payla§iyor, ancak oy hakkini sadece buyuk toprak sahipleriyle simrlamak istiyordu. Aynca Swift yazilannda cogu kez kinik bir merdumgiriz olarak gdriinur. Sozgeltsi, Ingiliz halkmin buyiik bir bolumunun "Doganin yerytizunde kaynasip durmalan yiizunden daima aci cektigi en zararli kucuk igrenc hasarat Irki" oldugunu soyluyordu. 4
Ancak
n
Swift insanliga yeterince deger vermemis, zaaf ve kusurlayuziinden onlari azarlamak icin vahsi bir alaycthga basvurmus
olsa da, hie kuskusuz, yazdi. Tiranhktan nefret
onlann aydmianmalan ve etti
peryalizmine her zaman karsi
cikti.
Avrapah gezginlerin yabanci lendirmelerinden 2
iyilikleri igin
ve ozellikle Irlanda'daki Ingiliz em-
esinlenen
diyarlara iligkin yeni deger,-
Swift,
8kz. C. B. Maepherson, The Theory of
Gulliver'm
Passive
Seyahatkri'nde
Indiviiiualism,
Oxford Uni-
Swift, der. A,
Norman Jef-
versity Press, 1962.
3
Bkz. Irvin Ehrenpreis, "Swift fares,
4
on Liberty (1952)",
Aurora, Nashville/Londra, 1970,
Jonathan
Swift, Gulliver's Travels
The Modern
Library,
New York,
s.
59-60.
and Other 1958,
s.
Writings, der.
101.
Rkardo Quintana,
AydinUinmiiH
Ingiliz
201
(1726), populer drjssel seyahat larzini kullanarak fantezi bir eser
cagmin degerlerine giddetle saldirdi. Middleton Murry, CuUivcr'm Seyahatkri'ni "bugime dek insanliga karsi gerceklestiyaratti ve
rilen
niteledi. 5 Gulliver
en vahsi saldin" olarak
basansiz gecmis
seyahatlerden sonra caginm hakim degerlerine sovtip sayarak giliere'ye donmiis, dus kinkhgi icinde bir aristokraiu.
In-
Swift kendi ulkesinin kotuluk ve budalahklanni elestirmek icin bir dizi iitopya ve karsi-titopya kullanir,
toplum
Soz
gelisi Lilliput'ta
ile siyasal gosteris sergileyenler arasinda kati bir
ayrim
vardir. Brobdingnag'ta Ulke sakinleri cok agir cabsirlar, istekle-
rin
cok
erdemlerin basit oldugu bir hayat surerler, Yasalan
az,
alfabedeki harflerin sayisim asmaz.
Ucan Laputa
adasiyla, dogru-
Ingiltere ve lrlanda hicvedilir.
dan
Ancak en reti
Hoyunimle-
ilginc seyahat IV. kitapta Gulliver'in
rin Ulkesine yaptigi seyahattir. Burada, yasalan,
ve sava^iyla
Avrupa Devletlerine
hukumeti,
karsi bir saldin basjatir,
tica-
Ge-
sona utopyaci oldugu, Swift'in ise olabildigince ironik ve belirsiz otdugu dusuniilmustur. Ancak Godwin bu anarsist arkadyadan derm bicimde etkilendi ve Swift'in, nellikle eserin bastan
"dogru siyasal adalet ilkeleri konusunda, gecmis ya da cagdas herhangi bir yazardan cok daha derin bir icgoru"ye sahip oldu-
gunu onesurdu. 6 Swift,
mus
Yahoo'lan anlatirken kuskusuz bazi insanlann bozul-
ve vahsi dogasini hicveder. Insan gorUnUmundeki bu
killt
yaratiklar paragoz, huysuz, inatci, kurnaz ve tutkuludurlar. Yiye-
cek ve parlak lar.
taslar icin
kavga eder, birbirleriyle
siirekli dalasir-
Sjddet iceren olumsuz diizensizlik ve kargasa anlaminda bir
"artar§i"
"dogal
Locke'un
icinde ya§arlar.
durum"una uygun
degil,
daha cok Hobbes'un
bir hayat surerler.
Swift, ktyaslama yoluyla
Hoyunimleri, akilci yaratiklan yo-
netmek icin akhn yeterli olduguna inanan onurlu atlar gibi sunar: "Doga ve Akil, akillt bir hayvan igin yeterli rehberlerdir; bi7 ze ne yapmamiz ve neden kacinmamiz gerektigini gosterirler." Ancak onlann akli, bir coziimleme araci ya da gozlemlenen olgulardan mantiksal sonuclar cikarma gucii degil, daha cok soguk bir sagduyu organi gibidir. Evrensel iyiligin ve miikemmel bir ictenligin sergilendigi bir toplumda yasarlar. Ayni zamanda 5
J.
Middleton Murray,
5wi|t,
6
Godwin,
7
Swift, Gulliver's Travels,
Political Justice G. ,
s.
Longman, Green
D
&r
<",<>..
I9(iti,
&r j, Robinson, 17H9 bhk..
202.
II,
s.
5.
209n.
Anar$izmin Tarihi
202
komimizmin akin caginda
ilkel
kumas kullandoganm her seyi
yasarlar; metal ve
mazlar, ihtiyaclan pek azdir, Temel diisturlan
kolayca tatmin edebildigidir. Halk, ahlaki kisitlama ve feragade denetlenir. Erkekler ve kadinlar, lhmhhgi, endustri, egzersiz ve
eden bir egitimden gecerler. Hoyunimler kendilerini yonetebildikleri
temizligi tesvik
ye, yasalara ve baskiya thtiyac
icin, siyasal otorite-
duymazlar. Hiikumet, boliisume
esgudum saglamak ve nuius artisim duzenlemek icin gun toplanan temsili ve periyodik
dort yilda
bir bes. ya da alti
bir
butun
ulus konseyine indirgenmi§lir. Butun kararlarda oybirligi sagla-
maya
calisirlar.
Konsey yasa cikarmaz, sadece
tesvik edici karar-
cunkii "tavsiye ve tesvik di§inda, akdci bir yaratigin nasd zorlanabilecegine dair herhangi bir anlayi§"a sahip degildirler; tar ahr,
zira hie
kimse akdci bir yarattk olma iddiasindan vazgecmedikce edemez." 8 Boylece loplum, yasalarla degil, herkesin
itaatsizlik
gonullu olarak kabul
bu
anar$ist
Herhangi
mak
ettigi
toplumu su bir
"akhn" emirleriyle yonetilir. Guliver
sozlerle yuceltir:
buyuk adam ya da onun yardakcisindan
icin rusvet verildigine,
cikar sagla-
yag gekildigine ya da pezevenklik
digine hie rastlamadim, Dolandineilik ya da zulme kar?i
edil-
korunma-
ya ihtiyacim olmadi. Burada ne bedenimi tahrip eden hekimler ne de
bahumi karartan
avukatlar; ne sozlerimi ve eylemlerimi izleyen
muhbirler ne de yalanci sahitter
var.
Burada ne ukalalar,
elestir-
menler, arkadan konusanbr, yankesiciler, haydutlar, ev husizlan, savcilar,
genelev patronlan, soytanlar, kumarbazlar, siyaseiciter,
ntiktedanlar, huysuzlar, gevezeler, tartismaeilar, tecavuzculer, katiller,
da
soyguncular, virtuozler var; ne de parti ve hizip liderleri ya
taraftarlan, ba^tan cikararak ya
da ornek olarak insanlan kotu
ahjkanhklara tesvik edenler var. Burada zindan, batta, daragaci, kirbaclama yeri ve teshir
aleti
de yok. 9
Bu anarsisl utopyamn oldukca olumsuz Toplum birimi guclu bi^imde patriyarkal
bazi yonleri de vardir.
ailedir ve ekonomi Yahoo larm emegine dayanir, Akilci Hoyunimler insan stcakhgi tasimazlar, tuikulan yoktur ve kesinlikle cilecidirler. Cinsel anlamda asik olmazlar ve cocuklanna karsi kayitsizdirlar. Ekonomi tas
devrinden kalmadir. Bilim ve teknolojinin gelismesinde kimseAgc,
s.
229.
Age,
s.
226,
Ingiliz
203
Ayditiitmmau
nin cikari yoktur: ulkelerinde ne tekerlek vardir ne de metal. Butun bunlara ragmen, Swift'in Hoyunimleri ideal varhklar olarak
sunmasinda muhtemelen sinsi bir alaycdik vardir. Ancak Gulliver ulkesi lngiltere'ye dondugunde, atinin kokusunu ve dostlugunu ailesine tercih eder ve Hoyunimler arasinda ogrendigi "mukemmel erdem dersleri"ni uygulamaya calisir. George Orwell, Swift'in zaman zaman "bir tur anar§isi" oldugunu ve Gulliverm Seyaha fieri 'nin IV. kitabmin bir anarsist toplumu anlattigini one surer. Ancak ona gore kitap, anarsist ya da barisci toplumda
iistu
kapah olarak var oldugunu iddia
ettigi
de canlandirmaktadir. Davramsin yegane hakemi, bazi durumlarda herhangi bir hukuk sisteminden daha az totaliter egilimi
kamuoyudur: "Insanlar 'yapmayacaksin' ile Sozde yonetildigi zaman ise herkes gibi dusunme ve
hosgorulii olabilen
yonetildikleri zaman, birey biraz dismerkezli davranabilir: 'sevgi'
ve 'akil"la
davranma cabasi gosterdigi icin stirekli bir baski altmda yasar." Hoyunimler hemen her konuda oybirligi aradiklan icin, dillerinde "fikir" sozcugu yoktur ve konusurken Earkh duygulan Orwell bunun "totaliter orgutlenmenin en yukone surecek kadar ileri gider. 10 Genel olaoldugunu sek evresi" saldirmak icin Hoyunim toplumu ve banscihga rak anarsizme ifade etmezler.
ornegini kullanir. Ancak Hoyunimler muhalifleri idam etmezler ve insanlan belirli bir dusunce ya da eyleme zorlamazlar.
akhn potansiyel tiranhgiyla ilgili goriisleri daha da anlamlidir. Hoyunimlerin akilci toplumunda ki^i^el huylara ya da tuhaf zevklere yer olmayacaktir. Kimse dilinin ucuna geleni soyleyemeyecek ya da kom§usuna, cehenneme kadar yolun var, diyemeyecektir. Ancak Orwell, Yahoo insanhgmin aksine, Orwell'in
Hoyunimlerin gercekten akil tarafmdan yonetildikleri noktasmi gozden kacirmaktadir. Onlara gore, akil ve duygu, vicdan ve arzu arasinda herhangi bir catisma yoktur, Dogruluk, evrensel ve apacik oldugu icin, saf anlamda akilci varhklar kacmilmaz olarak onu kabul eder ve ona
uygun bicimde davramrlar. Godwin
sonunda ayni noktayi isaret edecekti, konumu hie kuskusuz belirsiz ve paradoksaldir, Kendisi zaman zaman akilci bir anarsist gibi gorunen bir Tory ve
yiizyilin
Swift'in
bir Katedral Ba^rahibi'dir. Irlanda'ya yerle^en bir Ingiliz ailenin
10
George Orwell,
An Norman jeffares,
"Politics vs. Literature:
vels" (1950), Swift, der., A.
F.xaini nation of Gulliver's Trau\i. tit. s.
2
204
Anar$izmin Tatihi
oglu olan Swift, Irlanda'nin
ekonomik bagimsrzhgini istedi. Inonun gelismesi icin buyuk acilar "ozgurluge inanmazken otoriteyi kticum-
san lurunu kuciimsediyse de, Orwett, Swift'in
cekti.
seyen, aristokrasinin yozlasrrus ve rezil oldugunu apacik gorur-
ken aristokrat bakis acismi muhafaza eden bir Tory anarsisti"
dugunu
ol-
onun konumundaki belirsizligi gayet iyi Bununla birlikte, Swift'in Hoyunimkrin lilkesine ilis-
sdylerken,
yakalar. 11
kin anlattiklan, ne kadar kusurlu olursa olsun, gercekten liberterdir. Kendiligirtden isleyen hukumetsiz bir duzende "dogal du-
rum"
anlayisi, pekala
tinden cok daha dogru
Hobbes'un romantik evrensel savas mi-
Bu nedenledir ki, ilk buyuk anardusunur William Godwin, Hoyunimler'in Olkedne Seyahat'i "insan dehasinin en erdemli, liberal ve aydmlanmis orneklerinden bin" olarak betimlemistir. 12 olabilir.
sist
Edmund Burke En
edebi larihciler
diklan
bite,
anarsizmin uygutanabilirligini anlayama-
buytik yazarlann ozgur bir toplumu savunan eserlerinin olsa olsa ironik olmasi gerektigini degisik bicimlerde one icin,
Bu durum
siirerler.
Swift ve
Edmund Burke
Burke, Reflections on the Revolution
in
icin
de gecerlidir.
France (Fransa'daki Dev-
rim Uzerine Dusunceler, 1790) adh eserinde her turlu yenilige saldinstyla amlmisiir, ancak gen^liginde nt destekleyen ve iktisadi
Amerikan bagimstzhgireformu savunan liberal bir Whig of-
dugu
Aynca
genelltkle unutulur.
kendisi,
on sekizinci
yiizyilda
en guclu anarsist toplum tezlerinden birini ortaya koyan cation of Natural Society'yi (Bir
A
Vindi-
Dogal Toplum Savunusu, 1756)
yazmistir. Taoistler ve Fransiz filozojlanyla paylastigi baslangic
noktasi, "kendi haline birakildigi takdirde en
iyi
ve en
emin Reh-
ber" olan dogaya duyulan guvendir. 13
Dogal durumdaki insanlar, ozgun olarak, "oteki turlerden olan kardesleriyle tarn bir esitlik i^inde" ve tamamen vejetaryen olarak yasiyorlardi. Bu "dogal" toplum i^inde "dogal istah ve ic11
Age,
s.
12
Orwell,
202.
yansitan
aym
hem
Tolstoy'un
Al inn, William Godwin, age, Eki.
James
hem
anarsist bakis agisi"na sahip
A. Preu, The
s.
de Swift'in "otoriter
oldugunu da
49. Swift'in
Dean and
Godwin
ekler,
bir zihniyeti
age,
5,
203.
uzerindeki etkisi icin
the Anarchist, Florida State University
Press, Tallahassee, 1959.
13
Edmund
Burke,
A
Vindication of Natural Society, M, Cooper, 1756,
s.
3-4.
205
Ingiliz Aydinlarmutsi
guduleri"nin geregini yaptilar; "herhatigi bir olumlu kurum icinde" degildiler. Akilla yonetilen bu Lnsanlann dissal hukumete uV tiyaclan yoktu:
ve eylemeye sadece Akil ve
"Dusunmeye
Doga
Ne yazik ki insanlar dogaya rehberlik etmek icin ile baslarrz." yapay kurallar icat etmisler, dogaya ters dusen ve akh kisitlayan yasalarla bir arada tutulan bir siyasal toplum yaratmislardir. Din 14
ve hukumet yakindan baglanuh oldugu icin, hukumet bir kez gerekli goruldugunde, yapay bir dini ve "Kilise Yonetimi Adi Al15 tmda Eklesiastik Tiranhgi" da beraberinde getirmistir. yarattigim catisma toplumsal Burke, siyasal duzenlemelerin
duramda ordu kurmak imkansiz oldugu icin siyasal topfumun savaslardan da sorumlu oldugunu one surer, Nitekim, ve dogal
"Butun tmparatorluklar kanla birlestirilmistir. " lnsanligin yapay bicimde ayn gruplara bolunmesi kin ve anlasmazlik uretir. Ve dogal durumdaki insan kendi emegiyle orantili bir servet edinirken, hukumeti olan yapay toplum durumunda, degismez yasa sudur: "En cok emek harcayanlar en azindan yararlanirlar ve hie 16 emek harcamayanlar Zevklerin En Cogu'na sahip olurlar." Burke, farkli hukumet bicimlerint -despotluk, aristokrasi ve
demokrasi- inceler, ancak hepsini eksik bulur. Demokrasi tercih
butun hukumet lerin kendilerine destek saglaetmek zorunda kaldiklanni one sumak vanr: "Yapay Hukiimet'in ashnda sonuca anarsist Boylece su rer. onun Istismar edilmesiyle ilgili kavgamin benim oldugunu, iyi oldugunu bos yere soyleme bana. O sey! O sey'in kendisidir Istismar!" Butun yapay yasalan ve kilise ile Devlet'in ittifakini reddeden Burke, dokunakh ve guclu eserinin sonunda soyle der: edilebilir olsa da,
igin siklikla adaleti ihlat
"Onlarin 'Toplum Dusleri'ni, Din anlayislanyla birlikte terk et17 meli ve kendimiz icin mukemmel ozgurlugu savunmaliyiz." Burke, Fransiz Devrimi'nden sonra Tory olup her turlu ilerlemeye karsi gurlediginde, Dogal Toplum Savunusu'nu bir genclik cilginligi olarak reddetti.
Yorumcular bu kitapta Burke'un Bo-
lingbroke tarzi parodi yapmaya cahsugini one surerek ayni tutumu benimsemislerdir, Ancak Burke'un ironik maksattni kesfeden
Godwin onu
Justice'de.
ciddiye aldi.
An
Enquiry Concerning Political
(Siyasal Adalete tliskin Bir Arastirma,
14
Age,
s.
15
Age,
s.
13.
16
Age,
s.
90,
17
Age,
s,
67, 104.
5,8.
1793) siyasal
206
Anar$izinin Tarihi
topluma karsi cikan kendi goruslerinden pek cogunun rahatlikla Burke'un eserinde de -"mevcut siyasal kurumlann tasidigi kotuluklerin benzersiz bir
mantik gucu ve parlak bir belagatte
lendigi bir tez" I8 - yer alabilecegini kabul
etti.
sergi-
Sonraki ytizyil icin-
George Holyoake, Burke'un eserini The
de, radikal sekularist
Inherent Evils of all State Governments Demonstrated (Biilun Devlet
Yonetimlerinin Kanitlanmis Asli Kotulukleri, 1858} basligi
al-
tinda yeniden yayimladi. Editor, kitabm "bu gune kadar yazilmis en ciddi eserlerden biri" oldugunu coskuyla ilan etti ve bir ek ya2arak, Burke'un "Devlet yonetimleri kendi tebaasina gercek oz-
gurlugu asla vermeyecektir" sozleriyle ifade ettigi buyuk dogru"yu biraz daha acikhga kavusturmak icin, Pierre-Joseph
Proudhon ve Josiah Warren'e gonderme
Thomas
yapti. 19
Paine
1789'da Fransiz Devrimi'nin patlak vermesi Ingiliz tarthinin en
buyuk tamsmalarmdan rine Dusunceler, 1790)
am Godwin, Mary lerirt
geldi:
arastna bir
A
Thomas
Paine,
Thomas
Holcfort, Willi-
Wollstonecraft ve William Blake gibi radikal-
bomba
gibi dustU. Ilk yanitlar
Wo
1
1
stonecraft' tan
Vindication of the Rights of Men (Insan Haklart Savunusu,
1790) ve yazarm
A
kivilam oldu. Burke'un on ¥rance\ (Fransa'daki Devrim Oze-
birini tutusturan
Reflections on the Revolution
ilk
buyuk feminist olarak imlenmesint saglayan
Vindication of the Rights of
Women
(Kadin Haklan Savunusu,
1792). Wollstonecraft, insan zihninin toplumsai cinsiyeti olmadigmi, kadinlarm bagimsiz olmalan ve egitim gormeleri gerektigini siddetle savundu.
Ancak, mirasm yol
iktisadi esitsizliklere saldirmakla birlikte,
actigi farkhhklara ve
hukumetin dogai hak-
lan koruyacak sektlde reformdan gecirilmesini istedi. Paine de unlu Rights of Man'inde (tnsan Haklan,
1792) dogat haklar
dilini kullandi,
1791ancak Uberter duyarhhgi onu
anarsizmin sinirlanna
getirdi. Norfolk-Thetfordlu bir Quakenn oglu olan Paine, Sussex- Lewes' te vergi memuru olmadan once
Londra'da kticuk caph ticaretle ugra§ti. Quaker gecmisi hie kuskusuz sade uslubunu ve esitlikci duygulanni guclendirmenin yarn sira,
akd ve vicdamn insam dogruya ve erdeme goturen
18
Godwin,
19
Burke, The Inherent Evils of Co., 1858, Onsoz, s. iii, Ek,
Political Justice
(1789 bs), alt State s.
op. cit,
I.
"icsel
3n.
Governments Demonstrated, Holyoake £i
59-60.
isigi"na
guvenmesini de
207
Aydmlanmtiii
Ingiliz
sagladi.
"Ne kitap okudum ne de ba§ka-
lannm fikirlerin inceledim, Sadece kendim icin diisundum" diye ovunmekten hosUmirdi. 20 Insan in temelde iyi olduguna inaniyor ve diinyayi bir gozyasi vadisi degil, bir zevk bahcesi olarak goruyordu. Ki§isel ozgurluk her seyin uzerindeydi: "Bagimsizhk, be-
nim mutlulugumdur" diye yazar olgunluk doneminde, "ve insan ya da mevki aynmi yapmadan her seyi oldugu gibi gorurum; benim ulkem diinyadir ve dinim iyitik yapmaktir." 21 Paine ya§adigi sanayi caginin insamydi. Newton'un evrensel yasalarla yonetilen bir makine olarak dunya anlayismi benimse-
Aym
cozumsel yontemi topluma ve dogaya uygulayarak her ikisinin de akla gore yeniden duzenlenebilecegini dusundii. Yillarca nasil demir bir kopru insa etmeyi tasarladiysa, toplumu da di.
basil ve akilci ilkelerle yeniden tasarlamaya cah§ti. O bir mekanikci ve toplum muhendisiydi: "Arsimet'in mekanik gucler hakkinda soyledikleri" diye yaziyordu, "akla ve ozgiirlage uygu-
aym
lanabilir: Bir tabiliriz.
dayanak noktasi
bulabilirsek, diinyayi yerinden oyna-
nu
Lewes'teki i^inden ayrilan Paine, sansim
lumsai ve siyasal
Amerikan koloni-
Oraya vanr varmaz gunun topmucadelelerine atildi. Dogrudan ve saglam bir
denemeye karar
lerinde
verdi.
uslupla kadin ozgurle§mesini savunan ve Afrika koleligini ve hayvanlara kotu davranisi kmayan makaleler yazdi. 1775'te, ka-
dmlara uygulanan yasal ve toplumsai ayrimcihgin sona ermesi icin etkileyici cagnlar yapti:
En mutlu olduklan kisitlannus;
mutlak
ulkelerde bile kadinlarm mal bir
ufak bir disavurumu bile
ozgurluk ve
larla
sue;
isten(leri
say an fikir kolderi tarafindan yasa-
gasp
ediltni§;
hem
lan cikancilan olan yargiflat tarafindan her dir
edinme arzulan
hukUmranhkla onlara hukmeden ve en tiranlari
hem
de bas-
yandan kusaulmiflar-
tutumlarda ve yasalarda degisiklikler olsa da, derinlere
...
yerlesmis baskici toplumsai onyargilar her dakika ve her
gun
ka-
dinlarm yolunu kesmektedir. 23 20
Thomas
Paine, Rights of Man,
tier.
Henry
Collins,
Penguin, Harmond-
sworth, 1971,5.241.
21
Age,
s,
250,
22
Age,
s.
181.
23
Thomas
Paine,
tings oj
Thomas
II.
60,
"An Occasional Letter to the Female Sex" (1775), The WriPaine, der. M. D. Conway 6r C Putnam New York, 1906, .
208
Anarsizmin Tarihi
Ne
var ki Paine ancak bir sonraki yd, on. uc koloninin lngilte-
re'den tarn bagimsizhgim istedigi ilk eseri
(Sagduyu, 1776)
onem
kazandi. Ingiltere'nin
Common
Sense
ile
boyundurugundan
halk sava§iyla kunulmayi savundu ve boylece Amerika'nin bir ozgurlukler ulkesi ve Avrupah liranlann baskisi alunda yasayan halklara bir esin kaynagi olacagini
umdu, 5u cagn onun
nasyonatizmini ve ozgiirluk ask in 1 cok
enter-
iyi yansitir:
Insanlan seveceksin! Sadece zorbaya degil, zorbahgin her turlusu-
ne kar?) gikacaksin! Eski dunyamn her noktasinda zulum
var. Bii-
tun dunya ozgiirluk pesinde. Asya ve Afrika uzun suredir dzgurliikten
Avrupa ona bir yabanciymi? gibi bakiyor ve onu kendisinden uzak mtmaya calisiyor. O firariyi arani-
yoksun.
lngiltere
za alin ve vakit
gee;
olmadan insanhga
bir
sigmak hazirlayin. 24
Amerikan Devrimi deneyimi Paine'i 90k etkilemisti. Koloni hiikumetinin dagmlmasindan sonra ve yeni bir anayasanin hazirlanmasindan once Amerikan toplumunun duzenli yapisi ve adabi onu derinden etkiledi. Sagdwyu'nun iinlii girisinde toplum ile htikiimet arasinda aynm yapan gelecegin anar§istlerini andmr. Bu ikisinin sadece farkU olmakla kalmadigtni, kokenlerinin de farkh oldugunu dusiiniiyordu: Toplumu si
ihtiyaclanmiz, hukumeti ise kotuluklerimiz uretir. Birinci-
sevecenligtmizi birlestirerek
ikincisi ise rir.
kotulugumuzu
mutlulugumuzu olumlu bigimde,
kisitlayarak
onu olumsuz bicimde
gelisti-
Biri iliskiyi tesvik eder, digeri farkhhklar yarattr. Birincisi
koru-
yucu, ikincisi cezalandmcidir.
Her Devlette toplum
bir nimettir,
ama hukumet en
iyi
durumda
bile
zorunlu bir kotuluk; daha kotu durumdaysa katlantlmaz bir seydir; bir
hukumet yuzunden
aci cektigimiz
ya da MkUmetsiz bir iilkede ya-
sayabilecegimiz sefalete maruz kaldigimiz zaman, act
cekmemize ne-
den olan araci kendi ellerimizle yarattigimiz dustlncesi, basimiza gelen felakederi daha da agirlastmr.
kaybolan tnasumiyetin
Hukumet,
tipki bir elbise gibi,
bir nisanidir; krallarm saraylari cennet bah-
celerinin harabeleri uzerinde yukselir. Vic damn durtuleri acik ve bi-
ro tne ktir;
ona
karsi
konulmaz bicimde
itaat
edilmesi halinde, insa-
ntn baska bir kanun koyucuya thtiyaci kalmaz.-25 24
Paine,
Common
25
Age,
65.
s.
Sense,
s.
100.
209
tngiliz Aydiiiiiiuinuni
Ancak Amerikan
kolonistlerinin kendi islerini
hukumet olmak-
sizin bari§£i
bicimde orgutleme orncgine ragmen, Paine, yasama,
ozgiirluk ve
mutlu olma haklanni garanti
altina alacak bir ana-
halkm
yasa temelinde asgari bir hukiimetin kurulmasi i?in
bir
sozlesme yapmasi gerektigine inamyordu, Paine,
Amerikan Bagimsizlik Savasi'mn basanya ulasmasm-
dan sonra demir koprusiinu insa etme umuduyla dondii.
tngiltere'ye
1789'da Fransiz Devrimi'nin patlak vermes!, icindeki
devrimci co$kuyu yeniden canlandirdi ve Burke'iin kendi inanc;-
lanndan vazgecmesi, onu Rights of Man' (Insan Haklan) yazmaya yonelui. "Her seyin umulabilecegi bir Devrimler Cagi"nm i
26
b as. la digini diisu n u yo rdu
Fransa'daki Devrim Ozerine Diisunceler'inde Burke, hukumet ve toplumun, atalann bilgeligini temel atan, karmasik, kirdgan ve organik varhklar oldugunu ve ancak btiyuk bir tehlike kar§isinda engeltenebitecegini savunmustu, A priori siyasal teorile§tirmenin (Savunma'smda cesaretle gerfeklestirmi^ti) "sakar inceligi"ni kucumsedi ve bilginlerin soylunun ve ruhbamn himayesinden yararlanmamalan halinde, bilimin "hayvansi kalaba-
hklann toynaktan alunda cignenecegini" one surdu. 27 Paine "hayvanst kalabahklar" adina ve onlara hitap ederek
konustu ve Burke'un, "olunun, yasayamn hak ve ozgurlugu uzerindeki otoriiesi" icin bir dusuniir degildi ve
one surdugii mazereti reddetti. 28 Ozgun on sekizinci yuzyil siyasal dusiincesinin
Locke' tan kaynaklanan liberal kliselerini benimsedi.
n daha
liberter ve
demokratik y6nde
seyler soylemediyse de,
soyleme
Ancak
gelistirdi. Ozellikle
onla-
yeni
kusku gotiirmez bicimde
tarzi
Benimsenen siyasal soylem dilinin zarif ve antilmis oldugu yerde, Paine, fali$an insanlarm anlayabilecekleri, dogruyeniydi.
dan, acik ve sade bir iislupla yazmayi se?ti. "Bir sozcuk Bastib le'ine
nkilma"yi reddetti, uslubuyta basat kulturu, arguman-
hakim giicleri tehdit etti. 29 Insan Haklan'nm Birinci Bolumu esas olarak
lanyla da
Devrimi tarihinden ve Fransiz anayasasimn oJMan,
168.
26
Paine, Righfs
27
Burke, Reflections on the Revolution in France (1790), der. O'Brien, Penguin,
s.
Harmonds worth, 1969,
28
Paine, Rights of Man,
29
Bkz. Olivia Smith, The Politics of Language ford, 1984,
s.
139.
s.
bir Fransiz
Ingiliz anayasasiyla
s.
Conor Cruise
173.
64. 1
791- («['>.
Chmidon
Press,
Ox-
Anar$i;min Tarihi
210
kiyaslanmasindan
Paine burada temel olarak keyfi ve
ibarettir.
insan haklanni savunmaya cahsir. Kendi
kalitsal iktidara karsi
dogal haklar doktrinine, ozgtin e§itlik ve insanhgin seyi temel alir ve
bunlann
birligi
hakW'i ve
"entelektiiel
dedigi
ki§inin "bir
birey olarak kendi rahathgi ve mutlulugu icin gerekli olan her
yapma hakki"ni kapsadigim one surer. 30 Ancak Paine, Locdogal durumdaki bireyin bu haklardan gUvenli bicimde yararlanma guciine sahip olmadigini one surer. Bu nedenle bi-
seyi
ke
gibi,
haklarma sivil toplumun "ortak birikimi" cikmalanm ve bunlan koruyacak bir hukumet kur-
reylerin kendi dogal
icinde sahip
malanni tavsiye eder. Aslinda hukiimetin kendi basina hie bir hakki yoktur ve hukumet, yurttaslann daima ortadan kakhrabiIecekleri ya
da
geri alabilecekleri bir devredilmis
olarak gorulmelidir. Bir
halkm
otorite
hukumete
otoritesidir.
"sorumluluk"
olma hakki veren yegane HukOmetirt amaci "herkesin iyiligini" var
ya da "genel mutluluk"u saglamaktir. 31 Burke'tin
lantiyi
yorumundaki dogusuna gelince, Paine boyle bir bag"sadece tahrip etme yetenegi olan ve terbiye edilemeyen
bir
inatci
Kilisenin Devletle birlikte
ttir
hayvan" benzetmesiyle reddeder. 32
Bu gorusler on sekizinci yuzyila ait liberal hukumet savunusunun bir parcasini olusturdu. Ancak Paine, insan Haklan'mn II, Bolumu'nde bu yeni teorik zemini kendisini anarsizmin esigine goturecek sekilde parcaladi. I. Boltim'un sonunda su gercegi kabul etti; "Insan insanin dii§mamdir, ama ancak sahte bir hiikumet sistemi aracihgryla." 33 Sagduyu'nun baslannda toplum ile hukumet arasmda yaptigi ayrima geri doner ve $6yle der; lnsanlar arasmda
kumetin
hukum
suren bu duzenin buyuk bir boiumu
rinde ve insanm dogal yapisindadir, Bu,
hti-
Kdkeni toplumun ilkde-
etkisiyle gen;eklesmi§ degildir.
hukumetten once de vardi
ve htikumet i'ormalitesi kaldinlsa biie var olacakttr. Insanin insana ve uygar toplulugun butiin kesimlerinin birbirine bagimhhgi ve
onu
karjihkli gikarlan, yaratir
...
Ortak
bir
arada tutan buyuk baglantilar ztneirini
cikarlar, onlarin
kaygilanm denetim
altina sokar
ve yasalarmi olusturur; ortak kullanunin gerektirdigi yasalar hukii-
met yasalanndan daha biiyuk bir oneme 30
Paine, Rights 0/ Man,
31
Ages. 211,220, 232.
32
Agt,
s.
33
Age,
s.
109; 168'
s.
90.
sahiptir.
En
iyi
durumda
211
Ingiliz AydiiiJfiiwwsi
toplum, hukumete atledilen herncn her seyi bizatihi gercekle$ti-
Paine, Rousseau cu bir kanalda insanin dogustan
iyi
oldugunu,
ancak hukumetler tarahndan yoksun btrakildigim savunur: "Insan huktimetlerce yozlastmlmasaydi, dogal olarak insanin dostu olurdu."
O halde insan
Hukumet
dogasi tek ba§ma kdtii degildir.
denilen seyin biiyuk bir
boiumu "sadece
zorla ka-
bul ettirilen bir sey" olmakla kalmamts, hukiimetin yararh bularak yapabildigi her sey htikiimetsiz toplumun ortak nzasiyla
"Resmi hukumet ortadan kaldinldianda toplum harekete gecer. Genel bir birlik gerceklesir ve ortak cikar ortak guvenlik iiretir." 35 Gecmise donerek Ingiliz tagerceklestirilmistir. Aslinda, gi
rihindeki isyanlara ve kan^ikltklara bakan Paine, tipki
modern
bunlarm "hiikumei ihtiyaci"ndan kaynakhukiimetin, toplumu guclendirecek yerde
anar$istler gibi, butiin
lanmadigmi, "bizzat
onun boltinmesine sebep oldugu[rtu]
...
aksi halde var olmaya-
cak hosnutsuzluklara yol actigi"ni one surdti. 36 Ancak Paine,
uyumun
toplumsal
hiikurn stirdugu efsanevi altin cagin degil,
gelecekteki daha uygar
olarak sunu one
hukumet
siirer:
ihtiyaci o
toplumun ozlenvini ceker. Genel bir ilke "Uygarhk ne kadar mUkemmellesirse,
kadar azahr; ciinku toplum kendi
duzenledikce kendisini yonetir." 37 salan
dogamn
islerini
Toplumun butun buyuk
ya-
yasalan oldugu icin, Pain'e g6re uygar hayat pek
az yasayi gerektirecektir.
Ancak cagda$i William Godwin 'in
aksine, Paine, cesurca
surdurdugit akil yiirutmeyi, hukiimetin daima gereksiz bit kotiiluk oldugu seklindeki anarsist
sonuca kadar goturmedi. Insanm
dogal ihtiyaglan bireysel guclerinden daha biiyuk oldugu surece, (izgurliigun ve guvenligin saglanmasi icin hukiimetin gerekli
olacagini hissediyordu.
Bu yuzden, insanm dogal haklanni koru-
yatak pek az yasasi olan asgari bir hiikumet -bir "ulusal
birligi"
a^mayan- onerdi. Bu hukiimetin amaci, "bireysel olmanm yam sua kotektif olarak da herkesin kadar sinirh ve
basitiir.
iyiligf'ni
guvence
cmtihiiriyeigi ve temsili hukiimeti tercih etmi^ ve ll )'">
«> t/
V", A&.
s
IM^
s 2)0.
186
v IR7-IHH. Ay. ^ 87 Aj>i'.
1
altina alacak
Paine cogunlugun yonetimi temelinde
onu saglam
bi-
Anar$izmin Tarihi
Ill hir
(,'itnclc "
anayasaya baglamisti. Hatta Amerikan Anayasasi'm
DevSet'in siyasal inciH" olarak ovdii. 38
Ingiliz halkmi yeni bir toplumsal sozlesme olusturmak icin Amerikan ve Fransiz ornegini izlemeye ve anayasa temelinde sinirh bir htikutnet kurmaya cagiran Paine, boylece anarsist gele-
nekten nihai olarak kopmus oldu. Hatta lnsan Hak lan'nin so-
nunda, hiikumetin genclerin dgrenimine yardimci olmasmi ve artinmb veraset vergisi araciligiyla yashlara destek olmasini onerdi. Boylece hukiimete bolusurmi saglama roliinii vermis otu-
yordu.
Pa i ne'e tngiliz sosyalizminin babasi denilse de, ashnda kenkararh bir savunucusu oldu: Evrensel ve ozyok edecekti. Iktisadi e^itligi asla savunmadi ve Ozel mulkiyetin da una esitsiz kalacagini dusundti, Kapitalist dusiince tarzi, temsili hukumeii, yumaslann ortak oldugu sinirli bir sirket gibi savunmasma yol acti: "Her insan hukumetin bir ortagidir ve onu kendi isinin zorunlu bir pargasi olarak gorur, Onun cikanni kollar, cunkii bu kendi mulkunu etkiler." 39 Agrarian Justice (Tanmsal Adalet, 1797) bashkh son buyiik eserinde, disi ticari girisimin
gur
ticaret, savant
cagdasi
Thomas Spencer
gibi, topragin ulusallastinlmasini
tak mulkiyeti degil, kazancin yiizde
odeyecek di.
onunu toprak
kiiciik toprak sahiplerinden
ve or-
vergisi olarak
olusan bir toplumu oner-
Pain'in nihai gorusu, her yurttasin kendi becerilerini geli§tir-
mek
icjn esit ftrsata sahip
gimsiz
mulk
oldugu temsili ve cumhuriyetci bir ba-
sahipleri demokrasisiydi.
Paine, liberal teoriyi anarsizmin esigine kadar gelistirdi, an-
cak smin gecmedi. Aslinda, burjuva radikalizminin en buyiik sozciisu oldu. Yiikselen orta smifi Devlet'i monarsi ve aristokra-
siden devralmaya te§vik
rimlerinden esinlendigi
etti.
icin,
Ancak Amerikan ve Fransiz Devinsanlann kendilerini yonetme ye-
tenegine sahip olduklarint da kabul
sosyalizmin iginden cikip gelrstigi katkida bulundu.
18
Aj|C,
;
209, 210.
19
Age,
>
206.
etti
ve boylece anarsizmin ve
fikirler
ve degerler havuzuna
BOLUM UC Biiyiik Liberterler
Hitkumet salduganhgin saldirganlik dogurmasidir.
SPENCER
W hter
iyi ister kdtti
olsun, herkesin zchir ictigi yere Devlet denir;
Devlet, evrensel yava$ intihara hayat denilen yerdir.
FRJEDRICH NIETZCHE
W En
\yi
htikumet hie ydnetmeyen htikumettir.
HENRY THOREAU
Tar ill okumus herhangi
birinin
gdzunde
itaat sizl'th,
insana 6zgu
bir erdemdir, llerleme itaatsizlik sayesinde, itaatsizlik ve isyan
sayesinde gerceklestirilir.
OSCAR WILDE
Fransiz Liberterleri
Fransa'da liberter
ile
anar^ist arasindaki farkblik belirgin bicim-
de lammlanmadi ve bu terimler sik sik birbirinin yerine kullanildi. ri
De Sade
ve Fourier insan ozgiirlugunu genisletmek istedikle-
icin liber terdiler;
ancak Devlet'i lamamen ortadan kaldirmak
istemedikleri icin anarsisi degildiler.
De
Sade,
sonunda
asgari bir
Devlet istemesine karsin, Fransiz Devrimi sirasinda bir sure icin fikriyle ilgilendi. Fourier on dokuzuncu yuzyilm en ozgun utopyaci du§unurlerinden biriydt ve ozgiir toplum vizyonu daha sonraki pek gok anarsiste esin kay-
yasalann olmadig] bir toplum
nagi olurken toplumsal ekoJojinin de habercisi oldu.
Marquis de Sade Aydinlanmanin
atesledigi serbest arastirma
ruhu on
sekizinci
yuzyilm ikinci yarisinda mevcut toplumsal ve ahlaki yasalann giderek daha cesurca sorgulanmasma yol
dusuniir Marquis de Sade
idi.
bilinir.
mesi, genellikle
Iclerinde en cesur
Donatien Alphonse Francois de
Sade, sapikhgiyla hatirlamr ve sadizm
haz olarak
acti.
aomasiz ve anormal
bir
Aslinda Sade'm bir canavar olarak resmedil-
onun kitaplanni
asla
okumamis
cede erdemlilik taslayan puriten ahlakcilann
olan,
isidir.
asm
dere-
De
Sade'i
Anar$izmin Tarihi
216
hizh bir kazanova olarak gosteren imgesel portreler, edindigi sohret kadar kusurludur, Aslmda kendtsi, sansin, mavi gozlu, kuciik agizh, ufak tefek ve tombul bir adamdi.
De Sade'm
yazilan, 1957 gibi geg bir tarihte Fransiz
meleri tarafindan yasaklandi, Bunlara ulasmak
kolay degildir.
Bu durum bash basma
Sade sadece seytani bir isyanci bir
dusunurdii,
katki gayet
onem pek
Cinsel
iyi bilinir,
bilinmez.
mahke-
gunumuzde
bile
bir talihsizliktir, ciinku
degil, ayni
de
zamanda cok ozgiin
psikopatolojinin anlasdmasina yaptigi
ancak bir toplumsal filozof olarak
Onun
tasidigi
en cok sairter degerlendirmistir. Swinburne, ona "insanhgin sanh ve karsihk bekle-
meyen velinimeu" derken,
mus en
ozgiir ruh"
liberter dehasini
Apollinaire
oldugunu
onun "bugune dek
var ol-
ilan etu. 1
De Sade insanlann zorbahgini her seyden once hem kendin-
hem
de baskalarmda tamdi. Omni boyunca dinden nefret etmesine yol acan Cizvit egiiimini tamamladiktan sonra, cesitli asde
keri rutbeler aldi ve Yedi Yil Savaslan'na katildi,
Bu deneyim onu
saldin savasimn kararh bir muhalifi haline getirdi. Yirmi u? yasinda, Krai, Kralice ve yuksek Saray
mensuplannin huzurunda
evlendikten sonra, cinsel maceralan 1778'de hapse aulmasina
neden oldu,
De Sade
cinsel hazzin dustinulebilecek
butun bicimlerini
tarn bir vicdan rahathgiyla ke§fetmis olsa da, bilinen davranisi
(sadece bir hizmetgi kadinin dovulmesini ve
gesitli fahiselerle ya-
pilan sefahat alemlerini kapsar) aktif sadizmin klinik gostergele-
rinden onemli olcude aynhr. 2 1778'den itibaren, kendisine karsi hicbir yasal suclama
olmamasina karsin, omrunun geri kalan onunu kapatilmis olarak gecirdi. Hapishanede, kismen kendini hakh cikarmak icin, kismen de icinden dyle geldigi icin var gucuyle yazmaya basladi. Bu siire boyunca kansi onu cesaret ve sadakatle destekledi. otuz yedi yilimn
Fransiz Devrimi patlak verdiginde, de Sade, Bastille'in kotu sohretli
"Tour de
la
Liberte"sinde (Ozgurluk Kulesi) be? ytldir
tutulmaktaydi. Paris halkmin gerceklestirdigi baskindan on bir
gun once yedi mahkumla Meclis 1790'da, Hayirh
1
Alint], Geoffrey Gorer, der.,
her, 1965,5. 15-16.
2
Age,
s.
32.
birlikte
Cuma The
oradan
c-ikanldi.
Anayasal
(paskalya yortusundan onceki Cu-
Life
and
Ideas oj the Marquis de Sade, Pant-
217
Fransiz Liberloini
ma, en.) miinasebetiyle onu serbesi
birakti.
sin ozgtirlugu, 1788'de yazdigi Justine, ou tu'yii (Justine,
ya da
Erdemin Acilan)
Donemin
les
goreli ba-
malheurs de
bir sonraki yil
la ver-
yayimlama-
sini sagladi.
De Sade fiilen cumhuriyetcileri destekledi, devrimci "Section des Piques" (Mizraklt Alay) icinde cahsti ve bu grubun baskanhgina segildi. 1792'de Idee sur la mode de la sanction des loix bash kh bir brosur yazdi. Burada temsilcilerin gundeme getirdikleri butun yasalarm dogrudan dogruya halkm oyuna sunulmasi-
m onerdi. Onerisi, iktidann yozlastirma yeteneginin
farkinda ol-
masindan kaynaklaniyordu: "Insanlan inceledim ve onlan tamyorum. Kendilerine bahsedilen herhangi bir gugten vazgecmelerinin ne kadar zor oldugunu ve hicbir seyin verilen bir yetkiyi sinirlamaktan daha zor olmadigini biliyorum." 3 De Sade, 1791'de Parish Bit Yurttasm Fransa Krahna HitaXVI, Louis'yi "doga yasalanna gore ozgiir ve
bt'ni yazdi.
esit"
olan insanlann ona verdikleri yetkilere saygth olmaya gagmyordu. Cumhuriyetgi de Sade ironik bigimde kralcilara sempati duy-
dugu
daha tutuklandi. 1797'de Robespierre' in
iddiasiyla bir kez
devrilmesinden sonra serbest birakildi. Bunu izleyen yedi yilhk
ozgurluk doneminde, bir velle Justine,
ou
les
bomba
malheurs de
la
etkisi
yapan on
ciltlik
La Nou-
vertu suivie de I'histoire de Juli-
sa soeur'u (Justine'in Romani ya da erdemin acilan ve onun devami olarak Julliet'in tarihi) yazdi. 1801'de yeniden tutuklandi ve Napoleon'un bakanlan kitabin bulunabilen butun baskilanmn yok edilmesini emrettiler. Hicbir otoriter hiikumet despoette
tizm mekanizmalannin bu sekilde agiga gikanlmasma izin veremezdi. De Sade hayatinin geri kalan ktsmini gegirmek tizere bir akil hastanesine kapatildt.
yazdigi her seyin dortie
Daha gok
biri
Oyunlarmdan kisa oykulerine kadar Napoleon doneminde yakildi.
cinsellikten gok dinle ugrasugi gorulur.
mayan de
Sade'm yazilannda Ashnda ahlakdisi biri ol-
erotikasiyla hatirlansa da, de
Sade, sadece ahlaki sorunlan saplanti haline getirmek-
le
kalmamisti;
ci
dizgmi"ne
giiglii bir
saygi
vicdana da sahipti. "tnsanin yol gosteri-
gosterilmesini
istiyordu.
Iyi
ile
kotu
arasindaki farkm derin ve surekli bicimde farkindaydi; "kotuluk gulleri ve
co^kulan" hakkinda higbir yamlsama icinde
Age, s 51 Age,
s.
182.
degildi."1
218
Anar$izmin Tarihi
Blake ve Nietzsche
gibi, de Sade da iyi ve kouitiun mevcut nimlannin otesine gecmek ve kendi edk kodunu olusturmak
tais-
Ve haz deneyiminirt kendi dogamiza ve bir butun olarak dogaya uygun davrandigtmizi gosteren bir belirti oldugunu one tedi.
surerek, filozojlar gibi dogayi izlemeye cahsti: "Haz veren butun
eylemlerin
...
men dogaya de Sade
dogal ve dogru olmasi gerekir." 5 Kendisini tamaeden kisi en mutlu kisi olacaktir. Bu anlamda
terk
tutarli bir
hedonist
idi.
De Sade, kendi metafiziginde, Kilisenin tiranhgina ve
Hiristiyan doktrininin baskici dogastna butunuyle karsi cikan militan bir ateist ve felsefi bir maddeciydi. llahi ceza tehdidinde bulunan
Hiristiyan Tann, de Sade icin kabul edilemeyecek kadar ahlakdive alcaktir. Dogayi evrenin varhgini saglayan guc olarak Tann-
si
nm
yerine koyar,
Doganin
yazdannda butunuyle acik degilbir guc olarak gorunur: Doganin yasasi "baskalarmt kendiniz icin isiediginiz kadar mutlu etmek" olarak yorumlanir. Ancak doga, de Sade'm eserlerinde ozellikleri Sade'in
Doga, her seyden once comert
dir.
evreler halinde kotu niyetli bir
ne"-
donusmeye
baslar.
Oyie
ttir
ilaheye -"acimasiz iivey an-
doga yasasi "ne pahasma olursa biciminde yozlasir. 6 De Sade, sonunda ki,
olsun kendini hosnut et" doganin temelde yikici olduguna (yaratmanin amaci yok etme zevkini yasamaktir) ve ciirumeye yol acugina inanmaya basladi. Bu durumda kendi yikici icgudiilerini tatmin eden insan dogayi izlemis olur. Sadizmin metafizik ve ahlaki temeli budur: Baskala-
nna
aci vererek haz duymak, dogal ve dogrudur. Goreneksel anlamda ahlakli olmak, dogaya karsi cikmaktir; mevcut erdem bu durumda dogadisi ve yanhs egitimin sonucudur. Siyasal bakimdan, de Sade, Avrupa uygarhgmin temel onciil-
meydan okudu. Siyaset konusunda fazla fikri yoktu; siya"yalandan ve htrstan dogan bir bilim"dir, "insanlara kendile-
lerine set,
rini
aldatmadan
esitlerini
aldatmayi"
kitabinda toplumun mulkiyet temelinde
ogretir, iki
diyordu. 7
Her
antagonist simfa bo-
lundugunu vurgular. Proudhon'u andirarak,
miilkiyeti, "zenginin sue" olarak tantmlar. Mulkiyet hakkinin kokeni gaspa dayanir: "Bu hak kokeni bakimindan bir hirsizhk-
yoksula karsi
tir;
isledigi bir
o halde yasa, bu hak[mulkiyet hakki] hirsizhgi cazip kildtgi Age,
s.
177.
Age,
s.
97.
Age,
s.
105.
Franstz Libertcr\c "8 Dolaysiz icin hirsizhgi cezakvndinr.
r
219
i
deneyimden soz eden de
Sade, mahkemelerin zenginler lehine adalet dagitttgini bitiyordu:
halkm yasalan yasa koyuculann cikarlanndan ya da cikarlannm urununden baska bir sey degildir." 9 Uluslar arasmdaki sa"bir
vaslara gelince, bu, insanlarm tiranlartn cikarlan icin birbirlerini
bogazladiklan, izin verilmis bir cinayettir: "Kriic, kabahati olanin
cogu kez cehaletin ve aptalhgm kaynagidrr." 10 De Sade hayatmin farkli donemlerinde, siniflara bolunmus
silahidir,
ve adaletsiz mevcut toplumun yerine cesitli alternatifler onerdi, Fransiz Devrimi'nin patlak vermesinden once, 1788'de yazilan ve 1795'te yayimtanan Aline
Taome
et
Valcour'dt
kentinde yasanan bir utopyayi
pa'yi ziyaret
eden gene
bir
adam
Guney
anlatti,
Denizleri'ndeki
Krai Zame, Avru-
olarak sefaletin en buyiik nede-
ninin ozel mulkiyet, simfsal bolunmeler, din ve aile hayati oldugunu kesfeder. Boylece Devlet'in imalati denetlemesini ve butun halki istihdam etmesini saglayarak
mallan ve konforu
secer. Herkesin
bu hastahklardan kacinmayi esitlenir,
boylece ne hapisha-
ne ne de oliim cezasi kahr. Robespierre'in iktidara gelisine, Fransiz Devletinin gticlen-
mesine ve ardindan gelen terore tamk olan de Sade, Devlet'in
toplum icindeki rolune iliskin yeni gorusler edinir. 1794'te yazilan ve 1797'de yayimlanan Jul ieffe'de hukumet ve yasalar sorununu ele aldi ve en iyisinin anarsi oldugu sonucuna vardi. Iki Ualyan arasmda gecen bir konusmada, araya giren biri, Rousseau tarzi
toplumsal sozlesmeyi ozel cikarlara degil sadece genel
deye hizmet karsi £ikarak
ettigi icin
devam
$u konuda
ilk
tehlikelidir;
eder:
ve son kez ikna olalim
ki,
yasalar sadece yararsiz ve
yegane amactan, suclan cogaltmak ya da
halinde suclann cezadan lar
ira-
reddeder. Yasalann getirdigi kisitlamalara
muaf tutulmalanna
izin
gizli
kalmasi
vermekur. Yasa-
ve dinler olmasaydi insan bilgisinin uiasacagi ihtisamin derece-
sini hayal ettnek imkansizdir;
bu
aleak kisittamalar ikrlemeyi ina-
nilmaz bicimde kisitlamaktadir; bunlarm insana verdikteri tek
hizmet budur. 11
8
Age
s.
101.
9
Ages.
109.
10
Age.
105.
11
Ages.
s.
123-4.
Anar^izmin Tarihi
220
Tutkulann insanhk
icin yasalardan
daha
iyi
oldugunu savunur.
Aslinda guclu tutkulann hayatiyet kazandirmadigt bireyler sadece ortalama varhklardir: "Anar$i yuzyillanni diledighiiz herhangi bir iilkede
yasanan en guclu yasalhk yuzydlariyla karsilastinn. ki, en buyuk eylemler ancak yasalar sustugu zaman
Goreceksiniz
Bu durumda yasalan ortadan kaldirmamiz gerekir; duruma geri donerse, yasalann "guliinc boyundurugu" altinda olabileceginden cok daha mudu olacaktir, Adaleti saglamak icin kesinlikle yasalara ihtiyac yoktur, cunku doga ortaya cikar."
eger insan dogal
insan a kendisi icin adalet saglayacak kadar icgudiiyu ve gerekli giicu vermistir.
Doganm
yasa, "baskatan icin neye
her insamn yiiregine isledigi evrensel mal olursa olsun, tutkulanmizi reddet-
meden kendimizi tatmin etmemiz"dir. Eger bu baskasmt ezmek anlamina geliyorsa, ezilen baskaldirma hakkma sahip olacak ve
"komsumun tutkusundan korkmam gerekir," O halde anar-
ezeni durdurabilecektir. Sonuc olarak, degil
yasanm
adaletsizliginden
sizmin despotlukla
ilgisi
yoktur ve en
iyisidir:
Tiranlar asla anar$i iginde dogmazlar; onlarm yasalann golgesinde yukseldiklerint ya da otoritelerini yasalardan aldiklanni gorursu-
Bu yuzden yasalann hukum surmesi kotudur ya da
nuz.
yasalar
anarsiden daha degersizdir. Onerimin en gu^lii kaniti, bir luiku-
metin kendi anayasasini yeniden yapmak
istedigi
zaman, kendisini
anarsi icinde bulmasidir. 11
JulietWin son cildinde bu lema kapsamli bicimde yeniden ele nir ve bir
ali-
baska Italyan soyle der; "tnsani dogaya iade ediniz, ona
yasalarmizdan 50k daha
iyi
yol gosterecektir.
13
Bu Aydinlanma-
nm en cesur dusuniirlerinin birlestikleri sonuctur. Ancak de Sade bu noktada durmadi. Fransiz toplumunu niden bicimlendirmek gibi
acil bir siyasal
rak ve Fransiz Devrimi'nin otoriter bir yone dogru gitmekte
dugunu
dusiinerek, Philosophic dans
k
ye-
gorevin bilincinde olaol-
Boutioir'ma (Gelin Oda-
sinda Felsefe, 1795), "Fransiz, cumhuriyetci olmak istiyorsan
daha
fazla gayrei goster!" bashkli
siyasal bir "ozgur Devlet"
tutmak
uzun
istedigi bir Devlettir. Aslinda
12
Age.
s.
124-5.
13
Age,
s.
126.
bir soylev ekledi.
Burada
programi onerir. Bu, asgari duzeyde
daha erken
bir tarihte be-
Fransiz Libaiakii
nimsedigi
konumun
iki
Soylev, dini
221
bir sentezidir.
tamamen reddederek devam
eder. Hemsehrile-
rini "rezil Robespierre" in getirdigi "tannsal sacmahklar"in yen-
egkim sisteminin ogretecegi toplumsal kurallan gecirmeye caginr. Bu gorevi Devlet'e vermesine ragmen, yasal bir diizen olarak Devlet'in pek az gucu olacakti. Yeni bir toplum ne, bir ulusal
yeni ahlaki kurallar geltstirecek,
esitlik
bir Devlette cezayt gerektirecek hicbir
ve ozgiirlugu temel alan
sue olmayacakti. Geri ka-
lan yasalar "kisilikleri nasil olursa olsun buttin insanlann uyabilecekleri kadar
merhametli ve az sayida" olmahydi. 14
O
sirada
Fransiz hukumeiinin ozet mulkiyete saygi gosterdigini ilan et-
mesi
iizerine,
de Sade, yasalann sadece haydutu degil kendisini
soyduracak kadar dikkatsiz olan
kisiyi
de cezalandirmasini sa-
vundu,
De Sade daima suclann ihtiyaglar ve tutkular yuzunden isve bunlardan kacinmanm yasalann ihlalindeki cikarlann ortadan kaldinlmasiyla miimkun olabilecegini savundu. Sue i§lemek icin sue isleyenlere gelince, bu kisilere incelikle ve onurla yaklasmak ve onlari kazanmak gerekiyordu. En onemlisi, alum cezasi tamamen kaldinlmaliydt. Cinayet dehset verici olsa da, de Sade, bazi oldurme olaylannin bir ulkeyi savunmak icin le ndigini
gerekli olabilecegini ve bir cumhuriyette hosgoriiyle karsilanmasi
gerektigini kabul
bir etna ye tie
etti.
Ne
var
ki,
bir tutku cinayetinin dcii adli
ahnmamaliydi.
$ehvetin gudiiledigi suclara (tecavtiz, sapikltk ve ensest) ge-
de Sade "sorun, icimizde var olan o tutkulan bastirmaktan cok onlari bans icinde tatmin etme araclannt saglama sorunulince,
dur" der, 15 Bu nedenle, insanlann
min
edebilecekleri
komuta ve
itaai arzularint tat-
kamusat genelevlerin kurulmasini tavstye
Kamusal kargasahktan kactnmak icin dizginsiz cinsel ilissavunur: "Ona [insana] durmaksizin eziyet cektiren o tiran-
eder. kiyi
ea arzulan serbest birakin." 16 Fiziksel a^kin dogal bir tutku ola-
rak tatmini, evlilik baglanyla, sahte
iffeililikle,
hatta bencil ve
sadece tek kisiye yonelen askla -buna "ruhun cilginhgi" der-
baglanmamahdir. 17 Ve kendi tam
14
Agc,s. 131.
l?
Age,
16
Age,s. 135.
17
Agc,s. 136.
5.
134.
esitlik
doktrinine uygun ola-
222
Anar$izmin Tarihi
rak,
kadinlann
esit firsata
sahip olmalanni ve kendi arzulanni
tipki erkekler gibi tatmin etmelerini ister:
Ozgiir ki§i uzerinde hicbir sahip olma edimi uygulanamaz; bir kadina sahip
otmak
tipki kolelere sahip
letsizdir; biitun insanlar ozgiir
dogarlar,
ve
esit
olmak
gibi ada-
haklara sahip olarak
Bunu asla unutmayahm. Sonuc olarak bir cinsin tamamen sahip olmak gibi mesru bir hakki ola-
bir digerine
maz; ve hicbir cins ya da smtf
bir digerine ozel olarak sahip
olamaz, 18
De Sade'in silmi^ttr,
konusundaki tutumu genellikle yanhs anlaonemi anlayan ilk akiskanhk hayat icin neyse, $ehvet de oteki tut-
cinsellik
Kendisi, cinselligin ta§idigt buyiik
kistydi: "Sinirsel
kular karsisinda odur; buttin diger tutkulan destekler, hepsini guclendirir." 19
Ancak sadizm sadece
cinselligin bir kolu degildir.
Cok daha
genis olarak, "dismal dunyada gozlemcinin iradesiyle yaratdan degisikliklerden alman haz" olarak tanimlanmistir. 20
Buradaki onemli nokta, eylemin iradeyle gerceklesmesi ve baskasmda gorulebilir ve isititebilir degi^ikliklere yol ac.au her eylemin bir cinsel
haz bilesenine sahip otmasidir. De Sade, azattilmis
aci-
haz olarak anlama egihrnindedir, ancak esas olan acidir. tnsanlan hazla degil aciyla, yaratmayla degil yikmayla etkilemek daha yi
bu yapici sadist hazzin miimkun olmadigi anlamina gelmez. Ve de Sade'in iktidann amacimn haz otdugunu (ktkolaydtr, ancak
sinin kendi denetimindeki kisilere yaptinmlar
uygu lamas in dan onun, bu turden iktidan arayan ya da edinen herkesi kotu gormesini sagladt. Fransiz Devrimi'nden ve devrimcilerin "terdriinden" once soylulann asinhklarma tanik olan de Sade, insanlardaki hukmetibaret) gosterirken
benimsedigi
e^itlikci ahlak,
me arzusunun farkina vardi ve bu arzuyu toptumsal hasara neden olmayacak sekilde cinsel etkinlige yonlendirmek isiedi. lskence, cinayet ve kundakcihk fantezilerinde Sade'i izlemek son derece zor olsa da, en azindan bu turden arzularm varhgini kabul edecek kadar cesaret ve diirustluge sahipti ve onlan yucelt-
meye
calisti.
Gerek feminist Simone de Beauvoir, gerekse roman-
18
Age,
s.
135-6.
19
Age,
s.
146.
20
Age,
s.
156.
223
Fransiz Libertetloi
ci
Alain Robbe-Grillet, de Sade'in betimledigi cinsel vahsetin
olumlu kataruk
i§levini
kabul etmisterdir. 21
2amanda mulkiyet hakkma saldiran devrimci bir dtisunurdu. Asil mucadelenin halk ile hakim sinif -saray, aristokrasi ve ruhbanm yam sira, burjuvaziden olusuyordu- arasinda oldugunu gordu. Bu nedenle kendisine "ilk bilincli sosya22 Tutkulann serbest oyununu temel alan uyumlist" denilmi§tir. lu bir loplum projesi bakimindan Fourier'yi haber verdigi kusku
De Sade
ayni
gdturmez. 23 Wilhelm Reich
gibi, o da, baskilanmis cinselligin buyiik olciide zorbaca davranislara yol acabilecegini ve gercek bir demokrasinin cinsel kurtulusu saglamasi gerektigini anlamisti.
ter
Baskalan uzerinde simrsiz iktidara sahip olan insaniann, isister hapishaneler biciminde olsun hukmedece-
hukumetler
eden de Sade, onlara bu iktidann ve arzularm en iyi sekilde oyunla tatmin
gini ve i§kence yapacagini fark
veritmemesini
istedi
one surdu. Bu anlayis de Sade'in liberter fetsefesinin temelini olusturuyordu. Onun en buyiik tutkusu baskidan ozgiir edildigini
olmaktt.
Ashnda on dokuzuncu
yuzyil
donumunde
hicbir yazar,
geleneksel dinin ve goreneksel ahlakin ozgurliik fikriyle bagdas-
mazhgim daha
24 acik bicimde ifade etmemi?tir.
Charles Fourier Charles Fourier ayni zamanda Fransa'nin en liberter dusuniirlerinden biriydi. Sadece gene Proudhon'u etkilemekle kalmadi
de Besanconluydu) daha sonra -Kropotkin de Fourier'nin 25 Murray "Anarsi'nin onculerinden biri" oldugunu kabul etti.
(ikisi
,
Bookchin,
yakm zamanlarda onu, "butun
yasadigi cagin en liberter, en
ozgun ve
yaci dusOntirii" olarak betimlemistir. 21
26
gelenegin degilse de,
kesinlikle en yararh utop-
Fourier sadece gercekiis-
13 Marc 1988, s. 15. Michel Contat'la yaptigi gorusmede Robbe-Grillet onun "her bakmidan bir analyst" oidugunu Bkz. Guardian Weekly,
dogrular.
23
Gorer, The Life and Ideas of the Marquis de Sade, s. 142. Pierre Kolosowski, Sade man prodiain, Editions du Seuil, Paris, 1947,
24
Bki. Berne ri, Journey through Utopia,
25
Kropotkin, Anarchist Communism, s, 31. Bookchin, The Ecology of Freedom, s. 328, Ayrtca bkz. Edward Mason, "Fourier and Anarchism", The Quarterly Journal of Economics, XL, 11, 2, Subat
22
26
1928, 228-62.
s,
s,
34.
178,
Anar$izmin Tarihi
224
tucCileri etkilemedi, ogretileri,
altmislann ve yetmislerin karsi-
kiilturUnde de dolaysizca yankilandi.
Fourier 1772'de Besancon'da dogdu ve yerel akademide 6grenim gordu. Ogrenimini yanda birakarak, Hollanda, Fransa ve
Almanya'yi kapsayan sinda hapse
atildi
kurtuldu ve
vam
iki
yd askerlik
ve gayet
etti
ticari
seyahatlere cikti. Devrimci Teror sira-
ve az kalstn giyotine cikanlacakti. Son an da
iyi
Daha sonra ticari kariyerine dehakim olari yozlasmts
yapti,
tanidigi kendi cagina
uygarhgin yerini alacak gorkemli bir
tasari gelistirdi.
Bookchin, Fourier'nin pek cok bakimdan, radikal dusiince icinde yuzeye cikan en erken toplumsal ekolojist lemler. Fourier'nin evreni engin bir
Newcon'un
digi kesindir. lu cekicilik
eserini
oldugunu goz-
canh organizma olarak anla-
tamamlamak
icin
kendi "tutku-
yasasi"m onerdi. Bu yasaya gore yildizlar bile cinsel
egilimlere sahipti. Kendi "evrensel analoji teorisi"nde insani evreni n bir
mikrokozmosu olarak
sunar: Evren birlesik bir sistem,
onun merkezinde yer ahr. Bu nedenle insan dogadan ayn olmayip, onun butunieyici bir parcasidir. Aynca, dunyamn goruntir kaosunun ardinda, evrensel yasabir gizli ilisktler agidir ve insan
lann yonettigi
temel
bir
uyum
ve dogal
bir
diizen
vardir.
Evrensel yasalann kavranmasi, "insan turitnu bolluga, tensel hazlara ve kuresel birlige" goturecektir. 27 Fourier, Fransiz Devrimi'ni savunanlarm one surdukleri 6z-
gurluk, esitlik ve kardesligin cok otesine
gitti.
Iktisadi esiilik ol-
madikca toplumsal 62gurlugun anlamsiz oldugunu anlamisti. On sekizinci yuzyU filozoflan, ozgurliigu -"biitun yaraiiklann en onemli arzusudur"- ovmekte hakhyddar, ancak uygarlasmis toplumlarda ozgurlugun, eger siradan insanlar servetten yoksunsalar, bir
yandsamadan
ibaret olacagini unutmuslardi: "Ucretli si-
milar yoksul oldugunda, bagimsizhklan temelsiz bir ev kadar kinlgandir," 28 Fourier'nin utopyasimn, yeieneklerin ve yapdan 15 e
gore ahnan kargiligin esitsizligini kabul ederken, zenginlerin
ayncahklannin dereceti olarak esitlenmesini ve simf antagonizmine son verilmesini onerdigi kusku gortirmez.
De Sade
gibi,
sira kadinlara
27
Fourier de, haklar nosyonunu erkeklerin
Tht Utopian Vision 0/ Charles Fourier, der. Jonathan Beecher
envenu, Beacon Press, Boston, 1971,
28
Age,
s.
161.
yam
da uygutadi. "Toplumsal ilerleme ve degisim ka-
s.
1.
& Richard Bi-
225
Fransiz Libcticrh'i
dinlann ozgurluge yonelmeleri sayesinde gercekle§ir" ve kadinlann ayncaliklarmin artinlmasi biitun toplumsal ilerlemenin
mel nedenidir yan
Marx
ilk kisi
te-
onerme olarak ortaya koKadinlarm asagdanmasim ve
gibi gortisLeri, bir genel degil, Fourier'dir.
modern uygarhkta ev kolesi haline getirilmereddeden Fourier su gozlemde bulunur: "Bir kole asla, korii korune itaat ederek efendisini kurbamnin bir kole olarak dogdu-
engellenmesini ve sini
guna ikna
ettigi
zamanki kadar alcalamaz." Fourier'nin
esitlikci
ve liberter vizyonu hayvanlan da kapsar. Vejetaryenizmi tavsiye
etmez, ancak tahayyul
ettigi ideal
loplumda, "hayvanlara koui
davranan bir insan, hayvan olarak anilmayi, zulmettigi savunmasiz yaratiklardan
daha
fazla
hak eder." 29
Fourier'nin toplumsal cozUmlemesinde benimsedigi yon-
tem "mutlak kusku" ve "mutlak sapma"yi kapsiyordu. 30 Bu yontemin uzlasmaz bicimde uygulanmasi, onu, Bati uygavhgini ve kapitalizmi tahripkar bicimde sorgulamaya yoneltti. Yalancdtk ve sahtekarhkla garpitdan insansizlastinlmis piyasa iliskilerine,
onun cezalandinci ve
itici isleyisine, yarattigi
dus kinkligtna yonelltigi kabeti ve
is
etikini
elestiri
ruhsal ve cinsel
gercekten gucliidur. Serbest re-
temel alan butun bir iktisadi sistemi reddetti.
Fourier icin ozgurliik sadece serbestce secme degil, cah^maya psikolojik zorlanmadan da ozgiirluk anlamina geliyordu.
cut duzenin yerine
Bu Utopyada
"Uyum"
insanlar,
Mev-
dedigi hedonist bir iitopya onerdi.
emegi onaylayarak ve gonultii olarak be-
nimseyecekler, baskici cinsellik olmayacak, egitim ve hayat ko-
munal olarak duzenlenecekti. Tutku,
haz, bolluk ve ask,
bu ha-
yatin yeni ahlak dunyasinda kendi yerini bulacakti.
Her da
bir
Uyum
toplulugu, bir saraya yerlesmis bir Falanks ya
"falanster" olacakti.
Her Falanks kendisini yoneten ve kendi
ihtiyaclarim karsdayan i^birligi halinde bir isciler birliginden ibaret olacakti. Uyeler, dostlardan olusan guvenli gruplar ya da
kendiliginden bir araya gelen ve aktif rekabetle uy aril an bir gruplar dizisi icinde faaliyet gosterecekterdi. zip kilinacak ve farkli bireylere icin
Is,
olabildigince ca-
uygun gorevler
tahsis edilmesi
yuksek derecede isbolUmu uygulanacakti. Her
is
ortaklasa
yapilir ve mulkiyetten ortaklasa yararlandirken, uyeler, sermaye,
cahsma ve beceri bakimmdan yaptiklan 29
Age,
5.
196, 177,321.
30
Age,
s,
23.
kalkiyla orantih bir kar
Anar^izmin Tarihi
226
payi elde edeceklerdi. (^ahsmak herkes
if in
bir
hak
olacakti. Fo-
urier, bir temel ilke olarak bir "toplumsal asgari"yi, garanti edil-
mis
bir yillik geliri
mak
savunuyordu. Kisiyi toplumsal ozgurluge kat-
ve birlik iginde
gegitliligi
gelistirmek icin her
turlii
?aba
gosterilecekti. Esitsizlerin esitligi saglanacaku.
Fourier gerektiginde daha da devrimci oluyordu. Bir akilci olmasina ragmen, tutkulan baskdayan gagdas toplumun mekanik bicimde akla uydurulmastm reddetti. Tutkular dogaldi ve ifade edilmeleri gerekiyordu. Baskilama dinamiklerini kavradtgi i?in
onu psikanalizin onculerinden
biri
saymak
gerekir: "Bogu-
lan her tutku karst tutku uretir ve dogal tutku ne kadar yararhysa
bu
karst tutku da o kadar habtstir. Bu, biiturt cinnet
durumlan
icin gecerlidir." 31
Bireysel arzu ve
tutkunun tatmini, toplum icinde bozucu
ol-
mayip, genel yarara hizmet eder: "kendisini buyuk bir coskuyla hazza adayan kisi herkesin mutlulugu icin yuksek duzeyde yararh hale gelir." 32 Topluca The
New Amorous World (Yeni $ehvetDiinya) adiyla anilan not defterterinde Fourier, maddi ve psikolojik ihtiyaclann karsilanmast i^in bir "toplumsal asgari"nin li
yam
sira, bir
toplumsal
de "cinsel asgari" onerdi. Tarn bir chisel tatminin
uyumu
ve iktisadi refaht besleyecegini dusuniiyordu.
Kotu bularak ktnadigi yegane cinsel etkinlik turii, kismin istismar edildigi, incitildigi ya da kendi iradesine kar$i bir nesne gibi kullamldigi
iliski
turuydu. "$ehvetli anarsi" ancak
Uyum
icinde
hukum surebilirdi. 33 Fourier'nin imgesel dunyasi hie kuskusuz pek cok bakim-
dan
ancak Le Nouveau monde industriel el socieOrtakhk Dunyasi, 1829) en ozlu formullendirmesinde goruldugu gibi, pek cok celiski icerir. Kadinliberterdir,
taire'deki (Yeni Sanayi ve
lar patriarkal
kisitlamalardan ozgiirlesmektedirler,
ama
hala, er-
keklere ev icinde ve cinsel olarak hizmet etmeleri beklenir.
Gene, Fourier'nin
zarif cinsel ve
aristokrat zevkini yansitir. gorevliler hiyerarsisince
gastronomik hazlar tablosu
Oman "Ask
uygulanan "sehvet yasast" herkes
gecerli degildir, Cinsellige getirdigi tanim bir olciide 31
Ag*,
s.
bir
Bahcesi"ndeki aynntih icin
mekanik ve
353. Ayrica Bkz. Frank Manuel, "Charles Fourier: The Burgeoning
of Instinct", The Prophets of Paris, Harvard University Press, Cambridge, Mass., 1962.
32
Tlie
Utopian Vis ton ofCharks Fourier,
33
Age,
s.
169.
s.
43.
227
Franstz LibertciU'ti
faydactdtr.
psikolojisi naif ve dogmauktir.
Cocuk
gini inkar etmekle kalmaz, pis"
oldugu
i$in,
Cocuk
cinselli-
"Butun erkek cocuklarm ucte
onlann igrenc ve
pis isleri
yapmak
ciik gruplar" halinde orgutlenmeleri gerektigini,
ikisi
iizere "ku-
dogmatik
bir
bicimde one surer. 34 Kucuk kizlar kuskusuz boyle degildirler. Nihayet, "UyunV'da giindelik hayata iliskin duzenlemeler oylesine aynntih bicimde belirlenir
ki,
toplumun uyelerine
ser-
bestge hareket edebitecekleri ya da yenilik yapabilecekleri yer kalmaz, Mahremiyetten hoslananlar kendilerini rahat hissetmeyeceklerdir. Fourier $esidi zevklere cekici gelen isler ayarlayarak
guclendirmeye cahgirken, onerdigi hayat hie kuskusuz siki bir duzene sokulmustur. Horn iinal hayat oylesine orgiitlenir ki, baztlanna cennetten cok habireysel ozerklik ve 6z gercekle^tirimi
pishane gibi gorunebilir. Herkes ustanin elindeki kuklalar gibidir.
Fourier eserlerini zengin ve
gitclii kisilere
dagitttysa da fazla
ilgi gormedi. Gene de 1830'da Besancon yaktnlanndaki bir bolgede taraftarlarint kiicuk bir grup halinde bir araya getirmeyi baDaha sonra, gene Victor Considerant'm yardtmiyta sardt.
1832'de Saint- Simon'dan aynlan bazi kisileri de kazanarak bu kuguk Fourierist grubu bir harekete doniisturmeyi basardi. Son-
yd kucuk bir topiuluk kurulduysa da, ortaya gtkan yapi ktsa sure icinde coktti. Fourierist hareket, ancak onun 1837'de oluraki
munden sonra Avrupa
ulkelerinin cogunda ve Birlesik Devlet-
ler'de gelisim kaydetti. Fransa'da Considerant, Fourierizm'in bir "bansct demokrasi" hareketine donusmesine yardtmct oldu; ve
Monarsisi'nin son gunlerinde ve 1848 Fransiz gercek bir siyasal giic haline geldi. evresinde Devriminin ilk dahil otuz civarmda ktsa omurlu topQii\\g\ Amerika'da Brook hareket
Temmuz
iuluk kuruldu. Fourier'nin
[ikirleri
Carlik
Rusyasmda AleksanAncak topiu-
der Herzen ve Petrasevskiy Cevresi'ni de etkiledi.
luk lar basartstzliga ugradt ve devrimci mesajlan sulandinldi. Clene de Fourier, Britanya'da gelismekte olan kooperatif hareketi ozcllikle etkiledi.
Ne
var ki otoriter sosyalistlerin cogu, Fouri-
er'nin iitopyaci goriislerini, tipki
Marx ve
Engels'in yapttgi gibi,
"gercek bir §iirsellik kanah" acmasina ve burjuva toplumunu hk vetmesine karsin "fantastik bir proje" olarak goz ardi etmeyi surdurduler.-15
H
Age.s. 317.
}>
Age,
s
69.
228
Anat pizmin Tarihi
Otopyasimn siki bicimde diizenlenmis ve duragan ozellikleragmen, Fourier on dokuzuncu ytizyil Fransiz utopyacilanrun en liberteriydi. tgrene. cahsmayi anlamh oyuna donusturme rine
arzusu, cinselligi ozgurce tatmin etme cagnsi, toptumsal ve tinsel asgari sistler
uzerinde durmast ve organik kozmolojisi, hem anarde ekolojistler icin esin kaynagi olmaya devam et-
hem
mektedir.
12 Alman
Liberterleri
&
Almanya'da, Alman karakterinin dogal olarak otoriter oldugu ve Devlet'e taptigi efsanesini gecersiz vardir. Hegel,
t opium
ile
kdan
iki
dikkat cekici liberter
Devlet arasmda ay rim yap may 1 redde-
der ve yurttaslarin kendilerini ancak Devlei aracthgiyla gerceklestirebileceklerini
one siirerken, neredeyse cagda$i olan Wil-
helm von Humboldt, mesru Devlet eyleminin simrlarim iyice daraltti. On dokuzuncu yuzytlin son yansmda Friedrich Nietzsche de, gelisen Alman ulusculuguna ve Bismarck 'in git flu bir merkezi Devlet yaratma giri^imine tepki gostererek o gune kadar yaprinus, en etkileyici ve liberter dusunce tarihinde onemli bir yeri hak eden bireycilik savunulanndan birini gelistirdi,
Wilhelm von Humboldt Humboldt' un dayarur.
liberter
Ancak The
du^unur olarak edindigi $6hret
bir kitaba
Limits of State Act ion 'in (Devlet Eyleminin
Smirlan, 1792) anarsizme yakin olsa da, Humboldt sonuna kadar liberal kampta kaldi. 1 Eser, ancak 1854'te, The Sphere and
Dudes of Government (Hukumetin Alani ve Gorevleri) 1
bastigt al-
Bkz.John W. Burrow, "Introduction", Wilheim von Humboldt, The of State Action, Cambridge University Press, 1969, s xvii.
Limits
230
Anar$izmin Jarihi
ttnda Ingilizce yayimlandi.
Bu
On
kitap John Stuart Mill'i,
Liberty
(Ozgiirluk Ozerine, 1859) bashkh makalesinde goruldiigu gibi
onemli otciide
etkiledi.
Ne
Max
var ki anarsist tarihgi
Nettlau,
Humboldt'un eserinin "esas olarak anarsist fikirler ile otoriter onyarginm garip bir kansrmi" oldugunu soyledi. 2 Daha yakin zamanlarda Noam Chomsky, Humboldt'tan esinlenmis ve onun fikirleri aracihgiyla
yeni bir liberterler ve anarsistler kusagina ulas-
mistir. 3
Humboldt, Aydinlanmamn radikal mesajini,
ozellikle
de
Leibniz'in insanin kusursuzlugu teorisini, Rousseau'nun ahlaki
ozunu olusturdugu inancmi amac olarak davranma geregine yaptigi vurguyu ozumledi. Bunlara kadim Grek mo del in in tarn ve uyumlu insan kisiliginin ideallesozbelirlenimin insan saygmliginin
ve Kant'in her bireye asla bask bir ara? olarak degil bir
tirilmis bir
versiyonunu ekledi.
Humboldt'un baslangic noktasi yaratici bireydir ve nihai hedefi, cesitli durumlarda mumkun olan en genis ozgurltikle en buyuk bireyselligi gercekle§tirmektir. Bir toplumun yasama gucunts sadece bireyin kendiliguiden ve yaratici enerjilerinin olusturdu-
guna
inanir. Boylece ozegitim,
onun
siyasal teorisinin anahtar
kavramini olu§turur. 4
Humboldt
soyle yazryordu:
Insanin gergek amaei ya da belirsiz ve gegici arzulardan kaynaklan-
mayan, akhn sonsuz ve degismez emirlerinin ongordugu amag, sanin sahip oldugu gfiflerin tam ve tutarli bir butune ulasmak re
en yuksek ve en uyumlu bigimde
bir gelijim
imkamnin fingordugu
in-
iize-
gelisimidir. Ozgtirluk boyle
birinci ve vazgecilmez kojul-
dur. 5
BOylece en istenen durum, her bireyin "kendi selligi
icinde, kendi
enerjisiyle
mukemmel
birey-
kendisini gelistirmesi icin en
mutlak ozgurlukten yararlandtgi" durumdur. 6 Bu
ilke
her siyasal
sistemin temeli olmahdir. 2
Max
Nettlau, Bibliographic Ac [anarchic, Paris, 1897;
Franklin, 1968,
3
New
York, Built
31.
Noam Chomsky, Problem of Knowledge and Freedom, Fontana, 1972, 48-9; ve Guerin'in Anarchism'ine yazdigi Girls.
Bkz. s,
4
s.
5
Bkz. Burrow, "Introduction", The Limits of SlMe Action, Age, s. 16.
6
Age,
s.
20.
s. xviii.
A man I
Humboldt -<;i?ek
acan
bireyi ve
231
Liberie fieri
toplumu oiganik ve
estetik
bakimdan
bitkiler ve sanat eserleri gibi- ele ahrken, Devlet'in bir
makinenin parcasmdan baska bir sey olmadigini dusunuyordu. Daha sonraki anarsistler gibi, o da, Devlet ile to plum arasinda ya
aynm
da Devlet yapisi ve ulusal topluluk dedigi $eyler arasinda
yapar: "Ve kesin olarak ifade ettnek gerekirse, ikincisi -ulus uyelerinin ozgiir isbirligi- insanlarin
toplum icinde kendilerini olus-
turduklan zaman ozlemini cektikleri biitun bu faydalan giivence alt in a alir."
Daha sonra kucuk
cunku bu-
birlikler tavsiye eder,
yiik birliklerde kisi kolayca basit bir arac haline gelir: "Bir insan
kendi basma ne kadareylerse, kendisini o kadar
Humboldt'un bukumet
elestirisinin temeli,
gelistirir." 7
hukumetin
kisi-
sel cizerkligi ve inisiyatifi kisillamasidir:
Bir insanin serbest segiminden
kaynaklanmayan ya da sadece emir
ve rehberligin iirunu olan her sey, insanin varligina ulasmaz,
gergek dogasma yabanci kalmaya devam eder; insani enerjilerte degil, sadece rir.
mekanik
kisi
onun
o seyi gercek
bir kesinlikle yerine geti-
e
Ozgiirlugun
"cesitli
ve sinirsiz bir etkinlik imkani"
one siiren Humboldt, "insani enerjiler luk, kosullar ve
durumlar
i?in
ic.in
daba
daha zengin bir
oldugunu
biiyiik ozgur-
?esitlilik"Ie i(gi-
lendi.*
Yurttaslann refahim saglamaya cahgan ataerkil Devlet bu
nedenle zararhdtr. Tebaasma ^ocukmus gibi davranarak onlan
kendi deneyimleriyle ogrenmekten alikoyar, kendi birornek karakterini dayatarak ligini
onlann bizzat yasadiklan deneyimlerin
diisurur, inisiyatif ve bagimsizhklanni zayiflatir.
yapmaya yiflatir.
c^li^tikfa enerji tuketir, sempati ve
yardimlasmayi za-
Yurttaslarmin ahlakmi asla iyilestiremez, gunku
ahlaki kultur tek basina ve dolaysiz olarak
ruhun
dan kaynaklamr" ve "Insanin ozgurlugu
arttikca,
karsi
bir
nite-
Iyisini
i?sel
"
but tin
hayatm-
baskalanna
daha ozguvenli olur ve takdir yetenegi attar." 10 Gereksiz siyasal duzenlemeleri reddeden Humboldt anarsist
toplum imkani
7
Age,
s.
131,40.
8 °
Age,
s.
28.
Age,
s.
10, 11.
10
Age.
s.
63.
iizerine du^unceler gelistirir:
Anar$izmin Tarihi
232
Aydinlanmis insanlardan oilman bir topluluk hayal edersek -en
dogru drnekierle olusturulmus, en baglarla bir araya getirilmisliklerini
iyi
jekilde duzenlenmis ve siki
bu insanlarm kendi aralannda
giiven-
saglayacak gonullu soztesmeleri nasil olusturacaklarim da
kolayca hayal edebiliriz...
diizenlemesine
<;
ok da ha
Bu turden
aniastnaiar her turlii Devlet
fazla tercih edilir. 11
Humboldt'un, arkadashgt temel alan, her bireyin bagimsiz ama gene de toplumun bir parcasi oldugu ideal toplumu, liberter sosyalizmle benzerlik
ta$ir.
Onun
amaci, "en farkli bireysellik ve en
dzgun bagimsizhk"a izin verecek siyasal orgutlenme tiirunii tasarlamakti. Bu orgutlenme, "en derin farkhhklan tasiyan insanlardan olusan birilikler"in
esit
olarak bir arada var olmalanni
Bu ancak, "en mutlak ozgurlugun cozumiine yardimci olabilecegi bir sorun" idi, 12 Bununla birlikte Humboldt, yurttaslann korunmasi icin gece bekcisi Devlet'e ihtiyac oldugunu unutmaz, Bu rol esas olarak olumsuzdur: hem yabanci diissaglayacakti,
manlara
hem
Thomas
Paine gibi, o da Devlet'i zorunlu bir arag, "her
de
ic
muhaliflere kar$i guvenligi saglamak, Tipki
zaman
ozgurlugun kisitlanmasim saglamaya cahstigi icin, zorunlu bir kotuluk" olarak gdrur. B Devlet mtidahalesinin yegane gerek^esi, baskalannin zarar gormesini engellemektir. Bdylece Humboldt anarsizmin smirina kadar geldiyse de, sonunda liberal kampta kaldi. tasi
Tamamen
bagimsiz bicimde anarsist sonuclara varan yurt-
Friedrich Nietzsche igin ayni sey soylenemez.
Fried rich Nietzsche
Fasizmin mucidi olarak kazandigi hatah sdhrete karsin Nietzsche, Devlet'e saldirdigi, sistemleri reddettigi,
ne
gectigi, kisisel
buyuk
mevcui degerlerin
otesi-
ozgurluk ve bireyselligi co§kuyla ovdiigii
liberterler arasinda saydabilir, Liberter goriisleri,
icin
Avrupa
dusunce ve duyarhgint butunuyJe yeniden yonlendirmek yaptigi devrimci girishnin sadece bir parcasmi olu§turuyordu.
icin
Yiizyilm ddniimunde Nietzsche'nin bireycilik formu butiin
Avrupa'nin bo hem ve sanatci cevrelerinde pek cok taraftar kazandi.
Bu
goru$ler,
11
Age.
s.
91.
12
Age.
s.
130.
B
Age.
s.
131.
onun
bireyciligini fazla
epikurcu ve egoist
Alman bulan Kropotkin'in
den
bile
233
Liln:rhilti<
goziinu korkuttu. 14 Anarsist du§iinurler-
Emma Goldman onu
aileye kabul eui ve "devasa 13
akhna" ve
Rudolf Rocker de onun
siozgur birey anlayisina hayran oldu. 16 Heryasal iktidar ve kulttir cozumlemesine hayranlik duydu. bert Read, onu insanlarm evrinide bireyin oneminin bilincine
varmalarmi saglayan
ilk kisi
olarak kabul
etti,
17
Ancak
Nietzs-
che'nin yaratttgi etki anarsist entelekiuellerle sinirh kalmadi, h-
panyol Confederation National del Trabajo'nun (Ulusal
Isci
Kon-
Cederasyonu) kuruculanndan Katalan sendikact Salvador Segui
de onun mesajindan derin bicimde etkilendi.
C a g inin anarsistinin, dekadan, "toplumun cokmekte olan ta-
Nietzsche kendisine anarsist demedi. tipki Hiristiyan gibi bir
bakasimn sozcusu" oldugunu iddia etti, cunkii anarsistin baskalarma ve topluma karsi §ikayetteri zayifliktan ve dar bir 6c alma duygusundan kaynaklamyordu. 18 Bunun bazi anarsistlerin yam sira bazi sosyalistler icin de gecerli oldugu aciktir. Kirgin anar-
hakh bir ofkeyle haklanna saygi duyulmasini lalep ettigi zaman, gercek acilannm kendisi icin yeni bir hayat yaratmayi basaramamasinda yattigim goremez. Nietzsche, kendi haklanni savunan bu anarsistlere hayranlik da duymaktaydi: cogu anarsist, tamamen hak ettigi haklan savunmayi basaramaz, ciinku "bir hak bir tur iktidardir, ama onlar bu iktidan uygulayamayasist
cak kadar tembel ya da korkaktirlar." 19 Nietzsche keskin bir psikolojik zekayla, caginin anarsistinin
koydu:
ozelliklerini ortaya
Yihma, degistirme ve geli§me arzusu, olgunlasmis ve gelecege gebe (bilindigi gibi bu "Diyonizyan" bir terimdir) bir gu-
cun 14
i
fades i olabilir;
MIT 15
Press,
Emma New
Max
ayni
Nettlau'ya, 5
Mart 1902, i<;inde, der.
Cambridge, Mass., 1970,
Goldman, Anarchism and
York, 1969,
zaman da, mevcudiyet,
Anarchism and Revolution
Bki. Peter Kropotkin'den lected Witting! on
ama
s.
s.
A
hatta
Kropotkin, Se-
Martin A. Miller,
305.
Oilier Essay, der. Richard
Drinnon, Dover,
44.
16
Rudoll Rocker, Nationalism
17
Herbert Read, "The Philosophy of Anarchism" (1940), Anarchy
& Order,
s,
39-40.
18
Nietzche, Twilignt of the Idols and the anti-Christ, cev. R.
19
Harmonds worth, 1969, s. 86. Nietiche, "Maxims and Reflections", A Nie(?che dale, Penguin, Harmondswotth, 1977, s. 279.
J.
Hollingdale,
Penguin,
Reader, der. R.
j.
Holling-
234
Anar$izmin Tarihi butiin mevcudiyet ve
butun varhklar onu ofkelendirdigi ve ki$kirmgi icin ytkan, yikmasi gereken, yeterince gelismemis, yoksul ve ayricahksiz olanm duydugu nefret de olabi-
Burada Nietzsche muhtemelen, arkadast Richard Wagner'in tamdusunuyordu. Bakunin'in taraftarlan ile ozgurluk
digi Bakunin'i
ve adalei adina yikan ve sakatlayan teroristlerin nefmle gudulendikteri aciktir. Ne var ki anarsist dustinurlerin cogu, ozellikle
Godwin, Proudhon, Kropotkin ve Tolstoy, mevcut degerleri ve kurumlart yikma arzusu duyarken, kabina stgmayan bir cosku ve yasama giicuyle gudiilenmislerdi. Nietzsche edebi dekadansin, "bir atomlar anarsisi" butunsanat eserinin yerini akhgi zaman basladigim dusimdu. 21
Itiklu
Daha cocuk ya$tayken kendisi de bir dekadan oldugunu anlamis, ancak buna direnmisti. Eseri tutarh bir butiin olusturmaz, ashnda gercegi
carpittigt icin sistem
otusturmayi bilincli olarak
reddetmistir. Sistem olusturma istenci butiinluk gosterir,
degismez kanaatler
ise
yoksunlugunu
birer hapishanedir.
Nietzsche'nin yontemi bu nedenle deneyseldir; konulanna
Oslubu veciz sozlerden olusur; heyecanh ve iroPutkmcdara ozgu bir hararet icinde bilincli bicimde para-
teget yaklasir. niktir.
doksaldir. Dusuncelerini kana bulamak, bitginin anlasilmasi icin
yasatdmasi gerektigini gostermek ister. Nietzsche'nin sik sik yanhs yorumlanmasi bu yuzden sasirtici degildir. Ona yon el til en en ciddi sue la ma, Nazizmin oncitsu oldugudur. Bu suclama, muhtemelen, hayatimn sonuna dogru delirmeye basladigtnda eserlerini secerek derleyen kiz kardesinin ve
onun
bazi sozlerini ahp baglammdan tamamen kopararak yorumlayan Nazi ideologlannin eseridir. Nietzsche, ancak mesajt
buyuk olcude carpmldiginda
man
bir antisemtt, bir irkci ya
da bir Al-
ulusalcisi olarak goriilebilir. 22
Alman kulturuyle alay ediyor, ondan tiksiniyordu; dolayisiyla Alman ulusculuguna karsiydt ve Devlet'in halkm zehiri oldugunu dusunuyordu. Wagner ile bozusmasinm bashca nedenlerinden biri, kompozitorun antise20
Nietzche, The
Gay
Science (1882), almti, Walter Kaufinann, Nietzchc: Phi-
losopher, Psychologist, Antichrist, Princeton University Press, Princeton, N. J.,
1974,s. 375.
21
Nietzche, The Case ofWagnet (18S8), almti, Kaufmann,
22
Bkz. R.J. Hollmgdale.Nictsffic, Routledge
s.
731.
& Kegan Paul, 1973,
s.
194.
Alman mitizmi
idi.
235
Lihcitcrlfii
Nietzsche'nin "saristn hayvan" metaforu, Aryen Ger-
kullamlan bir model haline geldi, ancak kendisi trkci degildi, hatta irklann kartsmasim tavsiye ediyordu. Savasi ovdugii kesindir, ancak upki Blake gibi, fiziksel degil entelekttiel bir bogusma dusunuyordu. "Kamn gercegin en kotu ta-
men'in yuceltilmesi
ntgi"
icin
oldugunun farkmdaydi, 23 Ne var ki Nietzsche'nin kadmlara
rusleri fazla
yorum
iliskin
deh§et verici go-
gerektirmez. Bdyle Buyurdu Zerdiijt'te, "6te-
den beri kadinlann icinde," diye yaziyordu, "ayni anda hem bir kole hem de bir zorba gizlenmistir. Bu nedenle kadindan dost olmaz; o sadece aski
bilir." Bir
kadin, "savascmin eglenmesi icin"
egitilmelidir. "Baska turlusu delilik olur."
Aym
eserde Nietzsche,
yash bir kadina su ironik sozleri soyletir. "Kadina
mi
gidiyor-
" sun? Kirbacini yanindan eksik etme! 24
Proudhon ve Tolstoy gibi Nietzsche'nin de kadmlara yonetutumu esef vericidir, Ancak hep tekrarladigi geteneksel kadin diismanhgi, annesi, kiz kardesi, buyuk annesi ve iki teyzesinin hakimiyeti alunda gecen cocuklugunu haurladigimiz zaman lik
daha
iyi anla§ilir.
Avrupa kaphcalanni gezen gene
bir
bekar
ola-
rak hayatt hoppa kadtnlarla doluydu; ve hayatimn tek aski olan
Lou Salome
ile
yasadigt
iliski
basansizhkla sonuctanmisu. Gene-
liginde fahiselerden bile bile frengi kapmasi kadinlarla olan kar-
masik
iliskisini ortaya koyar.
Bu
hastalik
hayatimn son on yilm-
da detirmesine ve sonunda olumiine neden oldu. Buyuk fekefi
kadin dusmanintn, elinde kamgi tutan Lou Salome cektirmesi de ironiktir! Biitun
onun dir.
bu
antikahklar,
liberter icgortilerine hayranlik
Emma
tie
fotograf
Goldman'i
duymaktan ahkoyrnamistir.
Nietzsche felsefesinin en onemli onciilu, uzlasmaz ateizmKropotkin, Fourier'den sonra gelen Nietzsche'nin Hiristiyan-
25 "Tanhgin zayiflatilmasmda essiz bir rol oynadigim kabul etti. n 6ldu" sloganmi yaygmlastirmakla kalmadi, tek bir Hiristiyanm var oldugunu, onun da carmihta oldugunu soyleyerek dalgasmi
Bakunin gibi Nietzsche de, tevazu, merhamei ve dindarhk vurgusu nedeniyle geleneksel Hiristiyanhgtn, kole ahlakinin bir gecti.
formu olduguna inantyordu. En onemlisi, 23
Nietzche, Thus Spoke Zarathrusu, cev, R.
mondswonh,
1964,
24
Age,s,83,91,93.
25
Bki. Kropotkin'dsn tings,
s.
297.
s.
J.
Hiristiyanlik, tutkulaHollingdale, Penguin, Har-
116.
Max
Nettlau'ya, 5 Mart 1902, Kropotkin, Selected Wri-
Anar$izmin
236
n kokunden sokup atmaya Ne
calls tigi
Tarilii
icm dekadandi.
var ki Bakunin'in aksine Nietzsche, dogada hicbir dogal
yasa ve doga dan tiiretilebilecek hicbir deger olmadigini diisunuyordu. Doga tamamen keyfi ve rasdantisaldir; hiikmeden Sans Tannsidir.
Ashnda Doga oylesine
gore dunyadaki simrsiz
z a mart,
carpitilmistir ki, Nietzsche'ye
simrsiz
enerji dikkate ahndtginda, her seyin
mekan ve tukenmez
sonsuza kadar tekrarlanma-
mumkundur. Bu semada insan, ucuruma sarkmlmis bir halata tutunan "dusimcesiz bir rastlarm" olarak gorunur. Zihni ve bedeni bir varhgin ilk yoniidur. Ustun olan akil degil, insamn hem si
diisimcesini
hem
de eylemini belirleyen iradedir. Nietzsche nin 1
tarih anlayisinda kesfedilecek hicbir akilci oruntii ya
da ahlaki
a mac yoktur.
Nietzsche'nin sorunu, sansi ve sonsuz tekran temel alan tannsiz ve rastlanusal bir dunyada antam bulmakti. Ancak nihilist umutsuzluga sapmadi. Kendi hayatimtzda, hastalanmak mi yoksa seyahatlerle zindele$mek mi istedigimize, sitruyii izlemek
ve kahtsal inanctara gore davranmak mi, yoksa kendi hayatimizi ve degerlerimizi yaratmak mi istedigimize bizzat karar vermekte ozgiiir
oldugumuzu dusundu. Hiclikten gehp
hiclige gitmekte
olan bizler, gene de kendimizi yaratabilir ve cevremizdeki diinyayi bicimlendirebiliriz.
Dogada oldugu
gibi sanatta da insanlar kaostan duzen yaraNietzsche once hayat ve sanattaki duygusal unsura "Diyonizos" ve onun antitezine "Apollo" dedi. Grek trajedisini,
tabilirler.
Apollo'nun Diyonizos hasatimn, yani bireydeki "hayvan"in tistesinden gelen yarauci guciin sonucu olarak gordii. Diyonizos, irade gucunu temsil eder ve Nietzsche sozlugiindeki ubermensch'ie, irade gticiinu yucelterek yaraticiliga ulasan insanla esanlamli-
dir.^
Nietzsche'nin eserinde en karakteristik olan, bireyin kahtsal
deger ve inanclan atarak kendi deger ve inanclanni yaratmasi
konusunda rin
Tann
gosterdigt liberter isrardir. Stirner gibi o da, degerle-
ya da doga tarahndan vertlmedigini, insanlar tarafindan
yarattldigint kabul ediyordu:
Her insan kendi
diline sahiptir, Butiirt ahlak kurallan goreli
iyilik
ve kotiiluk
olduguna gore, ortak
oge irade giicudur: her loplum kendince kazanilmasi en zor degerleri olusturur.
26
Bkz. Hollingdale'in yorumu, Nietzche, Twilight of the
Idols, s, 108.
Alman
237
Libert e tic ri
Nietzsche sezgisel olarak, cogu ahlaki kurahn oziinde
kam
inti-
ya da icerlemenin yer aldigini dusundu. Bu kurallann ceza-
landirma vurgulan bu gercegi ortaya koyuyordu. Pek gok anaryasalann yerine gegirmeye cahstigi kamuoyunun,
§istin
ister
istemez bireyt kendisini gerceklestirmekten ahkoydugunu gor-
Bu kosullarda, komsusunu sevmesi genelhkle bencilligin tehlikeli formu, kendini yeterince sevmemenin sonucudur. Modern
du; "Kalabahktaki 'Sen' 'Ben' den daha eskidir." kisinin kendi bir
toplumunda,
kitle
"bir insan kendisini aradigi icin, bir digeri
kendisini kaybetmek istedigi icin
komsusuna
kosar." 27
Nietzsche, daha yuksek ve karma kultiirlerde, efendi ve kole
ahlaklannm
gelistigini ve
bunlarin genelhkle tek bir kiside
yan yana var oldugu nu savunur. Hiikmedenler, buyukluk ve guc
olma durumlanni yucelterek efendi
gibi riitbeleri belirleyen var
ahUakini belirlerler. Hukmedilenler, var
olmanm
yiikune katlan-
malanna yardimci olacak merhamet, tevazu ve sabn vurgulayan bir kole ahlaki yaratirlar. Efendi ve kote birbirine ters lak
tanimlanna
sahiptirler:
Efendiye g6re
"iyi"
dusen ah-
insan korku
kin eder; koleye gore "kotu"insan korku telkin ederken,
tel-
iyi in-
san zararsizdir. 28 Ancak Nietzsche bu ahlak tiplerini asabilecegimizi soyler; 6zgurlesmi§
kisi,
mevcut
nin otesine geger ve kendi tammlanni
iyi
ve kotii tanunlari-
yaratir. Nietzsche,
durust-
luk, cesaret, ozdisiplin, giic ve comertligi kendi ahlaki degerleri
olarak sap tar.
durtumuzun irade gucu oldugunu one yapmak bile cogu kez kihk degistirmis bir
Nietzsche, temel
surdu.
Dogru
olani
gucu kavrami en yanks anlaO, doga uzerinde ya da baskalan
irade giicudlir. Nietzsche'nin irade Silmis ogretilerinden biridir.
uzerinde guc kullanmayi degil, kisinin kendisi uzerinde
giic kul-
lanmasini ovdu. Irade guciinun baskalarma karsi kullanilmasiran zayiflik olacagim dusunuyordu: Ger^ekten gu^lu olan
kisi,
kendi kaderini belirlemek icin sadece kendisi uzerinde guc kulKisinin iiaat etmesi gereken tek kisi kendisidir ve buyuk guc kisinin kendi kendisinin efendisi olmasinda aciga ?ikar ve neseyle olculur. Bu nedenle irade gucu, bir "ozgurliik ifgudiilanir.
su," kisinin kendisini as mas l ve
mukemmellestirmesidir.
Nietzsche gelismis kisiye ubermensch demektedir. 27
Thus Spoke Zarathitslra,
28
Nietzche, Beyond 145-6.
s.
Bu lerim
86.
Good and
Evil
(1886), ahull. Hollingdale, Nietzche,
s.
Anarjizmm
238
Tarihi
genellikle "iistun insan" olarak cevrilir,
ancak daha dogru
ceviri
"ustinsan"dir. "Ustinsan" kendisiyle basa cikabilen ve kendi tra-
Onun en buyuk yaratisi Merhamet, bulanti ve korku olmaksizin dunyanin rastlantisal dogasiyla yiiz yiize gelebilmekte ve hayati butun acilanyla birlikte olumlayabilmektedir. Hobbes icin guc oziinde bir guvenlik araciyken, Nitzsche icm "insanm kendi iyiligini nihai amac olarak arzuladigi var olma durumu"dur. 29 Nietzsche'nin donu$turulmus insanlik ideali, merhamet ve teror duygularimn ustesinden gelen ve kendisinden bir sanat eseri yapan bireyin idealidir. "Neysen o olmahsin" sozu her bireyin kendi smirlanna ula§masi, butun potansiyelini bir yaratici de guciinii yaraticihga yiicelten insandir. kendisidir.
irade eylemi olarak gerceklestirmesi icin yapilan bir cagndir:
"neyseh o olmak" -yeni essiz, ben2ersiz, kendi
yasalanm kendisi
yapan, kendi kendisini yaratan kinder." 30 Ozgtirlesmis insan,
kendi gelisimiyle ilgilenen bir
egoisttir; talihsizlere
merhamet
nedeniyle degil, comertlik ve gucle dolu oldugu icin yardim eder. Ozgurluge, yaraticihga, neseye ve
kahkahaya deger
verir.
Tehlikeli bicimde yasar ve hayati Dionizyan bir tarzda onaylar.
Nihai
"sonsuz var olma sevinci"ni kendinde gerceklestir-
ideali,
mektir. 31
Nietzsche icin ozgiirluk "ozsaygi istenci"dir. Ozgurltik icin
ona ula§maktan daha onemli oldugunu,
verilen miicadelenin
ciinku insanin en
iyi
yanini ortaya cikardigini dusuniiyordu. Bu,
bireylerde ve uluslarda, "ustesinden gelinmesi gereken direnisle, iistte
di. 32
kalmanm
maliyetlerinin ustesinden gelmekle" Olculebilir-
Ozgiirluk kisinin sahip oldugu ve olmadigi, kisinin istedigi
ve kazandigt bir §eydir. Insan ozgurlugunii genisletmek asla so-
nu olmayan refah icinde
mucadele surecidir. Bu siirecte kisi, mutlu ya da olma arzusuna hakim olmaya cahsir. Siyasette ve sabir
natia Nietzsche, bagimsiz olma, ozgiir gelisme ve laisscz alter
(her turiu serbestlik, en.) isteginin tarn da kendileri icin "hicbir engelin c_ok gH^lu olamayacagi" kisiler tarafmdan en hararetli bi-
cimde
gelistirildigini gozlemledi.
Boylece Nietzsche ilerlemeyi
dogaya donus. olarak anladi, Ancak bu donus, gidis degil, "biiyuk gorevlerle 29
Kaufmann,
30
Nietzche,
Nietzche,
Twilight of the Idah,
32
Age.
92,
dogru
360.
TV Gay Science (1882), alinci, Hollingdale, Metzche, s. 96.
31
s.
s.
bir geriye
ugrasmak, onlarla oynamaya/irsat
s,
110.
Alman
239
LiherUrlrii
tamnmasi, yiiksek, ozgur, hatta korkunc dogaya ve dogalhga dogru, yukanya dogru bir
gtciis"tir.
ozyaratim ve ozbelirlenim, sansi
3i
Nietzsche icin ideal, tarn
bilincli
amaca donusturen,
"kendi kendisini ileriye dogru sevk eden bir tekerlek" olmaktir.
34 Zerdiist'un
sembolleri, en yiikseklerde ucan ve en alcaklar-
da surunen, giicun ve bilge ligin yaratiklan olan kartal ve
yilan;
dag basmda, kokleri yeryuzunun derinliklerine, dallanysa
issiz
gokyuzune uzanan
bir agac; ve guc,
denetim ve nesenin bir
bile-
simi olarak gtilen bir arslandir.
Butun bunlar dikkate ahndiginda Nietzsche'nin cagdasdanni sasirtici degildir. Avrupa kiiltur ve siyasasina yonelik elestirisi garazh hiddeti bakimindan emsalsizdir: kugiimsemesi
$u liizumsuzlara bakin he lei Mucitlerin eserlerini ve bilgenin ha2inelerini caiarlar: Kultur derier caldiklarma, her $eyi hastalik ve fe-
lakete ddnusLOrurler.
$u liizumsuzlara bakin
Hep
hele!
hastadir onlar, kendi safralanm
kusarlar ve gazete derier ona. Birbirlenni parcalayip yularlar ve
kendikrint bile sindiremezler.
5u liizumsuzlara hakin
hele! Servet edinir ve edtndikleri servetle
kendilerini daha da yoksullastinrlar. Gucii, Szellikle racini, bol parayi isterler,
bu
gucun
kaldi-
giicsilz insanlar!
$u urmamslarma, su gevik maymunlara bir bakin! Birbirlerinin flstiine
tirmaniyor, nasil da
camurlann ve ucurumlann
icinde de-
be lenip duniyorlar.
Hepst de tahta ulasmak igtn cirpiniyoilar: Sanki mutluluk o tahtm iizerinde
oturuyocmu^
liktir tahtin
gibi,
^ilgma donmu^ler! Oysa ?ogu kez pis-
uzerinde oturan ve pisligin iizerinde oturati da
taht,
35
Nietzsche, cagdaslannin benimsedigi yeni idoliin Devlet oldugu-
nu acik^a ortaya koyar, Dunyada hala halklar ve insan suruleri vardi, ama Avrupa 'da sadece Devletler vardi, Devlet'i hicbir anarsistin
reddedemeyecegi terimlerle tammladi:
Devlet? Nedir bu? Olur ?ey degil! §imdi kulaklannizi acm, size
halklann olumunden soz edecegim.
33
Age,
S,
34
Thus Spoke Zaralhruila,
35
Age.
s.
96, 101.
77,
s.
88.
gunku
Anar$izmin Tarihi
240
Devlet butun soguk canavarlann en sogugudur, Soguk bir bigimde yalan da soyler; agzindan su yalan dokulun "Ben, yani Devlet, halkin
Bu
kendisiyim."
ta
bir yalandir! lnsanlan yaratan, orilara inane; ve sevgi veren ya-
raticilardi:
Boylece onlar hayata hizmet
ettiler.
Insanlara tuzak kuran yikicilar vardir ki onlara Devtet denir: Elle-
rinde
Tek
kiEic,
ustlerinde ylizlerce arzu.
bir insanin hala var
oldugu yerde, insanlar
ve kotil bir g&z, adetlere ve yasaiara karsi bir
ondan
Devlet'i anlamazlar
gunah olarak gorup
nefret ederler. 3S
Nietzsche, devamla, Devlet'in gereksiz bir teat oldugunu soyler. "lyi
ve kotii, herkesin zehir igttgi yere Devlet
diyomm:
Iyi
ve ko-
tu herkesin kendini kaybettigi yerdir Devlet: Devlet evrensel ya-
vas intihara hayat denilen yerdir." O, "dlumiin vaizleri"ni cagi-
Yeryuzunde kendisinden buyiigunun olmadigini, "Tannnin otdugunu iddia eder. "Kurnaz bir Cehennem aygiti... ilahi onuru tuzaga diisururken sarki soyleyen bir nr.
diizenleyici parmagi"
oliim ati"ndan baska bir sey degildir. Kilise de bir Devlettir ve
Devlet "ikiyuzlii bir kopek "tir, ciinkii yeryvjzunun mutlak an-
lamda en ^nemli hayvani olmak Nietzsche
ele§tirisini
17
ister.-
Prusya Devleti
ile
simrh tutmadi,
ctin-
ku siyaset kavramtna ve siyasal partilere saldmyordu. Liberal kurumlann, bir kez olustuklannda liberal olmaktan ctktiklarim ve boylece ozgurltige daha cok zarar vermekten baska bir ise yaramadiklanni one siirdii. Ona gore liberalizm, "stiru hayvamna indirgenmek " anlamina getiyordu. 38
Kultur
Devlet arastndaki iliskiye gelince, Nietzsche bu
ile
ikisinin birbirine antagonist
oldugunu
israrta belirtti. Siyasal ik-
tidan kazananlar agir bir bedel oderler, ciinkii "iktidar aptalla}tinr." Kultur ve Devlet birbirinden gecinir; biri digeri pahasina semirir:
"Butun
biiyiik
anlamda
ktiliurel
kiiltiirel
biiyiik
cagtar siyasal cokus caglandir:
olan,
siyaset
djsi,
hatta
anti-siya-
saldtr."™
Nietzsche'nin e^itlikci olmadigi kesindir. "Kalabahgi" hor
gorur ve cagdaskrmi servet ve statu pesinde ko^tuklan 36
Age,
s.
75-6.
37
Age,
s.
75-6, 154.
38
Twilight of the Idols,
39
Age,
s.
60, 63.
s.
92.
icin lu-
Alman LibaUthii
zumsuz
bulur. Onlar,
241
maddi rahat ve haset
etiki
yuzunden
ki,
kapil-
Ne
var
gecmiste gercekten geli§mis pek az insanin var oldugunu
dii-
diklan cdkiis ve ofke tarafindan sonunda yozlastinhrlardi.
siirten
Nietzsche, bir aristokrat olmaktan cok bir
nek kanla
Kole
iliskili degildir.
gosterebilir.
bile isyan
elitist idi.
Yete-
ederek soylulugunu
Insanhk sonsuza kadar suclanamaz: Yeryuzunde 6z-
gur hay a tiara yonelebilen biiyiik ruhlara hala yer vardir. Nietzsche'nin (elsefesi, son cdzumtemede, bireyin kendisini yenileme-
saglayan bir oigurliik ve yaraticihk sarkisidir. Birey ve
sini
zaman
sinirsiz degerdedir:
"Oyle
ki,
hayati tekrar
yasamak
ister-
sin,"
Nietzsche'nin tigi
asm
mesiydi. Yasadigi
donemde
halinde ya da ciftler icin ki,
pek az yer btrak-
bireyciliginin topluluga
inkar edilemez. Kendi topluluk deneyimi bireyselligin ezil-
ancak dayanisma
ozgtir bir hayatin
mumkun
olabilecegini hissetti,
Ne
var
Nietzsche'nin doniisturulmus insanltk idealinin, Stirner'in
kendi ozel arzulannt yerine getirmek
icin bir araya
gelmis birey-
lerden olusan bir gonullu birlikten ibaret olan egoistler birligi gi-
sonucuna varmak uygun olmaz. Nietzsche'ye esil olamazlar, ancak bu, irklanna ve cinsiyetlerine bakilmaksizm insanlann, kendtlerini yaratmak ve toptumu yenilemek bakimindan e§it yetenekte ol-
bi var olabilecegi
gore insanlar birdmeklik anlaminda
madiklari
anlamma gelmez. Erkegi
entelektuel savasa, kadini ise
cocuk bakimina uygun bulabiliyordu, "ama her ikisi de birlikte dans etmeye uygun" idi. 40 Nietzsche icin dans, yaratici enerjinin formla birlesmesini, can cekisen kural ve duzenlemeler altinda kasvetli so yut la malar icinde var olarak
yasamayt reddeden her-
kese karst neseli bir olumlamayi ifade ediyordu.
Nietzsche 'den guclu bi?imde etkilenen Emma Goldman, hakh olarak, onun itbermensch'c (ust insan) inandigt icin yerilmemesi gerektigini one surdu: "O devasa akhn ytizeysel yorumculan, onun ubermensch anlayi§inm, ayni zamanda bir zayiflar ve koleler irki dogurmayacak bir toplum durumuna cagn i^erdigini anlayamazlar." 41 Goldman, onun "aristokrasi"sinin soy dan ya da servetten degil, ruhtan kaynaklandigini
belirtti;
"Bu ba-
kimdan Nietzsche bir anar^ist, butun gercek anar§istler de aris" tokrat idi. u Bu nedenle Nietzsche, kendi bireyselligini lam ola40
Thus Spohe Zarathmlra,
41
Emma Goldman, Anarchism and Other Essays,
42
Goldman, Living My
s.
Life,
227.
Alfred Knopf,
New
s.
44
York.
1
0(1,
I.
144.
242
Anar$izmin Tarihi
rak gercekle§tirmek, yerle?ik degerleri ve kabul edilmi?
fikirleri
yikmak ve giindelik hayati donusturmek isieyen herkese hala dogrudan ve etkileyici bicimde hitap etmektedir.
13 Ingiliz Liber terleri
<&
GiicUi bir liberal gelenegi olan Britanya pek cok biiyuk liber ter
dusunur
cikarmistir, Protestan gecmi^leri olan
otoriteden ku§ku Ian miliar ve ozel yargi hakkini
bu dusunurler savunmak iste-
mislerdir. Bireyselligi overler ve bireyin topluluk icinde kaybola-
cagmdan ya da tar.
baskici Devlet tarafindan bogulacagindan korkar-
Yasama, ozgurluk ve mulkiyet haklannm giivence altina
alinmasmda hukumetin olumsuz rolunii goren John Locke'u iz[erler. Adam Smith ile biriikte, butun insanlann kendi cikarlanni kollamalanna izin verilmesinin uzun donemde genel faydayla sonuclanacagina inamrlar, Biiyuk on dokuzuncu yuzyil liberterleri arasmda sadece
William Godwin liberalizmi anarsizme kadar genisjetmistir, Bununla
biriikte, iki filozof,
John Stuart
bireyi Devlet' e karsi ikna edici
Mill ve Herbert Spencer,
bicimde savunurken, sinirh bir
hukumete olan inanclanni da surdurmiiskrdir. Yuzyihn sonuna dogru William Morris, Edward Carpenter ve Oscar Wilde yazarlar ozel mulkiyeti kmadilar ve hukumetsiz bir ladilar.
dunya
gibi
tasar-
Orgutlu anargist hareketin kiyilannda kalmi$ olsalar da,
kissel ozgurluk kaygisim guzellik a$kiyla birlestiren liberter anliiyijlan, esinleyici
ve uzun erimli olmu$tur.
John Stuart John Stuart
Mill,
On
Mill
Liberty (Ozgurluk Uzerine, 1859)
bashkh
denemesinde, bireyselligin insan refahinin onemli unsurlartndan
oldugunu belirtti. Bunu gostermek icin, Alman liberteri Wilhelm von Humboldt'tan su ahntiyi yapti: "tnsanin amaci ... kendi guglerinin tarn ve tutarh bir butune, en yiiksek ve en uyumlu gebiri
tisimini saglamaktir" ve bireyselligin iki geregi "ozgurluk ve du-
rum
daha ileride, "bireyin egemenligi" sozti Amerikah" bireyci anarsist Josiah Warren'e tesekktir borglu oldugunu ifade ediyordu. 2 Mill buyiik bir liberter olmasma karsin demokrat degildi. gesitliligidir."
1
Mill,
igin "dikkate deger
Kitlelerin cehaleti karsisinda dehsete dustii ve sosyalizmin yol
cogunluk tiranhgindan korktu. Birinci Enternasyokonusunda Bakunin'i yanhs degerlendirdigi ve Emernasyonal sosyalizmin genet devrimci yikimla birles-
acabilecegi
nal'in butunliigu
Birinci
i
tirdigi gorulur. Sosyalistter icinde,
bir olcude
kendi sistemlerinde
esitsizligi
muhafaza eden Saint-Simon ve Charles Fourier'den en
fazla etkilenen sosyalist oldu. 3
Bununla
birlikte Milt, faissez-jWe'e tarn olarak
de degildi ve daha
bolusumu
adil bir servet
inanan
istiyordu.
En
biri
tanin-
mis formulunde, komunal bireyciligin anarsist hedefine cok yaklasti:
Gelecegin, uzerinde dusunmemizi gerektiren toplumsal sorunu, en
buyuk
bireysel
eylem 6zgUrlugtiri«n yeryuzundeki hatnmaddeler-
de ortak mulktyetle nasi! faydalanna
esit
birlescirilecegi ve herkesin ortak
emegin
katilumntn nasil saglanacagidtr.'1
Mill bireycilik ve toplumsal ozgurliagiin felsefi ve pratik savunu-
sunda onemli
bir rol oynamistir. Ozgiirliigu, fay da,
dogruluk ve
zemininde savundu. Hukumetin, cogunlugun ve du-
bireysellik
suncenin tiranhgina karsi ciku. Liberter diisuncenin buyiik klasiklerinden biri olan Ozguriitfe Uzerine adh denemesinde, dizgin-
1
John Swan Mill, On Liberty (1859), Utilitarianism, On Liberty, Essay on Bentham icinde, der. Mary Warnock, Fontana, 1970, s, 186.
2
Mill,
3
Bkz. Alan Ryan J.
4
Mill, Autobiography,
Autobiography (1873), Signet,
cum ley
i
S. Mill, s.
New York, 1964, s. 182-3, a Kegan Paul, 1974, s. 183.
Rout ledge
168.
Max
onaylayarak almtilar; op.
Nettlau, Bibliographic de Vanarchitfde bu c it, s.
225.
245
Ingiliz Libertcrkri
konusma ve diisunce ozgurlugiinu isnarla savundu. Godwin dusunmedi, angibi, dogrunun daima yanhsa ustiin gelecegini
siz
cak dogra arayismda en iyi yolun serbest arastirma oldugunu one surdu. Hie kimse yanilmaz degildir ve insanlar yasakladiklan bir fikrin dogru olup olmadigindan emin olamazlar, Ger^ek en cok farkh fikirlerin caiismasindan dogar. Ve ancak goruslerimizi savunarak ve aciklayarak "bir dogruya iliskin canh bir degerlenve dirme" yapabiliriz. 5 Mill, insanlarm otoriteyi sorgulamalan kendi baslanna dusunmeleri gerektigine inanan butiin anarsistlerin
yaninda yer
ahr.
hak eden yegane ozgurluk, baskalanyoksun birakmadikca ya da onlann ozgurluk cabalanni engellemedikce, kisinin kendi iyiligi icin kendi yolunu 6 izlemekte ozgur olmasidir." Vicdan, diisunce ve duyguyu, cesitH tatlarm pesinde kosmayi, ifade ve orgutlenme ozgurlugtinu bu Mill soyle der; "tsmini
ni ozgurliikten
zeminde savundu. KLsisel olarak ozgurlugu kisinin arzuladigi $e"her turlu kisitlayi yapmasi olarak, olumsuz tarzda tanimladi: ma, kisitlamamn
7 kendisi, bir kotuluktur."
Cogu
anarsistten da-
uyumunu saglama
ileri giderek, kamuoyunun ve insanlarm cabasinda ortaya cikan toplumsal baskinin, siyasal otoriteden
ha
daha baskici olabilen bir tiranhgin tehlikelerine isaret etti. Bireyovdti ve dismerselligi ve cesitliligi kendi basma bir yarar olarak 8 ve farkh "yasama deneyimleri"ni tesvik etti. arasinda bir eylemkri Kisinin kendi eylemleriyle otekinin "6z koruolsun, koleklif aynm yapan Mill, ister bireysel ister
kezliligi
ma"nm
kisiyi
yapmak
istemedigi bir seyi
yapmaya zorlamanin
ancak basyegane mesru nedeni oldugunu one niyetlendikcektirmeye act onlara kalanna zarar vermeye ya da olmak hepimizin leri zaman mudahale edilmelidir. Tek basma surer. Insanlara
hakkidir: "Kisi, kendi uzerinde, kendi bedeni ve zihni uzerinde
egemendir, "'* Mill insanlarm ozgiivenli ve akdci goruslere tepki
teneginde oldugunu one
surer,
verme ye-
Bu zeminde, "yararh amaglar
icin
getirebilmek olsa bile kendi insanlanni daha uysal araglar haline yapitabiinsanlarla kuguk ancak igin cucelestiren, buyiik islerin
5
On
6
Age.
s.
138.
7
Age,
s.
227.
8
Age,
s,
185.
9
Ages.
135,
Liberty,
s,
171. bk.
s,
180.
246
Anar$izmin
TariJii
dustmen bir Devlef'e karsi cdm. 10 ButUn hk uyandiran liberter goruslerdir. lecegtni
Mill goriiniiste neredeyse te, tipki
Humboldt
gibi liberal
tamamen
b.unlar hayran-
anarsist olmakla birlik-
kampta kahr. Kadinlarm oy hak-
kim savundu ve azinhklann oransal temsilini istedi. Asm duzenleme ve merkezilesttrmeye karsi cikti. Hukumeti sozlesmelerin duzenlenmesi ve kamusal islerin gercekiestirilmesiyle simrladi.
Ancak
temsili hukumetle ilgili goriislermi savunurken, cogul oylamayi savundu. Buna gore, egitimli olanlar cahil olanlardan daha fazla oya sahip olacaklardi. En onemlisi, "despotizm barbarhk
karstsmda mesru bir hiikumet tarzidir" diyerek ve boylece so-
murge yonetimtni hakh cikararak Rousseau 'yu MiH'in inane,
entelektuel
onun
elitin
bir anarsist olarak
yol
gosterici
ancak sik
riteye ihtiyac
rolune
duydugu
gorulmesini order. Dtisunce,
de ve bireysellik ozgiirlugunu savunurken bilir,
izledi. 11
buyuk
ifa-
bir liberter ola-
sik "entelektuel anarsi"den cok, entelektuel oto-
oidugunu vurgular. 12 Qogu kez insanlarm gonullu
olarak bilge gardiyanlardan olusan bir ebt taradndan ydnetildigi
mutlu
bir
elitist,
ondaki demokrati ve
toplumu resmetmistir. Uzun vadede,
Mill'in icindeki
iiberteri alt eder.
Herbert Spencer
Modern ketle
sosyolojinin babasi olan Herbert Spencer, MilI'den hare-
cok farkb
bir organik ve evrimci felsefe gelistirdi,
ama aym
bireysel ozgurluk kaygisini ve
asm hukumet korkusunu
Viktoryan siyasal dUsuncenin
iki klasigini olusturan, Social Sta-
paylasti.
(Sosyal Statik, 1851) ve The Man versus The State'ie (Insan Devlete Karsi, 1884) bireysetligi savundu ve Devlet'in mesru sinirlarmi onemli oleude simrladi. Onun Proudhon ve Bakunin ile tics
aym
sonuclara vardigini one suren Kropotkin'i; ve ozgurluk tani-
minin konuya
itiskin en onemli tanim oidugunu dusunen Goldman'i etkileyecek kadar liberterdi. 13
10
Age,
11
Agt.s. 136.
12
RyanJ.
13
Bki. Krgpotkin, Anarchism and Anarchist
s.
Emma
250.
5. Mill, s.
Goldman, "What
127. Kr.
I
Believe
Wildwood House. 1979, Vanarchie,
s.
225.
130.
S.
s.
11 ,
Red
Emma
Communism,
5,
286-322;
Emma
Speaks, der. Alix Kates Shulman,
35. Ayrica Bk2.
Max
Nettlau, Bibliographic de
Ingili^
247
Libcttnien
Spencer, ahlaki ve siyasal inaiiclarini, cagdasi olan Toplumfelsefesi zemininde gelistirmeye ca-
Darwinciler gibi bir doga
sal
listi.
Darwin'in dogal evrim teorisinin ve bu teoriden turettigi hayatta kalmasi" yaklasiminin top-
"uyum yetenegi en cok olanm
lumsal hayata uygulanmasinda basi cekii. Spencer'a gore, tipki dogada verilen var olma miicadelesinde "uyum yetenegi en cok olan" in hayatta kalmasi gibi, toplumda yasanan rekabet de en
olanm
"uyum
oriaya
cikmasini
yetenegi" kendi ortamlarma en
nimlarken, Spencer en yuksek
uyum
iyi
iyi
Ancak Darwin'in
saglayabiliyordu.
uyum
saglayanlan
ta-
yetenegine sahip olanlann
en basanh bireyler oidugunu diisunuyordu. Uyum yetenegi en yuksek olan tophimlar ise en iyi uyum saglayabilen bireylerden olusan topfumlardi. Spencer, toplumlarm tipkt canli organizmalar gibi isledigini de one stirdu. Toplumlar ne kadar karmasiklasirsa parcalann karsilrkli bagimhligi da o oleude artiyordu. Dogal bir ozeliik olarak kendi dengelerini sagladiktan icin, kendi uyelerinin daha ileri
dUzeyde evrim
icin miicadele etmelerine ihtiyac duyarlar.
cak miicadele ieodal toplumda askeri
bir
Spencer sanayilesmis toplumda rekabet ve
bu iormun
yerini almasini gerekli gortir.
An-
form kazamrken,
isbirligi
bilesiminin
Ayrica, evrimin ozel
ci-
karlan genel faydaya donusturerek bir tur "goriinmez el" gibi isledigini dusunur. 14 Evrimin uzun vadeli yonelimi egoizmden 6z-
dogrudur. Surec icinde toplumsal hayat, loplumsalla?en yuksek duzeye ulagmasiyla bireysellikte en buyuk geli-
gecitige
manm
simi saglayacaklir.
Cagdas antropolojiden hareket eden Spencer, tipki Kropotkin gibi, toplumlarm kendi islerini geleneklere gore ve ozgun olarak duzenlediklerini one surdu. 6te yanda, "Hukiimet saldirganhgin saldirganlik dogurmasidir." 15 Bir savas Devleti, sonunda
donusen bir sefin otoritesini sagladi. Bundan sonraki Devletler arasmda saldin savaslanmn ve Devletter icinde
bir krala tarih,
de simf savaslanmn
kaydmdan
ibaretti. Biitun ilerleme bireyle-
rin ozel amaclarma ulasmak icin gosterdikleri cabaya bagliyken, hukumetler daima toplumun gelisimini budamislar ve onun asla yukselmemesini saglamislardir. Hukumetler, Bentham'tn one sUrdiigii gibi, farkli haklan yerlestirecek yerde sadece mevcut
)
4
Bkz. Donald Macrae, Herbert Spencer'in The Giris, Pelican,
15
Ha rmonds worth, 1969,
Spencer, "The Sins of Legislators",
s.
s.
35.
112.
Man
versus the Swte'ine (1884)
248
Anarsizmin Tarihi
haklan, ozellikle de mulkiyet hakkmi tammislardir. Biitun bu goruslerden hareket eden Spencer, gercek liberalizmin gelecekteki islevinin "Parlamentolartn guciinu siniriamak" olacagi sonu-
cuna vanr. 16 Spencer, ancak kendi evrimci perspekufinden hareket ederek, tipki Mill gibi, "kendisine dogru ilerlemekte oldugumuz bu toplum fcrmu"nun, "hukumetin olabildigince kuciHttilecegi, ozgurlitgun ise olabildigince arunlacagi bir
form" oldugunu
onesurdti. 17
Spencer caginin sosyalizm ve liberalizmine karsi da esit derecede elestireldi. Cogunlugun tiranhgina, vasat olamn zaferine ve yonetimlerin etkisizligine yol actigi icin monarsik hiikumetten daha asagi gordiigu temsili
hukumete diismandi. Bu sadece
saglamak bakimmdan en iyi, biitun diger amaclar bakimindan en kotti hukumetti." 18 Bu nedenle parlamentolann gucu kisitlanmahydi: "Parlamentolann kutsal hakki, guntimuzun en adaleti
btiyiik siyasal
bos inanodir.
"
19
Marksist formunu H. M. Hyndman aracdigiyla tamdigi sosyalizme gelince, Spencer "her turlu sosyalizmin koleligi gerektirdtgi"ni ilan dir;
etti.
sosyalizmde
Koleligin ozu her §eyin
mulk
haline getirilmesi-
Devlet mulkiyetine girerler:
ise yurttaslar
Bu kosullar
altinda karar verme yetkisi, toplulugun kaynaklartm kendi elinde tutan, aldigi kararlan uygulamak ve diizen dedigi seyi
surdiirmek icin bir miktar gucii arkasma alan, derecelenmts ve
merkezilesmis bir resmi merciin despotizmi haline
marck, Devlet -sosyalizm
i
gelir.
Prens Bis-
egilimini gayet rahat bir bicimde actga
vurabilmektedir. 20
Spencer mevcut toplumlann "yan militan yan endustriyet" olduklanm, gercek ozgurlugun ise ancak gonullu isbirligi ve rekabeti temel alan bir endustri
nuyordu. Ne var 16
age,
17
"The Great ve,
s.
183
Londra
nism, op.
18
Political Superstition", Essays, Scientific, Political
& New York,
tit, s.
1892,
Man
III,
and Speculati-
42, ahnti, Kropotkin, Anarchist
Commu-
30.
Bkz. Spencer, "Representative
The
toplumunda var olabilecegini du§utoplumu zorunlu vsbirligi
ki sosyalistler askeri
versus the State,
19
"The Great
20
"The Coming Slavery",
s.
Government
Political Superstition", op. op.
-
What
271.
cit, s.
tit, s.
100, 107.
151.
is
ii
Good
for?" (1857),
249
Jngiitj Liln-Mr
temelinde yeniden yaratmak istiyorlardi. Bu yolu izlemeleri halinde, nihai sonuc, kadim Peru'daki kati ve zorba toplumun bir benzeri olacakti. 21
tiri,
Spencer'm mevcut liberalizme ve sosyalizme yonelttigi elestipki Mill'inki gibi, bireysel ozgurliik bakis acisindan yapd-
"Yasama Ostu" (1853) dedigi seye stirekli olarak kar§i cikti, Bu yiizden T, H. Huxley onu "Yo22 Yamt olarak Spencer, bu terimin netsel Nihihzm"le sucladr. kendisine degil, hit; okumadigi Humboldt'a uygulanabilecegini Siyasal teorisini olugtururken,
di.
iddia
etti.
kabetirt,
23
Bununla
gonullu
birlikte Spencer, laissez-faire'in. iktisadi re-
isbirligi
hi saglayacagi bir
toplum
Ancak Spencer
ve isbolumunun ozerkligi ve genel refaistedi.
bireyi Devlet'in karsisina koysa da, Devlet'in
ortadan kaldirdmasmi istemez. Kropotkin'in gozlemledigi gibi, hukumet konusunda kendi felsefi sisteminden cikanlabilecek
butun sonuglan onaylamaz. 24 Spencer'in bireyciligi The Proper Sphere of Government'ta (Hiikumetin Gercek Alam, 1842) for-
mal Lend irildi. Burada
tipki
Humboldt
ve Mill gibi, Devlet'in go-
revinin sadece kendi yurttaslartnin birbirine karsi
korunmasmda
yattigim one surdu, Devlet kendi yurttaslarmi, onlann guvenligini saglamak -hem dis dusmanhga hem de ic saldirganhga karsive sozlesmenin uygulanmastni saglamak icin yonetebilir. Ancak
bunun
otesine gecerek tarn ozgurluge hrsat vermemelidir. Islevi,
"insanlann dogal haklanni savunmak, kisiyi ve mulkiyeti korumak, gucluniin zayifa saldirmasini onlemek; tek sozcukle, adaleti
saglamak
,l
tir.
Z5
Spencer Devlet'i saldirganligin onlenmesinde ve adaletin
saglanmasmda "olumsuz bicimde
diizenleyici" bir yapt olarak (ki
on-
hukumet eylemi sadece mesru olmakla
kal-
daha etkin hale getirmek istiyordu. Proudhon'un aksine dan da soz eder) Spencer §u gorusu savunur:
Uygun 21
stnirlar icinde
Bk:, "Postscript", The
Bondage" U891), op 22
versus the Stale,
s.
184; ve
"From Fteedom
to
334.
Bkz. T. H. Huxley'in "Administrative Nihilism"!, Fortnightly Review, 1871, s.
23
Man
cit, s.
525-43.
Bki, Spencer, "Specialized Administration", 1871, The icinde,
s.
Man
versus The State
306.
24
Kropotkin, Anarchist Communism,
25
Spencer, "The Proper Sphere of Government",
s.
30. 11,
Huziran 1842.
Anarfizmin Tarihi
250 maz, biiyuk
bir
onem de
den olujan kurumlar ve rekli
\a$u
...
Sadece Devlet'in bireyier, bireyler-
sinitlar tizerindeki kisitlayici
guciinun ge-
oldugunu iddia eimekle kalmiyorum, onun ?imdikinden gok
daha etkin bicimde
isletilmesi,
daha da
ilerletilmesi gerektigini id-
dia ediyorum. 26
Hayaunm daha
sonraki donemlerinde Spencer, ahlaki yasanin,
yani "her insan bir baskasinin e§it haklanni ihlal
yapma ozgurlugune
diledigini
tiyla
sahiptir"
etmemek
anlayisini
sar-
temel
alan
"esit ozgiirluk yasasi"nin gelistirilmesinde Devlet'e daha olumlu bir rol verdi. 27 Spencer sosyalizmden uzaklastikca gercek anarsizmden de
uzaklasti. Devlet'in
asm
gucUnii cesurca elestjrmis. olabilir, an-
cak kendi gecmisine, orta
sinif tasra radikalizmine sadik kaldi. 28
"Yozlasma"ya, daha da kotiisu "komunizm ve anarsizm "e recegini hissettigi lir
sagfamak
i$;ci
icin yapilan
bunun da "anarsizme
gotti-
Emege esit gekomunizme gotUrdugunu,
suufi taleplerinden korktu.
her girisimin
ve vahsiler arasinda rasdanan kisitsiz hayat
mucadelesine d6nulmesi"ne yol acacagmi one surdu. 29 Spencer, hie kuskusuz kendi bireyciligi, iktisadi laissez/tiire'i,
Devlet gucitne
olan giivensizligi
bakmundan modern onun
anarko-kapitalistlerin habercisidir. Paylasmayan bireycilik siyasal dusiincesinin
son onculudur. 30 Butun o
ter ifadeierinden ottini
mukemmel
liber-
Spencer, nihai olarak modern anarsizm-
den cok erken sanayi kapitalizminin sozciisu olarak kahr. Londra'daki Highgate Mezarhginda Karl Marx 'in gorkemli bus til nun tarn karsismdaki miis.
mezanmn
ihmal edilmis ve yabani
otlarla ortul-
olmasi, tarihin kticiik bir ironisini yansitiyor olsa da, Spen-
cer' in liberter
vizyonu yasamaya devam etmektedir.
Edward Carpenter
On dokuzuncu
yuzyihn sonuna dogru Britanya'da anarsizm radi-
kal edebiyat cevreleri arasinda onemli bir etki yaratu. Ingiliz en26
"Specialized Administration", op.
27
Spencer, Socid ! 5l flties ,
28
Bkz.
29
Spencer, Principles of Ethics (1893 bsk.), para. 391, Spencer anarsizmi "Ra-
30
Bkz. David Wiltshire, The Social and Political Thought of Herbert Spencer, Oxford University Press, 1978, s. 13.
J.
Wi iam 11
&
nit, s.
288.
Norgate 1868, ,
s.
306
D. Y. Peel, Herbert Spencer: The Evolution of a Sociologist, 1971.
vacho! doktrini"yle
birlestirii.
Bkz. Kropotkin, Ethics,
s.
320
251
Ingilij LilwriiTkii
telektueller ve sanatcilar,
John Stuart
Mill ve Spencer'in eserle-
rinde bulunan liberal bireyci geleneluen kuskusuz etkilendiler,
ancak sermaye ve imparatorlugun zaferine gosterdikleri tepki onlan daha derin bir somiiru gozumtemesine ve daha radikal bir fare arayisina yoneltti. Kitada gittikce gelisen anarsist hareketin
koparttigi yaygara Ingiliz Kanah'nin oteki tarafma da ulasti ve
Prens Kropotkin gibi oldukca seckin anarsizm savunuculart Britanya'nin gorece hosgonilu siyasal atmosferine sigindilar.
Edward Carpenter kendisine
Sair
dukca
kisisel
yakindi.
anarsist
demediyse de,
ol-
formdaki liberter sosyalizm anlayisi anarsizme cok
O sirada Britanya'da bulunan
Kropotkin anarsizmin 6n-
de giden sozcusu durumundaydi ve Carpenter onun Freedom (Ozgurluk) adh gazetesine katkida bulunuyordu. Ancak sair onda "butun kdtulukleri tek bir sozctikte, 'hukumet' sozcugiinde toplayan cekici bir naiflik" buluyordu. Bununla birlikte, bu sozlerin sahibi olan
Henry W. Nevinson, Carpenter hakktnda soyle
"Miza? bakimindan ikna edici olmasa da, butun emirlerden, otoriteden ve hukijmet bicimlerinden tiksinen tarn bir anarsistti." Aynca "dissal yasa"nm daima sahte olmasi gerekyaziyordu:
tigine
inamyor ve sadece kendi kendini
sini taniyordu,
ifade
etmenin
icsel yasa-
31
Carpenter'in liberter sosyalizmimn anahtan kisisel duygulara
yonelik tutumunda bulunmaktadir: Erkeklerin ve
sevgili ve dost olabilecekleri bir
toplum
istiyordu.
Her
kadmlann kistde bu-
lunan ve "cinsellik okyanusu" dedigi seyin serbest birakilmasim istiyordu.
Bu
Love's
Bu amack, "Ara Cinsiyetin" yaratilmasi icin ugrasti. Coming of Age (Sevginin Olgunlasmasi, 1897) adh ese-
rinde ortaya cikan ve Bernard
Shaw
taratindan "sa?ma cinsiyet"
oiarak pesinen ku^umsenen, erkegi kadinla birlestiren yeni bir tipti.
Zamanin pek cok
anar^isti gibi
Carpenter de yeni
tipte in-
sanltk cagnsmi desteklemek i^in antropolojiye basvurdu ve lermtdiate Types
among
Primitive Folk (Ukel Irtsanlar
Trt-
Arasmda
Ara Tipler, 1914) baslikh bir toplumsal evrim incelemesi yazdt. Spencer' dan cok daha radikal olmakla birlikte, onun evrimci bakisini ve
toplumsal ilerfemeye duydugu inanci paylasti.
Modern il
uygariigin nedenlerine iliskin gozumlemesinde Car-
W
Nevinson, "Edward Carpenler", Great Democrats, der, A. Barratt Henry Brown (Nicholson & Watson, 1934), s. ill. Netilau da Bibliographic de i'anarcliif'sinde
eder.
{age,
220) r.nrpcnlri'in "snriiilKrnr lihcrtaire"inde soz
Ana r$ izm in
252 penter,
uygarhgm dogal insam
cesinde Rousseau ve Shelley'i
rumu insan dogasinin den kopararak her
Tarihi
yozlastirdigi ve parcaladigt dusiinizledi. Ozellikle
ozel miilkiyet kuparcahyor ve onu kendi benhginhastakga acik hale getiriyordu. Mtilki-
birligini
turlii
temel alan uygarhk, "kolelik, serflik ve iicretli emegi" beraberinde getiriyor ve bunlar, "bir smmn digerine hakimiyetinin ceyeti
formlan"ni olusturuyordu, Bu uygarhk, "yetkileri percinle-
sitli
mek
icin Devlet'i ve polisi yaratiyordu." 32 Mulkiyet kurumu, daha erken toplumun organik yapilanni tahrip ederek guclu bir merkezi hukumetin ortaya cikmasim saglamisti. Bu hukumet,
"insanin toplumsal hayatta kendi icsel ve merkezi denetimini kaybettigini ve bu
durumun
bir dissal denetimle sonuclandigmt
ortaya koyan kamt"i olusturuyordu. 33 hastahgin, yoksullugun, esitsizligin ve
Aynca sue da, toplumsal kisulamanm bir belirtisini
olusturmaktadtr. 34
Ama
her sey kaybedilmis degildir ve uygarhgi iyilestirmek
mumktindur. Her
kisinin kendisi gibi olanlann olusturdugu ge-
nel bir yaptyla organik bir baglanti icinde olmasi halinde, ciddi
uyumsuzluk olmayacaku. Carpenter, ozgur ve komunist bir toplumun, sadece "kihk degistirerek ve gecici olarak Icsel Hukumet ve Duzenin yerini almis olan" dissal hukumet ve yasalar olbir
maksizin da var olabilecegini dusunityordu. 35 Carpenter, Gandhi ve Herbert Read'den derin bicimde etki-
N on- Governmental Society (Hukumetsiz Toplum, 1911) bashkh eserinde tekrar bu temaya dondu, Kropotkin gibi, Carpenter da insan toplumlannin, yazih hukuk ve kurumlar olmadan diizen icinde ve yasama gucuyle varhklanni surdurebileceklermi dusunuyordw. Ashnda Carpenter geleneklerin yasalardan cok daha ustun oldugunu hissediyordu, Gelenek bireyler uzerinde baski uyguladigi zaman, bunu daha yumusak bir bicimde yapiyor ve toplumun genel hareketine uyum saglayabiliyordu. Eenen
"Yerli irklar" incelendiginde,
modern toplumdaki
rekabet ve en-
diselerin kendi haline birakilan insanlar icin
kacimlmaz olmadi-
"Hukumetsiz ozgur toplum"
canli ve organik ol-
gi goriiluyordu.
dugu 32
icin,
insana sadece elverisli olani saglayabilirdi:
Edward Carpenter,
Civilization: Jn
nenschein, 1897 bsk .),
33
age,
s.
31. Bkz.
Causes and Cure (1889) (Swarm Son-
s. 5.
Edward Carpenter, Edward Carpenter 1844-1929 (Dr
ams's Trust, 1970),
s.
20.
34
Age,
35
Carpenter, New-Governmental Society (A. C. Filfield, 1911),
s.
42. s.
214.
Willi-
Ingiliz
253
Lilii't'd'f'lt'M
mallann kendiliginden ve serbestcc uretilmesi gerceklesecek ve bunu, kuskusuz, kendiliginden bireysel
korku ve endi$eyi
degisim izteyecek
bir serbest
degil, hayat ve eneijinln ortak
-
butunlu-
36 gunit temel alan, kendine yeterli bir toplum.
1$,
zevk ve beceriye gore gonullu secimi temel alacak ve mulkiHukumetsiz bir toplum boylece ozgiir ve ko-
yet ortak olacakti.
miinal bir toplum olacakti.
Ancak Carpenter brosurlerinde bulgulara dayanan makul argumanlarla tezini savunurken de bir
sairdi, Shelley'in liberter
dunyasi gencliginde onun ideal! olmustu. Yirmi besinde Walt
Whitman
ile
karsilastiginda
cok mutlu oldu. Butun bu
etkilere,
derin bir Bhagavadgita okumasi eklendi. Carpenter, cinsel devri-
mi, dogrudan demokrasiyi, vejetaryanizmi ve banscthgi anlattigi,
olaganustu parlak bir
dille
yazilmis
Towards Democracy' si yle
(Demokrasiye Dogru, 1883) kendi ozgur diinya anlayigini ifade etmeyi surdurdu. Cagdaslan onun hakkinda ne diisunurlerse dtisunsunler, sjarkistm kesmeyi kabul etmedi: Ey ozgurluk, emsalsiz Ayaklarm topraga
guzel, senin kralligin kuruldu aruk!
bastt,
yuziin evlatlarimn, yildizlann arasinda
Ve senin evladin olan ben Gece giinduz senin o nese dolu sarkim soyluyorum. 37
Carpenter insanlan ezen ve onlan caresiz birakan mevcut uygarhgin yerine, herkesin bir kuliibeye ve yetecek kadar topraga sahip oldugu merkezsiz bir tarlalar ve atolyeler toplumunda basit bir hayat
surmek
istiyordu.
Ozgurluk geldiginde insanlar ulkele-
rini seveceklerdi:
O
zaman, hukumet ve yasalar ve polis yerlerini kaybederler
toprak kendi yasalarim resine
bakmaya
baslar.
verir;
Demoktasi
gozlerini
-
acmaya ve cev-
Ve vefastz piskoposlar, rahipler, generaller,
toprak sahipleri, kapitalistler, avukatlar, krallar, kraliceler, pa Iron lar
38 ve butun o nazik bos gezerler cabucak unutulup giderler,
An
Inquiry into (he Causes of
36
Bkz. Carpemer, Prison, Police and Punishment
37
Crime and Criminals (A. C. Filfield, 1905). Carpenter, Towards Democracy (1883), Allen &r tlnwin. 19)1,
38
Age,
s,
62.
s.
111.
Anar$izmin Tatihi
254
Boylece birey, kendisiyle, cevresiyle ve kendi dogal ortamiyla
uvum
icinde yasayacaktir. Carpenter aynca daha yiiksek bir bi-
formu
linc
umuyordu. Bu bilinc formu icinde, kiZaman"da evrensel Benligin olarak yasayacakti. Ancak bu Benlik, ifadesini ancak Degelistirecegini
sinin kendi benligi "Sonsuz Simdiki
parcasi
mokrasi'de, ikisi de
aym
kapiya cikan
esitlik
ya da ozgurliikte
bulacakti.
Carpenter
ve mistik degildi. Ogretmen olduk-
issiz bir sair
tan sonra tek basina yasayabilecegi kiiciik bir geliri oldu,
ama
o
evini insa ederek, toprakla ugrasarak ve sandalet imal ederek
kendi idealini gerceklestirmeye gah^ti. Kendisine takilan "Ingiliz Tolstoyu" ismini hak etmek ictn elinden geleni yapti, 39 Ve anarhareketin kiyilannda kalmasina, ozel mulkiyetin insanhgm cokusune hukumetten daha 50k yol actigini hissetmesine ragmen, yasalann olmadtgi merkezsiz toplum anlayisi tamamen sist
anarsisttir,
William Morris Sair ve sanatct olan
William Morris, Carpenter'in arkada?iydi.
Arkadasimn surdiirdugu hayat
onun
yarken, Carpenter de
15
tarzinin basitligine
hayranhk du-
ve insanlik askma saygi duyuyor-
du. 1880'lerde ve 1890'larda Demokratik Federasyon ve Sosyalist
Ancak Morris, Carpenter ite aym sonucvarmi§ olmasina ragmen, sosyalist harekete ve siyasal miica-
Liga'da birlikte oldular. lara
deleye daha dogrudan katildi,
Aym
zamanda,
fiziksel olarak cir-
kin ve duygusal olarak kisitlanmis modern uygarhga duydugu nefretten kaynaklanan
ozgun bir liberter sosyalizm formu geli§Amaci sadece guzel seyler degil, aym zamanda guzel bir toplum yaratmakti. Erken epik $iiri The Earthly Paradise'da
aylak sarkicisi" olarak ortacagi ideallestirmekten, Kelt ve
Nord
mitolojisi uzerinde calismaktan vazgecti ve anar$ist bir ozgur
toplum vizyonuna yoneldi. Morris, orta sinifa
dan once 39
Bkz.
mensup
bir "ates irmagi"ndan
Thomas
H. Bell,
bir Ingiliz olarak, sosyalist
gecmek zorunda
Edward Carpenter: The English
an Group, Los Angeles, 1932.
olma-
kaldigini soylu-
Tolstoi,
The
Libertari-
255
Ingiliz Libert rrlru
yordu. 40
Ancak onun sosyalizmi "ko^ullarda tarn esitlik" icin duydugu yogun bir arzuyla ba^ladi ve Morris sosyalizmin tarihi hakkmda pek bir sey bilmeden komunisi oldu. 41 Ruskin ona sa~ natin aslmda ki§inin cahsma zevkinin ifadesi oldugunu ogretmisti; adaletin ancak buttin insanhgin boyle bir cahsma zevki edinmesi halinde gerceklesecegine inandi. Kapitalizmde bu imkansiz oldugu sosyalist
yetkin bir dinsiz olan Morris, pratik bir
icin,
oldu ve yukanda
adi gecen Demokratik Federasyon'a
ve sonra da daha solcu olan Sosyalist Liga'ya katildi. Morris'in yazilannda guc^u bir liberter yan vardir. Kendisi hukumet ve siyasal otoriteye karst olan anar§ist davanm gayet
farkmdaydi. G. K, Chesterton onun bir tiir "Dickensci anarsist" oldugunu yazdi. Merkezilesmis. Devletten nefret ettigi ku§iyi
ku gotiirmez. 1887'de
mus
hazi
belirttigi gibi,
arkadaslanmizin
"Alman modeline gore oluskorkmadiklan Devlet
yeterince
mudahalesi ve merkeziligi karsistnda bir
Ingiliz'in duyabilecegi
butiin dehset"i ya§ryordu. 42
Bu nedenle,
siyasal
denemelerinden pek cogunun anarsist"Faydah Is. Faydastz
lere esin kaynagi olmasi saswtict degildir.
Ugrasa Karsi"da kafa emegi ile kol emegini ayiran ve isciyi basit bir makineye indirgeyen kapitalist isbolumune iliskin klasik bir suclama geli$tirdi. Kapitalizmi, "sozlegme toplumu", siniflari, kaba faydacihgi, kitlesel uretimi, makine hakimiyeti ve zorunlu
emegi yuzunden acik ve etkileyici sozlerle reddeder. Onun yerine, cazip olmayan islerde uygun teknolojinin cahsma suresini en aza indirdigi, kabul edilebilir ve gonullu cahsmayi savunur. "Gelecegin Toplumu" ba§hkh bir baska denemesinde Morris,
liberter idealini
daha biiyuk bir cesaretle
tasarladi.
43 defi "bireysel iradenin ozgiirlugu ve gelismiiMir.
Nihai he-
Mevcut
siya-
toplumun yerine, tipki Kropotkin gibi, kendi kendini yoneten bir komunler federasyonu ister. O zaman hayat, ktsttlamalardan annmis, basit ve dogal olacaktir. Bu toplum, sal
zengin ve yoksul ya da mulkiyet haklan ya da yasa ve yasallik ya
40
Alinti, E. P.
Thompson, William
Merlin Press, 1977,
s,
Morris; Romantic to Revolutionary, 2. bsk..
244.
41
Age,
s.
822.
42
Age,
s.
772.
43
William Morris, "The Society of the Future" (1887)-, William Morris, der. A.
Political Writings 0/
L Morton, Lawrence & Wishart,
1973,
5.
192.
Artar%izmm Tarihi
21t>
da ulusaihk sdzcukkrinin
me
anlammi bilmeyen
bir topium; yottetil-
bilincine sahip olmayan; esit kosullarm dogal
kimsenin topluluga hizmet
ettigi icin
oldugu ve hie
onu zedeieyecek
bir ikticiara
sahip kihnarak 6du!lendiri!medigi bir topium [olacaku] Basit bir hayat surme ve iktidan dogaya terk etme bilinci, gecmis caglarda, daha insani ve daha az mekanik olmak icin ve bu amac ugruna ozveride bulunma istegiyle kazamldi. 44
I
I
hopyaci romani News from Noiv/ttre'de (Hicbir Yerden Haberler, H89) Morris ozgur bir toplumun nasil olabilecegine dair en ikna degerlendirmelerinden birini sundu. Ingiltere'de devrim
eclici
siddetli bir ic savasa
ragmen
iki
evreden gegmis ve sonunda oz-
ve smifstz bir topium kurulmustur. Bir sure icin "Devlet sosyalizmi" proletaryaya ekmek dagitirsa da, nihayet bu "batakhk" giir
da sona karsi
erer."* 5
kurulan
Aynca, mucadelenin basinda mevcut hukumete
Kamu Guvenlik Komitesi de sonunda dagmhr.
Asm bicimde orgutlenmis bir hayat ve otoriter utopyalarm vazgecilmez unsuru olan merkezi kurumlann higbiri yoklur. Morris icin hukumetin gereksizhgi gun istgi kadar apacik bir donanmasi ve polisi olan, kendi cogunlugun tradesine teslim olmasi icin onu
gercektir: "Artik insan, ordusu,
esitkrinden olusan
zortayan aynntih bir hukiimet sistemine, kendi kafasi
ile tas
bir
dwvann aym anda ayni yen isgal edemeyecegini anlamasint saglayan benzer bir makineden daha fazla ihtiyac duymaz." 46 Parlamento binasimn oldugu yer gubre pazan haline getirilmistir, cunku artik parlamento binasina (Ust Simflann cikarlannm zarar
gormemesini saglamak
ihtiyac yoktur, zira
icin oturan bir tur gozetim komitesi) "butun halk parlamentomuzdur" E^it bir top-
lumda, hukumetin, yani zengini yoksuldan koruyan o "tiranhk mekanizmasi"nin modasi gecmistir. 47 Morris'in "iitopyaci romans"inda, hukiimet, ozel mulktyet, yasa, sue, evlilik, para ya da ahsveris yoktur. ler
lcisleri
bir
komunibarettir.
gen el nzayla belirlenen genel adetlere gore yurutulur.
Goriis aynhklarinin ortaya cikmasi halinde, 44
Age,
45
Morris,
News/rom Nowhere,
& Co.,
1907,s. 121.
46 47
Topium
federasyonundati (eski semt ve bdlgeler temelinde)
s.
Mote ya da komsu-
201.
Age,
s,
83.
Age.
s.
84, 83, 87.
or
An Epoch
of Rest (1890),
Longmans, Green
Jngilij;
lar
Libit tn in
meclisi toplamr ve el kaldirarak belli
ya vanlincaya kadar so run
257
i
knen genel
bir anlasma-
Cogutiluk kendi iradesini ne
tarttsilir.
kadar kucuk olursa oisun azinhga zorla kabul ettirmeye
calts-
maz. Nadiren de olsa anlasmaya vanlamamasi halinde, cogunluk stattikoyu kabul etmek zorundadir. Bu, Morris'in ideal toplulugunun gerceklik kazandigi bir Bu dunyada insanlar e$k kosullarda yasarlar ve bir ki-
dunyadir.
smin zarara ugramasinin
herkesirt zaranna otacagini bilirler. Bol-
luktan herkes yararlanir. Insanlar genis ve ferah mekanlarda yasarlar.
Fabrikalann yerini atolyeler almi§tir ve insanlar calisirken Kullanilmayan hicbir sey uretilmez ve elle yapdmasi
eglenirler.
olan
sikici
isler geli§tirilmis
makinelerle yapihr. Emegin yegane
odulu yasamak ve yaratmaktir. Boylece insanlann mutlulugu, "yapay baskimn yoklugu, herkesin en iyi yapabildigi seyi yapma ozgiirlugu, gercekten istedigi seyi kendi emegiyle iiretme bilgi-
sinden yararlanmasi"yla saglamr. 48 Dogayla
ama
nehrinde
somon babklan
win'in ozgur
uyum
icinde basit
hayatlan vardir. Tas koprulerle donatilan
giizel bir
sicrar.
toplumunu andirsa
Thames GodBu top-
Morris'in cizdigi tablo da, bir istisnasi vardir;
lumda, "mahkelemelerhi yerini alan, onlar kadar tiranca ve olabilecek
disi
diklari hicbir
hicbir
kamuoyu
yasasi
...insanlann
degismez goreneksel kurallar
seti;
akil-
yargilan-
insanlann zihin-
lerini ve hayatlanni cekip uzatan ya da kesip budayan hicbir
Procrustes yatagi" yoktur. 49 Anarsist fikirlerine karsin Morris'in Marksist bir hayalci ol-
dugu
soylenmistir. 50 Engels'i tamyor, Marx'i
okuyor ve
sinif
mu-
cadelesinin gerekliligini kesinlikle kabul ediyordu. Komiinizmi, doga kaynaklannin "butun topium tarafindan butunun yaran51 na" sahiplenilecegi tamamlayici sosyalizm olarak goriiyordu.
Ne
var ki
komunizme duydugu sempati
Kapital'i
okumaktan
bolumiinden hosknmis. olsa
kaynaklanmiyordu -kitabin
tarihsel
da, iktisat teorilerine iliskin
bolumler "kafa kan^ikhginin yol ac-
cekmesine neden oluyordu. 52 Bu sempati, tarih incelemesinden geliyordu ve onun kapitalist uygarhktan nefret etmetigi acilar"
48
Age, s 102.
49
Agf, s 64.
50
Bki. Paul Meier, William Morris. The Marxist Dreamer,
<;ev.
c, Harvester, Hassocks, 1978, 51
52
"Communism" (1893), Political Writings, "How I Became a Socialist? (1894). age, s. 242.
Morris,
11
s.
234.
Frank Gubb, 2
Anar}izmin Tarihi
2SS sini
saglayan ondaki sanat askt ve pratigi
kendisini bir sure Belfort Bax, H. M. gibi
idi,
Marx'a basvurdu ve
Hyndman
otoriter sosyalistlerle ayni cizgide
ve Andreas Scheu
gordu, cunku onceki
iitopyaci hayallerinzn tarn tersine "pratik" bir sosyalizm
formu Marksizm tarafindan "butimdeyim yerindeyse, ozgun bir sosyalist
istiyordu. O, kapitalizm elestirisi
lenmese" de guclendirilen,
du^unUrdu. 53 Morris, Kropotkin'i seviyordu ve merkezi olmayan toplum dustincesi Kropotkin'in Tarlalar, Fabrikalar ve Atdlyeler'dc tasarladigi basit,
topluma cok benziyordu. Carpenter'in kirsal bolgelerde komunal ve kendine yeterli bir hayat siirme girisiminden
de etkilendi. Morris, "benim anarsist dostlanm" dedigi kisilere daima sevecenlikle yaklasti. Ancak, Mill'den -onun niyetine ters duserek- nasd sosyalizmin gerekli oldugunu ogrenmisse, anarsistlerden de, gene onlarin niyetine tamamen ters duserek, anarsizmin imkansiz oldugunu ogrendigini soyleyecek kadar nuktedandi. 54 Anarsist grup (J ose ph Lane, Frank Kitz ve Charles
Mowbray'in onderliginde) 1888'de Chicago'da yasanan Haymarket Katliami'ndan sonra Sosyalist Liga'da cogunlugu ele gecirip siddet eylemlerini savunmaya basjadrginda, anarsistlerle anlas-
mazhga
diistu.
1890'lann basmda terorist ofke
kapladigmda Morris, o sirada
Liberty'i
biitiin
Avrupa'yi
cikarmakta olan anarsist
dostu James Tochattt'den, bu yeni anarsist katilleri lanimamasim istedi ve sunu ekledi: "Baskiyi yok etmeyi amaclayan bu turden (anarsist) itkelerin, domisturme araci olarak insanlartn rasgele bogazlanmasmi da kapsayabilmesini asla kabul edemem." 55
Morris'in anarsizme yonelttigi bashca teorik
sorunuyla ai'c
ilgiliydi. Sosyalist
gonderdigi 5 Mayts 1889
itiraz, otorite
Liga'mn yayin organt Commonwetarihli
mektupta, komunizme olan
inancini tekrarladi, ancak komunist toplumda bile bir tur otoritenin zorunlu olacagini one surdu, Otoriteden ozgurluk, insanin her kosulda diledigini yapma imkanina kavusmasi anlamina geliyorsa,
bu "toplumun mutlak inkandir" diyordu. Eger bu hak
yapma haklartna mtidahale etmedigiyapma hakki ise, bir tur otoritenin uygu-
"baska insanlann ayni seyi niz surece" dilediginizi
lanmasi zorunlu hale
gelir.
§u sonuca vanyordu: "Bireyler
53
Bkz. Thompson, William Morris,
54
Morris,
55
Morrh'tcn James TochaUi'ye. 21 Arahk 1893, Morris,
"How I Became S.
596.
s,
birbi-
770,
a Socialist?", Political Writings, alioti,
s.
242.
Thompson, William
259
Ingiliz Lil>crU'tlfti
rini
icin
zorlamtyor olsa da, bir yerde, onlan birbirini zorlama malar i zorlamaya hazir olan bir otoritenin olmasi gerekir; ve bu
otorite acikca kolektif olmahdir."
arzular, "kolektif" zi
topluma
ters
Aynca,
esit bir
toplumda bazi
kars liana ma zdi ve ba-
du^meden
durumlarda da "kolektif otorite bireysel muhalefeti baski alu-
na alacak"
idi,
56 tstedigi sey,
lam olarak insanlann her
istedikle-
yapmalan degildi; onlarin, toplulugun yaranni gozetmelerini ve buna uygun bicimde davranmalartnt istiyordu. Bu gorus, kuskusuz, ozgurlugun siyasal otorite formu icinbir olcude ktsitlanmasmin onu korumak icin zorunlu oldugude savunan Mill ve Spencer'a ailtir. Ancak Mill ve Spencer'in aknu
rini
sine Morris, karsihkb anlasma yoluyla insanlann kendi hayat-
lanm duzenleme yetenegine sahip olduklanna inamyordu. Aslinda Morris ile anar^istler arasmda cok az fark vardi. Anarsizme saldirdigi zaman belirgin bicimde Stirnerci ya da Nietzscheci tipAutonomie Club'inm te anarsist bireyciligi dusiinmektedir, Greenwich 'teki Kiralibakihrsa soylentilere uyesinin, Fransiz bir yikmaya cah§irken kendisini havaya ucurmasi tizerine, 27 Ocak 1894'te Justice ile yapugi bir gorusmede Morris, anarsistlere sadece amaca uygun olmayan ayaklanma yontemleri ylizunden degil, anarsizm "toplumu inkar etttgi ve insam yet Gozlemevi'ni
toplumun
disina
koydugu"
icin de kargt
oldugunu acikca
ifade
etti.
Ancak Kropotkin'in de aralarmda bulundugu pek cok anarsist
komunist boyle bir gorusii reddedecektir. Onlar, Morris'in
antisosyal bireycilik
sorunuyla
ilgili
kaygisini
paylasirlarken,
basa §ikma yolunun
uzun donemde bu turden insanlarla en baski degil ikna olduguna inanirlar. Aynca pek cok anarsist, Morris'in herhangi bir grupta "genel bir yonetim kurali"ntn ya iyi
da "ortak bir bag"m olmasi gerektigi, bunun "toplulugun ilk anda gonullu olarak benimsedigi vicdan" oldugu gorusiine de karsi degildir,
Ancak buna Morris
otorite derken, keyfi ya
olarak
hamu vicdamm"
57 Morris, gibi "otorite" demezler,
da akildisi bir seyi
degil,
"eylem kurah
kastettigini belirtmis ve "elbette olabildi-
gince az otorite uygulamahyiz" demistir. 58 Morris,
komunizme gecmeden once
57
Morr is, " Socialism a nd Ana re hism" (1889), A s«,s.213.
58
Age,
56
s.
214.
gecissel bir "kolektif
PotilUat Wii(in&.
s.
212-13.
Anavs izmin
260
formunun
otorite"
gerektiligini
Xaririi
duraksayarak da olsa kabul eder-
ken, 1888'de Georgie Burne-Jones'a yazdigi bir mektupta, tek ba§ina "oldukca kor bir hedef" oldugunu
Morris onun icin "Kapital izmin
belirtci.
bunun
Kizi
tiranligi gibi, bireyselligi
May
ezecek
olan bir Kolektivizmin tiranhgini da kabul etmezdi," demistir.
Devrim sonrasi toplumda, "toptulugun burokrasiye, kurul ve buro cokluguna ve donanimli bir resmi o tori leye diisme tehlikesi"nin
lamamen farkmdaydi. 59 Morris, Marx'in
tarih anlayisini
degerlendirerek kendi utopyaci hayallerine pratik bir ifade ka-
zandinnak istemis
olabilir,
ancak son cozumlemede,
oioriter sos-
yalizm ailesinden 50k, genis anar§ist ailesine mensuptur.
Oscar Wilde
Wilde
bir sair ve kitap tasarimcisi olarak Morris'e hayrandi.
devrimcisi Stepniak ikisinin ortak dostuydu. Sanaila lan ve guzel bir hayat yaratma arzulan ozgurltikle
ilgili
ilgili
Rus
kaygi-
goru§le-
rinin bashca esin kaynagini olu^turuyordu. tkisi de sanat icin sa-
nat anlayisimn yetersiz bir standart oldugunu anlami^u. Hayatin guzellestirilmesini istemek yeterli degildi, ciinku es let izmin siyasal
ve toplumsal bir baglamda olmasi gerekiyordu. Wilde, bir sa-
natcmm
kendisini ancak hiikumetsiz bir ozgur toplumda tarn
olarak ifade edebilecegi
sonucuna
vardi.
Wilde, cocuklugundan beri imgesel adalar tasarlamasma yol acan gucl« bir utopyaci duyarhhga sahipti. $6yle dusuntiyordu: Utopya'yi kapsamayan bir dunya haritasi, insanhgin her
zaman
uzertnde yasadigi bir ulkeye yer vermedigi icin bakmaya degmez.
Ve daha
iyi
bir ulke arayan insanhk orayi
gorunce
bir
an once
ulas.mak icin yelkenleri agar, Ilerleme Otopyalarin gerceklejmesidir.
60
Wilde'in ozgurliik aski, kendisini "ozgurliik sunaginda bir rahibe" olarak goren annesi tarafindan tesvik edtldi. 61 de, annesinin aksine, 59
May
insanm
Ne
var ki Wil-
cektigi acilarda soyluhik gormii-
Morris, William Morris: Artist, Writer, Socialist, 1 c, Blackwell, 1936,
altnti,
Edmund
Penning-Rowsell, TLS, 11 Agustos 1978.
60
Oscar Wilde, "The Soul of Man under Socialism", De Pro/unifo and Other Writings, der. Hesketh Pearson, Penguin, Harmonds worth, 1973, s. 34.
61
Richard Elltnan,
dear
Wilde,
Hamish Hamilton, 1987,
s.
9.
261
irigili^ Libirtirliti
yor, cirkinlik, aci ve
zorlamanm olmadigi
giizel bir
ya cahsiyordu, Oxford'da ogrenciyken "La beaute
hayat kurmaest parfaite"
(guzel olan kusursuzdur) ve "dujuncede ilerlemek otoriteye karsi
bireyciligin savunutmasidir
"
sonucuna
vardi. 62
Wilde, Oxford'dan ayrildiktan sonra Vera; or The Nihilist (1880) adh bir oyun yazdi. Kendisine sosyalist diyordu, ancak
oyundan
anlasildigi kadanyla, sosyalizmi esitlik olarak degil, ki-
Prens Paul soyle der:
siligin gelismesi olarak antvyordu.
"lyi de-
mokraside herkes aristokrat olmalidir. ,,f;3 Nihilistler iskenceden ve sikryonetimden nefret ediyor, evliligin kaldirdmasini ve emege
hakkmin
verilmesini talep ediyorlardi, Wilde onlari olabitdi-
gince otantik hale getirmek icin, Necayev'in nin'in yardimiyla yazdigi Bir bir
andi odunc
Devrimamn
muhtemelen Baku-
Kates izmt'nde gecen
aldi.
Daha sonra
ajitatorleri
§u sozlerle betimledi:
Toplulugun kendi halinde yajayan
stniftna ula$an ve
hosnutsuzluk tohumlan eken, mudahaleei, her
i§e
onun
kan$an
igine
bir ta-
kim. Ajitatorlerin boylesine mutlak bir bigimde gerekli olmalan-
nm nedeni budur. 64 $iddetten nefret ederken, igten devrimcilere hayranhk duyuyordn: "barikatlarda can veren o Isalar". Aynca, butiin isyanlarda
yararh bir egilim goruyordu. Tarih okuyan birinin gozunde itaatsizlik insanin ezgun erdemidir. Ilerleme itaatsizlik sayesinde, itaatsizlik ve isyan sayesinde ger^ekle$mi$tir. 65
Ancak Wilde'in
anarsist
duygulan
belirsiz bir ozgurliik ve itaat-
sizlik cagnsiyla sinirh degildir. Sozlerinin etkisini
artirmak icin
Chuang Tzu'dan bir cok ahnti yapar: "Insanhk kendi haline bvrakdmis, omi yonetmek gibi bir §ey asla soz konusu olmamisiir." Bu kadim Qnli bilgeye kendi yorumunu katan Wilde, soyle yazar:
62
Ages.
63
Agc,s. 116.
41.
64
"The Soul of Man under Socialism",
65
Age
s.
22.
op.
ci(, s.
23.
Anar$izmin Tarihi
262
Butun hukumet modelled yanhstir. Hepsi nin dogal ortammi degistirmeye bireye mudahale ederek
yaymaya
gunku
insa-
ahlakdistdirlar, cttnkii
saldirgan egoizm
en.
cahildirler, c,unku cgitimi
yetersizdir,
<;alisirlar;
formlanm
(iretirler;
cahsirlar; 6z yikimctlardir,
cud-
ku anar§i dogururlar. 66 Servet birikiminin kotulugun kokenini ohisturdugnnu, gucliiyu Siddete, zayifi sahtekarhga yonelttigini dusiinuyordu:
duzeni
rahattir,
"Doganin
kendini tekrarlar ve banscidir. Bikkmlik ve savas
sermayeyi temel alan yapay bir toplumun sonuclandir; toplum
cokusunu de beraberinde geiirir." 67 Wilde kendi dehasmi ilan etmekle kalmadi; 1894 bahahnda Fransa'da yaptigi bir goriisme sirasinda soyle dedi: "Saninm benimki Sosyalist olmantn otesinde bir sey. Bir tur anarsist olduguma inaniyorum. Ama elbette dinamit siyaseti cok sacma." 68 BunIan soylerken neden soz ettigini biliyordu. Kropotkin'le tanisti zenginlestikce kendi
ve
onun
hayatinin o giine kadar bildigi en
mukemmel
tan biri oldugunu dusiindu. Kropotkin,
Jsa'nm ruhuyla Rusya'dan ctkip gelen adam"
Man
Wilde, The Soul of
iki hayat-
"o guzel ve lekesiz idi, 69
under Socialism (Sosyalizmde tnsan
Ruhu, 1889) baslikh parlak denemesinde kendi anarsizm anlayisini ortaya koydu. Bu cahsma pek cok dile cevrildi ve ozellikle Carlik Rusyasi'nda etkili oldu.
Wilde c°k onceleri sosyalizmi benimsemis ve 1889'da Carpenter'm derledigi Chants of Labour
(Emek
Ilahileri:
Halkm
A Song-Booh
oj the People
§arki Kitabi) bashkli bir kitaba iliskin
degerlendirmesinde sosyalizme olan sempatisini acik^a ifade misti.
et-
Sosyalizmde yeni bir sanat motifi buluyor ve sanatm "son-
suz ken t" in in§asina yardimci olabilecegini umuyordu. Ancak sosyalizmi insani ve liberter kilmakla da ilgileniyor, "insanlan sosyalist
yapmak
hicbir seydir, fakat sosyalizmi insani kilmak
biiyuk bir seydir" diyordu. Iki
temayi tekrar ele
aldi. Ilk
yil
once
sonra buyiik denemesinde bu
Westm Luster' de yap ilan,
ba§ ko-
nusmacinm Bernard Shaw oldugu, sosyalizm konulu bir toplantidan esinlendi. Ancak Wilde 'in sosyalizmi Shaw'unkinden daha 66
Ahnu, George Woodcock, The Paradox 1949,
s.
of Oscar Wilde, T. V.
Bondman,
147.
67
Age
68 69
Ahim, Ellmann, Oscar Wilde, 'DeProlundis
11
VVj|d>,
s.
(1905),
273.
Dc Pro/undis and Other Writings,
s.
180.
263
Ingiii; Libertrilai
cunku bu sosyalizm olahildigince saf bir artar"Hukiimdan ayaktakimindan aytrmak gerekmez; her
farkh olamazdi, sizmdir:
70 turlu otorite esit derecede kotudur" diyordu,
Wilde paradoks havasiyla sosyalizmin sadece bireycilige goicin degerli oldugunu one surer. Bu da ancak sosyalizmin liberter olmasi halinde gerceklestirilebilir. Gelecegi goren keskin zekasiyla uyarir: "Sosyalizm otoriter olursa; Hukumetler turdugu
simdiki siyasal gucleri kadar iktisadi gugle de silahlanirlarsa; tek sozcukle, endustriyel Tiranlanmiz olursa, insanm son ilk
durumundan daha kotu
olacaktir." 71
Bu
yalizm, toplulugun sadece bir bolumii yerine
Wilde'a gore butun
hukumet modelleri
kole-
basansizdir ve sos-
demokrasi "halkin halk tarafmdan ve halk
anlamina
butununun
anlamina gelecektir.
lestirilmesi
yat
durumu
tiirden otoriter sos-
gelir.
Butun
icin zorlanmasi"
otorite ler esit derecede alcalticidir;
kullanani da ona maruz kalani da
alcaltir."
"onu
Otorite insanlan kul-
lanarak "asm beslenmis cok kaba bir barbarhk tuni" uretir. 72 Bu
nedenle Chuang Tzu'yla
mak gibi
bir sey"in var
birlikte, "insanligi kendi haline birakoldugu gortisunu tekrarlar ve Thoreau ile
en uygun hukumet bi^imi tarn bir htikumetsonucuna vanr. 73 Devlet, yonetecek yerde, emegi orgiitleyecek, gerekli mallann imalatmdan ve dagitirmndan sorumlu olacak bir "gonullu birlik" olmatiydi. Wilde biitun birliklerin tamamen goniillu olmalanni savunur. Insan itaat etmeyecek kadar ozgiir olmahydi. Wilde butun bu konularda Godwin'le ayni fikirdedir, ancak kabirlikte, " Sanat?] y a
sizliktir"
muoyunun
-"canavar ve cahil sey"- insan davranisini duzeltebi-
lecek herhangi bir degere sahip olmadigini kesin bir dille ilan ettiginde
onun
cizgisinden aynlmts olur. 7+ Insanlar ancak kendi
baslarma birakildiklan zaman
iyidirler.
Wilde, Nietzsche gibi zenginin yoksula acimasmin ve haytr isleri
yapmasmm
yoksulun da minnet duyma"Almak yalvarmaktan daha iyi-
yanlis oldugunu,
sma gerek olmadigini one surer: dir," 75 Ancak cogu bireycinin aksine, 70
"The Sou! of Man under Socialism
71
Age, 21.
72
Age,
s.
30-1,
73 74
Age,
s.
30,46.
Age,
s.
40.
75
Age,
s.
22.
,
ozel mulkiyetin kisiset ba-
age, s 46.
Anar$izmin Tarihi
264
gimsizhgin garantisi oldugunu dusunmez; Wilde'a gore dzel mulkiyet aslinda bireyciligi ezmektedir. Bu nedenle ozel miilki"Sosyalizm,
yet,
kamu sinin 76
komunizm
ya da her ne denirse o" tarafindan
serve tine domisturulmeli ve
maddi refarnm saglamak
isbirligi,
toplulugun her
iiye-
icin rekabetin yerine gecirilmeli-
Ozel mulkiyetin kaldirdmasiyla
birlikte artik evlilik
olma-
yacak, boylece ask daha gtizel ve harikulade olacaktir.
Uzun
dir.
donemde, maddi
seyler
onem
tasimayacak, igten olan ger^ek de-
gerini bulacaktir.
Siyasal otoritenin ortadan kaldinlmasinin saglayacagi bir
buyuk yarar daha vardir. Cezatandirma ortadan kalkacaktir. Zaman zaman sue islense de toplulugun surekli cezatandirma aliskanhgiyla dehsete dusuriilmesi dikkate almdtginda, bu buyiik kazammdir. Bashca sebebini olusturan mulkiyet ozen ve inortadan kaldinldiktan sonra sue diye bir sey olmayacaktir. Kendi i§ini serbestce secebilecek herhangi bir kisiyi zorlamak igin bir neden de olmayacaktir. bir
celikJe
Wilde'a g6re, kol emeginin itibanndan soz etmek sacmadir: "lnsan pis ve zor islerden daha
iyi seyler icin
yaratdmt§tir." 77 Zor
ve gelecegin koleleri olan makinelerle yapilmahdir. Boylece herkes bos zamamm verimH bicimde degerislerin <;ogu alcaltiadir
lendirebilecektir. Boylece yararlt seyler makineler, giizel seyler ise birey tarafindan yapdabilir.
Sanat
muazzam
bir deger tasi-
maktadir, cimku:
Sanat Bireyciliktir ve Bireyciiik altust edici ve parcalayici bir gftgtur.
Onun muazzam
degeri burada yatar. Altust etmege cahsttgi
sey, liirun tekduzetigi, adetlerin koteligi, aliskanligin tiranhgi ve
insamn makine duzeyine indirgenmesidir. 78 Wilde'a gore sosyalizm bir amaca ulasmak icin kullanilan bir aractir; hedef, kisiligin tarn geli§imidir.
Sanatctnin ancak huku-
metsiz bir toplumda gelisebilecegini savunur, ancak buradaki so-
run sadece siyasal otorite degildir. Wilde'a gore uc turlu despotluk vardir: "Beden iizerinde zorbahk uygulayan despotluk vardir.
Ruh
den
hem
iizerinde zorbahk uygulayan despotluk vardir.
Hem
be-
de ruh iizerinde zorbahk uygulayan despotluk vardir.
76
Age,
s.
20.
77
Age,
s.
32.
78
Age,
s..36.
265
Ingitiz Liht'Mi'i'lci'i
Hukihndar denir. lkincisine Papa denir, Ocunaisune Halk denir." 79 Bunlann iicu de yok edilmeliydi. Wilde, insam "kendisi olmaya" zorladigi icin Isa'ya hayranAncak toplumu yeniden kurma girisiminde bulunmadi ve in-
Birincisine ise
di.
act ve yalnizhk icinde birey olabilecegini vaaz etti. Wilde, insanm dogustan toplumsal oldugunu, hayattn ve sanatin
samn ancak
neseyi amacladigint savunur. Bu nedenle, savundugu yeni bireyciligin
Grek ve
Hiristiyan kultiirlerinin
en
iyi
yanlanm
birlesti-
ren bir "yeni Helenizm" oldugunu one surer. Sosyalizmi ve bilimi bunun yontemleri olarak goriir; yogun, biitunluklu ve
mukemmel nu
bir hayati hedefler. Basari, beraberinde
getiriyorsa basandir, ciinku
kendisiyle ve ?evresiy[e
uyum
haz duygusu-
"lnsan mutlu oldugu zaman,
icinde olur." 80
Wilde, anarsi idealinin uygulanamaz olduguna ve insan dogasina ters dustugune dair pek cok itiraza karsi koyar. Birincisi, insan dogasina iliskin gergekten bilinen tek fey,
onun
degistigi-
mevcut ko§ullar degistikce insan dogasi da degisecektir. Evrim hayaun yasasidir ve evrimin yonu bireycilige dogrudur. Ikinci olarak Wilde, kendi bireyciiik formunun bencil ya da yapdir ve
macik olmayacagini
behrtir.
lnsan dogal olarak toplumsaldir.
Bencillik kisinin diledigi gibi yasamasi degil, baskalannin da
kendisi gibi yasamalanni istemektir. Bencillik mutlak bir birorneklik yaratmayi amacjar, Bencil olmamak ise, "oteki insanlan 81 tnsan kendi haline birakmak, onlara mudahale etmemek"tir. gercek bireyciligi gerceklestirdigi zaman, duygudashk kuracak
ve bunu ozgurce, kendiliginden yapacaktir. Yoksullugun ve hastaligin olmadigi bir toplumda insan, baskalarimn keyifli hayatini seyre daldiginda sevin? duyacaknr.
Goreneksel ahlaka karsi cikmaya cesaret eden Wilde, escinsellik yuzunden hapse atddi. Hapishane yazarm saghgini boz-
duysa da, ruhuna dokunamadi. Bu deneyim sadece adli sistem ve hukumete iliskin gozumlemesini dogruladi. Daha sonra bir arkadasma, "pek cok hayat hapishanesinden, tas hapishaneler, tutku hapishaneleri, zeka hapishane leri, ahlak ve baska hapishanelerden" soz etmek istedigini yazdi. "Icsel ya da dissal butun nirlamalar hapishanedir" 79
Age,
s.
47.
80
Age,
s.
53.
81
Agf.s.^.
82
Wilde'daii
diyordu. 82
Cunningham Graham'a,
alinti,
Ellniaim. <>« ur W\\dt
,
s.
526.
si-
266
Anar$izmin Tarihi
Bu deneyim ayrica, Ingiliz dilinde yazilmis en dokunakh §iThe Ballad of Reading GaoV'u (Zindan Baladi, 1896) esinledi, $iirin bash formu duygu derinligini ifade eder. §air asik oldugu kadmi otdurdugu icin idam edilmek uzere olan bir askeri anlatir. Tema, bu acimasizligin yaygm oldugunu ortaya koyar ("her adam kendi a$kmi oldurur"), ancak Wilde katilin suclu bir toplum tarafindan cezalandinlmasini daha biiyuk bir acimasizlik olarak goriir. Kacimlmaz sonu anlattrken, mahkuma duydugu sempatiyi ifade eder: irlerden birini,
Bilirim ki her yasa
Insanin tnsan i?in yaptigi,
Karde^inin
Ve ju
eanma kasteden
kederli
ilk
insandan,
dtmyanin ba$langicindan
beri
Taneyi atip samatii kunarir
En kotu heveslerle. En rezil isler zehirli yaban
otlari gibi
Oceklenir hapishanede; Insanda
iyi
olan ne varsa
Tiikenir, solup gider lstiraptir
o yerde:
tutan parmaklikh agtr kapiyi,
Ve Utnutsuzluktur oranin Gardiyani 83
Wilde butiin liberterlerin en buyiigudur. Sanatin, yapisi geregi yikici oldugunu ve sanatcinin mevcut ahlaki normlara ve siyasal kurumlara karsi isyan etmesi gerektigini kabul etti, artcak sadece
komunal mulkiyetin
bireyselligin gelismesine izin verebilecegini
de gordu. Her kisinin kendi icgudulerini izleyerek kendisini miikemmellestirmeye cahsmasi gerektigini one surdu. Bu ancak ahskanliklar ve onyargdardan koparak, gundelik hayattn donustii-
mumktin
rulmesiyle
merkezine
olabilirdi.
San at i ve diisunceyi hayatin ba$kalarma icten bir
yerlestirdi ve gercek bireyciligin
sempatiyi beraberinde getirdigini anladi. Harikulade bir oyun ve
nukte duygusuna sahipti ve coskun bir du.
Sonuc
olarak,
sosyalizm turleri
yaratiti enerjiyle doluy-
Wilde'm liberter sosyalizmi butiin anarsizm ve icinde en cazip olanidtr. Bernard Shaw, cagdas
Fabian ve Marksci sosyalistlerin onun ahlaki ve toplumsal inanc-
ama son gulen daima Wilde olmustur. Hepsi unutulduktan cok sonra bile o hep hatirtanacaktir. larina guldiiklerini gozlemledi,
83
"The Ballad of Reading Gao!" (1896), The Works of Oscar Wilde, Collins, 1993,
s.
197.
Amerikan
Liberterleri
&
savunu-
Kuzey Amerika'da Devlei dusmanligi ve kisisel ozerklik Devletler sunun uzun bir gelenegi vardir; en onemlisi, Birlesik kanaat ozel Protestanin dunyanin en eski liberal demokrasisidir. parbir onemli kultiirunun ya da vicdan hakki Amerikan siyasal
konusma ozgiirlugu savunusutoplunun temelini otusturmustur. Bu aynt zamanda Amerikan aciklar. mundaki derin bireycilik duygusunu
casi haline gelmis, diisunce ve
Amerikan Bagimsizhk Savasi'ndan sonra, yeni cumhuriyetin otma gikurucu babalan, ozel mulkiyet, yasama, ozgur ve mutlu dusunduvermeyi hukiimete kisisel haklan komma gorevini bi
Ancak hukumet mudahalesini en az duzeyde lutma egiliminicin fededeydiler ve siyasal oioriteyi butiin bolgelere yaymak
ler.
sonra Konfederasyon ilkesini benimsediler. Devrimden hemen duzeyde bir asgari ve rasyon Esaslan, merkezi olmayan, liberter on yillarsonraki yetkileri ongorduyse de, hukumetin
hukumet
da amansiz bicimde guclendirildi. Common Kendilerine giivenen ulke sakinleri Tom Paine'in ki, "Her farkindaydilar Sense'im (Sagduyu, 1776) okumadan da devlette
ancak hukumet, en iyi durumda zoseydir." kotuluk, en kotu durumda ise katlamlmaz bir
toplum
runlu bir
kutsaldir,
Thomas Jefferson'a atfedilen su 6zdeyisj payla§iyorzaman"En iyi hukumet en kuciik hukiimettir." Bu ilke o
Genellikle lardi:
dan beri
Anarsistler ise, liberterler icin bir savas cighgi olmustur.
Anarsizmin Tarihi
268 en
iyi
bukumet
hie var
olmayan hiikumettir seklinde
bir degisik-
lik yapmislardir.
On dokuzuncu
Amerikan anarsizmi,
yiizyilda
esas olarak,
Josiah Warren, Stephen Pearl Andrews, Lysander Spooner ve
Benjamin Tucker sayesinde bireyd bir yonde gelisti. Onlar anarsizme yaklastrlarken, Emerson, Whitman ve Thoreau gibi yazarlar liberter ideali
en keskin bicimde ifade
Onlarm bagim-
et tiler.
siz
tutumu sonraki
ile
dogaya yakm yaratia hay at arayisindan olusan bifesim, gee
anarsistlere esin verdi ve "Askin Bireycilik"
yirminci yiizyihn karst-kulturunde ve Yesil hareketlerinde ifadesini
buldu.
Ralph Waldo Emerson Ralph Waldo Emerson,
New
England Transartdantatizm' inin
ki-
demli gurusuydu. Harvard Oniversitesi'ni bitirdikten sonra bir sure Devlet dairesinde cahstiysa da sonunda isten ayrihp Avrupa'ya
Orada
gitti.
Carlyl'in
yakm dostu
oldu.
Daha sonra Mas-
sachusetts^ dondii ve kisa sure icinde edebi-telseh bir ziimreyi
cezbeden "Concord Bilgesi" olarak kendisini kabul
ettirdi.
Con-
cord'da olaganiistu lirik bir duzyaztyla kendi lelsefesini -gercege sezgi yoluyla ulasmayt amaclayan- gelistirdi. Bireyin "ilaht yeterliligi"ne
inanarak koitilugun kacinilmaz ya da nesnel varhgmi
reddetti.
Emerson'un
liberal vizyonu, her
insanda "akil potansi-
yel olarak
mukemmeldir ve
rekli olan
her seye sahiptir" inancim temel
,,
"insan kendisini yonetmek icin gealir.
1
Aynca vicdan
kutsaldir ve bizi ahlaki gerceklige goturebilecek yeterliliktedir.
Emerson, "kendi kendini yargila
...
kendine saygi goster" diyor-
sonucu her insanin kendi icinde baskict ve gereksiz Devlet kurum-
du. Ogretisinin kacinilmaz bir bir Devlet olmasi gerekiigiydi;
Ian olusturacak yerde, akilci ve ahlaki varhklar olarak kendi bireysel karakterimizi geli§tirmeliydik. Ashnda, "Politics" (1845)
basltkh denemesinde radikal bir jeffersoncu olarak soyle diyordu: htikumet ne kadar kucukse, yasalar ve iktidar ne kadar azsa, o kadar
iyi
oluruz. Resmi
hukumetin yapacagi istismann
panzehiri.
Ralph Waldo Emerson, "Politics" (1844), The Complete Essays and Other
Writinp of Ralph Waldo Emerson,
New
son &r
W
der.
Brooks Atkinson, Modern Library,
430; Journals of Ralph Waldo Emerson, der, E. W. EmerM.Forbes, Houghton, Miftlin, Boston, 1909-14, III, 200.
York, 1940,
s.
269
Amerihan Libntirlai ozel
karakterm
etkisi,
bireyin gdismesidir
...
Devlet bilge insani
egitmek icin var olur ve bilge insanm ortaya cikisiyla birlikte Devlet sorta erer.
san Devlettir,
Karakterin olusmasi Devlet'i gereksiz
kilar, Bilge in-
2
Amerikaltlara, "htikumet gucu sona erdigi zaman, yollann nastl yaptlacagi,
mektuplann
nasil iletilecegi ve tapu senetlerinin nasil
guvence altina almacagi konusunda endrseye kapilmadan hukumetten vazgecme" tavsiyesinde bulundu. 3 1850'de kacak kolelerle ilgili bir yasa tasanst Kongre'den gectigi ve Baskan tarafindan da desteklendigi zaman soyle dedi: "Tanri adma, buna itaat etmeyecegim!" Anarsist Benjamin Tucker'in ahntilamaktan hoslandigi su saurian yazdi:
Kiiise
toplumsal deger oldugnnda
Aile ocagi Devletin yerini aldtgmda,
Miikemmel Devlet gkar
ortaya,
Kendi eyinde cumhuriyetci olan,
Emerson, zor kullanan hukumetin yerine her sehrin karar almak icin forum olarak toplayacagi halk meclisini onerdi. On yedinci yuzyil Ingilteresinde bu meclisler gayet iyi hizmet vermisti ve yine verebilirdi, Ancak Emerson'un liberterizminin sinirlan da
toplumun kurallarla baglt olmasi serbestce kabul edilbu kurallara itaat etmekle ya da bunlan ancak icerden degistirmeye ya da geri cekmeye cahsmakla yukumlii olduguna inantyordu. Emerson'un loplumsal gorusleri, her §eyin birligini vurgulayan Transandantal felsefesinin sadece kuciik bir bolumfinu olusturuyordu. Bu dunyada her sey evrenin bir mikrokozmosu ve
vardi. Bir
diginde, kisinin
"yeryiizuniin kendisi bir cig damlasi halinde"dir. Evren ayni za-
manda
bir Yiiksek Akil ya
fnsamn ruhu Ustun-Ruh icin, dissal bir otoriteye
bir yasa
yac duymaz.
O
3
ya da gelenege ihtiyac yoktur. Evrende
olduguna gore, insan insani yasalara ihtihalde birey kendi dogrudan deneyiminin rehber-
daha yiiksek
2
da Ostun-Ruh tarafindan duzenlenir, ozdes ve insan dogasi kutsal oldugu
ile
Journals, V, 302-303.
The Letters of Ralph Waldo Emerson, der. Ralph New York, 1939, 1, s. 412-3.
sity Press,
L.
Rusk, Columbia Univer-
Attarjttmiti Tarihi
270
ligine guvenebilir; dolayisiyla
Emerson'un 6zdeyi?i "kendine gu-
ven"dir,
Walt Whitman Watt Whitman, Emerson'un Concord'daki edebiyat cevresinin bir uyesi degildi, ancak Bilge, onun bir tur ruhsal akrabahk tasidigmi kabul etti. Leaves of Grass (Qmen Yapraklan, 1855) ba§-
hkh coskulu
siir
kitabinm
ilk baskisi yapildiginda,
onun
"btiyuk
oldugunu soyledi ve ona "ozgur ve cesur dtis;unce hazzi" diledi. 4 Tams/tiktan sonra da Emerson, Whitman'm yasastz dogastni ovmeye devam etti. Whitman'in gecmi^i Emerson'unkinden tamamen farkliydi. bir kariyerin baslangicmda"
On
bir yasinda
okulu terk
etti
ve cesitli islerde cahsti.
Zamanla
gecimini matbaacihk ve gazetecilikle kazanmaya basladi. Brooklyn'de cikan Demokrat gazete EagJe'in editoru oldu, ancak Ozgurluk hareketini destekledigi icin isten
atildi.
kendi gazetesi Freemarii ctkardi, ancak bir
yil
yazilan,
sonunda Leaves o/Grass'ta
liksiz siirinin ilk cildindeki
Bunun uzerine
icinde
iflas etti. Ilk
bir araya getirilen
on
iki ba§-
dikkat cekici ozgunlugu pek yansit-
maz, Whitman'in Amerikah erkek ve kadinlar tarafindan okunan dunyasal ve mistik olanin dikkat cekici bir kansimini amac-
s/iiri,
hyordu. Ancak bu
pek
iyi
Emerson'un onayi
s;iir,
bir
yana birakihrsa,
karsilanmadi.
Whitman'in butun eserlerinde likci duriii
giiclu bir
demokratik ve
esit-
ve duyarhlik vardir, Yeni Dunya'nin "demokratik or-
talama ve temel e$iilik" siirlerine ihtiyac
duydugunu
hissediyor-
du. 5 "A Thought by the Roadside" da (Yol Kiyisinda Bir Diisunce) soyle yaziyordu:
Kendi haklanm
icin
vazgecilmez oldugu kadar, ayni haklara sahtp
olan baskatan i^in de -baskalanna ayrn $ans ve haktan saglarken
bana zarar verse de- vazgecilmez olan
Whitman upki Emerson
gibi
buyuk
esitlik,
6
bir liberterdi.
Kendi sarkismi
soyledi ve ozgiirluk sitrlerinde kendi ki§iligini sergiledi. 4
Emerson'dan Walt Whitman's, 21 "Introduction", Walt
York, 1983,
Temmuz
Whitman, Leaves
all mi.
1855,
of Grass
Justin Kaplan,
(1862), Bantam,
s. xix.
5
Whitman, "A Backward Glance
6
"Thought", op
cil, 5.
223.
o'er
Ancak
Traveld Roads",
op.
cit, s.
451.
New
Amerikan
I
271
ibcttfilcri
duydugu
benligin kutsalhgini overken, yotdaslarma ifade
etti.
Boylece yoldashk
sevgiyi de
sevgisitii giiclu bir bireysellik
duygu-
suyla birlestirdi; $iirlerinin Amerikan bireyciligini vurgulamasim
ve ona yardimci olmasim -"sadece dogada,
buyuk
salan arasmda
bir ders
dtizleyici egilimlerine bir karst
oldugu
onun
genellesmis; ya-
icin degil,
denge oldugu
demokrasinin
icin de"- istedi. $ar-
"tarn gelismeyi saglayacak ve bireyleri
kismdaki buyuk dusunce,
kapsayacak cokluklar" olusturmakti, 7 Bir gazeteci olarak Whitman, gundelik siyasetin yozlastinci niteligini ilk elden biliyordu.
Kendisi de Devlet'in elinde act cek-
Savas sirasinda Washington'daki askeri hastanede hastabakici olarak hizmet etti ve Dmm-Taps'te (Trampet Sesleri, 1865) ti.
Ic
siradan askere duydugu sempatiyi ve savasa
ga vurdu. Daha sonra basladi.
Bu
is
Bakan'in
Icisleri
duydugu
nefreii aci-
memur
olarak ise
Bakanhgi'nda
onun varhgim
kesfetmesi ve "vulgar" bir
kitabin yazan olarak asagilamasina kadar surdu.
Boylece kirli
Whitman
sulannda yuzen
styasetcileri ve yargiclan
pislik", "kapitolu
"toplumun
bekleyen yarasalar ve ge-
gormek icin uygun bir neden elde etmis olAmerikah cahsan kadin ve erkeklere de bir tavsiyesi vardi:
ce kopekleri" olarak du, s
Devietlere ya da onlardan birine ya da eyaletlerden birine,
Cok
diren, az itaat
et,
kolelik demektir, Tarn kolelikte, ne ulus, ne Devlet ne de eyalet kahr,
Sorgusuz
itaat, tarn
Ozgiirluk ebediyen kaybolup gider. 9 Serbestce yiirumek ve kimseye itaat etmemek dismda ruhu tatmin edecek olan sizce nedir?" diye sordugunda, anarsistler adma konusuyordu? Ancak siirlerinden radikal bicimde demokratik "
toplum anlayisi yonu sunmadi.
bir
ciksa da, acik ve belirli bir ozgur
toplum
viz-
Henry David Thoreau Withman'in derinden hay rani lk duydugu Henry David Thoreau icin ayni §ey soylenemez. "Thoreau'da onu bana cok yakin kilan 7
"A Backward Glance", op. at,
8
"To the States", op
9
Age,
s. 7.
ctt, s.
224.
s.
452-3.
Anar$izmin Tarihi
272
Whitman, "onun yasasizhgindan -karsi cikiragmen segtigi yolda kararhhkla alevkrine cehennem §mdanbir sey var" diyordu
10 ilerleyisunden soz ediyorum."
Throeau, Emerson'un etkisinde kalmasma ragmen Whitmanvari bir dunyasallikla mistisizmi birlestirdi ve Transandantalizm'i
daha dogalci bir yonde
ele aldi.
Kendi inanchrmi sadece
aktarmakla kalmadi, onlara uygun bicimde eylemek icln mucadele de
etti,
Throeau, Concord'da dogdu ve gencliginin buyiik bolumiigecirdi. Daha sonra Emerson'u izleyerek Harward burada nu Universitesi'ne girdi, Ogrenimini bitirdikten sonra ogretmen ot-
Bu deneyim onun domodern uygarhktan cabucak bikli ve yeni
du, ancak bir sure sonra Concord'a dondii. gasina pek uymamisti, bir hayat tarzi
aramaya basUdi. Bir sure Emerson'un evinde
ve ogrenci olarak yasadi. Bu da
onu tatmin etmedi.
i§ci
1845'te basit
hayat konusunda unlii deneyimini gerceklestirerek, Emerson'un Walden Pond kiyilarmdaki topraginda kendisine bir kulube yapyasadi ve meditasyon yapti. Tarn iki yil, iki ay ve iki gun orada 1845 yihnda bir gece ti. Ama Devlet onu rahat birakmayacaktt. Bu kelle vergisi odemeyi reddettigi icin tutuklandi ve hapsedildi.
deneyim onu, "Hukumetle lliskilerde Bireyin Haklan ve Gorevgecirilleri" basbkli bir soylev yazmaya yoneltti. Metin, gozden halideneme dikten sonra, "Sivil Hukumete Direnis" bashkh bir Duty of Civil Disobedience (Sivil kitap ttaaisizlik Gorevi Uzerine, 1849) adiyla yayimlandi. Bu olacakti. Thoreau'nun liberter dusunceye en buyiik katkisi Thoreau'nun kelle vergisi odemeyi reddetmesi Amerika'nm Meksika'daki emperyalisi savasina karsi sembolik bir protesto ni
aldi
nibayet
ve
harekeiiydi.
On
the
Hukumeti kendi hukumeti olarak
degil, kolelerin
olarak gortiyordu. "Kisiyi haksiz yere hapseden bir
hukumeti hukumetin yonetiminde, hakh olanin gercek ahlaki ilkesine dayanarak hapisligi kabul
etti.
yeri hapishanedir"
11
Emerson hakh olarak Thoreau'ya "dogusun Protestan" diyordu. Muhalifler'in (Dissenters) ozel kanaat hakkina duyduklan inanci Locke'un tiranliga direnme hakkiyla birlestirdi. Bunlara, oldukca ki§isel ve etkin bir bireycilik formu ekledi ve aralarmda 10
All mi,
1959, 11
W. 5.
Harding,
A
Tliorctm Handbook,
New York
University Press,
201.
Henry David Thoreau, Carl Bode, Penguin,
"Civil
Disobedience", The Portable Thoreau, der.
Hannonds worth.
1979,
s.
122.
Amerikan iWrtet \er\
273
I
de hukindugu pek cok anarsist bu lormu gelistirdi. Throeau'nun anahtar ilkesi, kisinin kendi kanaatini ya da ahlaki duygusunu yasama hakkina kesinlikle sahip oldugudur: "Bana dusen yegane yukumluliik herhangi bir zamanda dogru oldugunu dusundu-
Gandhi
Martin Luther
ile
King'iti
ve liberteri etkileyecek olan
giim seyi yapmakur." 12
Godwin
Tipki
gibi o da,
bu
bireysel hakki insan yapisi yasa-
lann karsisina koydu. Kisi bir yasanin yanlis oldugunu diisunuyorsa, ona itaat etmekle yukumlu degildir; hatta ki§inin gorevi boyle bir yasaya itaat etmemektir. arasinda pek az
pisi yasalar
Bu nedenle ahlak ve
iliski vardir:
kadar adil kilmadi; ve yasalar ne kadar
insan ya-
"Yasalar insanlan zerre
iyi
hazirlanmis otursa ot-
sun, insan la nn onlara duyduklan saygi yiizunden her
gun
ada-
letsizlige yol acarlar." 13
Insanin sadece kendi vicdaniyla ayirt
ettigi
daha yuksek bir
yasaya uymasi gerektigine inaniyordu. Bu inane. Thoreau'yu dt$-
hukumeti reddetmeye goturdii. Boylece, Jefierhukiimet en kuctik hukumettir" formulunun otesine gecerek "en iyi hukurnet hie olmayan hukumettir" seksal otoriteyi ve
son'un "en
iyi
lindeki anarsist
sonuca
utasti. 14
Thoreau hukumetlere
yonelttigi
ilirazm diizenli ordulara kar§i da yapilabilecegini hissediyordu:
her ikisi de insanlan dusunce yetenegi olmayan makineler gibi
kendi bedenleriyle Devlet'e hizmet etmeye mecbur buakir. Ahlaki ve siyasal yukumluliik konusunda one surdugu go-
rusun otesinde, Thoreau'nun
sivil itaatsizlige iliskin
denemesin-
den cikan en onemli sonuc, ozgiirluk tutkusudur: "Zorlanmak icin diinyaya gelmedim" der. "Kendi tarzimda soluk alacagim." Hapisten cikar cikmaz yapttgi ilk
i§
"Devlet'in hicbir yerden go-
rutmedigi" yuksek bir tepedeki yaban mersinleri arasmda ytiru-
mek oldu. 15 Issizhgi
lugunda
bir
"mutlak
ozgiirliik",
modern kent uygarhginin yok-
vaha olarak kutsamasina yol acan da
du. 16 Thoreau
dunyanm ancak
issizlik i?inde
aym
durtuy-
korunabilecegine
onu siyasetin otesine "Toplumda yasanan devrimlerin ?ogu
inaniyordu. Savundugu toplumsal ekoloji, tasiyacak kadar radikaldi: bizi fazla ilgilendirmez
ve endiselendirmez;
12
Age,
13
Age.
It 15
16
"Walking" (1861), The PortabU Thoreau,
s.
ill.
Age,
s.
109.
Age,
s.
127, 130. s.
592.
ama bana lrmaklan-
Anar$izmin Tarihi
274
mizin yok olmakta ya da melez famin olmekte oldugunu soylerseniz, dikkat kesilirim." 17
Thoreau yurttaslanna soyte diyordu; Buna ozgur ulke mi diyorsunuz? Ozgurluk, Krai George'dan ozgur
olmak ve Krai Onyargi'nin
koleleri
olmak midir?
Siyasal ozgurlu-
giln, bir ahlaki
ozgurluk araci olmak dismda degeri nedir? Kole
ma
mu
ozgurlugu
Ovunuruz?
Bizler, ozgfirlttgun nihai
setciler ulusuyuz.
ol-
yoksa ozgtlr olma ozgurlugu mil, hangisiyle
Cocuklanmizm
savunusuyla ilgilenen bir siya-
<;ocuklan belki gergektert ozgur
olabilecekler. 18
Walden;
Woods 'da (Walden ya da Ormanda Hayat,
or, Life in the
1854), sanayilesmis kentte yasayan insanin "sessiz umutsuzlu-
gu"nu ya da yabancilasmasini, bir liretici ve tuketici olarak dogadan kopusunu betimledi. Kar ve giic. arayan modern insan yolunu kaybetmistir, Kolelik sadece Zend esirler biciminde olmadi, pek cok zeki efendi bir but-tin olarak toplumu kolele§tirdi. En kottisii insanlar
mun
listesinden
yrjnelttiler. Bu durugelmek idn Thoreau, Walden'deki got kiyisinda
kendi kendilerini kolelige
olabildigince kendine yeterli bir hayat tarzmi secti. Hayatin sa-
dece en temel gercekleriyle yuz yiize olmak icin ormanlara, basil,
bagimsiz, yuce gonullu ve gtivenli bir hayat surmeye
Thoreau
gitti.
issizhgi seviyordu. tlkel olana tutkundu. Bedeni-
nin tense 1 canhhgi ona haz veriyor (kadintan degertendirmekten
uzak otsa da) dogadaki canhhk onu buyuliiyordu. Tarn bir miin-
Thoreau
zevi olan
ilk
donmek
imgesel Kizilderililerden biriydi. Ukel ha-
butun kaAmerikan Kmlderililerinin kulturu onu buyulemis olsa da, zaman zaman, "dogaya kaba ve kusurlu davranmalan" onu ofkelendiriyordu. Maine'de yasadtgi mutsuz yat tarzma
zanimlanna
sirt
istemiyor, ancak Bati uygarhginin
ceviriyordu.
bir geyik avtni soyle hatirhyordu:
"O
sirada ve haftalar sonra,
kendi tabiatimtn, orman deneyiminin bu bolumu icin yeterince
islenmemis oldugunu hissettim ve hayatimizi tipki bir cicek ko-
panr
gibi
sefkat
ve incelikle yasamarmz gerektigini hatirla-
dim." ig Harold Beaver "The Transcendental Savage", TLS (6 Ekim 1978).
17
Alinti,
18
"Life
19
Ahnti, Alhert Keiser, The Indian in American Literature, Oxford University
Without Principle"
Press,
New
York, 1933
:
s.
(
1861), The Portable Thoreau,
227.
s,
650.
AmerihitH l.iWitcrleri
275
Boylece Thoreau sozde uygarh^m buriin kazanimlanni reddetmedi. Walden'de sadece "llkesiz Hayat"i kinamakla kalmadi,
"Yuksek Yasalar"a (bu, kitabinda
ma
cagnsi yapti. "Okuma"yla
bir
ilgili
taplann incetenmesini tavsiye
etti.
boliimun adiydi) gore yasa-
bolumde en eski ve en
iyi ki-
Bu kitaplann yazarlan, "her
toplumda gorulen, dogal ve karsi konulamaz, insanhgi krallardan ya da imparaiorlardan daha fazla eikilemis bir aristokrasi"dir. 20 Thoreau, ogrenmenin olmadigi, belirli bir tarzdan yoksun bir hayattan degil, basit bir hayattan yanaydt. Gokyiizu ve yeryiizu, uygarlik ve yaban, demiryolu ve gol arasinda bir yerde durdu; kayip Amerikan Kizilderililerinin ilkelliginde yucelen ve dogu mistisizminin "Yuksek Yasalan"na ulasmaya calisan Trans and an tal bir vahsi olarak kaldi. Kisiligindeki ikiligin gayet digi gibi
iyi
farkindaydt ve "daha yuksek, ya da denil-
manevi hayata yonelen
yanda
bir icgudu, ote
ilkel ve
vahsi olana yonelik bir baska icgudti" gelistirdi. "Ikisme de bu-
yuk
bir saygi
duyuyorum" diyordu. "Vahsi
olani da digeri kadar
seviyorum." 21 Ancak "uygarlik" ve "barbarlik" alternatiflerinin otesine gecerek, ikisinin yaratict bir sentezini olusturdu.
ve kulturde
hem
hem
kendisi
Thoreau biiyuk
de yu mas Ian icin en
bir isyanci
olmakla
birlikte,
Dogada
iyisini istedi.
isyam genellik-
Ancak onun bireyciligi kapitalizmin kabalasmis ve dar bireyciligi degil, modern uygarligin zorlayici kurumlan ve konformist davranisi karsisinda bireyselligi korumak isteyen bir bireycilikti. Ne toplumu reddetti ne de basle kisisel
terimlerle ifade
etti.
kalanyla birlikte olmayi. Civil Disobedience 'ta (Sivil ttaatsizlik)
"kotu bir tebaa olmayt ne kadar istiyorsam
iyi bir
komsu olmayi
da o kadar istiyorum" der. 22 Amerikan toplumuna, o toplumun gercek nitetigini kendi yurttaslanna a^iklamaya ^alisarak hizmet etti.
Thoreau, ticaretin ve mudahaleci Devlet gucuniin telash ve endiseli hayati yerine, koylerden olu^an merkeziyetsiz bir top-
lum
tavsiye
etti.
Insanlar
komsuluk
iyi
hayat surerlerse, gonullu oriintuler gelistireceklerdi.
isbirligi
O
iliskileri
iginde basit bir
yapabilecekleri gayri resmi
zaman
polise ve
orduya ihtiyac
kalmayacakti, ciinku hirsiztik diye bir sey olmayacakti. Boyle bir 20
Bkz Thoreau, Walden; 1960,
s.
or. Life in tht
74.
21
Age.s. 143.
22
"Civil Disobedience", op.
tit, s,
130,
Woods (1854),
Signet,
New
York,
Anar$iz>nin Tarihi
276
toplumun dar
da gerekmezdi. Tipki kendisinden Thoreau da, olanca entelektuel ve toptumsal potansiyelimizi gelistirmek igin bo? zamana ihtiyacimiz oldugunu soyledi: "Bu ... koylerin birer universite oldugu zamandir. Kolektif davrants, kurumlanmizin ruhutia uygundur goruslii olmasi
sonra gelen Kropotkin
...
gibi,
Soylulanmiz olacak yerde, soylu kdylerimiz olsun." 23 Thoreau, kolelik
kar§iti bir
kampanyaya
kisa sure katitmast-
ntn di§inda, herhangi bir orgutlii siyasal harekette yer alma
giri-
siminde buluntnadi. Ki^isel ozgurlugunu olaganttstii bir ktskanc-
korudu ve toplumla olan baglannin ve ona kar$i yiikumlulugimun "<;ok az ve ge^ici" oldugunu hissetti. Siyaset denilen seyin cok ytizeysel ve insanhkdisi oldugunu diisunuyordu. Oyle ki, "pratikte beni herhangi bir bicimde dikkate aldigini asla kabul edemem." 2 Ahlaki onemsizlestirdikleri, oy vermeyi sadece likla
' t
"ahlaki tonu cok zayif olan, ki
dama
ya da tavla gibi bir oyun, ahla-
soranlara ragmen bir dogru yanhs oyunu"olarak gordukleri
i^in siyaset ve siyasetcilerle alay etti. 2S
Thoreau bu "tek
ki§ilik
devrim"i uygularken, insanhkla
olan daha geni§ baglanni inkar etmedi. Isyan ve direnis eylemleri
yapmama konusunda soyle diyordu: "hayatiniz, makihukumet, savas ve sanayilesme makinesini durduracak bir kars>giic olsun." 26 Gandhi ve Martin Luther King'i etkilemesine ragmen Thoreau lam bir ban§ci degildi. Unlit isyanci kaptan John Brown'in zenci koleligine kar§i bir protesto olarak 1859'da ve isbirligi neyi,
Harpers Ferry'i ele gecirmesinden sonra yazdtgi
John Brown'da (Kaptanjohn Brown Icin Bir rudan eylemi savundu. in
Thoreau
A
Plea for Capta-
Itiraz,
1860) dog-
Devlet'in zorlayici niteliginin farkmdaydi. Vergi
tahsildannin kijiliginde
De vie tie
tanistigtni soyledi ve kendisine
dayatilan vergi faturasini reddettigi
zaman
Devlet'in kendisini
nedensiz yere taciz ettigini du$undu. Ancak zor kullanarak Dev-
yikmaya calt$madi. Sadece Devlet'e sadakat gostermeyi redonaylamadigi eylemlerde bulundugu icin geri cekildi, ondan uzak durdu. Asbnda Thoreau asamati gecisi savunuyordu. "Kendisine let'i
detti;
23
Walden, right
24
op.
cit, s.
78. Bki.
Man", Anarchy,
Walden,
op.
cit, s.
3,
Richard Drinnon, "Thoreau's Politics of the Up-
26, 1963,
25
"Civil Disobedience", op. d(,s.
26
Age,
s.
120.
s.
636, 653.
115
122-3.
Amerikan
hukumet
I
277
ibrmiliii
dist diyenlerin aksine, luikiinK-tin
liemen ortadan kalk-
hemen daha iyi bir hukumciin kurulmasini istiyorum," diyordu. Hukumet ten ve Devletien hoslanmiyor olabilirmasini degil,
di,
ancak
bu,
onunla
hicbir
ili§kisi
olmayacagi
anlarrtina
gelmiyordu: "Kendi tarzimda Devlet'e sessizce savas actyorum.
Gene de onu
bir
bicimde kullanacak ve ondan olabildigince ya-
rarlanmaya cahsacagim." 27 Savas finansmam saglamak icin vergi
odemeyi reddederken, yollar ve oku liar icin vergi ode me ye istekliydi. Hayranlik duydugu Grek Stoacilan gibt, kendisini siyasetin otesinde gordti. Devlet
onun bedeniyle
zihni daima ozgur olacakti; "Eger bir gucti ve hayalleri ozgurse
onu tama m e n
e ngelley e
dusiinceleri, hayal
akilsiz yoneticiler ve
...
m e zle
nasil ugra§irsa ugrassin,
adamin
.
r
reformcular
2S
Thoreau, bir anar§ist degil daha cok bir liberter olarak gorulmelidir, ciinku anarsistlerin nihai hedefi olan Devletsiz top-
lum gorusunii paylasirken, Devlet'in §imdiki haliyle kultanilmasini ister ve onun nihai olarak ortadan kalkmasindan once uzun doneminin gerekli olacagina inanir, Bununla birlikdunya ve merkezi olmayan bir toplumda kendi vicdanimn sesini dinleyen ve kendi kendini yoneten bireyler tasarlayarak modern anar$izmin dogusunu haber verir. Dogayi korudukca kendimizi de korumus olacagimizt kabul ettigi icin, bir haztrlik te,
ozgiir bir
toplumsal ekolojinin de onculerinden
27
Ages. Ill,
28
Age.
s.
133.
131.
biridir.
BOLUM DORT Klasik Anar^ist Du§unurler
&
Yazgtmtz, uluslann bir hukumetin
ya da ba$ka
bir ulusun
vesayetinde olmasmi artik gerektirmeyecek bir ideal kusursuzluk
durumuna
ula$maktir. Bu, huktimetin yoklugudur; diizenin en
yuksek
ifadesi olan anat$idir.
ELISEE RECLVS
Hukumet }arlatanhgi
bir kez ortadan kaldinldiginda, havrayi$i en
zctyifolan insanlar bile, hendilerini kotuye kidlanan dewlet
iwkkabazmtn
hilelerini sezecek
kadar
giXclu olabilitier,
WILLIAM GODWIN
Sosyalizm'tn olmadigi dzgHrluk, ayricalik ve adatetsizliktir
...
Ozgiirlugun olmadigt sosyalizm, kolelih ve vah$ettir.
MICHAEL BAKUN1N
Batun hakumetler
e$it 6[c tide. iy\ ve kotiidur.
LEO TOLSTOY 10
Kendi i$inize bahin,
BENJAMIN TUCKER
En
ideali anar$idir.
15 William Godwin: Duzen A§igi
&
WiHiam Godwin
anarsist ilkeleri a^ikfa ifade
Temel
An Enquiry Concerning
eseri olan
Adalet Ozerine Bir Inceleme, 1793) yasadigi
William
bir etki yaratti. Radikal dostu
eden
ilk ki$i oldu.
Political justice (Siyasal
donemde muazzam
Hazlitt, "Parliyordu" diye
yazdi,
Sohretin gok kubbesinde bir gtine? gibi; hig kimseden
soz edilmiyor, kimse
ozgiirlugun, dogrulugun ve adaklin S62
onun
ad(
kenin
cok uzakta degildi
felsefi
onun kadar
onun kadar aranmiyor ve izlenmiyordu ve
...
konusu oldugu yerde,
Bizim zamanimizda
rti?bir eser ul-
du§uncesine Siyasal Adalet Uterine inceleme kadar
buytik bir darbe indirmemisti, 1
Basbakan William n
uc. Ingili2
yan
Pitt
yazara kargi dava a?mayi dusiindu, ancak
altim eden bir kitap, barcayacak
kisiler arastnda fazla bir hasara
uc; silini bile
olma-
neden olamaz" gerekgesiyle
fikrinden vazge^ti. Aslmda, Political Justice (Siyasal Adalet) yari fiyatina satihyor ve isciler bi
kendi aralannda para toplayarak
kita-
satm ahyorlardi. trlanda ve Scotland'da kitabin korsan baskiWilliam
Hazlitt, TTte Spirit oj the
ford University Press, 1954,
s.
Age;
19-20,
or,
Contemporary
Portraits (1825),
Ox-
282
Anar$iztnin Tarihi
Ian elden ele dolasryordu, 1796 ve 1798'de Godwin genel istek uzerine kitabm daha ucuz baskilanni cikarmak zorunda katdi. Kitap sadece olusum halindeki i^gi hareketinin John Thelwall ve Francis Place gibi onderlerini degil, Wordsworth, Sou they ve Coleridge gibi anlasilmasi guc gene sairleri de etkiledi. 2
Godwin'in eserinin, felsefi agirltgina ve incelikli uslubuna ragmen kazandigi buyuk basari, 1 790'larda Britanya'nin devrime ne kadar yakin oldugunu gostertr. Ne var ki Pitt'in devrimci Fransa'ya ilan
ettigi savas, Ingiliz
yurtseverliginin kisa sure icin-
de bir hayalet gibi yiiksetmesine neden oldu. Pitt'in radikal onderleri sistematik bicimde cezalandirmasi ve 1794'te Susturma Yasalan'ni cikarmasi, reform hareketini sonunda bir kusak bo-
yunca susturdu ve parcaladi, Godwin, insan haklarmi ve radikal dosdarim bir dizi etkileyici brosiir yazarak cesaretle savundu, ancak yiizyilm donumuyle birlikte o da ozgiirluk davasiyla ayni mezara gomuldu. Fransiz Devrimi'nin girdabiyla yukseldi ve onunla birlikte yatisarak asagilara indi. De Quincey'in yazdiklankibar cevrelerde yer alan pek cok insan, Godwin'i "ayni yabancilasma ve dehsetle, bir gulyabani ya da kansiz bir
ria bakilirsa,
vampir
gibi" algiladi. 3
Ama
her sey kaybedilmedi. Gene Percy Bysshe Shelley 1812'de "anlatilmaz heyecanlar'la Godwin'in hala hayatta oldugunu kesfetti ve onun kiziyla kacip evlenmekle kalmadi, ayni za-
manda Godwin'in felsefesini misralara doken en buyuk anarsist Zaman zaman Ingiliz sosyalizminin babasi denilen Robert Owen, Godwin ile tamsir tanismaz dost oldu ve onu ken-
sair oldu. 4
di felsefe ustasi olarak kabul
etti.
1830'larda ve 1840'larda, ajitas-
yonlannin en yuksek noktasinda Owenciler ve Chartistler, Godwin'in eserlerinden ahnmis pek cok parcayi kendi yayin organlannda bastilar ve 1842'de Siyasal Adatet'm yeni baskisini yapti-
Godwin'in Devlet'in nihai olarak sonumlenecegi ozgur ve anlayi§i, erken Ingiliz sosyalist dusimurter, ozellikle William Thompson ve Thomas Hodgskin aracihgiyla Marksist lar.
esit
toplum
imgelemi rahatsiz etmeye basladi. 2
Godwin'in
yaratttgi etki
Yale University Press,
konusunda, Bki. Peter Marshall, William Godwin, Londra, 1984, bol. viii.
New Haven
&
3
Thomas de Quincey, Collided
4
Percy Bysshe Shelley'den William Godwin'e, 3 Ocak 1812, The Liters of Percy Bysshe SMley, der. Frederick L. Jones, Oxford University Press, 1964, I,
220.
Writings, der. David Masson, 1897,
111, s.
25,
William Godwin Duzrn
283
Assfci
Ilk bakista Godwin anarsizmin ilk ve en biiyuk filozofu oluygun bir aday gibi goruitmez. 1756'da Wisbech'te unvanina ma 'in baskenti) on uc cocugun yedincisi Cambridgeshire (Kuzey
olarak dunyaya geldi. Babasi bagimstz bir papazdi (minister/ Anglikan kilisesine bagh olmayan Protestan ya da Presbiteryen kilisesi papazi, en.).
William'in
dogumundan hemen sonra ku-
zey Norfolk'taki kuciik Guestwick koyiine tasindi. Ancak bu bolgede giiclu bir isyan gelenegi vardi. 1549'daki toprak kapatmalara karsi bir koylu isyani yasanmis, Ingiliz Devrimi sirasmda Dogu Anglikanlar, Bagimsizhk hareketinin omurgasim burada olusturmuglardi. Godwin'in babasi dinsel toplantilarda "Cromwell'in sandalyesi"nde oturacakti. liz
Soz konusu sandalyenin Ingi-
Devrimi'nin onderinden gelen bir armagan oldugu soyleni-
yordu. Ayrica Godwin, Ingiltere Kitisesi'ni ve onun iman kurallanMuhalifler'e (Dissenters) mensup bir ailede dunyaya reddeden ni
Ne pahasina olursa olsun ozel kanaat hakkim savundular. Muhalifler 1689'dan beri resmen hosgoriiyle karsdaniyor olsalar geldi.
da, kendi re
dogum
kayitlanna sahip olamiyor, ulusal universitele-
giremiyor ya da
kamu
gorevinde cahsamiyorlardi. Sonucta,
grup olusturdular ve tngiltere Devleti'ne siirekli muhalefet ettiler. Godwin ilk adimlanni bu gelenegin i^inde am. Biiyiikbabasi onde giden bir Muhalif papazdi. Babasi da bir papazdi ve Godwin hep onlar gibi olmak istedi. ayri ve farkh bir kultiirel
Cocuklugunda Godwin koyu bir dtndardt ve entelektUel bakimdan erken gelismisti. On bir ya^inda Norwich kentindeki bir din adamintn, Samuel Newton'un yanma ogrenci olarak gonderilmesine karar verildi. Bu donem Godwin'in hayatmi bi^imlendirecekti. Newton'un sen egitimi Godwin'in cezalandirma ve zorbahktan nefrei etmesini sagladi. Ancak Newton ayni zamanda
asm
bir Kalvinist,
siydi ve dindar
Robert Sandeman ogrerilerinin bir
Godwin
izleyici-
kisa sure icinde yeni ogretmeninin inan-
cim benimsedi.
Sandeman akla onem veriyordu: tnayet sadece cah§mak ya iman etmekle degil, gercekligi akilci bicimde algilamakla, da ile yanli§i ayirt etmekle kazanilabihrdi. Sandemancilar dogru Yeni Ahit'in ogretilerini kitabi olarak yorumladilar; kardes^e birbirlerini sevmeye ve servetlerini paylasmaya cahstilar. Ayni
zamanda demokratik ve cogunluk hakimiyetini
esitl ike iyd iter.
reddettiler,
hem
Hem
mutabakat adina
de mezhep
ici
kamu
ha-
Anarsizmin Tarihi
284
yatinin farkliliklarmi ortadan kaldirdilar.
Butun kadm ve erkekkurtanlma ve lanetlenme bakimindan esit olduklanm du-
lerin
siinuyorlardi.
Godwin, zamanla di ve insanin
masum
Kalvinist
ve
Tannyi gokyuzunden yere
mukemmel oldugu sonucuna
indir-
vardi, an-
cak Sandemancilann toplumsal ve iktisadi ogretilerinin biiyuk
bolumiinu benimsemeye devam etti, Erken Kalvinist doneminde asm Stoizmi ve ozel duygularm reddini benimsemekle bir
kalmadi, akilci dusuncenin insan eylemlerinin kaynagi oldugunu savunan Sandemancdigi da ozgul olarak savundu. Newton'un entelektuel ve duygusal serasim terk eden Godwin, on yedi yasinda, on sekizinci yiizyil Ingilteresinin en iyi yuksekogretim merkezlerinden biri olan, Hoxton'daki Muhalif Akademi'ye girdi. Burada, insan zihnini bos bir kagida benzeten
Locke'un psikolojisini ve dunyayi dogal yasalann ydnettigi bir
makine olarak resmeden Newtoncu bilimi ve erdemin kose taslan olarak yardimseverlik ve faydayi savunan, Hutcheson etikini temel alan bir egitimden gecti. Godwin aym zamanda, butun eylemlerin Onceden var olan nedenlerle belirlendigine dair bir "zorunluluk" inanci ve dissal dunyamn zihin larafindan yaratildigina dair "maddeci olmayan" bir inane olusturdu, Onun dii-
suncesindeki bu
iki
dayanak sonraki hayatinda pek az
degisikli-
ge ugradi.
Godwin, ogretmenlerin din ve siyaset konularmda asm libeolmalanna ve serbest arastirmayi tesvik etmelerine ragmen Hoxton'dan girdigi gibi cikti: Bir Sandemanci ve Tory olarak. Papaz olmaya cahsti, ancak guney Ingiltere'deki kirsal cemaatler tarafindan uc kez reddedildi. Bir yeniden degerlendirme ve kendini sinama doneminden gegti. Entelektuel gelisimi hizliydt, O ral
sirada
Amerikan Bagimsizhk savasi uzerine yapilan
siyasal tartis-
malar onu savasa karsi Whig muhalefetini desteklemeye yoneltti; Latin tarihcileri ve Jonathan Swift okuyarak birden cumhuriyetci oldu.
En cok Fransiz filozoflanndan nin dogustan
oldugunu
etkilendi. Rousseau'da, insa-
kurumlar tarafindan yozlastvnldigim, ozel miilkiyetin insanhgin cokiisii oldugunu, insanin 6ziyi
takat
gur dogdugunu fakat her yerde zincire vuruldugunu okudu, Helvettus ve d'Holbach'tan, butun insanlarm
esit oldugunu ve toplumun insan mutlulugu ifin bicimlendirilmesi gerekiigini ogrendi. Kitaplannm kapagim kapatliginda biitun diinya goriisu
William Godwin. Dtrzrn
285
.Asigi
Butun bunlar ondaki Kalvinisi insan anlayisini zayiflatti. Bir sure ateist degil, daha cok bir Socinus (Isa'nin kutsalligtni ve ilk giinahi reddeden) tarafian oldu. Papazhga pek uygun degismisci.
olmadigini anlayan Godwin, Londra'ya giderek ogretmenlik ve yazarhkla hayatini kazanmaya karar verdi.
Godwin kisa arahklarla, William Pitt'in hayatini anlatan bir eser, Whig davasmt destekleyen iki brosur, bir edebi oykiinmeler derlemesi ve uc kisa roman yazdi. Vaazlarmdan bir an once kurtulmak hevesiyle. Sketches of History (Tarih adi altinda bir secki yayimladi. Incil'deki
Eskizleri,
Tannnm
1784)
bir "teorik
devlef'te bir "siyasal yasa koyucu" gibi davrandigi, ancak "bir
ran olma hakki"na sahip olmadigi gozleminde bulundu, Lost'taki (Kayip
bu konuda Milton'un Paradise
anlatisindan derin bicimde etkilenmisti.
ti-
Godwin
Cennet) $eytan Seytan, daha
Buna gore
sonra yazdigina gore, kendi yaraticisina, yaratrrns oldugu asm esitsizligin yeterli bir nedeni olmadigi icin isyan eden "oldukca erdemli bir varhk"
idi.
Kovutduktan sonra da isyan etmeyi sur-
durmiistu, ciinku "zihnindeki akil ve adalet duygusu, kaba giic
duygusundan daha giicluydu." 5 Bu donemin en onemli siyasal eseri hie kuskusuz An Account oj the Seminary (Bir Uahiyat Okulu Degerlendirmesi, 1783) idi. Godwin, Grek, Latin, Fransi2 ve lngiliz dillerinde on iki 6grencinin egitilmesi icin Epson'da boyle bir okul acmaya niyeclendi. Okula hicbir ogrenci girmediyse de, bu tanitrm brosuru liberter ve ilerici egitimin
den
biri
en keskin ve
etkileyici degerlendirmelerin-
olarak etkisini surdurdii. Brosur, Godwin'in, cocuklann
sadece dogustan
masum
ogretmenlerin de on farm
ve
iyi yiirekli
belirli
olmakla katmadiklanna,
yeteneklerini gelistirmeieri, oa-
davranmalan gerektigine inandigini gosterir. Bu Tory ogrencisi ve Kalvinist papaz su sonuca varmisti:
lara iyi ve nazik
eski
Toplumun durumu, tarusma nin
bir digeri
kaynaklanmahdir; doga bizi ki,
goiiirmez bicimde yapaydir; bir insa-
tuerindeki gucu daima anlasmadan ya da fetihten esit kilmistir.
riukiimet daima yonetilenin ftkrine
kubbenin altindaki en ezilmis insanlarm
Kacmilmaz sonuc sudur
bagimh olmahdir. Gok bile
kendi dusunce
tarz-
lanni degi$tirmelerine ve ozgur olmalanna izin verelim. William Godwin, Sketches of History, In Six Sermons (T. Cadelt, 1784), s. 5, 20; Godwin, An Enquiry Concerning Political Justice, 3. b$k., G. G. J, Ro-
&
binson, 1798,
1,
323.
Anar$iztnin Tarihi
286
Hukumetin insanlan erdemli ya da mudu kilma gucu cok toplumun olgunluk doneminde
lir;
sinirh-
o ancak toplutmin bebeklik doneminde onemli seyler yapabi-
dir;
donuk eylemlerimizin
ise disa
sadece birkacim yonlendirebilir. Ancak ahlaki yaratihsimiz ve karakterimiz en cok ve belki de butunuyle egitime baghdir. 6
Fransiz Devrimi'nden bes
liadanm
yil
belirlemisti. Radikal
dosdugu onu daha sonra
ateist
ttilugunu kabul etmeye ikna
Erken eserlerinden
once Godwin, Siyasal Adalet'm ana oyun yazan Thomass Hokroft ile olmaya,
ve hukumetin ko-
evlilik
etti.
higbiri
ona
fazla
para kazandirmadigi
Godwin gecimini kazanmak amaciyla Grub Caddesi'ndeki
icin,
Whig
dergi burolannda calismak zorunda kaldi. Pitt hukumeti-
nin Irlanda ve Hindistan'da yaptigi baskiya dair yazilar yazdi.
Hollanda devrimine
iliskin bir tarih yazisinda,
Amerikan Devri-
mi'ni atesleyen "ozgurliik kivilcimi"nin yayilacagim 1787'de gor-
du ve
soyle dedi: "sal bir yeni cumhuriyet butun Avrupa'ya yayi-
lacakur." 7
1789'da Fransiz Devrimi'nin patlak vermesi beklenmedik
Godwin otuz uc yasmdaydi ve tipki William Wordsworth gibi "kalbi yuce ozgurliik duygu-
bir gelisme degildi.
Blake ve William
lanyla carpiyor"du. 8 Hareketsiz kalamazdi. cisi tereddiit
1791) birinci
Whig
Tom
Paine 'in yayin-
Godwin, Rights of Man'in (Insan Haklan, bolumunun basilmasina yardimci oldu. Bu arada
edince,
giirliik
mektup yazarak, soyle dedi: "Ozyetenek ve erdemden ba$ka hayran olunacak sey birak-
maz
Bir devlete yeterince ozgurliik verirseniz, o devlette kotu-
siyasetcisi Sheridan'a bir
...
lugun barmmasi imkansiz
olur." 9
Kizi Mary'nin daha sonra
aktardigi bir gozleme gore, Godwin'in
"mukemmel
ozgurliigun
oldugu yerde hicbir kotuluk var olamaz" inanci, "sisieminin temeli, butun insanhk ailesini birbirine baglamak istedigi adalet kcmerininkilidi"
idi,
10
Burke'un Reflections on the Revolution tj
in France'\
Ihr Anwchisl Writings of William Godwin, der. Peter Marshall,
1986,
I'ii-v;,
mundr
s.
140.
Bu brjlumun buyuk kismi
ilk
kez bu eserin
bolu-
yer aldi.
(niilivm. History of the Internal Affairs #f the United Provinces, 1787,
8
Al
9
Godwin'ilra Sheridan'a, age,
Mary
Freedom
giris
7
10
(Fran-
William Godwin,
\ln My, C.
Kegaiil-....!.
Kegan
5,
s.
332.
81.
Paul, William Godwin. His Friends
1876,1,76.
s.
77,
and Contempories,
William Godwin; Du^en Ajigt
Devrim Uzerine Dusunceler, 1790)
sa'daki
tetiklemi§ti,
ancak Godwin
almaya ve siyaset gil,
ilkelerini
yazmaya karar
eser
bir brosurler savasini
giiniin catismalannin uzerinde yer
saglam
bir temele yerlestirecek bir
verdi. Bir fitozof olarak, pratik aynntilari de-
Bu nedenle, yogunlas-
evrensel ilkeleri ele almak istiyordu.
maya, siyasal teoride en ti.
287
iyi
ve en liberal olani gelistirmeye
calis-
Goruglerini dikkatle siraladi, acik ve kesin bir uslupla yazdi,
Sonuc,
An
Enquiry concerning Political Justice, and
its
Influence on
General Virtue and Happiness (Siyasal Adalet Ve Genel
Erdem
ile
Mutluluk Uzerindeki Etkisi Uzerine Bir Inceleme, 1793) oldu. Godwin'in onsozde gozlemledigi gibi, eser kendi yolunu cizdi ve arastirmalan ilerledikce, fikirleri
daha "keskin ve olgun"
En buyiik mutluluk toplaminin uretilmesini hedef
hale geldi.
igi duygulan, minnettarhgi, vaatleri, yurtseverligi, haklan ve birikmis mulkiyeti reddeden bir adalet teorisi.
alan ve aile pozitif
gelistirdi.
man
Hukumete
iliskin goruslerinin
degismesi
zaman
za-
neden oldu. "Dogasi geregi hukumetin bireysel zihnin gelisimine ters dustugu (ark edilmedikce" eserin ana bolumune girmemeye karar verdi; "ancak... ilerledikce ortaya koydugu onermenin cok daha genis kapsamh oldugunu anladi ve carenin nitetigini daha farkh bicimde gormeye basladi," 11 Fransiz Devrimi'nin deneyimi en basit yapida bir hukiimeiin gerekli oldugu konusunda onu ikna etmis bulunuyordu, ancak cedil
hatalarina
sur manttgi onu insanhgin ancak hukumetin nihai olarak orta-
dan kaldinlmasiyla aydinlanabilecegini ve ozgur olabilecegini du§tinmeye yoneltti. Boylece Godwin, Paine gibi tngiliz Jakobenlerine gok yaklasti, ancak sonunda inanch ve acik sozlu bir anarsist, hukumetsiz toplumun ilk buyuk savunucusu oldu. Siyasal Adalet, Godwin'in bir anda sohreie kavu§masma neden olan tek eser degildi. L794'te Things as They are; or, The Adventures of Caleb Williams (Kendi Halinde §eyler ya da Caleb
Williams'in Seruvenleri) adh romanini yayimtadi. Burada, "hii-
kiimetin ruh ve karakterinin toplumun her bir gozenegine nasil
kacma kovalaBu kitap da btiyuk bir bageser olarak taninacakti. Sadece parlak bir sosyal gozlem urunii degil, modern varolusculugun kaygilarim haber veren ilk korku romani ve ilk zorla girdigini" gostermeyi amaclayan carpici bir
ma oykusu
anlatihr. 12
11
Godwin,
12
Godwin, Things der.
Political Justice,
t,
x.
as They Are' or
The Adventures of Caleb Williams (1794),
Maurice Hindle, Penguin, Harmondsworih, 1987.
s, 3,
Anar$izmin Tarihi
288
roman olarak da gorulebilir. Godwin'in Siyasal Adalet'i, Britanya'nin devrimci Fransa'ya savas ilan etmesinden on bes gun sonra yaymilandi. O sirada psikolojik
halk "insan zihninin
...
kendisine karsi silahlanmis butun onyar-
gilan"yla "tarn bir pantk" yasryordu. 13 Pitt'in
biiyuyen reform hareketini Holcroft,
Home
ezmek
icin,
hukumeti
hareketin
Tooke, Thelwall ve digerlerini Yuksek Iha-
Godwin, cok
net'ten tutukladi.
iyi
hazirlanmts Cursory Strictu-
(Gelisiguzel Yergiler, 1794) onlan savundu, Juri,
res'te
Godwin'in brosiirunun siz saydi.
gittikce
onderleri
yarattigi etkiden oturu,
kismen
suclamayi gecer-
Hukiimet bir kez daha, konusma, toplanti ve basin 6z-
gurluklerini kisitlamak icin, kotu sohretli Susturma Yasalan'na
basvurdugunda Godwin, gi,
keskin
1795)
ile
uslupla
bir
"Bir Dxizen Asigi" imzasiyla yayimladi-
yazilmis
Considerations
karsihk verdi. Brosiir ozunde
Pitt'in
{Dusunceler,
baski siyasetini ki-
ama ayni zamanda, yeni siyasal derneklerin, ozellikle de Londra Haberlesme Cemiyeti'nin konferanslar ve kitle gosterileriyle "sivil cekisme kazani"ni kaynatma yontemlerint elestiriyordu. H Godwin, zorluklarla kazamlan ozgurluklerin savunulmaniyor,
sinda her
zaman
reformun, en
iyi
gayretli ve
uzlasmaz olmustu, ancak gercek
sekilde kuciik ve bagimsiz cevrelerde egitim ve
aydinlanma yoluyla gerceklestigine inaniyordu. Bu cevreler, daha sonraki anarsistlerin "sempati gruplan"ni haber veriyordu.
Ne
var
ki,
cagdaslartnin kiskmici yontemlerine yonelitigi eles ti-
nier, Thelwall gibi
Jakoben ajitatorlerin siddetli saldirtlanna neden oldu. Bu arada Godwin, ilk buyuk feminist yazar Mary Wollstonecraft'la yakmlasmisti. Wollstonecraft unhi Vindication o/ the Rights of Womtm'da (Kadin Haklan Savunusu, 1792), akhn cinselligi olmadigmi ve kadinlann pasif ve pis ink metrester olacak yerde akilci ve bagimsiz varltklar olmalarmi savunmustu. Godwin cekingen ve zaman zaman bilgiclik taslayan biri olmasma
ragmen, Wollstonecraft onda yuksek dusunce gucuniin yam sira derin duygulan da olan bagimsiz bir ruh kesfetti. Kisa sure icinde sevgili oldular, ancak ayni mekam paylasmanin tehlikelerini gayet
iyi bildikleri icin
ayri
yasamaya karar
verdiler,
Wollstonecraft' in onceki iliskisinden gayri mesru bir kizi 13
Political Justice,
14
Godwin, Considerations on Lord Grenvilk's and 1795,
s.
21.
I,
xii.
Mr
Pitt's Bills, J.
Johnson,
vardi ve geg
on
Wtliinm Godwin; DtKCH Asip
289
sekizinci yuzyil Ingiliercsinin
kau toplumsal 6n-
yargilanmn ne kadar mustu.
Iki
kez intihar
oldugimu kendi deneyimiyle gorgirisiminde bulunmustu. Godwin'in cocugiiclu
guna gebe kaldiginda, bir kez daha topluindisi kalamayacagint hissetti ve Godwin'den kendisiyle evlenmesini istedi, Ve Godwin, Avrupali evlilik kurumunu "butun tekellerin en igrenci" olarak lanetlemis olmasina karstn
bu
istegi
kabul
etti.
Bu
ani do-
nus Godwin'in dusmanlarmi sevindirdi, tez canli ve kararsiz olduguna dair suclamalann guniimuze kadar yankilanmasina neden oldu. Ne var ki, iyi bir anarsist olarak Godwin, belirli kosullarm zorlamasiyla terk edilmeyecek hicbir ahlaki kural olmadigina inaniyordu. Bu durumda, bireyin mutlulugu acisindan hala ortadan kaldinlmasim istedigi bir
kuruma boyun
egdi. Evli-
lik tore n in den sonra, kendisini eskisinden daha fazla bagh his-
setmedigini soyledi,
Godwin, Hukiimet Teroru'nun surmesine ragmen dogrunun eninde sonunda yanhsin ve onyarginin karsisinda zafer kazanacagina inaniyordu. Siyasal Adalet'i dikkatle gozden gecirdi
onun insan eyleminin bir kaynagi olarak duygulann tasidigi onemi ve hazzm etikteki onemli yerini anlamasina yardimci oldu. Godwin de eserin basindan itibaren hukumetin kotiiluklerini gostererek ve mulkiyet konusunu ele alan bolumu acikhga kavusturarak goriislerini daha tutarh hale getirdi, Bu yiizden Kropotkin, Godve kitabin yeni baskisi 1796'da ciku. Wollstonecraft
win'in Ikinci Baskida
inanctannm cogundan vazgectigini dusu-
nen De Quincey'e katilarak hata yapti. 15 Yeni baski, birincisinin genel hatlanni muhafaza etmekle kalmiyor, Godwin'in anarsizmini daha kahci ve ikna edici bicimde acimhyordu. 1798'de yapilan Uciincu Baskida birkag
"ham ve cocuksu
ifade"yi cikardi
vebir "llkeler Ozeti" ekledi.
Godwin, Siyasal
Adalet'in ikinci baskisini
gozden
gecirir-
ken, egitim, gorgu ve edebiyat uzerine, The Enquirer (Arasnnci,
1797) adinda bir denemeler derlemesi olarak yayimlanan bazi
konusunda o zamana Godwin, egitim in amacimn sadece mutlulugu yaymak, eles tire ve bagimsiz bir zthniyet gelistirmek oldugunu one surmekle kalmaz, ayni zamanda, butun otoriter ogretim semasinin, cocukla-
ozgun dusunceler de
yazdi. Eser, egitim
kadar yazilmi? en dikkat cekici ve
ileri
bazi fikirleri icerir.
1
15
Bkz.
De Quincey,
Collected Writings, XI, 328; Kropotkin, Anarchism,
s.
12.
Anar%izmm
290
Tarihi
rin kendi hizlarmda ve kendi tarzlannda, isteyerek ogrenmelerine izin vermek iizere terk edilebilecegini de ortaya koyar. Arasttna'da Godwin'in iktisat uzerine goriisleri de me,vcut sisteme meydan okumaktadir. Ashnda, "Para Hirsi ve Bolluk"
emek deger teorisi temelinde ikna edici bir degerlendirme sundu, Bu degerlendirme, her turlu ilerlemeye karsi Essay on the Principle of Population (Nufus Ilkesi Uzerine Denebaslikh deneme,
me, 1798) baslikh tiradmi yazmasi oldu. Godwin'in kapitalist
icin
Malthus'a esin kaynagi
toplumda "Tkaret ve Meslekler" bas-
likh etkileyici ara?tirmasi da Chartistleri ajitasyonlannin en yuksek noktasina ulastiklan 1842'de onu yeniden basmaya yoneltti.
Wollstonecraft'la gecirdigi donetn Godwin'in hayatmin en
mutlu donemi oldu. Bu,
iki
buyiik radikal zihniyetin beraberii-
giydi. Erkeklerin ozgiirlugu ve
mucadete ayni kaynakta
kadinlann ozgiirlugu icin verdik-
Ancak bu donem trajik denebitecek kadar kisa omurlu oldu: Woltstonecraft kizlan Mary'i leri
birlesti.
dunyaya getirirken oldu. Godwin karisimn yazilartm derleyerek ve onun canh ve diiriist bir biyografisini yazarak teselli bulmaya calisu.
Ancak bu
biyografi,
tahmin edilecegi
tarafmdan "spekulatif sefahatin di. 16
Godwin
ilk ve
el
gibi,
antijakobenler
goz ardi
kitabi" olarak
en buyiik askini
asla
edil-
unutmadi. Yalniz bir
hayatin tehlikelerini gosterdigi ve aile
sonraki
romam
St Leon'da (1799)
ici duygulan ovdugu bir onu yeniden canlandirmak
icin elinden geleni yapti.
Godwin, gericitik dalgasmi durdurmak icin en iyisini, dingin ve etkileyici bir kitapta yapti. Thoughts. Occasioned by the Pe-
Dr Parr's Spital Sermon (Dufunceler. Dr. Parr'm Diismanca Vaazinin Incelenmesi Mtinasebetiyle, 1801) bashgini ta$iyan bu kitap, inanclanndan vazgecen yakin bir dosttan soz ediyordu. Bu kitapta, kendi adalet nosyonunu, aile i£i duygular iddiasim hakh bularak acikhga kavu$turma firsati buldu. Nufus artisini durdurmak icin getirilen ahlaki kisitlamanin gereksiz kotuluk ve sefalete neden oldugunu one siirerek bas muhalifi Malthus'un goriislerini curuttu. Ama bu bir fayda saglamadi, Godwin rusal of
alaya ahndi ve sonra sessizce unuiuldu. Yasadigi sure icinde bir
daha
asla o
kamusal imgelemi yakalayamadi.
Godwin'in hayatinm geri kalan bolumu uzucu bir yoksulluk ve karanhk oykusudur. tki gayri me§ru cocugu olan, kom^usu 16
T. j. Mathias, almti, Peter Marshall,
William Godwin,
s.
215.
291
William Godwin: Pujrri Asigi
Mary Jane Clairmon
ile
evlendi. Bir
yediye
le ferilerinin sayist
uyum
cdtti,
cocuklan oldu ve boylece
ai-
buyiik bir tutku ya da
Aralannda
Mary Jane, Godwin'in Coleridge ve Charles Lamb gibi yakin arkadaslanni ondan uzakla^tirdi. Gectmlerini saglamak icin bir Cocuk Kiituphanesi kurarak bir dizi mukemmel cocuk kitabi iireitiler, ama Godwin'in sorunlan ve
entelektuel bir
yoktu;
borclan asla tukenmedi. Bir hukiimet casusu, Godwin'in, kutuphanenin "demokrasi ve yardimlasma ilkelerinin evrensel duzeyde gerceklesebilmesi" icin bir hazirhk okulu olmasmi istedigini
dogru bicimde kaydetti. 17 Godwin beslemek zorunda oldugu agizlan doyurmak icin yazmaya devam etti, Chaucer'in hayatma iliskin mukemmel bir
oyunun yam sira felaket oyunlar da yazdi, "Yeni Duygu tnsam"nin eksiktiklerini gosteren ve yeni fabrika sistemine iliskin elestirilerini aciga vuran Fleetwood (1805) ve on yedinci yuzyilda gecen, delilige
iliskin carpici bir
degerlendirme iceren Mande-
ville (1817) gibiguclu romanlar da yazdi. Bas. muhalifi Malthus'a saldirmak icin bir kez daha nufus sorununu ele aldi (Of Populati-
on, 1820) ve
onun
felsefi ilkelerini,
arzi oranlannt giiclu
Godwin
bicimde
sessiz bir
nufus
artist
ve besin maddesi
ele§tirdi.
emekli hayati ya§iyordu. Ancak daha
gene ruhlar mesaji almakta gecikmediler. Ateizm uzerine bir brosur yazdtgi icin Oxford'dan atilan ve zengin bir baron olan babasi tarahndan reddedilen Percy Bysshe Shelley
admda
bir §a-
cebinde Siyasal Adalet ve imgelemindc atesli ozgurluk ve adalet vizyonlan ile 1812 yihnda Godwin'in hayatina girdi. Godwin ir,
ilk bakista yeni
ogrencisinden hoslandi ve
onun
Irlanda'da gelis-
mekte olan isyanla ilgili coskusunu anlamaya cahsti. Ne var ki Shelley, Godwin'in serbest aska iliskin teorilerini en iyi §ekilde uygulama cabasiyla on alti yasindaki kizi Mary'i ("gercek bir Wollstonecraft") kacirmaya kalkisinca, sempaii yerini ofkeye birakti, Ovey kizi Mary Jane de (Claire olarak da bilinir) onlara
kauldi ve Byron'dan Allegra adinda bir cocuk dogurdu. Mary da-
ha sonra,
biri
Frankenstein (1818) adim tasiyan etkileyici ro-
manlar yazdi. Shelley,
hem
kendisinin
hem
de Godwin'in savundugu,
miilk en cok ihtiyac duyanlar arasinda bo!u§turulmelidir, gorii-
sune uygun bicimde ve gelecekte kendisine buyuk bir miras ka17
Hukumet casusu
raporu, age,
s.
290.
Anar$izmin Tarihi
292 lacagi beklemisiyle,
Godwin'e surekli borclandi. Ote yanda, God-
muazzam bir entelektuel borcu vardi. Incil Milton icin ne idiyse, Godwin de Shelley icin oydu. Siyasal Adalet'm ogretisi, Ingiliz dilinde yazilmis. en buyiik devrimci siirlerin muhtesem ve dillere destan olan dizelerine donustu. Ashnda, Queen Mab win'e
(1812), The Revolt of Islam (1818), Prometheus Unbound (1819) ve Hellas'u (1822) Shelley anarsist ogretiyi acikca savundu ve
Godwinci ozgurluk,
esitlik
ve evrensel iyilik ilkelerini sistematik
bicimde ovdu. Philosophical Review oj Reform'da (Reform'un Felsefi Ele§li-
1820), daha da
risi,
ileri
karsi uyanlarda bulundu,
giderek "buyuk
onun
hukumet
surlari arasinda adil bir bilesim" onerdi ve tipki irlerin
felaketi"ne
yerine, "toplumsal hayatin un-
Godwin
gibi, sa-
ve filozoflann "diinyamn bilinmeyen yasa koyuculan" ol-
dugunu
ilan etti. 18 Shelley asla ele§Uriden
kacan
bir ogrenci
olmamasina ve giderek Platonizme kaymasina ragmen, Siyasal Adalet'm parlak vizyonuna sonuna dek sadik kaldi. Godwin anarsizmin buyuk filozofuysa, Shelley de onun sairiydi.
Godwin'in yashhk caginin en
Commonwealth idi.
Dort
ciltlik
etkileyici eseri. The History oj Toplulugu Tarihi, 1824-1828) bu kitapta imparatorlugun en g62de donemini
(Ingiliz Uluslar
ele aldi. Gorusderi kendisine
cok yakm olan Whitstanley ve Kazi-
pek az yer vermesine karsm, monarsinin kaldirdmasindan Cromwell'in hukumet darbesine kadar gecen bes yih, Ingiliz taricilara
hinin en sanh ni da, bazi
donemi olarak
yticeltti.
Aynca
durumlarda dogal adaletin
"belirli
masindan once topluluga butun
eski
I.
Charles'in idami-
yasalann olusturul-
haklannin iadesi" anlamina
geldigi gerekcesiyle savundu. "Direnis. bir
erdem oldugu" zaman,
boyle bir noktaya vanlabilirdi. 1 ^
Godwin,
felsefi
denemelerini Thoughts on Man'de (Insan
Uzerine Dusunceler, 1831) topladi. Bu denemeler,
hayaumn
so-
nunda hala Siyasal Adalet'm temel ilkelerini kararh bir tutumla savundugunu gosterir. Kendi metafiziginde Godwin, duygu ve heyecanlanmizm bizi serbest iradeye ve maddenin varhgina 18
SheWey'i Prose: or, The Trampel of Prophecy, der. D, L. Clark, Albuquerque,
1954,
s.
237, 252, 240. Godwin'in She! ley 'in siyasal felsefesi uzerinde yarat-
Bkz. Michael H. Scrivener, Radical Shelley. The Philosophical Anarchism and Utopian Though! of Percy Bysshe Shelley, Princeton Univertigt etki i<;in
sity Press, Princeton, NJ, 1982,
19
Godwin, History
of the
s.
8,
Commonwealth of England (1824-8),
I,
90;
II,
333.
William Godwin
l)u:<-n
Mip
293
inanmaya yonektigini kabul eder, am ak kati bicimde belirlenimseyi kapsadiciligi savunan bir "gerekirci", zihniti dunyadaki her da devam konusmaya olarak gim iddia eden bir "soyutlamaci" semkoleligin cok ozgurlukten eder. Siyasetinde, reformculann oy pusulasint savunduklartnt soyler. "Insanlar, kumeler ve yasalann baskistni ta§imayan birlesik yapilar halinde gecimlerini gayet iyi saglayabilirler" goriisundedir ve bunun ger-
bolii
olan
gizli
20 ceklesecegini hayal etmeye hazirdir,
Ashnda, Insan Uzerine Dusuncelei", tunimuzu olusturan tanbenzeri varhgin kazantm ve imkanlarma iliskin guclii bir 6vgudur. Uzun ve zor bir hayatm ardmdan Godwin'in, insanm mu-
n
kemmelligine olan inanci sarsilmadan kahr ve kitabim "insan anlayrsi ve insan erdemi,
kavramaya
bile cesaret
bundan
sonra, insan yiireginin simdilik
edemeyecegi seyler yapacaktir" inancini
21 guvenle ifade ederekbilirir. saglamasi gitlikce zorlasti ve gecimini yaztlanyla Godwin'in yedi yasinda kendisine bir yetmis. Grey Basbakan yeni Whig
emekli maa§i bagladigi zaman, duraksayarak da olsa bunu kabul Tesnfatci idi ve kendisine etti. Resmi unvani Buro Bekcisi ya da Yeni Saray Avlusu'nda gecici kanjisindaki Parlamento Binasi'mn bir
konut
Hayaumn son gunlerinde, ortadan kaldirmak kurumun bekciligini yapmasi Godwin'in karma-
verildi,
istedigi eski bir
hayaumn en buyiik ironisi oldu. Ancak oykusunde son bir donemec daha vardi. Ekim 1834'te buyuk bir yangin eski Westminster Sarayi'm yok etti. Godwin itfaiye ekipmanindan sorumluydu, ama yangindan once tiyatroya sivismisti. Kimse onu Guy
sik
Fawkes'in* yapamadigini yapmakla suclamayi dusunmedi! Godwin hayatmm son gunlerini kuciik bir emekli maa$iyla,
zengin anilari ve kizimn ziyaretNisan 1836 giinu yatagmda huzur oldu, Seksen yasma henuz basmi§u. Cenazesine az sayida
yasli kansi, garip kutiiphanesi, leriyle i<;inde
mutlu olarak
gecirdi. 7
dostu katildi ve arkasinda orgutlu bir hareket birakmadi. Son isgomiilmekti. Ilk tegi, buyiik aski Mary Wollstonecraft'm yanina
buyuk
anarsist ile ilk biiyuk feminist, hayaita
Guy Fawkes,
5
Kasim 1605
oldugu
gibi
gecesi Parlamento binasint havaya
olum-
ugurma
giri-
Siminde bulunmujtu (en.).
20
Godwin, Thoughts on Man, Wilson, 1831,5. 112-13.
21
Age,
5.
471.
his Nature, Production
and Discoveries, Effingham
294
Anar$iztnin Tarihi
de de
birlestiler
ve erkeklerle kadinlann tarn ozgiirlesmesi i?in
verilen ortak mucadelenin simgesi oldular.
Felsefe
Godwin'in bashca amaci siyasetin bagimh oldugu felsefi ilkeleri incelemek ve konuyu sabit bir temele yerlestirmekti. Yaklasimi tezler ve kamtlarla gelisen kati bir tumdengelim yontemini ternel ahyor ve kendisini olabildigince acik ve kesin bicimde ifade etmeye cah§ryordu. Dogrunun sakin dostuna hitap ederken, zaman zaman atesh bir soylem kullanmaktan geri kalmadi.
Temel eserinin uzun isminin (Siyasal Adatet ve Cenel Erdem He Mutluluk Uzerindeki Etkisi Uterine Bir Inceleme) gosterdig*i gi-
Godwin
bi,
esas olarak siyaset
ite
etik arasindaki iliskiyle ilgileni-
yordu. Daha sonra etik ilkelerini evren ve insan dogasma iliskin belirli bir anlayis iizerinde
temellendirdi.
Butun
anarsist diisii-
nurter icinde vardigi liberter sonuclann temelini olusturan felsefi
varsayimlan gosterme cabasinda en tutarh olan Godwin
idi.
Godwin'in baslangic noktasi, kendi deyisiyle evrenset belirlenimcilige ya da "zorunluluga" inanctir: Doga, zorunlu yasalarla yonetilir, Bireylerin hayatlannda oldugu gibi tarihte de hicbir sey baska
turlii
olamazdi. Nedenlerin ve sonuclann diizenli ardilhgi
bize gelecegi ortceden gorme, yargdarimizi ve eylemlerimizi bu-
na gore bicimlendirme avantaji saglar. Godwin ayni zamanda nedensetligin dogasini tarn olarak bilemeyecegimizi ve tier kestiri-
min sadece yuksek
olasdiga dayandigmi teslim eder. Godwin'in "zorunluluk" doktrini uzerine gelistirdigi bu
siinceler, ti.
lir
onu
"Din, insanligin onyargi ve zayifliklanna bir
sonucuna
dii-
olmaya yoneltkatkiMan ibarei-
Siyasal Adalet'i yazdigi sirada ateist
vardi. 22
Bununla
birlikte,
Godwin'in erken dinsel
inane Ian, ahlaki ve siyasal inanclanm belirgin bicimde etkiledi.
Onun
anargizmi, genel olarak, dinden ahlaki ve siyasal alana ka-
dar uzanan Protestan ozel kanaat hakkinui uygulanmasiydi. Baslangicta Kalvinizmin
Sandemanci versiyonunun
kalmasi, demokratik ve e§itlikci anlayi§inin
ve stoacihgim da tesvik
gibi
22
etkilerine
yam
maruz
sira akilcihgini
etti.
Godwin sadece birkac yil kadar ateist kaldi ve cogu anarsist bir tur kozmik iyimserlige inandi, Nasil ki doga kendi haline Pol idea justice, I
1.
bsk., 1793,
1,
11.
295
William Godwin: Diccn A$igi
birakildigmda en edildigi
iyi
zaman en
gelisimi saglarsa, top urn da en az I
mudahale
iyi gelisimi saglar. Coleridge'in etkisi
belirsiz bir teizm ttirunu
Godwin, iterlemis yasmda ve butun evrenin uyumunu saglayan ve surdiiren 23 guc"ten soz etmeye basladi.
altmda
benimsedi
bir "gizemli
Insan Dogasi
dogadan pek farkli olmayan insan dogasi zorunluluk yasalanyla yonetilir. Godwin, dogustan gelen fikirler ve icgiiduler te"Insanlann orisini reddeder ve bir bolum bashginda dedigi gibi, Dtssal
Karakteri, Icinde Yasadiklan Dissal Kosullardan Kaynaklanir" gortisunu benimser. Ne erdemli ne de kotii kisiler olarak doga-
nz, yetisme tarzimiza ve aldignniz egitime gore bicimlendiriliriz. Neredeyse tamamen icinde yasadigimiz ortamin urunleri oldu-
gu muz
icin, smifsal
zemini yoktur.
farkbhklar ya da koleligin hicbir biyolojik ki Godwin'e gore ortak bir dogaya ve tarn
Demek
Bu fiziksel esitlikten hareket eden Godwin, sonucuna vanr: Birbirimize esitligi gozeterek davranmab ve bizim icin istenir olanm herkes icin istenir oldugunu
bir esklige sahibiz.
ahlaki esitlik
kabul etmeliyiz,
Ancak Godwin insan dogasinm uysal oldugunu one surerken, belirli ozellikler tasidigim da kabul eder. Her seyden once sosyal varhklanz ve toplum bizim en iyi yetenek ve anlayislannuzi ortaya gikanr. Ayni zamanda, benzersiz bireyleriz ve kalababgin icinde kendimizi kaybetmemiz halinde gercekten mutlu olamayiz. Ikincisi, dogruyu anlama ve ona uygun davranma yetenegine sahip akilci varhklanz. O biiyuk neden sonu? zinciri icinde, bilincimiz gercek bir dir.
Ucuncusu,
hedef ve vazgecilmez bir baglanti-
bilincli zihinlere
sahip oldugumuz icin iradi var-
hklanz, yani eylemlerimizi sonuclanni ongorerek secebiliriz. Godwin'in bir baska bolum bashgmda belirttigi gibi, "Insanlann
Kendi Fikirlerinden Kaynaklanir." Godwin'e goen arzulanabilir durum iradi eylem alanini mumkun oldugu
lradi Eylemleri re
kadar genisktmektir.
Godwin zorunluluk
ve insani secim felsefesini akd yoluyla
bagdastinr. Her eylem bir guduyle belirlenirken, akil hangi gu23
Godwin, Essavj Nfvtr Before Published, 1873,
s.
87,
der. C.
Kegan Paul, H.
S.
King,
Anar$izmin Tarihi
296
duyle eyleyecegimizi secmemizi saglar.
Godwin, zorunluluk
doktrininin, ahlaki secimleri imkansiz hale getirmekten cok,
gercek nedenlerin gergek sonuclar urettigine ve yeni fikirkrin insanlann davrani§lanni degislirebildigine guvenmemizi saglayabilecegine inaniyordu.
Turumuziin dordiincu karakteristigi ilerici varhklar olmaGodwin, "insanin mukemmelligi"ne duydugu inanci,
mizdir.
iradi eylemlerimizin
fikirlerimizden kaynaklandigi ve yanhsm ustesinden gelmenin dogrunun dogasinda oldugu varsayimina
dayandtnyordu. Goriisunu Saglam
kiyaslama yaparak a^ikhyordu:
yurutme ve dogrulugun,
akil
zaman yanh$ akit
bir
yeterli
okude
birlestirildigi
karsisinda daima muzaffer olmasi gerekir. Saglam
yurutme ve dogruluk bu sekilde bir araya gelme yetenegine Dogrulugun her seye gucu yeter: Insamn kottllugu ve ah-
sahiptir:
iaki zayifligi
yenilmez degildir: Insan
baska sozlerle,
stirekli
mukemmel
olabilir ya
da
iierlemeye duyarh kilinabilir. 24
Kotuluk cehaktten ba§ka
bir sey olmadigi icin, egitim ve aydinlanma, bizi akilh, erdemli ve ozgur kilacaktir. Boylece icinde yasadigimiz ortamin uriinu olabilir, ama ayni zamanda ortamt degistirebiliriz.
Kendi kaderimizi, onemli olctide kendimiz
belir-
leriz.
Godwin'in insanm mukemmelligi gdrusiine ce§itli kirazlar ancak bunlar onun aciklamalanni genellikle gozden kaciran itirazlardi. Ilk olarak, Godwin'in mukemmellikle kastettigi, insanlann mukemmelhge ula$abtlecekleri degil, daha cok, yoneltildi,
kendilerini smirsiz bicimde geli§tirebilecekleridir.
win, kotulugun kudretinin, tutkunun cut
kurumlann agirhginm gayet halinde,
reler
gogu kez
iyi
kesintili
altiist edici
Ashnda God-
gucunun, raev-
farkmdaydi, Ilerlemenin evolacagini
ve bazi
zorunlu
evrelerden gecmesi gerekebilecegini vurguluyordu. Bir sonraki itiraz, ni ve
degismez ve evrensel bir dogru olmadigi-
dogrunun daima yanh§a
galip gelmedigini savunur, Godwin, Platonik bir tarzda degismez dogrulardan soz etmesine rag-
men mutlak dogruyu
degil,
"daha buyuk ya da daha az olasihk"i
kastettigini acikhga kavusturdu. Ayrica,
dogrunun kinlganhgini, onyargi ve ah?kanhgin gucunu yeterince biliyordu. Bununla bir24
Anarchist Writings,
s.
61.
297
William Godwin: Duza\ A$igt
likte
Godwin, tipkijohn Stuart
Mill gihi,
dogrunun kendi
m verebilecegini ve yanlisi bozguna ugratabilecegini
sava§i-
dusianuyor-
Du$unce ve ifade ozgurlugune iliskin etkileyici savunusunun temelini bu makul varsayim olusturuyordu, du.
Nihayet Godwin fazla akiki olmakla suclanmi§ur. Siyasal Adaht'in ilk baskisinda, bir eylemin dogrunun akilci algilanmasindan kaynaklanabilecegini one siirdugu ve iradeyi bu anlayisin son eylemi olarak betimledigi dogrudur. Ama ayni zamanda, tut-
kunun akildan aynlamaz oldugunu
ve
erdemi, ona yonelik
"ate^li bir a?k" duyulmadikca "buyuk bir gayretle destekleme"nin mumkiin olamayacagmi vurguladi, Sonraki baskitarda, duygulara daha cok yer verdi ve akhn bagimsiz bir ilke degil, pratik baki? acisindan sadece "bir kiyaslama ve farkli duygularm 25 Akd bizi eyleme yonlendidengelenmesi" oldugunu gosterdi. remese de izledigimiz cizgiyi duzenter ve sosyal durumumuzu iyilestirme cabatmzin nedenidir. Bu kolayca goz ardi edilemeye-
cek incelikli bir argtimandir. Etik insan dogasina iliskin bu saglam goruslerden hareketle kendi etik sistemini gelistirdi. Bunu en onemli konu olarak goruyordu. Ashnda hayatin icinde bir olcude ahlaki olmayan hic-
Godwin
bir secenek yoktu.
Bu
kural ales/in solunda ya da saginda oturma
secenekleri icin bile gecerliydi. Ayrica etik, siyasetin temehydi. Godwin, ahlaki "en biiyuk genel faydanm gozetilmesiyle be-
davrams sistemi" olarak tammlayan lam ve tutarh bir Kuralda degil daha cok eylemde faydacidir. Genel
lirlenen
faydacidir. 26
zaman zaman
ahlaki kurallann
psikolojik olarak ve pratik ba-
kimdan zorunlu oldugunu kabul ederken, uygulamada cok kati olunmamasi icin uyanda bulunur. Eylemler birbirinin aynisi olmadigi
icin,
"Her durum kendi kurahni getirir"den daha acik bir
25
Political Justice,
26
A nd K h
I
s
f
Wri
t
1
798 bsk.
in^s, s
,
1,
81
;
1,
xivi,
64 Mark Ph Up {Godw n 's i
.
.
Pol iliea [ Justice,
D uck worth,
83) yakin zamanlarda Godwin'in ahlaki felsefesinin bir melliyetgilik formu" oldugunu one surdu; ancak John P. Clark ve 1986,
s,
ke benim
yorumumu
desteklerler. Bki.
John
P.
"mukemDon Loc-
Clark, The Philosophical
Anarchism of William Godwin, Princeton University Press, Princeton, NJ, Kegan Paul, 1977, s, 110; ve Don Locke, A Fantasy of Reason, Routledge
&
1980,5. 172-3.
Anar$izmin Tarihi
298
dustur otamaz. 27 Bu nedenle adil insanin gorevi, sadece fayda kriterinin i$iginda bireysel
durumun
buiiin kosullarim dusiin-
Bu akit yiiriitme Godwin'i anarsist olmaya yoneltti, ctinku kavrama gucunun gerektirdiginin disinda kalan biiliin kural mektir.
ve yasalan reddediyordu.
Godwin
tammlarken hedonisuir: "Haz ve aci, arastirmamn temel konusunu olusturur." 28 Ozgiirliik, bilgi ve erdem bile Godwin icin kendi basina amaclar degil, mutlulugu kazanmak icin gerekli araclardir, Ancak mutlulugu hazla esitlerken, bazi hazlan digerlerine tercih mutluluk ve
iyi
olani
sefalet, ahlaki
eder. Entelektuel ve ahlaki hazlar fiziksel hazlardan tistundur;
ashnda Godwin
cinsel hazzi cok onemsiz bularak kiiciimser. Hazzin en yiiksek bicimi butOnun iyiliginden haz duyan yardimsever insanin hazzidir, Ancak Godwin daha yiiksek hazzin
daha aleak hazzi disladigini dusunmez ve en arzulanabilir durumun, butun haz kaynaklanna ulastiguniz ve "en ge$itli ve kesintisiz
mutiuluga" eristigimiz zaman gercekle§tigini dtisunur. 29
Godwin,
Bir faydaci olarak
adaleti "faydayla
bulusmus"
ola-
rak tanimlar ve "genel faydanin en buytik nicefikte iiretilmesi icin yeteneklerimi, kavrayisimi,
nm" sonucuna
guciimu ve
zamammt
kuilani-
vanr. M Godwin'in insanlann temel esitliginden
kaynaklanan ve erdemin diizenleyicisi olan birlestirdigi fayda anlayisi
Butun insanlann
onu
tarafsizlik ilkesiyle
bazi yeni sonuclara goturdti.
hak etmelerinden, onlara aym sonucu cikmaz. Adalet dagmhrken, kendimi tarafsiz bir gozlemci yerine koymah ve en degerli olan, yani genel fay day a en yiiksek katkida bulunma kapasitesine sahip olan lehine ayrimcilik yapmahyim. Bir yanginda, bir filozofu ya da bir hizmetciyi kurtarmak gibi kacinilmaz bir seceesit ilgiyi
sekilde davramlmasi gerekttgi
nekle yiiz
yuze gelirsem, filozofu secmeliyim. Hizmctcinin,
erkek kardesim, babam, kiz kardesim, ci
olan biri olmasi
rulukla
durumu
annem ya da bana yardim-
degistirmeyecektir. "Tarafsiz bir dog-
ahnan kararlann bozulmasinda
bizi
hakh cikaran 'benim'
zamirindeki sihir nedir?" diye sorar, 31
Godwin, yapugimiz goreve mudahale edebilecek minnettar27
Anarchist Writings,
28
Age,
s.
65.
29
Age,
s,
49.
30
Political Justice,
31
Anarchist Writings,
s.
1793 s.
95.
bsk.,
69.
1,
121, 88.
William Godwin;
Ilk,
dostluk, aile
sonucuna
ici
lismesi
299
ya da ozel duygukinn adalette yeri olmadigi
Dost ve akrabalan tercih etinek benim icin daha
vardi.
pratik olabilir, ancak tirmez.
thw» Ayp
bu onlara daha
fazla ilgi
gostermemi gerek-
Godwin ozel ve aile ici sevginin sempati duygulannm gebakimmdan onemini kabul ediyor ve bunlann "insan do-
gasindan ve
aile
kulturune bir tarz kazandirabilecek seylerden
oldugunu anhyordu. 32 Merhamet evde baslasa da, Godwin bunun orada sona ermemesi ve bize daima genel iyiligin ayrilmaz"
rehberlik etmesi gerektigini savundu.
Godwin'in fayda
ilkesini kati
bicimde uygulamasi, onu go-
rev ve haklar konusunu ozgtil bicimde ele almaya yoneltti. "Gorev"i "baskalarma yapmak zorunda oldugum muamele" olarak
lammliyordu;
o, bireyin
eylem
tarzidir ve bireyin "kendi kapast-
tesinin baskalan yaranna muinkiin olabilecek en iyi uygulanimi"ni olusturur. 53 Ne var ki bir eylemin gercekten erdemli olma-
uzun donemde yararh sonuclar yaratmasi gerekiyordu. Erdemin yol gosterdigi gorev, haklar si icin, iyi
niyetle yapilmasi ve
uzerinde ciddi icerimlere sahiptir. Amerikan ve Fransrz Devrimleri haklar
listesi
olustururken,
Paine (man Hafelan'ni, Mary Willstonecraft Kadin Haklan'ni ortaya koyarken, Godwin faydaci gerekcelerle devredilemeyecek hicbir hakka sahip olmadigimizi one surdu, Mulkumuz,
Tom
hayatimiz ve ozgurlugiimuz insanlik adina etde tuttugumuz emanetlerdir ve bazi kosullarda adalet, daha biiyiik fayda icin
onlan feda etmemizi gerektirebilir. Ancak Godwin, elkin ya da pozitif bir hak olarak istedigimizi yapma hakkinin savunulamaz oldugunu one siirerken, olumsuz ve pasif anlamda iki hakka izin veriyordu.
sumun
ihlal
En onemlisi
etmeyecegini
34 bir "ozel alan"drr.
ozel kanaat hakkidir.
umma
Bu hak, kom-
hakkina sahip oldugum
belirli
Godwin aym zamanda herkesin komsusun-
dan yardim gorme hakkini da tanidi. Boylece ozel kanaat hakki temelinde emegimin urunune sahip olmak benim icin nasil bir haksa, komsum da, eger ihtiyaci varsa benden yardim alma hakkina sahiptir ve ona yardimci olmak da benim gorevimdir. Ne
bu haklar daima edilgindir ve gucu, herhangi bir dogal hak nosyonundan degil, fayda ilkesinden tiirer: Bu haklann ihlavar ki
32
AhntL, Peter Marshall, William Godwin,
33
Anarchist Writings,
34
Age,
s.
70.
s.
75.
s.
204.
Anar$izmin Tarihi
300
daha
iyi sonuclar verecekse, baska haklarla degi§ ti rile b i lir Godwin'in ozel kanaat hakki savunusu akilci ilerleme tasanmimn merkezinde yer alir ve onu baskinin butun formlanni redli
der me ye goturiir. Insanlar daha akilci ve aydinlanmi§ hale geldikce, kendilerini yonetme,
boylece dissal kurumlan giderek
gecersizlestirme yetenegine sahip olacaklardir.
Ancak bu,
insan-
dogru olani ozgurce kabul ederler ve buna gore davranirlarsa gerceklesebilir. Bu nedenle baski daima yanhstir: Zihni ikna edelar
mez, ancak yabanctlastirabilir, Ashnda bu, daima "zimni bir budalahk itirah"dir. 35 Zor kullanan kisi, kendi gorusii giiclu oldu-
gu
icin muhalifini cezalandirdigini sanir,
gorusia zayif ve yeiersiz
oldugu
igin
ama
gercekte, kendi
zor kulianmakiadir. Dogru
daima kendi ikna edici gucunti de beraberinde getirir. Bu inane Godwin'in hukumet ve yasa ele§tirisinin temelini olusturur.
Godwin, benzer gerekcelerle ahlakin temelini vaatlerin itiraz eder. Vaader tek basina herhangi bir
olusturdugu gorusiine
ahlaki agirhk tasimazlar, cunkii bunlar adaleti saglama konusun-
da bir on yukumluhigu temel ahrlar. Herhangi bir
gim
icin degil, bir
hak oldugu
icin
yapmam
seyi, vaat etti-
gerekir.
Her durum-
da ban a yol gostermesi gereken, herhangi bir dissal kaygt degil, yasanan durumun icsel erdemidir. Niyet ilani antaminda bir vaat gdrece zararsizdir; bir vaat
de
olabilir;
belirli
kosullarda zorunlu bir kotiiluk
mumkun
ancak bunlann
mrz gerekir. Godwin soyle
oldugu kadar azmi yapma-
der: "gelecegtn bilge ligini
gecmi§in
budalahgtyla silahsizlandirmayi bana ogretecek olandan daha
dusunmek imkansizdir." 36 Bu sozlerden, butun yemin ve sozle$melerin ahlakdigi oldugu sonucu cikar. Godwin'in insan zihninin bagimsiz gelismesiyle ilgili kaygt-
kusurlu bir ilke baglayici
si
ve vaatleri reddetmesi dikkate ahndigmda, Avrupa'daki evlilik
kurumunu mahkum
mun
etmesi sasiruct degildir. Ilk olarak, bu kuru-
gerektirdigi ortak hayat, insanlan
geller,
anla§mazhga ve mutsuzluga
lesmesi
tamamen
kacmdmaz bicimde
en-
suriikler. Ikincisi, evlilik soz-
yandtici kosullarda bir araya gelinmesinden
sonra sonsuz bir baghlik andina yol acar. Bir yasa olarak evlilik
yasalarm en kotusudur; bir mulkiyet sorunu olarak
ele
ahndigin-
butun mulklerin en kotiisudur. En onemlisi, "bir kadmi tamamen kendime bagtamaya cahgttgim ve komsumun kendini kada,
35
Age,
36
Political ]ustke,
s.
79.
1793 bsk,,
1,
163,
William Godwin.
nttlamasini ve
butun
rece,
bunun
lhi;<>\
301
A$ip
meyvelerini toplamasim yasakladigim su-
37 Aydintekellerin en igrencini uygulamis olurum."
lanmis bir toplumda
iliskilerin rasgelc degil bir
Godwin
olcude surekli
olabilecegini
one
dinlmasmda
hicbtr kotuluk olmadigiria inamyordu.
siirmus. olsa da,
evliligin
onadan
kal-
Siyaset
Godwin lere
icin siyaset etikin bir uzanusidir ve kesinlikle etik ilke-
dayanmasi
gerekir.
Bu
itkeler evrensel
oldugu
icin,
"en
iyi
toplumsal varolus tarzi"m bu ilkelerden cikarsamantn mumkun oldugunu dusundu. 38 Dolayisiyla so rgu la nmasi gereken, "siyasal adalet"
Ne
idi.
var ki terim bir olcude yanhs anlasilmi^tir,
cunku
anlamda siyasal degil, toplumsal olduguna inanir; onun adil loplum dusuncesi hukumeti kapsamaz. En dnemli hedefi ozgiir ve gene de diizen i^inde bir toplum
Godwin
adaletin geleneksel
yaratmaku. Cesur mantigi onu, nihai olarak duzenin ancak anar-
sonucuna goturdu. Godwin de toplum ile hukumet arasmda aynm yapma konusunda dikkatlidir. Kropotkin ile birlikte §i
icinde saglanabilecegi
Butun
anarsistler gibi
insanlann her seyden once "karsihklt yardimlasma" amaciyla bir araya geldiklerini one surer. Paine ile birlikte, toplumun her du-
rumda
bir
inanir. Dogasi geregi insan toplumsal
nimet olduguna
bir varhkur;
toplum olmadan varhgmi surdiiremez. Ancak top-
lum anonim
bir kimlik ya
da genel bir irade yaratmaz, sadece bir
"bireyler toplami" olarak kahr.
Insanlann hukiimetin mudahalesini goriinuste zorunlu hate getiren bansci ve uretici etkinliklerine mudahale eden, "birkac kisinin hata ve dalaleti"
idi.
Ancak hukumet
adaletsizligi ortadan
kaldirmayi amaclasa da, yarattigi etki adaletsizligi bicimlendir-
mekte ve surdurmektedir. Toplulugun
giiciinu yogunla§urarak,
"biiyuk afetlere, baskiya, despotluga, savasa ve fethe" neden olur.
Toplumun zengin ve yoksula bolunmesiyle
birlikte,
zengin
"devletin yasa koyucusu" haline gelmis ve basktyi surekli bir
teme
sis-
ddnusturmustur. 39
Hukumet
ise
dogasi geregi zihnin gelisimini durdurur ve
hatalanmizi surekli 37
Age,
38
Age, 1,237.
39
Anarchist Writings,
II, S.
kilar.
850.
s.
50, 89.
Ashnda hukumet ve toplum
karsihkli
A nar$izm in
302
Tarihi
olarak birbirine ters diisen ilkelerdir; biri hep duragan iken, digeri surekli bir akis icindedir.
En
iyi
Devlet'te bile
huktimet bir
onu genel toplum barismm izin verdigi olcude kticultmek gerekir. Ancak Godwin uzun donem icin soyle kotiiluk otdugu icin,
der:
O hayirh donemi, siyasal luklerin bin yilhk liigu tastyan
ve ozii geregi her ttirlu kotu-
ve btittintiyle yok edilmedikge kendisinden kurtulma-
mumkun
nin
gorecek o
hukiimetin, insanhgin basina gelen kdtu-
nedenmi olusturan
olmadigi o vahset makinesinin ortadan kalktigim
bilgiti
insanhk dostlanna ne muilu!
^
Godwtn'in Hukiimetin ozgiin bir toplumsal sozle$meyle kurulabtlmesi halinde degildir. Bir
mazur gorulebilecegi
sozlesme olsa
biJe,
fikrini
reddetmesi
sa§irtici
geJecek kusaklar icin ve degisik
kosullarda baglaytci olamazdi. Ayni sekilde, acikca belirtilmemis
nza
her
fikri
zandiracakti,
tiirlii mevcut hiikumete tiranca bir mesruluk kaDogrudan rizaya gelince, hukiimet onay vermeyen
birey ij2erinde hicbir otorite kullanamayacagi icin, ayni olgude
sacmadir. Anayasalar da benzer itirazlara aciktir: Anayasalar sa-
dece insanlarm "en uzak atalannin diktasi"yla yonetildiklerini degil, siyasal bilginin geli^mesinin
de Onlendigini
gOsterir. 41
Aslmda Godwin, hukiimetin sadece fikren kuruldugunu O sadece zayif ve cahil olanin, onun degerine duydugu
dogrular.
giivenle desteklenir. Insanlar akillandikca hukiimetin temeli de zayiflayacaktir. §imdiki halde, dili"
insanhk
kitlesini "hilekflrlann saf-
haline getiren, toplumsal sistemin gizemli ve karmasik do-
gasidir,
ancak "hukiimet sarlatanhgi bir kez ortadan kaldinldi-
ginda, kavrayisi en zayif olan insanlar bile, kendilerini kotuye
kullanan devlet hokkabazmin hilelerini sezecek kadar g tic hi olaDemek ki Godwin, hukumetin "tamamen ortadan
biiecekler"dir.
kalkacagY'ni ve
bunun ardindan "zorlama olmaksizin
gerceklese-
cek genel refah"in gelecegini dusuntiyordu. 42 Yasalar da en az
dogrunun
hukumet kadar
insan zihninin dogasi ve
gelismesiyle tutarsizdir. Insanlar, sonsuz adaleti zaten
gerceklestirmis olan dogal yasayi
yapamaztar.
Toplum
40
Age,
s.
41
Age,
s.
93.
42
Age,
s.
91-2.
92.
iUn etmenin otesinde
bir sey
icinde insan yapisi yasalar olusturma anla-
303
William Godwin. Diizen A$igi
mindaki yasama, bu durumda ne gereklidir ne de
istenebilir:
Toplumun
islevleri ya-
"Degismez
akil
gercek yasa koyucudur
sanin yapilmasini degil, let
...
yorumlanmasmi
kapsar.""13 Ayrica, ada-
kurallannin tam olarak anlasilmasi halinde, toplumda yapay
yasalara ihtiyac olmayacaktir,
Godwin'in hukuk
elestirisi bir anar^ist
tarahndan one suru-
en keskin ele§tiridir. Liberallerin ve sosyalistlerin ozgurlugun korunmasi icin hukukun gerekli oldugunu savunduklart yerde, Godwin, bunlan kar§ihkh olarak bagdasmaz ilkeler lebilecek
olarak gorur. Insan yapisi butun yasalar dogalan geregi keyfi ve
kusaklann bilgeligini degil, daha cok "yuksek tiranlar"m iktisadi esitsizligi ve adil olmayan siyasal iktidan savunmalan icin yapilan bir "riisvet anlasmasi"m temsil eder. 44 "Her durum kendi kurahni getirir"den daha acik baskicidir, tddia edildigi gibi ge<;mis
bir dtistur
olamaz ve
yasalar, tipki
Proscmstes yatagi
gibi, insan-
larm coklu eylemlerini evrensel s tan dart lara indirgemeye cabs it. Yasalar kacimlmaz bigimde cogakhginda, giderek karisik ve betirsiz
hale gelirler ve uygulayicilan, surekli olarak durustlukten
uzak ve tiranca davranmaya te§vik ederler. Godwin'in Caleb Williams romaninin kahramam "Beni coldeki vahsi hayvanlara av et ki, bir daha otoritenin kanli ciippesine biirunmu? bir adamm kurbani olmayayim!" diye haykinr. 45
Yasamn uygulanmasi zalandirma
hem
ahlakdisi
luluk sistemi geregince,
icin
hem
daha
bir
yap ti rim olan
etkisizdir. tlk
ce-
planda, zorun-
varsaydigi eylemlerde hicbir ki-
"Katil,
bulunmaz."
fazla katkida
de
yasamn
sorumlutuk olamaz:
sisei
kacimlmaz
isledigi
cinayete hancerden
lkincisi, bir gorii?
eger dogruysa,
onu kabul ettirmek igin yapilan bask] zihni yabancila^tinr ve gereksizdir.
Ceza ya da
"iradi kotiituk"
cezalandirma amaciyla kuk
lamldiginda, barbarca; lslah etme ya da ornek olusturma amaciyla
kullanildigmda
ise
faydasizdir, 46
Godwin, hata yapanlarm
sadece gecici bir onlem olarak kisitlanmalan ve kendilerine olabildigince kibar ve incelikli bigimde davranilmasi gerektigi so-
nucuna vanr. Godwin, hukumeti ve yasalan reddederken, "anlama gucunun dikte ettirdigi" disinda her tiirlii otorite formunu mahkum 43
Agt.
*.
94.
44
Agt
s.
98.
43
Caleb Williams,
46
Anarchist Writings,
.
s.
218-9. s.
99-100.
Anar$izmin Tarihi
304 eder. 47
Godwin'e gore
zaman
at ettigimiz
itaatin
en kotti formu, ceza kaygisiyla
ita-
hayvan tarafmdan tehdit baskalarimn ustun bilgisine (bir ev in-
(orne-gin, vahsi bir
zaman) degil, cok fazla giiven duydugumuz zaman ortaya cikar, Bakunin ikincisini otoriienin en mesru formu olarak goriir, ancak Godwin'e gore itaatin en kotusu budur, cunkii bizi kolayca bagimh hale getirir, anlayi§imizi zayiflatir ve bizi uzmanlara edildigimiz
5a
ederken
bile)
saygi gostermeye tesvik eder.
Godwin 'in
diisunce ve ifade ozgurlugti savunusu, tngiliz di-
linde yaztlmis en ikna edici savunudur. Bir fikrin
butun
fikirler-
den ustun gorulmesi zararhdir, cunkii entelektuel ilerlemeyi engeller ve dogru ile erdem kendi savaslanm verme konusunda uzman otduklan icin gereksizdir. Bir gergegi otoritenin baskisiyla
kabul ediyorsam, o gercek biitun canlihgini, anlamini ve
gii-
cunu kaybeder ve kararsiz bicimde benimsenir. 6te yanda bir ilke saldmya aciksa ve buna ragmen butun itirazlarm listlinde oldugu gdruliiyorsa, guvenli bicimde benimsenebilir. Hicbir otorite yanilmaz degildir ve farkh goriislerin catismasindan cikan
dogru daha gucludur. Ne var
ki
Godwin, gercek hosgorunun,
sa-
dece hicbir yasanin dustinceyi kisitlamamasim degil, birbirimize
hosgoru ve comertce davranmamizi da gerektirdigini ekler. Godwin, kendi siyasal ilkelerini olustururken mevcut siyasal
uygulamalara unutulmaz bir
elestiri getirdi. tlk
planda, Rous-
seau'nun, bir biitun olarak toplumun kendi cikarimn bir geregi olarak
belirli siyasetleri
izleyecek ah la ki bir "birey" yaratmasi ge-
rektigi fikrini reddeder. Bir biitun olarak
toplumun san ve
refa-
hinin "anlasilmaz bicimde gercekdi§i" oldugunu ilan eder. Aslin-
da yurtseverlik ya da ulkemize
duydugumuz
sevgi, sahtekarlar
tarafindan "kendi hilekar tasarimlarmin kor araclan"ni cogalt-
mak icm
kullanilmi§tir. 48
Butun
siyasal sisiemler icinde en kotusu monarsidir. Yetisti-
rilme tarzi ve sahip oldugu ikttdar nedeniyle, "her kral icten ice bir despot" ve insan irkinin bir
dusmamdir, 49 Monarsi, served,
insan onurunun standardi ha line getirir ve insan Ian erdemlerine gore degil, unvanlanna gore degerlendirir. Ashnda o, insanin dogal esitligini
nu olan
bozan muclak
bir duzenbazliktir.
Feodalizmin
aristokrasi de, sahte kahtsal payeleri ve adil
47
Agt, 5.101.
48
Age,:;. 107.
49
AgC,
.
».
!
108.
urti-
olmayan
William Godwin: Duzcn Afigj
305
dagihmmi temel ahr. Halkin buyuk cogunlugunu yuk hayvamna ddnustiirtir. Ote yanda demokrasi en az kotu olan hu-
servet
kiimet sistemidir, clinkli herkese
esit
davramr, akil yiiruimeyi ve
bulunmayi tesvik eder. Ne var ki Godwin'tn cumhuriyetci ve temsili demokrasi savunusu oziinde olumsuzdur. Hukiimetin ve mulkiyetin dokunulmadan kalmasi halinde, tek basma cumhuriyet^iligin kotulugun kokune vuran bir care olmadigim one surer. Temsil ise ulusun en aydinlanmis bolumune hitap edebilir, ancak bu kesinlikle cogunlugun karar alma surecine katilamamast anlamina gelir. Temsilin bir geregi olan oy verme uygulamasi, tariismalan sinirlayarak ve karmasik anlagmazhk konulanm onay ya da onaylamamayi gerektiren basil formullere indirgeyerek dogal oltercihte
mayan
bir fikir birligi yaratir. Dikkatle
dusunme ve sogukkanh-
hkla gercegi izleme yerine, retorik ve demagojiyi tesvik eder. Ay-
nca butun
tart is. malar
"akil ve adalete pervasiz bir hakaret"le
yaralanir, ciinku kaldinlan ellerin sayilmasi
dogruya ulasilmasi-
ni saglamaz, 5()
Godwin'in yasadigi donemde, icin siyasal ozgurliigun
anarsist olarak
gizli
oy pek cok reformcu
bashca araclanndan biriydi. Ancak bir
Godwin, "kottilugun daha dogrudan ve acik
hi-
mayesi" olarak gordugu bu uygulamayi tarn olarak kavrayabilmis degildi. Ona gore oylamadaki gizlilik, niyetlerimizdeki iki-
yuzlulugu ve hilekarhgi arttinyordu. Oysa eylemlerimizin sebeplerini aciklayabilmeli ve baskalarimn elestirilerini gogusleyebitmeliydik.
Bu nedenle
gizli
oy ozgurlugun
degil, koleligin bir
semboliidur. Iletisim ozgurlugun oztidur; oy pusulasi sizlik
ise "belir-
ve kacamakh davranislartn ve sayisiz yalanin dogurgan
anasidir." 51
Temsili mectislerin bir diger
zayifligi,
kurgusal bir
ittifak
yaratmalandir. Godwin, insan anlayismm ve kisiliginin bozul-
masma, azinhgin cogunlugun kararlanni uygutamasindan daha dogrudan katkida bulunabilecek bir baska §ey olmadigim one siirer. Godwin'e gore, cogunlugun azinhgi, bu azinhk tek kisi bile olsa,
zorlama hakki, bir despotun azinhgi zorlama hakkindan
farkh degildir. Ulusal meclis her insani bir
baglanmaya tesvik ederken,
iki
sun kendi icinde boliinmesine yol 50
Age,
51
Age.s. 115.
s.
114.
mezhep ya da
partiye
meclisten olusan kurum, bir uluacar.
Gercek
oybirligi
ancak
Anar$izmin Tarihi
306
hukiimetsiz bir ozgiir toplumda gerceklesebilir.
Godwin siyasal birliklerin ve partilerin topluma ulasmak uygun araclar olmadiklanni acikca belirtir. Zanaatctlar reform icin parlamentoya baski yapmak uzere birlikler halinde orgtitlenirlerken, Godwin tehliketerden soz ediyordu. Oyeler parti
icin
hemen
ogrenir ve bagimsiz dusunceden vazgegerler. anlamda topluluktan yetki almis gibi davranmaya bile gerek gormeden iktidari kendileri i^in ele ge^irirler. Hukumete karsi one siiriilen goriisler bu ttirden birlikler icin de esit ilkelerini
Birlikler, genis
derecede gecerlidir ve dusmancadtr. Dogruya, gurultulu
tartly-
malar in yapitdigi kalabahk salonlarda ulasilamaz; dogru, sessiz dfisunceler iginde aciga
<;ikar.
Iktisat
Godwin, mulkiyet
iliskilerinden
vazgecmenin tek basina
yeterli
olmadigtni one surdu. Bu noktada liberal gelenekten kopar ve sosyalizmle
aym
siyasal adaletin
cizgide bulusur. Ashnda, mulkiyet
dokusunu tamamlayan
"kilittasi"
konusunun
oldugunu du-
sunur.
Godwin'in siyasal
goriisleri gibi iktisadi goriisleri de,
onun
etikinin bir uzantisidir. Rousseau'yia birfikte, servet tekeli kur-
mak
komsusunun zayifhgindan yararlanan ki§inin ilk sucu one surer. O zamandan beri mulkiyet ile hiikiimet ara-
icin
isledigini
sinda cok yakin bir baglanti olmustur, ciinku zengin, "devletin
dogmdan
ya da dolaylt yasa koyucusu"dur. Esilsiz bolusumun
ahlaki ve psikolojik sonu^lan
hem zengin hem
laket olmustur. Servet birikimi "kolece ratir,
ne
de yoksul icin
fe-
yaUaklanan bir ruh" ya-
servetin edinilmesi ve sergilenmesi evrensel bir tutku hali-
gelir, entelektiiel gelisimi
ve hazzi engeller. 52 Rekabeti tesvik
ederek toptumun butiin yapisini cok dar bir benciltik sistemine indirger. icin
Mulkiyet
amk
kendisi icin degil, sagladigi paye ve statu
arzulanmaktadir.
Godwin'e gore, yoksul dogmak kole dogmak demektir; yokbigimde kendi cabasma hapsedilmis ve baglan-
sul insan "garip
mis," "binlerce kotii ahskanhgin kolesi" haline gelmistir. Fabri-
mo no ton ugrastlar nedeniyle, iscileri birer makineye donustiirur ve her eehrede, ozellikle gocuklarda bir ka sistemi, endiseli ve
52
Ag€.
s.
89, 125.
William Godwin. Diijen A$igi
307
55 tiir "aptalca ve umutsuz bosluk" tirenr. Sanayi Devriminin act sonuclarmin farkinda olan Godwin, yeni imalat sehirlerinde, kirkina kadar yasamayi basaran iscilerin "Tuza banacak ekmek bu-
lamadiklan"m uzuntuyle soyler. Avrupa ulkelerindeki buyiik esitsizlikler ancak smif savaslanna yol acabilir ve yoksulu her seyi
"evrensel kaos"a indirgemeye kiskirur. 54
Godwin, mevcut mulkiyet
komunizm
iliskilerinin yerine bir gonullti
forrmi onerir, Baslangic noktast sudur: insanlar ortak
bir dogayi paylastiklan ifin tarafsiz bir adalet ilkesi oiusur.
keye gore, "dunyamn icin bir diger insan
iyi seyleri,
Bu
il-
bir insanin istedigini almasi
kadar gegerli bir hakka sahip oldugu ortak
bir stok olusturmaktadir." 35 Adalet,
her insani kendi mulkunu
emanet olarak gormeye ve ozgurlugun, bilginin ve erdemin artmasi icin en iyisini yapma yontemini dusunmeye zorlar. Godwin, paranm kendi ba$ina bir meta olmadigvm, sadece gercek metalann degisiminde bir arac oldugunu kabul eder. Hatah bicimde servet denilen sey, sadece, "toplumun kurumtan tarahndan belirli bireylere baskalanni kendi cikarlari ugruna ^ahfmaya zorlamalan icin saglanan bir guc"tUr. 56 Bu nedenle bir
Godwin bir insanin cahstigi ve bir baska insanm cahsmayarak onun emeginin meyveleri sayesinde gecindigi bir durumda hicbir adalet
goremez. Bedensel bakimdan uygun olan butun insan-
emek gecim bu kafinilmaz bicimde bos zamani artiracak ve herkesin kendi kavrama guciinii geligtirmesini ve yeni zevk kaynaklanndan yararlanmasini saglalann calismalan daha adil olacaktir. Az miktarda
araclannin saglanmasi i^in yeterli oldugu
icin,
yacaktir.
Godwin
nesneleri dort sinifa ayirarak cozumlemesini deringecim araclan, entelektuel ve ahlaki ilerleme araclan, pahah olmayan haz araclan ve luks araclan. Sonuncu smif, ilk iiculestirir:
nun
adil
hareketle rincisi,
bolusumiinun bashca engelidir. Bu siniflandirmadan Godwin, mulkiyet haklanm iic dereceye indirger. Bi-
"kullanimi bana
ail olan,
baska
turlia
edinilen yarar ve
hazza ktyasla daha buyuk bir toplam yarar ve haz saglayan, be-
nim
surekli hakkim"dir. Bu, ilk
uc nesne sin ifmi kapsar. Ikinci
dereceden miilkiyet, herkesin kendi endiistrisinin urunu uzerin53
Age,
s.
127.
54
Age,
s.
127, 126.
55
Age.s. 129.
56
Age,
s.
130.
Anar$izmin Jarihi
308
de sahip oldugu tasarruf hakkidir. Bu sadece olumsuz bir hak ve
bakima
bir
bir tur gasptir,
cunku
adalet beni, birinci dereceden
mulkiyete gore her uruniin ban a du send en fazlasini bolusturme-
Dorduncu simftan nesnelere denk
ye zorlar.
diisen iicuncii dereci karma yeti-
ce "bir baska insanin endustrisinin uruniinu elden si"dir. 57
emek
Bu, biitun degerler
tarafindan yarauldigi icin
haktan tamamen yoksundur ve dogrudan ikinci dereceyle
Godwin boylece
kapitalist birikimi
mabktim
eder.
celisir.
Olumlu
yanda, toplumun biittin iiyelerinin temel ihtiyaflarmin kar^ilan-
masi gerektigini one surer.
Komsumun
yardimi konusunda nasil
hakka sahipsem, o da ozel kanaat hakkina sahiptir. Ihtiyaclanmi karsilamak icin bana yardim etmek onun gorevidir, ancak bir
onun takdir yetkisini ihlal etmemek de benim gorevimdir. Bu anlamda mulkiyet "kutsal ve vazgecilmez ozel kanaat hakki"ni temel ahr. Faydaci gerekcelerle Godwin, istisna niteligindeki kosullarda, kendimi ve baska larini afetten kurtarmak icin komsumun mahni zorla almak zorunda kalabilecegimi de kabul eder. 58 Godwin'in mulkiyet konusunu ozgun ve derin bicimde ele ahsi,
erken sosyalist diisunurler iizerinde biiyuk bir etki
yaratti,
Insani ihtiyaclar, uretim ve sermayeye iliskin farkh goriisler ko-
nusunda sistematik olarak ya2an
onun somiiru ettiler,
hatta Siyasal Adalet'i cevirmeyi dusunduler. 59 Anarsist ge-
lenek icinde Godwin, mulk
ile
Proudhon'u onceler, Ne var
en
c;ok
aynm
yaparak
komunizm tasanminda
niifus artismda, tasarladigi komiinisi
toplumu
al-
edecek bir tehdit gormedi. C°g u anarsist gibi o da, dogal du-
zen ya da
uyuma umut
bir diizenleme gi
mulkiyet arasinda
ki goniillu
Kropotkin'e yakmdir.
Godwin tust
Marx ve En gels bulundugunu kabul
kisiydi.
ilk
teorisinin gelisimine kaikida
bagladi: "Insan
toplumunun dogasmda,
modeline gore yapilan miidahale en aza
indirildi-
zaman, her seyin kendi duzeyine ulasma, en uygun tarzda ge-
lisme egiliminde oldugunu gosteren bir ilke vardir." 60 gal kit hk
konusunda
hicbir
57
Age,s.l32, 134.
58
Age,
59
Bkz. Marx'ian Engels'e mektup, 17
s.
Aynca do-
bulgu yoktur; topraklann buyuk
135.
Man
1845,
VW/rii filing de Anarchic, Fritz Kater, Berlin, 1925,
alinti, s,
73.
Max
Netclau, Dcr
Rudolf Rocker, hak-
h olarak, Godwin'i "sonraki korniinist Anarjizm'in gercek kunicusu" olarak gordii.
60
Anarchist Writings,
s.
136,
William Godwin;
309
Diizcit A$\gi
kismi hala tarima acilmamt§tir ve mevcui lanm alanlanni tirmek de
dogum
mumkundur. Nufusun kontrolden cikmasi
iyiles-
halinde,
kontrol yontemleri kullamlabitir. Malthus, ku§kusuz bu
goruse kaulmiyordu ve Essay on tht Principle of Population (Niifus Ilkesi Uzerine Deneme, 1798) baslikh c^hsmasinda, nufusun besin maddelerinden daha hizh art ma k La oldugunu ve bu nedenle kotii
ahskanhklar ve sefaletin zorunlu engelleyiciler olarak var
olmaya devam etmesi gerektigini one laki kisitlama ya
siirdii.
Ancak Godwin, ah-
da tutumluluk doktriniyle karsi saldinya
gecti,
Malthus'un bulgulannin gecerliligini sorguladi ve hakli olarak insanlarm ne kadar az cocuga sahip olurlarsa hayat standardinin
o kadar
iyi
olacagint one siirdii.
Egitim
Godwin'e gore baslica reform
gun
diisunceleri
onu
liberter
araci egitimdir.
ve
ilerici
Konuya
iliskin oz-
dusiincenin buyuk oncu-
lerinden biri haline getirdi. Godwin, ozgurlugun egitimin,
min de ozgurlugun temeli oldugunu
belki
egiti-
de biitun diger
dusuniirlerden daha cok kabul eder, Egitimin nihai amacinin, bireysel anlaytsi gelistirmek ve
cocuklan ozgiir bir toplum yarat-
maya ve zevk almaya hazirlamak oldugunu savunur. Insan dogasma iliskin goruslerini muhafaza ederken,
kisi-
bakimindan egitimin hukiimetten dasahip olduguna inaniyordu. Cocuklar, "elimi-
liklerimizin bicimlenmesi
ha buyiik bir giice
ze verilmis bir tur
hammadde, kolayca
bir cevher" gibidirler. 61 bi,
Doganm
asla bir
sekil verilebilen,
esnek
ahmak uretmemesi
deha da dogustan gelmez, daha sonra kazanihr.
O
gi-
halde,
gencligin kotu ahskanhklari denilen sey, dogadan degil, egitimin
bozuklugundan kaynaklanir. Cocuklar diinyaya masum olarak gelirler; Guven, nezaket ve iyilik onlann mizacini olusturur. Yetiskinterin "rendeleyici mudahalesi"nden asla ozgur olmadiklan bir sirada, derin ve dogal bir
luk,
ozgurluk askma sahiptirler. Ozgur-
"anlama gucuniin okulu" ve "guciin anast"dir; ashnda
i;o-
cuklar okutdan cok, bos zamanlannda ogrenir ve gelisirler. 62
Godwin'e gore biitun egitim
Modem 61
Agc,s. 161.
62
Age,
s.
bir
despotizm formunu kapsar.
egitim sadece cocuklann yureklerini curutmekle kal-
144.
Anar$izmin
310
Tari/ii
maz, anlasilmaz jargonuyla akillanni da zayiflatir. Onlarin gercek kapasitelerini aciga cikarmak igin pek az caba harcar. Ulusal egitim ya da Devlet egitimi, pek cok ilerici reformcunun o buyiik
umudu, sadece sorunlarm daha da kstulesmesine yol
kamu kurumlari
gibi egitim
kurumu
acar.
ve "yanh$hgi kamtlanmis hatalar"i insan zihninde
nir
Sonuc
Butun
da, siireklitik fikrine dayasabitler:
olarak, Use ve universkelerde ogretilen bilgi, toplulugun
engellenmemis uyelerinin sahip olduklan bilginin gerisindedir. 63 Aynca, bir ulusal egitim sistemi hukumetin ay nasi ve araci
olmaktan kurtutamaz; bunlar, Kilise ve Devlet'inkinden daha tin bir ittifaki otusiurur,
ogretirler.
ce-
dogruluktan 90k mevcut yapiya saygiyi
Bu kosullarda ogretmenin,
olarak yeniden olusturmakla
bilginin temellerini stirekli
yukumlu
bir kole ve
kendi iradesi-
dayatan gencligin hazlanni ve feveranlanni sonsuza dek dene t ley en bir tiran haline gelmesi $a§irtici degildir. ni
Godwin, grup sisel
ici
egiiimin, yeteneklerin gelistirilmesi ve ki-
khnligin tesvik edilmesi bakimindan tek kisilik ogretime
kabut eder, Bu nedenle, mevcut topEumda en iyisinin kucuk ve bagimsiz bir okul oldugunu one surer. Ancak bu noktada durmayarak geleneksel egitimin temelleritercih edilmesi gerektigini
ni
sorgulamaya devam eder.
Ona gore egitimin amaci mutluluk uretimi olmahdir, Erdem muttulugun ozudur ve erdemli kisinin bilge kisi olmasi gerekir. Egitim, uygun bicimde denetlenen, aktif ve ogrenmeye hazir bir zihin gelistirmelidir.
Bunu saglamamn en
cocuklann kafasina sokmak
giyi
aciga cikarmak, zihinlerini
iyi
yolu, belirli bir bil-
degil, onlarin gizil yetenekferini
uyandirmak ve onlara dusunme
alis-
kanhgi kazandirmaktir.
O riist
halde, cocuklan egitirken, esitlikci, anlayisli, icten, du-
ve acik olmaliyiz. Sert gozetimciler ve oyunbozanlar olma-
mahyiz; genclerin asinhklan genellikle deha ve enerjinin erken gostergeleridir,
Oku ma
hevesini tesvik etmeli, ancak ne okuya-
caklanm belirlemeye cahsmamahyiz. En onemlisi, bilme
arzula-
nni, bilginin ustunlugunii gostererek canlandirmahyiz.
Ne
var ki
Godwin,
renmesi halinde, o
bir ogrencinin sadece arzuladigi i^in 6g-
muazzam
egitim aygitinin
tamamen ortadan
kalkabilecegini one surer. Boylece ogretmen ya da ogrenci gibi
fi-
gurler ortadan katkar; her bir kisi zorlukla karsilagtiginda daha 63
Age,
5.
146.
William Godwin.
Diwn
311
Afigi
bilgilenmek icin isteyerek birine danisacak, ancak kendisin-
iyi
den istemedigi bir seyi ogrenmesi beklenmeyecektir. Herkes rehberlik sunmaya ve bir digerini tesvik etmeye hazir olacaktir. Boylece zihin, kendi dogal egilimlerine gore gelisecek ve cocukkendi potansiyellerini tarn olarak gelistireceklerdir.
Iar
Ozgiir
Toplum
Godwin kendi ozgur toplum tasansmi sunmazken -bunu saydi kendi ilerleme tasansina ve dogruluk
nosyonuna
yap-
ters dii-
ozgur toplumun izleyebilecegi genel yonelimlerden bazdanni taslak halinde ortaya koyar. Ilk planda, ozgiirlugun kisiye bir yetki olarak verilmedigi, yani kisinin aklin ilkelerini hesaba
serdi-
katmadan
diledigi gibi
davranmasi olmadigi konusunda dikkatli-
bagimsizhk arasinda ayrim yapar: Dogal bagimsizhk, ve mantigin gerekleri dismda her tiirlu kisitlamadan ozgtir-
dir. Iki tur
"akil
luk" ki
bunu cok onemli
gorur; ve
daima zararh olan ahlaki ba-
gimsizhk. 64 Bireyselltgimizi geli§urmekte ve kendi mantigimizin gerekterini yerine getirmekte ozgiir olmamiz,
ama aym zaman-
baskalannm eylemlerini yargilamaya ve etkilemeye de hazir olmamiz onemlidir, Ahlaki geligme olmadan dissal ozgurluk fazda,
la
deger tasimaz. Ashnda, kisinin fiziksel olarak kolelestirilmesi
ve gene de bagimsizhk duygusunu korumasi, ancak kisitlanmamis. bir kisinin pasif
bicimde
itaat
ederek kendisini gonullu ola-
mumkundur, Godwin'e gore insan haklan, amac degil, insan kisiligini bilgehk ve erdemle
rak kolelestirmesi
kendi basina bir
gelistirmenin bir aracidir.
Godwin
kendisine anarsist demedi ve "anarsi" sozcugiimi,
kendi cagdaslan gibi olumsuz anlamda, siyasal adalet ilkelerini
benimsemeksizin hukumetin hemen dagmlmasina yol acabilecek siddet ve asin karisikhgm bir ifadesi olarak kullandi. Boyle bir giir
durumda,
bazi
kudurmus unsurlarm
kisisel guvenligi ve oz-
arastirmayi tehdit edebileceginden korkuyordu. Fransiz dev-
rimcilerinin
verdigi
ornek ona sunu gostermisti: Insanlann
"yonlendirilmemis tutkulan genellikle esulik noktasinda durmayacak, onlan iktidan
kapmaya
kiskirtacaktir." 65
Gene de God-
win, anar?izmin bu anlamdaki kotuluklerini de spot lu gun kotu64
Ap,
s.
1^8.
65
Age,
s.
161.
Anar$izmin Tarihi
312
despotizmi siirekhdir, oysa anarsi
liiklerine tercih eder. Devlet
gecicidir. Anarsi topluluk aracihgiyla enerji ve girisim gucti yayar,
insanlan onyargi ve kesin inanclardan kurtarir.
En onemlisi
"dogrulugun ve ozgurltigun carptttlmis ve muhtesem bir sureti"nt tasir ve en iyi insan toplumu formuna goturebilir.^ anarsi,
Godwin daima, toplumun buyuk
bir
bolumunun kendi ban$ci
ve iiretken orgutunii siirdurdugunu one surmustiir.
Godwin, karmagik yonetim aygitlan olan modern Ulusyuz yiize lopluluklardan olusan basitlegiirilmis ve merkezi olmayan bir toplum onerir. "Buyiik imparatorluk ve yasama birtigi" fikirleri "askeri kahramanhk gunlerinin barbarca Devlet'in yerine,
kalinulan"dir. 67
Komsular
birbirinin kaygilanni
en
iyi
bilen kisi-
ler
olduklan, ciddiyet ve adalet sinirh bir cevrenin ozelligi oldu-
gu
icin,
merkezi olmayan iktidar tercih edilmelidir.
O
halde in-
esgudiim saglamak ve toplumsal faydayi gtivence altina almak icin gonulhj bir bolgeler federasyonu (bir "kiiciik sanlar, tiretime
cumhuriyetler kon federasyonu") olu$turmalidirlar. Boyle bir cogulcu topluluk icinde Godwin, geleneksel Ingiliz
"semti" -sonraki anar§istlerin ozyonetim
komunu-
gibi kuciik
bir bolgenin (parish: Ingihere'de en kiiciik idari bolge, c.n.) te-
mel toplumsal birimi olu§turabilecegini one surer. Demokrasi dogrudan ve katihmci olacaktir, oyle ki, akhn sesi isitilebtlecek ve butiin yuritaslann soz hakki olacaktir. Merkezi olmayan boyte bir toplum pejoratif anlamda dar goruslu olma ihtiyaci duymaz, cunku Ulus-Devletler'in ve rakiplerinin ortadan kalkmasiyla birlikte
biitun insan turleri
"buyuk
bir
cumhuriyet" olustura-
caklardir.*3
Godwin,
bir gee is
donemi icinde esgiidurn sag lay an ge^ici cozmek ya da ya-
bir organin, bolgeler arasindaki anlasmazhklari
banci
istilaciyi
Bu nedenle lise
puskiirtmek icin gerekli o labile cegini kabul eder,
bolgelerin, ancak
cok
acil
durumlarda bir genel mec-
ya da federasyon kongresine delege gonderebileceklerini one
surer. Meclis surekli ya da ortak bir otorite
merkezi olusturmaz
ve burada cahsan gorevliler ucret almazlar, goniillu olarak desteklenirler.
Topluluk icindeki bireyler arasinda cikabilecek anla§mazlik66
Age,
s.
162.
67
Age,
s.
164.
68
Age.
s.
163-4,
William Godwin
Dficcii
313
A$\p
Ian ve haksiz durumlan ele almak icin ycrel duzeyde halk jurilecikarlarm i§igmda ozel ri kurulabilir. Bu durumda davalar genel kosullar dikkate alinarak gdrulur.
Ne
var ki
uzun donemde,
ge-
rek meclisler gerekse juriler butiin yetkilerini kaybederler ve bolgeleri ortak yarar icin isbirligi
yapmaya
tesvik
suclulardan hatalarmi terk etmelerini istemek
etmek ya da
yeterli olur.
Godwin, toplumsal sistemin basitlestirilmesi halinde, akhn sesinin i$itilecegine, mutabakatin saglanacagina ve dogal bir cisurecegine guvenir. Insanlar kendilerini yonetmeye ahstikca, biitiin zorlayici kurumlar gereksizlesecek ve gecmiste kalacakti. Hukiimet kendiliginden duzeni saglayan karlar
uyumunun hukum
anar§i
toplumuna
gayla
uyum
gececekti. Insanlar, acik aileler halinde ve do-
icinde, basit
ama
geliskin bir hayat sureceklerdi. Ev-
kaldinlacak ve yerini ozgur birle$melere birakacakti; her cocuk topluluk tarafmdan bakilacak ve egitilecekti. Bu ozgur ve esit toplumda, herkesin kendi entelektiiel ve lilik
ahlaki potansiyelini gelisdrme hrsati olacakti. Karmasik hukumet mekanizmasinm ortadan kaldtnlmasi, agin luksun sona er-
mesi ve
isin
herkesce paylasilmastyla birlikte, hayati siirdurmek
icin gerekli olan
emek miktan onemli olcude
win'in hesaplamalanna gore
cahsma
bir
azaltilacak,
muhtemelen gunde yanm
God-
saatlik
yeterli olacakti.
Sanayi Devrimi'ni asla kiicumsemeyen Godwin, agir isleri azaltmak ve hahfletmek icin teknolojiden -"cesitli fabrikalar, domakineleri, buharh makineler," hatta gtinun birinde oto69 matik saban- yararlanilmasim ister. Tolstoy'un aksine, gereksiz
kuma el
emegine saygi duymaz. Uygun teknoloji, sadece simdiki isbo-
lumunun
dayattigi zorunlu i§birligini azaltmakla kalmayacak,
bakimmdan cok degerbog zamam da artiracakti. Aynca bilim gtinun birinde madde karsisinda her bakimdan tistun olmasini ve haya-
insanlann kendi zihinlerini gelistirmeleri li
olan
zihnin ttn sel
uzamasini da saglayabilirdi. Godwin, nadir gorulen bir fiktrucus aninda, olumsuzlugun sirnnm cozulecegini de one su-
rer!
Godwin'in merkezi olmayan toplumu, sanayi oncesi Ingiltetopluluklanndan hie ku^kusuz esinlenmis olsa
re'nin organik da, saf
anlamda tanmsal
bir anlayisi ifade etmez.
Modern
tekno-
loji
ve btlimin potansiyel olarak ozgiirlestirici etkilerine olan gu-
69
Age,s. 172.
314
Anar$izmin Tarihi
veni, gecmise degil gelecege baktigmi gosterir.
Ashnda, on dokuzuncu ve yirminci yuzytllarda uretimin giderek merkezile?tigine tanik olunsa da, yeni teknoloji Godwin'in umdugu gibi monolitik endtistrilerin
yol acabiltr.
dagilmasina ve btiyuk kentlerin parcatanmasma
Bu konuda Godwin, Kropotkin'in
lar ve Atolyeler'ini
haber
Tarlalar, Fabrika-
verir.
Godwin, aynnulara girmemekle birlikte iscilerin kendi ?ikarlarmm ya da yeteneklerinin geregini yerine getirmeleriyle uretimin gonullu olarak orgijtlenecegini ima eder. Belirli bir issiirdurebilir, gunkii belirli becerileri olan insanlar uzmanlastiklan islerde zaman harcamayi tercih edebilirler.
bolumu varhgmi
Maddi mallann gonullu paylasimi saglanacakur.
Ureticiler uret-
en cok ihtiyaci olanlara verecekler ve komsulannin faztalanyla kendi zorunlu ihtiyaclanm karsilayacaklardir. Boylece mallar onlara ihtiya? duyanlara kendiliginden ge^ecektikleri fazlalan
dr. Ne var ki iktisadi iliskiler bolusumu temel alacakti.
Godwin ozgur
ve esit toplumda birey
ce baglanuyi dikkatle
mu
vahim
bir
gin"
yam
sira,
takas ya da degi?imi degil, serbest
ile
tammlama konusunda
grup arasmdaki kaygihydi.
Bu
in-
tutu-
bictmde yanlis anlasitmistir,
ciinkti "asm bireycili"komunal dayamsma" icinde yok etmek istemeklesuclanmisw. 70 Ashnda ikisini de yapmadi.
birey i,
Godwin'in, "her §eyi
isbirligi terimiyle
kotudur," diye yazdigi dogrudur. 71 i?btrligi,
anlatmak
bir olctide
Ancak onun mahkum
isbolumunun, kisitlanmts bir
birligin ya
ettigi
da iktidardaki-
lerin dayattigi birornek faatiyettir. Neden daima bajkalanna gore hareket eimemiz ve "dakik bir birorneklige" indirgenmemiz gerektigini anlayamiyordu. Bu nedenle, esit bir toplumda ortak ca-
hsma, ortak yemek ya da ortak stoklara gerek gormuyordu. Godwin'e gore bunlar, "du§tincenm fethi saglanmaksizin davramsi kisitlayan hatah araglar"
idi.
72
Godwin'e gore toplumun organik bir butun olusturdugu ve kendi bireylerinin topiarmndan bagka bir sey otmadigi dogrudur. Aydinlanrms kisiyi, haz ve acinin bireysel hesaplamasim yapan ve kendi eyleminin sonuclarmi dikkatle tartan bir kisi olarak res70
Bki. Clark. The Philosophical Anarchism of William Godwin, s. 312; Isaac Krammick, Introduction, Political Justice, Penguin, HarmondsworLh 1976
71
Anarchist Writings,
72
Age,s. 171, 172,
s.
52. s.
171.
William Godwin: Oiircir
315
A$i$,i
vurgumetti. Entelektfiel ve ahlaki gelisimde ozcrkligin degerini ladi; yaratici
dusiince icin hepimiz, serbesige diisunebilecegimiz
ihtiyac duyanz. Godwin kisinin kaybetmesinde hicbir devarligmda kendi benligini baskalarmin ger gormuyordu:
bir alana, zihinsel bir
uzama
Her insan kendi merkezine dayanmah ve kendi anlayis gucune basvurmahdvr. Her insan kendi bagimsizhgmi hissedebilmelidir ki, adalet ve dogruluk ilkelerini,
onlan kendi durumunun
ozellikleri-
ne ve baskalarmin hatalanna tehlikeli bir bicimde uydurmak zo73 runda kalmadan benimseyebilsin.
bu sekilde kabul edilmesi, Godonun anarsist toplumun-
Bireysel ozerklik ihtiyacimn
win'in bashca elestirilerinden bin, yani
kamuoyu tiranhgmm yasalarm tiranhgtndan daha tehlikeli olabilecegi dtisiincesi dikkate almdigmda daha iyi anlasdacakur. da,
Godwin kesinlikle, hatalan duzeltmenin ve komsulanmizin refahim gelistirmenin bir gorev oldugunu, her zaman tam bir ictendavranmamiz
likle
Ashnda, kamusal otoridavramsi duzeltmek igin
gerektigini savunur.
tenin yerini alacak "genel gozetim"in,
"kamci ve zincirden daha az kailamlabilir olmayan" bir gtic sag74 layacagmi one siirecek kadar ileri gider. Bu sozler oldukca hosgoriisuz bir hava tasisa da Godwin, dayatabireye zorbahk edecek ya da ona belirli fikir ve degerleri cak her
ttirlu
kolektif onletne toptan karsi
oldugunu acik^a
ifade
pknda, onun tavsiye ettigi ictenlik turu, komsulanm kui^guzarlara donusturmeyi degil, "birbirleriyle gercekten
etti. Ilk
ralci
dost" olmalanni saglayacak sekilde onlari her
kidan kurtarmayi amaclar.
miz her
turlti
Ikincisi,
ttirlu
gereksiz bas-
komsulanmiza yapabilecegi-
kmama onlann aklma bir basvuru olmah,
ilimli bir
tutumla ve §efkatle yapilmahdir. Uciincusti, Godwin insanlann olabirbirlerinin ozerkligini taniyacak akdci ve bagimsiz bireyler
caklanm
dtisunur:
"Benim
kom^um
beni serbestce ve kayitsizca degil, kendi gorusiime
ancak onun goriisune gore 75 gore davrandiguni da unutmamahdir." kinayabilir,
sal
Godwin kisisel ozerklige kesinlikle deger verirken, toplumvarlikbr oldugumuzu, toplumu olusturdugumuzu ve toplu-
73
Age, s 60-1.
74
Poiilical Justice,
75
Agf,
I,
333, 168.
1793 bsk., U,
s.
565.
Anar$izmin Tarihi
316
mun
en
ortaya gikardrgim tekrar tekrar vurgu-
iyi niteliklerimizi
Ashnda, ozerklik iie kolektiflik arasinda hi^bir gerilim gormez, cunkti "ozgurluk aski hie kuskusuz birlik duygusuna ve lar.
baskalan igin kaygilanmayi gerekliren bir afar." 76
Godwin 'in romanlan, asm
jik ve ahlaki tehlikelerini
kisilik
ozelhgine yol
yalnizhk ve tecritin psikolo-
gok canh bir bidmde
gosierir,
Onun
evrensel yardimseverlik anlayisimn temelini olusturan etik siste-
min
esin kaynagt insan sevgisidir.
Ashnda Godwin ozgur ve e§it bir toplumda insan lann da ha loplumsal ve daha bireysel olacaklanna inanir: "Her insan komsusuyla simdikinden bin kat daha fazla sevgi ve karsdikh nezaketle birlesecektir;
keme
ama
her insan tek basina dtisunecek ve
muha-
edecektir." Nihai olarak, birey ve
degildir,
cunku her
kisi
toplum birbirinin karsiti bireysel olarak <;ok daha gelismis ve lop-
lumsal olarak daha bilincli olacaktir; "dar bencillik ilkesi" ortadan kalkacak ve "herkes kendi bireysel varhgtm genel iyilik dusuncesi idnde kaybedecektir." 77 Godwin'in en biri, kisisel
ozerklik talebi
ile
gticjii
yanlanndan
toplumsal hayatin gereklerini bag-
da§nrma tarzidir. Ashnda Godwin'in anarsizmi, Stirner'in egoizmi ya da Proudhon'un rekabetciliginden 90k Kropotkin'in komunizmine yakindir.
Reform Arabian Fransiz Devriminin Terore donustugune tamk olan Godwin, toplumun ani ve siddetli donusumu anlaminda devrimi butun kalbiyle desteklemedi.
zunden
Devrim
bir tiranhgin sactigi dehset yu-
baslayabilir; ancak, ozellikle iktidan ele gerirenler baska-
lanni ceza tehdidiyle zorlamaya cahsirlarsa, devrimin kendisi bir tiranhga donusebilir.
Godwin jisi
kararli bir bansci degildi,
ancak ozgurlesme
strate-
siddei igermiyordu. Insan akhnin, bir saldirgam kihcmi bi-
rakmaya ikna edecek kadar gelismis oldugunu dusunniedi. Silahh miicadele bir "ic saldirgan"a karsi direnmek ya da isgalci bir despotu te,
puskunmek
butun ikna
icin
de gerekli
olabilirdi. 78
Bununla
c^abalan ve goruslerin bosa ciktigi bir
asgari diizeyde fiziksel 76
Anarchist Writings,
77
Agc,s. 173.
78
Ag
s.
birlik-
durumda, guc kullanimmi kabul ediyordu. Sonug
172-3,
317
William Godwin; Duztn /Wj£j
olarak
meye
aydmlanmis
kisinin gorevi siddei yoluyla devrimi ertele-
gahsntakti,
Boylece
Godwin
barikatlarda degil fikirlerde devrim istedi.
Degi§imi saglayacak uygun ara?, bilginin yayilmasiydi: "Insan zihnini etkileyecek
mesru
arac, zor degil, iknadir."
Toplumun
esitlenmesi herk~si zorla "ciplak ve vahsi bir esitlige" indirgemek digil, her k s A bilgelige yuksettmekti. Ne var ki Godwin'in 1
tavsiye ettigi re j
asamahdn fikir
ki,
b
1
m 1a
("guler yuztii ve selim iktidar!") oylesine
eytem demek biraz zor
olabilir.
79
uruldugu icin, insanlar akillandikca ve
temeiinde
Hukiimet
onun
ge-
reksiz bir kottil «k oldugunu anladikga, desteklerini asamalar halinde cekecekle ve hukumet zamanla sonumlenecekti. Bu suredn siyasal pa-tiler ya da birliklerce gerceklesurilemeyecegi -
a?ikti,
iogrulan soyleyecek,
Godwin,
ictenlikle
davranacak ve
boylece degisirnin katalizorii olabilecek anlayisli ve iyi niyetli inttiru,
kucuk ve bagimsiz
grubu"nun
prototipidir. Anar-
sanlar arar. Tavsiye ettigi yegane orgut gevre,
modern
anarsist "sempati
ilk ki§ist gelenek idnde Godwin "sozlu propaganda" yi savunan geregini yenilenme ahlaki once reformdan Siyasal si olmustur. vurgulayarak, "ozel olan siyasaldir" fikrini de cok onceden haber
vermis lir.
Godwin'in asamacthgi naif
bir diisunur olmadigini gosterir-
ken, pratikie izledigi siyasete tuiucu bir
yon kazandinr, Shel-
yalmlmis protesto eylemleri turunu ele$tirdi. ley'in Dogru yonde oldugu gorulen her hareketi belirti bir mesafeden desteklemenin dogru oldugunu dusiinuyordu. Kendi tarihsel kokatildigi
sullan icinde soyle diyordu: "Kendimi ilkesel olarak Cumhuriyetd, pratikte ise bir Whig olarak goruyorum. Ben bir filozofum, kisi; ve bu amaca okuyarak, ya80 1790'larda zarak ve biraz da konusarak ulasmak istiyorum." vazgecti. bir ara Parlamento'ya girmeyi dusunduyse de hemen
yani akilh olmayi arzulayan bir
Parlamento
iiyeligi
onun bagimsiz ligmi
kisitlayacak,
90k derin dusuncelere dalmaya uygun olan
eylemden
kisiligine ters duse-
cekti.
Godwin
yeterli bir praksis geli^tirmeyi
asamacthgi, kusaklan, etkileyici bir otorite v; ikt sadi esitsizligin feci 79 80
Agf, s 123,121. Alinti.
wniain Godwin,
s.
343.
basaramadi.
bidmde
Ihtiyatli
betimledigi siyasal
sonuclanna terk etmek zorun-
318
Anar%izmm
Tarihi
da kaldigmi gosteriyordu. Fikirlerin kosullar tarafmdan nasil bicimlendirildigirii
canh
tirmekten cok sadece
oldukca insanlarm akildigi
bir
bicimde kamtlarken, kosullan degisdegistirmeye cahsti.
fikirleri
Hukumet
var
tarn olarak akilci
otamayacaklan ve insanlar olarak kaldikca hukumetin de var olmaya devam edecegi
ikilemirtden kurtulmadi. Godwin'in sorunu reform meselesini
kurumlar duzeyinde,
fikirler
diizeyindeki kadar kavrayamamis
olmasiydi.
Toplumsal bes, Locke,
bir filozof olarak
Rousseau ve
Godwin, hig kuskusuz, Hob-
aym
ayardaydi. Felsefi anarsiztutarh ve derin savunucusu oldu. Kendi liberter sonuclainsan dogasina tliskin makul bir anlayistan hareketlc Mill'le
min en nni
dikkatli bir bicimde ortaya
koydu.
.Siyasetin etikten
ayrdamaya-
cagina inandi ve ikna edici bir adalet aniayisi olusturdu. Yasa, hukumet ve demokrasiye iliskin temel varsayimlara yonelttigi elestiriler icgoruyle
doludur. Saglam bir dogruluk anlayismdan
hareketle, en giiclu dusiince ve ifade ozgiiriugu
savunulanndan
birini gelistirdi.
Godwin mevcut tiranhklann yerine, ozgur ve esit bireylerin goniillu birlikterinden otusan basi ties tiril mis ve merkezi olmayan
bir
toplum onerdi. Egitim teorisinde, isteyerek ogrenmenin
yararlanni gosterdi. tktisatta, esitsizligin feci sonuclarmi kanitladi ve bir ozgur komunizm sistemi tasarladi. Godwin'in siyasal pratigi yetersiz olduysa,
bicimde uygulanmasiyla filozof olmasiydi.
bunun
rtedeni, evrensel ilkeleriii belirli
degil, ilkelerin kendisiyle ilgilenen bir
Bu ilkelerden
yaptigi cesur cikarsamalarla, ya-
sadigi cagin radikalizmini asan ilk btiytik anarsist
dusunur oldu.
Max
Stirner: Bilingli Egoist
<&
asm formunu savunur. SadeToplum, Insanhk ve Tann gibi butun soyut varhklan da reddeder. Ban felsefesinin butun akrici
Max
Stirner bireyci anarsizmin en
ce yardimseverligi degil, Devlet,
gelenegine isyan eder ve
deneyim tutkusunu
2aferine sarsilmaz bir rine
felsefi
soyutlama yerine dolaysiz
onerir. Eseri, Ahi], tlerleme ve
kisisel
Diizenm nihai
guven duyan Aydinlanmamn temel
ilkele-
cepheden bir saldindir. Stirner'in felsefe tarihindeki yeri, lasidigi anarsist staitisu
kadar tarusmalidir. Egoistin "her seye baskin olan, tek basma
zevk alma ve oynama amaci"ndaki saf estetik
islevi
yerine geti-
butun onermeleri tahrip ettigi icin, anarsist degil, daha cok nihilist oldugu one surulmustur. Camus, Stirner'in Tannya metafizik isyamm, bireyin mutlak olumlanmasi ve "cirenler disinda
1
oncusu olarak gordu. 2 Bazilan da bireyin ontolojik onceligine duydugu ilgiyi vurgulayarak, Stirner'i varolu§cu gelenege yerle§tirirler. Herbert Read kisstz
durumda gulen"
bir tur nihilizm
ona "en varolu§cu filozoflardan 1
R.
W.
3
diyordu.^
K. Paterson, Tkt Nihilistic Egoisc
Press, 1971,
2
biri"
s.
292-3.
Aynca Bkz.
s.
Mux
Slirrnr, Osfe-id
102, 127
Alben Camus, L'Hommir r&vo\l(, Gallimard, Herbert Read, Anarchy and Order, s. 165.
Pari:.,
1451
.
s.
8
I
University
Anar$izmin Tarihi
320 Stirner'in digi
mevcut degerlere ve kurumlara bastan sona
kesindir.
saldir-
bireyin benzersiz gercekligini
gibi,
onu Hegelci metafizigin buyuk laternasindan kurtarHiristiyan ahlaka yaptigi saldinda ve tam bireyin
kutsadi ve
maya
Kierkegaard
caltsti,
ozyuceltimi cagrisinda, Nietzsche'yi ve estetik varolusculugu andinyordu. Ancak eserinde nihilist ve varoluscu ogeler olsa da,
butun ahlaki ve toplumsal degerleri yikmaya cahsmadigi S timer sadece bir nihilist degildi. Kesin
konusmak
icin
gerekirse, bir
on varoluscu da
degildir, cunku daha yuksek ve daha iyi bir biyaratma girisimlerini reddeder. Stirner anarsist gelenege mensuptur ve bu gelenegin en ozgun ve yaratici dusunurlerin-
rey
den
Pek cok
biridir.
onun goriisterini sok edici ve uygvmsuz onun cesur mantigiyla uyusmakla yukum-
kisi
bulsa da, her [iberter ludiir.
Marx ve
man
Engels, Stirner'i yeterince ciddiye almislar ve AlSdeohjisi'nm biiyuk bir bdlumiinde, "Aziz Max", "Sancho"
bu dusuniirun insani cileden cikaran gdrtiscurutmeye cahsmislardir. 4 Aslmda Stirner, Marx ile pek cok noktayi, Marx 'in diyalektik yontemini, soyutlamatarim ve ve "Esstz" dedikleri lerini
"insani 6z"e iliskin
elestirisirti,
emek cozumlemesini,
statik
mad-
decilik reddiyesini ve toplumsal degisimde insan iradesine yaptigi
vurguyu
paylasir, Engels,
Marx'm
Stirner'in kitabim
okuduk-
tan sonra, egoizmi benhnsedigini ve gecici de olsa, "biz
aym
nisder de
komu-
sekilde egoizmden geliyoruz" dedigini teshm
eder. 5
Genellikle Benhk ve Mulkiyeti olarak cevrilen temel eseri Der Einzige und sein Eigenthum'da (1845) otorite karsismdaki bireyin en tutarh savunusunu yapar. Devlei ve toplumsal kurumlara iliskin arastmci bir elestiri sunar ve
ye
dayali
itiskiler
kuracak
yansacak bir "egoistler
ve
onlann yerine, sozlesme-
birbirleriyle
barisci
bicimde
birligi" dnerir. Stirner'in kisisel ozerklik
savunusu, sadece Benjamin Tucker ve Amerikah bireycileri degil, yasadigimiz yuzytl icinde Emma Goldman ve Herbert Read toplumsal anarsistleri de eikiledi. Kropotkin'in
gibi
onun
anti-
onda gordiigu ve "ahlakin yuzeysel inkan" deseye ayiracak fazla zamani yoktu, ancak sosyalist donemin-
sosyal saldinsma, digi
deki 4
Mussolini,
Bki. C.
J.
Lawrence 5
Stirner'in
"bireyin
Arthur, "Introduction",
& Wishart, 1970,
Alinti, Paterson,
Hi*
s.
Marx
dogal
&
23.
Nihilistic Egoist,
s.
117.
gucleri"ne
Engels, The
German
iliskin Ideology,
Max Stinia" ovgiisunii yeniden
Solun gerekse Sagm ya
devam
Max
moda
liilincti
haline gctirmtk
liberie rlerini
321
(:"j;iiist
istedi. 6 Stirner
gerek
esinlemeye ve cileden cikarma-
etmektedir. 7
ne kadar cesur
Stirner'in dusunceleri
o kadar lirkek
idiyse, hayati
da
1806'da Bavyera bolgesindeki Bayreuth'ta
gecti,
dogdu; gercek adijohann Kaspar Schmidt'tir. Ana babasi yoksuldu. Babasinin olumunden sonra annesi yeniden evlendi ve kocakuzey Almanya'ya
siyla birlikte
Sonunda
uth'a yerlesti.
delirdi,
stnda Berlin Oniversitesi'ne
gitti,
daha sonra tekrar Bayreile 1828 yillan ara-
Oglu, 1826
devam
Burada
etti,
gordii ve Hegel'in konferanslanm dinledi. yeri
ra,
dgrenimi
felsefe
Ancak akademik
kari-
pek parlak olmadi. Stirner, iki ayn iiniversitede kisa sure vakit gecirdikten son-
1832 yihnda
olarak
dondu
Berlin'e
Daha sonra on
basardi.
ve ogretmenlik sertifikasi almayi
sekiz ay kadar ucretsiz stajyer dgretmen
ancak Prusya hiikiimeti onu
calisti,
tain
gun ogretmen
olarak atamayt reddeui. 1837'de pansiyoncusunun kiziyla evlendi,
ancak
birkac.
ay sonra gene, kadin
dogum yaparken
ner'in munzeviligini ve egoizmini yalniz
kariyerine ve kotu talihine
oldii. Stir-
cocukluguna, basansiz
baglamamak zordur. Madam Gropiis buldugu boyunca Johann
us'un gene kizlar icin Berlin'de kurdugu akademide
zaman
donmeye
tali hi
Kaspar'tn duzenli bir
basladi. Sonraki bes yil
isi
lektuellerinin bazilanyla
oldu ve doneminin en
kayna§maya
basladi.
atesli
gene ente-
Kendilerine Die
Frelen -Ozgiir Olanlar- diyorlardi ve 1840'lann basinda Fried-
uzerindeki Hippef's Weinstube'de toplamyorlardi. Bruno Bauer ve Edgar Bauer grubun onde giden simalarrydi, ancak Marx ve Engels de zaman zaman onlara katihyorlardi, Engels, Arnold Rouge ile yaptigi bir ziyaret sirasinda gene Hegelcirichstrasse
ler
hakkinda edindigi izlenimleri bir eskiz olarak birakmistir. Bu
eskizde Johann Kaspar gurultulu bir tartismayi izleyen yalniz bir kisi
olarak betimlenmektedir.
Marx'in gazetesi Rhtin'tsche ZeitHtig'da, 1842'de yayimlanan "Egitimimizin Sahte Ilkesi"ni bu Stirner'in izlemekte
san"
donemde
yazdi.
Bu deneme
liberter cizgiyi gosterir. "Egitimli in-
"ozgiir insan" arasinda ay rim yaparak, birinci
ile
6
Kropotkin,
7
Bkz. John
James hism
oldugu
j.
in
Etflif s, s.
P.
338, Mussolini, abntijoll. The Antmhists,
Clark, Max's Stirner's Egoism,
Martin,
Men
Freedom
1'ress,
s.
durumda 155.
1976,
s,
87-90;
against the State: The Expusifors of individualist Anarc-
America, 1827-1 908, Ralph Myles, Colorado Springs, 1970.
s.
250.
322
Anar$izmin Tarihi
Insanhgm sahiplendigi
biiginin, Kilise, Devlet ve
lendirmek
icin kullanildtgmi, ikinci
lastirdigini
one
durumda
ise
kisiligi
bicim-
secmeyi kolay-
sitrdu:
Insanlarda ozgiirluk
fikrj
uyandinhrsa, ozgtir insan durmaksizin
kendisini ozgurlestirecektir; tarn tersine, eger insanlar sadece egitilirlerse,
kendilerini en yflksek duzeyde yetismts, zarif insanlar ola-
rak daima kosullara uyduracaklar ve ujakga yaltaklanan ruhlar halitide yozlasaeaklardtr. 8
buyuk Alman metafizikcinin felsefesini tartisuklan ve sonunda ona karsi ctktiklan icin Sol Hegelciler olarak tanmdilar. Johann Kaspar yegane tanmmis eseri Bmlik ve MulkiyeOzgtir Olanlar,
ti,
Ozgur Olanlar'in gortiskrine duydugu
Hegel'e ve
tepkiyle
yazdi, Eser felsefe tarihinde benzersiz bir yere sahiptir. Inisli ci-
kish ushtbu, tutkulu, dolambagli ve tekrarlarla doludur; anlami donuk ve celiskindir. Tipki bir muzik partisyonu gibi
genellikle
temalar sunar ve aym temalan baska bir bdliimde gelistirmek uzere terk eder; metnin butunu, tamamen kendisi olmaktan ve kendi hayatini kontrol altinda tutmaktan duyulan hazzm muzafyuceltilmestnden ibarettir. Aslinda bu Stirner'in asyasayamadigt bir duygudur. Stimer ditin gercekligi algilayisimizi etkileme ve dunyamizi sinirlama tarzina iliskin, neredeyse Wittgensteinci bir farkindahga sahipti. "Dil," diye yazar, "ya da 'soz' bize en siddetli zulmu fer bir edayla. la
yapar, cunkii,
butun
"Dil koleli^Vnin
bir sabit fikirler
tamamen
seyi kapsadigmi vurgular.
dusmez: "Dogrular,
ordusunu karsimiza diker."
insani bir yapi oldugunu, ancak her
Dogruluk
sozler,
dil
konusma
sunceleri sozcuklerle kaydedilir ve
dismda gerceklige denk
tarzlandir
...
insanin
dii-
bu nedenle sozcukler diger
nesneler kadar mevcuttur." 9 Dogrular dille ifade edilen tamamen insani yaratdar olduklan icin, tuketilebilirler: "Dogru oludur,
kullanabilecegim bir harf, bir sozctik ve bir malzemedir." 10 Andil ve onun sabit anlamlan tarafindan kolelestirilme
cak Stirner 8
Max
Stirner,
The False Principle of Our Education, Ralph Myles, Colorado
Springs, 1967,
s.
23.
Ego & His Own, cev. Steven Byington, Rebel Press, 1982, s. 346-7. Kitap, Byington tarafindan The Ego and His Own basligiyla cevrildi ve 1963'tc
9
Stirner, The
10
Age,
Libertarian s.
354.
Book Club
tarafindan yayimlandi.
Max Stirner.
imkanim kabul
323
Bilincli Egoist
eder, Bu, yeni bir seyi ifade
etmenin son derece
zor oldugunu ortaya koyar, Nihayet Stirner, anlatilmaz olanm, soylenemez ya da betimlenemez olanin karsisinda sozel guc-
suzluge indirgenir. "Ben"e "dusunulemez" ve "soylenemez" der:
"Benim, adlandmlamaz olanin, diisunceler alamnin karsisinda, 11 dtisiince ve zihin paramparca olur." verdigi sort derece saygiders Benlik ve Mtilfeiyeti'nin yazari, deger gene kizlar akademisinin sahibi
lendirmemek
icin
Max
Madam
Gropius'u endise-
Stirner takma adini benimsedi. Almanca
"Stime" "aim" anlamina gelir ve miistakbel filozof bu ismin, sadece cikik bir aim oldugu icin degii, kendisini "kafah" biri ola-
uygun oldugunu diisunuyordu.
rak gordugu icin de
yin yoluna cikacak her
turlii dini
ve
felsefi
Essiz bire-
inanca karsi cikmasi
ona hemen kdtu bir sohret kazandirdi ve aralannda Ludwig Feuerbach, Moses Hess, Marx ve Engels'in de bulundugu pek cok kisiyi
onun
goruslerini curiitmek uzere harekete gecirdi.
Stirner,
(baseser) yazarken
magnum opas'unu
Ozgur Olan-
guzel bir uyesiyle, Marie Dahnrtardt
lar'in zeki ve
Hayatinin en mutlu donemiydi.
Madam
ile
evlendi.
Gropius'un, o kibar ku-
rumda yuvalanmis dusiinurun yikici ve kiskirtici yazilannin farkmda olmadigi goriiluyordu. Gene de bu durum, urkek bir izlenim veren kazanmak
icin
satcilan,
B.
meye
sepetlemesini engeltemedi. Stirner, hayatim
Stirner'i
ismarlama yazilar yazmaya, bu arada
Ingiliz ikti-
Adam
Smith'in cilder tutan eserlerini cevir-
basladi. Basarisizliga
ugrayan bir mandira projesinin arYillar sonra Stirner'i ?ok egoist ve
dindan
J.
Say ve
karisi
onu
terk
etti.
sinsi biri olarak hatirlayacakti. Stirner hayatinin geri
mini yoksulluk icinde gecirdi ve iki kez borclan se di.
atildi.
Zaman zaman Barones von
Radikal
birlesince
felsefi
buyuk
fikirleri,
der Goltz'un salonuna katil-
ozellikle
bir saskinhga
kalan kis-
yuzunden hap-
neden
soguk
oldu,
dis
gortinusuyle
Bu donemde
yazdigi
yazatek eser, Geschichte der Reaction (Geridligin Tarihi, 1852) Stirner siradandi. 1856'da sona eren hayati kadar donuk ve
rmm
buyuk eserin yazari oldu; bu da hayatinin ve yasadigi cagin bogucu kosullartndan kacmak icin gerceklestirdigi umutsuz ama aym zamanda basansiz bir girisim olarak gorulmustur. tek bir
11
Age,
s.
143.
Felsefe
ancak Almanya'da 1840'larda
Stirner'in felsefesi
Hegelci din
baglammda
elestirisi
anlasdabilir.
Ruh'un gerceklesmesi ve acihmi olarak goren
gelistirilen Sol
Hegel'in,
felsefi
tarihi
idealizmine
kar§i cikan Sol Hegelciler, dinin bir yabancilasma
formu oldugunu ve bu yiizden muminin kendi arzulanabihr niteliklerini askin bir tannsalltga yansittigim one surdiiler. lnsan Tannnin imgesinde yarattlmamis, ancak Tann insanin ideal imgesinde yaratthmsSol Hegelciler bu yabancilasma nin ustesinden
getmek icin, edinmek" ve Tannya atfedtlen niteliklerin ashnda insani nitelikler oldugunu anlamak gerektigini one surduler. Aslmda bu nitelikler simdi de kismen anlasilmaktaydi, ancak tarn olarak anlasilmalan ancak donustiirulmus. bir toplumda tir,
insani ozti "yeniden
mumkun
olabilecekti. Boylece din elestirisi radikal bir
reform
cagnsi haline geldi. S timer, diyalektik Hegelci
tarzi gelistirdi
tez, antitez
ve
ve sentez dizisini kapsayan
onun yabancilasma ve uzlasma
temast-
benimsedi. Kendi egoizm felsefesini diinya tarihinin zirvesi olarak gortiyordu. Ashnda Stirner'e Hegekilerin sonuncusu ve ni
en mantikiisi denilmistir. Hegel'in "somut evrensel"inin yerine, "insanlik" ya da "sinifsiz to plum" gibi gen el nosyonlar
caltsmiyor, sadece
somut bireyin
koymaya
gercekligin e inamyordu. 12
Ancak Stirner, elestirilerinde Sol Hegelciler' den de ileri gitti, Feuerbach'm Tannya tapacak yerde insani "oz"u denemeli ve gerceklestirmeliyiz dedigi yerde, Stirner,
bu humanizm turiinun
kihk degistirmis. dinden ibaret oldugunu
ilan etti: "oteki
dunyayi
isteyen ve ozleyen Hiristiyan." 13 tnsani oz kavrami sadece soyut
dusiince oldugu icin, eylemlerimizi olcebilecegimiz bagimsiz bir standart olamaz. Insani oz, upki Tann, Devlet ve Adalet'e iliskin sabit fikirler gibi, "kafanin icindeki carklar"dan gild ir ve bir "hayalef'ten
daha
fazla gerceklige
baska bir sey de-
sahip olamaz. 14
Benzersiz bireyin onceligini ovmesine ragmen Stirner, metafizik
anlamda
bir tekbenci (solipsist) degildir. Dissal
ve oteki insanlarm bagimsiz varhgmi sey yapabilirim; ancak 12
"Kendim
icin
David McLellan, The Young Hegelians and Karl Marx, Praeger, 1969,
s.
119.
Egv& Its Own, s.
13
Stirner,
14
Age.s. 43,39.
Tin
dunyanin
pek az bu pek az sey her seydir ve baskalarinm tanir:
32.
New
York,
Mux Stirner. gucuyle
yapmama
325
iiil\i\i;U Jij;(>isi
izin verilen seydtri
daha
iyidir."
15
O halde ego
her seyi yaratmaz, her seyi kendi amaclanna yonelik araglar olarak gorur: "her sey olan ego degildir, her seyi yikan egodur. 16
Gene
Stirner,
zaman zaman baskalan
konusur, ancak sunulmesi gerekligidir: "Benim ratistymis. gibi
egonun mulkii ve yaonlann bu sekilde du-
sanki
kastelligi
icin sen, beslendighu ve karsih-
ginda senin tarafindan kullanildigim besinden baska hicbir geysin, Bir baskasiyla sadece tek bir iliskimiz vardir ve bu, kullandafayda ve kullanma ili$kisidir." 17 Ego, sadece gerceklik ya
bilirlik,
da gercekligin lamami olmadigina gore, gercekligin en yuksek duzeyidir. Butun varhklan ve geyleri kendi
Egonun gildir.
once
amaclan
tarn niteligi Stirner'in eserinde butuntiyle acik de-
Ego, form ya da oz tasimaksizin her
gelir;
tici hic"tir;
anlaminda
icin kulla-
ne bir nesne ne de bir
fikirdir.
tiirlu
Ashnda
varsayimdan
ego, bir "yara-
tek bir benlik degil, bir benlikler dizisidir: "Bosluk hiclik degilim, yarauci hiclik, yaratici olarak her seyi
yaratan higligim." 18
O
halde ego, var olan bir dizi benlik aracili-
Ne yazik ki Stirner yeterince acik ya egonun nasil bir dizi benlik haline Ne de kendi kendini yaratan ego kavra-
giyla var olan bir surectir.
da tutarh
degildir,
Kahci
gelebilecegini aciklamaz.
bir
mini, yine kendine ait olan, insanlarm dogustan zeki ya da aptal, sair ya
da mankafa olarak dogduklan iddiasiyla bagdastinr.
Ego, yaratici oldugu surece einzig -benzersizdir. Her birey tekil ve kryaslanamazdir: "Benim etim onlann eti debenim akhm onlann akli degildir," 19 Boylece Stirner tamamen atomcu bir benlik an lay 151 gel is in r. Ancak Rousseau gibi, insanin ozgun olarak bagimsiz oldugunu one surmez; "Ne yahtilmishk ne de yalnizlik; insanin ozgun durumu, toplumdur 10 Ancak toplum, bire... Toplum, bizim dogal durumumuzdur."
tamamen gildir,
t
yin kendisini gercekten kendisi olmaktan ozguriestirmesini gerektiren bir seydir.
Bu nedenledir
ki,
Marx ve Engels
ironik bi-
gimde ona "benzersiz" olma anlaminda "Aziz Max" demislerdir, Bir ate is 1 ve maddeci olarak Stirner, egonun sonlu ve gecici 182
15
Age,
s.
16
Age,
s.
182
17
Age,
s.
296-7.
18
Age,
s.
5,
19
Age, 5 138.
20
Age,
s.
305-6
Anarfizmin Tarihi
326
oldugunu dusuniir ve onu sik sik bedenle 6zdesledigi "Ben neyim?" sorusuna Stirner'in verdigi yanit sudur: nunsuzluk ve
mu, sel
"Bir ka-
ba§ibos. durtuler, arzular, istekler, tutkular
kaos ya da yol gosterici
isiksiz
goriilur,
olduguna gore, zeka ya da
yildiz." 21 Ayrica,
fikir
ucuru-
ego beden-
urunleri hicbir bagimsiz
varliga sahip olamazlar.
Bu yakla$im
Stirner'i
nominalist bir
konuma
goturiir; ger-
geklik sadece ozel seylerden ibaret oldugii icin, evrensel olani ya
da ler,
turleri reddeder, "Insan" gibi
soyutlamalar ya da genet fikirFeuerbach ya da Marx ne derse desin, sadece zihinde olan
kavramlardir.
Zaman zaman
madigtni kabul
Stirner'in, nesnel gercekligin var ol-
ancak bu, ego
ettigi goruliir,
icjn
kullanimlan
di-
sinda higbir degere sahip degildir. Stirner ilkesel olarak, sadece
bilinmekle kalmayan, canli olan varolu^sal gerceklik tipiyle de
il-
Kierkegaard gibi, gercekligin oznel oldugunu
gilenmektedir.
soyiemez, oznelligin ger^ekhkten daha onemli oldugunu iddia
n
eder.
Stirner,
Godwin'in aksine mukemrnelle§tirme yanlisi degil-
Ashnda ego §imdiki durutnun her aninda tamamen mukemmeldir: "Bizler tamamen mukemmeliz ve butiin yeryiiztinde giidir.
nahkar olan tek dir.
bir insan yoktur!" 23
Mumkun
olan sadece olan-
Gelismeyi vurgulamasi dikkate ahndiginda, bu yaklasim pa-
radoksal gorunebilir; ancak burada,
mukemmel egonun
nin ve baska seylerin kendi mulku olarak daha fazla
masi
halinde
gelisebilecegini
kastettigi
kendisi-
far kin da ol-
dusunuliirse
pek de
paradoksal degildir. Boylece ego kendi "kendiligi"ni (e'tgenherO,
kendinde olma duygusunu
muza
gore,
daha
gelistirebilir.
fazla bilgiye ve
"Mukemmel" oldugu-
farkmdahga neden ihtiyac duya-
nz, problemi gene de cozuhnemis. olur. Marx'in one surdugii gibi Stirner butiin
bunlardan yeni bir Tann olusturmus olmasa da
olumsuz ego tanimiyla neredeyse mistik bir hale burunur. Bu sadece soylenemez degil, ayni zamanda dusiinulemez, sadece akilci olmayan deneyim aracihgiyla kavranabilecek bir seydir. Kendi psikolojisinde Stirner, benligi, arzular, irade ve idrak olarak ayinr. Ancak egoyu parcalayacak olan, idrak ya da arzuta-
n yoneten bir yeti 21
Age,
22
Bkz. Clark,
23
Stirner,
s.
olarak iradedir. Benlik, bencil bir iradeden ha-
161.
Max Slim* r's
The Ego
&
f(s
Egoism,
Own,
s.
s.
359.
30.
Max Stirner:
Hilrmli
327
I:j;ois(
kendim icin her seyim ve yapanm. 24 Ancak irade, arzu ve idrak
reketle eyieyen bir butunliiktur: "Ben,
kendi cikanm
igin her seyi
arasinda bir denge olusturmaktan cok, nesneler, kisiler ve benlik
uzerinde iktidar kurmaya cahsir. Boylece Stirner, arzulann idrak uzerindeki giiclu etkisini vurgularken Freud'u, iradeyi egonun
en yuksek
yetisi olarak
Stirner
on
nun dogasmda
verir.
sekizinci yuzyil ahlakcilarimn psikolojik egoiz-
asm formda
mini en
betimlerken Adler'i haber
Kendi cikanni izlemek her egoOzgecitik tarn bir yamlsamadir. Ozgeci
gelisiirir.
vardir.
gortinen, aslinda bilincsiz, goniilsiiz bir egoisitir.
Agk
Asik olurum, cunkii ask beni mutlu
egoLzm tipidir: olurum, giinku ask benim verir.
icin dogaldir,
bile bir
kilar; asik
cunku ask bana zevk
Aymsi, yaraticihk, din ve dostluk icin de gecerlidir. Ne bu arguman bir patoloji olarak kahr ve ashnda hicbir ka-
25
var ki
mti yoktur, Stirner, insan davrani§mm evrensel oz gikarla tanimlanabilecegi inancina dair, iddia
dismda
hicbir kanit
sunmaz.
Stirner'e gore psikolojik egoizmin neticesi etik egoizmdir.
ozgur insan olma
Kisiye,
serefi
kazandiran irade gelisimine izin
verdigi icin bilincli egoizmin, ozgecilik
izmden daha
iyi
oldugunu gostermeye
kihgma buriinmus ego-
cahsir.
Etik
Kendi etiginde Stirner, egonun ahlaki duzenin yegane yaraticisi oldugunu one surer. Dogada kesfedilecek ne sonsuz ahlaki dogrular
ne de degerler
olarak ben
vardir: "kendi
kendimden baska
ahlakimin sahib i ve yaraticist
hicbir
kaynak tammam; ne Tann,
ne doga, hatta ne de insantn kendisi." 26 Kisinin kendisine karsi bile hicbir gorevi yoktur, cunkii
bu, egonun daha ust ve daha
Bu nedenle, ho§una gideni secmelidir; hayatzevk almak nihai amactir. Bu nedenle sorun, kisinin hayati
benliklere bolunmesi anlamina gelecektir. egoist tan
alt
yegane
iyi
nasil uzatacagi ya
olarak kendi
da kendi icinde dogru benligi nasil yaratacagi
degil, kendisini "nasil cozecegi, hayati
yacagi"dir. 27 tur. Bir
Onun
bir gicekten
sey yapiyorsa,
24
Age,
s.
162.
25
Age,
s.
291.
26
Age,
s.
205,
27
Age,
5.
320.
bilincli
daha
bunun nedeni
sonuna kadar fazla
o §eyi
nasil yasa-
ahlaka ihtiyaci yok-
yapmak
istemesidir,
Anar^izmin Tarihi
328
Eger konusuyorsa, baskalan degil,
bundan zevk
icin, hatta
dogruyu
ifade
etmek
icin
konusur:
aldigi if in
Kuslar gibi sarki soylerim
Kondugum
dalda;
l^imden gelen sarki Bedetini Oder her seyin, 28
Insan kafasindaki hayalet benzeri bir diger cark, kamusal alandaki ahlaki
dogruluktur. Hicbir dogal hak, hi^bir toplumsal hak,
hicbir tarihsel hak yoktur.
Hak sadece guctiir: "Ne kadar gutfuyhakh olursun." Bu tamamen ozneldir: "Neyin hakh olduguna kendi icimde karar veririm; benim di$imda hakh olan sen o kadar
hicbir gey yoktur." 29 Basat ahlak
bu nedenle en giiclu olanin deda ahlak karsrsinda hic-
gerleriyle donatilacaktir. Bireyin yasa ya
yukumlulugii yoktur; onun cikan kendi arzulannin serbestce tatmin edilmesindedir. Bilincli egoist boylece goreneksel olarak bir
tanimlanan
O
iyi
ve kottinun otesine gecer:
halde beni dogrudan ilgilendirmeyen her turlu kaygtdan uiak
dururum! Sen, en azindan
"iyi bir
gerektigini dujunursun. Peki
iyi
neden"in beni kaygdandirmasi
nedir, kotu nedir? Sadece
icim kaygilanan ben, ne iyjyim ne de kotu.
kendim
lkisi
de benim icin an-
ilgilendirir.
Benim kaygtm ne
lam tasimaz. Ilahi
olan Tannyt, insani olan insani
ilahi
ne de insanidir; ne dogru, ne
bir seydir; sadece
bana
aittir,
iyi,
ne
adil
ne ozgur ne de baska
genel degil dir; ben ne kadar essizsem
o da o kadar e^sizdir.
Benim
Ashnda
igin
kendimden daha onemli
Stirrter,
bir $ey yoktur! 30
kisinin "kendiligi"ni ozgurluk degerinin uzerine
yerlestirecek kadar ileri gider.
Kendi ozgiirlugunun toplum, devve daha giiclu olan herkes tarafindan kacinilmaz b icimde ktsitlandigmt bilir, ama gene de "kendiligi"nin kendisinden ahntet
masma
izin
vermez:
Kisi her
28
Age,
s.
296.
29
Age,
s.
189.
30
Age,
s. 5,
seyden degil, cok seyden ozgur olur
...
"ozgurluk sadece
Max Stirner
duller alanmda yasar!" Kendilik Itgim ve varolusitm,
giicumun
gur,
rum, Kendime
329
Ki/i;i()i JijjiMsi
ise,
lam aksine, benim butun var-
benim kcrrdimdir. Kurtuidugum seyden oz-
yettigine ya da nasil sahip
demlim
altina aldigima sahip olu-
olacagimi bilirsem ve kendimi baska-
lanna terk etmezsem, butun zantanlarda ve her kosulda, ben, ken-
dim olurum. 31
Egonun ustunliigunu vurgulayan ozgur ve
bilingli
Stirner, kisitlanmamis bireyin
secimini gerektiren bir ozgurluk anlayisi
gelisti-
devam eder; "Ancak kendimin efendisi oldugum zaman kendim olurum." 32 Stirner'in ozgurluk cozumlemesi etkiteyici rerek
ve derindir. Ozgurlugun kendtsini hedef haline getirmek, ilk planda, lir.
onu kutsallastirmak
Ikincisi, fiziksel
ve idealizme
cekmek anlamma
ge-
ktsitlamadan olumsuz ozgurluk, kisinin on-
yargi, adet ve gelenekten zihinsel ozgiirhjgunu
guvence
alltna
alamaz. Ucuncusu, Hegel'in savundugu olumlu ozgurluk formu -daha yuksek bir davaya hizmet eden- kisinin kendi gorevini kolece yerine getirmesinden farkh olmayacaktir. Stirner'in belirttigi gibi, butiin
bu
teorilerin
sorunu,
"belirli bir
ozgurluk arzu-
su"nu temel almalandir; oysa yegane ozgur olma imkani, kisinin ozfarkindahk, ozbelirlenim ve ozgur iradeye sahip olmasidir. 35 Ancak Stirner, bireysel ozgurlugti vurgulasa da, bu ozgurluk daima egoya, kisinin bencil arzulanni gerceklestirme aracina dir.
Bu nedenle
tabi-
kendiligi (eigenheit) ozgurlukten listun goriir.
Stirner su sonuca vanr: "her tiirlu ozgurluk, oziinde -kendini
ozgnrlestirme- kendiligimle
kendim
icin saglayabitdigim
kadar
ozgurluge sahip olabilmemdir." 34
Egonun sahip oldugu sey
mulkiyettir, Stirner'in dusuncesi-
nin merkezinde yer alan kavram
ancak ego her seye tin
bir
mulk
fiilen
sahip olmayla esitlenir,
sahibi adayi olarak bakar. Mtilkiye-
yegane simn sahip olanin guciidtir: "Mutkiyetin, onun nasil onun kendisinden alinmasina izin
elde edilecegini bilene ya da
vermeyene ait oldugunu diisuriUrum," 35 Ne var ki egoist, en onemli olan seyi, egoyu asla kaybedemez. Miilkiyet edinmek icin girdigi savasta ister basanh ister basansiz olsun, baska her 31
Age,
s.
157.
32
Age,
s.
169
33
Age.s. 159,
34
Age,
s.
167.
35
Age,
s.
191.
330
Aitar$izmin Tarihi
seye "giilumseyerek" ve "humorla" yaktasabiiir. JS Boylece ner,
Stir-
baskalarmm ve dunyanm azami derecede s6murulu§unu
vurgularken,
zaman zaman insan gucuniin
sinirlanni neredeyse
Stoaci bir tarzda kabul ettigini gosterir.
Siyaset
Cogu
anarsist, Devlet ile
toplum arasinda kesin
bir
aynm
yapar
ve ikincisinin barisci ve uretken geligimini saglamak icin birinci-
reddederken, Stirner, mevcut bicimiyle hem Devlet'i hem de toplumu reddeder, Devlet'in, benden sadakat ve tapinma talep eden bir "sabit fikir" oldugunu one surer. Pratikte, benim bireysini
selligime ve cikartanma
tamamen
karsidir.
Yegane amaci, daima
"bireyi sinirlamak, ehlilesiirmek, tabi kilmak;
onun su ya da bu boyun egmesini saglamaktir." 37 Ashnda o, "sinsi bir diken yiyen"dir ve "kendiligin dusmani ve katili" olarak varhgmi
genellige
surdurur. 3*
1
Stirner, Rousseau icin cok degerli olan egemenlik teorisi ve Toplumsal Sozlesme'de Devlet'i hakli cikaran hicbir sey bulmaz.
Devlet'in
egemen olanin
ve yasa cikarma
iradesini ifade ettigi icin
hakkma
mesru yonetim
sahip oldugunu iddia etmek, bireyin
egementik hakkina sahip oldugu gercegini, bu indirgenemez gercegi, gozden kacinr. Her bireyin aym iradeyi ifade ettigi gosterilebilse bile, Devlet'in dayattigt her yasa, iradeyi donduracak ve gecmisin gelecegi yonetmesine yol acacaktir. Cogunluk hakimiyetini temel alan demokrasiye gelince, muhalif azinhgm mutlak
konumunda olmasmi saglayacaktir. Egemenlik kacimlmaz bicimde hakimiyeti ve itaati gerektirdigi icin, Siirner, monarsideki
"ozgiir Devlet" gibi bir seyin olamayacagi
lumsal sozlesme teorisine iliskin bu
sonucuna
elestiri,
vartr.
hie kuskusuz,
TopGod-
wtn'in ele§cirisi kadar gucludur.
Ashnda Devlet, ayricahkh
mucadele icinde Bu nedenle emekci sinifi "bu Devlet'e, bu sahipler Devlet'ine, bu 'yurttas kralhgi'na dusman bir guc" otmaya devam eder. Devlet, aynt zamanda mesru bir guc olma iddiasindadir: "Devlet, bireyin uygulamamasi geresiniflara karsi
gelisen burjuvazi tarafindan denetlenir.
36
Age,
s,
356.
37 Age, $.277.
38
Age,
s.
224, 308,
Max Stirner.
331
tiiU)ii,li i'.gt>ii>t
uygular. Devlet'in davranisi siddettir, kendi §iddetiw Devlet sadece, yasalar siddetine ise 'sue' cter." bireyin ne 'yasa', biciminde emirler veren, topluma dayatilmis hukuksal bir tistya-
ken
'^iddet'i
pi degildir; tebaastnin te bir
bag
en mahrem
yaratir; o, "bir
iliskilerine
bagimhhk
nufuz eder ve sah-
dokusu ve
ve baglihk
sinir
sebekesidir; bir mensubtyet, insanlan bir arada tutan bir bagdir..."*
Stirner acikca, "Hicbir Devlet olmadtgi
zaman
ozgiir olu-
rum" der, "benim eylemlerime komuta etmek, nasd davranmam gerektigini soylemek ve bunu yonlendirecek bir yasa olusturmak 1 Devlet'e hie kimsenin us tune vazife degildir.'"* Ancak Stirner, yerde, donecek topluma olarak altematif yararh bir saglikh ve
mevcut toplumu, herkesten butuniin refahinin gozetilmesini
ta-
oncelilep eden basktci bir birlik olarak gorur. Bireyin ontolojik hicbir koruyabilecek ozgurliigu bireysel ahndiginda, gi dikkate
organik toplum yoktur. Bu nedenle tek yol, dogalan geregi bireye ters dti§en ve onu ezen mevcut toplumu ve Devlet'i donustiirmektir.
Insan dogasina ili§kin degerlendirmeleri dikkate ahndiginda Stirner, Hobbes gibi, toplumu herkesin herkese kargi savasi olarak gorur. Her birey kendi arzulanni tatmin etmeye cahstikca, al
kacindmaz bicimde baskalanyla causu. "Neye ihtiyacin varsa ve birakma! Boylece herkes herkese savas ilan eder. Neye sa42
Ancak Slirner'in inhip olacagima tek basima karar veririm." olarak anlamasi arayisi iktidar ve tutku bencillik, dogasini san Hobbes'un anlayisma yakin olsa da, onun vardigi sonuclara ters duser.
Hobbes
kudretli Devlet'in,
yasalanm uygulatmak ve
ele
avuca sigmaz insanhgi zapt etmek icin ancak kihc uzerinde durabilecegini soylerken, Stirner yeni bir
egemen
bireyler birligi
olusturmamn mumkun ve uygun olduguna inanir: Ikimiz, ben ve Devlet birbirimize diismaniz.
mu"nun
refahi, bir egoist
Bu "insan
toplu-
olarak beni ilgilendirmez; ona feda ede-
cegim hicbir sey yok; ondan sadece yararlanabilirim. Ancak ondan tam olarak yararlanabilmek icin onu kendi mulkume, kendi yaratima ddnustururum; yani Age,
s.
115-6,197.
40 Ag€,
s.
223.
41
Age,
s.
195,226.
42
Age,
s,
257.
39
onu imha ederim
ve
onun yerine
bir
Anarsizmin Tarihi
332
Egoistler Birligi olujtururum. 43
Kaynasmis, billurlasmis, sab it ve olu bir grup olarak eyleyen top-
lumun
aksine, egoistler birligi, karsilikh cikarlan belirleyen ken-
diliginden ve gonullu bir birliktir. Birey ancak boyle bir birlik icinde, sdz
konusu
birlik
ona sahip olmayacagi
k:in,
kendisini
benzersiz bicimde ortaya koyabilecektir; "siz ona sahip olursu-
nuz ya da onu kullamrsiniz. " 44 Kisisel ozgurlugii genisletecek olsa da, onun bashca hedefi ozgurluk degil kendiliktir, kigisel mulk sahipligini artirmaktir. Gonullu anlasma sayesinde, bireyin kendi gucunu artirmasinL saglayacak, birlesik gucle kisinin tek basina yapabileceginden da ha fazlasmi gercekle§tirecektir. birey ci bir
konumdan
toplumu yeni
bir
formda yeniden olusturmak
egoistler bir birlik icinde bir araya gelirler,
birle$menin kendi refahlan icin en
Adam
Asm
hareket eden S timer, boyle likte mevcut
iyisi
icin yikar. Bitirnfli
cunku "baskalanyla
olacagim" anlarkr. 45
Smith'in piyasa modeli toplumundaki gibi, bireyler, sade-
ce kendi arzutarim karsilayabildigi siirece isbirligi yaparlar. Stirner kendi 6z gikanni kollayan hesapgi birey anlayisinda
pek <;ok varsayimim paylassa da, onun siyasal benimsemez, Siyasal liberalizmin toplumsal esilsizlikle-
klasik liberalizmin teorisini ri
ortadan kaldirdigmi; toplumsal liberalizmin (sosyalizm) in-
sanlart mulksUzlestirdigini ve
humanist liberalizmin insanlan
tannsrz kildigim ilan eder, Bu hedefler bir olcude ilericiyken,
her uc ogreti de efendinin Devlet formunda yeniden yukselmesi-
ne izin vermi§tir. Stirner
kapitalizmi ve
onun arkasindaki
onaylamaz. Cileci ve mticadeleci dir:
Protestan
kapitalist, Stirner'e
etiki
gore degil-
"Durtnaksizin edinmek bize soluk aldirmaz, sakin bir ortam-
da zevk almamizi saglamaz: Sahip olduklanmiz bize rahat vermez."
Iscileri
kendilerine ve emeklerine yabancilastiran fabrika
sistemini siddetle
elestirir:
ti$tirdiginde, insanin
"Herkes kenditii
makinc
bir insan olarak ye-
gibi cahsjmasi tipki koletik gibi ki-
nanacakur." Emegin deger yarattigini kabul eder. Ancak rutin bir gorevi
mekanik bicimde yerine
getiren kisinin emegi "tek ba-
sina hicbir sey degildir, kendi ba$ina hicbir
amac
tasimaz, kendi
basina hicbir seyi tamamlamaz, sadece baskasi icin cahsir ve bas43
A&,
5.
179
44
^^(.
s
312.
45
Agn,
v
109,
Max Stirner.
333
Biltncli Egoist
kasi tarahndan kullanihr (somurulur)." 46
ger yabanctla§ma ve
yapdan
is
Ve Stirner dikkate desomurU fozumlemesini tamamlamak icin,
nasil ki kisinin
yaranna olmahysa, kismin kendi eme-
ginin meyvelerinden de ayni sekilde yararlanmasi gerektigini
one
surer.
Stirner "kutsal" ozel mulkiyet hakkini da reddeder. Proudhon'un miitkiyete "hirsizhk" demesinin mantikdisi oldugunu
hakli olarak belirtir. "Hirsizhk" kavrami, her seyden once "mul-
miimkundur. Bu yuzden Stirner, Proudhon gibi, sahip olmanin mulkiyete ters dustugunu soylemez, bu ikisinin cakistigina, cunku mulkiyetin kiyet" kavramvnin gecerlt gorulmesi halinde
"harcayabilecegim herhangi bir seye (nesne, hayvan, insan) nirsiz hakim'tyet" in bir ifadesi
sadece mulkiyeti me§rulastiran bir
si-
Bu bir hak degil, guctur ve bu yuzden ben "gu-
otduguna
inanir.
her mutku" edinme hakkina sahip olurum, 47 Ancak herkes kendisi iqin arzuladigi herhangi bir
ciira varsa
etmeye cah$irsa, bu caba Hayir, der Stirner.
esitsiz bir
Onun
seyi elde
toplumla sonuglanmaz mi?
onerdigi egoistler birliginde herkes
kendisi icin yeterli mulkiyeti saglayabilecek, boylece yoksulluk
ortadan kalkacaktir. Stirner
iscileri
kosullar saglamak icin grev
birlesmeye, daha
yapmaya
zor kullanmaya hazir olmalanni
ister.
iyi
ucret ve
te$vik eder; gerektiginde
Bu onu komunist yapmi-
yordu, cunku kendisi Weitling'in "baldin ciplak komuni2mi"ni,
kendi birey sel uyelerini bir butun olarak denetim bir
topluma yol acabilecegi
icin
alt in da
tutan
kucumsuyordu. 48
Liberal teorinin toplumsal sozlesmesini reddeden Stirner de egoistler arasindaki toplumsal iliskilerin temeli olarak sozlesme
nosyonuna ba^vurur. Ne var ki Stirner'in "sozlesme"si, baglayici olmayan gonullu bir anlasmadir. Egoistler kendi aralannda anlasmalar yaparak, kendi cikarlanni akdci bicimde hesaplamak icin bir araya gelirler. Stirner
bunun
ki^isel
ozgurlukten herhan-
gi bir ozveriyi
gerektirmeyecegini iddia ederken, sozlesmeye ka-
tdan taraftann
esit
pazarhk giicune sahip olacaklarmi, aksi halde
pazarhga girmeyeceklerini one
siirer.
Yetenegi temel alan bir
ilis-
ki fikri Stirner'in kavrayisint agar.
Bir
dugu
sucu
tarn ml ay an yasa ve
icin, egoist birliklerinden
46
A^f,
s.
119-20.
47
Age,
s.
256.
48
A^c,
s.
118.
sucluyu cezalandtran Devlet
ol-
olusan Devletsiz bir toplumda
Anarfiztnin Tarihi
334
suclular cezalandinlmayacaklardir. Stirner her turlu cezalandir-
ma
dusuncesini reddeder, Cezalandirma bir seyin kutsalligini
bozmanin
kar§ihgi olabihr, oysa Siriner'in
tasanmmda
olan herhangi bir sey yoktur. Stirner sucdular icin
kuisal
iyilestirici
araclarm kullanilmasi du$uncesini de reddeder, ciinkti bu ancak
cezalandirma run oteki yiizudiir. Ikincisinin bir eylemde do gru Riga karsi islenmis bir sue gordugu yerde, birincisi
bunu suciunun
kendisine karsi i^ledigi bir gun ah olarak goriir. Bu,
"iyilestir-
me"yi cezalandirmaya tercih eden pek cok anarsist tarafindan
gozden kacinlan bir
icgoriidur, "Sue"
ve
"
has tab k" nosyonunu
redd eden Stirner, hicbir eylemin gun ah olmadigim israrla tir.
belir-
Sadece bana uygun diisen ve diismeyen eylemler vardir. Stirner,
cezalandirma yerine, bireylerin yasalan kendi
el feri-
ne almalanni ve ugradiklan zarar kar$ihginda "tatmin" talep
et-
melerini onerir. 49 Bu dneri Stirner' in dusuncesindeki o to rite r egilimi ortaya koyar. Ote te
yanda
Stirner, bilingti egoistlerin sidde-
ba^vurmaktansa sozlesmeler yoluyla ban§ca an la§ malar yap-
malannin faydasmi sonunda goreceklerini savunur. Amac her seyden once hayattan zevk almakttr, Devlet'in hatta topiumdaki resmi
kurumlann ortadan
kalka-
cak ve yerlerini bir egoistler birligine birakacak olmasinin nedeni,
rm
guc ve yetenek bakimindan az cok esit olmamizdir, tnsanlatarn ve bilingli egoistler olmalan, hizmetkarlari ve efendi-
leriyle birlikte hiyerarsik bir
toplum
tireten esitsiz
guc dagihmi-
Bu nedenle Godwin'in one surdugii gibi, ozgur bir toplum kurmadan once uzun bir hazirhk ve aydinlanma doneminden gecmek gerekmez. tnsanlar her seyden na son vermek icin
yeterlidir.
once ne olduklarmi anlamak zorundadtrlar: "Sizin doganiz, her §eyden once bir insan dogasidir; larstniz.
siz
insan dogasindasiniz, insan
Dogal olarak boyle oldugunuza gore, aynca boyle olma-
niza ihtiyac yoktur." 50
"Herkesin herkese kar§i sava§i"nda, toplumu degi§tirmek ve serveti di,
yeniden bolusttirmek icin zor kullanmak gerekli
olabilir-
Zor, Devlet'ten ozgurlesmek icin de kuttanilabilirdi, Devlei
bireyin siddetine "sue" der ve "Devlet'in kendisinin uzerinde degil,
kendisinin Devlet'in uzerinde oldugunu dusunen birey, an-
cak sue isleyerek Devlet' in ustesinden 49
Age.
50
Age,s. 332.
s.
241.
gelir."
Ancak
tek yol
bu
Max Stirner. degildir;
335
Uilin
emegimizi gektigimiz zaman Devlet kendiliginden du-
secektir: "Devlet
cmegm
kdleligine
duyamr. Eger emek ozgur olur-
sa Devlet kaybolur." 51
Son cozumlemede yana
Stirner, bireyse! kendini kanttlama ve is-
unlu ovgusunde, siddel iceren ve yeni kurumlar
iliskin
olusturmaya calisan devrim anlayisimn otesine gecer. Bireyleri baskalan tarafindan yonlendirilmeyi ve yonetilmeyi reddetmeye
cagmr: Hedefim, kurulu duzeni yikmak degil onu asmak olduguna gore,
amacladigtm ve yaptigim
siyasal ve toplumsal degil, (kendimi
is,
ve sadece kendiligimi ydnlendirdigim surece) egoist bir amac ve eylemdir,
Devrim
kijiye an\a$ma\ar
yapmasim emreder; ayaklanma,
kisinin
hendisini yuksehmesini ve yucekmesini gerektirir, 52
Stirner baskalan n a karsi gu
kullanma iradesini
degil, kisinin
kendi uzerinde guc kullanmasim over. Herkesin kendi benzersizligine ^ekilmesi halinde, toplumsal catisma azalacak ve
s;id-
detlenmeyecektir. Insanlar temelde bencil olabilirler, ancak
s;id-
detten ve catismadan kacinmak ve kendi bencil ctkarlan ugruna sozlesjneye dayanan anlasmalar
yapmak
icin
de kendi bencillik-
lenne basvurmalart mumkiindur. Insanlan cikarci egoistler olarak goren Stirner'in sorunu, ozgiir bir
toplumda insanlann iktidan gasp etmeyeceklerini ve
anlasmazhklan cozmek
icin §iddete
ba$vurmayacaklarini hayal
etmenin zorlugudur. Ahlaki yukiimlulugun yaptmmi olmadan anla^malann isleyebilecegini dusunmek icin hicbir neden yoktur.
Hicbir
kista
onlem almadan bu turden anlasmalar yapmak
anlamsiz gorulecektir. Insanlar kalici bir
duklan
i<;in
e^itlige
ilk
ba-
sahip ol-
iktidar miicadelesinde bir ateskes yapilacagini soy-
lemek de pek makul gorunmemektedir. Nihayet, ozgur bireylerin gonullu
birligini
asm
bir egoist,
olusturmaktansa, Devlet
ikti-
darini ele gecirmeyi ya da ozgecileri kendi ama<;larina hizmet
edecek ^ekilde yonlendirmeyi kendi cikarina uygun Stirner'in
tnsan
bes'unki gibi, kendi 51
Bid., s.
116, 197,
52
Ag*,
J16
s.
dogasina
disk in
modelinin,
toplumunun yabancilasmis
bulabilir. tipki
Hob-
oznelligini yan-
Anar^izmin Tarihi
336 sittigi
gorulecektir, Stirner, kapitalist
ekonominin varsayimlarmi
insan varolu§unun her y online uyguladi ve kapitalist kurumlar-
da en kotu olam gundelik hayatin i^inde yeniden
Adam
cevirdigi
uretti.
Asltnda
Uluslann Zenginligi adh kitabini Almanca'ya
Stirner'in goriisu,
Smith'inkinden pek
farkli degildir
ve paylasmaz
bireycilik gelenegi icinde yer ahr. 5J
Son cozumlemede Stirner ahlakdisi egoizm doktrininde tumuhtemelen sessiz kaltr ve ba§kalartna karsi tarn bir umursamazlik icinde kendi cikarlannt kollardi. Stirner herkese egoist olma tavsiyesinde bulunarak bir ahlaki zemin arayistnda oldugunu da ortaya koyar. Tarn bir egoist baskatarh degildir. Tutarh egoist
larini kendisine karsi ozgeci bicimde eylemeye tegvik edebilir, ancak Stirner ba$kalarma sunu sorar: "Neden kendinizi merkez ve kendiniz i<:in temel so run h aline getirecek kadar cesur degilsi-
niz?" 54
Gene
Stirner,
butun nesnel degerleri reddedebilir, ancak
bazi degerleri, egoist olmalan halinde over.
oldugu soylenemez, ctinku bazi
nihilist
Bu nedenle onun
seyleri, ozellikle
bir
egoyu
ciddiye ahr.
"ben den tamamen farkb ve bana Ben oiarak" karsi kar§iya gelse de, bu yaklasun "bohicu ya da dusmanca" bir anlam tastmaz, 55 Gene, ask bencilce bir ali§veristir ve merhamet, acima ya da iyiligi degil "fcarsdifeti olma geregini (senden bana ne kadarsa benden Stirner' in egoisti, otekiyle,
kar$i olan bir Sen'e karsi bir
sana o kadar) temel almalidir. Hicbir sey 'bedava' degildir, kazanilabilir
ve
sattlabilir."
maktan ve Benlik
i(>
Ancak bu
kirtik goriis Stirner'i astk ol-
ve Miilhiyeti'm "Sevgilim Marie Dahnhardt'a"
etmekten alikoymadt. Sonraki yazdannda Stirner onerdigi
tthaf
egoistler birliginin yapay ve hesapci niteligini biraz hafife alir gibi
gorundu.
Onu cocuklarm
birlikte
oynayi$ma, dostlar ya da
bashca gudiileri haz olan asiklar arasmdaki
iliskiye benzetti, 57
Stirner'in cfirutucu bencilligi organik bir
lumu redde tines in i ligini
sagtar,
inkara goturmez. Sartre,
Mo*
varhk oiarak top-
ancak bireyi ovmesi baskalannin var-
"Cehennem
baskalandir" gortisu-
53
Bkz. Clark,
54
Stirner,
55
Age,
s.
179,209.
56
Age.
s.
310.
57
Bkz. Stimer, KU'mere Sehrijten und seine Entegnungen auj die Kritik seines
The Ego
Stirner'i Egoism,
&
Its
Own,
s.
1
Werltcs: 5.
164.
Der Ein^ige und
jcin
s.
57-8.
57-8.
Eigenthum, Schuster und Loetfler, Berlin, 1898,
Max Stirner. nu benimsemis
olabilir,
ancak Slimcr
icin
gibi, Stirner
baskalan, birlegerek
Emma
kendini gerceklestirebilecegi bireylerdir. lirttigi
337
Bilmiji J:^o^(
sadece "herkes kendisi
Goldman'in be-
icin,
arkada kalani
seytan alsin" teorisinin havarisi degildir,^
Marx
ve Engels "kavramlar hayati duzenlemelidir" soziine
inanan ve tarihe
idealist bir
yakla§um olan
Stirner'i Hegelciltkle
suclamakia hakhdtrlar. 59 Her yerde ustesinden gelinecek "kutsal"i ararken, loplumun maddi temelini gozden kactrdi. Bu du-
rum onu
Devlet'in
sonumlenmesi
icin bireyin Devlet ile olan ili§-
dair fikirleri degistirmenin yeterli olacagina
kisine
inanmaya
Aym
zamanda, insanbgi ozgurlestirmenirt sadece zihinyanilsamalan yok etmekle ilgili bir mesele oldugunu ima ede-
yoneltti. sel
"kmsal" olana saidinrken, Feuerbach'ta karsi cikngi seyi kendisi yapiyordu. Gene, soyutlamalan reddederken, kendi rek
"ego" kavrami bizatihi bir soyutlamadsr ve bireyin bir iligkiler
oldugunu anlayamaz, Nihayet Stirner, iscileri grev yapmaya ve emeklerinin iirununu talep etmeye zorlamada da yeterince ileri gitmez. Ancak, ne kadar dogru olursa olsun butun bunlar, seti
Marksistlerin yaptigi gibi, Stirner'i "bir kticiik burjuva utopyaci-
oiarak
si"
kucumsemeye ya da onu
fa^izmin habercisi gibi gor-
meye yetmez, Stirner uyumsuz ve rahatsiz bir varhkttr. Goriislerini en asiortaya koyarak ve tezlerini nihai sonuclarma kadar bicimde n gelistirerek
okurlannin psikolojik sukunetlerini ve ahlaki hos-
nutluklanni sarsar. Degeri, Devlet'in ve otoriter toplumun
gi-
zemlilestirilmesine ve seytestirilmesine nufuz etme yeteneginde
Komiinizmin
yatar, igci
bireyi ezebilecegt elestirisi isabetlidir ve bir
Devletinin liberal Devlet'ten daha ozgiir olamayacagmi hakii
belirtir. Bunun otesinde, "kafanm icindeki <;arklar"m bize hakim oldugunu parlak bicimde kamtlar: Soyutlamalann ve sa-
oiarak
bit fikirlerin zi
dusunce tarzimizi ve kendimize
iliskin goriislerimi-
nasd etkiledigini, hiyerars,inin koklerinin nasd "du^iincelcrin
hakim>yeli[Tie], z'thnin hdkimiyeti"ne kadar uzandigini gosterir. 60
Toplumsal peceyi kaldinr, soyutlamalara tapinci zayiflatir ve dunyamn bizzat olus/turdugumuz "hayaletler"le nasd dolu oldu-
gunu
gosterir.
Yabancdagmis bir dtinyada guclu bir birey savu-
59
Goldman, Anarchism and Other Essays, 5. 44. Marx & Engels, The German Ideology, s. 26. Own, 5. 96.
60
Ag«,
58
s.
74.
Karsi Jasiiriniz, The
Ego
& Its
338
Anar$iznrin Tarihi
nusu yapar ve
oznelligi her devrimci tasanmin merkezine yerle?Kendini kamtlama cagrisi §iddete ve zayifin ezilmesine yol acabilse de ve bitincli egoizmi insan deneyiminin butununu kaptirir.
sayamayacak kadar
sinirli olsa da, bize ozgur bir toplumun btitun bireylerin cikari igin var oldugunu ve ki$inin kendisini tarn olarak gercekle§tirmeyi ve zevk almayi amaclamasi gerektigini
harika bir bicimde hatirlatir. Kizlar akademisinin iirkek ve anla-
Silmaz ogretmeni, Bati geleneginin en kahci bicimde tedirgin edict dusiinurlerinden birine donusmu§tur.
Pierre-Joseph Proudhon: Yoksullugun Filozofu
Kendi tarzmda
ilk anarsist
olan Pierre Joseph Proudhon, anarsi-
nin kargasayta e^anlamh oldugunu dusiinen muhaliflerini ki$kirtmak icin "anar?ist" etiketini bilincli olarak benimsedi. Ona §6hret kazandiran Mulkiyet Nedir? (1840) bashkli ilk eserinde, Sainte-Beuve ve Flauben'te hayranhk uyandiran o etkiteyici ve klasik Fransizcasiyla paradoksal
konumunu
ortaya koydu:
mek
ki,
kamunun
ama bu sozcuk kamunun iyiiigi. De-
Cumhuriyetci,
"S12 bir cumhuriyetcisiniz." Evet,
kesin bir anlam ta^imiyor. Res Publica, yani
hukumel
her kimse,
iyiligint isteyen
bigimi ne
olursa otsun kendisine cumhuriyetci diyebilir. Krallar da cumhuriyetcidir.
Teki,
siz bir
demokrat misiniz?" Hayir, "Yoksa bir moTann korusun! 'O halde
nar$isimisinu;!" Hayir. "Bir Anayasalci?"
bir aristokrasi yanlisi olmalisiniz." Asia. "Bir
istiyorsunuz?" Pek degil.
"O halde
karma hukumet mi
nesiniz siz?"
Ben
bir anarsistim.
"Anhyorum. Hukumeti hicvediyorsunuz." Hie de degil. Uzerinde dusflnutmus ve ciddi inancimi itiraf ettim size. Guclu bir duzen taraftan
ben."
olmama ragmen, sozcugun
tarn anlamiyla bir anarsistim
1
Selected Writings 0/ Pierre-Joseph Proudhon, der.
beth Fraser, MacmiHan, 1969,
y 88 (bundan
Stewan Edwards,
sonra
cev. Eliza-
SW tilarak ge(ecek).
Anar$izmin Tariki
340
"Miilkiyet Hirsizhktir," "Anarsi Duzendir" ve tur" gibi unlii dusturlannin
"Tann
dokslan seviyordu, Siyasal diisunce tarihinin en nurlerinden biridir ve eseri cok
rumlara neden olmustur. biridir:
bir
gegiili
Aym zamanda
en dagimk yazarlardan
yigini,
on
bir cilt tutan defterler ve
lanmamis elyazmasi btrakmistir. Proudhon'u tarn olarak anlamak kolay ogretisini sindirmemis,
sunma
celiskili diisu-
ve birbiriyle celisen yo-
Kirktan fazla kitap yayimlamts, ardinda on
mektup
don
cilt
tutan
cok sayida yayim-
degildir.
argumanlarim sistemli ve
cabasi gostermemistir. Bir
sorunun her
iendirebiliyor,
ama hangi yam benimsedigi pek
dogruyu sanki
iki zit
boyunca defalarca
Kotultik-
da gosterdigi gibi Proudhon para-
Cogu kez
tutarli
bicimde
yanim deger-
iki
anlasilamiyordu;
arasindaki hareket gibi anhyordu. Kariyeri
fikir
degistirmesi eserinin anlamini daha da
beli rsi zles t i rm u? tir
Uslubu da bn sorunlara yardimci olmadi. En
iyi
durumda,
ama cogu kez dagihyor ve duzensizPolemikte saldirgandi ve ne zaman duracagmi btlemi-
actk ve etkileyici olabiliyor, lesiyordu.
yordu. Muhali fieri nin kafasim kartstiran ve elestirmenlerini saskina ceviren bilincli bir ironist idi.
On dokuzuncu
yuzyil ortalannda yasayan pek cok sosyalist
dusuntir gibi Proudhon da toplumsal teoriyi la birlestirdi.
Insan bilgisinin
felsefe, iktisat, siyaset, etik
ogiituldu.
n
Hukumet,
gorusler savundu.
hemen
spekulasyon-
felsefi
her alanina cesaretle daldi:
ve sanat, hepsi
onun degirmeninde
miilkiyet, cinsellik, irk ve savas uzerine asi-
Gene de bu hacimli ve
cesitli
cahsmalarin
ardinda, bask in bir adalet ve ozgtirtuk durtusu vardi.
Kendi yiizyihmii,
akil
ve bilimin toplumsal ilerlemeyi sagla-
yacagi ve insan ozgurlugunu artiracagi inancini paylasti. Dogayi
ve toplumu gelisim yasalannin yonettigini gordu ve birbiriyle
uyum
icinde yasamalan halinde insanlann ozgur o labile cekleri-
ne inandi. Bu durumda ozgtirtuk, zorunlulugun kabulu haline gelir; ancak kendi dogal ve toplumsal sinirlannin farkmda olan insan butun potansiyelini gerceklestirebilecek kadar ozgur olabilir.
Bu
bakis acismdan
Proudhon kendisini
"bilimsel" bir dusu-
nur olarak gordu ve siyaseti bilime ddnusturmek "butiin felsefe (sinin) stirekli bir uzlasma"
istedi.
Ancak
oldugunu dusunmesine ragmen, benimsedigi diyalektik yontem, ele aldigi celiskin fi-
341
Pierre-Joseph Proudhon: Yoksuihtgun Fihzofu
tatmin edici bir sonuca ulastirmayi basarama-
kirleri genellikle di.
2
Proudhon kendisini
genellikle yalniz ve
benmerkezci
bir
putktnci olarak sunar. 1848'de soyle yazdi: "Bedenim fiziksel
ama zihnim ba§ka yerde. Dusuncelerim beni oyle bir yere goiiirdu ki, cagdasjanmla neredeyse hicbir ortak nokta bulamryorum. " Kendisini, "cagindan aforoz edilolarak insanlann arasmda,
mis
biri" gibi
ya da partiye
dusunmekten hoslaniyor ve herhangi bir mezhep mensup olmadtgi icin gurur duyuyordu, 3 Ashnda
bu yaklasim dogru
bir
degerlendirmeden cok bir tavn yanstti-
yordu. Miilkiyet Ncdir?
1840'ta yayimlandiktan sonra
Proudhon
biiyuk bir itibar kazanmaya basladt. Marx, kitabt "etkileyici bir eser" olarak selamladi ve "ilk kesin, etkin ve bilimsel mulkiyei
incelemesi" oldugunu soyiedi. 4 Proudhon, Fransiz burjuvazisine proletarya devriminin butiin tehlikelerini kendinde cisimlestirmis. bir
de la terror (terov adami) olarak gorundu.
Vhomme
Fransiz
hareketi gelistikce, Proudhon'un yarattigi etki
isci
de one ml olcude i
artti. Fikirleri,
Fransiz
isci sinifinin Birinci
En-
ternasyonai'in kurulmasina yardimci olan kesimlerine hakim oldu ve 1871 Paris Komunu'niin en buyuk grubu Proudhoncular-
dan olustu. Bakunin'in Marx'tan kopmasiyla
birlikte, liberter
ve
Bu olayin ardmdan, merkezi Isvicre'de bulunan ilk militan anarsist grubun yayin organinda soyle denildi: "Anarsi, Bakunin'in icadi degildir... Proudhon anarsinin gercek babasidir." 5 Ve Bakunin, "Proudhon hepimizin 6 ustasidir" diyerek bu gercegi teslim eden ilk kisi oldu, Iktisadi mucadelenin siyasal mucadeleye onceligini vurgulayan ve isci stniftna kurtulusunun kendi elinde oldugunu soyledevletci sosyalistlerin yollan aynldi.
yen Proudhon, anarko-sendikahzmin de babast oldu. Proud2
Proudhon, 5ystirm o/ Etoiiomk Contradictions (I846J,
3
SW,
s.
oi
the Pliclosophy oj Poverty
1
55; Cmrcs-pondcntc, Paris,
231.
Pvoudhcn'dan Maurice 'e, 25 $ubat 1848,
SW,
s.
1874-5, VI, 313. 4
Marx,
T\te
Holy Family,
alitit],
Edward Hyains. 1'itrrt .fusfjiti John Murray, 1979. s. 40.
Pioudtion; His
Revolutionary Ufa. Mind and Works,
5
Bulletin de la Federation jurasif line,
19 (24
Histoire dw ftiOHvenienl anarchiste en France re, Paris,
6
1955,
s.
liyliil
1884). alum, Jean Maitron,
(1SS0-IOM),
Sm-ii'le Universitai-
32.
Alum, George Woodcock, "On Proudhon's 'Wlwl 106, Aralik 1969,s. 353.
is
f'to|ier(y'",
Anarehy
342
Anar$izmin Tarihi
hon'un
muritleri, Fransiz sendika hareketi Confederation Generale du Travail'i (Genel Isci Konfederasyonu) kurdular ve kendi Federation des Bourses du Travail'ini (Emek Borsaian Federasyonu) kuran Femand Pelloutier, isci simfini Proudhon'un
olusturdugu karsriikci cizgide egitmeye
Proudhon'un
etkisi
Fransa'yla
calrsti.
sintrh
kalmadi.
Fikirleri
1870'lerde Pi y Margall ve Ispanya'daki federalistlere ve Rusya'daki Narodnikler'e esin kaynagi oldu. Biiyuk Rus sosyahsti
Alexander Herzen yakin arkadasiydi. Tolstoy onun mulkiyet ve
hukumete dair goriisderinden etkilendi, onun la goriismek is ted i ve Proudhon'un Sava$ ve Bans'inin (1861) ismini odiinc, alarak kendi romaninda kullandi. Proudhon, Almanya'daki erken sosyalist hareket lizerinde muazzam bir etki yaratn; 1840'Iarda I_abu ulkede Proudhonizm'in en buyuk umudu olarak goruluyordu. Proudhon'un gorusderi Atnerika'da da, ozellikle Fourierci salle
Brook Farm'dan Charles Dana ve William B. Greene tarafindan tanitddi. Benjamin R. Tucker -Maima ama bilmeden Proudhoncu"- Proudhon'un "Ozgurliik Diizen'in Kizi Degil Anasidir" ozdeyisini kendi gazetesi Ubert_y'nin logosunda kullandi. Proud-
hon'un
fikirleri,
Birinci Dijnya Savasi'rtdan
sendikalist harekete
once Britanya'daki
hakim oldu. G. D. H, Cole'un tonca
sosyaliz-
mi yorumu onun onerileriyle biiyuk bir benzerlik tasiyordu. 7 Bu yuzyil icinde de Proudhon her zamanki kadar tartismali olmaya devam etmistir. Toplumu yoneten yasalan kesfetme girisimi ona sosyalizmin babasi olarak
un
kazandirdi. Fikirleri sos-
yalist yazarlar tarafindan
Ucuncii Dtinya'nm kalkinmakta olan ulkelerine uygun bulunarak beiiimsenmistir. 8 Kuciik mulk sahiplerini ve Fransiz cikarlanni lar
savundugu
icin Sag'daki uiuscu-
tarafindan da benimsenmistir. Sadece "on
dokuzuncu
yuzyil
karsi-devriirnnin ustalan"ndan bin olarak degil, "fasizmin habercisi"
olarak da selamlanmigtir. 9
Ne
var ki en cok, anarsist hare-
keti n babasi olarak hatirlanmaktadir. 7
Bk. Alan Ritter, The Political Thought of Phrre-Joscph Proudhon, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1969, s. 198-9; Paul Avrich, "Proudhon and
America", Anarchist Portraits, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1988, $.14-17.
8
Orn. Bk*, Rene Dumont, False Start
in
9
Bkz. Louis Diinier, Les Maifres de la
com re- revolution an XlXtme
Africa (1966). sitde, Paris,
Salwyn Schapiro, "Pierre-Joseph Proudhon, Harbinger of Fascism", American Historical Review, L. (1945), 714-37; Henri Bachelhn, P. J, Proud1907;
J.
hon, Socialist Notional, Paris, 1941 ve Ritter, Proudhon. ;
s.
7-8.
343
Pierre-Joseph Proudhon: Yoltvutluiyin Filozofu
Proudhon, Franche-Comte'un
Isvicrc
sinm yakinlanndaki
boliimunde, Besancon'da, bir meyhancci ve lu
imalatcisinm og-
lici
olarak dunyaya geldi. Ailesi kusaklar boyunca bu daghk bol-
gede yasayan dayanikli ve bagimsiz koylulerden olusuyordu.
Proudhon, "Jura'nin saf kirectasryla bicimlendigini" soyleyerek oviinurdu.. 10
Cocuklugunu kayip
bir attin cag olarak hatirliyor-
du. Bes yasindan on yasina kadar ailesinin ciftliginde yasadi.
hayat
tarzi,
Bu
dusiincesindeki gercekciligin temelini olusturdu ve
muhtemelen daha sonra su sozleri soylemesine yol acan atesli bireyciligini tesvik etti; "Yonetmek icin bana el atan her kim olursa olsun, bir gasp ve bir tirandir ve ben ona diisman derim." 11 Butiin bunlar, iffete
onem
yapan bagimh
gormesine yol acan
kisiler olarak
vermesine ve kadinlan ev
isi
piiriten ve ataer-
tutumlanni guclendirmis olabilir. Kesin olan sudur ki, kirsal kesimde yetismesi hayati boyunca topraga bagh kalmasina ve guclii bir toprak mistigi olmasma yol acmis; insana ancak kirsal kil
hayatin verebilecegi "o derin doga duygusu"nu kaybettigi icin
matem tutmasma
yol acan bir ekolojik
duyarhk gelistirmesini
saglamistir:
lnsanlar artik topragi sevmiyorlar. Toprak sahipleri
onu
satiyor, ki-
raya veriyor, parcalara aytnyor, kotii amaglarta kullamyor,
onun
uzerinden pazarlik yapiyor ve ona bir spekulasyon nesnesi gibi davrantyorlar. Ciftciler ona i^kence ediyor, ona ^iddet uyguluyor,
onu tuketiyor
ve sabirsiz kar arzularma
kurban ediyorlar. Onunla
asla btrlesmiyorlar.^^
on iki yasindayken babasinin Besancon'daki sarap mahzeninde cahsmaya basladi. Bu arada iyi bir akademik sohreti olan, sehrin en iyi okulu College de Besancon'dan burs kazandi. Ne yazik ki gahfmaktan cok biraya diiskun olan babasi, Proudhon on sekiz yasindayken iflas etti. Proudhon okutdan aynlmak Pierre-Joseph
ve hayatint kazanmak zorunda kaldi. 1827'de matbaaci ^iragi ol-
maya karar
verdi.
Proudhon'un bun dan sonra
bir
zanaatkar ola-
rak yasadigi hayat ona bagimsiz bir toplum anlayisi kazandinr-
ken,
kisisel
olarak
dene t ley ebildigi
bir
isje
ugrasmasi
yeni
fabrika sisteminin yaratugi yabancilasmayla tarn bir zithk olus10
Proudhon'dan Pierre Lerox'ya, 7 Aralik 1849, SW,
1
Concessions oja Revolutionary (1849), 1331 hsk
12
Justice in the Revohrfion
and
the
,
197
s
s.
Church (18W), SW,
H s
.>(>l
Anar$izmin Tarihi
344
turdu. Isi ona gahsacak zaman ve mekan da saghyordu. 1838'de sadece yeni bir topografi islemi geli$tirmekle kalmadi, gene graI
mer uzerine
bir
deneme de
yayimladi,
Proudhon'un cahstigi atolye yerel piskoposlugun yayinlanBu yayinlar kendi dins el spekulasyonlarim yap mas icin Proudhon'a esin kaynagi oldu. Baskalarinm yazdiklanni dizip basmakla kalmadi, kendi yazilanni da olusturmaya ba$ladi. Incil yorumlannin Ibranice baskisma kaikida bulundu ve ardindan bir Katolik ansiklopedisi icin yazilar yazdt. Incil, sosyalist h-
m basiyordu,
1
kirlerinin baslica kaynagi haline geldi. ttsine
iliskin
Bu arada
Hiristiyan ogre-
genis bilgisi inancini derinlestirecek yerde tarn
onu kararli bir anti-ruhban haline getirhiikmunu reddetti ve "Tann tiranlik ve yoksufluktur; Tann kotuluktur" sonucuna vardi. IJ Yerel sosyalisilerie iliski kurmasi bundan sonraki gelisimine katkida bulundu. Bu sosyalistler arastnda, mevcut uygarhgi bastersine bir etki yaraiti ve
dt.
Tannnin
ilahi
yuztinden reddeden hemsehrisi Charles Foude vardi. Fourier'nin buyiik eseri Le Nouveau monde industri-
kici ahlaki yasalari rier
el et societal re'in
(Yeni Sanayi ve Ortakhk DUnyasi, 1829) basi-
mina nezaret
ve bu eser
etti
onun
iktisadi goru^lerini
acikhga ka-
vusiurdu, Eser "insan irkini bolluga, duyusal hazlara ve kuresel birlige
yoneltme" amaci tasiyan
ideal topluluklardan ya
da
"fa-
toplumu savunuyordu. 14 Fourier, insanlann "Evrensel Uyum"a kavusmalan halinde, tutkulanni tatmin etmekte ozgiir olacaklanni, zihinsel sagliklanni yeniden kazanacaklarmi ve sucun olmadigi bir hayat sureceklerini savunuyordu. Proudhon tarn alu hafta boyunca bu "garip dahi"yi inceledi ve onun dogrudan adalet inancindan etkilendi. Ancak Fourier'nin falansterlerini ce>k utopik, serbest ask ovgusunu ise lansterler"den olusan bir
utanc vericibuldu.
Kendi yolunda gitmeye
karar veren Proudhon, Besanbutun Fransa'yi dola^arak cesitli islerYolu, kooperatif atolyeleri savunan i§gilerle iliski kur-
<;on'dan aynldi ve ydlarca
de
cah^ti.
dugu Lyon'a ve
nefret ettigi Paris' e dustii,
de Tocqueville'in bir gozlemini gayet re,
iyi
Bu Fransa
turu, Alexis
dogruluyordu. Buna go-
Fransa'da o sirada hiikum suren otorite, her turlu idari ayrin-
tiyi
kapsayan
13
Economic Con tradicr ions, SW,
14
nit*
kati kurallarla s.
"butun
iilke
yonetimini denetim.
223.
Utopian Vision 0/ Charles Fourier, der. Jonathan Beecher
envenu. Beacon, Boston, 1972,
al-
s.
1.
&
Richard Bi-
345
Pierre -Joseph Proudhim: Vo(-m /)•)* it filozofu 5
tmda tutan tek bir merkezi iktid;sr"dan lUuvili.Proudhon sonunda Besancou'a doiulu vc kiicuk bir matbaacihk firmasina ortak oldu. Ancak bir lasra matbaacisi olarak siradan bir hayat surmeye hie niyeti yokm; ya bir bilgin olacak ya da sinihna hizmet edecekti. 1838'de ogrenimini siirdurmek icin Besancon Akademisi'nden burs istedi, Kendisini "isci sinifi icmisci
de dunyaya gelen ve yetisen, akh ve kalbiyle bu sinifa mensup, onun gikar ve ozlemlerinin olusturdugu gelenek ve ortakhk" 16 Henri de Sainticinde yer alan biri olarak tammliyordu.
buyuk ve durumu"nu iyi-
Simon'un
vasiyetini tekrarlayarak, "sayisal olarak en
en yoksul
sinifin, fiziksel,
ahlaki ve entelektuet
17 Hem bursu hem de Sunday lestirmek istedigini soyliiyordu. Observer'm deneme yansmasi odiilunu kazandi. Denemenin
kahramani, Sabbath'in kurucusu Musa'dir. Musa, toplumu "dokuralmi icat degil gal yasa"yi temel alarak kuran ve bir hukuk
Proudhon kesieden buyuk bir toplumsal bilimci olarak anlatihr. saglayasamalanni icinde adalet ve esitlik insanlann bu basanyi, istedi. siirdurmek gelistirerek kurallar yan ahlaki Proudhon Mulkiyet Nedir? Birinci Incektne (1840) bashkh bir sonraki eseriui
Besancon Akademisi'nin saygtdeger
bilginleri-
Saygideger bilgin ve burgerler okuiki temel kaidesini, mulkiayncaliklanmn kendi kitabin duklan derin bir 50k gorduklerinde sorguladigmi hukumeti yet ve
ne ve burgerlerine ithaf
yasadilar. lthafin geri dir.
Bu
etti.
alinmasim
israria istemeleri jasirtici degil-
anlasilmasi guc yazar gok sonralart da aynntih ve en
onemlisi tarafsiz cdzu ml ernes iyle hatirlanacaku. Bu cozumlemehangi acidan de su hayret verici sonuca ulasiyordu; "Mulkiyet,
bakarsaniz bakin ve hangi ilkeyi temel alirsaniz aim,
geliskili bir
anlamina dtisuncedir! Mulkiyeti reddetmek otoriteyi reddetmek olmayan paradoksal az daha bareketle tammdan bu icin, geldigi bir sonuca, dogru hiikumet biciminin cmarsi
variyorum"
1
oldugu sonucuna
''
Proudhon kendi sordugu "Mulkiyet nedir?" sorusuna cesur Bu onun en bir paradoksla yamt verdi: "Mulkiyet Hirsizhkur". yayildi. kulaga kulaktan sonra gunden ve o unlu slogani oldu 15
Alexis de Tocquevilk,
New
York. 1Q55,
s.
Tlitr
57.
16
Alinu, Hyams, Proudhon,
17
Proudhon, What
18
Con/cssinos (1849),
is
Old Regime and the French Revolution, Anchor,
s.
29,
Property? (1840), 1841 bsk
SW,
s.
241.
,
s.
V
346
Anar$izmin Tarihi
Ancak Proudhon bu
ilkenin kendisine bir vahiy gibi geldigini ve en degerli diasuncesi oldugunu iddia euiyse de, Morelly gecen yuzyilda benzer bir goruju ifade etmis. ve Brissot, Fransiz Devri-
mi sirasinda bu goriisu
ilan
eden
ilk kisi
olmustu.
Ashnda Proudhon cok ozgtil bir mulkiyet anlayistna sahipti ve slogam da gorundtigu kadar devrimci degildi. Stirner hemen "hirsizlik" kavramimn ancak kisinin "mulkiyet" kavramim gegormesi halinde mumkun olabilecegine isaret etti. 19 Proudhon'un saldirdigi ozel mulkiyet degildi; aslmda aym eserde mulkiyeti kolektiflestirmek isteyen komunistlere ozgurluk dtismancerii
lan diyordu. Ilkesel oiarak karsi ciktigi, baskalanmn emegine irat biciminde el koyan, droit d'aubaine (firsat hakki) talep eden buyiik surece,
mulk sahtpleriydi. Bu evrede, "sahiplik" anlamini tasidigi mulk sahipliginin sagladigi ayncaliklann mulkten edini-
len getiri ya da yararlarla stnirli olmasi sartiyla, mulkiyetten ya-
naydi.
Mulkiyet
Proudhon sadece kapitalisdere degil, meydan okudu. Baski ve kolelik oia-
Nedir?'de
cagdasi olan sosyalistlere de
rak gordugu komunizme siddetle saldirdi. lnsanin kendi isini secmek istedigine inamyor ve komunist sistem "bireyin kolektife tamamen boyun egmesi ilkesinden hareket eder" diyordu. 20 Boy-
komunizm hem esitlik hem de Proudhon'un kendisine cok yakin buldugu vicdan ozerkligi ilkelerini ihlal ediyordu. Mulkiyet birikimi ile komunizmin olusturdugu iki ates aralece
smda
bir orta yol var midir?
Sermaye ve hukiimet ya da komuolmadan toplum var olabilir mi? Proudhon bu sorulara yanit buldugunu dusiindu. lnsanin insan uzerinde kurdugu otoritenin onun entelektuel gelisimiyle ters orantih oldugu kanaatindeydi. Kendi toptumundaki zor ve kurnazhgin adaletin nist bir devlet
etkisiyle sinirlandigina ve gelecekte esithgin zaferiyle nihayet or-
tadan kalkacagina inamyordu. §u sonuca vanyordu: Mulkiyet ve kralhk diinyanm baslangicindan bu yana cokus halindedir. Insan nasil esitlikte adalet anyorsa,
toplum da anarside du-
zen any or. Anar$i, hiikumdarin ya da
egemenin yoklugudur. Her gun biraz daha yakiasmakta oldugumuz hukumet bicimi budur, 21
&
19
Bkz. Stirner, The Ego
20
Alimi, Giicrin, Aitarchum,
21
Proudhon, What h Properly?, SW,
Its
Own, s.
s.
21,
21. s.
89.
Pierre-Joseph Prou dh on
Proudhon, bir dipnotta kabul
347
YtiltuiUu^un Filozofu
etligi gibi, "anarsi"
sozciigune ve-
olagan anlamin "ilkelerin ve yusalarm yoklugu" oldugunu ve bu sozcugun "duzensizlik"le esanlatnh kullamldigini gayet iyi rilen
biliyordu. n "Anarsi diizendir" paradoksunu, otoriter
ve e§itsiz servet basttca nedeni
hukumetin bolusumunun toplumdaki kansiklik ve kaosun
oldugunu gostermek
iein, bilerek
ortaya am. Boy-
lece tarihsel anarsist hareketin babasi oldu.
Mulkiyet Nedir? sorusturma tehdidi altindaydi, fakat Adalet Bakanltgi sonunda kitabin tehlikeli olamayacak kadar bilimsel
olduguna karar verdi. Ydmayan Proudlion, Mulk Sahibine Uyan, (1842) bashkh yeni bir incelemeyte gtirultulu saldinsim surdurdu, Ekonomik esitlik istiyor, yetenek ve dehaya sahip insanin onurlu bir tutumla bunu kabul etmesi gerektigini soyluyordu, Bu kez Proudhon'a karsi dava acildi, ancak juri tarafmdan kitabin siradan insanin anlayamayacagi kadar karmasik oldugu gerekcesiyle beraat ettirildi,
Toplumu bu kez
belirleyen yasalan kesfetmek isteyen
felsefe alanina gecti. Bir
Proudhon
sonraki buyiik eserinin basligt,
tnsanhkta Duzenin Yaraitlmasi Uzerine,
(1843)
idi.
Baslangic
Tzu ve Hegel'tnkini andinyordu. Evrenin ozune ntifuz edemeyiz, onu ancak akis halinde gozlemleyebiliriz. Doga ve toplumdaki surekli hareket bir "diyalektik diziler" formu kaza-
noktasi Lao
Bununla birlikte Proudhon, yaratiklarm sadece fikirlerden ibaret oldugu idealist bir dunya yorumu yapmadigt icin kendisini baski altinda hissedinir;
yatn
ztt giiclerin
uzlasmasiyla
isler.
yordu. "Ideorealist teori" dedigi seye gore, "varhgin gercekligi" mineral dunyasindan baslayip, bitki ve hayvan kralbklarindan
dogru giderek artis. gostermektedir. Bu gerceklik insan toplumunda en yiiksek noktaya vanr. Insan toplumu, "en ozgtir orgutlenme ve onu yonetenlerin keyfiligine en az hosgorii gosteren" toplumdur. "Insan din olmadan yasamaya yazgihdir" diyen Proudhon, disindaki din kabugu bir kez kaldmldigmda ahlaki yasanin sonsuza kadar ve mutlak oiarak yasamaya devam
ge<;erek insana
edecegini one surer. 23
Proudhon kendi
tarih
anlayisim da gelistirmeye basladi.
emegin toplum uzerindeki etkisini temel almahdir. Ancak butun olaylann dogada ve insanda ickin gen el yasalara tabi oldugunu kabul ederken, bazi
Ona
gore, bilimsel bir tarih arasurmasi
22
Age,
23
On
s.
89,
the Creation of Order in
Humanity (1843), SW,
s.
226. 227n, 224.
Anarsizmin Tarihi
348
olaylann kacimlmaz olmadigint, "gerceklesmelerme neden olan bireysel iradeye gore
cegini kabul eder.
sonsuz degis;ebilen" olaylann da var olabile-
Bu nedenle temel olgular
bir
neden sonuc
ar-
diihgina gore duzenlenirler, ancak tarihin gidisatmi bnceden go-
rebilmek pek mumkun degildir. Uzun donemde ilerleme ne kadar kacimlmaz olursa olsun, insanin bilincine, iradesine ve yaraticihgina da yer vardir;
"Dunyanin kaderini etkilemek
istiyor-
sak, kendi iizerimizde gali^mahyiz," 24
Proudhon 1844-1845 kisinda hukumet ve mulkiyete karsi muazzam saldinsmi yazmak icin Paris'e gitti. Latin Quarter'da, aralarinda Marx, Herzen ve Bakunin'in de bulundugu pek gok siyasal multeciyle tanisti, Hepsi Miilkiyet Nedir?'in adi cikmts yazanyla tanismak istiyordu. Tavan aralarmdaki odabir sonraki
lannda ve cale'ierde Hegel felsefesini ve devrimci kuyla tartistilar. Bakunin ve Herzen, Proudhon
onun
dostluk kurdular. Bakunin
taktikleri co§-
surekli bir
ile
ve gelisim
fikirlerini geligtirir
halindeki uluslararasi anar$ist hareket icinde yayarken, Herzen
de onlan Rus populizminin topragina
Marx
iliskileri
ile
ekti.
biraz sorunlu oldu. Marx, Miilkiyet Ne-
begenmis ve Proudhon ile Paris'te bir sure dostluk Daha sonra, bu donemde Hegel'i Proudhon'a tamtanin kendisi oldugunu iddia etti, Engels de Proudhon'un yazdarina "buyuk saygi" duydugunu yazdi. 25 Marx, Prodhon'u kendi ulus-
dir?'i onceleri
etmisti.
komunist gruplanna katmaya
lararasi
hukmedici
kisiligi
ve otoriter
icinde Proudhon'un
gozunden
du§tii.
toplum yasalannin ara$tinlrrtasinda hon'un su
sozteri yazmasiyla
Tann a§kma, butim lara
sona
apriori
ancak doktriner ve
iyi
kisa sure
Gelisiguzel yazismalan,
isbirligini
kabul eden Proud-
erdi:
dogmalan
yiktigimtz bir sirada, insan-
kendi gizgimizi telkin etmeye kalki$mayahm
butun golgelerini aydinlatma da
cahsti,
komunizmi yitzunden
fikrini
...
Dustincenin
gonulden alkisliyorum. Btrak
ve ditrust bir polemik yapahm. Bilge ve uzak goriislu bir
hosgoril ornegi vereiim, bir hareketin onderleri olmamiz, yeni bir
hosgorusuzlugu kifkirtmamiza yol acmasin. Soz konusu olan akil ve mantik dini de olsa, kendimizi yeni bir dinin havarileri gibi gorrrteyelim. 26
24
Confessions,
25
Marx, The Holy Family,
26
Proudhon'dan Marx'a, 17 Mayis 1846, Confessions, SW,
SW,
s.
237, 71. alinti,
Hyanis, Proudhon,
s.
40. s.
150-1.
Pierre-Joseph Proudhon
Marx
hie kuskusuz Proudhon'un
karsisinda ofkelendigi icin
Proudhon'un
yerine,
Viil,-Milli(£iin
irnali
349
Filozoju
husgorusuzluk suclamasi
mektubu yannlamamayi
secti.
Bunun
bir sonraki eseri, Ikiisacli Celiskiler Sistemi
ya da Sefaletin Felsefesi 1846 'da ortaya cikinca,
firsati
degerlen-
direrek, yazara kapsamli bir saldinyla tepki gosterdi. Kitabi oku-
duktan he men sonra, onun "bicimsiz ve
oldugunu yazdi ve
ozellikle
gosterisli bir
cahsmamn
cahsma"
"zayif Hegelciligi" ve
sahte "evrensel aktl" hipotezi uzerinde durdu. 27 Fransizca yazdigi
daha
olciilu bir yamtta,
Fehefenin Se/a efi'nde, Marx, ProudI
hon 'u insan dogasinm degismez bir 6z tasimadigmi, tarihin bir urunii oldugunu kavrayamayan bir ku^uk burjuva idealisti olarak resmetmeye devam etti. Marx'a gore, benimsedigi bireyci iktisadi model Proudhon'u tnsanligi ya da toplumu statik bir "nihai ozne" olarak gormeye yoneltmisti. 2B Bundan sonra Marx yazilannda Proudhon'a degismez bicimde "burjuva sosyalisti" ya
da "kiicuk koylii ve usta zanaatkarlann" di. 29
sosyalisti
demeye
basda-
Gortinuse bakdirsa Marx, Proudhon'un kitabmi ya anlaya-
mamis ya da kasten yanhs tanumi§tir. Proudhon ktiplere binmi§ci. Bir
sure kadar cevap yazmayi
diigunduyse de, sonunda guntugune bir not dusmekle (23 Eylul 1847) yetindi: "Marx sosyalizmin bagirsak kurdudur!" Yollann aynlmasi, Birinci Enternasyonal icinde Marx
ile
Bakunin arasin-
daki anlasmazhgm karar noktasinda, liberter ve otoriter sosya-
boliinmeye basladtktan bir snrada gerceklesti, Marx, Pro-
listlerin
udhon'a
savundugu, sendikalan ve parlamenter saldirmaya devam etti. Proudhon'u asla
sinif isbirligini
laaliyeti yasakladigi icin
bagislamadi,
onun
cunku Fransiz
Proudhon'un si'nin iki
gore,
buyiik
"diyalektikle sarhos"
Marx'tan Paris'teki ted
P. V.
Works, Lawrence
Bki.
Sholomo
Marx
oldugunu teslim
etti.
30
s.
Avineri, Karl Marx: Stxia\ and Political Thought, s.
Selec-
669.
Cambridge
71.
ve Engels, Selected Works,
s.
59, 260. lliskiye dair tek yonlu bir deger-
lendirme iq'm aynca Bkz. Taul Thomas, Karl Marx and the Anarchists.
30
tnsan-
Annenkov'a, 23 Araiik 1846, Marx ve Engels,
& Wishart, 1968,
University Press, 1971,
29
Marx'm gozlemine Daha komplekse kapilmadan hayatinm bu
1846'da yaytmlandi.
kitap alt-Hegelci diyalektik onermelerle doluydu.
doneminde
28
simfi kendi goruslerini degil
tktisadi Celijfeiler Sistemi ve Sefaletin Fehefecildi
sonra Proudhon, hicbir
27
isci
goruslerini benimsemisti.
Proudhon, Confess ions, 1851 bsk,
s.
147.
Anarsizmin Tarihi
350
Ukta Diizenin Yaratilmast Ozcr'me'dt (1843) Fourier'nin
ga
hem
gorusunu benimsemis ve buna
"seri diyalektik" demisti.
ktisadi Celiskiier'de Hegel'in diyalektigini ifade
i
hem
"seri halinde bir yasa"si
de toplumdaki gelisimin
etmek
do-
oldugu
Bu
icin
kez,
Kant-
"antinomiler" terimini benimsedi: "antinomiler teorisi" diye
yaziyordu, "adet ve kurumlardaki butiin hareketin
hem de hem de
hem
temsili
yasalanmn hem maddi dunyaya insan toplumuna uygulandigint varsayan Proudhon, bu temelidir." 31 Getisim
asalar kesfedildiginde, siyasetin ve iktisadin bilime doniisecegi-
i
umuyordu. Ne var
ki diyalektigi pratikte
nik bicimde kullandi ve
Marx hakh
hep cansiz ve mekaProudhon'un antino-
olarak dislayan
karjilikh
milerinin birbirini
olarak,
varhklar olarak
"Benim butiin felsefem surekli uzla§Proudhon'u cok iyi anlatiyordu, ancak
osterildigini gozlemledi.
ma
felsefesidir" sozleri
ktisadi Cekish'der'de
tatmin edici bir senteze ulasamadi, ornegin
mulkiyetin "htrsizhk" oldugu kadar "ozgurluk" de oldugunu
nesurdti. 32
Proudhon,
Tannnm
kottiluk
e "insanlar sunaklann onunde
oldugunu bu eserinde
boyun
ilan etti
egdikleri surece, insanhk
anetlenmis. olarak, krallann ve rahiplerin kolesi otarak kalacak-
ur" dedi. 33
Bu arada hiikumet ve mulkiyete yonelttigi ikdi saldinya tekrar dondu. Siyasal demokrasinin butiin formlarim elestiri. Anayasal hukumet, otokrasiden daha iyi olsa da, istikrarsizhk gilimi tasir ve burjuva hakimiyetinin araci haline gelebilir ya da ikiatorliige doniiserek yozlasabilir. Dogrudan demokrasi bile
kabul edilemez, cunkii Sik sik oznelerin kendi kararlanni uygu-
lamalanni engeller; zaman zaman arisiokrasiden de kotu
olabilir,
cunku kendi yurttaslanm ezmenin mejru oldugunu iddia Komunizme gelince, Proudhon onu ozellikle kucumser:
31
eder.
Genelde komunizm garip bir yanilsama t^indedir: bu Devtel
dan
fanatikleri,
lektil serve ti
ikti-
tazminat 6nlemleri sayesinde Devlet otoritesini ko-
yaratan i^ilerin refahini saglamak igin kullanabile-
ceklerini iddia ederler. Sanki
toplumdan sonra var olmuj Economic Contradictions,
Yanarchhme, Maspero,
toplum bireyden sonra degil de, birey
gibi.
alinti,
34
Guerin, Ni Dieti ni Maitre: anthologic de
Parts, 1972,
1,
57,
32 33
Economic Contradictions, SW,
s.
231; GuSrin, Ni Dieu
Economic Contradictions, SW,
s.
223.
34
Almti, Hyams, Proudhon,
s.
85-6.
ni
Mai (re,
I,
55.
Pierre-Joseph Proudhon: Yolisullujifin Fifozofit
351
Proudhon'a htm Sag'da hem de Sol' da kotu dusmanhk kazandirmasina sasmamah. Olumlu yanda, Proudhon eserinde kendi iktisadi kar§ihkci-
Iktisadi Celi^kilet'm
§6hret ve
hk
sistemini isledi. Bunun, "ozel mulkiyet ve kolektif sahiplik
nosyotilannin bir sentezi" olmasi ve her ikisinin de kotiiye kul-
lanimmi onlemesi amaclamyordu. 35 liminin yerine,
is
ve
esitligi
Laissez-faire ve Devlet dene-
temel alan bir "dogal" ekonomi,
badele ve kredi temelinde bir tur sosyalizm onerdi. teorisi ni
emek
kabul ederek,
iscilerin, degerleri
suresiyle hesaplanacak urunleri
Emek
mu-
deger
uretim icin zorunlu
mubadele edecek
birlikler
kurmalarmi istedi. Kendi karsihkcdik sistemini daba sonra, "goze goz, dise dis, cana can Iseklinde ifade edilenj kadim misilleme yasasi"mn emek ve kardeslik gorevlerirte uygulanmasi olarak betimledi. Inciter kendi uretim araclanm bizzat denetleyeceklerdi. Ozellikle imalat ve madencilik endustrilerinde
buyuk
birliklerin
yam
sira
kiicuk birlikler olusturacaklardi. Karsihkcihk gelistikce, iktisadi orgiitlenme siyasal orgtitfenmenin yerini alacak ve Devlet za-
mania sonumlenecekti. Bu sistemde emekci, "Devlet'in topluluk okyanusunda bogulmus bir serfi degildir artik. O, gercekten kendisinin efendisi olan ozgiir bir insandir; kendi inisiyatifiyle eyler ve ki§isel olarak sorumludur." 36 Insanlar ortak bir duzeye ulastikca, toplumsal
Gene de bu
uyum gerceklesecektir.
tarn bir esitlik
durumu
olmayacakti, ?unku ca-
h^kanhgin odulu tembelliginkinden daha buyuk olacakti. Proudhon' da guglu bir Piiriten yon vardi. Bu yon, tembelligi kotiicah§mayi ise erdem olarak gormesine yol acti: "Zahmetsiz yasamak iyi degildir" diyordu. Hatta temiz ve saglikh oldugu i0n yoksullugu ovdu: "lncil'de yoksullugun yuceltilmesi tsa'mn insanlara vaaz ettigi en buyuk dogrudur." 37 Proudhon'un tutumlulugunun olumlu yonu, insanm ihtiyactarmi simrtamasi ve basit bir hayat yasamasi halinde doganin herkese yetecegi iddiasidir. Luks hayati aynca mahkum etmedi, Tuketilenden daha fazla mal ve hizmet anlaminda bir bolluk durumunun yasanacagmi dusunmedi, ancak tarn olarak uygulanmasi halinde, kendi karsiluk,
likci
jemasinin refah getirecegini diisundu.
35
Economic Contradictions, SW,
36
Political Contradictions;
Theory oj the Constitutional Movement
Century (1863-4), SW,
s.
60,
War and
SW,
37
Peace (1861),
s.
s.
58,
260.
in the
19ih
Anar$izniin Tarihi
352
Cok gecmeden Proudhon
fikirlerini pratikte
verdi ve Louis Philippe monan?isi devrildi.
dan yapilan"
uygulama san-
1847'de Paris'e tasindi. Bir yd sonra devrim patlak
sini yakaladi.
bir
Bunun
olma-
"fikirler
devrim oldugunu diisimen Proudhon, derhal
rriucadeleye atildi.
Pek 90k halk kulubunde konu§ma yapti ve
Jubat 1848'de Le Representant du Peupk'u (Halkin Temsilcisi) kardi.
Do la? una
giren
baskdann
sansurU tarahndan kapatildiginda,
lie
gi-
Devlet
sayisi kirk bine gikti,
kez farkh isimle cikmi^ti
.
Journal du Peuple'un {Halkin Gazetesi) Kasim 1848 tarihli sayisinda
Proudhon "6zyonetim"in
ge§ith ozelliklerini ele aldigi
bir karsihkci manifesto yayimladi. Miilkiyeti ve aileyi
ken, "emegin meyvelerinin, faizle
savunur-
kazamlmamis mulkiin
serbest-
En onemlisi, su sozlerdi; "Baskaolmak sartryla, sinirsiz insan ve
ce dagitdmasi" icin cagri yaptt.
larimn ozgurlugune saygih
yurttas ozgurlugu istiyoruz: orglitlenme dzgurliigu, toplanma oz-
konusma yapma ozgurlugu, egitim ozgur-
gurlugu, din ozgurlugu, basin ozgurlugu, dtisunce ve
ozgurlugu, cahsma, ttcaret ve
is
lugu, tek sozclikle mutlak ozgurluk istiyoruz." 38
O sirada
Proudhon parlamenter
siyasete kisa bir
dah§
yapti.
Haziran 1848'de Seine bolgesinden Ulusal Meclis'e segildi ve son-
baharda yapilan baskanhk secimlerinde solcu aday Raspail'i des-
Kendi
tekledi.
ilkelerine bagli
kalarak, ilerlemeyi
on ley en
bir
anayasa oldugu gerekcesiyle lkinci Cumhuriyet'in yeni anayasa-
konusunda kismi bir moratoryum cagnsi yaparak toplumsal sorunu siyasat sorunlann onune gegirmeye calistt. Bu yaklasim, mulktyeti tratsiz sahiplige indirgeme tasansinin bir boliimuydu. Ne var ki bu oneri mecliste buyuk bir samataya neden oldu. Milletvekillerine, "reddedilmesi halinde bizler, siz olmadan tasfiyeyi gergeklestirecegiz" demekle kalmadi, kendisine "bizler" derken neyi kasteitigi sosina karsi oy kullandi. Borglar ve kiralar
ruldugunda, su karsi hgi verdi: "Bizler derken, proletary a
kendimi kastediyorum,
derken de,
ile bir-
burjuva
sini-
hyla ozdesliyorum," 39 Dehsete kapilmis milletvekillerine
"Bu
likte
sizler
sizi
toplumsal savasttr!" diye haykirdi ve onerisi 2'ye karsi 691 oyla reddedildi.
Proudhon'un parlamento deneyimi mutlu bir deneyim olmadi ve iktisadi reformun siyasal degisimden daha onemli oldu38
Journal du PeupU (8-15 Kasim 1848), Gutirin, Ni Dieu
39
Age,
5.
62.
ni Maitre, s.
84, 83,
353
Pierre-Joseph Proudhon: Ydftsullugun pilozoju
gu inanemi bir kez daha dogruladi, "Gcnel oy hakki"nin "Karsidevrim" oldugunu dusiinmeye bastadi, Haziran ayaklanmasindan sadece on bes gun once secilmis ve ayaklanmayi onceden gormeyi ba§aramauu$ti. Bu doneme
iliskin
daha sonra sunlan
yazdi:
Parlamenter Sina'ya ayak bastigim anda,
kitlelerle
temasim
kesildi;
yasama (ahsmalanna boguldum ve olaylann gidisatim tamamen gozden kagirdun. Ulkenin durumu hakkinda en
hemen
her
zaman
iilkeyi temsil
cah.il
insanlann
edenler oldugunu anlamak ign
Ulusal Meclis denilen o tecritte ya§amak gerekir
...
halk korkusu
oeorueye mensup olan herkesin hastalsgidir; halk, iktidarda olanlar igin bir
du§mandir, 40
Parlamento aracihgiyla koklii bir degi§im saglamanin imkansizhgini
an lay an Proudhon, ekonominin kar^ihkgi donu^um taricin faizsiz kredi saglayan bir Halk Bankasi kur-
gostermek
zini
maya
gahsti.
Bankamn
isi
mal mubadelesini
esit
miktarda paray-
Mallann degeri emek miktan ve uretim maliyetine gore hesaplanacakti. Bu, mutabala
sinirlayacak ve faizsiz bore verecekti.
eunku cikarlan Aynca kapitalizmin itici gucunu de etkilemiyordu, giinku Proudhon rekabetin "cahsmamn ve ahsverisin tuzu biberi" olduguna inanmaya devam ediyordu. Ona gore, "rekabeti onlemek ozgiirlugu onle" mektir, tl Sonne olarak Halk Bankasi'nm etkinligini sinamak mumkiin olmadi ve banka, yirmi yedi bin iiye kaydi yapmis olmasina ragmen bir yd icinde iflas etti. Cesur deneyler igin pek uygun bir donem degildi, Louis katla gerceklesiirilen bir degi^im stratejisiydi,
aym
olan kuciik
is
sahipleri ve iscileri gozetiyordu.
l
Napoleon'un Arahk 1848'de gerceklestirdigi basanh hukiimet
Proudhon iktidan gasp edenlere Ocak ayinda tuiuklandi ve ug yd hapse mahkum
darbesini agir bir baski iziedi. saldirdigi igin edildi.
Once
Belcika'ya kagti, ancak Haziran 1849'da Paris'e do-
nerek teslim oldu. Bereket hapishane kosullan
fazla agir degildi;
kitap okumasina, ziyaretgilere ve diledigini yemesine izin verili-
yor ve haftada bir gun disari cikabiliyordu. Yeni kansim ve cocugunu da gorebiliyordu. Ug kizinin henuz dogmus ve hayatmin nesesi olmustu, Proudhon tek 40
Alimi, Anurdirsf Reader,
41
General Idea of the Revolution
s.
ilki
bir
111. in the 19"' (.Viirw v
1
(
IK )!). 1^21 bsk
,
s.
1
}2.
Anar$izmin Tarihi
354
tekJifle evkndi. Sokakta gordiigu basit bir gen? kadm, bankasi basansizhga ugramts ve devrimci umutlan cokmiis, kirk bir ya-
sindaki bu uzgiin
bekann
dikkatini cekmisti.
Hakkinda
kisa bir
arasttrma yaprms, sonra evlenme teklif etmisti. "Basit, incelikli, naif, isine
ve gorevlerine bagh bir kiz" istedigini soylemisti.
Tam
mantik evliligi oldu. Erkek kardesine soyle yazdi: "sen! varhgimt surdurebilmek icin kendime bir es ahyorum..." 42 bir
Proudhon hapishanede bo? durmadi. 1848 devrimi ve siz kredi
dertedi.
hakkmda
faiz-
yazdi ve Bir Devrimcinin ttirajlart'm (1849)
Sonuncusu, kendi hayatina ve goruslerine
iliskin renkli
ve canli bir degerlendirme yd i. "tnsanin insan tarafindan
somu-
ruimesini nasil kabul etmiyorsak, insanin insan tarafindan yonetilmesini de kabul edemeyiz" mancint bir kez daha tekrartama firsati buldu. Bagimsizhga verdigi o caprasik anlami da bir kez daha dogruladi: "Yonetmek icin bana el atari her kim olursa ol-
sun, bir gasp ve bir tirandir," 43 Ski Arahk Hiikumet Darbesin'm Hakh Ctkardtgi Toplumsal Devrim (1852) baslikh Makyavelyan bir brosur yazdi, Bu brosiirde iktisadi reform yapacagim umdugu Napoleon iie isbirligini savundu. Miilkiyet, hukumet ve hiyerarsinin yol agtigi buyiik fela-
ketleri anlatarak soyie diyordu; ileriye
dogna yiiruyusun bir
"Arahgin
belirtisidir ve
tkisi ...
devrimci yolda
Louis Napolyon bu
yiiruyusun generalidir." 44 Bu sozler Napolyon'un
him bigimde yanhs okudugunu
kisiligini va-
Daha sonra Prouddusen bu gecici sapma-
gOsteriyordu.
hon, onceki dusiince ve eylemlerine
ters
dan pismanhk duydu. Proudhon, en onemli eserlerinden biri olan Onctokuzuncu YuzytUa Genel Devrim Filiri'nde (1851) 1848 Devrimi'nin derslerini
gikardi.
Burada, toplumun "dogal yasalan" tarafindan
zenlenen surekli ve surmekte olan bir kuyla savundu.
"Biitiin
stirec olarak
dii-
devrimi cos-
manclanm," diye yaziyordu Proudhon,
"su tanimda igerilmistir: 'devrim, ahlaki olgular dizisinde, zorun-
luluklardan kaynaklanars bir
egemen
adalet edimidir.
rak
o,
42
Hyams, Proudhon,
43
Proudhon, Vie Social Revolution Vilified by cond (1852), 1936 bsk., 5. 177.
kendi kendisini hakh cikarir ve bir devlet karsi cikmasi suctur.'" 45 s.
Sonuc
ola-
adamimn ona
93, 173,
44
Confessions, 1861 bsk,,s. 12,31.
4.5
General Idea of the Revolution,
alinti,
the
Coup
Hyams, Proudhon,
d'Elat of
s.
182
Decembei Se-
355
Pierre-Joseph Proudlimi: \nli\ulUtfcitn Filozofu
Proudhon
bir kez
daha Do vie
I
ikiidan, yonetimsel onyargi
ve insan yapisi yasalara karsi saidinya
sunur boylesine carpici sekilde ahlaki
bir
gecli.
Pek az anarsist du-
cozumleuu- sunmustur. Devlet hicbir
olmayan tamamen kurgusal
bir varhktir.
Borclan
ve sungulerinden baska bir seyi olmayan bir canavar olarak seylesmistir.
Devlet' in kokenierini izleyen
Proudhon onu
icinde embriyo halinde bulur. Devlet,
rak anladiklan hiyerarsik (ormdan
tiirer.
ataerkil aile
insanlartn
ilk
Bu form,
duzen
ola-
"ilkede otori-
eylemde hiikumeti" ifade eder. 46 Rousseau'yu izleyerek, kendi ijikanni gozeten azinhgm, genet faydaya katkida bulunduteyi,
gu
dusiiricesiyle
cogunlugu
aldattigini
one
surer.
Bu
san bilincinin derinliklerine oylesine niifuz etmistir
yanilgi in-
ki,
en cesur
onu zorunlu bir kotuluk olarak gorurler, Onun kusurlanm azaltmamn hicbir yolu yoktur. Asia
dusunurler
biie
in-
sanlara gercekten damsilamayacagi ve insanlar asla temsil edile-
meyecekleri icin demokratik
hukumet
bir celiskidir.
oy veren se^menlerin iradesini ifade edemez ve
iki
Kendisine
secim arasin-
da onlan yetkisiz birakir. Proudhon'un bir not defterine yazdigi gibi, temsili
cikan
hukumet, "huktim
siiren kasttn kfin ve temsilcilerin
icin iktidann, temsil edilenlerin
cikanna ters diisecek seBu nedenle genel oy
kilde surekli kotiiye kullamlmasrdir, 47
hakki tam bir lotaryadir, siradanhgin zaferini ve cogunlugun
ranhgim
saglar.
ti-
Proudhon en unlu tiratlanndan birinde su sonu-
Yonetilmek, ne hakki ne kerameti ne de
tffeti
olan yarauklar
tara-
findan izlenmek, sorujturulmak, gozetlenmek, yonlendiriltnek, telkinlere ve
yasalara
uydurulmak, dtizene sokulmak, kapatilmak,
vaazlara
maruz kalmak, denetlenmek, yorumlanmak, degerlendi-
komuta
rilmek, sansiire ugrattlmak ve
edilmektir... YOnetilmek,
kisinin her hareketinde, her eyleminde ve yapngi her islemde,
mimlenmesi, kaydedilrnesi, nufus sayimina lendirilmesi,
tabi tutulmasi, vergi-
damgalanmasi, fiyatlandinlmasi, degerlendirilmesi,
patentinin ahnmasi, yetktlendirilmesi, musaadeye tabi kihnmasi, tavsiye ediltnesi, ihtar edilmesi,
masi ve duzeltilmesi anlamina 46 General 47
men
gelir.
edilmesi, dogru yola sokul-
Hukumet, haraca bagiamak,
Idea oj (he Revolution, ahnti, Guerin, Ni Dieu n\ Maitre.
Cornets. (1843-1864), X,
s.
52.
s.
86.
Anar$izmin Tarihi
356 terbiye etmek, fidye
odemeye mecbur birakilmak, somurulmek,
kellestirilmek, gasp edilmek, baski aitma
mek, soyutmak anlamina
km
<;ikarlan icin yapihr.
gelir;
bUtun bunlar kamu yaran ve
Da ha sonra,
te-
almmak, gizem hies t nil
ilk direnis belinisi
hal-
ya da
Sikayet sozctigunde, kisi baski altina alimr, para cezasina carptmlir,
hor gorulur, tedirgin
riikir,
edilir, takip edilir,
dovtiiur, bogularak
idam
hukum
neli tufekle taranir, yargilanir,
k urban
edilir,
apar topar alimp gotu-
hapse
edilir,
atihr, vurulur,
giyer,
maki-
surgune gonderilir,
sauhr, ihanete ugratilir ve us tune ustluk bir de
cuk dusurulur, alay
edilir,
kizdmlir ve onuru
kirtiir.
Hukumet
kiii$te
budur; onun adaleti de ahlaki da budur! Ey insanoglut Altmts yuzyildir boyle bir zillete nasil katlamrsvn? 48
Proudhon
Yasalara gelince,
Rousseau
tipki
gibi, bizzat
nza gos-
termedikce insanlarm herhangi bir yasaya itaat etmemeleri gerektigini one surerek baslar. Bu durumda, parlamenter demokrasidekt yasalar hicbir mesruluga sahip olamazlar, ciinku bireyler
bu yasalann yapimina dogrudan katilmamislardir: "Yasa benim katihmim olmaksizin, onay vermememe ragmen, yoL accigi zarar yiiziinden aci cekmeme ragmen yapilmistir."^ Ne var ki Rousseau'nun aksine Proudhon, ozgurliigiin kisinin kendisine dayattigi yasalara itaat etme yetenegi olarak tammlanmasini reddeder. Bir
yasama gucu gerekiyorsa, der Proudhon ikna edici bir tavirla, kendi kendimin yasa koyucusu olmahyim; ve eger boyleysem, kendim icjn yasa yapmama gerek yoktur. Proudhon'a gore butun yasalar kaginilmaz bicamde zorlayicidir ve bireyin secimini ve eylemint kisitlar; yasalar "yurttasta-
nn, ickin, devredilemez, aktanlamaz otoritesinin yerine otorite"yi ge^irir. 50
soyleyecek kadar
gunda, her turlu lamhdir." 51
Ashnda Proudhon ozel
ileri gider:
...
dissal
iliskilerinde su sozleri
"Ozgiir insanlar soz konusu oldu-
ozgurlugun baski aluna ahnmasiyla esanAynca yasa ve erdemin birbiriyle baglantili oldugu orgiit,
ve adil kisinin yasalara uyan kisi oldugu seklindeki genel gorusu de reddeder. lnsan yapisi yasalar ile genel ahlaki kurallar arasmda a^ik bir ayrun yapar ve ikincisinin goniillu olarak benimsen48
General Idea of the Revolution,
49
Age, Guerin, Ni
50
General Idea of the Revolution, 1923 bsk., Correspondence, Paris, 18 75, [V, s. 149.
51
Dku
ni
alinti,
Guerin, Anarchism,
Maitre ignde
,
5.
96-7. s.
374, 378.
s.
1
5-16.
Pierre-foseph Pnnulhoir
VijJ;miIIui>iiii
nwlikiim eder. Itimflav'm da
digini kabui ederken, birinasini
yazdigi gibi, "her
insamn
astl
357
IHlozoju
yargm kendi
vicdanidir. Bu,
mah-
kemeler ve yasalardan olusan sislcmin yerine bir kisisel yukiimlulukler ve
sozlesmekr sisteminin
hukuk kurumtannin
ge<;irilmesini,
baska deyisle
kapatilmasini gerektiren bir olgudur." 52
Proudhon, "yasa ve diizen" genellikle birbirine esitlense de, icin hiikumete gerek olmadigi sonucuna vanr. Her seyden once, bu Lkisi arasinda hicbir baglanti yoktur, cunku duzeni saglamak
"Duzen
bir
cms, hukumet
53 Ikincisi, siyasal (ise) bir turdur."
yo-
netim toplumsal catismayi denetim altina alamadigi icin bu ikisi arasinda nedensel bir baglanti yoktur. Butun bunlardan, huku-
met ve yasanin gereksiz oldugu ve ortadan kaldinlmasi gerektigi
sonucu
cikar. Boylece
Proudhon
anarsist inanclannin bir ozeti
olarak goriilebilecek bir pasajda $oyle der:
Aklin egemenliginin vahyin egemenliginin yerine ge^irilmesi; sozlesme nosyonunun zorlama nosyonunu izlemesi, iktisadi nin, siyasa!
kurumlann
artik endustriyel
elestiri-
organizma tginde ozum-
lenmeii gerektigini ortaya koymasi: Hie gekinmeden su sonuca varabiliriz ki,
devrimci formul artik dogrudan hukumet ya da her-
hangi bir turde
hukumet olamaz;
artik hicbir
hukumet olmamab-
dir.5+
Proudhon yasalann yerine
ozgiir sozlesmeyi ve goniillu onayi ge-
cirmek gerektigini agikca ifade eder. Bunlan otoritenin inkan olarak gormektedir. Bu sOzlesme, boltisumde adaleti ya da ihtiyaca gore bolusiimu degil, komutatif (belirli bir sira ya da duzene
bagh olmayan, ?n.) cakti.
de
adaleti, yani karsilikh miibadeleyi
Taraflarm kar^ihkh yukumlilluk
ma Harm
temel ala-
list ten ecekleri, esit
deger-
karsilikh mubadelesini garanti edecekleri sozlesme-
ler yapilacakti, Dissal bir otoriteye tabi
olunmayacak, sozlesmeye
katilan taraflara, "kisisel olarak karsilikh
naklananlar disinda hi?bir
hizmet vaadi"nden kay-
yukumhiluk dayatilmayacakti. 55 Bu
gorus Proudhon'un olgun anarsizminin temeli haline gelecekti,
Proudhon 1852'de hapishaneden 1929
236.
52
Confessions,
53
General Ideaofthe Revolution, 1923 bsk.,
54
Age, almti, Gufiriti, Ni
55
General Idea of the Revolution, $W,
bsk.,
s.
gikti,
Dku
ni
Maitre, s.
s,
97.
s.
91.
116.
ancak
III.
Napolyon
358
Anar$izmin Tarihi
yonetirnimn yaratttgi baski ortami sosyalistlerin kendi fikirlerini yayimiamalarim neredeyse imkansiz hale getirmisti. Bu uretken ve zapt edilemeyen yazar, yakin bir dostuna biraz duraksayarak da olsa su itirafta bulundu: "Bir yazar olarak kariyerim sona er-
mis gorunuyor.
maya
Paris'te
bana
ait bir seyi
yayimlamaya ya da ne de bir kitapci
cesaret edebilecek ne bir matbaaci
sat-
var,
Oyle gorunuyor ten inanan
ki, benim en btiyuk domain olduguma gercektoplum tarafindan aforoz edildim. Terra et qua inter-
dictus sum!" 56
Ama henuz
tukenmis olmaktan cok uzakti. Dort
yil
sonra
Katolik bir brosiir yazanndan esirtlenerek, etik
buyuk
eseri olan
Devrimde ve Kilisede
kitapta, buttin erken eserlerinde ustu etik ilkeleri sergiledi ve insan
Adalet'i
konusunda en (1858) yazdi. Bu
kapah bicimde
dogasina
ifade edilen
iliskin gdriislerini acikli-
ga kavusturdu.
tnsan Dogasi
Godwin
gibi,
insanlann pocanstyel olarak akila,
olduklanna inansa da Proudhon farkb
bir
ilerici
konumdan
ve adil hareket
dogasimn surekli ve degistirilemez olduguna inamyordu. Dogamizin ilk ozelligi, birey olmamizdir; toplum bireyden sonra gelir, Yahtilmis birey sadece bir soyutlaeder. Baslangicta, insan
madir;
o, "kolektif
varolusun butunleyici bir pareasi"dir. 57 Top-
lum onu olusturan
bireyler kadar gercektir. Bu nedenle kolektif ya da grup biitun varolusun temel kosuludur ve toplum, tipki
birey gibi, "kendine ait bir giic, irade ve bilince" sahiptir, 58 Boylece Proudhon, Godwin ve Stirner'in atomcu yaklasimlarim asti
ve bir grup icindeki bireylerin, o grubu olusturan bireysel giic ve zeka toplamimn uzerinde ve otestnde "kolektif bir giic" ve "kolektif bir akil" olu§turduklanni one surdti. Aileyi,
en onemli
t
toplumun op lumsa lias unci ogesi, ahlaki duygulanmizm ve
toplumsaf yeteneklerimizin kaynagi olarak gordu.
Ne var ki toplumsal varhgimiz saldirgan olmamizi engellemez, Cati^malara ve savasa yol acan, kavgacthgimizdir. Proudhon'a gore insan dogustan ozgiir ve bencildir. Ask ve dostluk ug56
Proudbon'dan Bergmann'a,
57
Justice, op at,
58
Age,
s.
233.
SW,
s,
249.
Man
1854, ahmi, Hyams, Proudhon.
s.
210.
359
Pierre-Joseph Proudhtm: Yokwllugun Fihzofu
runa kendisini feda edebilir, ama kural olarak, bencilce kendi haz ve cikannin pesinden gider,^ Bu nedenle, kendi haline birakihrsa, ister istemez baskalan uzerinde iktidar
kurmaya cahsa-
caktir.
Proudhon
insanlann catrsmadan
ilkel
kacmmak
icin kendi-
ve bir toplumsal hiyerarsi yarattikla-
aradiklanm one surer. Bu da, zayifin giiclu tarafindan somurulmesine yol acti. Toplumsal catismayi kisitlamak icin once din kullanildi, ancak tek basin a yetersiz kaldigi gorulen din, hiikumetrn baskici gticuyle desteklendt. Ancak catismaya bulunan zorlayici hukulerine bir lider
nm
met
caresi,
sonunda
bizatihi bir catisma nedeni haline geldi:
"Huktimet, vahsilere karsi toplumu savundugu zaman
ilericiydi.
Artik vahsiler yok: Sadece huktimetin vahsi muamelesi yaptigi 60 isciler var."
Ne siz
var ki potansiyel akikihgimiz sayesinde ilk bakista cikis-
gorulen bu durumdan kurtulmak
mumkundur. Proudhon'un
/tiro/lar'inda yazdigi gibi, "bireyde oldugu kadar toplumda da
dusunce daima icgudti ve kendiligindenlige galip gelir, karakteristik ozelligidir ve neden ilerleyebildigitururmizun Bu,
akil ve
mizi ac^klar. Boylece icimizdeki Doga gerilerken, tigi
gorulur."
61
Insan mantik
gucunu
Aklm one
cik-
gelistirdikce ve ahlaken ol-
gunlastikca, dine ve siyasal otoriteye karsi isyan etme yetenegi
kazanir ve huktimet
ile
yasalann getirdigi yapay kisitlamalann
ortadan kalkabilecegi bir evreye ulasir, Ozgurluge ulasmak artik
mumkundur. Etik
hem de Devlet'in yaptinmini Katolisizmini terk etmis. ve cocukluk reddediyordn. Kuskusuz Bu ifade Tannnin varhgivarmisti. "Tann kotuluktur" sonucuna da, Proudhon aslmda olsa ni ve onun ahlaki niteligini varsaytyor
Proudhon'un
inanch bir
etiki
hem
ateist idi.
Kilisenin
Insanm ilerlemek
icin ilahi bir seye yaslan-
mast gerekmez."lleriye dogru attigimiz her adtm Tannyi yok ettigimiz bir baska zaferi ifade eder."" Ancak Proudhon, Stirner gibi,
ahlaki degerlerin sadece insanlar tarafindan yaratildigi so1930-5 bsk.,l,s, 306.
59
/uslice,
60
Camels, Vll,s.219.
61
Con/cssioiu,
62
Economic Contradictions. SW,
SW,
s.
243. s.
221
Anar$izmin Tarihi
3M)
nucuna varmadi. Adaletin dtlnyada gasinda var oldugu
durumda
ickin ve insan bilincinin do-
kararhhkla savunmaya
fikrini
devam
etti.
Bu
yeni bir diinya yaratma girisimlerimizde kesin bir reh-
bere ve nihai bir standarda giivenebiliriz.
Ahlakh olmamizi saglayan, toplumsal varhgimizdir. Insan kolektif varolusun biUiinleyici bir parcasrdrr ve aslmda bizler
hem
hem
kendi sayginhgimizin
de baskalarrntn sayginhginm
farkindayiz, Nitekim insan kendi icinde bireyi asan bir ahlaki yasa-
nin ilkeferini
ozimu
tasir
...
Bunlar insamn ozunu ve bizatihi toplumun
oluscururlar. 6 *
Tipki Kant gibi, Proudhon'da da diinya ve insana ozgu
vunusunun ki,
haklannda acik
olarak
iyilik sa-
temeli a priori sezgiye dayanir: "Oyle sseyler vardir bir fikre sahip
olmasam
bile,
onlan a
priori
ve ovgilye deger bulurum."^ Evrenin adalet yasalan
iyt
uzerine kuruldugu ve adaletin evrenin yasalanyla orgtitlendigi onermeleri, "insan ratniar olarak degil,
Aynca Proudhon amacni aracian
ruhunda sadece
uyum
icinde
fikirler
ve kav-
duygular ve sezgiler olarak da" ifade
edilir. 65
cunku esas degerlerin bir basma amaclar olduguna inantyor-
bir deontolojist idi,
degil, kendi
du.
Tipki
Godwin
gibi,
o da her bireyin dogru ve yanhsi an lama
gticune sahip oldugunu ve bir otorite olarak
yordu.
Ancak her
"hem
kendisi
hem
de baskalan
eyleme yetkisine sahip kihndigi"ni one kisi ozel yargilarda
ken, sadece tek bir temel
icin
surti-
bulunma hakkina sahipProudhon buyuk
iyilik vardi: Adalet.
harfle yazdigi
bu ilkeye uzun ve coskulu bolumler
da, Hiristiyan
Tannyi cesurca yikarken, onu Adalet kihginda ye-
niden olusturur: "Adalet en yuce Tanndir" der
ayirdi; aslin-
biztere, "o yasa-
yanTanndir." 66
Proudhon'un
sozleriyle bir idee princesse (ana fikir) olan
adalet asla agtk bicimde
tammlanmaz, Genellikle
te andir, ancak saygiya da yaktn